6 Nisan 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5

6 Nisan 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ü ! eRİR K . N BO DAr KA T S TRŞRN : " t “ YARIN Z Sahife 8 ü İnühfııp l_şleri | F I HİKÂYE 21 Fransa-İspanya Faalıyetı J “Temps,,in bir yazısı miz) demektir. Hatıratını yazan: Naci İSMAİL Yata veda ettikten sonra, bu ay çok de- falar doğacak, fakat biz hayat ta ol- | Ne Halde? köy kız lisesi müdürü, 9 Mustafa bey Kaptan, 10 Aziz Samih bey Erzincan meb'usu, 1 Evat Paşa Esbak İstan: Yurdumun İşıkları Yazan: Suat Derviş Paris, 4 (A.A)— Temps gazetesi Fransa ile İspanya arasında elyevm cereyan e > bi gaz ! olan | ( Birinci sahifeden devam) çe Hayyam diyordu: Ay çBi z ha- | 7 Nürettin Ali bey İstanbul $- etmekte olan ticaret müza- güzel, bu ay !!'ğlnda Kes DURNE eet meb'usu, 8 Mahir bey Eren- Veliahd kendini tutar Odada herkes süküt edi. | kerelerinde — ortaya çıkan kollardan sıyrılmış yataklığa | yordu. Ocak başında helva | Müşkilâtm Fransaya atfe- yaklaşmış, gözü ümit ve dehşetten büyümüş hakika- | etmeden çalışmıya gayret ile uğraşanlar bile gürültü | dilmek istenmesinin haksız bir. hareket olacağını bu ten bu yataktaki kardeşim | ediyorlardı. Hepsi, bir ka- | Peseleye tahsis ettiği baş- tahihden o mu?.. Eyilmiş, | karak onu dinliyorlardı. son bakışlarını çaldığı bu | valde sustanın dairesinde müt ! mıyacağız. 11 VasfiB Doktor, 12 Ömer z _.î' 43 ğ_ bey Tüccardan, 13 Tevfik | zindancım, celladım, padi- | dın sesi kadar tatlı sesli | Makalesinde — kaydettikten Recep bey Tıp Fakültesi | şahımmi diye düşünürmüş, | çocuğun zeki gözlerine ba- | *onra diyorki: “Filhakika, İspanyol bağ- Âşık, uzun z reisi Doktor, 14 Zühtü bey entarili ince zü- Davntpaşa Ortamektebi mü | cesedin yüzünü örten örtüyü “Sultan cenazesinin he- | cıları intihabat zamanının lüflü püserini (tel dürü. kaldırıp bakmıç... — İblisin, | nüz sarayda yattığı o gece, | Yaklaşmasından istifade ede- rek İspanya namına müza- keratta bulunan murahhas- gözle, yarı deli veliahdin | hiş bir şey geçiyormuş. .. şuursuz bakışları karşılaşmış | Zamanın en büyük sihirbazı veliahd acı acı bağırarak | oraya davet ediliniş. Ortada, örtüyü kapamış, ve kapıya | sarı bir mangal içinde bü- yük bir ateş yanıyormuş.. Siyah bir pelerine — sa- rilmiş olan #ihirbaz, — bir eli kemik bir kafa üstünde omuzunda bir. baykuş oda- nın ortasında bağdaş kurmuş Sehpaların üzerinde buhur- danlar yanıyor, kalın siyah perdeli yataklığın ayak ucun- da uzün boylu ve yaşlı bir kadın- ayakta — duruyordu. Kırmızı elbiseler giyen bu kadının ta, başından aşağıya kadar büründüğü siyah tüy- lerin altında kollarındaki, göğsündeki parmaklarında- ki pırlantaların parıltısı ve yüzünün solgunluğu görünü- yormuş... Yanan yağ kandi- li ile nim münevver olan bu odada Valde sultanla sihir: baz yanlızmışlar. Sihirbaz omuzunda baykuş kocaman elinin altımda bır ölü kafa- sı hirıltili, iniltili bir sesle bağırıyordu: — İblis .. iblis.. gel, gel, Efendimiz, sahımız, hâki- mimiz, seni bekliyoruz. Sihirbaz, serbest — elile, mangalın ateşi Üzerine bir takım otlor serpiyor, ve sonra ateşi parmaklarile karıştırıyor. — Fenalıklar diyarının hâkimi, cehennemler hü- kümdarı, fena hisler haliki gel.. arkamızda bütün gü- nahlarımızın yükü, — kalbi- mizde kin ve hırs senin kar- gındayız.. seni bekliyoruz.. yüreyimizde ki, merhamet, sevda, şefkat — hislerimizi tırnaklarımızla parçaladık.. kalbimizde, kendi cinsimiz- den, hiçbir ferde karşı bir bağ kalmadı.. kendi, deva- mımız olan çocuklarımızdan bile nefret etmesini bilerek seni bekliyoruz.. gel.. Sihirbazın yeşil yüzü, mangalda alevle yanan ot- ların aksile yarı mai ve yarı kızıl bir renk almış, başı saçsız. ve çukura bat- mış gözleri , gergin dudak- larının temamile açık bırak. tığı uzun dişleri kemiklerine sarılarak onların rengini al- mış sari derisile , bir kuru kafaya benziyormuş. Yatak- lığın ayak ucunda, siyah örtüler içinde ayakta duran kadın konuşmıyor, kımıldan- mıyormuş|. Üzerindeki ince ipek örtünün altından , pır- lantaları kadar, hümmalı karşısına aldı. Hay Yamın : Çün ahde... Tubaisini — söyle- Mmeğe başladı. Hay yam, diyordu — Kalk, Y rının ne olaca nı kimse temin edermez. Sen, deli göğlüne neş'e dol- dur. Ay gibi gü- zel olan güzel, & Ay ışığında şarap iç! Yarın bu ha- ata veda ettikten | sonra, bu ay çok defalar doğacak, fakat, bizi bula- bul valisi, 2 Bürbanettin bey Kayseri meb'usu, 3 Naci Âli bey ashabı em'âklen, 4 Ha mil cey Avukat, 5 Ali Hay- dar bey eshabı emlâkten, 6 Rıdvan Halil bey Tütcar ve komisyoncu, 7 Halit bey baytar mektebi rektörü, 8 Kemal bey eshabı emlâkten, 9 Tahir bey Beşinci ikmek- tep müdürü, 10 Cemaleltin bey Cümhuriyet Ortamek- tep mual'imi, 11 Hasip bey tüccardan, 12 Mazhar bey Mmütekaidinden, 13 Niyazi bey Başvekâlet hazinel ev- rak memurlarından, 14 İs. kender bey doktor, 16 Re- mıy:eık ,:_ı: Hü fet bey Sabık belediye âza- merikalılar, : ü bu Hisandan bir Hayyamın ay ışığında bir şarab âlemi :::":ımıı î:il'" '1977 bin- şeyanmlıyamıyorlardı. — Fa- Ey Sakı, ""d,em ha a. Mustafa be: 'k ğ kat, Hayyamın İngilizce ter- | man, seni ve beni ezmekte- y avukat, cemesini ezber - bilirlerdi. | dir. Dünya, ne senin nede 1 Hakkı Şinası paşa İs- Manasını söyler, söylemez, | benim için bir aramgâh ola- | tanbulmeb'usu 2 Selâh Cim, derhal, anladılar. Doktor, * maz. bilki, şarap, kadhi | <oz bey İstanbul umumi bu Hayyanlı iştir. işitmez, | azninle benim uramda bu- | Mmeclisi âzasından 3 Reşat farelereri unutmuştu. Aklı- | lundıkça, hakde seninle be- | bey İstanbul umumi meclisi na gelen kitaları söyletme- | nim elimee demektir.! fzasından 4 Hamit bey İs- ğe başladı derhal, bir şarap tanbullisesi sabık ikinci mü- mecliside yapıldı kanber dürü, 5 Kasım Cimcoz bey akay: Ashabı. emlâkten, 6 Ömer — İşte böyle olmalı, di Faruki bey avukat, 7 Neşet yor. Şarap kadehlerini do- | Dünyanın faniliği er bey tıp fakültesi mü- duracık püserleri çağırıyor- | sında aciz kalmış, bu aczini | derrislerinden, 8 Şevki bey du, itraf etmek için — şaraba | Tiralay mütekaitlerinden, 9 İlk defa, Amerikalıların | yüracaat etmişdir. Bu neti- | Cemal bey, tütün İnhisarı Tarklılaştıklarını — görüyor- | 0 Ru; Nihilizmi gibi meş- | Pemurlarından, 10 Hamdi dum. Onlar da hafif seslerle um zihviyet meydana çıkara- | Suat bey müderris doktor, Otıkların sözlerini tekrarle | bilir. T! Kemal Cenap bey tıp fa: Yorlardı. Ü axa aai kültesi müderrislerinden 12 Hayyam, güzel söyliyor- | / | v yakın görmemiş in bey doktor, 13 Asım Ük. Fakat, alçak tavanlı, isli tim .Onun — rintmeşrepliğini | 7*9e Nuri bey zahire borsası Onbalı odada neş'enin nesl 'enin ifadesi — zan | *7€s1ndan, 14 Niyazi Tevfik dlabilirdi ? SY ARA . | ber yüksek ticareti bahriye der, hoş görürdüm. Hatta, Düşünüyordum : Hayyam, ;—,—mnld'ın meşhur tercü- | Mektebi — muallimlerinden N kat'asile hangi fikri aşılı- 15 Atıf bey. Kadıköy tütün bordu 7 ları gazete neşriyatı vasıta- sile kurtarmağa çalışmışlar ve bu süretle bü mü- rahhasları en — mühim meselede itilâfa yanaşmamak gibi bir taviz almağa sev- ketmişlerdir. Bu mesele, esasen İıpun— yol - stalyan ticaret itilâfın- da mevcat olan ve şarap istihsalâtının — tabii mikta- rının tayinine müteallik bu- lunan bir maddeden — iba- rettir. Fransada bir kasırga Bazires 4 (A.A.) — Dün vuku bulan bir kasırga ve "Orb nehri sularının kabar- ması yüzünden bağlık ma- hallerde yemiş ağaçlarında oldukça mühim hasarat ol- duğu görülmüştür. Yunanistan'da Atina 4(A.A.) — Meb' usan meclisi paskalya yor- tusu bitinceye kadar tatil yapmıştır , fiına sallanıyordu . Yüksek camları titreten bir fırtına varmış. Dışarda gök gürlü- yor, şimşek çakıyor ;ve sa- rayın içi bunların korkunç akislerile doluyormuşl. Sihirbaz, daima dualarını okumakta, büyüsünü yap- makta: * Efendimiz, hisle- rimizin, kalplerimizin, var- lığımızın, varlığımızın hâkimi seni bekliyoruz, seni istiyo- ruz.., “Diye iblisi çağırmakta devam ediyormuş. Birden, sihirbazın eli altında ki ölü kafasının, büyük bir tarafına sıçradığı görülmüş.. Sihir- bazın omuzunda uyuklıyan baykuş, kanatlarını — çirpa- rak yataklığın siyah, kalın perdelerine konmuş ve ora- da üç kerre ötmüş. Odanın , tahtaları çatırdayor, pence- relerin kanatları titriyormuş. Sanki büyük bir fırtına var» miş gibi valde — sultanın üzerindeki kat kat ipekler uçacakmış gibi dalgalanırmış. Yataklığın perdeleri, açık bir denizde, fırtınuya tutul. muş bir geminin yelkenleri gibi şişer, ve öyle sesler çı- karırmış... Valde sultan kor- ku ve dehşetle yere diz çökmüş, sihirbuz büyük eli- nin sakin bir işaretile onu yynına çağırmış, ihtiyar ka. dın ayağa kalkıp yürüyemi- yecek kadar korku içinde olduğundan , adeta sürüne- rek mangâlın başına yak- laşmış. İki eli kalbi üzerin- doğru koşmaya başlamış... Saray erkânı, vezirler, ağa- lar, hocalar, hepsi yeni- sul- tanın harekâtına müni ol- madan onu seyrediyorlarmış. Tam odanın ortasına gelen şehzade, — yeniden yatağa dönmüş, yeniden © ölünün yüzünü açmış, bu başa kar- deşinin zindancısının, cel- Tadının, padişahmin başına bakmış... Uzus uzun bak- Mişu. Sonra ağır ağır doğrulmuş yüzünü çevirdiği zaman, o- dayı dolduranlar hayret i- çinde kalmışlar. Biraz ev- vel bir dilenci bir esir gibi düşük omuzlar, bükülmüş bir bel öne eyilmis bir bsş- la bu yatağa yaklaşmış - lan adamın, omuzları kalk- mış, beli doğrulmuş, başı ve alnı yukarda imiş. Hele ba- kışları... O, şuursuz. bakış- larda şimdi bir mâna varmiş. Bütün hayatınca zulum gör- müş, bütün gençliğini mah- bus geçirmiş bu adam, hü- rriyetine, iktidarına malik olduğu bu saatte, varlığın- da şuur olarak bir. tek his bulmuş, o da kendine yapr lan haksızlığa isyan etmi- yenlere- karşı namütenahi bir kin.. Evet yarı çılğın varlığındaki şuurlu olarak bulduğu yegâne hit bu imiş... İstanbul meb'usu, 37 Saffet bey Miralay mütekaidi, 38 Suphi bey İst. Umumi mec- lis âzasından, 39 Âlimzade Ziya bey Tüccardan, 40 Ek- rem bey Rüsumat memurla- rından, 41 Arif bey Sabık rüsumat memurlarından, 42 Saim Ali bey Tıp fakültesi Müderrislerinden Dr., 43 Ali Haydar bey Binbaşı müte- kaidi, 44 Methi bey İst. U- mumi Mecliş âzasından, 45 Faruk bey Evkaf mühen- dislerinden, 46 Nurettin bey Doktar, 47 Azmi Ömer bey Esbak valilerden, 48 Nuret- tin bey Binbaşı mütekaidi, 49 Hâmit bey Belediye reis muaviri, 50 Mustafa bey Galata- saray muallimlerinden, 51 Kenan bey Müteakit zabi- tandan 52 Emin bey Beledi- ye memurluğundan müteakit 54 Kerim zade şakir bey Tüc cardan, 54 Ziya bey Müben: dis, 55 Haydar bey Devlet Demiryolları memurlarından Düstürrunun ortaya attı. Dünyaya karşı bu derece kin besleyen bir fikre tesa- düf edilmemiştir. Hayyam, mesinde de neş'enin kuvveti fazlalaştırılmış , telkin fikri | ÖLİRE Seko Mi Mu- azaltılmıştı. Halbuki, Hayyrasl L e D L jaem amaanlabalinda | BOTek y b e e e 18 bayatın reslitesi çarpıtıyor, | ç bey İstanbul Tlcı;ol başka - fikirler n""dm"l; ve sanayı odası umumi kâ- du. SN eöl, B Fiarber ' Ribliy AŞ ü y noteri, 20 Rifat Cafer bey. Konservatuvar Doktor, 21 Sırrı Celâl be; avukat, 22 Rauf Bey. Ma- , liye memurluğundan müte- leri başlıyor ınıı,zaA..ı.t,. Kadıköy İstanbul / konservatuvarı | ç L e Ra. Dr. senelik talebe konserlerine 24 Ramiz bey. Avukat, 25 önümüzdeki cuma gürü | Ünoyit bey. Muallim. başlayacak, ve a SN 26 Sadık bey Rüsumat alsan tarihine kadar örÜR memurlarından , 27 Hilml edecektir. bey Rıhtım şirketi memur- Konserlerin umumi pro- | y l g İbrahim bey yaları perşembe günü yap | K 1 LA4 kazası kaymaka- Jacaktır. Konserler Tepebası | — 20 Rofik bey kadıköy u,.ımaındı'"'“’““"' telgraf ııeııurlınndıl,: » 30 me- Avrupaya karışık mal '.İ'â'“..;";:.î.':“ ::ı':.kıııî 31 gönderen ticarethane | Raştü bey Esbak meb'uslar- Bu hayatın ilerisi yok. günlük neş'e, neşedir. Batün ilerisi ise, düşünüle- cek bir mes'eledir! o halde, bu hayata kıy- vermemek fikri telkin :“*m ki, hiçte insaniyet k“"'lyle birleşen bir haki- 'tlıq:""“' Bu felsefenin İGenelik talebe konser- 1 yanlış bir netice tevlit N“'I. Iı Zannediyorum ki, i lâkayd ve hayata Piçr düşmanlıkda bu fikir- fıkmaştı. Çünki, Hayya- k'l'ılınylı aşılanma- b Faris, bir Türkmen, ».,,_::'ü:. bir Ermeni bile ha İ 'rııııı harsi ve vahdeti b lm adamın fikri et- , ,, toplanmıştı. - Bu tün 1DiT günlük neş'eye hayatı feda ettikten İntaniyete bir faidesi d M hiç? Âşık. ae "d..,ıı.e b Ticaret modıııkyu-n. ”L: d':ı ın::ıı—l;.n rkn::ın b;; 56 Nizamettin bey Mütekait | gözlerinin de pırıldadığı gö- | de imiş... Gözleri yarı kâ- n menü test | draya karışık kuş zi îhdümı.ık ’;.D- Y. sabık | Zabitandan, 57 Rüknetin bey | rülüyormuş . Mangala yeni- | palı, ve dudakları pembe, Y8ne seraçe inişest menü | gönderen bir - ticare ka üfettişlerinden , 34 Ahmet | Otmanlı Bankası meclisi i- | den bir şeyler atan sihir- | beyazmış.. Sihirbaz: “Hırsla- test | hakkında — tahkıkata bar | aa a ea a D l L eg Hamdıi | baz Çin lsanile, birşeyler | rın kinlerin, bütün fena ki bedesti menü tü | lamıştır. e. Nl;lıı denî 35 Hacı Ahmet | Halim bey Avukat, 59 Nazım| söyliyor ve gitgide iniltisi | hislerin, fena arzuların, ha- camı mey'est | — Tahkikat Mera aa ada aa V a AA başmemuür: | İzzet Avukat,60 Bürhanettin | artarak, gitgide — yüzünün | kimi, geldi, demiş. Söyle, rışık mal gönderildiği anla- bey Seyrisefain l.lılıııe'ın- mânası korkunçlaşarak, | ondan ne isliyoftan söyle... (Devamı var) Abiyakin ki hak be- Rüle H.dw da'meıı test şılırsa ticarethane cezalan- "nâ:.;.mdıllıh Suphi bey | dürü. | muntazam sürette iki tara- dırılacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: