19 Temmuz 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

19 Temmuz 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kanlı bir cinayet Ödemişte kadın yüzünden iki genç birbirlerini yaraladılar Ödemiş, (Hususi) Ödemiş te yine kanlı bir cinayet oldu. Bu cinayetin sebebi de hemen son zamanlardaki hâdiseler de olduğu'gibi bir kadındır. Hâ- dise yöyle cereyan etmiştir. Ödemişte İsmall efendi na- mında bir gencin Bahriye ha- nım namında bir metresi var- , dır. Bu kadın son zamanlarda Ödemişli İbrahim isminde biri- ne yüz vermeğe başlamış ve bu suretle münasebetini baş- ka erkeklerede teşmil etmiştir. Bahriye Hanımın kendisine yüz vermesinden cesaret alan İbrahim, Bahriye Hanımı evin- de ziyaret etmiştir. Evvelâ sa mimi bir şekilde Bahriye Hanım ile görüsen — İbrahim Feci bir efendi bir aralık Bahriye Habıma hakaretâmiz bazı vöz- ler sarfetmiştir. Bu sırada Bahriye Hani- min asıl âşığı İbrahim Efendi eve gelmiş, Bahriye Hanımın yanında — İsmalli — görünce hiddete kapılarak — İsmailin kafasına bir sopa ile vurmuş- tur, Bundan asabiyete kapılan Ibrahim bıçağını çekerek İs- maili ağır surette yaralamış- tır. İsmail derhal memleket hastanesine kaldırılmışsa da on dakika içerisinde — vefat etmiştir. Katil İbrahim bu cinayeti trtikâp eder etmez Ödemiş- ten firar etmişse de hâdise geceşi sabaha karşı Trenin Yeğenli köyünde — bir (tütün çardağında yakalanmıştır. ölüm Manisada bir genç kız kalbinin üzerine yediği tekme ile öldü Cuma günü akşamı kızı ile birlikte bağından dönen bir bağcı arabadan inmiş. kızınada inmetini söylemiştir. Kızcağız “arabadan inerken etekleri çalı- lara takılmış ve arabanın içine düşmüştür. Bu sukutun yaptığı * gürültüden ürken hayvan âni olarak koşmağa başlayınca arabanın arka cihetinde bulu- nan ni hareketten mütevellit sarsıntı ile fırlamış ve bu defa ereresene î da hayvanın tam üzerine düş- | müştür. Araba beygiri artık ı büsbütün buylanmış ve olanca | sür'atile koşmağa başlamıştır. Ön iki yaşında bulunan zavallı . kız bu defa da hayvanın sır- tından yuvarlanmış ve tam bu | sırada hayvanın savurduğu tekme kalbinin üzerine tesadüf I etmiştir. Kız yere düştüğü vakit hayata vedaâ etmiş bulunuyor- du. reasaser ee ReAAA AAA MA AAA Gümrük başmüdürünün beyanatı Sahipsiz eşyanın satıl- ması emri geldi! Bir iki güne kadar satış başlıyor, çok kıymetli eşya var Gümrüklerde yüzbinlerce Hiralık sahipsiz eşya olduğunu €evvelce yazmıştık. Bu eşyala- rın uzun müddet gümrük am- barlarında durmasının çürü: mek tehlikesini göstereceğini nazarı dikkate alan Mali- ye vekâleti, bu — husustaki kanuna tevlikan sahipsiz eş- yaların satılması için İstanbul gümrük baş müdiriyetine emir vermiştir. Yalnız İstanbul gümrük- lerinde yukarıda yazılı oldu- ğu veçhile binlerce İlralık sa- hipsiz eşya vardır. Bunların sahiplerli se güm- müdürlüklerinin — mü- rük teaddit ilânlarına rağmen mü- racaat edip mallarını kendilerine teslimini talep etmemişlerdir. Gümrük başmüdürü ne diyor? Sahipsiz eşyaların ne za- man salılacağı hokkında Güm- rük Başmüdürü Seyfi Bey bir muharririmize çu izahatı ver- miştir: *— Sahipsiz eşyaların sa- tılmasına dair emir gelmiştir. Satış bir iki güne kadar bap hyacaktır. Bunların ne kadar para tutacağı belli değildir. Fakat; içlerinde çok kıymetli şeyalar vardır.., PAŞA NVER $ Turan İmparatoru! Hatıratını yazan: ./.L ., İ Almanyadaki Katolik partisi, bir takım lman papasları vasıtasile Ermenistan meselesi için propaganda yapmışlardı ! Rusya, İtalya, Sırbistan erazi- ya temamen veya kışmen fetilâ edilmişti. Bunlarda neler yoktu. Fransanın, Burgonya, Bor- do şaraplarını — şişelerindeki etiketlerden okuyordum. İtalyan keanitleri, birer binlik külâh gibi masayı sar- mıştı. Kafkas şarapları, Sırp Aşlovaları, Romen markaları günleri hakkındaki hatıraları da kaydetmek İsterim. Muha- rebeye girmek, bir mesele idi. Fakat, Türk -Alman harp arkadaşlığı da pek samimi geçmişti. Resmi Almanyanın ne düşündüğünü münakaşa et- mek istemem. Yalnız, Alman- ların derin bir — muhabbetle Türkiyeyi — sevdikleri de in- kâr edilmez bir hakikattir. Fil. vakı, Almanyanın — katalik fırkalarile bunların tesirinde olan bazı münevverlerin Türk- ler hakkındaki fikirleri hiç te tyğ değildi. Yalnız, bu grubun bırakmıştı. | kavaara srr e ÇAM | Bayılmış Nedime Hanım tram- vaydan düşmüş Daülkelp hastahanesinde te davide bulunan Nedime Hanım dün, Salkım sügütte tram- vaydan düşerek bayılmıştır. * Garsonlar dövmüşler İranlı Ali ile arkadaşı Ko tantin, Panoroma bağçesine giderek işret etmekte iken çalgıcıları — istedikleri şarkıyı çaldıramadıklarından muğber olmuşlar, garsonlarla kavgaya başlamışlardır. : Neticede garsonlar tarafın dan dövülmüşler ve polise tes- lim — edilmişlerdir. Dolandırıcılık Bayram. isminde biri dün Rizeye gidecek yolculardan gene Bayram isminde birinin bilet almak bahanesile beş Hirasını dolandırmıştır. , Yine yankesicilik Yankesicilerden — Mehmet dön, Taksimde bir tramvay içinde komisyoncu Aron ER nin cüzdanını çalarken yaka- lanmıştır. Yankesecilik Taksim caddesi kanepele- rinda uzanmakta olan aşçı Ahmedin yanına dün, sabıka- hlardan Kâmil ile Hayri gele- rek ceplerini karıştırırken ya- kalanmışlardır. Bir facia oluyordu Kumkapı deniz banyosu önlerinde sandal ile gezin- mekte olan Ali isminde bir genç sandalın baş tarafında ayak üzeri dururken muvaze- BELERĞRR AAA İzmir, (Hususi) — Beledi- yenin şehrin imarin imarı hu- susunda İş bankasından istik- raz ettiği iki milyon İiranın lözumsuz yerlere — sarfedilme. sinden dolayı Belediye reisile aza Beyler arasında çıkan iti- lâf hâlâ devam etmektedir. Belediye- işlerini tenkit eden azalar, Belediyenin — şimdiye kadar memleket İlehine hiç bir hareketini görmediklerini iddia etmekte ve reis Sezai Beyin bu işi başaramıyacak bir vaziyette olduğunu söyle- mektedirler. Aza beylerden bilhassa Avu- hepsi de Almanyayı idare eden mason ve sosyalist fikirleri haricinde kalmıştı. Türkiye, şark - vilâyetlerinde Rüs man- dası fikrini hazırlamak istiyen bir Alman katolik papasının Ermeniler lehindeki neşriyatı- ni unutmuş değildi. Çar Rusyası, Balkan he- zimetinden tonra Ermeni me- selesini icat ederken Alman- yanın katolik fırkasına istinat ediyor, bu fırkanın Türkiye hakkındaki “haddı saltanat, siyasetini basamak — yaparak beynelmilel müdahale müfet- tişlerini öne sürüyordu. Lükin katolik fırkasının projeleri de Almanyada siyasi bir kıymet alamıyordu. Bu uralarda idi ki, liman Fonsandres heyeti Türkiyeye gelmiş, Rusyanın tertip ettiği siyast müdahale projesine kar- gı bir. Alman muhalefeti cep- hesi almıştı. Bazı muharrir- ecraidik küR Törüşütü — »[Anadoluda hakikatle Adliyede: Tahliye Münvver H. kefa- lete raptedildi Bazı genç kızları fuhşa teş- vik için muhakeme edilmek- te iken ikinci ceza mahkeme- since tevif olunan | Münevvre H. kefaletle tahliyesini istemiş ve mahkeme bu hususta tahli- ye kararı vermiştir. ———————İ—L—E——”:,: nesini kaybederek denize düç- müş, arkadaşı Ahmet isminde bir gençte onu kurtarayım derken o da düşmüştür. Etrafta bulunan diğer san- dallar koşmuş, bu iki genci kurtarmışlardır. Yavuz hırsız Kumkapıda — Patrikhane caddesinde sakin rakı kaçak- çısı namile maruf Vartan Efendi dün, kendisinde 7,5 kuruş alacağı olan ayni ma- halle sakinlerinden madam Makrinayı para — istedi diye dövmüş ve başını yarmıştır. Kavga Aksaray Pazar yerinde sebzeci Arnavut Bektaş dün, alacak — meselesi yüzünden kavga etmiş, neticede Hatice Hanımı döverek yüzünden haf- fiçe yaralamıştır. Yamanlara Telefon yarıldı Yamanlar dağı ile İzmir arasında yapılmakta olan te- lefon tesisatıt hitam bulmuştur. Bugünden itibaren Yamanlar- la İzmir arasında muhabere cereyan etmeğe başlamıştır. kerereseranArARAR Muhabir mektupları İzmir belediyesinde ki ihtilâfin sebebi ne? İzmir Belediye reisi oralarda bile değil! Belediye azası reisi istifaya çağırı- yorlar, (hep çekileceğiz) diyorlar kat Cevdet Ak Ömer B. be- | lediyece İş bankasından istik. raz olunan paraların hep hu- susi işlere, ziyafetlerle memle- keti alâkadar etmiyen mahal- lere sarfedildiğini beyan ede- rek Belediye reisinin bu vazi- yet karşısında istifa etmesini istemektedir. Cevdet Ak Ö- mer B. hücumlarında Bele- diye reisine şiddetle: — İstifa ediniz. Aksi tak- dirde Belediyede tek aza kal- mıyacaktır. Demektedir. Azaların bu şiddetli hü- cumları ve istifa talepleri kar- ler, bu askeri heyetin de hafi bir Türk - Alman taar- ruz ve tedafii ittifak muahe- desi akti üzerine Türkiyeye geldiklerini iddia — etmişlerdi. Bünun içindirki, Türkiyenin Almanya lehine büyük harbe girmesi de bu muahedenin ta- bii bir neticesi addolunuyordu Bu mesele, Halâ karanlık kalmıştır. Her halde, gayn Türk unsurlarla müşterek olan kabinenin bu hafi — ittifakı bilmesine imkân yoktu. Fakat Prens Sait Halim paşanın da bu ittifaktan haberdar olma- dığı anlaşılmıştı. O halde, yanlız — ittihadü tarakki . merkezi — umumisi- ave yolıtur, Türün W nin bu hafi muahedeyi bili- yordu. JAyni zamanda Almanya hariciye nezaretinin de böyle bir hafi ittifakı bilmediği id. dia olunuyordu. Bilhassa Kant. sey'nin vesikaları — arasında 19 Temmuz - Meclistğki îstı;zalı takriri Celse zabıtları ğ Meclisteki son matbuat münakaşalarının zabıtlarını aynen neşrediyoruz Efendiler; Sizin huzurunuz- da af diliyorum. Bu fikrimin yanlış olduğunu anladım (Gü- zel sesdleri, alkışlar.) Gayet samimi müzakere- lerin, en serbest sözlerin, en cidddi münakaşaların içinde bulundum. İki aydır. yanınız- dayım. Buradan hatta bir gün bile ayrılmadım. Bu serbest münakaşaları dinliyerek haya- timın en tatlı zamanlarını ya- şadım. Bunu bu kürsüden, benim elli yıldır. yazılarımı okuyan, hayatımı tetkik eden kitaplarımı gören bütün mil- letime (kemali — samimiyetle, cidden yürekten tekrar edi- yorum. İnansınlar ki burada samimi çalışmak ve milletin saadetine koşmak vardır. Ha>- riçteki sözlerin hepsi herzedir (Bravo sesleri, alkışlar). Dedim ki; matbuatın en emektarıyım. Bana şimdi şey- hülmatbuatta diyorlar. Ga> zeticiliğe — başladığım — tarih (302) dir, Yazıya başladığım tarih (300) dür. Kâzım Pş. (Diyarbekir) — Yaşınz kaç? Ahmet İhsan B. (Devam- la) — Yaşımı merak ediyrsa- nız; tam altmış yaşındayım. Hayatımın (43) senesini ser- veti fünuna hasrettim. Baş- ladıgım günden bu güne kadar teceddüt, terakki, medeniyet ve ideal peşinde koştum. Bu- nu anlamak - için Serveti Fü- nunu (84) ciltlik kolleksiyon- larına bakmak kâfidir. Onla- rım bekçiliği ettim. memleketin en yüksek adam- ları geldiler. Beraber çalıştılar, irfan saçtılar. Bu gayretimin - arasında. bugün idrak — ettiğimiz asri, medeni, içtimali terakkiyi, to. runlarımın torunlarının dahi göreceğini sannetmezdim. Bu gün evlâtlarımızın içinde bu. lunduğu, fakat nasıl yapıldığını bilmedikleri bu saadet, kolay- ca yapılmış bir şey değildir. Gazetemin müsaadesini ilk zaman, (1302) de verilen ruh- sataamede ziruh adam resmi basmayacağım yazılı idi (Han- olüsünü basabi- şısında Sezai Bey hiç alâka göstermemektedir. Yalnız. bu yüzden şehir meclisi haftalar- danberi taplanamamaktadır. Vaziyet bu şekilde devam ettiği taktirde bütün !faal ve gayri faal azalar — istifa edecek- lerdir. Memleket bayatile alâka- dar olan bu mesele Dahiliye vekâletince de dikkatle takip olunmaktadır böyle bir muahede görünme- mişti. Yalnız imparator tarafın dan idare olunan askeri kabi- nenin bu hakiki ittifakı yap- masıda ihtimal dahilinde Idi. Bilhassa, Baron — Vanken: haymın doğrudan doğruya İmperatora — siyasi — raporlar gönderdiğini herkes biliyordu. O halde, askeri bir ittifak ak- dedilmiş oluyordu. O zaman- ki Rusya, Fonsandres hey'etini yeni bir ağadir darbesi addet- miş, bu hareketinde hiç — bir zaman — hezmedilemiyeceğini ima etmişti. Henuz, bütün esrarı bilmi- yordum. Fakat, gerek bu sey- yahatte ve gerek Almanyada bir şeyler öğrenecek mi zan- nediyordum. Yalnız, Alman kumanda heyetinin Türklere karşı derin bir samimiyel göstermelerinin (Devamı var) « Yesilköy gibi Şark şimendi- lir miyim diye sordum. O da olmaz dediler. Nihayet$Abdül- | hamidin oğluna doktorlar ames Hyat yaptılar. Muvaffakiyetle ' yapıldı, İlk defa olarak ame- liyat yapan doktorların re- ! simlerini gazeteye koydum, Türkiyede ilk olarak - canlı resim ©o zaman — çıkmıştı. Torunlarımın — görmiyeceğini zannettiğim bu içtimai ve büyük — medeniyet — hayatı- mı bazan düşündükçe kendi- mi rüya —görüyorum, yahut ta yeni dünyaya gelmiş bir insan zannediyorum. Bunu büyük —muharebenin hercü merci içinde fevkalâde bir su- rette milletin içinden çıkan Gazi yaptı. Gaz! milletin bü- tün arzularını, bütün ihtiyaç- larımı hissetti ve felâketlerin önüne geçti. Ne yaptı? Bir kere düşman çizmesi altında inleyen milleti onların elinden kurtardı. Osmanlı Devletinin altı asır içinde görmediği ha- kiki istiklâli türk milletine Lozanda verdirdi. İçtimal in- kılâbı yaptı. Kadınları açtı, fakat onları ancak çalışsınlar diye a; çünkü —Avrupanın kadınları açıktırlar amma on- larda içtimai hayatın içinde mesaiye iştirak ederler. Ka- dınlarımız. kapalı bulunduğu zamanlar yarımız meflüç idi. Sonra beni en çok memnun eden harf inkılâbını. yaptı. Arkadaşlar; — harf Şinkılâbını düşündüğüm zaman başka bir his duğyarım. Çünkü bu “inkı- lâp olmasa idi elde edilen bütün bu canlılıkların tesiri olmıyacaktı. Elli senelik öm- rümü matbuatın yükselmesine vakfeden bir arkadaşırızım. , Arap harflerine nasara yensuruya 15-20 sene çalıştımı. Halbuki harf inkılâbı milletin her tabakasına nüfuz elti ve bunun — içindir ki matbuafın ehemmiyeti artmıştır ve muzir neşriyatın teblikesi çoğalmış- tır. Beyefendiler; köylüler bu muzir. neşriyatı. okudular ve fena haberlerle karşılaştılar. Mesele bundan dolayı vahim- dir. Çönkü milleiimizin oto- ritesi — büsbütün — başkadır. Çünkü — efendiler, bir. köy kahvesinde bir çapkın köy ağasının aleyhinde isnadatta bulunur ona dil uzatırsa der- hal susturulur. Bu milletin an'anesi göstermiştir ki bü- yüklere dil uzatanlar, onların nüfuzuna halel getirmek - isti- yenler bir gün bu teşebbüs- lerinde muvaffak - olabilirler. Bu bir haleti ruhiyedir, Böyle bir haleti ruhiye mevcutken, hükümet otoritesi aleyhinde peşriyata müsaade etmek ve halkı “zehirlemek hakikaten pek müâhlik bir şeydir. Abdülhamidin istibdadı al- tında matbuata tatbik edilen sansöre rağmen yazı yazmış bir. şeyhülmsuharririm. Mat- buatta yoptığım bu kadar hizmetlerime, eli senelik me- saime rağmen beni matbuat düşmanı telâkki edenlere ha- kiki bir matbuat edebi ve mat- buat mederiyeti dersi vermek istiyorum. Yoksa ya düşman ellerine âlet olarak, yahut milletin cahil kütlesini istis- mara kalkışırsak kitaplar ga- zeteler satmak ve dolayısile kendilerini göstermek isteyen- İere |firsat veimkân vermek milleti matbuata sevkeden bu sözlerinle hürriyeti matbuat aleyhinde bulunduğum anlaşı- masın. Fakal hürriyeti matbu- at, mutlaka mukaddesata, bü- (D'eıanıı var) gü

Bu sayıdan diğer sayfalar: