3 Temmuz 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

3 Temmuz 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayfa 4 | Kitaplar arasında [ TASAVVUF Türkler İslâmiyeti Kabul ettikten gonra, yani sekizinci yüzyıldan itiba- den, İslâmiyetin — geliştirdiği tasav 'vuf (1) dini, içimat ve edebi hayat Jarında çok mühim bir yer tutmuştur. Allah, varlık, yokluk, yaradılış, ölüm, güzellik, iyilik, — çirkinlik, — kötülük Mmefhumları ve nihayet / vahdet-i vü- cud nazariyesi zihinlerde © kadar yer etmiştir ki, tasavvuf cereyanını bil. meden, Türk tefekkür tarihini anla- mak hemen hemen imkânsızdır. di- yebiliriz. Gerçi, bu mistisizm, bugün İslâm Alemini olduğu gibi, Türkleri de, garbin gittikçe maddileşen mede- niyeti karşısında, bazan gülünç dene cek kadar derin bir atalete sürük- lemiş, onlara korkunç bir bigânelik içinde Adeta uhrevi bir hayat yaşat mıştir. Fakat, buna mükabil, bütün garplıların da gıpta İle bahsettikleri aapesse arlentale — (şarklı haktmliği; vardır ki, bu da yüz yıllardan beri devam eden bu mistisizm cereyanla- Tanın manevt bir mirasıdır. Yüzlerce milyon —Insanın mânevi hayatına hâlâ hâkim olmakta devam eden böyle mühim bir cereyanın ma- Miyetini tetkik etmek için Avrupalı Alimler bugüne kadar bir çok eser yazmışlardır. Kendileri için bir nevi Mmeçhüller diyarı olan şark mistisizmi cazip olduğu kadar da heyecanlı bir mevzudür. Fakat, bu mevzu, her ne- dense, memleketimizde Jâyıkiyle ele alınmamış, ve bu yüzden, kültür ta- Tihimizin muhim bir. kısmı aydınla. namamıştır. Vaktiyle Profesör Funt Köprülünün fik Mutasavvıflar adlı e- aeriyle açtığı çığırda yürüyerek bü- yük Türk / mistiklerinden — bazıları hakkında — monoğrafiler, makaleler Zeşredilmişse de, mevzuun azameti karşısında bu bibliyografya — ciddet tatmin edlei olmaktan henliz çok v zaktır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde kurulan İslâm Tetkik- deri Enstitüsü, herhalde bu sahada çok faydalı olacak ve kültür tarihi- mizin İslâm dünyasiyle olan müna- aebetlerini ilmt bir şekilde meydana çıkaracaktır. Böyle bir. Enstitünün, ilmi hakikatleri meydana çıkarırken. bir zamanlar Türkiyat mecmuasının, gön yıllarda ise İslüm Ansiklopedisi ni yaptığı gibi bazı garplı Alimleri de dalâletten kurtaracağını da ümit etmek isteriz. Ömer Ruza Doğrul'un Tasavvu/ ad. h eseri, bu sahada çalışmak istiyenle- Te, edebiyatımızın mühim bir kısmını daha iyi anlamak ve öğrenmek arzu- sunda bulunanlara faydalı bir kıla- vuzdur. Çünkü, bize tasavvufun ne olduğunu, tariften başlayarak izah ettikten sonra, tarih boyunca geçir- Giği gelişmelerden ve yetiştirdiği en büyük — şahsiyetlerden de etraflıca Bahsediyor. Muharririn bu sahadaki herkes tarafından bilinen geniş ve derin vukufu hakkında söz söylemeyi İüzumsuz addediyoruz. Şark ve garp Gillerini bilmesi, Ömer Rıza Doğrul'e bu mevzuda yazılmış muhtelif diller- deki kaynaklara baçvurmak — imkâ- Yazan : Cevdet Perin mini da vermiştir. Bu da esere bir hususiyet vermekte ve değerini art- tırmaktadır. EYÜPLÜ HATTATLAR Almancadan yaptığı tercümelerle ve tiyatroya dalr birkaç eseri ile ta nıdığımiz Nurullah Tilgen 1650 den 1050 ye kadar uzanan üç yüz yıl bo- yunca yetişen Eyüplü Hattatlar'ı (2 tanıtan bir kitap neşretmiştir. So- 'nunda büyük hattatların yazılarından bazılarının fotoğraflarını da/ ihtiva 'eden bu değerli eser, sanatkârlarımızı alfabe sırasiyle birer birer ele alarak mazinin nisyanından kurtarmakta ve gelecek — nesillerin — kadirşinaslığına tevdi etmektedir. Yazı sanatının 'Türk sanat hayatında ne kadar büyük bir yer işgal ettiği ve bugün hâlâ Güzel Sanatlar ” Akademimizde bu sah; az çok bir uyanış hüsüle geldiği mi dümdür. Eyüplü Hattatlar'ın bu sahe da çalışmak istiyenler için güzel bir- er Örnek olacaklarına ve bu sanat su- besinin devam etmesine yardım ede- ceğine şüphe yoktur. BEN DE ONUN GİBİYİM Amber romanının muharriri Kath- 'N Winsor, Amerikada yalnız e riyle değii, aynı zamanda hususl ha- yatiyle de bir çok dedikodulara mev- Zu teşkil eden oriinal bir kadındır. Onun evlenmeleri ve boşanmaları, si 'nema yıldızlarının yarattıkları hâdiş gelerden — aşağı kalmaz, — Kathleen Winsor gimdi de, otobiyografik oldu- u rivayet edilen bir kitap yazmış adını Star Money koymuştur. Türk- çeye bu ismi / Ben de Onun Gibi- 'vim () diye çeviren Vahdet Gültekin çok haklıdır. Pakat, onun haklı oldu. Zunu anlamak için romanı okumak Jazımdır. Çünkü, bu meşhur. kadın muharrir Amber'in tâ kendisidir. Ro- manın kahramanı nitekim bir kadın- dir. İkinci Dünya Harbi — esnasında NewYork'a gelen Shireen adındaki bu kadın, garipjtir, kocasını sevdiği- ni defalarla. tekrarladığı. halde, bir Çok maceralar geçiriyor ve bu mace- Talar nihayet kendisini içinden çıkıl- maz bir vaziyete düşürüyor. Shireen modern âşık kadın tipini gayet iyi canlandırmaktadır. K. Winsor, kana- atimizce, yirminci asrın romantik ka- dınını en iyi canlandıran muharrir lerden biridir. Bu öyle bir romantizm. dir ki, artık geçen asrın © eflâtuni aşkiyle zerre kadar alâkası yoktur. Bümodern aşk mefhumu, ruha, Vücu- da, “hislere verdiği ehmmiyet kadar şehvete de ehemmiyet vermektedir “Amber muharririnin bu yeni romanı, okuyucularının zihinlerinde birer ie- tifham halinde kalan bazı — noktala- Jarı artık aydınlatmış bulunuyor. (a) Ömer Doğrul, İslâmiyetin Gelistirdiki Tasavvut, —Ahmet Hait itabeyi, İstanbul. (2) Nurullah Tilgen, Eyüplü Hattat- , 1050-1050, İstanbul, 1050 (3) K. Winsor. Ben de Onu yim, Geviren: Vahdet Gültekin, Bolat Kitabevi, İstanbul, 1950 ibi. rif İSTANBUL ÇOCUKLAR VE MODERN SANAT ından birinde yer alan bu İki heykel, küçük sanatsever- ketmiş gibi gürüküyor KIRALİÇE HORTENSE DEVRİ Kraliçe Hortense devrini canland mak için Par hslyetin rolün lice Hortense'i teme ar. Herkes © devirde yaşıyan bir Resimde sakda Ki almış bulunü eden Kontes De Les. toriçe Bügenle'yi canlandıran Mi de Barbantanı trange ile, İmpar Temmuz a7 3 |2 Kinraması S Z BÜEX. Grüne Pazartesi | 1866 || YsTANBUL: (22069) 1 — Dişi| Brükselden, . vüzür lür szama | Bğken ana'a | G EEK Yti SAA e — Yenlesiz aşk | 2 — Gece Yazım (renkiir. Kalbi 2 <0T | Tareti: BESİKTAŞ — Ünltormalı Melekler. 2 — De-| vün, Ağai 195 ÖO)rumi || sizaitı'sse 3 SGlüm Keryanı | B FERAH 1 — Monte Kristo Kon-| Roma, Atina eli 2 Kliçların gölgesinde. BEA. Gngili 1 — Tarzan Geliyor. | Mizlatya, ” Elasığ, Adana, “İakenderun — B30 D | Hint Rüyası: AN : 22129 i — Maci HY, (Türki ? — Çalınan Kalp: Dertil Zeynep: Adana — G05 DHY YENE (Balirköy 16126 1 —| Temir (0NiZ) 1 — Baba Ka | İzmir — kan) Şam, Bnara V OPERA (se2i) 1 — Aşk denizi. | Ki Kalküta, £ — Şüpheli adam. Kong'a. SÜREYYA (60802) 1 — li ATLAS dosü'ı Sgenç icae | ORURL Güürkçek. & — Tehlike | Ce Dumlupinar Saadet Cünne | ee Sün (t | Bandırma | ANKARA | rabizadan) ZUMANMA 1 — Saratoga Gü-| ANKARA (00 1 — Solan| (Bandırmadan zeli 2 İNGE (SASS) 1 — Kanburun | at İntikamı, 2 — Renkli Mücize | BÜYÜK B A Mücite- | Yazbağı V EEBECİ çası6) 1 — Kücopat İFEK (4280) 1 — Aşk Yarı 2 — Zehirlenen Ruh| GDECEK OLAN VAPURLAR | 815 Bandırma (Bandırmaya) | (i081) — Kahraman | — v0 Bun YAT (a) 3 — balmez MELEK: (40868) 1 — Zorlu Mi- | öasü 2 — Şampiyor B GR0D) 1 — Güzeller Re- 2 — Aşk Senfonisi v0 Diez 2 — Monte Kristonun | YENİ (ü0i0) 1 — Siyah Göl- geler. 2 — Monte Kristo, Gi Kaat 2115 te Zati Sungur SUATFARK (li Zaman Yüzbaşi Temsinleri, 'Haydutlar Aramında: GAR Gazıxosunba taryan | REMCMETUUI IZMİR Bi BARK: (40380) V1 — Arjantin | KEMAMNA: 1 — Altın Kelep- T2R Açılış GÜzeli. 2 — Balıkçının Karisı | çe 2 — Maskeli Prenas '3 Z | lar (nih — BK (G8T28) 1 — Vatan Eerarı 2 .— Lorel Hardi Pasif Korun: Leylânin Aşkı 2 —| Günün programı ma Memurü. | Dalma Kalbimdesin 3 S Ko | poru, — Bezsiş aü 1 — b | ha y GÜŞ S e 2 — Kinm TAYYARE: 1 —*Açikgön Peri | ÇİZ2S Açılış 'TAN 1 — San Antonlo Aslan-| Jet Arasında 2 — Kadinlar | 1230 M. &. 4: darı, 2 — Monte Kristonun El- | Düşmanı: kalar. — 1300 Haberler, masları 3 — Şeylan — Ruhlu| TAN 1 — Leylânın Aşkı. Z —| Valr festival orkestran Adam, Dalma, Kalbimdesin 9 Kor ÜNAL (40306) 1 — Tahir e| künç Va. Zühre 2 — Lorel Mardy Dane| kimi 2 Öğretmeni. Yesi ONAL Yazlık 1 — Çöl Şahini. | Sözü, 2 — Dişi Şeytan. 3 X Tarsan New- Yorkta: 1800 M OB Ayanı £ YENE İ S Mekslka Çicelleri | MELEK: 1 — Aşk Sultanı 2 — | müzipi (pi 5.— Anilmade Haydut. '3 — Gü-| Çaylak Hatiye Zindanda. Kitap « Hahtan. Bonra. Tediler Cpi Tasn 1 — Bar ae ı Tar | GELEE Z— Hint Rüyam anç Kadın. (aslay 1 İçli Kız | 46 D 2 Tehilke Kadın, 50 D (ass) a— ) 1538 DELY. (Türk) — İskende | 200 Konuşma: Hüsnü Yusufun Aşkı | SİNEMA: 1 — Namur İstikla — Madalyamı |— İTSR Açılış 2245 M 8. Ayarı ve ha | CTürk) Brmurum, Elanız, İzmir — 1855 | İZST Açılış ve programlar — 1800 Haberler, Adalarından - melödiler. (p Şarkı ve törküler (pl. " 4640 Üvertürü 1800 Fasil heyeti' n 1018 İstanbul ha dim eden: Erdem Burl Türkiye Turiam örkestradan' melodiler. Bi Haval UÇAKLAR ma, Nis Londra — 30 DHY | Diyarbakır. DOR. Y. (Türk) Afyon Konya hire — 1030 DKY CTürkü “Ankara KADIKOY ClHETİ derün < d WALE: Dü 2 — Er Meydamı, Kurümu hak- | Rabit edeti 5010 Kücük | v Düry ) PAA. * — “Beğenal 19 — Güven Dinleyii istekleri (Türk müzi Bangkok, irap | GELECEK OLAN VAPU — 3) Programlar Ve Kapanız yür. (Mürekkep kelime); SEÇME YAYIN 740 Hafif müzik yete. programı, Jardan parçalar, 1400 Ege (Karadenize 6 — Bir gida maddeni; Sadra: 1320 Klâsik müzik dinley 1830 Harry | EKSPRESLE Söylenmesi (eski terim çopun. 1T15 Varye 1815 Harit o | ” 2200 Bach prog 7 2005 Dinleyici istelde: DÖNKÜ BULMACANIN e| TEka) — 210 Doş Avenesi çok. 2 vane 3 S Üşenir; kaç. & — Aslde. 5 — 'hanen. 6 — 'T — Klk; Zinet Pa b — Öc 50 “Ramazaniye, Tüyik; “Remi. 2 Tas Hnberler. &00 Hafit parçalar. (p nkara 00 İzmir gae iYAka 15065 EMİNÖNÜ Keçecirnde, BESİKTAŞ, KADIKOY ) — 1830 Ökle Garete DA Hafif garkılar (pi Programı ve kaş BEYGĞLU Yeldeğirmeni — Karaköy İ Maçka GŞinil — F Ü — KS Haval'me Üskünan: Nİ UÇAK - TREN - VAPUR. :,:'.,'L“',.F:.'.»n»ıw.v a ais 0 y — 1846 Tarihi Türk Balmumcu Salahaddın | * Ds Şarka | (Feneri, (Şehzndebar OLAN UÇAKLAR | Ti — 2015 Na Y. (rürk) İsmir —| 2130 Bana par, & Temmun 1860 |Amerikadaki iktisadi cereyanlar | ÖNÜMÜZDEKİ YOL Yazan : — John T. Flynn Birincisi, bunları hükümet - dal. relerinden — birine tâbi — koopera tiflere vermektir. - Meselâ, - gehirler dığı. Elektrifikası kincisi, bunlara tamamen — devletin sahip olmasıdır. İktisadi sistemin ge riye kalan öbür kısımlarını milif ik tisadı plânlamaya tâbi tutacaklarını İktisadi sisteme İstedikleri — gekli yermek Ve onü kendi kontrolları ! tına alabilmek için, her şeyden ev ellerindeki vergi tarhetmek ve büt- çeden para sarfetmek — #alâhiyetini #iddetli bir şekilde kullanmak tasav: vurundadırlar. — Kendi. — tâbirleriyle “Bütün memleket ekonomisinin — ta- mamı için müvazeneli istihsal — he- defleri” tesbitini müdafaa ediyorlar ve “flat” tahsisi, envanter ve kredi mtrolları" olmalıdır, diyorlar. On- Jarın dillerinin pelesengi olan bu ve n İdaresl gibi. 1- bunün gibi diğer sözler, hakikatte, Sosyalizmi — maskelemek için birer nikap olarak kullanılmaktadır. — Bu plâncıların Amerikada tahakkuk et- Ürmeği akıllarına — koydukları - gey Fablan'ların İngilterede fiile çıkar- dıkları geyin ta kendisidir. Demokratik Hareket taraftarı A- merikalılar teşekkülü üç büyük işçi Erupunun en nüfuzlü almalarını sine- #inde toplamıştır. — Eski New Deal plâncılarının çoğu da oradadır. Aynı teşekkül kendisinin — “Siyast bir parti olmadığını”, “Mevcut parti. ler içinde çalıştığını” ve “Kullandı. &h vamtalarına sadece eğitim ve siyasi fanliyet olduğunu” açıklıyor. Maksa- dının “Halka vâkınları ve gerçekleri Anlatmak — ve onların bu .. vakıalar hakkında ne yapabileceklerini söyle- mel; partilerin — yüksek mahfilleri nezdinde İiberal — kimselerin namzet gösterilmelerine çalışmak; ve bu dayların seçilmelerini sağlamak için intihabat mücadelelerine — girişmek' olduğunu İlân ediyor. Bu. teşekktil 48 Cumhüriyetin hepsine yayılıp dal budak salmıştır. İyice gelişmiş 75 ten fazla şubesi ve 100 tane talebe cemi- yetleri vardır. İngilterede olduğu gibi o da muh telif gruplara elbet menfaatler va- dedecektir. Şimdilik var kuvvetiyle, pek mühim bir hareket olan tababe- ti gosyalleştirmeyi destekliyor. Fa- kat bunu yaparken Sosyalizm kelime- Sini kullanmıyacaktır. 'T memleket sosyalizm yolunda artık en cahil o- lanın bile gözünden gizlenemiyecek kadar ilerleyinceye kadar da bu ke- lime kullanılmayacak, ancak © zam açığa vurulacaktır. Bu mevzuun her safhasında — Ko- münist meselesi ortaya çıkıp — bizi gaşırtiyor. Amerika Birleşik Devlet lerindeki Komünist partisi siyasi bi teşkilât olmakla beraber, bizim bu kelimeden anladığımız münada bir Parti değildir. Amerikayı Sosyalist bir memleket haline koymağa — bir başlangıç olmak üzere Amerikan sis. temini tahribe uğraşan gizli bir fesat ocağı, bir kardeşlik teşkilâtıdır. (Bu parti aynı zamanda yabancı bir dev- letin ajanı olmak ve Amerikada Ru> Hükümetinin gayelerini tahakkuk et- tirmeğe çalışmak cephelerinden mü- talâa edilince, bir vatana ihanet teş. Kilâtıdır.) Bir solcu — topluluğunda müayyen bir kimsenin bir Komünist mi yoksa bir Sosyalist mi olduğunu kestirmek zordür. Hepal, kapitalist rejimin yı- kılması İüzümüna kanldirler. Bunun yerine şu veya bu gekliyle Sosyaliz- mi bu memlekete sokmağa ahdetmiş- lerdir. Bu bakımdan onların — hepsi —gerek komlinistler ve gerekse İk- tisadi plâncılar— ananevi Amerikan sistemimizin . düşme olarak. bir arada tasnif edilmelidir. Komünist Partisi üyeleri, — husüst teşebblin kistemimizi tahrip istidadın- da olan her şeyi terviç ederler. Me- selâ onlar bu aistemimizi, - çılgınca bütçe masraflarından ve devlet borç. larının aşırı nispette çoğalmasından başka hiç bir şeyin daha çabuk ve daha emin bir şekilde tahrip etmiye- ceğini bilirler. Onun için, Komlnist- ler, milletin sırtına dağ gibi yeni borçlar yükleyen her programa ta- raftardırlar. Onlardan daha az zeki ve iktisadi bilgileri kıt olan, iktisat ilminin önümüze serdiği tecrübeleri ve dersleri istihfaf ile karşılayan yallst islabatçılarımızın devlet bütçe- sinden yapılan bü aşırı sarfiyatı ter- viç etmelerinin sebebi ise başkadır. Evvelâ, bu sarfiyatın ilk adımda te- airleri hoştur; sonra, bu islahatçılar yeni bir sözde iktisatçılar mektebi tarafından bu sarfiyatın salim — bir Politika olduğuna ikna edilmişlerdir. Kongrenin Amerikan aleyhtarı Fa- aliyetler Komitesi, zâhiren memdun ve makbul her türlü içtimal gayeler takip etmek üzere Komünist Partisi tarafından / vücüda — getirilmiş olan 1160 teşekklli ve hareketin bir liste- aini tanzim etmiştir. Harbin bittiği tarihe kadar; Sosyalist fanliyetlerin- de ön safları işgal etmiş kimselerin 'en çoğunun isimlerine komünistlerin biraz evvel işaret ettiğimiz bu “cep- he” teşkilâtlarında da rastlayabilir. diniz. Asıl anlatmak — istediğim, Komü- nistlerle Sosyalist plâncıları arasında ince fark gözetilmesine lüzum olma- dığıdır. Bunlar iki ahbap çavuşturlar. Müşterek hedefleri, Amerikan kapi- tallat cemiyetini Sosyalizmin Tehine olarak hırpalayıp harap etmektir. İş çi sendikalarına, meslekt t re, / öğretmen gruplarına, yetlere, dint topluluklara, irkt züm. relere — sokulmuşlardır. Her ikisinin de yaptığı iş aynıdır: Amerikan hal- kının dimağı ve şuürü Üzerinde İşli- yorlar; bizde an'anevi yaşayış tar. zımız hakkında bir hayal inkisarı ve 4 B ümitsizlik hâleti ruhiyesi vücude ge tirmeğe çalışıyorlar. Amerikayı gayet Kötü tasvir ediyorlar; bu memleketi #sefaletten ve adaletsizlikten çürümüş) gibi görteriyorlar. Alenen, artık bi. Zim için bundan böyle Avrupa “ae mokrasileri" nin tuttukları yola git mekten ve kendimizi plâncıların ku. cağına atmaktan başka ümit bulun. madığını söylüyorlar, Harp bittikten sonra, — Komünlet Rusya hakkındaki korkunç hakikat meydana çıktığından beri anti-koml- nist olmak moda oldu. Fakat bu ko- münist aleyhtarlığı yaftasının arka: #ında pekâlâ bir Sosyalist Plânet ola bilirsiniz; buna hiç bir mâni yoktur. Dalma göz hapsinde tutulması ve yı- kicılık işini yapmasına müsatt ikti. /dar makamlarından — merhametsizce atılması lâzım gelan hakiki düşmanı etrafımızda ararken onu iyi tanıma- hiyız. Onun kim olduğunda hiç bir #üphemiz olmamalıdır. Bu düşman, Sosyalist Plancıdır. 1836 da John L. Levrta, Sidney Hili. man ve David Dubinsky, Cumhur: başkanı Roosevelt ile yaptıkları bir anlaşmada, sendikalarını ve C10 Içi teşkilâtını politikaya karıştırdılar ve Mister Roosevelt'e, ondan kopardık: Jarı bazı taahhütlere karşılık olmak Üzere, seçim kampanyasında kullan- ması için 500.000 dolar verdiler (1). Bu anlaşmanın tâli neticelerinden bi. Ti de, sendikaları - bunların idareci: derini, paralarını ve eğitim. cihazla. yını kendi kontrolleri altına almak istiyen - radikal işçi politikacılarının ellerine teslim etmek oldu. Bunlar bu propaganda cihazlarını yine işçi- ler Üzerinde kullanmağa başladılar. Hayırhah, kerim bir. hükümetten gelecek © < dalmi iş, sonsuz refah, her işçinin halinin ve vaktinin iyi ol masının hükümetin boynunun borcu olması gibi - türlü türlü — nimetler hakkında halk tabakalarının fikiri Fini kuvvetli propaganda baskısı al- tina aldılar, Bunlar bir — sosyalist programda fik adımlar / denebilecek hususlardır. ki, arkasından hekimli. Rin sösyalistleştirilmeni, — mütemadi. 'yen artan üÜcretler ve fiyatlar baha- sına herkese iş bulmak üzere hükü- Metin nihayetsir masraflar yapması Kibİ geyler gelir. Sendikaların muazzam, — küvvetli, Ayi finanse edilmiş propaganda cihazı #imdi Sogyalist plâncının hizmetinde- dir. İngiliz Liberal Partisi vaktiyle na- sıl İngilir İşçi Partisinin esiri olmuş ise, bugün Amerikada Demokrat Par- ti de tıpkı öylece Sosyalist Plancıla- mn zebunü olmuştur. Üçüncü parti ler vamtasiyle New-York Devletinde Sosyalist Plâncılar, Demokrat Parti- 'nin mukadderatını zafer veya hezi- mete çevirebilecek miktarda, rey sa- hibi bulunuyorlar. Onun için bu par- Çeviren : — M. O. Beykozlu H Onların isteklerine boyun eğmek Mecburiyetindedir. İkinci mesele De- mokratik Cenup cephesıni parçalar maktır. Pi osıların gimdi bu iş için de iötimamla hazırlanmış plânları var- dır. Arada boş durmayıp mektepler- le, basınla, tiyatrolarla, sinemalarla ve en garibi, kiliseler vasıtasiyle proe paganda yapıyorlar, Amerikan sistemimizin, bu memle keti türlü valdlerle kandırıp İngilia modeli bir sösyalizme — sürüklemek Kizli emeli etrafında Birleşmiş grup- lar tarafından tahrip edilmekte oldu- kunu açıkça göstermeke çalıştım. Ko. Münistler Amerikan sistemini kafa: na odunla vurup öldürmek İsterler. Sosyalist Plâncılar ise onu tedricen zehirliyerek öldürmek isterler, Şimdi Amerikada bu iki çeşit / katilin ikisi de fanliyettedirler, fakat ikincini kı: 'yaz kabul etmez derecede daha çok tehlikelidir. Hem bunlar, savaş ve mücadelelerinde muvaffak oluyorlar da. Acaba Sosyalist Plâncılar bu mem- deketl sosyalistleştirmek için proj Tamlarını nereye kadar ileri götür- müşlerdir? Evvelâ şurası elde bir ki, hükümetimiz, bugün husust — banka #istemimiz üzerinde hemen hemen İn- Kilterenin İngiliz bankaları üzerinde haiz olduğu murakabe — derecesinde bir kontrola maliktir. Bu salâhiyet, henliz husust sanayie ne neviden tti Tazlar yapılabileceğini tayine kadar götürülmemişne de, şimdi, — kuralu- gunda ufak bir değişiklik ile, yavaş yavaş bu küdrete sahip olacak tarzda tertiplenmektedir. O zaman her sa- nayi şubesinin can damarı hüküme. 'tin eline geçmiş bulunacak ve hükü- met bunların hayat ve mematına hâ- kim olacaktır. Bizzat hükümet de bankacılık işine atılmıştır. Faizli ikraz. munmeleleri de yapmaktadır. Pek büyük sayıda ikraz müekseselerini mutavasmt ol rak kullanıyor. Bunların ikraz ve yar tırımları 6.575.000.000 dolar gibt sa. yanı hayret bir miktarı — bulmuştur. Diğer taraftan husust bankacılık a- man diler vaziyettedir, hükümetin o- cağına düşmüştür. Çünkü şimdi hü- kümet bankaların en büyük ve en kudretli müşterisidir. (Devamı var) (D Savi Alinıky yeni — neşrettiği (John L Lewis, An Unautorizet Biog- Taphy) adli eserinde Mr. Lewis'in şab- sen kendisine şunları söylemlş oldu. Bunu sikreder: Kongreden elde ettikimiz kanunlu Tin ” Süatgi şeydir. ki, Zeçim ” mücadeleleri "e çeyrek “miyar dolara yakın — para Sarfettik. “Belki öğrenmek hoşunuza Masraflarına doğrudan doğrüya İstir Tak hissemiz olarak, tesb bin dolar benim dekli Beyaz Blctiği Dir fiyat olmustur. Ü aI temin etmem için bana takri Ğ8 aatlik bir mühlet veriimişti.” Fakaâye| Yazan: James THURBER EYYEL zaman içinde bir erkek karga bir dişi serçeye âşık ol du. Onu, her bahar küzeye ve her Sonbahar da güneye uçarken gö- Türdü. Her yıl, küzeye başka bir erkek kuş refakatinde gelirdi. Fa. kat bay karga bu rakiplerin hepsi #erçe olduğu için vaziyeti mühim- semiyordu. Onları nasıl olsa alt e- derim diye düşünüyordu. Bir gün karısına giderek vaziyeti anlattı ve boşanmalarını teklif etti. Karı- m da kapıyı açarak eline şapka- Sını tutuşturdu. ve o andan itiba- ren hoşanmış olduklarını bildirdi. 'Ama eğer © seni atlatırsa sa- kin bana dönme, Eminim, —her mevsim bir yerden bir yere uçan © havainin kuş kadar aklı yoktur. Allah bilir, ne yemek ne de dikiş bilir. Senin aklına turp suyu sıka- yım. Zaten sen karka — oluncaya kadar karga nesli en akıllı ve ka: biliyetli kuş einsiydi” dedi. Erkek karga omuzlarını — aükti, “Pür!, Sen sadece kıskanç bir kadın gibi hareket ediyorsun., diyerek — ona bir kaç dolar fırlattı 'Git, kendine biraz elbise falan al! Öyle boş çaydanlık gibi fıkır- danıp durma,, dedi ve - sevgilisini bulmak Üzere yola koyuldu. Vakit bahardı ve sevgilisini ku- zeye gelirken gördü; yanında hiç tanımadığı bir erkek kuş vardı. Karga ile Serçe DİKKAT—DİKKAT—DİKKAT Yeni İstanbul Okuyucularına bir sürpriz hazırlamaktadır PEK YAKINDA TAESALAT. BEKLEYİNİZ Çeviren: Güner İZER Karga dişi serçenin yolunu kese- rek vaziyeti anlattı. Onun sert ve çatlak sesle ilânı aşk etmesi, dişi serçeyi güldürdü. Gagasım büze- rek, “Gicirdayan eski pencere per- yazlarına benziyorsun., deyiverdi. Bay karganın hiddetten — tüyleri kabardı. Ben senin erkek arkadaşların- dan daha kuvvetliyim,, diye böbür. dendi. “Onlardan daha geniş bir konuşma lisanım var. Bütün mem- leketin serçeleri, tuttuğüm misir tanesini gagamdan alamazlar. Iyi bir gözcüyüm. Herhangi bir tehli- ke anında sesimi çok uzaklara du- yurabilirim., Dedi. Dişi serçe ga- Zamını büzerek, “İyi ama, bütün bu söylediklerin beni değii, ancak diğer bir kargayı alâkalandırır” diye cevap verdi ve gülerek ora- dan uzaklaştı. Dişi serçenin yaz nındaki erkek kuş bay kargaya bir kaç metelik fırlatarak, "Git kendine bir tıraş makinesi al. Kah- Ve cezvesinin dibi gibi karasın,, diyiverdi. Bay karga kanadı kırık, gagat düşük, Küskün küskün yuvasına döndü. Karısı orada yoktu. Kapı- min Üstüne bir kâğıt İliştirimişti. 'Ben, komşünün oğlu genç karga ile başka bir yere kaçıyorum. Ec- Za dolabında sana biraz arsenik biraktım.

Bu sayıdan diğer sayfalar: