20 Mayıs 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

20 Mayıs 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir senenin Pla'mışasu Müuasebetile: (B akaleden devam) ! Yok, muhalefet Tarihe mal edi- görü- muvafık düşü- vesile daha a, artık rüldükçe o bahsi taz onun üzerine basmağa gelirdi. Zira: çeki- Halk eleme- ğe, dönüp parmak mahal namak İâzı Fethi Bey sabneden lrken Serbes fıra !le fırkası arasındaki münase bildirmişti. Ar ıkça bulu beti aç tık Tarihe mal olmuş bahislerin taze , iki taraf içinde mu- gibi zannedilir. ço, bu noktada İşte blâ östermek itiba- ki zaafları rile, vatandaşların bir kısmı mahsüs tesirler bı çok müsait bulu- üzerind. rakmağa nuyordu. Gene, bir nokta vardı ki, ten bidayette muhalefet cer- yanlarına müsait bulundu ğu tasrih edilen Halk fırka vene gibi en- gayri ikinci hassa” makalede pasıl kapılarak, ihdasında sının, dişelere müsait vaziyetler acele ettiğini göstermek iti- barile de, ehbemmiyetini art- tırıyordu. Halk fırkasının, nimresmi aksettirilen te- yirmi se“ gazeteye açıkça muhalefet hakkındaki son lâkkileri, an, meşrutiyot nelik vukuatt devrine ait fırkacılıktan mi- al alınmak suretile inkişaf ettirilmekte, hata edilmiştir. Hükümet gazetesi, son yirmi senelik politika haya- tında muhalif fırkaların da- ima menfi neticeler verme- ni esas tutarak, tecrübe edilmiş şeylerin yeniden tec- rübesine kalkışılmasında Fet- hi Bey adaşlarına itap eder görünüyordu. Tecrübe edilmiş şeylerden kinaye ne olduğu söylenmiyorsa da, onun “ekalliyetler, in Fır- kaya kabulü, yahut daima fena fikirli tevehhüm edil- mekte hak görülen vatan- iltifat edilmesi ola- cağı zaman olsun anl aşılıyor. Muhterem Hükümet ga zetesi,|daha geçen gün fırka kongresinde: Cemaat im tiyazı tanımıyanların halktan ve halkçı larak kabul edilmeleri bahsini unutmak mı lâzım gelir idi? Plânçonun diğer bir fik- yında, aynen şu cümleyi görük daşlara rası ihtiva eltiği hayretle müştür: daki cümleler ile tarihinden - ör k suretile Ser bes Kat fırka ılmak istenen tariz ve İmânın k beyhude iyasi hukuk aki şartları rmiştir. ki, nlıyamamak a; cldden öy kendi nok- Muarızların haklı tal ıu,maru—ı n kaziyelerle | aşamıyacağı değil m ıkul olm manlıkın olsun takdir edilmeli mi idi? | | | oynamak | | j | © hakları vardır. Fakat, | Artık kadınlar da eli bıçaklı oldular ' Kadın, Fatma Hanımı dövdük- ten sonrada vurdu! Düni Sultanahmette iki kadın kanlı | bir vak'a olmuştur. Bu vak'a hakkında (almış — olduğum malümatı bildiriyorum. Sultanahmette Akbıyık mahallesi fenerler sokağında 18 numaralı haneyi isticar eden Reşit çavuş, bundan üç ay mukaddem bir odasını fAhmet isminde bir hemşe- risine vermiştir. Eve taşınmışlar Eve — taşınan Ahmetle zevcesi Fatma H. bidayette hemşerileri olan Rtşll çavuş arasında Serbes fırk»ımn lqekkul ettiği günün ferdasında, Halk fırkasının daima ken- di zararına kullanmak iste- diği silâh, işte bu olmuştur: Muhaliflerin tahrikçiliği, mürteciliği, fenalığı, inkılâp aleyhtarlığı silâhı.. Muhalif firka — baştan aşağı kötülerle dolmuş gös- teriliyordu. Halâ arkasına siperlenilmek istenen kalkan da bundan başkası değildir! Halk fırkasında, bütün ter temiz, piri pak insanlar bulunuyor, muarrızlara ge- lince — onlar — muhakkak 1 unsurlardan» mürekkep xrhmedıh)ordıı iSebep? Sebep: Vatandaşların his- lerine hitap etmek, onu kur. calayıp tahrik — edebilmek oyunu. Eğer umumi harpten sonra dünyanın gördüğü inkılâplar, insanların el ile tutmadıkları maddelere iti- bar etmedikleri hakikati, gö- rülmüş olsaydı, — düşülen hatanın belagati kabul edi- lirdi. Son yirmi senelik Po- litika oyunları içinde, İttihadi terakki cemiyeti de — tıpkı böyle yapar ve fakat, o zama- nın zihniyetine göre kazanır, muvaffak ta olurdu. Layik, cümhuriyet inkılâp fırkasının ayni perdenin arkasında inanıl- ma- istediğine mak istenmezdi, ama alesef hakikat böyledir. Halk fırkası erkânı, mem- leket işlerinde samimi ol- mak, muarızlarını samimi kabuletmek - faziletini gös- termelidirler. İktidarı elden bırakma- mak endişesi gayet makul mazeretlerden addolunabilir. Esasen her hükümetin vasfı mümeyyizi, ayni şeydir. Geçen yirmi senelik hâ- diseler hep bu koltuk, post, iktidar mevkii endişesinden çıkıyordu. Bu itibarla da,| hü- küm sürmek hırsı, vatan- daşlar arasında sonu düş manlığa mazlıklar yaran anlaşama- getirmişti. Netekim, Serbes fırka karşısında da, © endişeler, o telâşlar gösterilmişti. Tıp- kı, Hükümet gazatesinin dünkü makalesinde söylen- diği gibi, o samimi teşek- kül fesatçılarla dolu göste- rildi* Ne elim tecellidir ki, her iktidar fırkası, bu memle- kette muarızlarını karalayıp lekelemekten asla çekinme. miştir. Ve bu öyle gelmiş, böyle gidecektir de.. ARİF ORUÇ İ ve atlesi Zehra hanımla gü- | zel geçinmişler fakat, günlerde tevali eden dediko- son dular yüzünden kavgaya başlamışlardır. Nihayet, gü- nün birinde kavgaları kanla neticelenerek kapılı — bacalı olmuşlardır. İşte dün, bu kav gaları evlerinde ziyaret ede- rek Fatma H. ne diyor — “Ayaklarım kırılsaydı gelmeseydim,. dertlerini dinledim: da, bu eve diye söze başlayan Fatma H. devamla: “Zehranın ne mal ve ne derece dedikoducu olduğunu bilirim. İşte bunu bildiğim için bidayette taşınmak isteme- Üdim. Fakat, kocamı görü- yor musunuz? İsrar ederek üzerime düştü. Nihayet ola- cak gibi değildi razı oldum ve taşındık. Taşındıktan sonra Bidayette hakikat eyi ve güzel geçinmeğe başla- dik - fakat, aradan çok “sür- meden dedikodular başgös- termeğe başladı. Dedikodu. lar baş gösterdi ama nasıl gösterdi bilirmisiniz? Üstüme — eyilik Şeytan - kulağına namusuma halel derecede baş gösterdi. Buna rağmen ben, yine ses çıkar” mamağa, her söze kulak asmamağa çalıştım. Fakat gel gelelim arkası kesilmi- miyordu ki. Ne imiş, ben gü- zel” yok bilmem şişman mı- gım, falan filânı da kocasın- dan kıskanıyormuşum! Halbuki Halbuki beyceğizim, ko* cası bugün dünya, yarın ahret kardeşim gibidir. Ne ise bunları duya du- ya tahammül edemez hale geldiğim bir sırada yukarıya — Aşkolsun kardeşim! benden ne fenalıklar gör- dünkü elâleme destan edip düruyorsun. dedim. Aman efendim aman sen n bukadar sözü söyliyen! Ağazını açıp yumdumu gö- sağlık, kurşun, getirecek zünü? İşin — başlangıcı İşte o zaman olupta du Adiliğim mi, tem kokmuşluğum söyle- yaydınız. belliğim mi, mu? Neler kalmadı medik, neler... Komşular gelerek bizi ayırdılar. Akşam Akşam olmuş gelmişti. Bu halleri birer — söyliyerek, mızı - bildirdim. Bunun üze- rine kocam da olur derken bir de bakalım Reşit Çavuş odamıza gelerek: — Ahmet, yarından iti baren kendinize ev bulun dedi, ve gitti. Ertesi Sabah — kocam işine gittii ben de — korkarak mangala kömür koyup yan- sın diye sofaya koydum. Tesadüfen — görmiyerek bir de marsık koymuşum. Vay efendim vay... Senmisin bu- nu koyan? kocam birer çıkma- gün mübarek ağzını Zehra açarak: Karı... koyduk diye bizi marsıkla mı boğacaksın? Utanmaz karı Şıllık karı eve diye bağırmağa başladı oldu? ayol Ne var? demeğe | kalmadı. - Elinin körü var, ge- lirsem ne olduğunu göst rim dedi ve merdivenlerden inmeğe başladı. Aşağı inerek yanıma geldi ve: - Karı seni bana baba- hn davar sayısı gibi sayı ilemi verdiler? Diye hemen üzerime hü- cum ederek saçlarımdan ya- kaladı. O ara yukarda bek- leyen görümcesi, patır kütür dük. Vatanın dört bucağınd aşağa inerek birlikte beni dövmeğe başladır. Dayak Bu sırada bilmiyorum, başımatak diye bir şeydir in- di. Acısından ancak oh diyebil- dim. O sırada gözlerimin karardığını hissederek ken- dimi kaybettim. Bunun üzerine ellerinden yetişen komşular - beni almış ve ayıltmışlar. Gözle- rimi açtığım zaman bıçakla başımdan vurulup kanlar aktığını gördüm. A, 5. Tashih 18 tarihli nüshamızda (Üç esrarkeş) vakasına ait yazdığımız yazıda|Kumkapı iskelesi ) deneceği yerde seh- ven. | esrarkeş kahvesi | den- miştir. Bu tashih ederiz. g hususu Halk fırkası (Birinci sayfadan devam des vatan '"çatısı, tırmalıyan can ku- lağını acı ses- lerle çatırdarken, etrafı sa ran — karanlığı şimşeğile delerek yakın 1 tikbalin işığımı gör dügün günleri gözlerimizde tekrar canlandırdın. On iki yıllık zaman mesafesi içiz de koşanlara mahsus bir ala gözlerinin büyük izinde alışkanlıkla yol senin anda baslarımızla rak bizi nereden alıp heyecanla ne reye getirdiğini gördük. Sen her kuvve dik duran yüce baş millet önünde aşk ve hürmel- le eğerken heyeli umumiye- et karşısında o1 büyük mizde temsil ettiğimiz mille- tin vefalı ve duygulu kalbi göğüslerimizde minnet ve şükranla çarpıyordu. Her za- man olduğu gibi bugün de bize gösterdiğin yolda yürü- an gelerek milletin bağ ve engel buyruğunu — yürüt- çatı tanımaz tüğü şu yüksek altında toplanan — bizler rımızdan başka hiç bir tesi vatan nı.Hrl vicdanla- uymadan ve dertlerini tıpkı senin dile- diğin gibi doğru öz ve açık sözle ortaya döktük ve ko- nuştuk. İhtiyaçlara çare dü- mevkiinde kardeşlerimize tünüp bıınınl— fırka gördüklerimizi ve d lerimizi söyledik. Bütün zor- devrileceğini he başarılabil l.—n,_ını olan ndük lukların güç işin arsılmaz bir iman halinde ıçıınııde taşıyarak dönüyo- ruz. Gittiğimiz yerlerde bizde haber soran vatandaşlara : ©, var, Samsun iskelesine çıktığı gân gibi Sıvas kon- gresini açtığı ğün gibi var ve nihayet Türk zaferinin 0o guşile 30 Ağustos gecesinde olduğu gibi var. ğiz. Onlaru diyecej yaşatmak yırtılan Diyeceğ ki yükseltmek için olduğ *Vatanı ve dar onu başımızda görmek YA murahhasları bahtiyarlığına hak kazanmak ? i ! için de ellerimiz ve kalpleri miz birbirine kemenetli, göz- lerimiz onun izine dikilmiş ileriye doğru yürümeliyiz Milli kurtuluşata olduğu gib böyle ve bu gidilir., işe d yoldan Ve hepimiz yerlerde her muvaffakiyetinin başı olan milli kemenetleşmenin ve gibi bugüu de şırtanın bir hamle dün olduğu tarihi ile çalışır yükselip —canla başla gönüllü ve Türk işçisi büyük yarınının yo naz — yapıcıları olacağız. Senden ayrılırken son sözümüz a karşı düy- ip Kelimelerin dar / geni: azmin ve he ola tamarmile söyle yız. Yalnız şunu bil ki iraden nasıl her zaman sevgimiz zimle ve bizimse, saygımız ve kopmaz bağlı lığımız her zaman senindir ve seninledir Tüccar yint telâşta yapacağı mubayaa talimat- namesinin tanzim şekli buna biyet verecek mahiyet bono tedir. İnhisar idaresi tütün satın almak fikrin- doğru ise kkuk ile de imiş. Eğer bu gu üç mahzur tahak edecek demektir: ı r tamamen 3ankalar olan borcun ödene- memesi, 2 Bonoların kırdıtı- ak fiatla tütünlerin rının düşmesi. 3 — Bura ödenememesi yüzünden iz mıktarının müthiş bir ye- küna baliğ olması. Tütün rları bu üç üce mahzurun önü alınmadan yapıldığı takdirde salâh kesbet. mkân bulunamıya mübayaat vaziyetlerinin esine cağını söylüyorlar _il BEN AMAR SİRKI Taksim,Talimane meydanı-Telefon: Beyoğlu 47 Bütün büyük şehirlerde ve bilhassa ahiren 5 hafta kaldığı Atinada ve şimdide İstanbulda iyi ve parlak muvaffakiyet kazanmaktadır. Seyyahat eden bu gibi müesseselerin en muazzamı ve en muntazam teşkilâtlısıdır. PERŞEMBE, CUMA, CUMARTESİ ve PAZAR günleri TEMSİIL Tam saat 3de TEKMİL PROGRAMLA MATİNE tam saat 9da SUVARE Hayvanatı vahşiye, her gün sabah saat 10 dan itibaren bütün gün ziyaret edilebilir. IKI Bu fevkalâde sirkı, Sofyaya gitmezden evvel gidip görünüz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: