24 Mayıs 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

24 Mayıs 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 2 Gençlik nasıl idare edilir — creerrtisada Yazan: Ahmet Cevdel Dünkü nushamızdan devam AU USi Avrupada tahsile sonra buraya avdet eden talebe içinde; hususi bir meslek - sahibi de mevadirdendir. Bunlar, zaten tahsil ettikleri - memleketlerde bir kaç sene olsun ameli meş- güliyetlerde bulunmadıklarından onlarda İstanbula gelir gelmez memuriyette soluğu alırlar. Sü- reyya paşa zade Altıf bey ki, büyük bir mensucat mücssese- sinin direktörüdür, nevadirden ve müstesnalardandır. Avrupada tahsile gönderilen- leri oralarda iki üç sene ame- liyatta bulundurmalıdır. Halk, bihâakkın yeni Avrupa harsinti anlamış değildir. Hatta büyük davairimizde bile bu nok- sanı görmekteyiz. Bu ise umum mektepler tedrisatının ve içtima- iyatla münasebat tevessuunun fikdanından ileri geliyor. Bizde fikren inkılabı. ihti- yariyi tevlide müstait adamlar azdan azdır. İhtiyari inkılap diyorum, bu- nunla demek istiyorum ki o, in- kılabı, güya tabialinde peyda olmuş gibi hisseder. Hele tedri- satta bunun nakadar ehemmiyeti vardır. Avrupa mekteplerindeki muallimler işte böyle kimseler- dir. Onlarda tekâmül, adeta ta- biati saniye olmuştur, binaena- leyh talebeye vakı olan ilhamları çok müessirdir. Bizde hayatı nmumiyesinde bu ilhamlar ile tekâmül vüs'a- tine nail olanlar nadirdir, bina- enaleyh adam yetiştirmek mese- lesi bizim için çok, çok güç bir iştir. Buna dördüncü bir sebep bulmaktayım: Diye - bilirki bir Türk genci çalıştı, — çabaladı, mümkün mertebe yetiştirilmeğe ——— bir sayın neticesi olduğunu gös- teriyordu. yarım saat kadar süren ha- reketler hatalar nazarı itibara alınmazsa umumiyet itibarile çok güzel foldu. Harekâttan " sonra Kız talebe cümhuriyet şerefine üç dafa (yaşa) bagırarak yerleri ni erkeklere bıraktılar. Erkek talebe kızlar kadar mvvaffakiyet gösteremediler, Fakat harekât daha ağır ve güç olduğundan bu nispi — muvaffakiyetsizliği buna atfetmek lâzım gelir. Erkeklerden #onra - terbiyei bedeniye kurs talebesi bazı ha- | rekât yapmıştır. Şenlik heyeti umumiyesi itibarile çok güzel olmuştur. giden ve | şayan oldu, bu adam bilahara kendini kabul edecek bir. ikti- sat evi bulamıyor. dönüyor, dolaşıyor, aç kalıyor ve nihayet melcel umum olan memuriyete ı can atıyor. Bizde, Pariste ögrenmiş mü- kemmel bir hâkkâk vardı, bi- nazir idi. Cıgal oğlunda bir de dükkân açtı; fakat geçineme- di. Onu bilahara Darülmuallimin müdürü yaptılar! Memuriyette bulunanlar da, kendilerine lâzım olan mesleki malümata ekseriya sahip degil- dir. Meselâ. Zabıtai belediyeyi manen ve maddeten anlamış me- murlar yetiştirmek nakadar güç olduğunu görüyoruz, çünk bu vazife ile mükellef olan memur nakadar malümata sahip olmalı- dır. lstanbulun zabıtai belediye- sine girecek kimse evvel emirde şu memleketin kıymeti tahriyesi- ni bile bilmek lâzım gelir. Nasılkâ büyük maliye me- muru, “Kolber, “Malyani, gibi zevat vatandaşı oldukları memleket lerin nali ve iktisadi ahvalını düzelt- mek için hangi fikirlere sabip olmuşlardır, işte bunları bildik- ten sonra kendi memleketlerinin edvari ne gibi haletlere sahne olmuştur. onu bilmeli, ahaliye cesaret veren ve yahut ümitsizli- ğe sebep olan muamelâtı göz önünde tutmalıdır; o zaman mu- vaffakiyet kolaylaşır. Bu malü- mat olmadıkça, - maliyece bir memleketi ıslah etmek mustahil olur. Meslek mes'elelerinde biraz da, maalmusade Millet Meclisin- | den fbahsedeceğim. Millet Meclisi — ister ister bir kaç fırkadan mü- rekkebolsun, sza meslek ve ya meşgale — veyahut — malü- matı mahsusa şubelerine ayrılma- hdırlar. Mesela zirai şube,sinat şu- be, ticari sube. Hatta bir şube mesela zirat şubede bağcılık, ekincilik, meyvecilik gibi ikinci şubelere sahip olmalıdır. Avrupada görüyoruzki Senato- larda bile böyle şubeler vardir. Gönül isterki İstanbul Meb'usları belediye, liman, sanayı, balıkcılık meselelerini kendilerine iş edin- sinler. Eğer bu usul ittihaz edilirse alelumum iktisadi meslekler başka bir refaha nail olur ve bu mes- leklere mensup — Meb'usluklar tekâmül görür, Meclisin heyeti umumiyesini tenvire hadim ola- bir, ! D:g_ak İzmir polis müdü- ründen sorulacak İzmir, 23 — Şehirimiz mülki- ye müfetişleri dahiliye vekâletin- den aldikları bir emir üzerine polis müdürü beyi istiçvap edeceklerdi Lâkin Ömer B. hasta olduğu için isticvaba gelmedi. Ömer beye sorulacak — sualler şunlardır: İstanbula niçin gittiniz, Mu- ammer beyi dövdünüz mü? | İticvap yakında icra edilece- | ktir. İzmirde şenlik | yapıldı İzmir, 23 (A.A) — Havanın muhalefetine binaen bu haftaya tehir edilen mektepliler fspor ve ' idman şenliği bugün fevkalâde merasimle ve binlerce halk hu- zurunda İcra edilmiştirr Amanullah Yakında istanbula geliyor Roma 22—Eski Afgan kralı Amanullah yakında kızı ile birlikte Türkiyeye gelecek ve yaz mev- simini orada geçirecektir. | Feci Kralın hareket edeceği tarih kat'i surette malüm değildir. Kral bunun için hamile olan kraliçenin vaz'ı hamletmesini ı bekliyor. | Amanullah kışın tekrar Ro- maya gelecektir. Alevler arasında yanan vapurda bir dua! Hacıları'gütüren Asya vapuru ile beraber 112 hacıda yandı mı? Cidde, 23- (A:A) — Asya vapurunda zuhur eden dünkü yangında pek feci sahnelere şa- bit olunmuştur. Limanda bulu- man bütün vapurların 20 ye baliğ olan tahlisiye sandalları vak'a maballine giderek 950 yolcuyu kurtarıp — almışlardır. - Gminin kaptanı, alevler içersinde dua etmekte olan bir takım hacıların bu elim vaziyetlerinin arzetmek- te olduğu harikulâde manzarayı ZgLilin | Buğ_an! Balon Amerikaya d iniyor Berlin 22 — Graf zeplin balo- nuu hakkında henüz katl haber yoktur. Bir rivayele göre balon doğ- radan doğruya Biade Jonerla yo- lunu tutmuştur Diğer bir rivaye- te göre balon Pernambucuda ka- raya inmiştir. Balondan alınan son telgrafta hattı üstüvanın geçildiği bildiril- mektedir Bu münasebetle neşeli merasim yapılmış Dr. Ecnkner de | su içine daldırılmış ve traş edil- miştir. Bu telgrafta seyahatine cak, işte bu şubelerdir. Yoksa müzakerat hususiyetle — tamik edilemez. | Fransız Meclisi Meb'usanında | bu sene buğday mes'elesi ne et- raflı tetkikata mevzu oldu. Öyle ifadeler okuduk ki bunlardaki vasi ve cihani malümat ancak ve | ancak bu mes'elelerle ötedenberi | meşgul olanlardan sadir olabilir- | di. Mes'ele Senatoya gitti. O- rada da tetkikatı — mahsusa asarı göze çarptı. Ben isterdimki Millet mecli- sinde memuriyet hevesinin ıllıtl- sadi mesleklere tahvili mes'elesi Meclisin hıftalarca, aylarca sert | münakaşalarına mevzu olsun. İşte bu tarz ile gençliğin terbiyesi için | filiyata tatbik olunacak makul İ usulün neden ibaret olduğu ta- | hakkuk ederdi. Tefrika No: 38 Ankarada ağaçların yeşil yapraklarına çe- viriyor. Sesi titriyarek bir şeyler anlatmağa — çalışıyor. — Gözleri güneşden müteessir. olmasın için yumuşak bir Ppanama getirdim. Giydi. Yaralı ceylanlar nasıl bi- tap bakarlarsa öylece yüzüme baktı Kıvrık dudakları ile te- şekkür etti.. Ellerini yanlarına bırakıyor, kansız yüzünü sol o- muzu üstüne yaslıyor. Canı sı- kılmasın diye kitap okuyorum. E';* *.ll,:.k tefe;ruatına 8l IİW Mw dadıların uykusuz '.:İ lattığı — masallara — ki ş Karşısına geçip tatlı tatlı avlatı yorum. Sakin dinliyor. 24 Mayıs 19380 ir macera Yazan: AY HAN I Enjziyade ben sıgara içerken hoşlandığını söyliyor, sütünü el- lerimle ıçiriyorum, çarbasını ağ- zına besliyorum ellerini sabunlu bezle sildiğim de oluyor annesi ya- nımıza geldiği zamanlar öteden beriden görüşüyoruz. Hizmetçi kızlar bile pancurların aralıkla- rından acıyarak bize bakıyorlar. Onlar bile benim ruhi alâkam- dan birşey anlayamıyorlar. Ah, elimden bir çorba içmesi var ki.. Kumru yayruları analarının ga- gâlarına nasıl çırpınarak — ağız açarlarsa, küçük ağzını öyle a- çıyor. Annesi İlatife ediyor. Yemin ederim Feridun bey Handan hafifçe kızarıp önü- ne bakıyor ve o zaman onunla daha ziyade alâkadar oluyorum. Büsbütün tuhum onun feri taze gelmiğe başlıyan ölgün gibi göz- lerine akıp karışıyor. Karşıdaki kırmızı köşkte bir kaç genç kız var ki, çalılar arka- sına saklanarak — bizi — tetkik ediyorlar, Çok defa akşam serin- liklerinde şakrak kahkabalarla “Tenis, oyniyorlar. Güneşten yanıp kızarmış çıplak kolları ve kanlı yüzlerinden hayat ve neş'e fışkırıyor. Handanın şezlongunu ilerlere sürüyorum. akşam serinliklerin- den üşümemesi için narın vücu- dunu ince bir atkıya dolayıp sarıyorum. Sessiz sadasız “Tenis,, seyre- diyor. Geçen sene |kendisininde oynadığını söyliyor. Bir defa to- py tutarken ayağı burkulmuş gölerek ; iyi devam ettiği bildiriliyor. Meclisin muhterem azasından | , rica ederim: bu memuriyet me- | g'elesini inceden etsinler ki memur ordularından | inceye tetkik kurtulup. saileri memlekete ik- | tisadi mesudiyet neticesi getire- cek insanlara sahip olalım ve memleketimizin gayri müsmir masarif ve aylıklardan uzaklaştı- ralım, Haddinden ziyade fazla memur istihdam ediliyor ve de- vam eden muracaatlardan baş alınayor. Maişet bunun en mües- sir saikıdır. Asıl gençliğin iktisadi mes: leklere girmelerini intaç etmeğe Yarayacak diğer bir tedbirden ayrıca bahsedeceğim ki onun umuru maliyemiz içinde büyük pek büyük bir yardımı olacaktır. — Tamam bir halta çekmiş- tim . . Dedi. Akşamları güneşin kızıllık- ları kumral saçlarında yanarken veda ediyorum. Bol yeni içinde degnek kadar incelen elini uza- tıyor. Elini yanan avcuma alı- yorum. Gözlerim gözlerine dalı- yor, Önüne bakarak : — Yarın sabah diyor. — Yarın sabah diyorum. Kederden ağırlaşan başım omuz- n Aarasına çökmüş olarak #tomabile dönerken, üzüm kü- tükleri arasına sıralanan güzel tenisciler bir birlerine göstere- rek Hıp gülüşüyorlar. İçlerin- de bir gtımarık çocuk — varki, önlerinden geçerken her akşam karanfil “dudakları — arasından kırmızi sivri dilini çıkarıp kaçı- yor. Bir gün onlarda anlayacaklar, bir gün onların şen ve mes'ut bir sahne ! | | | | $ —a ——— ea abrierian eeeit a , içtimada bazır bulunmaktadır- tasvir etmektedir. Asya gemitlı hâlâ ateşler içindedir. Ve yağ” na yaklaşmak ihtimali yoktur. Paris, 23 (A,A) — Asya V8" purunün — tayfasının — kurtulmü! olduğu haberi teeyyüt etmekte dir. 112 hacı meydanda yoktur" Ateş, çanaklıkların ahşap kısım” larını tahrip etmekte ve g ambarlarına doğru ilerlemektedi" Bu hacıların Hint müslümanlari oldugu söylenmektedir. İngiliz meclisida- gıtılacak mı? Londra, 22 (A.A ) — Amele farkasının içümar öğle yemeğin” den sonra başlamıştır. Bu içtimâ - gece geç vakte kadar devam İ edeceği zannedilmektedir. M: Macdonald ile bir çok nazırlar Bu içtima gayet büyük bir alâkâ uyandırmakta isede bu akşam kat'i bir karar ittihaz edilmesi” ne ihtimal verilmemektedir. M- — | Macdonald, parlementonun fer- hini talep etmeğe mütemayil ise avam kamarasında — 28 Mayis tarihine muhafazakârların tak- riri üzerine verilecek reyin ne- ticesinde - inlizar etmesi muhte- — | meldir. Bu takrir işsizlik nazı rının maaşının tenkisi talebine dair olup kabulü hükümete karşı bir tevbih reyi mahiyetini ala- —— caktır. Liberallerin bu mes'elede — müstenkif kalacakları zannedi- — liyor. İspanyol tayyaaresi gaip Paris, 23 (A.A) — Binbaşı Burgette'in rakip olduğu İspanyol askeri tayyaresi Jupy purnu cı- * — varında motörüne arız olan sa- katlık yüzünded düşmüş ve şim- — diye kadar yapılan taharriyat neticesiz kalmışlır. varlıklarından da bir sızı - sar'ası geçecek, ruzgârdan alınan mu- kavemetsiz. gül fidanları gibi inhinalaşan körpe vücutlariyle —— koşuşup çığrışıyorlar. Bunlara izlirap temenni etmek istemi- — yorum, YA - Fakat bir gün kalplerinin sızladığını ve ruhlarının. boğul: —— duğunu his ederlerse, beni hatır- —— larına getirmelerini çok arzu ederdim. O zaman, karşıki te- pelerin çıkıntılı. tümseklerinde güneş batarken, ayni saatte mağmum ve omuzları düşük bir N adamın hayaletleri gibi bu yol- 3 lardan geçip gittiğini yadetsinler” ç eĞ z 5 Ağusltos —— Samiye bil zaifladığımı söy- Hiyor. Yemekten sonra kahve alır- ken : (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: