15 Temmuz 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

15 Temmuz 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

*4 (— ZABITA MUHARRİRİMİZİN MÜŞAHEDELERİ: —. Esrarkeşler arasında ALEMLER... Yazan: Ahmet Sileyman Hassan Cennetinde !, Bu adam esrarla binlerce mürit toplamış, cennet kurmuştur — 38 Bu ev muazzam ve muh- teşem bir köşktür. İçerisinde halayık, dadı ve lala kaynaş- maktadır. İşte bu eve gelen Zehra Hanım, izaz ve Iikramlarla evin içinde s#oyunup dökün- müş, köşe — kanepelerinden birine oturarak — düşünmeğe başlamıştır. O ara içeriye beyi girerek: — Haydi dilberim seninle göyle bir bahçe gezintisi ya- pâlım. demiştir. Zehra da kalkmış, beyinin koluna girerek bahçeye doğ- ru yürümeğe başlamıştır. » — Havuzun karşısında bulu- man kanapelerden birine otur- muş, konuşmağa başlamıştır. O ara elinde rakı tepsisi, içerisinde envai çeşit mezeler bulunan bir hizmetçi geldi ve tepsiyi önlerine bırakarak çe- kilip gitti. Karı ve koca bu tepsiyi önlerine almış, tatlı sohpet- lerine devam ederek — rakı- larını içmeğe başlamışlardı. O ara Zehranın merhum zev- €i aşka gelmiş: — Ah şekerim, sen ne dilber , ne şirin ve melek (!) şeymişsin? Diyerek — elini “Zehranın boynuna dolamış, dudakları- nıda dudaklarına dyaayarak: — Ah... ah... Dimeğe baş- Zehra da ah vah diye dur- sun. _Şımdı gelelim Hasan isminde tutuşmuş fakat kurtarılmış Evelki gün Seydiköyünde bir “hadise olmuş ve bir rençper vücudunun muhtelif yerlerin- den yanmıştır. Rençperin ismi Hasandır, him çavuşun çiftliğinde çalışmaktadır. Hasan evelki sabah beygirine binerek İzmire inmiş ve işle- Tini bitirdikten sonra bir kaç $ft çorap ve bir de çakmak satın alarak akşam üzeri kö- Yün yolunu tutmuştur. Rençper Hasan yolda, yeni tatın aldığı çakmakla eigara- Hnı tellendirmiş ve çakmağı töndürerek cebine koymuştur. Çifliğe bir kilometreye ya- Tön bir yerde Hasan beli tara- fandan bir. sıcak'ık hissetmiş Şayani__ha Sabahın Mahmut civan babanın dal- gasına; Fakat, dalgasından ev- vel hikâyemizde zikredeceğimiz bir *Hasan Sabah, cenneti vardır. İşte evela bu cennet ile Hasan Sabbah,tan bah- sedelim. Hasan Sabah, esrarın he- men hemen mucidi, değilse bile hemen hemön kaşifi gibi bir zattır. Dört beş evvel Erzurum havalisinde iskân etmiş, ma- iyyetine topladığı bir iki esrar- keş avenesi ile kendisini son bir firavun ilân ederek icrayı nüfuz etmeğe başlemıştır. Göz boyacılar ile üfürükçü- lerin bol bol icrayı san'at et- tikleri © zamanlarda işte bu kurnaz ve dessas olan Hasan Sabah ta o zamanın devrin- de geçinmek yolunun bu yol olduğunu anlamış ve zekâsıni etrar üzerine hasrederek ge- çim çaresini bılmuştur. Bu adam yedi iklim cört bucağa kendizini t rak, cennetinide ilân ederek dillere destan et. Küjgti. Binlerce halk merak içinde buraya gelir, Hasan Sabbekın cennetini seyrederek onun ku- lu ve kölesi olurmuş. Fakat, bu cennette sel'emüsselâm gir- mek ve onu seyretmek uzün oldukçada meşekkatli imiş. Ay- ni zamanda hesaptız usul ve ananeye tabi imiş. Meselâ: (Devamı var) yret! biri at üstünde ve elini beline doğru götü- rünce kolunun ealevler içinde kaldığını görmüş ve: — Yetişin yanıyorum. Diye bağırmağe başlamış- tır. öldürenlerin mu- Bu sesi işiten civar köy. lüler yola doğru koşmuş;lar ve dört nala koşan bir bey- girin sırtında alevler içinde kalmış bir adam görmüşlerdir. Köylüler hayvamı durdur. muşlar ve rençper Hasanı ba- şından aşağı kovalarla su dö- kerek yanmaktan kurtarmış- lardır. Rençper Hasan derhal bir otomobille Memleket hastane- sine gelirilmiş ve tedavi altına a''nmıştır. ENVER PAŞA — Turan İmparatoru! ı Hatıratını yazan: / .L İ Bi e Yirminci asrın ilmi karşısında tali tahsili bile olmayan adamın Başvekilliği doğru olabilir mi idi torluğumu tes!s edebilirsek, Av- rupa imperyalistlerinin istiklâl- lerine karşı durabiliriz. Hepi: Miz bu gaye için çalışmalıyız. Ben, bu gaye için çalışmak fstemeyen insanları — idealsiz telâkki ederim. Fakat bu idealin nasıl tahak kuk ettirileceğini söylemiyordu. Çünkü o da Enver gibi bir şey bilmiyordu. Hatta: p — Siz de Turana “misiniz? g'decek- —Benim gitmem doğru ol- maz, Ben siyasi bir adamım. Beynelinilel meseleler çıkmak ihtimali vardır. İçimden: — Hey gidi sadrazam hey! Sen siyasi bir. adam olsaydın, Türkiyenin işlerine karışmazdın. Yirminci asırın ilmi karşısında tali tahsili ol- mayan bir adamın siyasiliği Adliyede: | SâitB.yi hakemesi bitti Beyoğlunda mektep soka- ğanda arbede esnasında Beykoz spor kulübü kaptanı Sâit Beyi öldüren bahriyeli Cemal ve arkadaşlarının — muhakemesi dün yine devam etmiştir. Kiçi isminde şahit bir ka- dın dinlenmiş, neticede ademi malümat dermeyan ettiğinden tahkikat kısmı biterek müda- fan ve karar için 16 ağostosa talik edilmiştir Keşif yapılıyor Hüsnü pehlevan isminde birini öldürmekle maznun ö- mer Abit han oda başısı Ali Remzi, evelce ağır ceza mu- hakemesinde muhakeme edil- miş, müdafoayı nefit zarure- tile yaptığı kanaatı hasıl ola- rak beraet etmiştir. Temyiz, bu kararı bozmuş, yine muhakemesine başlana- rak vak'a mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiştir. Saman iskelesi cinayeti Saman irkelesinde kabzı- mallık eden Farisiyi öldürmek- le maznun yazmacı Halilin mahkemesine dün yine devam edilmiş, şahitleri celbiue karar verilerek talik edilmiştir. ahçıyı yara'ıyanlar Kumkapıda ahçı Meh- medi yaralıyan Bekir , Salâ- hattin, Mehmet Ali ve Hü- seyinlerin muhakemesine dün 2 inci ceza mahkemesind» devam edilmiş, 20 temmuza talik edilmiştir. İ HÜ $ lAnadoluda Poliste: Gündüz bu! güpegündüz bir karmanyola Tavukpazarında — Sofular hanında oturan Hasan oğlu Sait ile Gedikpaşada mukim Cemal, Yenişehirde kafaları tütrü'eyip Kılburnunda geç- mektelerken aralarında kavga çıkmış ve Cemal Saidin bacak ve kalçasından bıçakla yara- Tamış, üste 48 lir; rak kaçmıştır, yi neye kaldırılmıştır. Kavgada yardıma ge- lenlere mükâfat Çatladıkapı arabacıların: dan Ümer oğlu Mustafa ile Demir oğlu Mustafa ârasın- da kavga zuhur etmiş yar- dıma gelen Kâzım ve Hü:e- yinle beraber Ömer oğlu Mustafa darp ve cerh edilmiş- tir. Hüseyin firar etmiş, di- üerleri yakalanmıştır. Pek kibar bir sarkıntılık! Çubukluda Paşabahçe cad- desinde Hakkı beyin hanesn- de sakin Hatice ve Fatma hanımlar çayırda otururlarken kendilerine sarkıntılık eden çöpçü — Karahisarlı Dursun Mehmet ile kavgaya tutuşmuş- lar, veticede Mehmet elinde ki tüpürğe ile Hatice hanımın başını yarmıştır. Bıçakla vurmuş Çarşi bekçilerinden Rama- zan oğlu Hüseyin Mercan ka- pısından geçmekte olan amca- zades| Petörkeli Ramazan ta- rahından bıçakla — müteaddit yerlerinden yaralanmış, carih yakalanmış NÜŞALIM hakikatle Muhabir mektuplar: Sporu öldürüyorlar! İzmir sporcuları bu vaziyetin bir an evvel halledilmesini istiyor İzmir ( H.M. ) — İzmir sporunun beceriksiz — ellerde' günden güne tedenni etmekte olduğu ve sahada cereyan eden lik maçlarında futbol heyetinin tarafgir hakemlerle yapmak istediği hareketleri bundan evvelki mektubumda yazmıştım. Futbol heyetinin son gün- ler zarfında akıllara hayret verecek yeni yeni kararlari tevali etmektedir. 10-7 931 cuma günü lik maçlarından Altay-A tınordu müsabakasını idare eden futbol heyeti aza- sından hakem Bühter Bey spor tarihinin kaydetmediği bir vaziyet göstermiştir. Şöy- le ki: Altay Altınordu maçını idare edean bu zat ayni za- manda İzmir spor kulübünün en nafiz bir idarecisi bulun- mktadır. . yasetine el uzatıyordun. Sen kim, bu iş ne? Ona şüphe yokty. Hiç bir Türk, bütün Türkleri muhit bir Turan devleti isterdi. Bu- nün için çalışmak, hatta ölmek bile milli bir şerefti. Fakat, bu işin başına ge- çecek insanların bir şey — bil- meleri , aarın ilmi kadrosu içinde bulunmaları lâzımdı. Genç nesi, Turanın ede-' biyatını yapmıştı. Bu idelik kahramanları da mağlup ol- mamış, kıymetlerini israf et- memiş insanlar olmamalı mı idi? Torpito, rıhtıma girmişti. Ozsman, hâlâ Alman kuvvetleri Odesada Idi. Bizim de irtibat zabitimiz vatdı. Yirmi otuz kişilik heyet, İse Bu Efendi heyetteki saha- da — sporculukla kabili — telif olmıyan bir harekette bulun.- muştur. İzmir lik maçlarının hitam bulmak üzere olduğunu'we İz. mirin eski spor tarih'ne malik olan Altay şampiyonluğunun tahakkuk ettiği ma'ümdur. Altaya rakip - olan İzmir sporun puvan itibarile kendi- sinden aşağıda olduğunu gö- ren bu Efendi Altayın şampi- yonluğunu elinden almak ve kulüp hesabına yeni bir ümit kapısı açtırmak — maksadile Cuma günkü maçın birinci devresile hitamında şahaya çıkarak takımların gelmesini beklememiş ve düdüğünü öt- türerek sahadan çekilip gitmiş- tir. Haber aldığımıza göre ha- mişti. Fakat, soğuk kanlı Al- manların da eski — neşeleri kalmamıştı. Soğuk — bir istik- bal idi, bu! — Alman kumandanı, vazi- yeti izahhetti : — Derhal gitmek lâzım. Biz de gitmek üzereyiz. Yal- Okrayna yolu da emin değili. Bir çok kazak çeteleri, Okrayna yollarını kesmişler, bir paniktir, gidi --. Vaziyet bu Daha bir ş- ir — şöyledi. Yalnız, harkten ve harbin ne- Yolculuk için bir kaç oto- ın,ıHl verebileceğini, istenilen muhafaza kuvvetini de ala- bileceğimizi söylemişti. Meclisteki istizah takriri celsesi Celse zabıtları L Meclisteki son matbuat münakaşalarının zabıtlarını aynen neşrediyoruz var. Şeh Sait isyanı, Mene- mendeki Kubilây meselesi ne- dir? İşte bunlar bu gibi yılan- ların saçtığı zehirlerin netice- sidir. Efendiler, milletime — bu, kürsüden inanmayınız diye ba- ğiriyorym, İnanmayınız! Çünkü bizim — hür hâleti ruhiyemiz vardır. Gazete ya- zar, biz onu okuduğumuz gibi inannız. Gazete, mevsuk ol- duğuna — itimadımız yoktur. Dediği halde biz gene inanırız. Vergiler kalkıyor diye yazdığı zaman biz gene inanırız. Eh hükümet devlet işlerini ne ile yapacak? Kim bilir hava ile.. bunu hiç düşünmeyiz. Efendiler: Büyük milletime | bu kürsüden hitap ederek ba: darıyorum: her şeye inanma- yınız yalandır, bir takım tez- virattan ibarettir. İnanmayınız! Efendiler, bu gün İsviçrede matbuat serbesttir. Fakat efen: diler; orada böyle bir şey neş: rolunursa okuyucular onları ellerine aldıkları zaman güler, atarlar, Bizde ise hakikat zanno: kunur. İsviçeede her okuyucu okuduğunu bilir. Her yazıcı da yazacağını düşünerek ya- zar efendiler; orada da pek çok eğir cezalar vardır. On- ları tatbik etmek için hâdisat enderdir. Bu hainler hiyanetlerine devam ederse, hükümet te genç neslin inkılâbını. muha- edecek kanun tedvin kem Bihter Bey haftayimdan sonra takımların sahaya çık- madığı ve bunun neticesi ola- rak tarafeyne sıfır puvan verik mes! için rapor verdiği söy- lenmektedir. Mağlüp olmadığı halde mağlüp takıma bile verilmesi icabeden wfir puvanı — dahi Altay takımını çok gören ve pek bariz şekilde tarafgirlik yapan bu hükümlerin hare- ketleri ne zamana kadar devam edecektir. - bilemeyiz. Yalnız şurasını arzetmek iste- rim ki İzmir sporunun inhitata sürüklenmekte bulunmması ve den - bekledikleri bir ademi itimat olduğuna hükümet te kani olsun. (Bravo sealeri, alkışlar). Ziya Gevher B. ( Çanak- kale ) Muhterem — arka- daşlarım; mevzuu bahsolan şu davada kürsiye çıkacağım ev- velâ aklıma gelmemişti. Ben bu muhalif matbsat denilen gazetelerle, benim muhterem diğer arkadaşlarım gibi sene- lerce uğraşmış ve onların fikir- lerinin ve kabul ettikleri sis- temin gömüldüğüne inanmış bir arkadaşınızdım, — tekrar müteessirim, vaktile Ali Ke- mal ve arkadaşlarının bize kargı olan hücumlarına göğüs gerdiğimiz zaman onların mağ lâbiyetlerini görerek onların arık fikir ve maksatlarının, yeniden teersüs eden yeni va- tanda bir daha yer bulamı- yacağına hakikaten kani idim. Maatteessüf bu kanaatimde, ben o matbuat âleminin bir müntesibi olarak çok aldandı- ğımı gördüm. Şimdiye kadar kanunları" mızın ve o kanunlara istinat eden müessesatımızın derhal gelmesi icabeden mühim bir mesele, bugün M İlet kürsüsüne aksetmiş oluyor. Çünkü o ka- dar ileri gidilmiştir ki en niha- yet milli vicdan ile mücrümler” le karşı karşıya bulunmak mec: buriyetinde kalınmıştır. Arkadaşlarım; bir takım mücrimlerden babsediyarum. /Karşımızda hakikaten bir ta”, kım mücrimler vardır. Ellerin- deki bir takım baltalar, kazma- lar, gargılar ile mütemadiyen mi li vicdanı, gençliğin rubunu, âtinin istinatgâhı masum di- mağları mütemadiyen tahrip etmektedirler. Bunlar, yalnız yapılan bir eserin yıkılmasını istiyen İnsan ları değil bu eseri sırf kendi- lerine hasrettiğimiz genç'iğin üzerinde en tahripkâr tesirleri yapmak istiyen mücrimlerdir. Bütün bu tahribat bütün bu dava kutsi bir formül içerisin- de devam ediyor: Hürriyeti futbol heyeti azasının da ön- ayak olmasıdır. Futbol nizam- namesi mucibinde hali hazır heyetlerle müddet hitam bul- duğu halde futbol heyeti ha- lâ mevklinden çekilmemeğe ve etki fikir ve kararlarında ısrar ederek futbolculuğu bir hercü merç içerisine sokmaktan çe- kinmemekte, ve bu hareket- lerile eporculuğu baltalamak- tadı. Merkez heyeti - azası- nin ve bilhassa müfettişin önünde cereyan eden bu İş- lere spor heyetleri icap eden alâkayı — gösrtermemekte — ve bunları tetkika lüzum bile görmemektedirler. İzmir spor elkârı umuml- yösi usanmıştı. Alâkadar kulüpler İzmir merkez heyetine şikâyetlerini bildirmişlerdir. İstanbul futbol heyeti müt- tehidesinin İzmir — fütbol ha- yatında bu yolsuzlukları takip edip etmediğini bılmiyoruz?.. Herhalde bu işin biran evvel halli lâzımdır, İzmirde lik maçları Birinci maç cuma günü saat 4de Altay Altın ordu musabakası sıfır. sıfıra berabe- re neticelenerek ikmci hafta- yim hakemin sahadan kaç- ması oyunu — neticelendirme- İkinci maç K.S.K. ile Türk Spor Arasında idi K.S.K. gü- zel bir oyundan sonra hasmı- na 2 ye karşı Üç sayı ile galip matbuat! hürriyet. Bizim görü- şümüz bu hürriyet matbuatın fena halde sütistimal edildiği- dir ve mevcut davadadır. O ağllstimal davasıdır. Eğer bu insanların yazdık« larını, sarsılmaz — dimağımızi ve vicdanımızı muvakkaten susturmak imkânı — olsa da, susturarak dinliyebilsek bütün yapılmış olan eserlerin, şanlı tarihin ve arkada bıraktığımız bunca zaferler mesulü olarak mevki almak vaziyette bulu- nuyoruz. Âdeta vatanın ih- yasından — mesul addolunu- yoruz. Akıl ve izanın ne garip tecelisidir. Arkadaşlar; ikide birde bu. na matbuat muhalefeti, müha- Hf matbuat deniliyor. Muha- lefet, her hangi bir şeyde mu- halefet, gerek matbuatta gerek siyasette muhalefet, bir csasin, - bir umdenin, bir firkanin, bir ecerin bize karşı ortaya kon- masıdır. Bizemuhalif olan in- sanların eserleri, fikirleri, söz- leri. umdeleri nedir ki biz on- ları kendimizin karşıtından bir muhalefet müesessesi olarak kabul edelim. Değil firkalari, esasları, şuurları, vicdanları, ahlâki seviyeleri hile olmıyan hezeyanlarımı muhalefet ve bunların neşrimi matbuat mu- halefetinin eseri addolunacak, Bu sadece hurriyeti matbu- attan istifade edilerek zehir saçsaktan başka bir şeymi olur? Biz hürriyeti matbuatın en şidddtüi tarafları olan bir mücarese, yüksek Kaf B küder .

Bu sayıdan diğer sayfalar: