29 Mayıs 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

29 Mayıs 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 2 'İ Terbiğe müsahabe;e;ı: MT Maarif ve Ordu Cumhuriyeti, halkın kendi kendini idaresini ve bunda ye- gâne iradesi biliyoruz. Yukar- dan, aşağıdan, sağdan veya sol- dan, içten veya dıştan gelmiş veya gelecek her türlü istipda- da, her çeşit tahakküme karşı, onu zayıfların ” bir el birliği gö- rüyoruz. Zaif ile kuvvetin bu çarpış- ması olmasaydı, beşeriyet şim- diye kadar yaşadığı muhtelif hükümet şekillerinden geçmezdi. Nihayet büyük fert kütleleri- nin lehine olarak ve onlardan alınmış kuvvetle, bizzat cumhu- riyet teessöz etmezdi. İnsana bu büyük dersi veren bizzat or- tasında yaşadığı milli hadiseler- dir. Onun ta köklerinden başla- yarak geçirdiği ve geçmekte olduğu derin tahavvüllerdir, geniş sarsıntılardır. Bilhassa beynelmi- lel hayat arasında pek sıkı olan münasebetlerdir. Delile ne hacet! Türk ordusn Galiçyada, Romanyada dolaşmasa Kafkaslarda, İraklarda, Sinalarda | gezmese, Gelibolu ve Çanakka- lede dünyanın bin bir milletile çarpışmasaydı kendisini Cumhu- olurdu. Onun ilk temeli, içinde yaşadığımız hayat itibarile or- dunun bu görgüsündedir. Bu çok canlı m'işahedelerle Meh- metcigin gözü açılmasaydi, hi- lâfet ordusunun bir İngiliz ileri İzmir bağcıları İzmir : 28 (Hususi Muhabiri- Izmir ve mülhakatı iktısadi mıntıkada son yağan yağmurlar zürran mühim zararlara duçar etmiştir. Bilhassa bağcılar yiye- ceklerinden, giyeceklerinden ta- sarruf ederek bağlarını hasta- lıklardan korumak için döktük- leri kükürt ve gök taşı. yağ- murların şiddetli akınlarile sili- nip gitmiş ve zavallı yoksul bağcılara kan ağlatmıştır. Bu vaziyet bir kaç gün evvel | buradan müfarekat eden ziraat | bankası erkânından Cevdet Na- suhi bey tarafından da — görül- müş, Fakat ziraat bankasının * riyete götüren yola ıiıı.-lığ İ . şimdiye kadar pek — feci bir va- ziyette bulunan bağcılara mua- veret ve merhamet — kolunun | uzandığı maalesef görülmemiştir. | İktisadi miatıkanın — başlıca servetlerinden biri bulunan üzüm- cülüğün müstahsıllarını bu fena | vaziyetten kurtarmak lâzımdır. | Ziraat bankâsı müdüriyeti umu- | miyesinin derhal bir karar ittihaz | AAA AAA Tefrika No: 86 alâkadar — olduğumu — göster- mek - istiyordum . — Boşbogaz bir adamın sacmalarına - tutul- mak kadar sıkıcı bir şey yoktur. İ Bunu bilip takdir edenler, en- | sesi üç kat ka , tik nefes beygirler gibi sık ve hırıltı ile soluyan, çopur yüzlü, kalın sesli Kayseri meb'usunun karşı- sında kaç kilo ter döktüğümü kolayca tahmin ederler. Muttasıl söylüyor, bir lafı biterken diğe- rine başlıyordu; — Erciyat dağı üzerine bir Sanatoryom yapılmasını düşünü- yormuş. Buraya, alp dağlarında olduğu gibi yükseklere tırmana bilen kontrfrenli şimendifer ge- Z— karakolu olduğunu anlamak o- nun için mümkün olur mu idi? Milli mücadele en kuvvetli (- tihkâmını onun sinesinden, en büyük müdafaa cephesini onun kollarından, en geniş taaruz hattını onun bacaklarından teş- Hkil edebilirmi idi ? Binaenaleyh bu içtimal ha- disenin tabii neticesinden, ordu kütlesinin ruhunda husule gelen bu derin tahavvülden, göz ve kulağın aldığı bu fala terbiyeden maarif yolunda da azami istifa- de çaresine bakmalıdır. Köyünde | mektep bulamayan mehmetcik, başının müsadesile, yeni Türk harflerinin kolaylığıla şehir ve kasabayı yakından görüş ve an- layışiyla oraya döndüğü vakit o- nun en tabii bir muaallımi va- ziyetine gelmelidir. Zaten Ana- dolunun gobeğinde ordudan on- başı ve çavuş dönmüş askerler her zaman köy ve mahalleleri için bir — mürebbi görmüşlerdir. Türk halkının bu hissi seli- mile zabitlerimizin daha şuurlu ve daha sarih bir programı ve tatbikatı, bugün her köyde halka kapısını açamayan maarifimizin boşluklarını kısmen doldura bıl- mek imkânını verecektir. İlk garp ilmini ve terbiyesini Tür- kiyeye sokan ordu, bu suretle cumhuriyet ruhunun en izbe, köylüye kadar bütün damarlarda devranına en 1layıklı ve liya- katli rehber olacaktır. hizmetini ** heyecan içinde! edip zürraa kükürt ve gök taşı vermek suretile muavenet etmesi ileride vukuu melhuz felâketle- rin önünü alabilir. Tevzlat —bir kararla ve &Uzun uzadiye muhabere ve me- rasime — tabi — tutulmamalıdır. Çünkü merasim ve muhabere ile vakit kaybedilecek olursa m v- #m geçecek ve o zaman vukuu muhtemel felâketler baş göste- recek ve bu arada - verilecek kükürtlere Gök taşlıır faidel zaideden olacaktır. Bağcılarımız bu vaziyet kar- şısında kolları açık çerişan bir vaziyette bankanın muaveneline datizar etmekdedir. Yağmurların Afyonlarada bağlar kadar zararı dokunmuş- | tur. Afyon piyasası düşkün | olduğundan vaki olan ani felâket | afyon piyasasımı biraz canlan- İ dırmıştır. Bu suretle yağmurun ika ettiği zarar zail olmuştur. Sebzecilerde zarar görmüş- lerdir. Tütün fidanları yağmur sellerile akıp gitmiştir. Siyametdldin Yazan : AY HAN tirmek çok eyi bir şey olacakmıs: Amcamla görüştükten sonra bunu bir teklif halinde meclise vere- | ceğim, diyordu. | — Muvafık olur. dedim.. — Siz Ercıyazımızı görme- ; diniz, bilmezsiniz dedi.. Bu altı saatlık mesafeden kolayca gö- | rünür, hani ağustosun on beşinde bile tepesinden kar eksik olmaz.i' Biraz çam yetiştirmek, biraz tan- | zimat şeye kâfi gelirmiş. (1925) te hususi heyetler vasıtasıla zir- | vesine çıkılabildiğini söylemeyi de ihmal etmedi. Erciyas etekle- | rinde vası sütcülük ve pastırma- tilik tesisatı yapılacileçeğini ilâ- Bergamada Bir kadın ırzını tabanca ile kurtardı İzmir. 28 (Hususi Mu.) Ber- gamanın Ayaz köyünde Akibe namında bir kadın ırzına tecavüz etmek üzre Oodasına giren Re- cep namında bir şahsı tabanca ile ağır sürette yaralamış ve mütaarrızın — Menlur — emeline mani olmuştur. Amele hükümeti- ni sıkıştırdılar Londra, 28 ( A.A ) — Avam kamarası gece celsesini temamen mali kanun İâyihasının ilk kıs- minin tetkik ve müzakeresine hâsretmiştir, Muhafazakârlar o- pstrüksiyon müzakereyi terket- mek yaptıklarından ve M. Snov- den bu bapla gayet sert ve ısırıçı tabirlerle tefsiratta bulunduğun- dan kamara bir takım hiddet ve tehevvür sahnelerine şabit ol- muştur. Nihayet M. Snovden kanun layihasının ilk kısmına ait mü- zakere ve tetkiklerin gece celse- sinin hitamından evvel ikmal edilmesi suretinde bidayeten ser- detmiş olduğu talebi geri aldı- gındanibir ttilâf elde edilmiştir. Nihayet, muhafazakârları ve- miş oldukları takrir 70 reye karşı 172 rey ile reddedildikten sonra müzakerâta nihayet ve- rilmiş ve celse şaat sekizi biraz eç tadil edilmiştir. Bakkaliye mağazasını soydular ! Evvelki gece sabaha karşı Fatihte Macar kardeşler cadde- sinde nefaset bakkaliye mağaza- sına hirsiz. girmiş, bir — çuval şeker, çay, kahve bir miklar para çalmıştır. Zabitaca hırsızların izi takip edilmiş, toför muavini sabıkalı küçük Hüseyin Fuat ve arkadaş- ları olduğundan haklarında maz- nuünen tahkikata başlanılmıştır. Sopa ile _var:ıladı Mavnacı — Mahmüt oğlu Os- man ile seyyar manav Mustafa bir kadın mes'elesinden — birbir - ile kavga etmişler, bunlardan Mustafa sopa ile Osmanın bur- vundan ve elinden yaralamıstır. 91 lira çaldılar ! Dün Unkapanı köprüsünden geçen Ali oğlu Zekeriyanın ya- nıma sokulan iki kişi mantarçı- | hıkla 91 lirasını dolandırmışlar- dır. — Bunlar için tasavvurlarim | var. Biraz evvel meclis reisi haz- | retlerini söyledim. Bendenizi teş- | ci ettiler, dedi. — Canım hele bir muhterem , amcan gelsin, hepsi kolaylaşır | diyerekten sırıtıyordu. Kendile- rini yol üzerinde uzun boylu rahatsız ettiğimden dolayı afleri- ni rica ettim, Laübali kahkaha- lar savurarak elimi tuttu. Şoför | | işitmesin diye okaca kulağıma eyildi, bırıltılı nefesi ekşi pas- tırma kokuyordu, yavaşça dedi ki : — Sami beylere de uğrama- | yi ihmal etmedim. Kıpkırmızı kesilmiştim, kısık sesile devam ediyordu. —İki ay varki evlerine uğrayıp bir. kahvelerini içmemiştim ev- | Jat kibar ailedir. onlar. Arife tarif gerekmez. Büyük kerime- | sinin — hastalığını da — işitmiştim | hani. Cevap vermiyor, sadece yangın —tdte— Oklahoma-Sity, 27 (ALA.)— İçinde 200 otomobil bulunan bir antrepo büyük bir yangın esna- sında harap olmuştur. ÂAntrepo- nun diıvarları yıkılmış, 5 kişi enkaz altında kalmıştır. Bun- lardan ikisi ölmüştur. Bir şehir daha isyan et ti Londra 28 (A. A.) Bombay- dan Dail Mail'e bildiriliyör: Dün Hindistanın muhtelif yerlerinde vukua gelen azçok ciddi karışıklıklar Luknuvva dıhl' sirayet eylemiştir. Bu şehir 1857 858 isyanı esnasındaki muha- sara sebebile büyük bir şöhret | kazanmıştır.Zabita burada Gân- ler tarafından idare olunan nü- | mayişçiler üzerine ateş etmeğe mecbur kalmış ve iğtişaşçılardan dördünü öldürmüş, otuzunu yara: ı lamıştır. Dündenberi Bombayın | muhtelif mahalleriude karışık- lar olmaktadır. Burada dört ölü ve 58 yaralı vardır. Lehistan Alman- yayı protesto etti Berlin, 27 (A.A.) — Leh orta elçisi Neuhoefen'de çıkan hadi selerden dolayı protestoda bü” lunmuştur. Sefir, Lehi tanın be meşele bBakkıncaki naktali nâ* | zarını izah etmiştir. Hariciyet nezaretile sefirin noktai nazaf” ları arasında zıddiyet olduğun” dan muhtelil* bir tahkikat ko* misyonu teşkil edilmesi düşür nülmektedir. Meclise verilen lâihalar Ankara, 28 (Telefon) Heyeti | vekile bu gün toplanarak bazi müstacel lüâyihaları intaç ve meclise sevketmişti ?chviz muamelesi nihayet İ bitiyor mu ? Tefviz muamelesi bir iki güne kadar ikmal ediledektir. Bir iki itiraz vardır, bunlar da | ancak hazirandan sonra tetkik | edilecektir. Mithat 'Pğ.fıin—s—dn giînleri ( AYHAN ) Beyin ( Mithat da beşaltı ay evvel (Cumhuriyet tarihi tefrikanın zeylidir. Muharriri : ı A YİI/İ.;'I Paşanın son seneleri ) namı altın- ) refikimızda tefrika edilmiş olan (AYHAN ) Beyin bu yeni eserini birkaç güne kadar (YARIN)da tefrika etmağe başlayacağız! (AYHAN) Beyin (Sonsaat), (Vakit), (Cumhuriyet) gazetele- rinde sira ile çıkmış olan : (Sultan Aziz), (Sultan Murat ), ( Hürriyetper- verlere karşı kızıl! Sul- tan), (Süleyman Paşa), (Çırağan baskımı ve Ali Suavi hadisesi), (Mithat Paşanın sonşeneleri ) ni takiben (Abdülaziz, tan Murat ve Abdülha- Mit ) serisini tamamlamış ola- caklır. Abdülhamit Mit- hat Paşayı Taifte nasıl boğdurdu ? dinliyordum. Kulağıma daha s0- ; kuldu. Nefsinin harareti - terli takaklarımı ısırıyordu. | — Aman eovlat kıza hasta- hk yaramış adela görmelisin bir kere, Güzelleşmiş, tombullaşmış, , haspa, Elinden keyifli bir kah- , Yede çekiştirdim. Memnun oldu- lar. Beyazlaşmış, tombullaşmış, ; derken sık sık soluyor, kıllı elle- Tile bir takım Işaretler yapıyordu * İyreniyordum bu adamdan, Tas- dik etmek müsaadesile ayrıldım. Keçi örene dolanan yokuşun üst | başında genişce bir nefes alabil- dim. Bu ne adamdı yarabbi? Tam , Manasile beyni sulanmış, öyle (İdiyo ) lara dönmüştü. Kırmızı ; topraklı bağ yolu üstünde Han- "."lnlu'ılldıılııe rastladım. &z hava almağa çıktıkla- | Fını söylediler. Beraberce köşke doğru yürüdük. Kelemeliklerde yeşil otlar sararmağa yüz tut- | muşlardı. Annesi önden yürüyor, 'TTAFSİLÂT YARIN! MİTHAT PAŞA ayaklarımıza aks eden gölğesi üzerinde yürüyerek — susuyoruz, Hanife hanım birdenbire arkası- na dönerek güldü : | — Bahi, azdaha unutuyor- dum Feridun bey. On dakika evvel (Yasin) efendiyi teşyi et- , mişti. Hem biraz şöyle sonbahar güneşinden istifâde —ederiz de demiştik.. i Handan iğrendiğini saklama- yan dudak buruntusu ile onu kesti. İ — Aman iğreniyorum o ada- mdan anne ! İ Koluma asılarak sordu : İ — Kuzum Feridun bey, man” ı' daya benzemiyormu allah aşkı* ' na,. Güldüm. Handan büyük bir tehlike atlatmışların heyecanıla elini yu* | yarlak göğsüne bastırmış tane | tane anlatıyor ona ikram olsun için elile nasıl kahve verdiğini İ ( Devamı var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: