7 Nisan 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

Ve İç yüzü (Yarın) karileri bilmem hatırlarlarmı, bir zamanlar, şimdi benim Kuşbakışı diye yazdığım sütunun yerinde *Köşemden ,, namı altında bir takım yazılar çıkardı. Bu yazıları yazan biliyor musunuz kimdir? Bunu size şimdi burada bir roman şeklinde yaza- cağım. * Bu zat, Cevat bey is- minde eski bir mütekaittir. İntihap zamanında bir gün bir havadis getirmek sure- tile (Yarın)nı tanımıştır. İşte o gündenberi aramızda sıksık gözükmeye başlıyan bu muhterem, yine bir gün imzasi altında bir yazı yaza- rak Arif Oruç beye vermişti. O da alelüsul mekaleyi bana havale etti. O kudum ve münasip görerek müret- tiphaneye verdim. — Ertesi gün bunu bir ikinci yazı ta- kip etti. İşin asıl garibi Ce- vat beyin herkesin önünde bağıta, bağıra kendisini met: etmesiydi. Fakat, ey aziz kariler , bu #ahte celâdetin , sahte vatanperverliğin — altından neler çıktı biliyormusunuz? Onu da dinelyin.. Bir gün bir yazı ile , memlekette ki doğum mü- esseselerine hücum ederek şantaj yapmak istiyordu'. Be'ki... değildir, diye yazıyı yine mürettiphaneye gönderdim . Arkadan, toğrafhanesine, daha sonra bir ecnebi fo- hususi işlerine dair yazılar yazınca... — Dur! Arkadaş dedim, bunlar nedir böyle, (Yarın) gazetesini merdiven zanne- derek meçhul işler görmeğe kalkmayın ... İmzalarınızı , dürüst ve meritçe yazıların altına at manızı tavsiye ederim, z Kim dinler bu sözleri... Üstadı kalem, harp meyda- nındaki palavrası gibi,(Yarın) yazı masası başındada şaha- metler koparmak istiyordu. Baktı ki, karşısında “dol- ma yutacak adam, lar yok. İşi hariçte yapmağa ke- rar yerdi. x* Şimdilik bunlardan bah- sedöcek değilim, yalnız bu mubhterem 'simaya hatırlat- mak isterim ki: 1 — Elmde Bursa mat- — ŞEHİR HABERLERİ Bir Tokat Ne Yaptı? Bundan bir müddet ev- vel bir rakı sofrasında Şe- rafettini tokatlıyan Hayri- nin muhakemesine dün ağır cezada devam edilmiştir. Vak'anın şekli şudur: Şerafettin arkadaşlarile birlikte içiyorlarmış. Hayri de hariçten oraya gelmiş ve arkadaşı olan Şe- rafettinin fazla sarhoş oldu- ğunu görerek çağırıp çok . içmemesini tenbih etmiş. Şerafettin bu tenbihe aldır- mıyarak gene içmekte de- vam etmiş. Bunun üzerine Hayri tekrar mumaileyhi yanına çağırıp ve bir tokat atmış. Şerafettin fazla sar- hoş olduğundan bu tokatın bızından müuvazenesini kay- bederek yere eüşmüş ve ba- şından hafifçe varalanmıştır. İki gün sonra da vefat etmiş- tir. Fakat maktul dayak hâ- disesinden sonra bir iki gün daha işretlerine devam et miştir. Heyeti hâkime müdafaa için muhakemeyi talik et- miştir. Ferit Bey Bursa mahkemelerini de teftiş ediliyor İstanbuldaki — teftişlerini bitirip Bursaya gitmiş olan Adliye müsteşarı Ferit B. Bursadaki mahkemeleri de teftiş etmiştir. Ferit B. Perşembe günü tekrar İstanbula gelecek,, cu- martesi günü Ankaraya ha- reket edecektir. Şark Şimendifer Kumpanyası Talebeye Yardım Bütün şirketler mekteplilerden nısıf ücret alırken bu kum- panya ne yapıyor? Bakırköy — semtinde talebeleri Oturan İise ve ve Darülfünunlulur âli — mektep Şark - şimendiferlerinde? şikâyet etmektedirler. Şirket 18 yaşını ikmal eden tale: belere tenztlâtlı paso vermemektedir. Halbuki Bakırköy semtinde ise pek fazla talebe bulunmaktadır. ikinci mevki ile seyrüsefer 25 kuruş yol parası vermek karşısında talebeler günde yetind kalmaktadırlar. Diğer taraftan Seyriseferin , Bu vaziyet ettiklerine göre mecburi- Devlet demityolları şir- ketleri ve Şirketi Hayriye talebelere bilâistisna - tenzilâtlı paso vermektedir . İşleri olmuyan bir çok talebelere bu tarzda muamele etmek doğru değildir. Alâkadar ma- kamlar bu işle meşgul olmalıdırlar . İlme susadığımız şu zamanda gençleri, önü alınması mümkün maddi zaruret- ler karşısında bırakmak haksızlık olduğu kadar mana- sızlıktır. Memleketimizdeki ecnebi şirketlere şöz geçiremedik gitti. Bu vaziyetegöre karşımıza rıhtım ve Terkos belâsından sonra bir de vesaiti nakliye belâsı çıktı. Eğer işlerimizde bu kadar ihtimam gösterirsek ergeç iktısadi vaziyetimiz düzelecektir ? Belediye Yolların bir kısmını tamir edecek Belediye bu sene içer- sinde büyük caddelerin mu- him bir kısmımı tamir etti- recektir. Temir edilen cad- delerden çıkacak taşlar da şimdiye kadar hiç tamir yü- zü görmiyen sokak ve cad- delerin tamirinde kullanıla- caktır. Alâkadarlar bu şekilde hem tasarruf yapılmış, hem de çamuür deryası halindeki sokakların kısmen düzelmiş olacağını söylemektedir. . Feci şey Tren bir adamı ikiye böldü Haydarpaşadan hareket eden 46-50- Nolu tren Su- adiye istasyonundan geçer- ken Kartal çimento fabrika- sı amelesinden Araçlı Aliye çarpmış karnından ikiye bölerek öldürmüştür. Muhsin Naim B. İstanbul mıntakası ticaret müdürü Muhsin Naim B. in ticaret mümessiliğine tayin edileceği yazılmıştı. Bu haber tekzip edilmektedir. baa müdüründen aldığı pa- ranın isbatı. 2 — Ruslardan aldığı paranın isbatı, 3 — Kadıköyüne geçmek için 20kuruş vapur parası istediğinin 1sbatı. 4 — Yerli mallar paza- rından bayram üzeri tepe- den tırnağa kadar giyindi- | ginin ısbatı. 5 — İsmet Paşa ya deha- Tet için çare aradığının 18- batı. 6 — Makalelerinin derci için binbir rica ettiğinin ısbatı. ve.. daha birçok “ispat,lar vardır. Ve. bunlar hep *Yarın, namınadır. Ey.. muhayyel bir büyük- lüğe kapılıp “donkişot,, gibi sağa, tola saldıran kahra- | man, artık bütün bunlara | ! (Yarın)ın Halk Diplomatı meydan bulamadığın içinmi (Yarın) fena ve onun içinde bulunanlar (şantaj) cı oldu. Gücenme, a.. dostum gücenme, eğer bu kadar düştünse gel, ben gene seni | (Yarın)a alır, yazılarını ge- | ne eski yerine kayarım, am- ma öteye beriye çatmamak şartile.. İdare müdürüne de rica | ederim, eskidikçe sana bir kat elbise, bir çift potin alır. Zannetmem ki yazdığın — yazılarla girersin ... Bilâkis, dostum, bilâkis gözden düşersin . Sen de pek âlâ bilirsin ki, o, çareye baş vuranlar (payi larını aldılar. * Sözünü bitirmeden evel , şunu da — bil ki muhterem orara göze kahraman , senin yazıların , çıkmıyor diye gazetemiz hiç satılmıyor. Geçen gün Avu- kat Orban Mithat bey de: — A yol, bu yazılardan artık istifade edemez oldum, diyordu . Sonra , palavralarınızı dinlettiğiniz, daktilomuz ile ilân sİZİ dört gözle bekliyorlar . beş kuruş getirip: — Cevat beyin yazısı olan bir (Yarın) verin diyen yok. Telefonla yarın müdürü memuremiz de umuru Cevat beyi, Yarın tahrir müdürü Cevat beyi (Yarın ) nın eli kolu olan Cevat beyi soran arayan yok. Kendinize busüsü vermişsiniz. Bize acımıyorsan bun- Sürd Agop Mezarlığı Belediye ile ermeni baş papazlığı —arasında Sürp Agop mezarlıgından çıkan davaya dün dördüncü hw kuk mahkemesinde devam edilmiştir. Evvelâ papazlığın vekili demiştir ki : Papazlık, bir şahsiyeti hükmiye olan ermeni cema- atının mümessilidir. Bu itibarla tasarruf ve temellük hakkı vardır. Sa- niyen bu mezarlık bize ait olmasaydı. belediye bu me- zarlığın bir kısmını para mukabilinde istimlâk etmez- di. Aynı zamanda elimizde bu mezarlıktan satışlara da- ir mubayaa senetleri var- dır.Bunlara âit olan 16 ve- sikayı takdim ediyorum de- miştir. Bunu müteakip belediye avukatı da: “Bu şahsiyeti hük- miyenin dini esaslara istinat ettiği söylenildiğini fakat Teş- kilâtı esasiye kanunu mu- cibince bu kabil tasarruf kabiliyetini haiz dini esas lara istinat eder, hükmi, şahıslar -bulunmiyacağını , söylemiştir. Ayrıca mubayaa senet- lerinin de tapuda kayıtları olmadığından hukuki kıy- met ifade etm'yeceklerini zikretmiştir. Heyeti! hâkime vesikaların tetkiki için mu- hakemeyi 18)nisana talik etmiştir. Darülfünun divanı Darülfünün divanı per- şembe günü toplanacak ve uzun uzadıya ihtilâflara se- bep olan Rasim Ali Beyin fizyoloji kitabı meselesini bir karara bağlıyacaktır. Divanın sülüsanı ekseri- yeti karar verirse, Rasim Ali Beye kürsünün terkettirile- ceği de rivayet edilmektedir. Boğazlar komisyonu raporu Boğazlar komisyonu se- nelik raporunu Cemiyeti ak- vamla alâkadar devletlere göndermiştir. “Jara merhamet et dostum. Hülâsa, son sözüm şudur . — Gene seni — yanıma alır, yazılarınıda neşrede- rim. Bu kadar hiddete lüzum yok, maulm ya, Bakırköy- den) ahbaplığımız — vardır, baki... BÜRHANETTİN ÂLİ Karagöz ve Matbuat Broşürleri Memleketimizin her kö- şesinde muhtelif gazete £ mecmualar İntişar ediyor « Adetleri her halde pek çok olmayan bu matbualar hak- kında - bildiklerimiz tam ve şumullü —olmasa — gereh . Muhtelif vilâyetlerimizde kaç yevmi gazete, kaç haf- talık mecmua çıkıyor. ve bunların jJanrları nedir bil- Mmiyoruz . Tesadüfen elimize geçen bazı nushaları — hayretle karşılayoruz ve ancak o za- man böyle bir gazete ve ya mecmuanın — mevcudiyetini anlamış oluyoruz: Ne gaflet! Türkiyeye ecnebi — bir meslektaşımız gelse, bize, nekadar gazete v. s. çıktı- ğimi ve münderecatlarının mahiyetini sorsa, verecek hiçbir cevabımız yoktur. Burada lâalettayin bir şahsı kastetmiyoruz. Mevzu- ubahs mesele ile alâkadar makam, pekâ'lâ, matbuat müdürlük — veya cemiyeti olabilir. Fakat, mezkür mah- çubiyet şeklinden sarfınazar, kendimiz için de aynı nok- sanlığı hissetmekteyiz. Mem- leket dahilindeki neşriyat hayatını takip etmek - iste- yen bir vatandaşımız, bu emelinin tatminine imkân bulamaz. Çünkü,nerelerde, gibi şeylerin ortaya alıldığın! bilmediği halde, öğrenmek için müracaat edeceği hiç bir vesika yoktur. Halbukl, bazen vilâyet gazete — ve| “mecmuaları içinde, memle' ket irfanı namına çok mü bim tetkik ve tetebbüle: rastlamaktayız. Yazık değil midir ki böyle mühim me riyattan haberdar yalım? İşte, bu hususta ya mal buat müdürlüğünün ve cemiyetinin ahtelerine dü” şünen bir vazife — vard Her ay, muntazaman — mal buat broşürleri neşretmek: Temenni ederiz ki, bize bi satırları yazdıran hüesnü n yet, alâkadar makamlarıd harekete getirir! olama" Müdürünü vuran işçi İ Haliç şirketi işletme mi dürü Celâl Beyi bu cerheden Sait dün te edilmiştir. Yakında ağırdf zada muhakemesine nacaktır . 'x Asya Japonyalı— Sefa geldin, Karagö? ge liyet iyi amma, Hint milletini dini taassup | Japonyayı nasıl buldunuz ? Karagöz İranmızı gezdira, gördüm. Her Karagöz — Gandi Hazretleri, bu faa- yerde dostluk gördüm. Yalnız, her 'şeyeski | nı-verirsin, ya ekmeğimi ? hamam, eiki tas. Karagöz — Her gün bu kasaplık ta ne? İranlı — Altınımız yok, Karagöz efendi. | Biz, Çinlileri uslu adamlar bilirdik. Çinliler arasında — Ben açım. Ya başı- tan kurtarmadan bir şey yapamazsınız. Dünyanın sermayesini getirmişsiniz, V€ Karagöz — Gezdim, gördüm, '“l;ğ ne geçmişsiniz. Ne alâ! y