25 Mart 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

25 Mart 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 2 TENKİTSEmmem —- —-KÖŞESİ Ekalliyet mektepleri Bidayette Lozan mua- hedesile gayri müslim ekal- liyetlere bahşedilen kukuk ile bizim milli hukukumuz arasında ediyordu. deninin kabul ve yetler, aile hukuku kâmi şahsiye gibi farklı hu- kuklarından feragat ederek tamamile onlar da milli Türk kanunlarını kabul etmişlerdir. Binaenaleyh ekalliyetler hu- kuku tamamile bir vatandaşlık hukukudur. Lozan muahe- desince zikredilen diğer me- ise himaye sistemine eden — maddelerdir kibu — esasen bütün — va- tandaşlara — bahşedilen ta: bil haklardan ibarettir. Bu cihetten ekalliyetler huku- ku diye farklı bir hukuk mefhumu biraz lâfzidir. Yal- nız ekalliyetler tatil gün- lerinde mahkemelerde isba- tı vücut etmekten veya her- hangi bir muamelel ka- nuniye İcrasından - istinkâf ettikleri'takdirde haklarının sakıt olmuyacağı esası belki liberalbir esasa istinat eden farklı bir mahiyet arzeder. Fakat bu fark da dini ve tarihi an'anelerden neş'et ettiği için zaruri addolunmuş- tur. O halde ekalliyetler Türk kanununa itaate mecbur ta- mamile Türk unsurudurlar. Bir de Teşkilâtı esasiye kanununun “88, inci mad- desi mucibince: |Türkiye a: halisine din ve ırk farkı ol- maksızın 'vatandaşlık itiba- rile (Türk) itlâk olunur. Türkiye de veya hariçte bir Türk babanın sulbünden doğan veyahut Türkiyede mü- temekkin bir ecnebi babanın sulbünden Türkiyede doğup memleket dahilinde ikamet ve sinni rüşte vüsulünde res- men Türklüğü ihtiyar eden veyahut vatandaşlık kanu- nu mucibice ;Türklüğe kabul Fakat kanunu me- memleketimizde tatbiki ile ekalli- ve ah- vat istinat bir fark tebarüz | olunan herkes Türktür. Türk- | lük sifatı kanunen muayyen olan ahvalde izaâ edilir.| Fık- raları Türk tabiiyetinde bulu- nan ekalliyetlerin din ve ırk farkı gözetilmiyerek Türk ol- dukları gene büyük bir haki- kati ifade eder. O halde nasıl oluyor da kanunen Türk olan ekalliyetler mekteple- rinin kapıları üzerine (Rum mektebi, Ermeni mektebi, Yehudi mektebi..) diye ta- belâlar asiyorlar. Niçin bun- | ihlâl edemez. ŞEHIR HABERLERİ Buğday Tacirleri Buhran İgıııde Bunlar Da Nihayet (” sadan sikâyet ettiler Mısır'da — | Gümrük resmi | ağırlaştı | Mısir. gümrük idaresi | hariçten gelen maddelere | yeniden ağır gümrük resmi | koymuştur. Bu cümleden olarak, peynirin 100 kilo- 1,500kuru sebzenin 100 kilo- sundan 0,200 taze üzümden 0,250; halıdan 4,500 : porta- kaldan 0,250; kavundan 0,150 ngiliz lirası alınacaktır. Şişlide Bir likör fabrikası yaptırıldı Müskürat idaresinin Şiş- lide yaptırdığı likör fabrikası bitmiştir. Fabrikanın tecrü- beleri eyi netice vermiştir. Ampülleri satarken yakalandı Dün saat 16 da Pangal- tıda icadiye sokağında o- turan Bedros Nobar elekt- rikçi Hamonyok Efendinin 10 adet ampülünü sat- makta iken yakalanmıştır. lar mahalli isimlerile mek-? teplerinin — derecesini — bil- diren tabelâlar — asmıyor- lar da — Türklükten — ayrı kendilerine birer — isim takıyorlar. Bu mekteplerin resmi mekteplerimizden din ve Hisan itibarile ayrıldıkları iddia edilirse bu noktalnazar cumhuriyet esaslarına istinat etmeyen çürük bir nazari- yedir. Çünkü bu mektepler, bir kere dini mektep değil- dir. Eğer bu mektepler dini mektep iseler o halde ekalli- yetler mekteplerinin istimle- rini dinlerine izafeten tesbit etselerdi hakikati daha iyi ifade etmiş olurlardı. Fakat Türk tabiiyetinde bulunup ta yabancı isimler taşımağa hiç bir zaman hakları yoktur. Dini bürriyet hiçbir za- man vatandaşlık hukukunu Esasen dini ayrı olan ve Türk tabiiyetin- de bulunan! bütün vadaşlar Türktür. Binaenaleyh ekalli- yet mektepleri Türklükten gayri nasıl başka bir millet | ismini taşıyabilirler. | Ekalliyet mekteplerinde lisan farkı vardır denilirse bu- nu da kabul edemeyiz. Çün- Ankara'ya Bir Heyet Gonde- riyorlar Fiatlar çok Düşüyor Buğday tacirleri hükü- mete müracaata Karar ver- mişlerdir. Müracaatın sebebi içinde bulunc ukları buhran- dır. Çünkü buğday fiatları mütemadi- yen düşmektedir. Halbuki bunların ellerinde stok mal son günlerde kalmıştır. Buğday fiatlarındaki düş- künlük ticaret âleminde mü- him bir hâdise olarak te- lâkki ediliyor. Mubayaacılar birliği relsi NuriB.bu buhran hakkında şunları söylüyor: — Memleketimizde ne buğday ekililir ne miktarı tetihlâk edilir? Elimizde bu- na dair bir istatişstik yok- tur. Halbuki her kette ziraat nezareti, memle- bor- kü ekalliyet mekteplerinde Türkçe — tedrisat kanunen mecburi tutularak daha ciddi takip olunmaktadır. Binaen- aleyh İâik esi istina- den asri program dahilinde tedrisat yapan bu moktep- ler Türk kültürünü taşıyan Türk mektepleri değil de nedir ? Bunlar fark olarak kabul olunsa bile Teşkilâtı esasiye kanununun sarih maddesi karşısında akan sular durur. Fakat ne yazık ki Teşkilâtı esasiye kanununun bu mad- desi tesirini kaybetmiştir. Din ve ırk farkı gözetilerek Türki- ye ahalisinin bir kısmına başka başka millet isimleri veriliyor. Nüfus kâgıtlartnda tabiiye- ü Türk olan ekalliyetlerin mektepleri yabancı millet isimleri taşıyor. Acaba bu fahiş hatanın mengesi neresidir? Bu nok- tayı da tetkik edersek doğ- rudan doğruya mahalle mu: htarile nüfus dairelerinde ol- duğunu anlarız. Zira ekal- liyetlerin nüfus kâgıtlarını gözden geçirirsek nüfus kâ- gıtlarının millet hanesi hizası na ya hıritiyan veya müsevi olarak veya rum, ermeni, ye- ara rekolteler cetveller neşre- der. Bizde ne kadar mal çiktığına — dair bir rapor yoktur. ÂAyni zaman- da borsalar da bu işle mep- gul değildir. Bu vaziyet karşısında ihtiyacı hesap e- derek hesap yapmağa im- kân yoktur. salar — muhtelif hakkında resmi Anadoluda malın az ol duğu söyleniyor. Bunu işiten | tüccar stok| yapıyor. Derken Samsundan bir yığın mal geldiği zaman stok yapanlar ziyan ediyorlar. Anadoluda ne kadar mal var, daha ne kadar gelecek bunu bilmi- yoruz. Bu vaziyet karşısında İktısat vekâletinin, borsaların tüccarı tenvir etmesi lâzım- dır. hudi olarak muhayyet olduk- larını görürüz. Bir kerre musevilik ve hı- ristiyanlık dini bir tefriktir. Bu nemillet ve ne de mik liyettir. Din mefhumile millet ve milliyet mefhumları baş- ka başka şeylerdir. Saniyen: Türk tabiiyetinde bulunan ekalliyetlerin — milliyeti de ancak Türk olabilir, başka bir millet ismi taşımasına kanunen imkân yoktur. Şu halde Rum, Ermeni, Yahudi diye Türklükten gayri isim. leri kaydetmekte mazinin fena itiyatlarına hâlâ esir olmak ve milli benliğimizi hâlâ idrak etmemekten müte vellit bir kusurdur. Nasıl ki mesrutiyete kadar hattâ meşrutiyette dahil oldu- ğu halde bile paralarımızın üzeride milliyetimize kement atan Kostantaniye lâfzının vehametini ne kadar geç id- rak ettikse bu günde bu vazi- yet karşısında aynı mev- kide bulunuyoruz, içimizde ecnebilerden başka yabancı bir millet yoktur. Kanunun sarahati kar- pganda buna iman edelim. Lütfen milli vahdet namına bu fikrin intişarını milli ben- liğinizden bekler, bilvesile hürmetlerimi sunarım efen- dim. Muallim İbrahim Mubayaacılar arasında öteden- beri devam eden ihtilâf hâd bir şekil almıştır. Mu- bayaacılar satışlar ve Ana- doludaki mahsul hakkında borsanın muntazam ve kat'i bir - istatistik tutmamasını Iktısat vekâletine şikâyet etmeğe karar vermişlerdir, 200 amele Balya şirketi yeniden alacak Balya Karaaydın maden sirketi faaliyetini tahdit et- miştir. Bu sırada, amelesin- den 400 tanesine de yol ver- mişti. Şirket iki izabe fırını yaptırmıştır. Son zamanda işini genişlet- meğe — karar veren şirket, çıkardığı ameleden" 200 ta- nesini yeniden istihdam ede- cektir. Bir izah Efendim , Bugünkü akşam gazetele- rinde ticarethanemiz azasın- dan Mustafa Süleymanoviç Beyin vaziyeti ticariyenin fe- nalığı hasebile intihara teşeb- büs ettiği yazılmıştır. Musta- fa Bey intihara teşebbüş et- memiştir. Evvelce geçirdiği rahatsızlığın neticesi olarak beş senedenberi uyku için almakta bulunduğu ilacın fazla miktarda alınmasından mütevellit geçici bir rahat- sızlık dolayisile tahtı tedavi- ye alınmıştır. Ticarethanemiz vaziyetinde dahi bir fenalık mevcut değildirr. Keyliyetin muhterem gazetenizle tavzi- hen neşrini reca eyleriz Efen- dim . M. Süleymanoviç ve Şür. Ticarethanesi Otomobil 65 yaşında birine çarptı Dün saat 8de Saraçhane başından Beyazıt cihetine giden şöför Avninin idare- sindeki 1349 numaralı oto- mobil 65 yaşlarında tütücü Selime çarparak yaralanma:- sna sebebiyet vermiş ve tedavi için — hastahaneye kaldırılmıştır. re heyeti son günlerde -——m > DB ——— BAKIŞI İmtihan Olsaydı Espride kuvvetli bir ee« Dün ken- disile konuşa konuşa Balnâli yokuşunu çıkıyorduk. Karşı: dan namzetliği rivayet edilen bir gazeteci geliyordu. Arkadaşım, müdürün hu- zuruna giren bir. kalem efendisi ihtiramı — takındı, önünü ilikledi, ellerini gö- beginin üzerine bağladı va yerden kandilli bir temen: nah çakarak bu müstakbel meb'usu selâmladı: — Allah ömürler vertin beyefendimiz. adaşım - vardır. — Dünden niz inşallah”* bugün iyisi- — Himayenize muhta- cım efendim. Yılışık bir dilenci gibi mütemadiyen söyleniyordu. Bu alay kokan muhavereyşi üçümüz de kahkahalarımızla tamamladık, Hattâ ben (»- ha ileri giderek meb' namzetlerinin iratihana tâbi tutulacaklarını töyledim. Muhatabımı:: da şakacı- dır.| İptidai var, dedi... şehadetnameın * Merak bu ya, hakikaten meb'usluk imtihanla olsaydı acaba — kaç kişi muvalfak olurdu? Namzet listesindeki ta- nıdığım simalara, gözümüln önünde şöyle bir resmi ge çi! yaptırdım, kendimi de o ılı rın arasına karıştırıyorunı İs içimizde sınıf geçeceğe Fuk az tesa''üf ediyorum. BÜRHANETTİN AIİ Fiatlar yeniden değişecek Müskürat inhisar idare W bir. hazirandan itibaren ct kıların fiatlarını değiştire-c0İ” tir. Yeni fiatlar şöyle ola caktır. 50 dereceli feykalâde r kılar 300, 47 dereceli aliY yülâlâ rakılar 250, 45 de alâ rakılar 200 ve 43 der? celi birinci nevi rakılar 140 kuruşa satılacaktır. Bu suretle evvelce sali/ makta olan 225 ve 160 W ruşluk rakılar kalkmış hııı"' maktadır. Karagöz Gazcılar, Kasaplar ve Lokantacılar | î (Yarın)ın Halk Diplomatı Karagöz — Belediye reisimiz efeti Karagör —)(Garson midem rabatsız | Halep yağından bir çorban var mi?.. Garson — Karagöz başkası olsa idi var der Margarinli çorbayı yuttururdum. Sana — hakiketi — söyleyeyim; — lokanta da halis yağdan —çorba, kıyırcıktan köfte, kuzudan dolma, tereyağından pilâv, Taş delenden su arayanlar yüzde 99 aldanırlar. Karagöz — Bu sene kuzular bol, köylü | hayvan satmaktan başka bir şey yapmıyor. Bu et fiatleri niçin inmiyor, Eğinli dayı? Kasap — Nasıl insin Karagöz. Nakliye, okturova, borsa, zephiye, buzhane, bayta- riye, pay mahalli, ahır, hava, su gibi ver- giler olduktan sonra fiat mı düşer, hiç... Karagöz — Ey Kara Eftim oğlu gazın | da hilesi mi bulundu? Gazın içine su mu, kolza mı ne karışıyor ki köylünün gaz lâmbalarında ışık kalaadı. Kara Eftim oğlu — Yanlışın var Kara- göz. Ben kim, kolza kim... İstandart, Neft Sindikat, Atual Romen şirketleri kolzalı gazları etiketle satıyorlar. Yüzde yetmişi kolza olan gazda aşık mi bulunuür, hiç? dimiz — şöyle bir bekârlık git tokantalara —muhtaç - olsanız, haftat'piy belediye reisliğinden vaz ıeç:nlW kat, şu mezbaha derdile boğaz bir çare bulmanız için bir kö!/ bir kücük esnafımı olmanız bilmiyorum? — Yalnız ne siz attan siniz nede bu halk ata biner'le

Bu sayıdan diğer sayfalar: