2 Mayıs 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

2 Mayıs 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 4 Diger bir ;ne-ktubunraslı YARIN Facıa! H. Rifat Beyin Gaziye | Tramvay altında yazdığı 4 cü mektup “ Yeni 'kanunların tatbikatı bir hecümerç arzetmiştir! ,, Ankara asliye ceza mahke- | mesinde okunmuş olan ve H. ! Rifat B. tarafından Gaziye hi- | taben yazdığı mektuplardan 4 üncüsünü Ankara muhabirimiz hülâsatan bildirmişti.Bu mektubun aslını mufassalan derçediyoruz. Devlet teşkilâtının en mü- himlerinden olan adliye, uçu- rumlar kenarında dolaşmakta ve yangın adliye binasının saça ğımı sarmaktadır. Bu bapta ha- kikatı görmek için en basit ve en emin yol toplu bir manzara ve şümullü bir fikir verilebilmesi itibarile, fırkanın tamamen mu- temet beş on adamınin bir gün nagihani İstanbul adliye binasına girerek rasgelecekleri iş sahiple- rini, avukatları ve sonra da hâkimleri birer birer odalara çekip adliye hakkında kısaca fikirleri sorulmalıdır. Bu süalin samimiyetle sorul- duğunu görenler bilâ istisna ya- kasını yırtarak - “İllallah!, diye bağıracaklardır. Adliye inkilâbı- ni teşkilât ve tatbikatının bu derece yanlış olmasında mücrim Adliye vekilidir. Memleket, Ad- liye, inkılâp bütün iyilikler mü- cerret senin eserin olduğundan bu halin muhakkak böyle oldu- ğunu görünce elbette yeni bir hamlenle bu tâli ve arizi pislik- ler de bertaraf olur. Adliyeden haklı nihayetsiz derecede bezdi- diren ve bin türlü dedi kodu ve- ren pisliklerini erbap biri üç ayda temizliyebilir ve sana ye- niden minnetler, şükranlar top- hıyabilir. Adliye vekilinin vaziyeti güya hükümete bir düşmanlığı varmış ta cepheden hücumu mu- vafık götmediğinden, arkadan ve karanlıkta ve pusudan hücum için çare arıyormuş gibidir. Bu böyle olunca : “O mübarekten bir şey beklemez,, Biz de bu fikri hasıl eden vakıalardan bir kaç misal zikredelim: Kadriye Hanım davasının temyizden nakzından sonra Adliye vekili Kadriye Ha- nımin beraatine çalışmıştır. Ez- cümle : 1 —İzmir — müddeiumumisi, İzmire dönünce Galip Hikmet ismindeki arkadaşı bir avukatı çağırmış, maznunların vekâleti- ni almasını kendisi her nekadar mahkümiyet talebinde bulunacak ise de beraat tedbirleri alındığı- nı ve beraat edeceklerini anlat- mıştır. Bu avukat bu hakikatı Büyükadada Kavala eşrafından Hüsamettin ve cemiyeti belediye azasından avukat Avni B. lere söylemiştir. Tahkiki zor değil- dir. 2 — Vak'ada aleyhe kanaat eden müstantik Hikmeti taştan taşa vurmuş ve kendine kör alet kalan Nazımı terfi ve maa- pna elli lira zammetmiştir. Hik- meti İzmirden İstanbula döne- miyecek derecede parasız bırak- miş ve nihayet İstanbul müddei umumisi Kenan Bey vasıtasile başına akıl ve hayale gelmedik davalar açmıştır. 8 — Bizzat bize Ka kendisi de hemzeban olarak ; a mes'ele dolayisile bütün bi Şükrü Kaya Beyle huzura alın- * gdıklarını envai müdahaleye ma- ruz kaldıkları halde neticeden gene hakkı ilâ ettiklerini söyle- mişlerdir. B — İrtişa rezaleti davasında eski müddeiumumi Nafiz baye tevkifhadeden — intisap peyda eden İstanbulda —iken — vekil tavkifhaneye gidip 'çıkarmış ve diğerlerine ve diğer alâkadarlara daima başkâtip Tevfik ve ikinci reis Hasan beylere ne verildiğinl söy lemelerini müstantik 'Nazım bey vasıtasile tekrar tekrar tek- rarlamıştır. Bu böyle bir telkin idi ki yalanda olsa böyle bir şey ihdas edilmez, demek idi. Maz- nunlardan birinin vekili olmak sıfatile yakından biliyorum. Bu işte irlişa maznunları adliye vekilinden namuslu olduklarını isbat etmişlerdir. C — Memlekette her inkılâp yalnız bir menbadan geldiği ve kendisinde yüksek hiç bir tecelli olmadığı halde her münasebet düşdükçe ve düşmedikçe büyük Liderin irşadile bunları yaptık su- retinde bir hisse çıkarmak yolunu tutmuştur. Büyük Lider büyük inkılâpları düşünüp hedefi göste- rip yürü demiş, Adliye inkılâbı da yalnız böyle olmuş, fakat ad- liyedeki sersem, ihatasız ve hiç bir ilim şubesini tetkik etmemiş iptida! bir zihniyette oldugundan yeni kanunların tatbikatı mutlak bir hercümerç arzetmiş ve bütün bir memleket bundan bizar ye mutazarrir bir hale düşmüş, ve senin bunu ne zaman göreceğini beklemekte bulunmuştur. Bu halin devamı rejime kar- gı ve İnkılâbin. bâni ve hamisi- ne karşı taarruzdur. D — Her işte kör alet olarak kuullanılan, dakat ne kullanan? da, ne de kullanılan da basiret | we rüyetten mahrum fitrette el- | malarının bir nişanesi olarak müddeiumumi Kenan Bey An- karadan avdetinde Adliye veki- linden duyduğuna yeminler ede- rek, Ali Cenaninin huzura ça- gırıldığıni, — borçlarını ödemek üzre gazeteler aleyhine dava açması İüzumu irade buyurul- duğunu ve bu halde ait olduğu makamatça icabına bakılacağını ve iki yüz bin liraya karip bor- cun yüz bin lirası bu süretle te- min olunabileceğini ve Milliyete alt olarak hükmolunacak meb- Tâğın bizzat tesviye buyrulacağı- nı anlatmıştır. İrtişa rezaleti davasında alâ- kadar gürünen tevkif edilmiştir. Adliye vekili- Mahmut Esat bey kanunları bilmediğinden ve huz- urda bir ani feveranı ruhide ha- kikati söylemiyerek günü gün etmek istediğinden ve o gün mu- htemelen hiddete maruz kalıp üç gün sonra daha ziyade söylemek yolu varken gününü gün etmek siyasetile bunları şimdi tevkif etti- rebilirm, şimdi demiştir, Halbukt rüşvet, evlenme gibi lâakal iki kişi arasında olacagından ve bu- nun biri memur olmak lâzım ge- ldiğinden ve efradın memur ile müşlterek oldukları — cürümlerin tahkikatına cürüm © memurun ayai | mensup olduğu dairede tetkikat / ve tahkikat ve isticvap neticesin- başı ezildi Dün Eminönünden Bebeğe giden vatman Süleyman efendi idaresindeki tramvayın — üçün- cü —arabasından tütün ame- lesinden Mustafa; atlamak iste- miş, tekerleklerin altında başı ezilerek ölmüştür. Mustafanın cesedi tramva- yın altından çıkarılmış zabitaca tahkikata başlanılmıştır. Mustafanın Herman - tütün şirketinde i$ş bulmak için tram- vayla Ortaköye gittiği ve sur'atle giderken atladığı sırada düşerek tekerlekierin altında yuvarlanıp öldüğü anlaşılmıştır. ö SN Lik maçları Bu gün Mmühtelif spor faali- yetile dolu bir gündür. Taksim stadyomu ve kadıköy fener sta- dında müteaddit futbol maçları Beyoğlu halk fırkasında güreş müsabakaları Bisiklet federasyo- nu tarafından tertip edilen bisik- let yarışları V. S. Takslınm stadyomunda Vefa Beykoz Galatasaray İstanbulspor Gtakımları karşılaşacaktır. Geçen devrede / Beykozu mühim bir farkla yenen Vefa bu gün karşı- sında bambaşka bir Beykoz ta- kımı bulacacktır, ğ Beykozun bu gün kazanması kuvvetli bir ihtimal dahilindedir. Galatasaray — İslanbul sporun 3 takımı arasındaki maçlara ge- lince bu başlı başına bin hadise ola caktır. Memleketin kıymetli iki irfran ocağinin üç takımı karşı karşıya göreceğtz. İkinci kümeye dönmesi takar- ki kiymetini bu gün göreceğiz Yapılacak üç maçtan mühimleri 1-8 inci takım maçıdır. Milliyet kupasına namzet olan bir iki kulüp küçükleri fenn! oyun sistemi ile taktir edilmiştir, hangi tarafın galip geleceğini tahmin etmek imkânsızdır, Birinci takımlarda, İstanbul sporun kazanması Zâif bir ihti- mal dahilindedir. Mamafi İstan- bul spor eyi bir Oyun gösterip az bir farklada mağlup olsa muvaffak olmuş sayılabilir. Kadıköyünde de — Altınordu, | Hilâ-Kumkapı, Topkapı küçük- | deri bir maç yapacak, Ferner- bahçe, Beşiktaş takımları Bay-” ramda yapılacak Peşte muhteliti maçlarına. hazırlık olmak üzere bir eğsersız yapacaktır. * Cumhuriyet gazetesi tarafın- dan tertip edilen güret Müsaba- kalarına bu günde devan” edile- cektir. de tahakuk ve Şurayı Devletçe lüzumu muhakeme kararı veril- meden adliyenin bu kabil ceraime yazıyet etmesi memnudur,. Adliye buna © süretle — elini bile süremezdi. Halbuki hâlâ da mücrim bir memur çıkmamıştır, Bu meselenin izabı Şurayı Dey- let relsi Nusret Beye irade buyu rulabilir ve bu tevkif müsebbip- lerinden müstantik Ceza kanu- nunun 181 inci maddesi muci- bince üç seneye kadar hapist ve müddeijumumi 185 1nci madde mucibince bir seneye kadar ha- pis olunmak u. Cümhuriyet vardır, kanunlar mutadır, ve bu adamlar bu ce- zaları yiyeceklerdir. Cümhuriyete imanı olanların bu davayı nasıl bir ateşle yürü- teceklerini yakında duyup takdir buyurackun. , Haydar Rifaf — ——— ——— A rür eden İstanbul sporunun haki- Kırık heykel! Yazan : Hasan İlhatsi Cananı sevmiyorum. O beniti — Nihayet Cemil, günlerden beri son eserinin ikmaline çalışıyor- du.. Atelyesinde heykeltraş ka- lemini eline alıp ta, san'atının yaratıcı kudretini, hissiz ve du- nuk renkli alçılara, taşlara işle- meğe başladığı vakit asıl bir heyecan içinde benliğinden ay- rılıyor, eserine temessül ediyor- du. Bu Rafail'in Mikel anj'ın duydukları asil san'at heyecanı idi., Nihat Cemil, Venedik'ten avdetinden sonra; güzel san'at- ların şah eserlerini yaratmağa, kırılmıyan ve ölmiyen san'at parçaları bırakılmağa başlamıştı. Heykelleri, portreleri büyük bir alâka ve takdir ile karşıla- nıyor, alkışlanıyor.. — Sanayil nefise mahafili ve matbuat gün- lerce genç san'atkârdan, onun eserlerinden bahsediyordu.. San'atkârın genç bir karısı, gözel mini mini bir kızı vardı.. Ogün erkenden çalışmak için atelyesinde eserini tetkike baş- Jamış ve ancak bir iki günlük iş kaldığını memnuniyetle gör- müştü. Bir sigar2 yakarak geniş bir koltuğa oturdu.. Eserinin ufak tefek bazı kusurlarını arıyor.. onun h- kiki bir şaheser olduğunu düşünüyordu.. Bu genç bir kadın heykeli idi.. — vücudün, — tenasübü ve gözelliği eserin hatlarında; göl- gelerinde görülen yüksek san'at, irişilmez bir kudret arzediyor- du. “ Afrodit ,, denilen 'güzellik alihesi canlanmış san'atkârın kar- şısında mücessem bir mermer halinde kendini göstermişti. Na- hit Cemil eserinin yeni açılan “ Gölgeler , meşherinde kazana- gağı büyük muvaffakiyeti dü- şündükçe sevincinden âdeta kü- çük bir çocuk gibi oynamak hop- palıklar yapmak arzuları duyu- yordu. Sigarasını söndürmüş, bir si- gara daha yakmıştı. Kendine bu şah eseri, bu büyük muvaf- fakiyeti kazandıran kadını, ese- rine model olan ilahi genç ka- dıni bekliyordu.. “ Canan , ©o sabah mutadı hilâfına olarak bir az gecikmişti.. Nahit Cemil bu teahhurdan sinirlenmeğe, — sabırsızlıkla atel- yede elleri gömleğinin cebinde gezinmeğe başlamıştı. O sabır- sızlıkla gezinirken birden kapı açıldı ve içeri san'atkârın genç karısı “Fahire, girdi.. Bencere- nin önünde ve paravanın arka- sında duran “ Venüs, heykeline kin ile, nefret ile baktı.. Ve sonra kocasına dönerek : *—Nahit! dedi.. Ben artık bu kadar ihmaje, bu kadar ezi-fi lp — hırpaladmağa — tahammül edemiyeceğim. Cananı, o sokak | ve bar kadınını bu evde; bu atlyede görmeğe tahammülüm |'|; Vi kalmadı. Sana samimi olarak itiraf ediyorum. Onu kıskanıy o- rum, Nahit.. Onun çıplak vücudü karşısında seai görmek, bana #&&za ye iztirap veriyor. Kadın Bururymu, ve kalbimi incitiyor.. | Genç san'atkârne yapacağını taşırmış bir halde ellerini uğuş- yaklaştı. Saçlarını okşadı ve * — Karıcığım ! dedi. Ben (| Alsam 19,06 | Akşam ; Zilhiece turdu, Sonra karısının yanına kalbimin değil, eserlerimin . $ hibidir. İ O san'atımın alihssidir., K kançlık istemez karıcığım.. . çocuğumun anasısın . O da e80 — rimin.. Vreğl M & / Genç kadın heykeli artık bitmişti.. Nahit Cemil heykeb — traş kalemini biıraktı.. Heykeli — yakından bir daha gözden g| Eevet bu “Venüs, tür..'Bu canafl — idi.. Canan belini (hımılılıi_!f1 yarı örten tülü sıyırdı ve ıIU*_ İ için hazırlanmağa başladı. K Genç sanatkâr, — modelini? ellerini elleri arasına almiti — onun — beyaz , — ince zalf | parmaklarını dudaklarına götü” müştü,. Kadın başı dönmüş, bat” — gin ve bitkin bir. halde kendini | san'atkârın kolları arasına bi t l ve -seni seviyorum - Nahit! İ dedi. 7 Seviyorum seni.. Onu kıskâ” nıyorum.. Eserini, muvaffakiyt” — tini sana ben verdim.. Karın set? benden çalıyor.. Onu ıbrıı.",'* istemiyorum.. Nabit cemil genç kadinif mantosunu giydirdi.. ve “ te kür ederim Canan dedi.. Ayrılmışlardır. * * Gazeteler , her gün Nahit — Eemile sütunlar tahsis ediyor: * — Onun yeni ve son heykeli etri” — fında münakaşalar yapıyı ğ Venüs heykeli “Gölgeler, mef' herinde teşhir edilecek ve bütüf — tenkitlere, hata, kusur, noksâf bulmak — istiyen kalemlere s09: kat'i cevabını verecekti ., — —— Bu eser asırları ve asrilefi şöhreti içine alıyor . , Lly.d" oluyordu . . Esere çelenkler ** çelenkler hazırlanıyordu . . Nahit Cemil eserin lıigİ akademinin himayesinde ol açılan resim ve heykel ııl(*f ne götürüleceği, lâyemutlar arâ ” sına karışacağı gün erkend atelyesine indi. Heykeli i) içine alacak ve hazırlığı ikmt” edecekti.. Atelyenin — kapısını açıp N_', paravan arkasında duran eserine bakınca boğuk bir hk ile haykırdı.. Dudakla! isırdi. ve sonra kendini bit bir halde şezlongun üzerine rak küçük bir çocuk, kuca; ki çocuğu çalınan bir anne ağladı.. Ağladı! Venüs hı başı, kolları, gövdesi ve ları kırılmış yerde — yatıyı paravanın yanında sinsi teb ile gülen bir kadın dıın.ı_yd" Bu san'atkârın genç ve hırf karısı “Fahire,, idi., - ““YARIN, IN TAKV, Mayıs a CUMA — Sentl | | Resmiye 2 Hldl'ğ K 1980 1348 Namaz vakıtları — Alaturktâ | $. 8,57 | | 13,00 9 Yatsı 20,49 | Yatsı j İmsak — 3,00.1 İmsak TP Kasım 3 , 176 LFĞT T Bi ya i Ç Senci | Güneş 4.5'.; ; |Oyıı 12 11 | Öyl İkindi 16,08 | İkindi

Bu sayıdan diğer sayfalar: