18 Mayıs 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

18 Mayıs 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 4 eee e dünde devam olundu sayfadan devam lmek hu- (Birinci titüsü vücuda getiri susunda alınan tedbirleri ükranla kaydederek zeytin yetiştirmek ve muhafaza et- mek işlerinde zirai inzibat tesisini istemiştir. Dahili mamulatın himayesi Sandetlir Bey (İstanbul), ahiliyenin hima- ümünü temin wlet bütçesin” olan memurların kullanmalarının mecburi kılmmasına ait te- menuiyatı etrafında Adapa- murahhası Asım Bey an serdedilen itira- demiş- mamulâtı da yesini ve si hususur den m yerli v zarı arafın zata cevap vererek nayli dahiliyemiz çten getirilecek ip- mevat meselesi — ileri Sanayide — iptidal 30 isabet eder. memlekette - kalır. Diğer taraftan iktısat vekâ- leti yapağı cinslerinin ıslahı için çalışmaktadır. Bu su- retle iptidat maddelere olan htiyacın memleket içinde tedariki imkân dahiline gi ada halen - kısımı yapağılarımız ima- a kullanılmaktadı.. nazarı takdirde ser- riyor. Bundan yatım alındığı memleketimizde hem maye ve hem de işçiye bir çalışma sahası temin edile- miş olacaktır. Kastamoni murahhası Hilmi Bey, Kastamonide kenevir istihsalât ve imalâtı Hilmi B. ne diyor? Etrafında izahal vererek <enevir — imalâtının iptidai bir halde bulunması y den müstahsillerin kâ recede istifade edemedikle- ve halen tütün paketleri için bulun n inhisar rini söylem balyaları ve italyadan mübayaatta olan n bu eşis etmesini İstemiştir. szarı murahhası A- tü rad akta imalât- Adap: sım Bey, Saadettin Beye ce- k mevaddı ipti etrafındaki mütalea- yanlış anlaşıldığını muamelâta rağbetin faset ve UCUz- adar ap veri daiye larının yerli görül- mevat ile edilmesi hususunda da kkate alınmasını arzu ylemişlir. küyete bakın! akiben sşöz alan mu lâyet ve kaza- ziraat müdürü ve rının munha 1 mur sıran büro olmalarınd if mes'eleler hak- emenni tak- encümeni u edilerek toplanmak a verilen inin (â re içtimad ihayet veril- ir. İkinci celse AA . bulunmuştur : bi n cevabı Maliye vek lir Muhterem Arkadaşlar; Bendeniz geçen gün bu- İ rada maruzatta bulunurken âşarın doğrudan doğruya alınmakta olan vergisinden 1340 renesinde 35,5 milyon Hra tahsil ettiğimiz halde bilâhare doğrudan doğruya vergilerden köylülere isabet miktarının ancak 8 milyon liradan ibaret olduğunu ar- zetmiştim. Dün beyanatta buı_ luna Eskişehir mebusu Emin | Bey “Maliye Vekili ifadat* | ta bulunurken yalnız doğru: | dan doğruya olan vergileri | nazırı ttibare aldılar. Bilva- | sıta vergilerin köylüler üze- | rinde olan tesiratından bah- | setmediler., dediler. Görüyorum ki dalma |- çimizde bulunan arkadaş- larımız da bile ba ukte kal- mıştır. Onun içindir ki bu- gün söz istedim. Hükümet 1340 senesinin hesabı. kat"- isini ve geçen senenin, 1929- un, hesabı kat'isini vermiş- tir. 1340 da Aşardan tahsil ettiğimin — miktar 35. 671 142 1ira ve tahakkuk eden miktar ise 39 milyon 987.000 liradır. Bu iane ve maarif hissesinden gayri hi semizdir. Mültezimlerin — kârından gayri olan hissemizdir. Mül- tezim iki veya üç ay çalışır ve bütün sene zarfında ka- zandığını yer. Bunların yüz- de kaç kazandığını tasavvur edersiniz. (Yüzde 50 sesleri). Ben yüzde 20 diyorum. Diğer teferrüat olan he- sapları nazarı dikkate alın: mıyarak yalnız yüzde 20 kâr ilâve ederek 340 senesinde köylünün cebinden 50 milyon lira çıktı. diğer banka ve maarife teallük eden hisse aynıdır. Bunu nazarı itibara alrmyorum. Fırkamiz aşarı lâgvetmek kararını - verdiği zaman büyük|bir işe girişe- ceğini biliyordu. Bu kararı yalnız bizim fırka verebilirdi. 40 Milyon lira variddatan hem de hükü- metin eli dokunmadan gelen paradan bu para iltizama verilmişti. Sağlam teslimatı vardı, Muhakkak hazineye girerdi. Masrafsız ve zahmet siz olarak" Emin Bey bunu zikret- tikten sonra *zammedilen miktar nazarı itibara alın- mış, dediler. Gene 1340 hesebi kat'isindeki tuz ira- dından bahsedeceğim. Aşar varken 1340 da tuzdan 5 milyon 486,753 lira tah- gl ettik. 1929 da tuzdan 7.773.001 lira aldık, Zammettiğimiz 2200.000 liradır. Bunu hep birden hesap edelim ve bunu doğrüdan doğruya vergilere zamme- de'im. Şeker ve petroldan bah- settiler. 1929 hesabı bakaya- şsında — şeker — varidatımız 6,237,408 liradır. Şekerin en çok müstehliki köylü değil şehirlidir. Ora- da bunu nüfus nisbetin- de teksim edelim petrol ve benzin varidatı 3074000 lira- dır. Her halde köylü şe- hirli kadar sarfetmez. Bir de gümrüğü nazarı itibara alalım, onuda tetkik edelim 1340 taki gümrük varida- tımız 28,851,00 liradır. Geçen seneki tarife ka nunu çıkacak diye herkcîn en çok mal getirdiği senede .ıııf,-“m., varidat 41,116,000 liradır. İşte bütün bilvasıta vergiler yekünunu indirdi- gimize nazaran bunu da zammederek / gümrük vari- miktar Fırka kongresine |GaziHz.le rini tebri i tebrik (Birinci sayfadan devam) Hz.nden Reisicumhur Gaz! Mustafa Kemal Hazretlerine Reisicümhurluğa intihapları dolayısile aşağıdaki tebrik gelmiştir. Ankarada — Reisicumhur Mustafa Kemal H.z ne Zatı devletlerinin Reisi- cumhurluğa intihaplarından dolayı büyük meserret duy- dum, Zatı devletlerinin ta- adetlerile birlikte Türk mil- letinin refahı için en samimi tebrikâtı kalbiyemi takdim ederim. Gazl Rıza Şah Pehlevi Ankara, 17 (A.A.)— Gazi Mustafa Kemal Hazretleri- nin — Türkiye — Reisicüm- hurluğuna intihabı münase- betile Sovviyet cümhuriyet- leri ittihadı merkez icra komitesi Reisi ile Relsicüm- hur Hazretleri arasında ati- deki telgraflar teati olun- muştur: Türkiye Relsicdmhuru Gazi Mustafa Kemal Hazretlerine Dost Türkiye cümhuri- yeti riyaseti yüksek maka- mana tekrar intihabınız mü- nasebetile tebriklerimi kabul buyurmanızı rica ederim, Bu mes'ut vakaiden istifade ede- rek size Türk milleti için en iyi temennilerimi iblâğ ; eylerim. Sovyetist Sosyalist C T riyetleri — ittihadı — merkez İcra komitesi relsi İstalin Türkiye cümhuriyeti ri. yasetine tekrar — intihabım münasebetile — göndermek lütfunda bulunduğuuuz na- zikâne telgrafnameden pek mütehassis olarak en samimi teşekkürlerimi ve — şahamız ve Sovyetist Sosyalist cüm- huriyetleri ittihadi halki için beslediğim en Iyi temennileri kabul — buyurmanızı — rica ederim. Gazi M. Kemal datının kısmı azamının şe- hirlilere teallük ettiğini pes kâlâ — bilirsiniz. Köylülere miktar — lâğvedilen üçte birinden pek az fazla- dır., Maliye vekilt Abdülhalik Bey bundan sonra:, biz köylüye himaye emini koyduğumuz zamandan itli- baren köylüyü hakiki bir surette himaye ettik ve esa- sen yapamıyacağımızı ilân etmezdik.,, demiştir. Maliye vekili bey milli hükümetin teessüsünden son- ra muhtelif kanunlarla zira- istipdat ve hükümetleri isabet eden fşarın at bankasının damat Ferit tarafından — sermayesi ye- rine 8 milyon 880 bin İ- ranın hazine tarafından nak- ten öndendiğini ve eğer banka sermayesi — bugün- kü — dereceye varmışsa dunun bu vardım sayesinde olduğunu izah ettikten son- ra demiştir ki: “Milli hükü- met varidatında vukua gelen fazlalık da muhtelif vekâ- letlere öylece taksim edilmiş- tir. Sıhhiyeye 1340 da 2 mil- yon 245,000. 1992 da 3milyon 900,000Adliyeye 1340da 4 mil- yon 541.000, 1929 da 6.805, 000, Maarife 1340 da 6.089 da 9.323.000, Nafiaya 1340 da 14.164.000, 1929 da 32. 805.00. İktisada 1340 da 5. 142.000 1929 da 7.244.000 milli müdafaaya 1340 da 32. 000.000, 1929 da 62.000.000 Abdulhalik Bey ordu- muz ve milli müdafaa va- &v DAT A LA DETLE T MA CESEME -e AAA A DA TU NEEATANAN aa aa e DARREU GUD FD OK KARA , AAT AD AdREERLAR. vaman n SA n narmarca —— ——OO AA a rramnana VYARASI l Deniz üstünde üç esrarkeş Hacerin üzerine atılmışlar, fakat kadının ferya- dına yetişen polisler tarafından yakalanmışlardır Dün gece * Kumkapıda (ayyen ve muhteşem şnıo!ıı—dı-W garip bir vak'a olmuştur: / Kumkapıda iskele cad- | desinde oturan Kalos. sem- tinin maruf esrarkeşlerin. . den olup (Dalgacı) namile | maruf biridir. Kışın balıkçılık, yazın da sandalcılık yapan Kalos, kazancını olduğu gibi esrare sarfetmektedir. Gece, gündüz. demeyip mütemadiyen kabak çeken bu aKlos, dün gene cebin. den esrarını çıkarmış, tabir- leri veçhile bir tek — kâğıtlı sigara sararak — kahvenin önüne kurulmuştur. Gel keyfim gel, gibi ma: nalı bir vaziyette siğarasım çekmeğe ve hafif hafif dal- gasına düşmeğe başlamıştır. O sırada kafadaşlarından Niko isminde biri yanma sokularak : — Eyvallah şahım!.. Bir duman da bana zula (ver de- mek)te harmanlığımı kesti- reyim, demiş. Bunu üzerine Kalost ta: — Eyvallah ağabeycim çek bakayım, demiş ve es- rarlı sigarasını vermiştir. Bu sırada buluşan iki dalgacı, biribirlerine“imanım, eyvallah, kardeşim, filân der ken işi azıtmışlar ve bir kaç (çifte kâğıtlı) sigaraları ya- pıp içmişlerdir. Tabiri mahsusu ile (dal- ga) ya düşen Niko kendini kıral farzederek Tahta ku- . rulmuş, etrafına da bir çok | güzel kızları toplayarak ses li, sözlü bir eğlence içinde safa sürmekte Kalosta, ce- ' bine doldurduğu dolarla mu- ; sıtalarımız için verilmiş olan miktarlara işaret ederek ra- bat ve huzur ile yaşamak için hariçten gelecek her türlü sui nazara karşı milli müdafaamıza bu (paranın tahsisi lâzım geldiğini söyle- yerek beyanatına nihayet vermiştir. İktısat Vekilinin beyanatı Ankara, 17 (A.A.)—G.H. Fıkası büyük kongeresi saat 14 te İsmet Paşanın riyase- tinde mesaisine devam etti. bısat Vekili Mustafa Şeref Bey murahhaslar tara- fından dermeyan edilen mü- talenlara ayrı ayrı cevap verdi. Milli fabrikaların yerli kumaş imalâtı 1928 de 801 bin metre iken 929 de 950 bin metreyi bulmuş ve bu- gün bir buçuk milyon metre- yi geçmiş olduğunu, ücret ve maaş alan müstahdemler için yüzde 10 fazlasına dabi olsa dahili mamulâttan alm- ğa mecbur kılan bir kanun bulunduğunu, fakat - ciheti askeriyenin 500 bin metreyi geçen ihtiyacı da nazarı itibara alınacak olursa bu mecburi- yetin tevsi ve teşmili halinde ihtiyacı tamamen karşılamak imkânsız olacağını ve böyle bir tedbir mevcut fabrikala- ra nefaset hususunda İâubali olmağa sevkedebileceği gibi fiyat mes'elesini de nazarı itibare almak icap ettiğini | maamafih bütün bu husus- | taki arzuları nazarı - tetkika alınacağını söyledi iken yanlarına, üçüncü bir | kafadaşları olan Ayron gel miş, ve: Üçüncü — Yuf, yuf yezide. Bir nefes vermeyenin çıksın iki gözü de (onlram sözlerinden) diye bir nara atmıştır. Bu naradan üzken dalgacılar hemen yerlerinden fırlaya- rak kaçmağa teşebbüs et- miştir. Bu ara Ayron, gene bir nara ile: — Benim ulan avveller, | ne kaçıyor sunuz? Demiştir. Bu sözü işiten Niko ile Ka- los - dalgalarından — ayılmış olacaklarki Ayrona hitaben: — Dalga arasında böyle şaka olur mu hiç? demişler- dir. Bunun Üüz de arala- rında ufak'bir münazaa çık- mış, fakat çok sürmeden gene üç kafadaş oturarak (bir çifte kâğıtlı) daha yap- mışlardır. Bu sigarayı içtik- ten sonra Kalos ayağa kal- karak: — Haydi bakalım eren- ler,sizi bir de tatlıcıya götü reyim de — cilâlanın, demip- tir. Cilâ tabirleri Esrar- dan sonra üstüne yenen tatlıdır. Esrarın şiddetli deh- şetlenir. İşte bu üç kafadaş hep birden ayağa kalkarak: — Var ol, demiş ve tatlıcıya doğru — yürümeğe başlamışlardır. Bu kadın kim ? Tatlıcıdan içeriye gire- cekleri bir sırada tanıdıl rındau Hacer isminde kadın önlerine çıkarak : —Bensiz yiyeceğiniz için boğazınızda kalsın, d: mişt'r. Bu sözü işiten dalgacı- lar da: — Vay ablacığım, sen- siz yermiyiz biç?, demiş ve Hacerin kolundan — tutup dükkândan içeriye girmişler- dir. Herhes tatlısını yedikten sonra Kalos: — Haydi bakalım ço- cuklar, oldu olacak, sizi bir- de sandalla gezdireyim mi? demiş. Canlarına minnet ©- lan bu tenezzühü dalgacılar kabul ettiği gibi Hacer de bilâtereddüt kabul etmiştir. Sandal gezintisi Bunun üzerine iskelede bağlı sandalı Kalos, çekerek misafirlerini " bindirmiş ve yavaş yavaş 'enginlere' açık mağa başlamıştır. Biri iki saat kadar kü- rek çeken Kalos, o ara yo- rulmüş olmalı ki, — elinden kürekleri bırakıp tabakasını çıkarmıştır. Bu sefer de yine (bir çifte kâğıtlhı) sararak yakmış. Kadın da çekiyor Bir nefes çektikten son- ra arkadaşlarına uzatmıştır. Arkadaşlar da — çekmiş,çek- tikten sonra Hacere ver- mişlerdir. Bidayette nazla- nan Hacer, ikinci bir tek- lifte kabul ederek çekmeğe başlamıştır.Bu. halden mem- | nun olan Kalos, o ara bir bir nara atarak: Bunun üzerine Niko da: — Var be Abicim! İşte ben, demiş ve Kalosun ya- nına gelerek kulağına bir şeyler fısıldamıştır. Nittonun bu fısıldayışlnı anlayan Ka- los ta: — Hım...olur. Olur am- ma ben söyleyemem, de- demiştir. Sen gözlersin, bu söyle- rim derken araya atılan Ay- ron da: — Nedir o be yahu? Ba- na töyleyin bakayım, demiş- tir. Bunun üzerine Niko, Ay- ronun kulağına da fısıldadı ğını, fısıldamıştır. O ara kendine malik ol- miyan Ayron da: — Söylemeyecek ne var ulan salozlar? Bir şey mi? demiş ve Hacere dönerek: — Ablacığım, anlarsınya? Falân filân, demiştir. O ara Hacer de: - Amanl... demiştir. Bu söz üzerine dalgacılar Ha- cerin Üzerine atılmışlardır. Bu vaziyet karşısında kalan Hecer de o ara feryada baş- lamıştır. Omralarda tesadüfen sa- hilde devriye gezmekte olan polisler bu feryadı duyarak düdük çalmağa başlamışlar- dır. Düdük seslerini bu esrarkeşler, hemen ka- dını birakıp var küvvetleri ile küreklere sarılmışlardır. Son bir gayretle sahile gele- rek Haceri bırakmışlar,kendi leri tekrar açılmışlardır. Bu sırada, zabıtada — tedarik ettiği bir sandal ile bunların üzerlerine gelerek bu üç esrarkeşi yakalamıştır. Bu hususta — tahkikata devam olunmaktadır. A. S. Yeni bütçe 190 milyon tahmin ediliyor Ankara, 17 ( Hususi ) — Muhtelif — vekâletler 1931 bütçesini Başvekâlete ver- mişlerdir- Yalnız Maliye Ve: kâleti vermemiştir. Bu mü- nasebetle Maliye Vekili, Baş- “yekille gorüşmüştçr. Bütçenin ne kadar olaca- ğı henüz tesbit edimemekle beraber, 185 190 milyon ©- lacağı tahmin ediliyor. Bir ziya M. Kâmil Jakar vefat etti Ankara, 17 (A. A) Geçen seneye gelinceye ka- dar Türkiyede istatistik mü- dürü amumisi olap elyevm Belçika dahiliye nezareti müsteşarı olan M. Kamil Jakar Brükselde vefai etmiştir. işiten Hükümetimiz tarafından Bürüksel ailesine ve Belçika maslahatgüzarı, hükü. metine taziyet ifasına ve cenazede hükümeti temsil etmeğe edilmiş olduğu gibi Başvekil İsmet Paşa tarafındanda refikasına hitaben çekilen telgraf ta memür —Eyt imanım, bize yan |Türkiye hükümetinin teessürü bakan varsa eğer yanıma i gelsin, demiştir. | taziyet bildirilerek ayrıca beyanı edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: