12 Ağustos 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

12 Ağustos 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dün tayyare piyangosu çe- kildi kimbilir. dün kaç kişi mesut insanlar urasma geçti, kimbilir kaç aile güldü.| Fiyango kişelerinin — önü adam alımyordu. akşamı(ga- zetelerinin ikinci tabılatı ka- piş kapışa gidiyordü: Herkes ellerindeki - biletleri listelerle karşılaştırıyordu. — Bazılarının yüzündeki buruşuklar- bu: es- nada daha çoğalıyor; çizgiler dâha uklaşıyordu. Bazılarında da, memnun in- sanlara mahsus, tavırlar be- Tiriyordu. Ümit.. Dünyada eğer ümit olmasaydı, yaşamakta olamaz- dı... Bu ne doğru sözdüt. Her ay: sonunu binbir. hül- ya ile bekliyenler kim bilir ne kadaâr insan var ?.. Alaımdan (ter- damlıyarak para kazanmaktansa, bir döne me- dölaptan- çıkacak- servet fişinin beyocanını çekmek her halde daha hayırlıdır. * Çalışmak azim ve irade in« sanlar için birer haslattır. Bu üç kuvvetin omuzlarına istinat adenler hayatta muaffak olur. Maamafih; — şansta- buna lozimam ederse kazanç mu- hakkaktır. Bu son keşide: talihlileri, bilmiyoruz hangi, sınıf talihli. lerdir ?. ç BÜRHANETTİN ÂLİ Ortada: yok Simitçi ecaba ne- oldü? Hizmet yazıyor: Bergama muhabirimiz ya- zıyor; — Burada otuz yaşla- larında ve Abdürrahman efen- di isminde aptalca hir - simit» çi vardı. Bu- adamcağız- altı, yedi seneden beri simit sat- makla: geçinir. Abdürrahman efendi bu yüzden biraz para biriktirmiş. Sal dir- adam ol- duğu için biriktirdiği parayı ötekine, berikine: göstermek. tende çekinmezdi. Abdürrahman efendi 5 A. Bustos günü akşamından beri ortada yoktur. Âilesi keyfiye- &G zabitaya — bildirmiştir. Bu adamın meçhul bir şahıs ta- rafından — parasına tamaan memleketten. kaçırıldığı zan- nolunuyon. Heüz izi buluna» mamıştır. İzmir Ticaret odası kongresi bu hafta toplanacak Mintaka Ttcaret müdürüye- HWain 9II senevi köngrest bur hafta — içinde aktedilecektir. Köngre içiü hazırlıklar başla. muytar, — Mintaka Ticaret oda, Tarına telgraflar- çekilmiş . ve odâlüri temsil edöcek zevat dâavet edılmı.uı GUNUN VAKAZL | Zabıta muharririmiz yazıyor: Ayşe H. Fatma Hanımı yaraladı! Hadiseyi bizzat Fatma Hanım anlatmakta ve “ba dım, üstarafını bilmiyorum,, demektedir Polis rapuru Evvelki gece Galâtasaray- da - çicekci. sokağında 34 nu- maralı hanede sakin Fatma. Hanımla aynı- mahallede 41 numaralı hanede - oluran: Ây- şe ve Sabahat Hanımlar kav. ga elmiş, neticede Ayşe Hanım sopa ile Fatma Hanımı başın. dam yaralamıştır. * İki kadın saç saça, baş ba» ga gelmiş; fındıl: kabuğu - dol: durmayan bir mesele yüzün- den'nihayet kanlı bir neticeye eeböp olünüşlürdür. Aceba:buna sebep ne imiş?.. Fındık kabuğu doldurma- yan büu iş şudur: İşte bu kanlı kadın kavga- sının sebep ve iç yüzünü biz- zat Fatma Hanımın ağzından dmleyelim. Fatma Hanım diyorki! Aslen Trabzonlu. olup kü- çük yaşında iken İstanbula gelerek büyüdüm. Yedi sene: evvel şimdiki uvılıı olıı Ker evlenerek çoluk ve çocuk sa> htbi oldum: Hamdolsun zevcim benden, bende zevcimden mem- gum olarak- güzel, güzel geçi- nip durmaktayız. Fakat, bir sene oluyorki nasılsa bu mahalleye yani, Galatasaray da çiçekci soka: gindaki eve taşındik rahat ve Kuzurumuz kaçtı... İşte bunada sebep şüpesiz mabhalle değil ismi lâzım ol- mayan iki üç kadizdır. Allahın günü bu kadınlar evime gelir, gider, helâli höş olsun yeyip içti. Lâkin buna rağmen de arkamdan |kuyumu' kazıp dururlardı. Bü hal karşısında ben yine her şeyi Allahima havale eder tevekkül bir kadın olduğum için ağzımi açıpta bir şeyler söy- lemezdim.. Uzatmayalım Beyceğizim! Bir gün, beş gün derken, iş çatallaştl. Nerede ise yedi senelik evim barkım yıkılmak üzere iken bana fenalik eden ka- dmlardan biri anadoluya gitti. Gittt amma yine ben kurtu- Tütün istihsalatı tahdit edifecekmi? Ticaret odası da Balkan konferan- sına ehemmiyetle hazırlanıyor! Balkan konfaransımn has zırlıklarma - başlanmıştır. - Bu Kkonferansta görüşülecek mesa- ilin en ehemmiyetlisini teşkil eden. tütündür. Ticaret odası da | bu. husustaki tetkikatını - ik- mal etmiştir, Mezkür konferansta Yu. nanlılar; tütün istihsalatının tahdidini talep edecektir. Yunan — hükümeti, mermleketindeki tütün bulras nnn izalesi için — istiksalâtı tahdit edip fena tütünleri de imha edecektir. Bulgaristanın bu husustaki fikri her ne' kadar belli- değil ise detütün . istihsalâtının tah- didi aleyhinde şimdiye kadar hiç neşriyatta- bulunamamış- lardır. Biz ise; esasen” tütün istile salâtının: tahdidi için bundan dört, beş sene mukaddem- bir Kanun çıkmış ve tatbikine de Başlamıştıki İstihsalâtın bundan tenkisi döğra olamazdı ve ne tekim- bir vaziyetin bugün'de değişmesine lüzum: yoktur: Konferansta bundan maa- da Balkan memleketleri bey- kendi | ninde tütün satışları hususun» da bir uzlaşma: olması da muhtemeldir. Bahsettiğimiz mesailin iti- lâfı halinde ”Balkan memle- ketleri için pek faideli olaca« ğı ıuklı&n Gümrükte teşkilât Askerileştirilecek teşkilât ce- nuba münhasır kalacak Gümrük muhafaza teşkilâ- timın- askerileştirilmesi —haks kındaki kanun bu sene Cenup hudatlarında tatbik: edilecektir. İstanbul muhafaza teşki- latıda eynen kalacaktır. Gümrük tatbikat kursubu sene yine Eylülde açılıp 7 inci devre tedrisatına başlanacaktir. Borsa reisi Henüz intihap edilmedi Hizmet yazıyor: Şehrimiz Borsası yeni hes yetiidare azaları aralarında henüz birreis intihap etmer mişlerdir. — Ticaret odasının vereceği iki azanın iltihakı beklenmektedir. Ticare odası yarın bir toplantı yapacak ve hu iki azayı uçneımı Tötfrikar No: 7 KIRIK KALPLER Meselâ, Hikmet Beyimiz, Hanımelendiye: “Tiyatro vak. tna kadar Hürriyeti ebedi: yeye yidip gelelim mi, hava mehtaplı.... demiştir. — Hürrtyeti ebediyeye ka- dar- gidip gelelim at demiç- Ho? Sen - aklını Bözmuşsunl Böşle bir- teklifte- bulunmak için: karımla Hikmet arasıne da> bir. münasehet: — olması deapredez. Bü çoki fena- bir düşünce. — Şimdi ne- demek tötediğini — anlıyorum... Adil refili Bana böyler menfur taç: rmanlâr söylemeğe' cesaret edi- yorsun ha? Nihat- Comil, hiddetinden Pedürzrak' Haşım- Eferdinin Boğüzraa sarıldı. Yazan : Hüseyin Zeki İhtiyar uşak hbırildadı: — Hiç Böyim; vallahi: bir şey- söylemedim.. Birakin - allahaşkina — beni, boğacaksınız.. Doktoör elini gevşetti: — İhtiyarlığına — dua — et! Yaksa... Nihat- Cemil, — öfkeden hırılda yarak. Haşim Efendinin- boğazını bıraktı. İbtiyar uşak, güçlükle nefes alarak: — Allah aşkına, Beyim! O kadar? fena ne söyledim:? Dedi.. Nihayet Hanımefendtnin gaybubetini izaha çalışıyorum; işte bu... “TIdü, , dödene da- hamı tyi ? — Ahk! Süs, sus! farziye bile sizi kendinizden geçiriyor. — Susl... budala... — Peki Beyim peki. Kapıya doğru yürüdü. Nihat Cemti, birden - ser- lendi:! — Dur, sana biraz şiddetli davrandım; — Haşım. Efendi ! kusura bakma! gerek babama;, gerek bana senelerdenberi hiz- met ve fedakârlıkta bulundu: ğanu inkâr edemem! Sen benim için bir hizmet: çi değil, sadık, vefakâr - eski bir dostün, ver elini sıkayım. d Haşim efendi. homurdan- ı? — Aman beyim, ehemmiye- ti-yok. Kafamı patlatsamız. ben “yine- size sadıkım.. Sizi evlâ- Defol ' oradam.. düm gibi: sever ve'hürmet ede- | rit. Bazan böyle aksi, canını- | yacâk derece ayıp ayıp sözlere lamadım. Ağladı, — sızladı ve Sabahat isminde bir kızını bana biraktı. Sabahat, tam on yaşla- rında: haşarı, yaramaz - bir ço cuktar, Bağrıma- bastım, öz evlât gibi tam onu 3 aydanberi ba- kıp besledim. Fakat, on gün evvel komşumuz olan Ayşe Hanım bize gelerek Sabahatin annesinden aldığı bir mektanp verdi. Bu mektupta kızim Ay- çe Hanıma - teslinm etmemizi yaziyordu. Hemen, 'peki kar. deşim: dedim ve Sabahatı ver- dim. İşte, Sabahate tam ongün- denberi Ayşe Hanımın yanın- da, idi, Evvelki gün bize- ge- miş, ben sevde yokken evi alt üst ederek çıkıp gitmiştir. Akşam üzeriidi- eve ge- dim. Birde ne göreyim? Ev alt üst değilmi. Hemen çocuklara sorarak Sabahatın yaplığını öğrendim. Çarşafıma çıkarmadan doğruca Ayşe Ha- nımin - evine gitlim. Sabahat oturuyordu. “kız ya- ramafz!, ne evi alt üst ettin diye kulağını çekerek hafifçe bir tokat vardüm. Vay efndim vayı.,Bu tokalı vurat” sen mi idin” Kız feryada Ayşe hanım'da ağmını açıp gözünü yummağa başladı. Amma nasıl? Şimdiye ka: kar - işitilmemiş — düyulmamış sunturlu küfürle ağza almmr başlamıştı. Aayol kürdeş. Sana we dedimki bu kudar) küfür edip duruyorsun! , Dedim, oda bana *ekimin körü oluyor, ne olacak , dedi. ve hemen saçlarıma- yas pişti. Evvelâ tokat' ve yumrukla dövdü. Sonra da eline geçirdiği bir sopa ile her tarafıma vur- mağa başladı. Oara başıma dâ vuürmüştü. Sersemliyerek gö: züm kürardı. Ve ondan sonra da — bayılıp. düşmüşüm. Üst tarafını bilmiyorum!.. Gözümü açlım. Kendimi hastahanede buldum. Fatma hanım vaks« asını böylece anlattıktan sonra şunları da- ilâve ettiz — Kadın deyip geçmeyin beyim!.. Erkeklere taş çıkar: taplar; vardır. hal. Demek: tedir. Polis tahkikatmı ikmal ets miştir. Zük; ııkuı pyler söğylersem sami- miyetime- hamlediniz. ve affe- | diniz: Sizi or kadar: meyüs: gör | düm ki eleminize iştirak ede- rek: hafifletmek istedim. Ha- yar; hayır, hanımefendiye- bir şeyler olmamıştır. — Nihat Cemil, mahzun bir tebessümler Ş — Nereden biliyorsun? Der . — Tabli beyim, İstanbulda ne Bbilinmz ki... “Hanımefendi, çantasında daima- kartvizil, — mektüplar, öte beri taşır. Allah vermesin, başma Bir felâket filân gelmiş olsa derhal .haber verirlerdi. Sizin gibi şöhret bulmuş, ta- nınmış adama haber vermez oiurlarmı, hiç?) Hususile koca- sısınız. Düktoör düşünceli - düşün- celi” bapıur önüne eğdi. Hayşımı Efendinin - söyledik: leri oldukça: makuldü. Hasta bir atlete yapılan cemile 'İzmirde mü ühim 2 maç! Altay4— 0 Göztepeyi, Izmirspor 1 — 0 Şarksporu mağlup etti. Alsancakspor sahasında has ta bulunan atlet arkadaşlarır mızdan Cemil Beye yardım maksadile hususi ikt müsabaka yapılmıştır. İlk oyun İzmirspor Şarkspor (takımları arasında yapıldı. Birinci devrede bera- berlikle neticelenen bu müsaba- Kkada lki-ci devre Şarksporlu: ların kendi kendilerine attikta: rr gölle İzmirspora — galibiyeti verdiler, 2 inci maç Günüm ermühitm- ve heye- canlı müsabakası - Altay- ve göztepe takimları arasındâ-ya- piıldi, Göztepe takımımda- epi zamandanberi oynamıyan ka- leci Mehmet Bey bu oyuna iştirak ediyordu. İstanbul spor oyunlarında: gördüğümüz bu Nihat Bey Göztepe takımında yer almış bulunuyordu. Altay ise en kıymetli oyuncularından mahramdu. Oyun saat 18 de hakem Hasan beyin idaresi- altında ve Göztepeliler akını ile baş- landı bu akin koluylıkla düar- duruldu. Göztepermuhacimleri düzgün, birden ufak ufak: arap paslarile oynadıklarını görüyo. ruzo sırada altay müdafilerin- den Gazi: yanlış, bir. kafa vuruşundan; Mustafa - kalect ile karşı karşıya kalmasına rağmen bu güzel fırsattan Göz- tepe muhakk'alk bir'sayı kaçır: di, Şimdi Altay mühacimleri- nin - canlandığını ıo'ıüyoıuı oyunun 30 ancu d ikasında ufak ufak yerden paslarle Göz- tepe kalesine-indiler o sırada Ekrem güzel bir şüt çekerek Altayın ilk sayısını - yapmış bulunuyordu ve bizaz sonra haftayim nihayetleniyor. İkinci devre İkincl devre Göztepe takır mında ufak bir değişiklik ol- du, — Nihat Beyin — yerine Fabri Bey ikame edilmişti. İsabetli olan bu vaziyet Göz- tepeye mühim (ırsatlar hazırlı- yordu. Fahri kaleci ile kargı karşıya kaldığı halde bu 2se- fer de Göztepe ikinci mü- him bir gölünü kaçırmış ölür yordü. Bu gün pek güözel oynıyan | Orhan Bey Göztepelileri ihdas ettikleri tehlikeleri büyük bir soğuk kanlılıkla bertaraf edi- yordu. ve sayı yapmasına ma- ni oluyordu. Göztepenin hakim oynadı- ğını görüyoruz fakat ne de ol ta bügün hiç - talileri yoktu bu vaziyet 20' dakika kadar Göztepenin, hâkimiyeti ile geçti Cndamsonra yavaş yavaş hakimi- yet Altaya intikal etmiş bulanu- yordu o sırada top İsmail Hakkıya geçti. Ekrem güzel, — yerinde bir pas vererek: ikinci - biraz sonra İsmail Hakkı üçüncü ve Sezalide Altayın; dördüncü ' sayılarınıda yapmağa muvaffak | oldulâr bü netice devre: sonu- na kadar değişmedi oyun bu suretle 4-0 Altayın lehine hi- tam buldu. K Ali Rıza Z tıfo vakası varmış! Tifo vekayit İstanbulda salgm bir halde bulunmıyor! Şehrimizin bazı mıntaka: lârmda ' tifonun salgın bir. va- ziyette olduğunu - geçenlerde yazılmıştı. Bu vak'a üzerine belediye ve sıhhiye müdürlük- leri ittihaz elliği müessir teda- bir neticesinde tifo vak'aları azalmağa başlamıştır. Aşı heyetleri tifo. çıkam mahallerdeki halka aşı yap- makta deram etmektedirler. Bundan maada bilhasıa: Bey- | oğlu ve Böğaziçi - mmtakala- rındaki- halk aşı yaptırmak Üzre - srhhiye- dâlrelerine- mü- racaat etmektedirler. Bu hastâlıkla alâkadar dal- relerden ahnan malümata na- zaran son bir: hafta- zarfında 7 üför vakası bildirilmiştir. Ge- reksıhhat müdüriyet! ve: ge- rekse — alâkadar makamatın verdiği izahata göre tifo İstan- bulda salgın bir hslde deği olmadıysa? Haşım Efendinimfaraztyesi derhal fikrini çeldi... Olur y Güzide, — kocası tiyatroya geç gelecek zarme- derek, oda: geç gelmiş: orbi- lirdi. Hikmetle vzunca bir ote- mobil gezintisi yapabilirdi. Bir aşk macerası! Okadar ciddi, ol r asil " bir kadın olan Güzideyi aşk peşinde, ha!.. Elile, alaında terleri" sildik. Artık fazla — düşünemiyor, işttamtk edemiyordu.. Biran: tiyatroya: gitmek Güzideye hafif meşrepliğinden dölüyı- darılmak ve-onu — zorla getirerek ımıınuu düyda. Kene di kendime: - Hıyır.. hayır! dedi. Bü hem ona hem bana ayıp olür: Avdetmi beklemek daha- me- valık pırildâyan Peki, yas bir- felâket MAi | | dir. Bü vekayide mevsimin te- | siri vardır ve seri tedbirlerle önöne geçilir Netekim aşılarla bunun önü alınmıştiır. Sulâr; yemışler tifoda amil olduğuna göre her şeyden evvel bu gibt vekayilm - ufâk tefekte oan zuhurma- mani olmak- içim is'âh etmek icabeder. tizar Mevkii meriyetö - giren matbuat kanununun me- vaddı mahsusasına nazaran (Yarım milyon liraya Tür- kiye emniyet plânları satı- liyordu!)Tefrikamıza devam edemiyeceğiz. Aziz keriie- rimizden özür dilerken birr kaç güne kadar çok me- raklı bir tefrika ile bu. noksanı telâfi edeceğimizi de arzederiz. Yüzüne” endiyeli endişel bakan Haşim Efendiye-döndü, tath bir - sesler — Haşim, dedi, sen yata- — Fakat. — Rica ederim, ben öyle istiyorum.. Haşimr Efendi aat ederek sessizce çekildi. Doktor koltur ga, düyer gibi oturdu. Hâşyetle: — Göüzide beni aldatmak cesaretini gösterebilir mi? dedi. Ahi buna inanmak mümkün- mü?.. Yumruklarını sıktı ve kan yüzüne çıktı. Bü ani” şiddet 27z devam etti. Efine bir- kitap alasak me- sal odasma geçti ve bir kitabi dikkatle okumağa başladı. Ba | süretle Güzidenin — darü'beda: — yiden avdetine- kadâr — vakit I çabuk geçecekti.(Desemar car) n Ti Ai Marikelei ? eei SAt öi öt ddi

Bu sayıdan diğer sayfalar: