21 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

21 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yarım milyon Tira ya Türkiye' emniyet Plânları satılıyordu Casus kadınla geçen bir gece! vi Büm — K, K, pek çok — gaflet ediyorsunuz, düşününüz ki bir memisketin anahtarı belki bir papiye kuşenin üzerine çizil. mış bir kaç çizgiden ibarettir. —- 12?7,.-. — İatelliğen servis teşkilâ. tanın hazardaki başlıca vazi- fesi budur. Malüm olduğu üzere her devlet kendi müda. faasına taallük eden esasatı hazarda tesbit eder, erkânı harbiye dairelerinin en mah-: rem yerlerinde bunlar hıfzolu- nur, ki bunlar © memleketin emniyot anahtarlarıdır. —Âni bir harp vukuunda, bu anah- tarların birer sureti elde bulu- nursa, — fazla vekitziyaına ve mesgiye hacet kalmadan muharebe neticelenir. Bununla beraber İntellijen şervisin faaliyeti çok geniştir. Sizin hizmetiniz meselâ sizden istenecek böyle bir plân ile bitlmiş demek değildir. Teşki- lâtımıza yapacağınız hizmet: ler başka mevzulardada belki daha mühim olacaktır. Vakit geçirmeğe mahal yok, hemen yarın saat yirmide Tokatlıyan- da Grita ile birlikte bulunur. sunuz. Mister Kened sizi orada bekliyecektir. Etrafın şüphe ve dikkatini celbetmemiş olmak için beni yarın ukşam için mazur görü- vüz. — Nasıl arzu ederseniz. krrereerceRARALARARA MA AAA R. Ali B. Hakkındaki rapor Şüraya gönderildi Darülfünun — emini vekili Müstafa Hakkı ve Hukuk Fa- kültesi veisi Tahir Beyler An: karadan avdet etmişlerdir. Kendilerile görüşen bir mu- barririmize : — Divanın daha evvel ha- zırladığı darülfünun bütçesi hakkında izahat için Ankara- ya davet edilmiştik. Maarif vekâletince aynen kabul edildi. Ve meclise gön- derilecektir. Rasim Ali B. hakkında Şürayı devlete bir rapor gür- derecek olan Tıp fakülte mec- lisi bu raparu itmam - etmiş Tefrika No. 15 Muharriri ; Raynonde Machard — Framsız edebiyalından büyük aşk I Garita heyecanla! — Zatea ben yarın akşa. ma kadar K,K, Beyden ay- rılmam, siz. mister Kened'i görünüz, bizi yirmide Tokatlır yanda malüm salonda bekle- sinler. Mister Ber: — Muvafık değilmi K. K. Bey? — Hay hay Mister! — Ö halde ben yorgunum, mesele — hallolduktan — soara aranızda bulunmama İüzum kalmamıştır. — Hüsnüniyetini- zin bilhassa Bbâlsi saadetiniz alacağına şüphe yoktur. Emin olunuz ki sizin hesabınıza beu memnun oluyorum. Yoksa — İntellijens — servis için siz olmazsanız da, faaliyet durur demek değildir.Para dün- yada herşeyi hal ve fasdl etmeğe kadirdir. Şu mülâkat- larımızın çok iyi bir halde kitişine memnunum, Geceniz hüşça geçsin ! Mister Ber gidince Grita bana müştakane bir heyecanla sarıldı... Mühim vazife Parlak ümitlerle şehvet ve ihtiras kocağında haya- tımda müslesna ve zevk- li bir gece yaşamıştım. Örita yanımda bir peri, bir melek gibi idi.. Şehvetin coşkun ve taşkın demlerinde: — Beraber, daima hera: ber, her zaman zevk ve şeh- vet,diyordu. Grita gerçi müs- kesna bir şebvet ve zevk ye- küciydi. Fakal! Fakat Grita- yı sevindirmek için sayısız paraya — muhakkak — ihtiyaç vardı. Genç kadin bir. insanın ruhunu üdeta şehvetle çalka: layıp * ihtirasla — yuğuruyordu. Tokatlıyana girerken sıcacık otonun içinde bana : — Artık kendini gafletten kurtardın, etrafını görebiliyor. sun değil mi? Dünyanın en acı yarası, ea mühim ve müt- hiş sefaleti İmsanın parasızlı- ğıdır. Siz, maalteessüf — şimdi- ye kadar para — kazanmak kabiliyetine mazhar olamamış D gnızi,. (Devamı var) Müterçimi : Ahmet Fürkân omağı — 170 inci -binden tercüme edilmiştir... Filip bu sözleri töyledik- ten sanra, daha başka şey- ler söylememek için ne ka- dar cebri nefsediyordu. Hap buki Fi'p o nevi adamlardan idi ki hatırından ne geçerse şimdiye kadar asla raklamış “değildi. —- Filip bana niçin itimat etmiyornunuz ? — Ah Klod ncler söylü- yorsunuz 7 — Öyle ise? Eilip tekrar kendini zap- tetmeğe çalışarık diyordü zz l — İstikbali düşünüyorum. Beni meçhul bir. korku istilâ etti. Klod, bu sözlerti anlamıya- rak dinliyor. Ve : — Allahım, dediği — işiti- | Tüyemdua, — Ne var Klad? Şimdi sıra Kloda gelmişti. Bir çeyler söylemek İstiyerek hiç bir şey sövlemeğe mukte- dir olamıyordu. Heyecan onun boğazını ukiyor, söz söyleme- *ine mani oluyordu. Filip, acabş işi anladı mı, dize meraka döşmüştü. Zabita “noahartisimiz yazayor: Sekiz arkadaş hiçhiçine biribirini bıçaklarla delik deşik ettiler - Küçükpazarda rakı âlemiin müessif bir faciaya çevirenlerin bu kavgalarına sebep kadındır Evvelki gece Küçükpazarda kanlı bir vak'a olmuştur. Va- k'anın tafsilâtı şudur: Cüuma tatilinden bilistifade sekiz arkadaş sözleşerek bir kahvenin bahçesinde rakı iç meğe karar vermişlerdir. Bu kahve Onkapanında Ali izmin” de birinin idaresinde olup caddeye nazır güzel ve küçük birde bahçesi vardır. İşte rakılı, mezeli bir âleme hazırlanan bu sekiz kişi, Meh- met, Alı, Ahmet, Hasan, Mahmut, Musa, san ve Akıf isimlerinde arkadaştır. Mehmet, aşlen İstanbullu olup 30 yaşlarında kara ve kuru bir hamaldır. Alide |» tanbullu esmer, zayıf, oldukça şakacı bir gençlir. Ahmet Adapazarlı olup bir sene ev. vel şehrimize gelmiş, hamal- hk yaparak geçinmeğe haşla.- mıştır. Hasan da - Bitlisten 4 sene evvel şehrimize gelmiş, oda hamallık yaparak geçin. meğe başlamıştır. Mahmut ta keza — Bitltleli olup hamallık yapmaktadır. Musa — Vanlı: dır. Beş sene evvel şehrimize gelerek — hamallık yapmağa başlamıştır.İhsan İstanbullu clup kunduracılık yapmaktadır. Akif te Bitlisli olup sekiz sene evvel o da şehrimize gel- mış, hamallık yapmağa bap unıştır. Aleme hazırlık İşte bu. sekiz arkadaş sah gününden bu âleme karar ve- rerek hazırlanmağa başlamış- srasasarem AA rAL AA AAA AAA . . ir sabi Bir süt tencere- sinde öldü! Anadolu kavağında balıkçı Şükrü efendinin. bir buçuk yaşındaki oğlu Şefik dün ateş- ten inmiş bir tencere 1üdün içine düşmüş, sekiz saat sonra ölmüştür. ni Ekspres haftada üç gün işliyecek Dünden — itibaren Ankara İstanbul ekapresinin haflada işlemesi hakkındaki ka: rarın tatbikine başlanmıştır. Haydarpaşadan Pazar, Salı Perşembe akşamları Ankara- danda Pazartesi Çarşamba, ve Cuma günleri ekspres ha. ktir. — Söyleyiniz. Klod, ne var? — Ah Filip anlıyorum, be- ni ve pederimi düşündürüyor. sunuz, benim gençliğim, onun ihtiyarlığı.. bunu düşünüyorsu- UZ. " öita gözlerinde göz yaş- Tarı birikmişti. Diyordu kt: — Anladığım mal aize tekrar etmek istemiyorum. Hayır... Klod anlamamıştı bir şey anlamamıştı.. Klodun teewürü Filipi de müteessir etmişti: — Ağlamayınız Klod, istir- ham ederim, pederinizin sıhhati yerindedir. O, eski kuvvetini tekrar iktisap edecektir. — Ne iyisiniz Flip.. evet, pederimin tekrar kuvvetini iktısap edeceğini ümit ederim. Fakat soönre.. ne vakit ki onun ölümü tahakkuk edecek!. (lza- man ben gendimi pek yanlız hissedeceğim. ve hiç lardır. Şakönpursuva yaparak adam başına 180ner kuruş vermişler, perşembe gününden itibaren nevalelerini hazırla- mağa başlamışlardır. lemi hazırlıyanlar Bu âlemin hazırlıklarına da Bitlisli Akif ile Bitlisil Mah> mudu memur — intihap etmiş lerdir. İşte müntehip memur olan Mahmutla Akif ogün, sabahtan akşama kadar koda- rını sıvayıp envar çeşit meze- lerle rakıları hazırlamağa bap lamıştır. Akşam olmuş bu sekiz arkadaş birer birer bah- çeye gelmeğe başlamış'ardır. Saat 8 olmuş hepsi toplanmış olduğundan hemen, buzlu ka- vadan şişeleri çıkarıp ağızlar rinı açınağa başlamışlardır. Şişeler açılmış, kadehlere boşaltmıştır. Kadehler dolduk- tav sonra da Bitlisli Akif aya- ğa kalkarak : e — Eh arkadaşlar, cümleten şerefe, demiş ve kadehleri bizı birine vurarak hep birlikte: —Şerefe, şerefe, diyerek iç- meğe başlamışlardır. İçmişler oynamışlar, içmişler konup muslardır. Neticede — sohbeli kadın meselesine dökmüş erdir. İşte, bu hadın meselesi yüzün- den de biribirlerine girmişler. Bu kadın, Hacer isminde ortaboylu esmer, 30 yaşların da fahişe bir kadındır. Dört ay evvel Vanlı Musa - ile tanışmış, arasıra ıbrlıllo'lı— nuşmağa — başlamıştır. — İşte, Hacer ile Musa, bundan bir hafta evvel yine buluşmuş, ikisi birlikte Gül bahçe biraha* nesine gitmiştir. Oturmuş, içerlerken, Bitlişli Akil'te buraya gelmiş ve yan Tarına oturmuğştur. Tanrı mi> Galiri — diyerek Musa, Akife iltıfat etmiş, garronu çağırarak içeceği meşrubatı emretmiştir. Hep birlikte Bunun üzerine hep bir. Tikte içmişler, gülüp söyle. mişlerdir. Fakat, o ara şar. haş olan tanm misafiri Akif, rahat durmayarak arkadaşı Musanın dostü Hacere - fena gözle bakmağa, münasebetsiz münasebetsiz şakalar yapma- ga başlamıştır. Bu hali gören Musuda kızmış, yavaş yavaşt canı skılmağa — başlamıştır. Sabretmiş sabretmiş. Neticede sabredemiyecek — bir — hale biraz daha — Beoim iyi Filipim, ya- numda durmıyacakmısınız? Filip bu söze şaşmıştı.. Klo- du kendisine çok yakın bul- muş, bundan cesaret alarak onu kolları arasına çekmişti: — Benim sizi terketmeme- mi istiyor musunuz? — Hayır. — İyi düşününüz. — Evet, siz beni seviyor- sunuz. Flip, bu sözleri duyduktan sonra büsbütün şaşmıştı. — Bunu biliyormuydunuz? — Güç değilki bumu - bil- mek. Elinizden ne gelirse beni memnun etmek için yapıyor- sunuz. Filip bahtiyarane gülüyor- du. Fakat onu bir nokta dü- şgündürüyordu. Bu — noktayı düşündükçe çehresi tekrar bu- lutlanmağa başlıyordu.) fü ğa uğmaz bu iş, demiştir. Bu söze kızan Akif'te: — Neolur beyahu, bu orta malı değil mi? Senin de benim de, onunda, bunun da, demektir. Onun için ne kızı- yorsun, demiş ve kadını zorla alıp gölürmek istemiştir. Bu- nun üzerine biraz evvel tatlı tatlı görüşüp, rakı içen iki arkadaş, Hacer için kavgaya tutuşmuşlur. O ara gartonlar tarafından ayrılmış ve nasılsa yine araları buluamuştur. Fakat, cıki sa> mimiyet ve eski dostlukları kalmamıştı. İşte bu kin, ve bu mesclenin intikamı evvelki gecetazelenmiş, hiç yoktan ye- re ortaya atılarak büyük bir gavgaya sebebiyet vermiştir.. Buna da başha sebebiyı veren, gene Akif olmuştur. İşte Akif, ogeceki alemde bu dert ve intikamını ortaya | atarak: —Ey Musa, geçen haftaki meseleyi bilirsin, unutmadın değil mi? demiştir. Musada: — Canım, o geldi geçti, şimdi tazelemenin aç yeri var? demiştir. Bu cevap üzerine Akif gene: — Ah., ah Musa, o günkü hal içime dert oldu, demiştir. Mesele tazelenmiş Bunun üÜzerine mesele gene tazelenmiş, hafif teetip kav- gancin haşlangıcı - baş göster. miştir. O sırada kavga büyü- müş, bıçaklar çekilerek şalur- damağa bhaşlamıştır. Bu bal çok sürmeden bir kişi bahçede, 2 kişi de kahve- nin önünde yaralanmıştır. Yaralananlar Abmet, Ha- san ve Musadır. Buclardan başka yaralanmış bir de Hay: rettin isminde 10 yaşlarında çocuk yardır. Bu çocuk, kavgaciları seyır için yanlarında durmuş, pala şakırtılarını — seyre dalmiştir. Fakat bu sırada gözleri kara: ran kavgacılar çocuğu da ken- dileri gibi — kana şusamış ve gözleri — kararımış büyük bir dosan zannederek ensesinden yaralamışlardır. Vak'a mahalline yetişen polisler bu kavgacı ve palalı adamları — tulmuş, sağlamları tevkif ederek yaralıları da has- — Değil mi, biribirimizden hiç ayrılmıyacağız? — Ah, bunu ne kadar ir sonra uzun uzun — kalbinin kızına bakıyor ve sonra güya bir şeyden korkuyormuş — gibi gözlerini kapıyordu, neles al- maktan bile kaçınıyordu .. Klodbu kadar basit bir şey için Filipteki büyük heyecanı görünce şaştı ve ona sordu: — Neyiniz var Filip? — Bahtıyarım, bahtıyar!.. Hayatımda bu kadar üat- lenmiş değildim. Gevapları. Samimi ve temiz kanaat- larla meydana atılmak istiyen herbangi bir muhalefet part- sini, bürmetle, battâ minnetle karşılamak lâzımdır. Teukit yerinde olmalı, ten- kit dürüst ve mertçe olmalı- dır. Bu üç vasfın haricindeki “TENKİT, ler — karşısındakini zerre kadar Mmütcessir. etme- diği gibi, bilâkis kiymetini arttırmış olur. * Bir muvafık olduğundan hiç şüphe etmediğim muha- tabım, uzun ve veciz bir nu- tuk şöylemiye azmeden hatip- ler gibi şöze başlamıştı. Cüsse ve yaş itibarile her halde benden farklı olan pü- rolu muvafığa dedimki : — Buyurduğunuz mubale- fet ve tenkidi me ile ölçer e- niz? Çünkü, Muhbalefet, bir gataz ve kinin mahsulü değildir. Muhalefel, içten doğan, gö- rüşün ilhamıdır. Binaenaleyi ihtimalle yaşaya bilir, mütehassıs bir ebe, hâzk bir gdoktor “:ıl yardım ederse... olduğum için, belkide size hür- met ettiğim için aözrümü bap- kalarına barakıyorum. gelecektir. Çünkü tatmin edil- miş olacaksınız. BÜRHANETTİN ÂLİ evererA AAA . Tahsisat Köpeklerin itlâ- af * . fına kâfi imiş Köpeklerin itlâfı için mev-, €ut tahusatı belediyenin kal- dırdığı hakkında gazetelerde yeni haberler - vardı. Dün bu mesele için bele- diye relz muavini Hâmit B. bir muharririmize: Köpeklerin takibi için ay- rıca nezafet amelesi vardır. Onlar maaş alırlar. Biz de onların maaşlarını filan kes- imedik., Bir şirketin sütleri tasfiye için Belediyeye Müracaat ettiği haberin de: Böyle bir şirketin müraca- atından haberdar değilim, de- miş'ir. - Ve KM.FL:ıı doğru ya- nağını uzalıyordu... Bu yakınlık Filipl şapırt- mıştı. Bu güzel gözlerden, bu mevzün burun ve muntasam ağzı örten l*::dlklı_d.. faşkaran yakıcı bir davet Fi ipi eziyordu. Ve nihayet... Filip aç du- daklarını kizin taravetli du- daklarına yapıştırdı. Fakat.. Kiodiki elile Filipi diyar ve başımı ise ::n—;. alıyordu. Filip geri çekildi. Klodun yözü kıpkırmızı olmuş, gözle- rindeki ateş sönmüş, yüzünde sadece nefreti - ilade edea zebir gibi bir levha kalm g. Tilp, kalbini jyıkan — bir atirepla orada gaşkin kal- Hüıştı. — Size hakaret mi ettim?

Bu sayıdan diğer sayfalar: