29 Temmuz 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5

29 Temmuz 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Temmuz Almanyada 16,665 intihar ! Almanya buhranı İntiharlar ve iflâslar korkunç derece arttı, arbedeler oluyor Reisicümhur emirname neşretti Berlin, 27 (A. A.) — lik- | tısadi buhran neticesinde bır | çok iflâslar vukuu Almanya- nin muhtelif yerlerinde inti- har vak'alarını korkunç bir son zamanlardaki müthiş in- tiharlar hariç olmak üzre muhtelif Alman - devletlerin- de ve bilhassa Saksunyada yüz binde kırk intihar vardır. İntihar bolluğu Berlin, 27 (A.A) — Resmen bildirildiğine göre Almanyada 1929 seneslade intihar eden- derecede artırmıştır. Berlinde î | lerin miktarı 16,665 kişiye baliğ olmuştur. 1928 de mün: tehirlerin miktarı 16,036 ve 1927 de 15,982 idi. Alman Reisicümhurunun emirnamesi Berlin, (A-A) — Relsicüm- | bur Hindenburg — tarafından neşrolunan biremirname mun- tazam 'para muamelâtının ye- niden teessüsü zimnında müş- terek teşebbüslere iştirake ve devlet namına teminat vermeğe hükümeti mezun kılmaktadır. Villanuevanın dolandı- rıcılığı meselesi Mahkeme bir türlü karar veremedi/ Paris, 27 (A.A) — 13 inci ceza mahkemesi, bugün öğ- ledea sonra — M. Carlos de Villenueva hakkındaki bük. münü verecek Idi — Maznun kibar alemine mensup oldu- ğandan birçok kibar vezarif #nsanlar bilhassa ecnebi Ame- rzikalı mümtaz şahsiyetler ev- velce esasen 10 ay mevkufiyete uğramış olan ve mevkufiyetleri spor âlemindeki parlak mu- waffakiyetleri hâlâ hatırlarda bulunan Villanueva'nın izaha tial dinlemek için mahkeme salonunu — doldurmuşlardı. Esasen bir takım cürmü meşhutlardan dolayı mahke- meye çağrılan solğun çehreli, yırtık, yırtık elbiseli maznun- larla, simasında mensup ol duğu arkın ince hatları, çizili bulunan ve üzerindeki kibarane elbise onu dikmiş olan terziye canlı bir reklâm yapan maz- nun arasındaki tezat pek ziya- de göze çarpıyordu. Mevkufiyetin, reisin sordu- ğa sallere kısa cümlelerle, yanlıştız ve pürüzsüz bir lisan ile cevap veren maznunun gehresini asla — soldurmamış olduğu görülüyordu. Villenneva, kendisine isnat edilen bütün harpleri kabal ediyor. Ve kendisini müdafaa için talihsizlik eseri olarak muvaf| fakiyetle neticelenmemiş bir ta. kım spekülâsyonlara atılmış ol- duğuünu söylüyordu. Mazaun şöyle diyordu : ü kurtarırım ümi- dile mütemadiyen oynadım. Param olmadığı zaman, oy- namak ve spekülasyon yapmak- için ödünç para alıyordum ve öaima alacaklılarının pa- ralarımı ödemek — niyetinde bulanuyordum. Biraz — vonra para geldi. Yine oynadım ve yine kaybettim. Maznun mühim gaiplerden dolayı adeta çılgın bir. hale geldiğinden ve borçlarını da ödeyemediğinden dolayı hata- sının cezasını çekmek onun kefareti olmak üzere Fasa gi- derek orada Lejiyon etranlere angaje olmuş olduğunu izah etli. Ve zevcesinin servetini paraya tahvil ederek borçlarını tediye etmek cihetini de dü- şünmüş olduğunu fakat, bu servetin Epuateurde kâin bir | takım — araziden kkil bulunduğunu — ve bi- na dokunmadığını — söyledi. Mumaileyh, — netice olarak, müteşek- bütün bu olup biten şeylerden | müteessir ve müteessif oldu- ğunu beyan etti. Bütün müdafaası bu oldu. Mamafih mahkeme relsi, Villenueva'yı Fas'a gitmezden evvel zevcesine 100 bin frank göndermiş olduğundan dolayı | muaheze etli. Villanueva, karısının bu cü- rümlerinden malümatı olmadığı cevabını yerdi. Reis, maznunu ceza kor- kusile mesuliyetlerden kaçmış olmakla muahaz etti. Bundan sonra bir müta- bassıs ile ihtilâsın kurbanları olan ve kaybolan paralarını M. Villanveva'nın mutemedi #lduğu Amerikan bankasından talep we tddia eden M. Yose Caenas tle M. Mumoz Ruedas | dinledi- Vıllanuseva'nın dostları ken- disi hakkında mahkemenin merhametini niyaz — ettiler, Müddei umumi muavini, do- landırıcılığın bankanın zararına yapılmış olduğu mütaleasıni serdetti. Mahkemenin, ban- kanın ihtilâs edilmiş paraların sahislerine karşı mes'ul olup olmadığına karar — vermesi moktası ehemmiyetli idi. Maznunun — kendiliğinden adalet kapısına müracaat et- miş olduğunu söyliyen vekili- min müdafaalarından — sonra mahkeme malüm olan hük- münü verdi. Mahkeme kara- rının esbabi. mucibesinde pa- rzaların bankadan dolandırıl- mış olduğu mütaleası derme- yan edilmekte ve bu suretle bankanın hukuki mes'uliyyti ispat olunmak istenilmektedir. a Nihayet ımhkümîdunlap'anyada kargaşalık Paris, 27(A.A) — Villanır eva, üç ay hapse, 2.000 frank nakti cezaya ve bin #rank zarar ve ziyan itasına mah- küm olmuştur. Hapis cezası tecil edilmiştir. İspanyada galeyan Hucdsa 27 (A.A,) Huelva da azçok bir galeyan başgör- termiştir. Vali JAâzımgelen teti birlezi almıştır. Madritte ve taşrr da sükün hüküm sürmak Madrit, 27 (A.A.)—Harbiye mazırı, İluclva'da bir takım tahrikât hissedilmiş ve vali tarafından icap eden tedbirle- rin alınmış olduğunu beyan et. miştir. İşsizliğe bir çare mi NWaşington, 27 (AA) Re- isicâmhur M' Hoover işsizliğe bir çare olmak üzere yapıla- cak nafia işleri hakkında sa- tih ve kat'i bir plân yapıkk masını nafia idaresinden is temiştir. Tuzağa düştün Yunus Nadi Şimdi şunlara cevap ver: Birinci sahifeden devam bile düşünmemiş, Arif Oruç Beyin Demirci cephesinde bulunduğu tarihlerde, gene Arif Oruç Beye Eskişe- hirde matbaa açtıracak, bu matbaada mahut tuzak beyan- namelerinden — binlercesinin “bülunduğunu iddia edecek kadar gaflet göstermiştir. Arif Oruç Bey 6 Eylülde” Eskişehire gelmişti. Yunus Nadi 24 Temmuz tarihli Bakü —beyannamelerini Arif Oruç Beyin Mevhum matbaasında bastırmağa kalkışmıştır. Biz bunu bidiğimiz için şöyle bir oyun atalım dedik ve kendisi de mükemmelen düştü. Düştü değil, 200 adet evrakı naktiyecik te verdi. Gerçe arkadaşlar bu para ile ziyafet çektiler ve Yunus Nadinin kesesine de “Halil İbrahim berekâtı niyazında bulundular, O, her zaman para verirse kenditine daha çok mükemmel vesikalar göndereceğimize kat'iyen emin olmalıdır. Şu gafletin ve ahmaklığın derecesine bakmalı ki, Arif Oruç Beyin çıkardığı “Yeni Dünya, gazetesi kolleksiyon- ları dururken bir risale parçasına etek dolusu para ver- miştir. Saniyen: Bu adam Mücadelel milliye esnasında bu beyannamede bahsedilen” açık Türkiye aleyhtarlığının bir Türk gazetesi tarafından yapılamıyacağını, bir Türk matbaasiında bu derece tecavüzkür şeyler basılamıyaca- ğını, böyle çşeylerin ancak memleket haricinde yepıla- bileceğini bile düşünememiştir. Ve bakü risalesini hemen Arif Orucun ihanetleri diye, Cumhuriyetin ilk sahifesine geçirmiştir. Ümit olunur ki, bundan sötirâ olsun aklını başına top- larda, böyle risaleleri kitap “sahifelerini azlını astarını bilmeden, anlamadan vesika diye gazetesine geçirerek kepaze olmaz! ğ Yunus Nadi bunu yapacağına — bari Alemdardan filan yazılar kesip gazetesine aynen koyarak: — Bunu Arif Oruç yazdı! Deseydi daha iyi yapardı.. Biçare adama şimdi daha -ziyade acımağa başladık: Bari şu İstiklâ! mahkemesi zabıtlarını neşretmek baba: yiğitliğini gösterse de o zaman işin iç yüzünü kendisi de millet te açık açık öğrenmiş olsa.. Fakat ne gezer.. buna onun pehlivanlığı az gelir! Sonra Yunus Nadi Arif Orucun komünist partisinden bahsedip duruyor. Koca ahmak, Türkiye komünist partisi- ni Ankarada teşkil edenler arasında kendisi merkezi umumi azası değil mi idi? Kalpağının tepesini kırmızı atlastan yaptıran Yuuus Nadiden başkası mı Idi? Asıl bunları yazsa daha iyi olmaz mı? Yunus Nadi lütfen müsaade buyursun da kendisile büğünlük te biraz baş başa hasbü hal edelim : Mütarekede Yeni Günü çıkarırken: 1 — Rıza Tevfiğe niçin dehalet etmişti? 2 — Dahiliye nazırı Mehmet Ali ile nasıl anlaşmıştı? Sonra Ali Kemal kendisine hü- cum edince: Nasıl “evet ben İttihatçıyım !,, demeğe mecbur olmuştu ? 3 — Dahiliye nazırı Mehmet Ali ile yeni dostluk peyda ettiği zaman Serklidoriyanda miralay Halil Bey kendisini tevkife gitme- mişmi idi? 4 — Yunus Nadiye dahiliye nazırı Meh- met Alinasıl şefaat edip serbest bıraktırmıştı? Bunlara neden cevap vermiyor da: *“Bizim mütsrekedeki bâyatımız tertemizdir. Diye (şi safsataya boğuyor. -- Hayır.. Onun mütareke hayatı temiz değildir. Bu hakikatleri bugün yakinen bilen şahitler vardır. Yunus Nadi; Bizim sözümüzle intihar değil, tırnağını bile kesmiyeceğlisk haykırıyor. Behey mübarek, tntihar namuslu adamların harcıdır. Sen elbet tırnağını kesemezsin.. Bunu bildiğimiz için seninle: dı: İntihar et! Diye alay etmiştik. Sen de o yürek ne gezer ? Nasıl daha bir iki risale ve vesika istermi sin? Gönderelim mi? Fakat bu sefer çocuklar: 500 Liraya olur diyorlar!? Cemiyet parçalanmaz (Birisci sohifeden devam) | kul bir sebep yoktur. için bunda zaruret gördük- lerini söylüyorlar. Maamafih kunduracılar- cemiyeti de bu hücumlara lâkayt kalmıyor ve ikinci parti İle uğraşıyor. Malâmatına mü 1acaat et. ettiğimiz kundaracılar cemi- yeti reisi Salih bey, bu me- #seleler hakkında muharririmize gu izahatı vermiştir: Evvelâ cemiyeti istemeyen- lerin kimler — olduğunu — bilmeyor- um. Çünkü, bu zevat mey- danı cenğü cidalde görünme- yorlar. Karşımıza çikan bir, iki kişidir. Bunlar hangi zümreyi temsil ediyorlar ki ekseriyetten dem vuruluyor. Sonra, ikinci bir cemiyet kurmak için gösterdikleri ma- Bu kadar emekle meydana gelen bir müesseyi, bunca müşkilâtla kurduğumuz ce- miyeti hem yıkacak, hem de yerine daha mükemmelini ku- racak bir kabadayı göremiyo- rüm! Hem bize izah etsinlerki, cemiyet yapılması mümkün olan hangi şeyi yapmaktan geri kalmıştır ? Ortada fol yok yumurta yok. Fakat lâfü güzaf çok.Gü- ya, ikinci kunduracılar cemi- yetinin başına Topkapılı Meh- metB.naminda birzat geçecekmiş! Bü zatın kunduracılarla ne dereceye kadar veçhei alâkası olduğundan da haberimiz yok? Velhasıl bir takım dedikodular artada dönüp dolaşıyor. Hal. buki ne aslı var, ne de astarı, Tenisi öldürüyoruz! Bu spor niçin kulüplerimizde rağbet bulmıyor Gittikçe taammün eden bir spor vardırki o da hiç güphesiz tenlstir. Memleketimizde pek © kadar mazisi olmayan bu gü- zel, nezih oyun İstanbulda yer yer kendisini hissettirme- ğe başlamıştır. Gün — geçmeyor ki clinde rüketi ile beyazlara bürünmüş genç kız. ve erkeklere tesa- düf etmeyelim. Bilhassa Beyoğlu, — Şişli, Kadıköy, Ada bu güzel tip- lerin birer merkezi olmuştur. Tenis bizde daha henüz yeni yeni ciddi bir şekil almış, ve bir eğlence oyunu olmak. tan kurtulmuştur. Tenis masraflı bir oyun olduğundan maalesef kulüple- rimize dahil olmamış, daha zi- yade zengin allelerin — eğlen- cesi olmuştur. Böyle olmakla beraber bu oyun daha ziyade ecnebi aileler arasında görülmekte- dir. — İşte Taksimde Tavn ku- lâp işte Moda da İngilizlerin kulübü... Bizde ise Fenerbahçe ku- lübünü gorürüz. Fenerbahçe kulübümüzde bu güzel oyun pek yeni değildir. serrererererecA Şimdiye kadar bu kulüp- ten bir çok güzide tenisciler yetişmiş ve halen de bir çok' müstait gençler yetişmektedir, Fakat ne yazık ki diğer kuluplerimiz de bu #sporu gö- remiyoruz, Halbuki İstanbul mıntaka: sının bir de tenle heyeti var dır. Teniş heyeti bugün war: mıdır yokmudur? Bunu bilen yok. Yalnız geçen sene intk hapta yapılan bir yolsuzluk nazarımızdan — kaçmamış ve yazmıştık. Oda bir çok mu- vaffakiyetleri vardır, çalışkan bir. gençtir. ba hususus Bal kan şampiyonluğunu da ka- zapdı. diye Sedat zannı ile Sı;ıdıo heyetin başına gelmesi idi. İşte bu şekilde kimsenin kimseden haberi olmaksızın teşhilât başına heyetler — seçi-' lirse daha böyle nice güzel sporlar kulüplerimizden uzak kalır. Şimdiye kadar hususi bir müsabaka yapıldı. Niçin kulüp'erimiz tenistede birincilik müsabakaları yap- masınlar? Hayret, ereea eee r AAA AA AALAA Günün Meselesi Stalin'in Nutku (T inci sayfadan devam) * Biliriz ki fikir ile iş yekdi- ğerinden ayrılınca, fikir kaybok mağa başlar, işte kendiliğinden yeni bir fikir yaratır. Kızıl ih UİSI, bu seyri takip- etti. Bu akibetle karşılandı. Biz söyle- miyoruz: Stalin, iki hafta evvel Rus iktisat konferansında söy- lediği uzun bir vutkunda -hü- lâsatan-diyorki: yü, büyümeğe başladı. sdü amele yetişlirmek için miye usullerini bırakmak lâzım, Yevmiyeler, işe ve ihtisasa göre verilmelidir.Bu asul sayesinde, eski devrin münevverlerini de — teşki- dâtımız içinde çalıştırabileceğiz... S teşkilâti müdürleri, malkarın tak yevmiyeleri tayin eti ni zamanda, fabrikalar da müdürlerin emhirleri altında — bulunmalıdır. İldilâlin genç mühendisleri, mü- fezayit ihlisasın mütezayit bir yev- miyeye tabi bulunduğunu bilmelidir'» fazlasına ihtiyaç yok. Bu zih- miyet, komünizim — değildir, kapltalizimdir. Çünkü, hem fer din fazla kazanmak ve daha yüksek bir hayat geçirmek hodbinisi — kebul — ediliyor, hem de insanl' ihtiyacın ücreti değil, rekabetin Ücreti osas telâkki olunuyor! Demek ki, fer- din hodbimisi tatmin edilme- | dikçe, ihtisas fikri de ölüyor, çalışmak kabiliyeti de azalıyor. Netice, fert cemiyetleşemiyor! Bolşevizim, bu fikirlerin zıd- dini ortaya atmıştı: Ferd yok cemiyet varı Müsavi kazanç, müşterek sayi ve insani ihti- yaca müstenit ücret! On üç senelik tecrübe, bu fikirlerin birer “galatı tablat,, oldukla: rını gösterdi ve Stalin gibi ko- münizmin (1: mümessiline de itâraf ettirdi. Bugünkü Rusya, bu nu- tuk ile bir devlet kap! mahiyetini alıyor. Halbukı, ferdin daha fazla inkişafı için,$ ferdin yaratmak ve idare et mek kuvvetlerini tanımak lâ. zımdır- Devlet kapitalizmi, her kesin memurlaşması demektir ki, istatik bir Mqıt—ı bap ka bir şey olamaz. Bu hal; ferdin kudretini yıkar, yarat; | mak kabiliyetini eritir, ferdi ilcaları söndürür. Rusya işleri ise, Ferdi yaşatmak — mecburi- yetindedir. Bu ihtiyaç, Ferdi- yeti inkişaf ettirmeyen devlet kapitalizmini de — yıkacaktır. O haide, bir iki sene son- ra da devlet kapitalizminin ano- nim şirketlere ayrıldığını, bu esaslar dahilinde demokrasiye ric'at olunduğunu göreceğiz. Rusyada fikir yoktur. İş, insanlara yeni fikirler veriyor ve söyletiyor. Bugünkü - ric'at, büyük senayiin de ferdiyete dayandığı — için yapıldı. Fert, sahneye çıkınca, demokrasiye gitmez de pereye gidecektir? Ferdin eserini görüyoruzu dinamik demokrasi medeniyetil Rusyanın ihtilâl nesline men- sup fertler, bu eserin kat- delerile hareket etmeğe mec- burdurlar. Bu kaldeler, eeki Rus edebiyatında, bu günkü dünyanın fikir hareketlerinde, beynelmilel siyasi ve iktisadi mes'elelerde mevcutdur. Bu kaidelerin İhtilâlı idare edenler, bunları bilirler. Yeni meslil ise, Stalinin tade elmek mecburiyetinde kaldığı fertçilik sistemile ayni şeyleri öğrene- cektir. Bu suretle, kızıl ihtilâl de nihayet bulacaktır! Bu tecrübe gösteriyor ki, Marks - Engels — nazariyesinin tatbiki bir. kıymeti yoktur. Çünkü, müstaktl bir feleefesimin eseri değildir ki, hayati siste- mi olsun! Bu günkü dünyada demok. vani felsefesi vardır. Her ha- reket, bu bâkim Felselenin sis. temi dahiline girmeğe mah: kümdur. Bu Ffelsefe, ferdi ya. şatan — içtimal — müşkülleri kabul eder; Fakat, ferdi inkâr «den Diktatöre Bo'şevik we Faşist cemiyetleşmelerini red seyler. Stalin, bunları tttraf etti! Naci İSMAİL Dahili ticaret müdürü tetkikatla meşğui Şehrimizde — bulunmakta glan — İktirat vekâleti dahfit Ticaret müdürü — Necmettin B.bazı iktisadi tetkiklerde bolunmak üzere bu gün min- taka ticanet müdüriyetinde meşgul olacaktır. * &

Bu sayıdan diğer sayfalar: