2 Temmuz 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

2 Temmuz 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 Temmuz 931 Türk takviminde bir ta- kâm mes'ut ve muzaffer gün- ler vardır: ©O günlerde, Türk milleti bayram yapar, sevinç içinde gündüzünü geceye, gecesini göndüze katar, buna mec- burdur. » Çünkü © günler, onun ta- rihinde şerefli birer iz bıra- kan günlerdir. * İşte 5 Temmuz 931 de bu şerefltigünlerden biri olacaktır. Zira © gün Dördüncü B. M. meclisi, hürriyetini kabul ettiği Türk matbuatı hakkın- da yeni ve esaslı kararlar verecektir. Türk gazetecileri kadar, elkâr uitumiyeye de Büyük meclisin, büyük kararını sabır- sızlıkla beklemektedir. Hiç şüphe yok ki, bir çok hatipler o gün söz çe h Millet vekitleri, ağızların- dan çıkacak her kelimenin Türk matbuatına degerli tesir- leri olacağını unutmamalı ve sözlerini tartarak, kıskanarak sarfetmelidirler. Dördüncü büyük millet meclisi toplanırken, Türk mil- letinin hakiki mümeesillerin- den, tarihe geçecek büyük ve asil kararlar beklediğimizi yazmıştık işteo günler yaklaş- mıştır. * 'Türk matbuatı, 5 Temmuz 931 kararını Türk takvimlerile beraber kendi kalplerine ve onun makesi olan efkâri umu- mifeye yazmak için sabırsız- lanmaktadırlar. BÜRHANETTİN ÂLİ brereen, vereeraeseı Vakalar ; Bir ay zarfında 199 dur 1 Hazirandan 30 Hazira- na kadar şehrimizde 6 cina- yet, 48 cerh, 21 vesaiti nak- liye kazası, 15 intihar, 68 sir- kat, 23 yankesicilik, Y1 zabıta- ya hakaret, 7 de eve taarruz vak'an olmuştur. Sefaretlerde : Mısır valisi gitti Şehrimizde bulunan Mısır valisi Mehmet Şahin Bey evvelki gün saat 10 da Sey. risefainin “Eğe, vapurile Mısıra hareket etmişlerdir. Brezilya sefiri geldi Brezilya vefiri Müsyü Dupi Mantel Pazar günü şehrimize gelmiştir. * Uzun zamandanberi şehri- mizde bulunan Japon sefareti başkâtibi Müsyü Kumabe bir müddet daha burada kalacaktır -.. gelediyede maaş başladı Dün Belediyede maaşların tevzüne başlandı. Bugünde dünden verilemiyenlerin tedi- yatına devam edilecektir. Ticaret odası toplanmadı Ticaret odası meclisi, dün matat içtima günü olmasına rağmen içtima etmemişlir. fıfr&ı No. 26 Yankesici Ligor bir adam öldürdü! Rüştü Efendi Ligoru cürmü meşhut halinde ya- YU ÜNÜN VABAFI Zabıta muharririmiz KUT ÇUN RAZÜY kalamış fakat bu ona olüme malolmuştur Evvelki gece Beyoğlunda Tokatlıyan — öteli sokağında Bir cinayet olmuştur. Bu feci cinayetin içyüzü gudür : Şehrimizin sayılı azgın ve maruf yankesicilerinden biri olan Ligor, 26 yaylarında kısa boylu esmer, iri ve kör- kunç gözlü bir sabıkalıdır. Küçük yaşındanberi yanke- siciliğe başlamış, bu ane kadar birkaç kimselerin para aat ve satre gibi işine yarayacak kay- metli oşyasını çalarak geçin- meğe başlamıştır. Ligorun yeri ve mekânı olmadığı için şehir dahilinde mevcut meyhane, umumhane ve kahve — köşelerinde vakit geçirir... Allahın günü tramvay, va- pur, şimendifer, istasyon ve buna mumasil kalabalık ma- hallerde gezer, dolaşıp bir fır- satını bularak gözüne kestir- diği adamın cüzdanını ağıtır. İki üç saniyelik bir zahmet- ten sonra muvalfak - olduğu elzdanı alır almaz hemen, s0- koğunu yukarda vaydığımız ma- hut yerlerden birime gider, bir kaç saat zarfında cüzdan için- den çıkan paraları yer içer. Bittikten sonra yine, gider ve bir kaç kişinin canını daha yakar. İşte bu can yakıcı mabut sabıkalı Ligor, evvelki akşam yine anlaşıldığına — nazaran parasız, pulsaz kalmış olacak ki hemen, kuduz köpekler gibi Beyoğlu caddesine çıkmış, öte- ye beriye baş vurup sal- dırınağa başlamıştır. Fakat tesadüf olacak ki ogün ve oakşam için ne kadar ger: miş, nekâadar — tozmuşsa da gözlediği bir yağlı ava rastlaya- mamıştır. İşte bu sabıkalı ve bu azılı yankesici o gece gele gele To- katlıyan oteli önlerine gelmiş, gözlerini dört açarak çarpa bi- leceği adamı seyre başlamış: tır., Bu sırada karşısına Rüştü isminde biri dikilmiş, onu hatı hareketini seyre başlamıştır. Rüştü 30 — yaşlarındadır, seyyar satıcılık yaparak geçin- mektedir. Yalnız başına oldu. gu için Beyoğlunda Küçük Bayram sokağında 16 numa- rada bir oda kiralamış orada yatıp kalkmağa başlamıştır; İşte bu Rüştü Efendi, o gece için nasılsa bu yankesi- ciyi görmüş, vaziyetinden helenerek belli eııııkılx!n.ull.:: goöru tarassıda başlamıştır" Fakat, kurnaz ve winsi olan Ligor bunu — anlamış hemen elleri cebinde ıslık çalarak, ufak ufak adımlarile Taktime doğru yürümeğe başlamıştır. Raynonde Machard Mütercimi : Ahmet Fürkân — Fransız edebiyatından büyük aşk tomamı — 170 inci binden tercüme edilmiştir... Klod madam Dö Trev'e dedi ki: — Ne kadar bu gün! — Ya başka günler? — Daha ar. — Evet, bir görüş! — Belki.. Ve Klod da ma: damı muhabbetle öpüyordu: Fransuva'ya dönerek: — Hastaneye gitmek için kuvvetlisiniz. değil mi müswyü?. Diyordu ve ilâve ediyordu. — Babam otomobilde bizi bekliyor. < — Onu bekletmek doğru sevimlisiniz — Vizita tam dokuzdadır ancak vaktimiz vardır. — Öyle isehaydi gidelim. — Allaha ısmarladık anne. — Allaha ısmarladık, bü- yük dostum. — Güle güle yavrularım. Bu iki genç salondan çık- tıktan sonra, madam Dö Trev orada uzun bir düşüncenin içinde gömülü kaldı... 6 Haziran 1929 gecesi saat yedide İzabel naminda bir İki elleri cebinde,omuz'arı kalkık, kasketi başına geçmiş, ıslığına devameden Ligor sanat: kâr sinema artisti gibi yürü: mesine devam ederken Rüştü de peşini takibe başlamıştır. L'gor gitmiş, Rüştü gitmiş, nihayet Taksime kadar gelmiş- lerdir. Bu sırada İLtgoörün cam sıkdmış, bir tramvaya atlaya: rak tekrar Beyoğluna doğru gelmeğe başlamıştır. Ligorun tramvaya atladığı- nı gören Rüştü de, ayni tram- vaya atlamış, yine birlikte gelmeğe başlamıştır. Bu hali gören Ligor, bür- bütün kızmış, hitddetlenmeğ. başlamış'ır. Fakat, o esnada tesndüfbuya Ligorun gözlediği bir ande tramvaya binmiştir. İşte bu avı gören Ligor, kendi kendine: — Ne olursa olsün, ne bah- sina olursa da olsün ya bü adamın cüzdanını çalar, ya. hütta bu adamla başım belâya girer. Demiş ve hakikatön de ba- gna gelecek belâyı hemen tasarlamış, hemde anlamıştır. Bu kararı üzerine hemen Feci bir. 17 yaşında bir gözüne kestidiği adamın yam- na sokulunuş, ellerile bir iki marifet yapark cüzdamı aşır- mağa çalışmıştır. Bu hali gören Rüştü, he- men Üzerine atılmış, cürmü meşhüt halinde yakalamak | için bileğine sarılınıştır. Fakat, bu #şin kurdu olan Ligor daz — Ne-var, we var be ya- hu, ne var? Diyerek kendisini ve bile- ğlne yapçşan Rüştüyü de aşa- #iya indirmiştir. Bu tırada cüzdanı çalma- dığına meyus ve imüteessir olan Ligor hemen, bıçağını çekmiş, zavallı Rüştü Efendiyi 4 yerinden yaralayarak firara teşebbüs etmiştir. Fakat, 4 yerinden vurulan Rüştü, can acısile bu sabıkalı ve azgımı elinden koyvermemiş- Ur. Bunün üzerine von bir bıçak atımış, Rüştüyü yere Hettrek firar etmiştir. Arası çok sürmeden bu şerir ve azılı haydut yakalanmış Adliyeye teslim edilmiştir. Dediğiniz filkakika — var- itti. Gözde görünür -hiç bir kimse Entellijene servise aldana- bilmiş değildir, böyle olmakla beraber, bu işte ben de onları aldatamam demek değildir. Bu nu şamil manasile düşünme- mek, basit düşünceye delâ- let eder. — Sözlerin bana hâayret ve- riyor, bülün tanıyanlarca mü- sellem olan cür'etinin bu dere- cesini ben sende tahmin ede- miyordur.. Entellijens — servis meamurlarını aldatmak. Bu, eski adamların dediği gibi bel- ki deşeytanla çelik çomak oy- natmak kadar müşkül bir iş olacaktır!. — Fakat olacaktır!. — İnsani ve milli hislerden bir lâhze vareste kalmamak Rüştü Efendi de hastahaneye| şartile nihayetsiz. muvaffakt- kaldırılmış, fakat çok türme den yarasının şiddetinden öl- müştür. A. 8. intihar ! genç beynine tabanca sıktı, hayatı tehlikede! Dün öğle üzeri 17 yaşla- | almiyorsun, çu ufak tefek işleri rında bir çocuk beyaine ta- banca tikmak suretile Mmtihara teşebbüs etimiştir. Bu Feci intiharın iç yüzü hakkında —almiş olduğumuz mufassal malümatı bildiriyoruz: Cavit 17 yaşlarında zeki ve oldukça da asabi Bir çocuktur. Pederi vefat etmiş, bir. vak desile Cevat bey isminde ki ağabeğsinin tahtı terbiyesinde bulunmaktadır. Ağabeysi — Cevat böyde 23 yaşlarında bir genç olup Sirkecide Hamidiye cadde- sinde Kılıncçı zade Bedri Beyin gramofon mağazasında çalışmaktadır. Cevat Bey, bir sene ev. vel kardeşi Cavidi de — yanı- na almış, birlikte 'çalışatak hayatlarını kazanmağa başla- mışlardır. İşte geceleri — evlerinde, gündüzleri de dükkânlarında daima bir arada bulunan bu iki kardeş dün gene, dükkân. larında iken olmıyacak yere ufak bir kavga etmişlerdir. Bu kavğgâya sebep te: Cevat beyin kardeşi Ca: vide: — Şu camların tozunu niye raporunu — hastanenin — dahi- liye mütehaısısı Filip Löhodche takdim ediyordu. — Raporda bir şey unu- tulmadı ya... * Ve raporu imza edip nöbet. ,çi asistana da imza ettiriyordu. Atistan, bu imzalı kâğıdı def- terine kaydettikten sonra, ta- poru da bir musannif — içine yerleşliriyordu. Asittan sordu: — Cenazeyi ne yapalım? — Anfiteatr'a — Peki. Nöbetçi asistan cenazeyi nakletmek için odadan çıkmış ve koridorları geçmeğe başla- "!F.;İp odada yalmız kalımıjtı. Düşünüyordü.. Bütün bir geceyi bu ölen kadının yanında — geçirimişti; ölüm ile mücadele — etmişti, Neticede de mağlüp olmuştu. Mağlübiyetlen fazla tetir duy. Fusgla FUG Sabahlayın, töbetçi aslıtan | eeei AL a niye görmiyorsun? demiştir. İşte bu iki kelimeyi dük: kânda bulunan müşterilerin onünde ne için söylendi diye Cavit izzeti nefsine yedireme- miş, asabileşşip öfkelenmeğe başlamıştır. Atadan bir vaat geçmiş, dükkânda bülunan Bedri Be- ye ait Negant bir tabancayı gizlice —alarak dükkândan uzaklaşmıştır Doğruca Darülfünün mey- danına gelerek küle dibinde beynine ateş etmiştir. İsabet eden kurşuhun tesi- rinden yere düşmüş. baygın ve bitap bir halde inlemeğe başlamıştır. Vak'a mahalline yetişen polisler Cavidi hastahaneye kaldırmış ve tahkikata başla- mışlır. Kadınlar birliği taşınıyor Kadınlar birliği bugün yeni binasına taşınacaktır. Bu mü- nasebetle dün yapılamıyan iç- tima bu hafta içinde bir güh yetlerini temenni edetim. — Muvaffakiyetletini de, gil, muvaffakıyetimizi de! kresesecancArAcAAA ——— Pinları - satılıyordu B a Entellijens servis me- murlarını aldatmak! y — Neden? — Çünkü sen de bana za- hir, muin olacaksın!. — Bu mümkün mü? Beni mel'anete şerik mi edeceksin?. — Ben mel'anet yapmam ve alçakça düşünmemi, Yalnız sana değil bütün tanıdıklarıma karşı hissiyatı aliye ile dolgunum. Sevgili- lerimin sadelime ortak olma- sını candan istediğim gibi, beni sevmiyenlerin bile felâ- ketimden zerre kadar müte- €essir olmasını istemem! - Dü- şüncelerim fena — bir "mana ifade etseydi, şüphe etmeki bunu sana bile — söylemeğe lüzum görmezdim. Fakat dü- göncelerim her halde mem-* nuniyetle karşılanacak kadar şeffaf ve berraktır. — Entellijens servis mev- zuunda da şekfafiyet olur mu? (Devamı var|) Şehirde karmanyola! Şoför Vilâdmir ve muavinini buğazlıyarak soydülar Şoför Viladmir evvelki ge | lan Vilâdmir de otomobili ce Taksim otomobil taksisinde | durdurmuştür. Bü mrada di> beklerken üstü başı temiz üç kişi gelerek: —Bizi Kigıthaaneyegötür. ld)en. ve otomobile binmişler- ir. Hürriyet âbidesi önünden geçmiş, Kâgıthane — sırtlarına ? doğru inerlerken müşterilerden biri bir tpi ilönek yaparak bir- denbire Şoför — Viladmir'in boğazına geçirmiştir. Buani tecavüze maruz ka- Otobüsler derdi 1 gerleri de muavini bağlamıştır. şolörler bayılmış, mütecavizler de Vilâdmirin üzerini arayıp 96 lirasını alarak savuşmuşlar- dır. Bir İki saat sonra şoförler ayılmış, hemen k oşarak Beyoğ- Tu jandarmasma meseleyi an- lattnış ve mütecavizleria eşkâ- lisi tarif etmiştir. Beyoğlu jandarması tahki- kata başlamıştır. Belediyenin bu işi bir an evvel halletmesi lâzımdır Belediye daimi encümeni | yen otobüslerden bu rüsum günün en Mühlim meselesi olan ötobüs talimataamesini hâlâ çıkaramadı. Geçen gün otobüslerin bilet kesmedikleri hakkında bir yazımız çık- mıştı. Belediyede encümenin yeni aklının başına — geldiği anlaşılıyor. Çünkü: Taktim ve Boğaziçinde iş- liyen vesalti nakliyeden alıman “bir kutuş köprü pürası, on yapılacaktır. Bu içtimada irşat/| para Gazi koprüsü, rüsumu, heyetleri seçilecektır. icaplarını yapmıştı. Halbuki evvelce böyle değildi. Hasta- nede bir vefat vuku bulduğu zamnan yerinden çıldırırdı: Çün- ki bu taze analar, iztiraptan kurtulmak — için hastanenin kucağına atiyorlar: dı, ocları iyi etmek İazım ge- Halbuki, şimdi üzerinde çalıştığı hastalardan birisi öle- cek olsa, o bundan memnun oluyordu. Çönkü artik onunla Uğraşımn yacak, İşi üç dakika daha evvel bitmiş olacaktı. Vazife ve vicdan bunu mu Filip, ölen ve pimdi beyaz bir mörmet tmasa Üstünde ya- tan kadıtın yerinde olmak mtiyordu. Artık ne düşünsün, nede çalışsın! Bu ağır düşünceler ara- sında kendini bir kanepeye atan Filip, gözlerini kütüpha- nenin içinde duran ve uyük- kendilerini | alındığı balde bu tarafta işli- üstünde gezdiriyordu. Bu ki- tapların hemen hepsi çotuk, doğuran ve ana olan ve ana olmak için ıstırap Ççeken kas dinlarının — istiraplarının tah- fifi emelile yazılmıştı. Karşıdaki duvarda bütün ptoferörlerin bir arada âlm: miş bir fotoğrafisi ile — biraz ötede Klodun bir büstü da.» ha ileride Piyer Ambuvarın çok mahirane yapılmış bir karikatürü duruyordu. Bu ka- rikatür, profesörü elinde bir kamçı ile mikropları terbiye eder bir vaziyette yapılmıştı. Flipin gözleri Klodun büz. töüne kaydığı zatman, o cesa- retlenerek — gözlerini bunun üstünde durduramıyordu. Flip daha derin düşünebil- mek için gözlerini kapamıştı. Bir hastabakıcı içeri gir di. Ve doktoru orada görünce bözuldu: — Ah affedersiniz, elen: şefna eei eti alınimamıştır. Daha ihmal edilmiştir. Ve halâ da ihmal edilmektedir. Bu ihmal yüzünden Hazirandan beri bu otobüslerden rüsum alınmış, ildir. Kanunen alınması mecburi bir rüsümun bugüne ka- dar alınmaması şayam dik. kattir. Belediye Daimi encümeni reisi Tevfik B. bir gün otcbösler talimatnamesinin geciktiği hak. kındaki bir. itiraza: — Yüzlerce kişinin ekme- gile alâkadar bir meseleyi bir kaç günde çıkaramayız, demişti. Halbuki ciddi — çalışmak, Baftalık tatillerinin bir ikisini feda etmekle bu mesele her halde yakin bir zamanda halledilmiş olur, Belediye bir kişiden alınacak “50, paradan tmühim bir yekân tutacagı olan bir vâridat kaybetmiş olmaz, bir aydır devam eden yolsuzluğa mahal kalmazdı. Parise davet Ticaret mektebimizi de çağırdılar Paristeki Ticaret Mmektebi âlisinin büyük senel devriyesi tes'it edilecek ve bu merasim iki gün devam eyleyecekitr. Buna bütün — dünya &âli tÜcaret mektepleri gidecekleri gibi bizede davetiye geliniştir. Bunübh için davetlilere ea müsalt — seraltle seyahal ve Pariste ikamet edebilmeleri temin edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: