19 Mart 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

19 Mart 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v ,. Sahife 6 i e YARIN Ka L A l 17 Mart —— — - —: aa Mi SA BĞ Şi * gaç ÖT U — ERÜü l Ha ll M <e l 4 — Sahife 2 z YARIN —ai # KUŞ Günün mes'ele: Endam aynası Ve Meb'usluk Son günlerde herkese bir yeni heves geldi. Bu havesin önüne geçi- lemez. Çünki bu heves, moda salgınından daha müstev- hdir. Çünki bu heves en kuv- vetli aşk arzusundan daha derindir.| Hangi hevesten bahset- mek istediğimi anlamadınız- sa söyleyim. Meb'usluk hevesi * - Genç bir kadına soru- nuz: İçinde mutlaka ya sev- gilisinin, ya kardeşinin, ya- hut ta babasımın meb'usluğu için bir arzu vardır. O genç kız, pekâlâ bi- Hirki, meb'usluk hayallerin en tatlısı, gayelerin son merhalesidir. * İhtiyar bir kadınla ko- nuşunuz: Buruşuk hayalinde, ya oğlunun ya damadının meb' usluğu yaşar. Bu zavallıda şüphesiz idrakeder ki — istediği şey, meb'usluğunu dilediği insan- Tarın uykusunu kaçıran tatlı bir rüyadır. , Genci de, ihtiyarı da hep böyle düşünür. Kimse iddia edemez ki, meb'usluk istenmez. Zira endam — aynası karşısında nutuk söylemeği tâlimedenlerin devcinde ya- şıyoruz. * Şu halde bu son gayreti göstermek istiyenlere candan temennimiz arkasından kop tukları “ Serap , ım hakikat olması ve kana kana içme- lerdir. BURHANETTİIN ÂLİ Şiddetli fırtınalar Moskova, 17 (A. A.) — Ka radeniz sahillerinde çok Hddetli fırtınalar hüküm sür mektedir. 11 limanda tah- mil ve tahliye işleri dur- muştur. Fırtınaya açık de- vizde yakalanan birçok ge- miler dalgalar arasında sa- hile atılmışlardır. z — Ooool.. Terzibaşı işlerin Karagö yolunda galiba ? — Çok şükür Karagözüm, bu kesat zamanda namzetlerin yüzünden iyi kazan- dik. “Yeni elbise ile resmimi çıkarıp gön” | —— BAKIŞİI ! (Yarın)ın Halk Diplomatı ŞEHİRH Murakıplar İşe bakmıyorlar mı? ' Anonim şirketlerdeki mı- rakıplardan bazılarının va- zifelerine bakmadıklarından şikâyet olunmuştur. Hattâ bunlardan bir kıs- minin şirketler senede bir iki defa uğradığı kaydedil.- miştir. Bundan başka hesaplara | bakmadıkları da söylemiştir. . Seyfettin On beş seneye mahküm oldu Bundan bir kaç ay ev- vel Sirkecide Ramizi öldü- ren Seyfettinin muhakemesi dün Ağırcezada nihayetlen- miştir. Şahitlerin ifadesine naza- ran Seyfi bir kadın yüzün- den bu cinayeti yapmıştır. Heyeti hâkime müzake- reden sonra maznunun 15 sene ağır hapisine kabili temyiz olmak üzere karar vermiştir. . İki kardeş Bir oldular, memuru döğdüler Kasımpaşada Halil efen- di isminde birile kardeşi Ul- vi efendi ismindeki memu- ru döğmüşlerdir, Kavgaya sebep memurla satıcılar a- rasında arbede çıkmasıdır. Bir genç kız İntihar etmek istedi Pangaltıda Behçet Beyin kızı. Meziyet Hanım dün evde 30 gram tentürdiyot içmek suretile intihara te: şebbüs etmişse de kurtarıl- mıştır. Bıçak ve esrar Müddelumumt muavin- leri hapishaneyi teftiş et- mistir. Bu teftiş esnasında mevkuflardan — bazılarının üzerinde bıçak ve esrar bu- lunmuştur. Çiçek aşısı Mekteplerde — çiçek aşı» sına devam (edilmesi üzerine hastahk (azalmıştır. Silâh — taşıyanlar Zabıta, ruhsatsız. silâh taşıyanların önüne geçmek için şüpheli gördüğü yerleri aramağa başlamıştır. ——— — — ——— — —I Karagöz çabuk yap,, diyenlerin ardı, kası kesilmiyor.. Esnaf___Şikıtyet Ediyor ! İşsiz Kalıyorlar Başvekâlet Ve Dahiliye Vekâle- tine Müracaata karar verdiler Zabıtar belediye memurlarının polise tahvilinenberi, Seyrüsefer ve bilhassa "seyyar esnaf işleri fena bir hale girmiştir. Seyyar esnaf hergün, türlü türlü cezalara uğratılmaktadır. Gün olmazki 150-200 kadar esnaf tecziye edilmesin. bütün bu yolsuzluklara zabıta memurlarının çok cezri hareketlerile belediyenin esnafa mahsus salış, ma- halleri tcsbit etmemesinden ileri gelmektedir. Esnaflnrin bir çoğu bu yolsuzluklar üzerine işlerini terketmek mecbu- riyetinde kalmışlardır. Bu cihet 930 senesi esnaf mikatarını gösteren istatis- tiklerden de anlaşılmaktadır. 930 #senesi belediye tarafın- dan seyyar esnaf hakkında yapılan istatistiklerde esnaf miktarı 4 bin küsurdur. Bu sene ise ancak bin seyyar esnaf vardır. Seyyar esnaf miktarının bir hayli azalması kabzı- malları da fena vaziyete düşürmüştür . Çünkü, kabzımalla- rın bütün muameleleri ssoyyar esnafla yapılmaktadır. Son iki ay zarfında hayli moyve ve sebze, satacak adam buluna- madığından çürüyerek denize Jökülmüştür . Bundan başka Anadolu kabzımalları da çok mühim zararlara nğramakta- dır. Esnaf buna nihayet verilmesi için teşebbüste bulunma- ga karar vermiştir. Anadolu kabzımallarile Istanbul kabzı- malları bu hususta tanzim ettikleri talepnameyi Dahiliye ABERLERİ|, ve Başvekâlete göndereceklerdir. Kabzımalların talebi şudur : 1— Seyyar esnafa mahsus satış mahallerinin tesbiti . 2— Sıhhi mazarratı anlaşılmadan malların denize dökül- memesi . 3— Muayyen santlerde satı masına müsaade edilmesi . ——— Verem Mücadele cemiyeti martta toplanıyor İstanbul verem mücade- lesi cemiyeti dördüncü sene kongresini martın “yirminci cuma günü saat 10 da ca- galoğlun da Türk ocağı sa- lonunda aktedeceğinden â- zayı kiramın teşrifleri reca olunur. Bir izah Mübayaacılar birliği re- isi Nuri Beyden şu mektu- bu aldık: Efendim, Gazetenizin 1 mart 931 tarih ve 429 numaralı nus- hasının dördüncü sütunun- da arap saçı gibi Mübaya- acılar ne istiyorlar ? serlav- halı yazının birliğimiz tara- fından —neşrine müsaade edilmemiş olduğunu ve ban gi menabiden alınıp neş- redildiğininde gösterilmemesi- ne binaen yazınızın bizim- le alâkadar — olmadığının yazılması rica olunur. — Aman Karagöz, gel senin de şu #akalmı kazıyalım. Bazıları gibi, belki sen de kendini genç diye yutturursun ! — Traş Olmaktan bıktım. ış mahallelerinde serği kurul Agopyan hanı Agopyan hanı faciası tahkikatı müstantik- likçe bitmiştir. Tahkikat evrakı bir ker- rede mütelea edildikten sonra karar verilecektir. Maznunlardan Emil de tahliye talebinde bulunmuş- sada reddedilmiştir. Emvali metruke işleri İstanbul Emvali metru- ke müdiriyetinin lâğvedil- diğini — yazmıştık — Bugün Maliye vekâletinden gelen bir emirde lâğvedilen Em- vali metruke işleri Emlâki milliye tarafından tedvir edilecek ve kalem amirliğine Ahmet bey ve mülga Em- vali metruke — müdiriyeti aklâmından Kâmil,Şevki,Sıt- kı,Mahmut, Saim,İhsan. Sait beyler ipka edilmiş ve dün- den itibaren Defterdarlık tarafından kendilerine teb- liğ edilmiş ve vazifelerine başlamışlardı. Yirmi beş efendi açıkta- kalmıştır. Karagöz — Vayş efendim, bu mem- nuniyetinin sebebi ne acaba ? Manifaturacı — Günde yüz namzet | Ağırcezada 1 Rusçuklu Salihin muhakemesi Çatalcada Bekçiler kö- yünde bir düğün günü Ha- lili bıçakla cerh ve katle- den Rusçuklu Salihin mu- hakemesine dün Ağırceza- da başlanmıştır. Vak'a şöyle cereyan et- miştir: Düğünün tam hara- retli bir zamanımda Salih ka- dınları — gözetilmekle meş- gülmüş. Bunu gören Halil, Salihe yaptığı hareketin fena oldu- ğunu ve çekilip gitmesini söylemiştir. İşte bu ihtardan fena halde kizan Salih bı- çağını çekince Halili vür- muştur- Esnayi muhakkemede Ha- Hi cürmünü temamile inkâr etmiştir. Heyeti hâkime şa- hbitlerin celbi için muhake- meyi 'başka bir güne talik etmiştir. Köpekbalığı Hüseyin vak'ayı naşıl anlatıyor? Geçenlerde — Bakırköy açıklarında üç balıkcının sandalı önüne köpekbalığı çıktığını yazmıştık. Bunlar- dan Hüseyin hâdiseyi şöy- le anlatıyor: — Balık tutmak üzere, sabahleyin erkence üçümüz Fenerden kayığa — binerek denize açıldkı, Yedikule ön- lerinde bir balık sürüsüne tesadüf ettik, sürüyü takibe başladık. Deniz durgundu. Bakırköy önlerine geldiği- miz vakıt sahilden çok açıl- mıştık. Biz işimize dalmış, balık tutmakla uğraşıyorduk. Birdenbire karşıdan denizde dalga gibi bir yükseklik peyda oldu. Biz bunu bir vapur dalgası zannederek hiç ehemmiyet vermedik, fakat bu acayip karartı bir- denbire — süratle üzerimize doğru gelmeğe başladı, o kadar süratle geliyordu ki üç kişi bütün kuvvetimizle küreklere asıldığımız halde bir türlü önünden kurtula- madık. Yanımıza yaklaşınca bu- nun büyük bir köpekbalığı olduğunu gördük, artık ka- yıkta kalmak imkânı olma- dığı anlaşılmıştı. İşi talie bı- raktık, birimizi tutup yiyin- ciye kadar hiç olmazsa di- gerleri kurtulur dedik, üçü- müz birden denize atladık, kılık, kıyafetini burada düzdü. Nasıl se- inmiyeyim Karagöz? Karagöz — Eyl. Koöca irfan sesi, bu binlerce namzedin içindü kaçının kafası senin ilminle do'! (1 inci sahifeden decam| ve yenilerinin alfabeden iş başladıklarını gösteriyor. Eğer, cümhuriyet inkıli” bının da ilk üç inkılâp S uhııııcnı- otııııudnlh istiyo milli şuurun serbest teşe halinde faaliyet göstermet!” kabul etmeliyiz. Çünkü, P letin “aklıselim, £ milli &' 'w türdedir, — idare — mev* değildir. Netekim, cumhuf| yet inkılâbı da mevkii ikti rın eseri değildir, bu mevki) iktidarı hazırlayan zihni' Madesidir. Bunun üstatla! evvelki inkılâp iktidar kilerinin müdahaleleri! boyun iğmiyen mütı edip, âlim, muharrir, ve şifahi münekkitle! ibarettir. Yaratan ku budur! Halk fırkasının müd lesindeki (hüsnü'niyeti) nakaşa — etmek det Mes'ele' hüsnüniyette, niyette değil, hayatın rindedir. Mademki, hayat ati değildir. Turnürlerle vetleşen ebedi bir tir. Zamanin idarei mt! hatını düşünecek darlaşmak — mecburiyi olan bir küvvetin mü lesini kabul edemez. Türk inkılâbı, son halesinde bulunmuyor: ' nüz, ne felsefesi, ne Id İlsi — yazılmıştır. ve sanatkâri seyrinin ciha! mul hatlarını söylemek * satını bulabilmiştir. bu vazifelerin üs! mizde mevcuttur. Bu! inkılâplarda da vardı. Şi müdahaleler, onları bof” Bu son neslin eski akibet'| uğramaması için, hayat ©| turuna riayet etmek lâzf | Bilmeliyiz ki, kitapsız'|) lâp yaşayamaz. Bu kiti ç milli kültürün üsta rafından yazılır. Eğer lar, kendi âlemlerind€ kümran değillerse, bif sideci olurlar. Fakat, bir " Kemal?.. K | " ) doğru yüzmiı Bir müddet sonra tırdı duydük, — balığın / yıkla uğraşmakta old anladık. Bizde iyice * zerine atıldı, bir an İf j parça parça etti, sonff nize dalıp kayboldt müddet sonza sahilde” çen bir sandala bağ” Vi nihayet yetiştiler ? şifll

Bu sayıdan diğer sayfalar: