28 Temmuz 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

28 Temmuz 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mİ MI.IİİTİ'E İzmirdeki soygun hâdisesi Şaki Koca Ali Bu işte de bunun parmağı olduğu tahmin olunmaktadır İzmir — Perşembe gecesl saat on birde Ayrancı Ahmet namında birine ait olan 9 numaralı kamyon, İzmire gel- mek üzere Tepeköyünden ha- reket etmiştir. Kamyona karpuz yüklen- mişti. Şoför ayrancı Ahmedin yanında mua Bayramla Tepeköylü Halil Efendi ie- minde birisi vardı. Kam- yon Üçpınar çiftliğini geçince yol üzerinde ğölgeler görülmüş- tür. Şoför Ayrancı Ahmet bu gölgelere ehmmiyet vermiye- tek geçmek istemiştir. Bu meç. hul şabıslardan birinin: — Durt. Emrini vermesi üzerine kam- yona ateş edilmiş ve kamyon durmuştur. Otomobili durduran- lar üç kişilik haydut çetesi idi. Birinin elinde bir çifte vardı. Bu haydut şoförle yolcudan para — istemiş — verilmeyince otomobilin — camına — âteş etmiştir. Çıkan kurşun Bayra- min kolunda göğsüne isabet elmiş ve ağır surette yaralan- mıştır. Yolcu Halil Efendi de başından yaralıdır. Ayni gece, ayni mahalden geçmekte olan ve Bayram El.- ye ait bir otomobile ateş edilmişse de bu otomobil fira- ra muvaffak olmuştur. Bu hâdive üzerine Bayındır, Torbalh ve cuma ovası jandar- ma kuvvetleri müttehiden ha- reket ederek muhtelif yerlerde pusu kurmuşlardır. Buna rağmen cuma gecesi ayni mahalde Numan ustaya ait Topuz Mustafanın idare- sindeki kamyonu durduruyor- lar. Kamyonda 23 yolcu bulu- puyordu. Haydutlar yolcuları birbirine bağladıktan — sonra üzerlerindeki 400 lirayı alıyor- lar. Ve yolcuları çukura atı- yol Gece yarısından sonra bu mevkiden geçen jandarmalar yolcuların feryatlarına yetişe- rek yolcuların kol ve ayaklarını çözüyorlar. Ve şiddetle takibe | başlıyorlar. Bütün gece, sabaha kadar devam eden takip bir netice vemeyor. Yalnız orman içeri- sinde kalın kâğıtlara sarılmış bir miktar tütun kırıntısı bu- lunuyor. Bu iki hâdisenin kahra- manının da meşhur şaki Koca Ali olduğu tahmin edimek- tedir. Hâdiselere büyük bir eİ'ernıılyıl atfedilmektedir. İzmirde Hasan isminde biri bir kız- cağızı tabanca ile öldürdü! Kızın eniştesi tevkif edildi Torbalının Arpacıköyünden | Hkucaklıyarak - kaçırmak tstedi. Hasan Ali isminde bir adam » Halil Efendi numında bir zatın | kızına âşık oldu. Hasan Ali bir gün bu genç kızı yolda gördü. Kendisine Hlânı aşketti, fakat Torbalının bu en güzel kızı tarafından arele maruz kaldı. Nihayet evvelki gün Hasan Ali bu güze! kızın eniştesini de para ile kandırdı. Ve kızı ka- çırmak için bir plân tertip edildi. Bu güzel kız kızkardeşi ve pederile birlikte tarlada bulu- “Şuyordu. Hasan Ali sevdiği kızı dresa aa a s a sa SA s aa ea s a s aA saAcA A Müj “Müjdeler olsun! Elekh'ık fiatları Eylülden itibaren ucuzluyor B. M. M. kararile elektrik girketin'n istihlâk vergistinde yüzde 15 tenzilât yapılmıştır. Bundan dolayı şirkette elek- trik fiatlarında kilovat başına 30 para tenzilâi yapacaktır. Bu teszilât ancak eylul de yapılabilecektir. — ENVER PAŞA Kırzın büyük kardeşi bir as- savlelile bu mütecaviz adamın üzerine atıldı. Artık kanlı bir boğuşma başlamıştı. Hasan Ali mağlüp olacağını ve kızı elde edemi- yeceğini anlayınca derhal ta- bancasını çıkardı ve sevdiği kızın beynine ateş ederek öl- dürdü. Katil bu kanlı eserinin yanında daha Fazla duramıya- rak orman içerisinde kayboldu. Katil Hasan Alinin şeriki cürmü ve bu güzel kızın eniştesi tevkif edildi. Ekmek narhı Ekmek narhı komisyonu dün içtima etmiş ve ekmeğin 8, francılanın 13 kuruşa ipkan kararlaşmıştır. Lokantabirahane sınfları bar, birahane ve unıflara taksimi hu susuada Belediyece tetkikata devam edilmektedir. Yeni tas- nıf 1 agostostan itibaren baş- layacaktır. lan Turan İmparatoru! Hatıratını yazan: ./.L Talât paşa, korkusundan şaşırmış, sekiz otomobilde Türk hazinesinin yirmi milyo- nunun bulunduğunu ağzından kaçırmıştı A 10 z larda bizden evvel gelmişlerdi, galiba. Çönkü, geçmek mecbu- riyetinde olduğumuz büyük bir köprünün berhava edil- mekte olduğunu görüyorduk. Mitralyozlar, — vazifelerine lardı. — Fakat, bizim ateş orakları da köprünün en- kazını daha fazla dağıtmak- tan başka birşey yapamıyordu. Mülâzırm, 'derhal otomobil kafilesini durdurdu. Gecenin biri idi. Kararkâhından ayrılalı sekiz saat olmuştu, vasati bir he- mE SamP! Temade bir tesir sabla altmış dört uzaklaşmıştık. Şimdi, bir ovanın ortasında kalmış, yolumuz — kesilmişti. Belkide etrafımızdaki kuvvet. li kazak çeteleri de baskına hazırlanıyorlardı. Mülâzım gibi Enver de oto- mobilden inmişti. Oda vazi- yet hakkında fikrini söylemek dstiyordu Nihayet, bir kaç da- kikalık müzakereden sonra, yuvarlak bir tarama ateşi açıl- dı. Kendimi Çanakkalenin Kanlı Deresinde zannediyor- kilometro L KERDA “pupları düşünmeyorum. e Karakoy de Birinin bavulunda 35 Paket esrar tutuldu Polis 2inci şube 1 inci kısını memurları dün, Karaköyde | bir zatın elinde bulunan bayul içinde 35 paket esrar yaka: | lanmıştır. | Ayılıp bayılma yanına kâr! | Kadıköy Süreyyapaşa - neması arkasında oturan ku- yumcu Arşak Ef.nin zeycesi Madam Ahyo, dün araba ile | Kadıköyünden Kuzguncuğa g- derken Balaban caddesi önle- rinde içerisinde 18 lira bulu- | nan çantasını — düşürmüştür. Madam bunun farkına varınca | bozulmuş müdavatı yapılırken bekçi Fettah tarafından çan- tası bulunup kekdisine teslim edilmiştir. .< Otomobil altında Şoför Kemaliyeli Ahmet oğlu Mehmedin idaresindeki 2412 numaralı otomobil - dün, D.vanyolundan geçmekte iken önüne çıkan Evkaf tahsildar. larından Salih Aziz Beye çarparak yaralanmasma sebe. biyet vermiştir. Şoför yakalanmış, Salih Aziz - Efendi de Cerrahpaşa hastahanesine kaldırılmıştır. Bir intikam! Sabıkalı Halit — dün, Tophane rıhtım caddesindeki Hüseyinin kahvesine giderek kendisini bir gün evvel mer. keze ihpar ettiğinden muğber ol. duğunu söyliyerek suntalı çakı ile Hüseyini cerhetmiş ve kaç. mıştır. Birbirine giren hamellar Tophane iskelesi hamalla- rından Kuruçaylı Ali ile Hnııııl bir olarak hemşerileri hamal Hacıyı odunla dövmüş, yaka- lanmışlardır. 3 Yankesici yakalandı Yankesicilikle mazdun Piç Mehmet, Şükrü ve Ali Riza isminde üç kişiyi polis 2 inci Adlı ede: Açık yazı «Bıldırcın» gazetesi- nin tecziyesi istendi Müstehçen neşriyattan do: layı mahkemeye verilen Bıldır- cın gazetesinin davasına dün ikinci ceza mahkemesinde de vam ve İntaç olunmuştur. Müddelumumi mes'ul mü- dür. Kemal Ahmet Beyin tecziyesini İstemiş, muhakeme | müdafaa yapılması için talik edilmiştir. Arkadaş hırsız mahkâm oldu Sirkecide Gülistan otelinde yattığı sırada oda arkadaşının parasını çalmakla maznunen mahkemeye verilen İbrahim isminde biri ikinci ceza mah- kemesinde 3 ay hapse mahküm edilmi Gramofon çalanlar mahküm oldu Osmaniye köyünde Osman isminde birinin gramofon ve pilâklarını çalmakla maznun bulunan Selahattin ve Mu | ikin ci ceza mahkemesinde mu» | hakeme edilmişler ve üçer ay | hapse mahküm olmuşlardır. arerisarsekek AAA AAA LAA AA şübe müdiriyeti yakalmış, Ad. liyeye teslim etmiştir. Tramvay eltında Beşiktaş Sinan paşa muh- | tarı evvel sokağında mukim 13 yapında Nusret dün, Be- şiktaş caddesinden geçmekte iken 2149 numaralı vatman Osmanın idaresindeki 221 nu- maralı tramvayın sademesine maruz kalarak başından yar ralanmıştır. Vatman yakalanmış, Nv.ıı ret te etfaı hastahanesine Kab dırılmıştır. Bir zavallı boğuldu Unkapanında etlama ta- şında oturan şerbetçi Fehmi ustanın 14 yaşlarındaki oğlu Şerif dlln, Ünkapanı köprüsü-- dubalarından yüzmek üzere | denize atlamış, bir daha mey- dana çıkmayarak boğulmuş- tur. Cesedi bulunmamıştı Meclisteki istizah takriri Celse zabıtları ASA Meclisteki sonn matbuat münakaşalarının zabıtlarını aynen neşrediyoruz (Birinci soyfadan devam) Efendiler, bunlar tammen yakayı) ele vermediler, ancak bunların bir kısmı tecziye edil. di. En hainleri dışarda kaldı. İşte Menemen hâdisesile alâkadar olupta hâdişeden birkaç gün evvel firar edip ismi Menemende geçmiyen Abdül Kadir Kemali de bunun bir misalıdir. Şimdi fırsat bekliyor | lar. Bunü çok iyibiliciz İş- te bunlar zamanın darliğırıda femi — gecmiven bılnlııdıı dun Dört mllrılyuı, o kadar şiddetli bir ateş açmıştı ki.” Ne olacaktık? Bu fikir, benim gelmedi. Talât Paşa: — Aceba, Odesaya döne- aklıma mez miyiz. Her halde, bu yo- la devam edemiyeceğiz. Söy- lenerek — yanımıza — gelmişti. Envere sordu: : — Ne olacağız? — Merak etmeyiniz. Her halde, kurtulacağız. Ben bir tehlike görmiyorum. Talât, soğuk — kanlılığını kaybetmişti: — Her halde, ya geri dö- nelim veya başka bir yol: ta- kip edelim. Yirmi milyon lirayı tehli- keye koyamayız! Demekki, Türkiyenin yirmi milyonunu götürüyorlardı. Ölüm tehlikesi, bu hazırlopa kon- - muşç olan sadrazamın ağzın-. daki baklayı çıkartmıştı. Enverle münakaşaları de- gaye Ötede beride saklandılar, çık- madılar. Şimdi fırsat bekliyor- lar. Bunlardan İslanbulda Arif Oruç, Zekeriya Ahmet Kadri, İzmirde Zeynel Besim, İsmail | Hakkı, Sırrı zamanı gelmiştir zannediyorlar. Fırsat gelmiştir. zannedi- yorlar. Yazılarile, hareketle- rile o hainleri inlerinden çıka. rarak meşrutiyet namını vere- cek bir mübhalefet fırkası yap- mağa çalışıyorlar. İşte asıl ko- nuşulacak ve tedbir alınacak mesele budur. Efendiler; bunlar devri sa- vam ediyordu Diğerleride bi- rer birer ötomobilden inmişler, hep birlikte korkunç âkıbet- lerini müzakere etmeğe baş- Tamışlardı. Yalnız mülâzım Kraus, sinir- lerine hâkimdi. Vaziyeti ihata etmiş,etrafı projektörle tarıyordu. Ortalıkta kazak gölğesi, at | kişnemesi başka — silâh sesi yoktu. O halde, kazakların bir pususu karşısında bulunu- yorduk. Mülazım — kararını vermişti. Enver Paşaya de- di ki: — Simaldeki yolu takip edelim kırk kilemetre ileride bir kasaba vardır. Her hal- de, orada bir Alman ihtiyat kuvveti bulabiliriz. Aynı zamanda, bize pusu kuran kazaklarin plânlarını da bozmuş Oluruz. Herkes, mülâzımın - tekli. fini kabul etmişti. Zaten, itiraz | alırdım. Parası hazırdır, paketi | r*ı ÖİKİTE La | Düğün hediyesi — Alo... 95 - 70. evet, Da- yı sizmisiniz. Bonjor, ben Mar- vel.. Affedersiniz, sizi böyle | erkenden rahatsız ettim, siz- den birşey rica edecektim, karımın akrabalarından biri- nin kızı evleniyor. Ona bir | bediye hazırlıyacaktım, unut- | tum, karımı da haklı olarak çok sinirlendi. Halbuki düğünde bu gün Sizin tanıdığınız bir ku- yumcu olacak.Bu adam hem tize ucuzda verir. Ne olur dayıcı- ğum, bir zahmet etseeizde bu adama kadar gitmeniz ve ora- dan bize bir çay veya kahve takımı alsanız. 200 300 frank arasında bir yey- Ben öğleye doğru karımla- beraber size uğrarar paketi | aldığım zaman parasınıda taktım ederim olmazmı dayı- cığım, peki, mersi, mersi... Marsel ve karısı giyin, ku- şan, iki dirhem bir çekerdek dayının kapısını çalıyordı, iki- side memnun ve bahtiyardı, © gün çok gü'ecek ve çok eğ- lenceklerdi... Kapı acıldı ve Marsel içeri daldı. Dayının odasından ke- | sik, kesik: .— Of, ah.. diye muztarip sesler geliyordu.. Marsel merakla kapıyı açtı. Dayısı koltuğuna oturmuş sız- lanıyordu: | — Hep kabahat senin... is- tediğini yapmak için aldım, dönerken, bacagıma şiddet libir agrı geldi, nasıl otomobile at. Tadığımı bilmiyorum. Bu rahatsızlık iki üç gün de- vam eder artık, paketini d şarda küçük masanın üstün- den al. Aman, vay, vay, vay.. Evet 310 frank, küzel bir kah ve takımı... Çok güzel ve çok gik bir. şey... Marsel dayısının. affını ri- ca etti odadan çıktı. hala: — Vay vay, aman, dedi- ğini işitiyordu masanın Üstün- den paketi aldı. ve sokağın başında otomobil ile kendisini bekleyen — karısının yanına. koştu. Düğünde kendilerini bek- liyorlardı. Madam Marsel he- diyeyi gelin hanıma uzattı, | eyi bir — Fransızcadan — niyetle kabul etti, hizmetçiye verdi ve; — Bizi düşündüğünüze çok teşekkür ederim dedi. Marselle karısı; — Bunu çok evvelden w- marlamıştık, yapan adam sö- züne sadık kalmadığı için ge. ciktik, zannedersek beğene- ceksiniz... » Ve haval daha... Davetliler çiçekli arabalara binerek güzel bir lokantaya gidiyorlardı. Lokantada şampanyalar da, oradakilerin kahkahaları ka- dar kuvvetle patlayordu. Yemekte karısı Mar'sel'in ko'unu dürttü ve ona gelinin Anasını gösterdi. Acuze gözle- rini aça aça kocasına bir şey- ler söyleyor ve kendilerini gös- teriyordu. Marsel'e diyorduki: — Demin ona bir kaç kelime söylemek istedim, kin ve nefretle bana öyle. bakış baktı ki, sozümü ikmal ede- medim- Kocası dediki : — Seninki bir vehim ola- cak. onlara güzel bir hediye getirdik bu 300 frankla sana güzel bir çanta veya bana baston — alabilirdik, Bu — zavallıların. kafasında gmdi bin bir dert var. Dü- günlerinde geldik, bahtiyar güne lerinde yan arındayız. Bınaena: ley, evimize müsterih dönebiliriz, . Bir kaç saat sonra karı koca evlerine dönüyor- lardı, fakat yagmur yağdığı için bir otomoabile binmek mecburiyetinde kaldılar. Evlerine geldiler. Salonda masanın üstünde bir mektun buldular. Üstünde (müstacel) kaydı vardı. Mersel mektubu aldı, oku- du ve okudukca sarardı. Bir bir daha okduktan sonra şu kelimeler okunuyordu: *Ne beceriksiz. adamsın çaytakımı yerine hizmetcinin kunduracıya gönderdiğim ta- mir edilmiş pabuç paketini almışsın. Çabuk bir adamla paketi gönder, diğerini aldırt. imza; Dayın: K. S.) . M z aP Şimdi anlaşıldı: Düğünde gelinin anası kocasına demek bunun için homurdanıyor muş! birkaç kelime gelin bunu sevinç ve memnu- Ahm t Fürkan mekereserArA AYA A ada LAT A ee ea AAA R AAA AAA AAA LA AAA AA bıkta yaptıkları gibi hemen bir harekete geçerk vaziyete hâ- kim olacaklarını zanediyorlar. Akıllarına şaşarım. Fakat, Ga- | zinin memlekete ve vatana ver-| diği ruh o kadar yüksekj ve ulvidir ki her hanği bir hiyanet — halinde kuvvetleri harekete — geçmeden evvel memleket, vatan çocukları ne yapacaklarını kendileri bilir ve vazifesini derhal yapar. Efendiler; İzmirde Sırrı de nilen bir gazeteci vardır. Bun dan bir gün evvel gelen gaze- tesinde (İsmi Kirye Sırrıdır sesleri). Demiştir ki: “Efen- diler, beyler, paşalar hazaratı çekiliniz, millet sizden nefret ediyor,. İşte efendiler; Meclise, Mec- lisin şahsiyeti maneviyesine ve relslerimize taarruz ediyor. Bu adam nasıl oluyor da hâlâ gazete çıkarıyor ? Muhterem — arkadaşlarım; gezelerin tesirini deha fazla izah edebilmek için Şeyh Sait isyanında Şeyh saide sormuş- tum. Bana dedi ki: Gazetelerin yazılarından cür'et aldım. Ga- zetelerin yazılarından Hükü- met yoktur. Zannetim, Onun için isyan ettim,. Ohalde sen — gazetecileri görmüş, saçını sakalanı bu uğurda ağartmış adamlar zam nediyordum, dedi. Ondan sonra bir. kaçını gördü. Gülerek — gazeteciler bunlar mı imiş dedi. Gazate- lerin hariçteki neşriyatının te- sirlerini hepimiz - biliriz, hepi- niz bilirsiniz. İşte bu yazıla- rı okuyan efkârı umumiye bunları hakikaten memleke- te nafi adamlar zanneder. Eğer müsaade ederseniz bunların kim — olduğunu bir defa efkârı millete vaziyet- lerini ve şahsiyetlerini tahlil edelim. (Faydah olur. sexleri). Ben gerçi gçahsiyatta girmek istemem. Fakat efkârı umu- miye görsün. Hiyanet ve fen- ahit edenler kimlerdir onu bir defa görmüş olsun. Muhterem arkadaşlar; Arif Oruç ben, Anadoluya geçtim, harbe Iştırak ettim diyor. Evet gelmiş; nasil gelmiş bilmiyor- musunuz? — İstanbul düşman işgali altına girer girmez Ca- zinin açtığı kurtuluş bayrağı- miziğ allna girmek vatana | bizmet etmek için Anadoluyu müteveccihen bir kafile çıkmışı Arif Oruç bunlarda para var zannile arkalarına düşmüş, Kan direye yakın bir mahalde bun- Teçla bülüşmüş. Arkadaşlar, nasıl tanıyorsun diye sordum. ( Devamı var) “Yaşını, başnı almış. âli tahsil ileri gitmeyin buralarda çer- (Devamı var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: