20 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

20 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Haziran Teftiş faaliyeti! Adliyede muak- kipleri dinlediler | Adliyede müfettişler - tet- kikat yapıyor. Simdiye kadar | üç evrak muakkibi dinlenmiş lezdir. Bu tahkikatın g*çenlerde rüşvet alırken yakalanan ikin- ci ceza kâtiplerinden Salih ve | Turhan alâkası | olduğu zannediliyor. 8.000 lira ceza! Alpülla - fabrikasından | alınacak Defterdarlığın yaptığı tet- kikat neticesinde Alpullu şe- | ker fabrikasının - 8.00p Tiralık pul cezasını meydana çıkmış U Fizallik Kadrosu dolmuş! Şehrimizde hamallık kad. rosu dolmuştur. Bunun iç'n Belediye homal tehir efendilerle almıyor. Müracsatleri ediyor, Tarik bedeli İlk. taksitler bu ay kesiliyor! Bazı daireler memurin ma- aşlarından bu ay tarik bede- linin ilk taksiti olan beşer li- rayı keseceklerdir. Erzurumda yeniden kar yeğdı Erzurum Havalar bu- rada d hşetli soğumuştur. Bir hafifçe de kar yağ- | müddet mıştır. İzmirden şehrimize seyyah geliyor Önümüzdeki paroartesi gü- nü İzmirlilerden mürekkep bir heye”, tenezzüh içim şehrimize | gelecek, üç gün sonra avdet edecektir. Zaro ağa ailesile de müna- sebattan memnu/ *'| Zaro ağanın damadı Yakup | El.'dün demiştir kiz — Kayın pederden heber alamadığımız için meraktayız. | Vi'siyet vasıtasire Londra se- | faretinden haber istedik, onu | da cevap gelmi di. Şaşırdık kab | Zaroyu gö ürenler ihtiya- rın bize mektup göndermesine bile müsaade etmiyorlar. At- | leri Beni skiştiriyor. Ser er: keksir, takip et Zaro ağayı getir, — diyor. Yakında daha | büyük makamlara müracaat | ederek her haide Zaro ağayı getirmeğe enlişadağım aa meapa Tofrika No. (4 LAŞA âri: Raynonde Mecherd — Framsız edebiyatından 170 inci binden tercüme edilmiştir... — Anme, — Geçelim.. öen mücade. leye girdim, neticesiz.n — Fakat | hiç olmazta bu yolda yürüdün. Bu, kadın içim ilk basamaktır. Senin yürüdüğün yolda diğer yürüyenlerin bir gün muvaffak olmamalarına imkân yoktur. Ve o zaman bahtiyar olacak- lardır. Klod'a gelince, öyle bir nes- lin kızıdır ki, o bizim cemiyet- teki ve bisteki mevktimizi bize tekrar kazandıracaktır. Fakat yalnız birşey — vaı [ ! J' | hin günü her | işinin K EĞİNDE AD | raptan muhafaza edemiyecek- | lekesiz yaratmıştır; “Ana kalbi,, dir. — Amneciğim, beni dertle. Zabıta rnuharrı'rimız yazıyor: Piç Marikanın aşkı yüzünden mey- | hanede bir intihar! İBir aşk bir genci nasıl felâketli yollardan sürüklüyor biliyor musunuz? Evvelki gece Neş'et ismin- | de bir genç, sevgilisi piç Ma- | | irikayı rakı masasında batırlar | hatırlamarz, sustalısIını çekerek | kendisini kasığından yaraladı. | Ney'et, 20 yaşlarında zayıf, | nazik ve centilmen bir genç- | tür. İstanbalda doğmuş, büyü- | müş, iptidat tahsilini ikmal | €eder etmez gemi kazancılığı sanatine intisap ederek güzel ve kıymetli bir sanatkâr ye- tişmiştir. Neyetin evi Kasım: | paşada kulaksız mahallesi me- zarlık sokağında olup ihtiyar bir babası ile ihtıyar bir de anacığı' vardır. İşte bu ihtiyarları bakmak ve beslemek için Neşet, Alla- sabah Gulata'e kalafat İyerine giderek başmda, akşamları da ihtiyarcıkların yanında bulus | naak vaktini geçirir... | Fakat, hafta da bir kere de | dakı o ihtiyarları yalaız başına bi- rakıp sevgilisi Gültüzarın ya nına- gider, o gece yer içer | sefa edermiş. Güillüzar, 19 yaşlarında eti- | na dolğun kara kaş ve kara | göz'ü bir günahkârdır. beş evvel, nasılıa bu çirkef bir vesika mahbut sokaklarından biri olan Şeftali sokağına düşmüştür. İşte, bu kızcağız, bu sokağın | meslekleri | ihtiyar, sene kayata atılmış, eline alarak Galatanın olur olmaz genç, malı teabı bir. çok İharlı ve hirsiz tabakasına mensup insanlarla konuşmuş, mümkün | mertebe onlara - güzelliğinin Şenzibesini aşılamağa başlamıştır. Buaaşıyı yiyen erkeklerde buna | cemile yahut ta güzeliği- | bir ne bir kahramanlık ilâve etme- ği düşünmüş olacak'ar ki, bu Güllüzüra bir isim takmışlardır. | Bu tsiny de “Piç Mürika,, tsmik Pdir. İşte Güllüzar şimdi Galatda Piç Merika namile yadedilip dillerde destan gibi söylen- imektedir. İşte bu, diüllere destan olan Müarika, dört beş Piç sene zarfında bir çok dost tutup | zelerimizi getir, demiştir. Mey. | da gelmiş, terkettikten sonra Ney'eti de kıvrandırıp muvaffak ol cazibesi dost muştur. a tatmağa Neş'et, Piç Marikayı Bun- ÜRE— — lhmıt Fürkân yük aşk romanı O zavallı çocuk kendini st tir, Filbakika istırap Ker insa- man müşterek malldir ama,, O vakit kozım senin saatın on ikiyf çalmış olucak. Tabiat o vakit ondan intikamını alacak, Çünkü tablat Birtek katbi Bu kalp: rimden kurtarıyorsunuz... Analığın ne demek oldu- Çumu - bilen bu iki kadın rah- | | geleceğiz, | man sözünü kırmıyan- Gülüzar | Dört | dan 4 ay evvel görmüş, camı | gönülden severek yanıp te- | tuşmağa başlamıştır. Bu dört ay zarfında o kuç ? miş, beriki kovalamış, beriki | kaçmış o kovalamış, neticede | Muuvaffak olunmuştur. | Sazlı sözlü, içkili ve oyun- lu bir eğlentiyi müteakip Ne- yet, Piç Marıkayı döst tutmuş- tur. İşte, âdetleri veçhile her | haftenin Salı günü Neş et, M rikanın evine'gider, orada yer | içer ve yatar uyurmus. Haf- | tanm Salı günücü iple çeken | Neşet, geçen Salı günü yine | sabahtan süslenmiş püslenmiş | akşamı zoraki yaptıktan sonra | sevgilisinin evine gitmiştir. Bermutat yemişler, içmle. | ler, gülmüşler ve oynamışlar- | dır. | O ara, Ney'et : - Marikacığım - be, Per şembe akşamı iki arkadaşımla | birlikte köşedeki meyhaneye istersen sen de gel, | olmaz mı? demiş. | Sevgilisinia (İ) hiç ble za- | | yani, Piç marikx dar — Hay hay anam, emre- demn gözelim, diyerek gele- cağini vadetmiştir. | Cu valdi şeref addeden Ne- şet ter — Yaşa be anam, yaşa, diyerek Marikasını alkışlamış- tır. İ Bunun üzerine perşembe | | olmuş, akşam üzeri Neş'et, iki | arkadaşını alarak Gilatada | vteftali - sokağındaki | meyhanesine gitmiştir. | Arkadaşlarının — birisi 23 yaşlarında Ahmet isminde bk ridir. Diğeri de F7 yaşlarında Kadri ismiude biridir. İşte bu ç arkadaş, bep Birlikte o meyhaneye gitmiş, caddeye | nazır masalardan birine otur- | muşlardır. | | Ötedenberi eli açık olan | | Neş'et hemen meyhaneci Ya, Yaninin Va | niye hitaben: | | — Haydi bakahım barba | Yani, buzlü tarafından — şiye- lerle okkalı tarafımdan” me. haneci Yant de, bu emire he men: — Büaş üstüne Pasam diyerek tepsiyi hazır. Bes da. | simdi, lamağa başlamıstır. larının derin ihttyaçlarile öpüş- | | tüler. Şafak atıyordu. | n | Profösör Ambuvaz hastayı | yatağına yatırdıktan — sonra | odasına — çekilmişti. Asistan | Filip Löhodek ile Kiod ameli- yat salonunda ve hâlü karşı karşıya duruyorlardı. Ameliyat odasının havası, yeni bir ana- | nın hayatının kurtulmasından | müteveltit büyük Bir memnu- | niyetle titriyor sanılırdı. | Ve Klod'da titriyordu; hâ. Tâkıne Ruhunda tutuşan memnu- niyet alevinin ışçıkları yüzün- de titreşiyordu sanki.,. — Ah ne büyük gün... Filip Löhodek gözlerini Klod'a dikmiş uzun uzun ona bakıyordu. Bu kızda kadın e- l | ye seslenerek: | cesrüm ettirmiş, | tr. ) üme kadar! kika zarfında tepsiyi —hazırı layan Yani: — Buyrun Beyim buyrun, diye nâüralar devamla tep- siyi Neşefin masasına getire miştir. Kadehler dolmuş, şerefe ve muhabbete denilerek başlamıştır. Bir bbet,; diğer — ta- da - işrete hayli bir zaman devam edilmiştir. Bu srada içlerinden Kad ris şerefe, boşalmağa tarsftan taftan — Yahu biraz da gramofon dinliye! demiştir. Bu söz | Üzeri; yet te: | — Sahi beyahu, dur söylü- | yelimde çalsın, demiş, ve Yani- — Barbe, ça Hafız Burha- nın “Kaibinde yanar ateyşr, plas| ğını köydü dinleye'im, demi: tir. Emrin emit olduğunu bis | lea Barba Yanide: — Başüstüne pasam, demiy ve o plâğı ça mağa başlamıştır. Piâk çala dürsun Neşet te bevi taruftaan Bem atıştırmağa hem de gelmediği için merak- Tandığı Piç Marikayı düşünme- ğe — başlamışlır. İste, Neş'et Marikacığını düşünmekte iken Hafız Burhan da plâkta “Kab bimde yanan ateşi sen söndü. receksin, — gi okumağa başlamıştır. İşte — bu nanılsa o dakika Neşetin ap | kını tazelemiş, onu a derin bir düşünce ile. sevgillsi Mar- | ı.mn hayalini seyre daldır" 'i zelini masi Pıç Martkanın — hayalni, Bir zaman gözleri önünde te- etlirmiş, ne- tice doyamayacağını anlamış Bunu onlar anlamaz, ton bir aşka daha gelerek: Eyt... Eştu.r Yaşasin Piç Marikam, eyt, diye bir Bu nârayı mü- sustalısanı nâra atmıştır. teakip te cebinden çekermiş ver — Ulan Bana, Marikasız , yaşamak, onsuz rakı falan iç- mek haramdır, diyerek sustalıyı kasığına saplamıştır. Sustalı - batmış, Ney'ette kanlar içinde yere düşmüştür. | O asrada vevgilisi Piç Marika fakat kanlar içinde yatbığını görmüş- | tür. Bu sırada vaka mahalline zabıta gelmiş, yaralı — olna | Neş'eti hastaahneye kaldırmıştır. | A S | sevig Tlstnim nıfına mensup olmaktan mü- tevillit fazla bir güzellik hir sediyordu. Bu kızınah'âkı da güzeldi. — Evet Klod çaok büyük bir gün hakikaten, bir adamki zekâsile, mütemadi mexaisile | dünyada en büyük acının önüne geçti. Bu adam pederimdir, Filip. — Evet, memnun olabilir bir şeref ayırabi- [ ıstırabia, ve hissenize lirsiniz. — Evet, memnun ve bah- tiyar. — Memnunsunuz — hakli, olarak, fakat bahtiyar mısınız Klod?., —Oh, evet Fihp ne kadar, bahtiyarım bilseniz.. Babamın yüzünden kendimede büyük bir mevki temin ettim demek- tir. Ongn duatının gö'getinde aynı ideale yürüdüm. Ve onun- | evvel çmirde bir az izahat | yarlik, bahtiyi emniyet Plânları satılıyordu Entelijens servise ne hizmet isteniyor — ğği — Avü! — Ya neye gülüyorsunuz? — Bir insanın kerişlnde düşünmesi lâzımdır. | Fakat mes'ut, zengin olmak | çin de düşünmek! Sze tehlü- kesizce ve servet mukabilinde | bir vazife teklif ediyoruz. He- Düt servetten, paradan dem vurmadan düşünmeğe kalkı- yorsumuz. Zaten Türklerde Bu, sakim bir Kati ruhiyedir. Sür'ati in- | tikal Ne anf kararlar vermek szde Remet yök gibidir. Üşter bu haleti rükiye er mühtar işlerinizi, muv ffakttyetlerimizi baltalayam Bir Kustalıktır. Zek ümra, kabiliyetinize bayranız. Bu sakim haleti vu> hiyeyi vizde aslki görmek iste- meyiz. Bizi sukutu hayase uğ: ratmayınız!. —(İntelliğens servtı) e ben ne düretle Hizmetimin hizmet edebilirim? şekli — hakkında vermez misiniz ? — Hal.. Bu, Kalikimadir. Teklifimizi bir defa kabul edi- niz, size ne düretle hizmet edebileceğiniz! biz göstereceğir. — Hizmet etmeyi ezas iti- barile kabul ettim, fakat... — Bizim istediğimiz de işte budur. Şimdi hizmetinizden ziyade sizin selâmeti vücudunuz bize lâzımdır. Çünkü bugün, değilse bize yarm içie'de zımsıniz. Şimdi size vaki o'a. cak teklifimiz, Bize yapacağır nız hizmet çok barittir. — Ne gibi? — Bön #ize bastt olduğu: nu söylüyorum. Şekline gelince bunu benden dzgil benim amik rimden, Mister, ( Kened ) den öğrenebile ceksiniz. — Yaltl??. — Değil mi yal, Bu Bir as- idir. Bir ihtir işidir. G — K.K. Bey viz mister, Kened': tanımıyorsunuz galiba? ismini yeni duyuyorum. — Harikulâde zeki ve mu- vaffakiyetli bir zattır. Zeki adamlar - biribirlerini çabuk severler. Mister Keneti veceğinize, hemen ve- ona fevkalâde emniyet edeceğinize kiç şüp- he etmeml!... Mister Ber — İntellij»en vervis milyon- Tari Mister Kenedin ender, Teşkilâtla tem.n edeceğiz. Me- selâ bir- kâğıt — mükabiline hiç süphe etmeyin ki Mister Kenet s.zi ihya eder. Grite : — Muhakkak, dedi, ve ellerimi — ihtirasla — sukmağa, gözlerindeki mahmüur şehve- Hai kalbiine akıtmağa başladı. Muhteris kadının her kılı ve her yeri şehvetle titriyordu. Kalbim genç kadının şeh- vet ve ihtiraslle uçarken, Mis ter (Ber) et — Pirdön mönçer, mister Kenedin Bana teklif edeceği bir kâğıt temininin ne kadar kıymeti olabilir ki ? (Devamı var) KA AAA AAA AAA AD AMAD AA NNN Hep elde kalıyor! Bursada büyük miktarda ipek ve taze zeytin stokları kaldı Aldığımız malümata naza- | ran — Bursadaki ipek fab- | rikası faaliyetine devam et- mekle beraber mevcut kuza mahsülü tamamen sarfedile- memektedir. Halen Bursa ve | havaliiinde 19.750 Kilo köza | stoku mevcuttur. Bu şundan ileri' geliyor: Gerek dahil ve gerek ha: riç piyasalarında. kozu fiyat ları düşkündür. Mezkür tenez. zül | | vet ve zahire borsamı- la bu mefküreye vardım. Bu | dakikada size diyebilirim ki bahtiyarliğim en yüksek taba- | Kasındayım. — Bu bahsettiğiniz bahtı- klardan ancak biridir. — Bunun içinde diğerleri hep vardır. —Öyle mt sanıyorsunuz? — Emin idim: Filipin kalbi eziliyordu: — Ne'ise bahtiyarsınız. Lâ- zıim olamda bu.. — Ve... Çok meminunum da.. Dostam Filip. Filibin gözleri uzaklar'da | bir noktaya ilişmiş düşünüyor ve derin derin göğüs geçiriyor- dü. — Ne düşünüyorsunuz Fi- lip? sıkılıyor, ruhu min Tanzim etmiş olduğu 4 senelik istatimikte famamen göze çurpıyor. 1927,28,29 ve 30 senelerinde koza fiatları hep birer miktar düşmüştür. Bursa hinterlandında küllt miktarda bulunan diğer bir mahsul de tuzlanmış taze zey- tinerdir. Köylünün — elinde 2,560,820 kilo miktarımda stok vardir. Hiulbukt buna muka.- bil sow bir hafta içinde ancak 5154 kilo tuzlanmış taze zey- tün satrlabilmi üzerine Filip ken dine gelmişti. Gözlerini Klo- dun gözlerine dikmiş ona bir Bu süal P geyler söylemek istiyordu. İçta- den gizli bir kuvvet ona sank “ göyler » Diyordu. Fakat ah skılmasaydı.. Söyliyemiyordu ve gözlerini tekrar müphem bir noktaya çevirip tekrar sü- süt ediyordu. Klot, bu çocuğun bu ak. şamki haline şaşıyordu. Hor İzaman açık kalpli olan Bu adam neden ba akşam söyliyecekle- rini söyliyemiyordu! Klot merakla israr ediyor- du: — Canım söylesemize Filip, ba kadar derin ne düşünüyan sunuz? — Hiç bir şeya (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: