4 Ocak 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

4 Ocak 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3(AA.) — Amerl- Paris veliri M. Edğe /— dönmüştür. 04, 3( ALA,) — Arala- kadin bulunan 5 misyoner — Niger'in Bulunan yerlilerin cna uğramışlardır. lan biri yaralanmış ye kaldırılmıştır. tahrik!.. abat, 3 (ALA.) —Aha- vermeğe teşvik et- lolayi bir. Kânunu- vkif edi'miş olan la Nehru 6 ay adi edilmiştir. isademe ! 9, 3 (AA.) — Ga rermi bir teb- ün'in şimali şarki- n bir köy civa- kadar âzsi ile Pun- n mürekkep bir gu- dün bir çarpış- u ve Asilerden 15 lüğü bildirilmektedir. büsünü başarmak Le Bııı)c'd::. hare- konferansı 38 (AA.) — Yu- masa - konferansının lsyonun açılış cel- Sankey İngiltere- tundan vaz geçmekle bazı müzaadatta bü- hazır olduğunu söy- ük galeyan! 3(AA.) — Ruhr ndaki sanayi mıntaka- Hüyük bir galeyan r. Bu havalide ça- 0 bin maden İşçisine ““::ı:d' yol verile- havzası maden iş- b“;l haberler hilâ- işlerini bırakı bt dir irakma- Vatikan parası Vatikan, 3 (A.A:) — Papa, parasının tedavüle larına mezumiyet ver- tikan parasının va- d bir altın lirettir. g İlhere ve Fransa s, 2 (ALA) — Sal r mahalil İngiliz ve L arasını İıllı.ıı mülakatların h:. n ti alâkadar eden OLİDE WHUJRET. Ya çiçeklerin “loş ve mah- odaya serptiği gölgeler okular,, a ne dersin?.. v yarabbil.. Çiçek ma- m ki bir cisimdir, elbet olacak ve bir. cisim çiçektir, elbette güzel ko- Bunda da makaleyi süs- ik bir fevkalâdelik çıkar- “jiçin, dedim ya; insan harrir, herneyse işte bir şey olmalı. , bu genç muharrir .ıhl. ede ouıı- uyor. Edi ıı-ııuı diye ıılıbı söylemiyor. Ama, bu muhiti benim çek dar ve kurak buldu- | Katıl komiser Tevkifhanede birden bire delirdi Kedıköyünde Kurbalı da Jandarma — Cemal ıl'endlyl öldüren Komiser muavinleri Bican ve Süleyman efendilerin muvhakemelerine dün ağır ceza mMahkemesinde devam ede- cekti. Fakat — katillerden Bican efendinin tevkifhanede delire- rek Tıbbi Adliye ve oradan da Emrazı Akliye hastanesine gönderildiği — anlaşıldığından hakkında kat'i bir rapor veri- linceye kadar mühakemenin talikine karar verilmiş ve bu sebeple — muhakeme — talik lmiştir. ÖU Z | | Özümüzdeki Çarşamba akşamından itibaren MELEK SİNEMASINDA (AŞK UĞRUNDA KATİL) filminin mübdet MUKNAU un şaheseri 4 ŞEYTAN filmini görmeğe hazırlanı" mız. Bu film sizde unutul- maz bir hatıra azar nn birakacaktır. seramaz V Bu kadar muzafler olmanaş bu Üderece sehhar görünmemiş olan güzel Meksikalı BEBE DANİELS AŞK İSTEYİNCE filminde tekrar tagannl j aamazın edecektir. ezumuzan mahalli meselelere dair oldu. ğunu beyan etmektedir. Panamada hükümet Reisi waşfngton, 3 (A.A.) Pa- namanın wşsington orta el çisi M. Alfaro Panama hükü- meti reisliğini kabul etmiştir. Mareşal Joffr öldü Pariş, 3 (AA) Mareşal Joffre, bu sabah saat 8 32 de ölmüştür. M. Muso'ini Roma, 2 (AA.) —- M. Musolini yeni bir nuluk irat etmiş ve faşiszmin muherebe ve muahediler — karşısındaki vaziyetini tasrih eylemiştir. Püskürtmüşler Vaşington, 2 (B.B.) — Va- rit olan bir habere göre, Ame- rikan bahriyeleri " Nikarağyun dağlarındaki muhacimleri pür- kürtmüş'erdir. YALAN (Yarın)ın Tefrikası : 21 ğu muhakkak. Zaten bunu kendiside söylemişti. Şimdi düşündükçe aklıma geliyor, Mehlika. Gözlerinin altında güzel ve tatlı bir sa- mimiyetle gülen mavi gözleri vardı; bana marmaranın sakin sabahlarını — bir lâhze — ha- tırlatmışdılar... Neyse... Şimdi bun'arı bırakalım... Fuat gö- recek olsa maazallah, neler demez! zaten çocuğa son de- rece ölkeli. Ne imişde kendi- sinden bahse etmemiş, “ San- atkâra ilham veren muhterem zevcinin siyah gözleridir., mi dimelidi aceba?... Çocukcağız onları görmek şerefinede nail elamamışdı ki .. Fuatten ne vut... Holivut denince Amerikayı hatırlamayı- niz. Çünkü bir çok memle- ketlerde müteaddit Holivutlar yardır. Hattâ İstanbulda da namı doğru fakat gidişatı eğri bir yol vardır. İşte burada da İstanbulun artistlere muhsus değil, şantajlar ve derme çatma in- sanlara — mahsustur. Burada vak'alar yalmız — akşamdan akşama olur. Evvelki akşam da tesadüf arkadaşlarımızdan bi- rini bu meşhur yere gitmeğe :ebretmişti. Fakat henüz oturma- sına meydan kalmadan gazi- nocuların bir masaya doğru hü- cum ettiklerini görerek donmuş kalmış, âdeta olduğu yere mıh: Tanmıştı. Ne oluyordu, niçin kavga ediliyordu? Orta boylu etine dolgun bir genç boyuna dayak yiyordu. Kafasında kı- rılan şişelerin, kadehlerin ve bardakların hesabını tutmak bile kabil değildi. He'e yumruk, tokat ve tekme faslı cidden - şayanı hayretti. Ya palalar, staldırima- lar, kamalar bunların paril- dadığını görüpte korkmamak, tevahhuş etmemek kat'iyyen kabil detlldl. ! polis seyirci kalabilir mi Holwut birahanesinde Gazino sahipleri bir adamın başında kadeh kırar hem i? * Bir kişi, altı yedi kişi ta- rafından mütemadiyen dövü- lüyordu. İşin garip tarafı o akşam bu mıntakanın nübetçi zabıta memurları dayak at lan ve büyük bir cinayetle neticelenmesi muhakkak olan bu kavgayı kapıdan seyredi- yordu. İçeriye girmeğe lüzum bile göstermiyorlardı. Nihayet da- yak atılan adam kapı dışarı ediliyor ve bundan sonra po- His efendiler vak'aya vazıyet etmeğe kalkışıyorlardı. Olan- lar o'muş, bitenler bitmişti. Bir taraf dayak atmış, diğer taraf ta dayağı yemiştir. Bunlar bizi alâkadar etmez. Yalnız zabıta memurlarının böyle bir cinayet olmasına bile müsait olan kavgada seyirci — vaziyette kalmaları belki yapılan tahkikatta da- yak yiyen bu zavallı aleyhi- nedir. Polis müdürü Ali R'za B. yin şiddetle nazarı dikkatini celbeder ve böyle hicapaver sahneler meydan — verilme- mesini temenni eyleriz. Biz 'Türk polisini seyirci vaziyetin- de değil, iillyat sahasında cesur bir vaziyette görmek tireriz! — (OT NS — Bugünden itibaren (AŞK RESMİ GEÇİDİ) kadar zengin ve muhteşem bir film olanı AŞK VALSI Sözlü, sesli ve şarkılı Alman opereti Heyeti temsiliyesi başında: VİLLİ FRİÇ aemamın İlâvelen: a Beyoğlu muhitini sinema âlemindae düşüren ve 100,000 lerce halkı temaşasına koşturan MAURIİCE - CHEVALİER'nin Parisli ve LİLİAN HARVEY (MİKE CANLI RESİMLER) komik —l böyuk bir inkılâba » l şaheseri Şarkıcı vesli, sözlü, şarkılı filminin iraesine Şehzadebaşında HILAL Sasmumda bu günden itibaren başlıyor. g Hâveten: Ateş gibi Harold Lloyd'un kahkahalı komedisi p Pek yakında hai | GLOR YA'da HAYANIN SONU ( DAS LIED IST AUS) Sto" n Robert diye bahsetmelidi?. Bunu sükunetle kendisin- den torduğum zaman banada parladı; içi dolu imiş: — Esasen kabahat semde! Dedi, bana bir kedi kadar da ehemmiyet vermiyorsün. Ke- dinden, çeçeklerinden bahs ediyorda adamcağız, zevcinden bahs etmiyor. Neden? Çünkü hayvana, nebatata gösterdiğin kadar bile bana alâka göster- memişsin! — İzzetinefis rahibi bir kadın için bu ne ağırdır, bilirmis'n? Artık bu kadarı fazla idi. omuzlarımı silktim. muhitim beni anlamadığı zamanlarda hissettiğim şeyi yine duydum, yinle o buz gibi maske yüzume ve ruhume geçti. Artık rahat rahat konuşabilirdim. Fuat: — Hiç mi, dedi, hiç mi is- mim geçimedi? Sırasını getirüp iki kelime ile benden bahset- l n bürük temas'ı Yon öpereti gemee medinmi? Kısacat — Hayır! Dedim. Halbuki yalan. Sırası gelmişti, hatta bir kaç defa kendisinden bahs etmiş- tim. İstanbula niçin inmediği- mi sorduğu zeman zevcemin memuriyeti ve husisi işleri burada olduğunu, tabii kendi- sini yalnız bırakamayacağımı söylemişdim. Fakat şimdi bun- ları Fuata anlatsam inanma- yacakdı, beni yalancılıkla itham edecekti. Bende inadi- ma “Hayır!, dedim... Çok kızdı ama belli etmedi; Firti nalar gizleyen bir sükünetle konuşuyordu: — Belki de seni kız zan etmiştir! boynumu bükdüm: - belkij — Eyi ki talip olmamağa kalkmadı? — Güzel bulmamışdır! Didim; gözlerimi kaldırdım, Karmanyolacılar Evvelki gece Şehremininde bir karmanyolacılık vak'ası olmuştır. ÜUzun Yusuf mahallesinde Seyful- lah ef. sokaçında 6 mumrola evde akinacı Serop el. geco saat sokaktan geçerken önüne m, Ali ve Rauf isimlerinde myolacı çıkmış ve tehdit su- retlle cebinden 18 iHrasımı alıp gavüş- müuşlardır. Fakat polis sabahleyin bunların Hepsini yakalamağa muvaffak olmuştur. Sar'anın tesiri Horhorda kahveci Fahri ef. oğlu 18 yaşında Kizim ef. düs kahvede eftürürken sar'a İlletinin tesirile bu- luncuğu yerlen düşüp yaralanmıştır. Cerrahpaşa hastahanesii tarılmıştır. Meçhul yankesici Fatihte oturan Seher Hanımın içinde 110 Hirasile bir beşi bir yerce bulenan altaı meçhul bir yankestci tarafından aşırılmıştır. Karısını döven kocal Galata'da oturan Fikriye H. zevci Mahallebici Şaban tarafından — dövül- düğü hakkında polise mürresat etti- Yinlen Şaban yakalınarak hakkında tahkikata başlanmıştır. Tavuk hırsızları Kasımpaşada Uzün yol — sakinle- rinden Mehmet eferdinin evine giren Esma ve Ayşe İsimlerindeki kadın, Mehmet efencinin bahçesindeki kü. mel a tavuk çolıp kaçarlarken ya- kalanmışlardır. Mektep âşıkları Şofö> Nurl, Yaşar ve motörcü Hü- şeyin İsimlerindeki şahıslar son dere- ce garboş oldukları halde Vefa Orta mektıbine zorin girmek istemişler ve Folisçe yakalanmıştardır. Tokatlıyan'ın camları kırıldı Üsküdar'da Büldül deresinde köf- teci Mehmet efencinin dülkâünmmda ya- taa Gümü'cüreli İbrahim dün son Ce- rece sarhoş olduğu hbakle otonobille Tokatayan'a gelmiş ve otomobil içinde bulundurcuğu rakı şişesi ve taşlarla camları kırıp kaçarken yakalanmıştır. Mutemedin açığı Polis maaşat —mutemedi Muhtar EZf. sahte senetlerle yap- tığı 300 lira ihtilâsı bu kerre polislein — maaşlarından bir miktar kesilerek kapatılmak istiyormuş. — Bunun hiçte ye- rinde bir hareket olmadığını gördüğümüzden Polis Müdürü Beyin nazarı dikkatini cel bederiz. --. M. Venizelos gazeteci- leri kabul etti. Vaşova, 2 ( A.A.) — Mat- buat mümessillerini kabul eden M. Venizelos — muahedelerin yeniden tetkikine kalkışmanın gayet vahim bir harp teh- likesi teşkil edeceğini beyan etmiştir. ge Haa VA HAKİKİ BİR MU İşte dün akşam G L O R Y A sinemasında gala müsameresi olarak gösterilen | SON aa c fi mi için ıoylenecek budur. mam ıhbebeklerluo bakdım. Bir kavga ettiğimiz zaman bana: *Sen güzel değilsin!,, diye hay- kırmışdı; her fırsatta onu ha- tırlatmak hoşuma gidiyordu. Fakat o bu sefer artık öfkede çıldırmışdı: — Elbette gözel bulmamış- | dır!... didi. Ah, hele iç yüzünü bilseler. Gayet tabli; gayet sakin, sordum: — Eminmisin, Fuat?... Di- dim ve israr ettim: — Beni güzel bulmadığına eminmisin?... Gözleri kızardı, yandı, çıl- dırdı; yumruğunu havada sal- Tadi: — Yoksa seni güzel bul- duğunu sana söy'edi?... Ha?... Sana töyledimizni?... ı Kayıtsızca omuzlarımı silk- dhim, yürüyüverdim. Arkam- dan homurdandı, homurdandı, l I Ticaret âleminde ı Yeni sene mahsulü Piyasaya fazla miktarda ge'di. Fiyatlar — düşiyor Yeni sene mahsulü piya- saya faz a miktarda gelmiştir. Bu yüzden fiyatlarda bir te- nezzül görülmektedir. En âlâ zeytinin okkası 30 kuruştur. Geçen hafta Romanyaya 180 fıçı zeytin ihraç edilmiş- tir. Fakat Romanyaya tevk edilen Yunan zeytinleri bizim zeytinlere rekabet etmektedir. Bununla beraber Romam- ya da ufak taneli yağlı Türk zeytinleri çok rağbet görmek- tedir” Kâstence — şehbenderimiz Ticaret odasına gönderdiği bir raporda oralara sevk ed len zey tin fıçılarında fazla mıktarda tuzlu su bulundğunu ve anba- laj işine ehemmiyet verilme» diğini bildirmektedir. Ticaret odası bu hususta zeytin müs- tahsillerine teblikatta buluna- cakve dikte edilen noktalara dikkat edilmesini bildirecektir. Panamada Hükümet ıskat edildi New-York, 2 (A.A.) — Pa: nama'dan — bi'dirildiğine göre orada ani bir ihtilâl vukua gelmiş ve hükümet iskat edi miştir. Bu sabah, 100 kadar kişl polis umumi karargâhı ile riyaset sarayını istilâ et mişlerdir. Aralarında Panama eya leti vatili ile Panama poli müdürü bulunan bir çok hâ kümet memurları tevkif edil mişlerdir. Bir çok müsellâl siviller ceneral Kulnero'nuz idaresi altında — ihti'âlcilerr iltihak etmişlerdir. Reisicum hurun istifa etmiş olduğunı dair bir şayla deveran etmi ise de teeyyüt etmemiştir. Bidayette, 10 kişinin telef ol- duğu ve 20 kadar yarzlı bur lunduğu töyleniyordu. Maam fih, sarih rakkamlar malüm değildir. İhtilâl misbeten sükü içinde geçmiştir. Son dakika reisin ihtilâlcilere esir dnnm— ğü haber veriliyor. VAFFAKİYET... NİNNİ sonra oda aşağıya indi, tam - baş'ayacağı sırada kapiı ça. lmdı, Cemile imdada yetişdi... Yavaşca: — Sus, rica ederim, dedlıu. amucanla kızına bari rezili olmıyalım. Nasıl oldu bilmem surdu, ve bu futmada böyle atladı.. hiç müteessir deyilim mehlika, emin ol.. Yalnız bazen ıkhyo- rum.. Saatlerce ılhyonıq, Zaten, bilirsin ya, yalı göz yaşım pek boldur. Gözlerini öperim Mehlika' Kulağına bir şey — söyleyer yimmi?.. Bu günlerde İstata bula gitmek okadar İstiyo. rum İci! “Belkis —10— 25 Eytöl 192> Mehilikacığım Lane bir alal öğret... Ben ergiden beri bes! (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: