17 Temmuz 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

17 Temmuz 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayfa 4 — YENİ İ8TANRUL -— 17 Temmuz 1080 MEELM K K KGT B ÖL ORL AT LARMDD Manisanın en şirin ilçesi: TURGUTLU ESE'de öyle içeler var K, bağlı ol dukları 1L merkezi yanında bir Avrüpa. gehri kadar — bakımlıdırlı Caddeleri, bulvarları, aafalt yolları, gu ve kanalizasyon — tertibatlariyle daha çok Avrupalıdırlar. Nüfusları 've gelirleri ll merkezinden daha faz- dadir. Umuümt görünüşleri ttibariyle de daha fazla “şehirli” dirler. Bu il- gelerde — oturan — kaymakamlarla il Merkezlerinde oturan valilerden han- gisinin daha fazla kaymakam veya vali olduklarını ayırt et Gendir. Manisaya bağlıdır. Kemalpa- #a (Nif) yolu Üzerinden İzmire müs- fakli bir gose ile bağlı olduğu için Kemmiyet ve keyfiyetçe İzmire daha yakındır. Muntazam bulvarları, has- fanesi, bahçe ve parkları vardır. Ü- zümü H, tütünü ile meşhurdur. İn- şanlarının efendi ve münevver oluşu fle göhret yapmıştı Adı Türgütlü olan bu İlçeye eeki adamlar “Kasaba” adını vermişler.” dir. Belki de şimdi bile — Turgutlu kadar meşhur bir adı da “Kasaba” dır. Bir çok kimseler ise, bu. girin ve harikülâde güzel — ilçeye kisaca “Turgütlü. Kasabam” adını bağışla- mışlardır. Turgutluya bir akşam vakti uğra- mak nasip oldu. — Ramazan ayında Türgütlü, halkının iç inanişlariyle İzmirden biraz daha müslüman olma- gına mükabil, gece hayatına daha fazla meyyaldir. Halk erken saatlerde yatağına gireceğine, aile toplulukları teşkii ederek gecenin geç aaatlerine Kadar evlerinde hoşça vakit geçir- mektedir. Tesadüf, beni Turgutluda Çadırda geçen bir düğünde bulundur. du. Gelin bir aşiret kım — olduğu içtbi, olduğu için Rün evinde veya çadırlarında göre- Dek, gimdi gehirlerdekine hiç uyma- maktadır. Sanki birkaç yüzyıl gerile- e gitmiş gibiyiz. Yolunuz üzerine,yaş. ça sizden küçük biri çıkarsa, hemen ayağa kalkarak temenna ediyor. Bize yerini veriyor. En nepeli dakikasında bile size hürmette — kusur etmiyor. Bunun yanında büyüğün de küçüğe karşı vazifeleri berdevamdır. Küçük, büyükten sevgi ve himaye görüyor. 'Taze gelin ve taze güveyden hiç biri, bu gece yan yana / olmalarına rağmen birbirinin yüzüne bakamıyor. dar. Buna firsat — bulmadıklarından geki, #ahlci olarak sıkılmalarından 've tanışma noksanlarından ileri ge- liyor. Düğün evindeki içki ne rakıdır, ne de şarap. Ovada buz gibi ayran içi- Jiyor. Düğün evinde 60 lık, hoşsoh- bet bir eski devir adamı anlatıyor- & — Bizim Tırazlı aşiretinden Hüs- men Beyin kızını yüzgöz ediyorduk Rahmetli İzmir Valisi Kâzım Dirik de alçak gönüllülük ederek Hüsmen Turgutlu mu, Kasaba mı ? — Bir aşiret kızının düğünü — 18 altına satın alınan kadının dölü — Bakımlı bir ilçe — Hayırsever bir zatın vefatı Yazan 1 Adnan Bilget 0 24 aantimdir. Bu âleti Inkisaf ettiren Calif mensup fen adamları böylece dünyanın en hassas ölçü Aletinin imdiye kadar meydana getirilenlerden Yüzlerce defa daha hasamatır. Yeni ölçü tertibatı gamma şunlarının dalga uzunlı durumdadır. Gamma şuaları, iştlal eden atomların husüle getirdizi gayet kısa Mmevceli radlasyonlarıdır. Mülliancstrom Tsmint 21/1000 me muadile n yeni ölçü / üniteleri bir Angetrom, görülen ışığın dalga uzunlukla- “timal edilmektedir. Gamma gu dalgalarının uranlu. lMuğu enstitünün fen adamları tarafından angatromun Tını ölçmek hususunda 100 mülllangetrom arasında belirtilmiştir. Bu Aletin istimali neticesinde, Birleşii dAboratuvarlarında İstihsal edilen muhtelir olan şunlarının ölçülmesi işinin halledileceki umulmaktadır. Diğer taraftan, bu yeni ölçme metodunun atomik nüvenin içini de aydınlatması beklenmek. Amerika Atomik Enerji Komlsyonu Tadyoaktiflerin zayet Beyin düğününe gelmişti. Söz sözü Açtı. Bu sırada içeri Hüsmen Beyin bllyük oğlu İhsan girmişti. Hüsmen Bey ayağa kalkarak oğlunu tamttı ” Paşam, dedi, bu, 120 altina aa tın aldığım karımın birinel oğludur. ÂZ sonra odaya giren bir. başka oklunu tanıttı — Bu da, dedi, 250 altina #atın a. dığım İkinel bacım Hürrem kadının okludur. Merhum Paşa, bu sırada odaya g- ren ve yanı başına İâlbali bir gekilde eturan bir delikanlının seyrine dal mişta. Bu höşa gitmer odaya giriş geklinin Hüsmen Beyi rahatmız ettiği bakışlarından. Belliydi. Üçüncü oğ- Tuna işaret ettiyse de © ayağa kalk. mak üzere hiçbir harekette bulunma- yınca Hüsmen Bey, Paşaya: — Kusüre kalma paşam, dedi. Ba- a bu Atep delikanlıyr adâbi. muci- Bince tanıtamadım. Adı Kâmil olan bu oğlan da 18 altına satın aldığım Fatma kadının dölüdür. * Turgütlünün — Sübam — Parki, bir çamlığın kucakladığı güzel bir iati- Fahat köşesidir. . Büyük havuzunun yanındaki Atatürk Heykeli, Turgut- a gençlerini bu parka bağlıyan bir Köşe olmuştur. Cumhuriyet parkı ise, 7000 metrekarelik bir sahayı kap- Tamaktadır. Turgütlüda — belediye - çalışmaları, halkı çeken bir önem göstermektedir. Yeni Çarşıdan kışlaya doğru uzanan bulvar, yeniden tamir edildi. Turgut. küda gimdi 6 İlkokul, 1 akşam kiz Nat okulu, 1 erkek 'sanat okulu ve 110.000 Jiraya mal olan ortaokuldan başka bir elektrik santralı, 1 sehze hAli, 1 kasaplar hâli, 1 belediye ga- rafı ve inga halinde bulunan Ziraat Bankam — binasiyle — güzel çehresini zenginleştirmiştir. Halk memleket işlerine büyük bir ilgi gösterdiği için 40 yataklı bir memleket hastanesi binasının temi H yakında atılacak ve 100.000 liraya mal olacaktır. Bu akşam — Turgütlüda bana, bu güzel kasabanın imarında — büyük himmeti geçen Filibeli Hasan Beyin vefatını haber verdiler. Bu zat yüz elli bin ea sarfiyle bir asri mezar- hik, gehrin bir çok yerlerinde umu- Mi çeşmeler yaptırmış ve yaralıları hastaneye taşımak üzere bir imdadı #ihhi makinesi alarak belediyeye he- diye etmiştir. Bir çok kimseler, geh- re yaptığı bunca hizmetlerden sonra hayata gözlerini — yuman bu zatın himmetlerinden — bahsettiği için ya- Zımda adının geçmesini lüzümlü gör- düm. Türgütlüdaki / Üzüm Tarım Satış Kooperatifi iyi çalışmaktadır. Halkı, yenilik fikrine dalma önayak olan bu güzel ilçe merkezinde kaldığım mahdut #satler içinde bende uyan- miş olan hâkim İntiba, Turgutlunun yakın senelerde parlak bir istikbal vadettiği merkezindedir. YAKT VASATI EZANI — | | - B ER n Ö? un —a Bünt aa — âm Akgam — anse — ae Tain — dS L imsak —a — € ALKAZAN (â2S6) 1 — Kaplan | Ol Kadın (8 kisim), 2 — Üç Ahe | val Bap Çavuşl der 3 Yılmayan Aslan (renk: | odi ü ATLAS (G065) 1 — Zoro'nun İşareti 2 — Böyük V Marbazı, 2 — Tet Belklar BAMASINA (a) 1 — Sokak Köm Küti 2 — Sayılı Kahri manlar, ” n kahramanlar, İNCL — Vatan Fedatleri 2 —| Kirali, Cehennem Diyanı. PARK: (İTSİ) 1 — Zehirli güp- | he a 2 Yatan, Büs: G40ND) Batılık Kadın. (dora) 1 — Yol Şar İPEK (4250) 1— Atyon Ka-| Çakçıları — 2 — Kanunsuz. &0: e SÜMER TALE (00 1 — Maslüp m-| kiçıları. 2 — Üstün li Kalbler, 2 — Denis yıldızları. 1 — Rüyadan Bonra 2 — Bitmemiş Danı Gülmeyenler. 2 — Uçan Devler. MELEK (4868) 1 — Tei M Tan 2 — Sanı Menekşeler, SARAT 6186 1 — İstikbal Fedalleri 2 — İKi Açıkgöz AUATFARK (89168) 1 — Cemair Dansözü ? — Sevimli Haydut Jar, 3 — Tadı Belklar. p SÜMER GöS1) 1 — gimsl Ka | 7 Bunü 2 — Kanlı Büse TÜ ŞARK (HüS0) 1 — Fillpin A | TAYYARE 1 — İhanet Fırtına- Tanı * < Korküsüz Rele (türk. BK 1 — Ölüm Teliki, 2 — ti Cingöz Hollyerood'da. HN A çe Konuşüyor. 'ENİ BİNEMA 1 — Kanlı Dö- Hinct Murat Geliyor TAKSİM — GGSISİ) 1 — Vurün Kahpeye, 2 ” Lüküs. Hayat TAN 1 — Yarı Çöl Şarkısı 9 — Californik F ONAL 4006) 1 — Vurun Kat ü y ee | DAG ZU Kolm Güreş — Sampiyonası d — Genvet Kurbanı. | FNi 1 Kemammü Kasnı | S DAT FÖD HaT Kuru Gürünü | 5— Bitler Beviniyor SK DY Tabız tesn X Korkunuz | ü K a Heem z İSTANBUL cineTi Bin Zaferi, 2 — İntikam Kurgu: hu Dalr. AZAK (a5ın 1 — Emlrin Kiri | BAA Teyla, £ — Tulumbacılar, Brükselden TENDERLİTAŞ SND 1 —| GİDECEK OLAN Bedella 3 — Gece Külüpleri| &00 DELY. Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz - herşey 430 BILA. (İngilir) Atina, Ro- a. Nis, Londra — 830 DELY. 500 XF (Pran. | Kırah, # — İnet Korsanları. HALK | Karaii, 2 — Memiş İSTANBUL yller. — 1448 Şarkı ve tür- M30 Karışık hafif müzik. —| 1800 Tarihi Türk müztğinden| seçmeler ve köcekçeler. — 1545 Dana müslr! (» (Türk) Bur | &0 Darr. (Z0T 1 — Karal Masrak, 2 — Sevimli Haydut 3 — 'Sevimil Haydudun İntika. Diyarbakır! Takenderun — “Ankara * 1008 | D T. (Türk Afyon Konya, Adank — 1015 DHY İzmir — 1025 DH.Y. (Türk) — Ankara, Kahire — 1040 DALY. ÜTürk “Ankara, Adana, Taken: 0 DEY İzmir — gtw PAA. kan) Şam, Basra, Karasi. KİSMET (20650) 1 — Br Mey-) ? Kmrek Paşa, MARMARA (G3860) 1 — Vahal) Artular, 2 — Tarsanın İntika, li ve progras 1800 Faml " heyeti kor 18 40 Dana müziği (pl). — 18.00) ni İstanbul Ha Caz. mülsiği) 1940 Bitar kunrteti kon: Giler. — 5030 Şarkı ve türküler —00 Frane Leharın op lerinden aahneler (pl). — 2015 | çiçekler sarmışı münterit küçük Dinleyici “İstekleri (Türk müzie | kaşkü havi 2 — Jean' Jaeaven 200 Ölümününün D0 Rouae Üncü yıldkndmünün yaklaşmanı | ve mühteşem konak, 3 — Do an Bach hakkındk müzikli ko:| Bapı 4 — Tersi bir gös rengi Haberler. —| Sahip: Futbolda. kalecinin. he — 5230 | yecanin bekleaiği. 5 — Tersi ai (e 1 — Kurgunları 2 — Tarzanın Zate Amerika, 2 — Yeylânın YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Zoronun İşareti. 2 Valan Haini KADIKO GimeTi BEYOĞLU CikETİ nALK” ARIN Y — Kadın Kai 2 — | Kıra (renldi) 2 — Tarzan Or ü Bildkşör 3 — Kizi Çele. | manlar Peri ALKAZAR” & A (60821) 1 — Kan DA- — Yalmır Değilim BÜREYTA Cai 1 AK G00i — Beven Kalb- | Ülkesi (türkçe). 2 — Ölüm M ANRARA GELECEK OLAN VAPURLAR 640 Kadeş (Bandırmadan) — Z 5000 Bur (atudanyadan) — TBandırmadan). — 100 Beyyı (e0i 1 — Korsanlar | S120 Vudağ GİDECEK OLAN VAPURLAR 15 Bandırma (Bandırmaya) Oauaanyaya) 2200 Dana müziği (pi eet ggee ar ğ YABANCI RADYOLARDAN SEÇME YAYINLAR 800 Dana müziği. ANKARA BESİKTAŞ B 1 e RAnley Ko- | Diktatör. 2 © Hayaler Gemle 2 — Müthiş Takip (38l6) 1 2 Z Macernlar 2 2030 Ankara, GİDECER TRENLEN — 1840 Ankara Danı müziğl — 1930 Dinleyici | T O İztekleri, — 1815 Charlle Kunz | Bi takdirde onün — yerine eda Ka Byanon n BB.C HAtIf Örkesi Dinleyici tetekleri, Örkestram. 1830' Tedây — Bıs| 3 —'Diş mahrazasını havi; Ta 2030 Ger| harri et G — Kalburdan geçir; ekapreni <e B3 n0 Doğu ekopresl, RADYOLAR ANKAHA RADYOSU ULUS: &28 Açılış ve program. | Haberler ve hava &S HANIZ müzik B aeS.Ayarı, HAMRA 1 — Öldüren Buse, eya Fedalleri 8 — Daniz Yi 1 — Zehir Kaçakçıları. İ Drperam (ai a nn ve 1200 Karmı #aalı “Üncesaz” Heyeti danı Sesler Kororu) İdare eden riman Altındağ, . — 148 Adalar mü: 06 Hava rapo: Fu akgam programı ve kapanız irS8 Açılış ve 1800 MBAYarı müziğt (pi BEYOĞLU; | afermez) — Limoner Craksim) MALEL . Çihaneir CTaksim) TGüNta Z Ziya Boyer (Galer | lerkes' gu —| Süret 9 Lalâmi İsim. Hasköy —| Rami; Bay. 8 — Dev; Mera Zehir Kaçakçıları, 1” Şilan. ian Vatan, 2 —| gek 2 — 3 ” “zaronun 2şe G, MELER Lüküs' ToRTam | Tarümrük) — Ati — 1845 Hafif şarkılar (pl.). | oo aesAyarı' ve haberler, EYÖP: Arif Ka oanlari —| we Bi dülanlen Tn ÇA0 —) Meeeaemr eT AT Yeni Moda (Ka-| Z) vim'tork münüi —8 Rai. Merkez (Babek) D KADIKÖY: Yo güzeteni. 2130 Dans parçaları (pi T Bosancı dB MS Ayarı ve ha Romaa 1830 DALY. (Türk) Ermurum, Elani, ALEMDAR (22680) 1 — Tarsa- | İKİya, Kayseri, HEYBELİADAY . BÜYÜKADA: Halk GTürk) Olami İSTANBUL RADYOSU: 1215 Öğle| Örkestrasndı (Er) Balıkeslre, au'nun Dir eseri; Büyük 'Terel tekrarlanırsa davulun sesi T —'Bir hartin okunuşu, den. 9 —'çicei burnunda; Ter 815 Jak | Viye “Aletini” vazifelendir. 10 — Xysila VaDSERA (yüD. — sA0Şİ KM aa ne), 2 — İş; Terel soru eki 200 | Simdi “yazdığın işin Yanı 5 M00 | Muvarakatı mevcüt, 6 — İdare: 45 Dane | nin çıkardığı; Sondaki harf e- çükpazar) — ÂN Riza (Alem: Randur Gedikpaşa, (e oA (KO | Bir nöta, 10 —— Güzel say Yüç Atasoy |— DÜNKÜ MULMACANIN Baklık | — Soldan saza 6 lleteni “Ren T — Kut (Gehzade- | Yanı T & — AR; Vebolit. b — Ka Üniretelle (0elesAe | rabi; Aia” 30 — dümat' et Tüshremini) — Zdlrnekapı (Kar |— Y TAeN SN 2 — Uzar. Onat |— yukarıdan aşağı Klâmet; Tim 8 —. Mildevt # ie; Nalek T— Yum; No Kimltoprak — Görleğe | Beyoğlü G6M — Kudıköy GoT Tstanbul 2272 — Üsküdar 60015 ÜSKÜDAR: Ömer Kenan Ankara 00, İamir ziza Talk Karşıyaka 15085 a Li İIKI MACAR GİZLİ POLİSİ İFŞA EDİYOR KAT —| atanbul. Beyoklu sacan Anadolu yakası döSn6 Merkez — Gülha-| Ankara b | izmir ai Kızıl Sahtekârlık Makinesi TAKTMIINN ANLATANI — TALILKUIUNNUN Laszla ve Hanna Sulner Nem-York Horald Trtbüne bu İN çeviren YN esterin Türkiyede neşir hakkını YENİ İSTANBUL'A. vermiştir. Behçet Cemal İki polis memuru, hususi lâboratuvarımıza gelerek, Mindszenty dâvasına ait ellerindeki vesikaların tasdikını istediler — Amerikan Ordusunun, Macaristanı istilâsi halinde kurulması mutasav 'ver yeni bir hükümet hakkında olup, aaçmalığı aşikâr olan bu vesikalaı hakikt mahiyetini şimdi anlamıştım. Bu vesikanın, keza mevkuf bulunan Kardinalın avukatı, Jusztin Barann- yal tarafından yazıldığı iddim. edili. yordu, Kardinalın, avukatiyle birlikte Amerikalıları davet etmek ve mür- teci bir hükümetin başına geçerek Otto von Habsburg'u tekrar Macar tahtına oturtmak gayesiyle, Üçüncü Cihan Savaşını kışkırtmak üzere ter- tiplere giriştiği söyleniyordu. UMUM KAR Kardinale Jeke sürmek gayesiyle alelâlece girişiler — bu — propaganda kampanyasına, Mindazenty'nin tevki. fi hâdisesinin umum! efkârda yarat- tığı aksülamelin sebep olduğunu işit- miştim. Bu yüzden, partinin ideoloji efi ve şimdiki Mili Eğitim Bakanı Joseph Revay, endişeye düşmüş ve propaganda kampanyasının idaresini bizzat eline almıştı. İşi en ziyade tâ ci eden, batılı umumt efkârı işlemek için yabancı komünist partileriyle ga- Zetelerine gerekli — malümatı veren Diğişleri Müsteşarı Boldiszar 1i. Polis Amirlerine konferans vermek üzere evden ayrıldım. O akşam ka- ımla gazetedeki sahtekârlık hakkın- 'da tek kelime konuşmamıştık Ertesi gün, Jaboratuvarda, mahkemeye ait bazı evrakı tetkik etmekle meşgul- ken, dahllt telefon çaldı ve stenograf kız, karımın dışarda beni beklediğini göyledi. Geçerken uğradığını ve hemmiyetli bir şey olmadığını düşü- 'nerek pek acele etmedim. Fakat beş dakika sonra karım Jâboratuvara ge- Üp. yüzünü gördüğüm zaman, mü- him bir hâdise geçtiğini derhal anla. dım. Hanna: — Her şeyi olduğu gibi bırak ve derhal gel! dedi. SAHTEKARLIK FİİLİ Polls LAboratuvarından aşağı inei ken, Hanna yavaş sesle, olanı biteni anlattı. Tanımadığı iki polis memuru, hüsüsl — Jâboratuvarımıza — gelerek, Mindezenty Dâvasına ait olarak ibraz ettikleri bazı fotokopilerin doğruluğu hakkında, Fischof — Laboratuvarının tasdikını istemişler. Karım, Fischof Lâboratuvarının — bizzat yapmadığı yahut asıllarını görmediği foto-kopl: lerin doğruluğunu tasdik etmemeyi prensip ittihaz — ettiğini söyleyince gü cevapla karşılaşmış: — Bu mesele, kocanızla münakaşa eölimiştir. Ya işbirliği yaparsınız ya- hut da umumi merkeze hesap verir- siniz. Bunün üzerine karım, bundan bir gey anlamadığını, maamafih, benim #nat 2 den evvel döneceğimi, eğer dört aat sonra tekrar gelebilirlerse, bu arada belki daha yüksek makam- larla da görüşmek imkânını bulabile ceğini söylemiş. Anlaşılan bu cevap, memurlara oldukça — tesir etmiş ve ellerindeki emri Ibraz ederek, sant Üçte gelmek Üzere çekilip gitmişler. Emir, Albay — Joseph Szabersky'nın İmzasını havi imiş. — Szabersi Künden beri hapiste yatan Kardinalin tevkifinden evvel, benimle görüsmüş ve ümüml olarak — İşbirliğimi iste- mişti. Demek Szabersky'nin: — Ya bizimle çalışırsın yahut dar- ağacını boylarsın! — demekten kasdı bu d, Kapı çalınınca gidip açtım ve mü- tat olduğu Üzere İki memurla kar #ılaştım. İçeri girmelerini rica ederek Hanna'nın, JAboratuvardaki odasına götürdüm. Hanna, masasının başında bekliyordu. Polislere, Hanna'nın masasına dö- nük kanapede yer gösterdim ve ben de yanlarında ayakta durarak vesi- kaları göstermelerini — istedim. Me murlar bize isimlerini — vermemişler ve yalnız. — Albay Szaberiky tarafından geliyoruz, demişlerdi. Vesikaları isteyince, kısa boylusu koltuğunda ufak bir. çantadan bir tomar Kâğıt çıkardı. İŞE YARAMAZ DELİLLER Vesikalara şöyle bir göz gezdirdim ve bunların mühtelif mevzulara ait olduklarını gördüm. Bazılarının biz- zat Kardinalin elinden çıkmış olma- darı mühtemeldi. Fakat, hepsi imza- Sız, başlıksız. ve tarihsiz notlar ya hut mühtira parçaları idi. Bazıları da daktilo ile yazılmıştı ve Kardinala yazılmış mektupların ekserisini bun- Jar teşkil ediyordu. Fakat bunların da bazılarının tek sayfası mevcuttu, kimisi imzasızdı. ve ancak matbu başlıklarından tefrik — edilebiliyordu. Hepsi fotokopiden ibaretti ve mah- kemede delil olarak kıymetsiz veya güpheli/ sayılabilirdi. Vesikaları / tetkik ettikten sonra, memurlara, istediklerini pek anlıya- madığımı, karımın. sözlerinden, biz- den mütat hilâfina bir şey — istendi- Ki mânasını istihraç ettiğimi söyle- dim ve kendilerinden, bizden ne lat Giklerini açıkça — söylemelerini rica ettim. Konuşmamızı idare eden kısa boy İ polla, vaziyeti her halde kavradı. fimi zannettiğini söyledi. — Bizden, İki mütalâa istemekle vazifelendiril- mişlerdi. Birlsi, masa — üzerinde — dü. Fan vesikaların biztat Kardınal ve diğer maznunlar tarafından yazıldı: Aına dair — Fisehof Lâboratuvarı ile Hanna'nın renmi mütalâamı di Di keri de, Kardinalin el yazısı üzerin. de Hanna tarafından yapılan. tahlii neticeninde Mindszenty'nin “müerim olduğuna” dalr ikinel bir tahlil ra: poru tâl. Ben, evvelâ. birinci — meseleyi ele alarak, istenilen şeyin yapılamıyaca- fanı söyledim, İtiraz ederken, işbir. Jği yapmaktan / çekindiğimizi zan- netmemelerini bilhassa — tebarüz et- tiridim. Bu vesikaların, foto-kopiler- den ibaret olduğunu, asıllarını gör- meden, mahkemede delil olarak kul- Janilabileceklerine dair rapor vere- miyeceğimizi anlatmak istedim. Memurlar asılların, üstte taşına: miyacak kadar kiymetli olduklarını ve kilit altında tutulduklarını söy lediler. Cevaben, bunların ergeç ib- raz edileceğini, çünkü bize getirdik- leri vesikalardan bir kaçının, mah- keme veya savcılık tarafından polise tekrar inde edilecek derecede bozuk olduklarını söyledim. TOPRAK REFORMU HAKKINDAKİ MUHTIRA Sözlerimi tevsik — edebilmek için, torak reformu hakkındaki muhatıra. Yi ele aldım. Bu vesika bana pek Mühim görünmüştü. Büyük toprak sahiplerinin mülkleri müsadere edi. lerek, köylü —arasında takaim edil. mişti Kardinalle birlikte itham olu. nan altı maznundan biri olan Prena Esterhazy, 2400 hektarlık bütün topraklarını — kaybetmişti. Hepimiz Kardinal'ın, toprak reformuna taraf- tar olduğunu, fakat kolektif zirante Muhalif olduğu kadar, ferdi zirsati iatediğini de biliyorduk. Kardinal, köy İüye, toprağını işlemek için lüzümlü teçhizatı temin etmek hususunda hü- kümetin uğradığı muvaffakiyetsizli. #i tenkid ediyordu. Bu muvaffakıyet- sizlik, ferdi küçük ziraatin ortadan kalkarak, Rusyadaki kölektir (Kol- höz) ziraat sisteminin — kurulmasını İntaç edecekti. Halbuki savcilik, Kardinalin “aris- tokrat dostları”nı tekrar toprak hibi kılabilmek için, her çeşit toprak dağıtımina süreti mahremanede mü- halif olduğunu — gösteren bir vesika istiyordu. (Devamı var) HİKÂYE | — Sizi müdür bey istiyor, de- diklerinden her zamanki gibi hale- Canla ayağa fırlamıştı. Deminden beri öğle paydosunu bekliyerek, boş durmamak için okur göründü gü dosyayı acele ile kenara İti kolluklarını ” çıkararak çekmece- Sine attı. Koridorda; parçaları, do- kuz mil giden tramvay gibi sal> Janarak birbirine çarparken — kı- yafetini tamamlıyor, siyah ceke- tinin muhayyel tozlarını silkeliye- rek iki — yanından çekiştiriyor. kravatını sıkıştırıyordu. — Müdür tarafından her çağırılışında yüre- ginin kabardığını duyardı. Bunen yıllık memuriyet hayatında —her çağırılış, ya bir tekdir veya bir angariye vesilesi olmuştu. Kapısı- Mi tıkırdatirken. kalbinin çarpın- ti Adeta ceketinden belliydi. Tuhaf şey, memurlarına kar dalma bir trajedi maskesi taşıya Müdürün yüzünde, yaptığı kaba- hati itiraftan çekinen bir çocuk ifadesi vardı. Bir müddet söze na- ml başlayacağını bilememek — s> kıntısiyle yutkunduktan sonra se- #inin Amir tonunu yumuşatmağa galışarak: — Ferit Bey, demişti, memur- tuğun Üzücü vazifelerinden biri de hemfikir bulunmadığı işleri ifaya mecbur olmasıdır. Otuz yıllık m muriyet hayatınızda hüsnü mesa- 1 dalma takdir edilen. Birdenbire — meseleyi kavrayı- vermişti. Senelerdir. kâbus içinde yaşamış olan, en ufâk bir ihtima) ve rivayet Karşısında — günlerce yemeden içmeden kesilen Ferit Nadi hakikatle yüzyüze gelince umduğu kadar müteessir olmadı. ğımı hayretle farketti. Müdür de- Vam etmekteydi: Malüm tensikat meselesi, Yüksek bakanlığın emirleri... Ye: ni tekaüt kanunu. va.va.. Adam- Cağız ne şekilde lâfımı bitireceği- ni bilemiyordu. Belki Ferit Nadi 'de müstakbel halini müşahede et- miş olduğundan ona karşı bir ya> kınlık düyarak, kendi kendisini de aldatmak ihtiyaciyle ağzında bir #eyler gevelemekteydi. O kadar ki Ferit Nadi memüriyet haya- tında ilk ve son defa olarak Gmi. rine müdahale edip sözünü ke meğe, hattâ işinden ayrılan oy Muş gibi Adeta — teselil etmeğe Mmecbür olmuştu. Odasına döndüğünde yara 5. caklığını, hissizliğini — muhafaza ediyordu. Yalnız, başına bir şey e vürülmüş gibi, hareketlerinde Bir sersemlik, reflekslerinde — bir İtaatsizlik vardı. Belki yüzünde biraz bozgunluk da bulunabilirdi. Zira; onun girişiyle beraber odaya ağır bir sessizlik " çökmüş, yazı nakineleri bile susmuştu. Arka: daşlarının kendisinden evvel düy. muş olmaları da muhtemeldi. Hiç Bir şey söylemeden önündeki d yayı kapadı, çekmeceye ufak te- fek bazı ölcberi yerleştirdi. Bu Sıra gözü emektar kolluklarına ilişmişti. Bu en samimt — mesat dostunu Adeta okşar gibi alıp, iİhtimamla cebine yerleştirdt. O da emekliye ayrılmıştı.. Ay sonu 'akın olduğundan elinde birikmiş evrak yoktu ve müdür, “Belki bir İki gün istirahat etmek isterseniz, demişti. Sizi fazla yormayalım hakkınızda gerekli muameleyi biz Intaç ettiririz. Birkaç gün sonra uğradığınızda hem devir. teslim Yapar, hem de ihzar edilmiş olan tekalt evrakınızı alırsınız.”. Bu, Cistirahat etmek isterseniz..) sö: zünü hatırlayınca dudakları aci bir tebesslmle gerilmişti. Artık gayesiz ömründe yegâne yapaca- Ai şey büydü.. Dalreden kimseye görünmemeğe ” çalışarak | çıktı. Kimsenin, beylik sözlerle teselliye çalışmasını istemiyordu. Oda ar- Kadaşlarına bile “Allahaısmarla: dik” 'dememişti. Biraz sonra na> fil olsa, havasında yapışkan bir et kokusu yüzen köfteci dükkânında toplandıklarında — havadisin mu: Alışkanlık Ender HALİD hasebesini yapacak, vaktiyle ken- disinin olduğu gibi, satırın ağzın. iki bir çok memürun korkuyla; mahiyeti meşkük şiş köfteleri bo- fazlarında dizilecekti. Tekaütlük, Çeşitli ihtiraslar - peşinde koşan, kendisine hiç faydası dokunmasa bile sırf kapı arkadaşını gözden düşürmek için fırsat kaçırmayan bu, gençlerin küstahça — “alyalı” tâbir. ettikleri grupun yegâne Müşterek dertleri, - tehlikeleriydi. &. Ferit Nadı bu felâketle yüzyü- ze geldiği halde zihninin durm dığına gaşar gibiydi. Hayatta hiç bir zevki yoktu.. Daha doğrusu tavladan başka.. Öğle paydosla- , bulaşık suyuna benzer bir no. hut kahvesi içmeği göze alarak toplandıkları “Yeşilyurt” kıraat- hanesindeki dakikalar, yeknasak ömrünün yegüne eğlence faslını teşkil ederdi. Senelerce karısının acemi udunu dinlemeğe —mecbur kaldığından musikiden hazzetmez, sinemada ise uyku bastırırdı. Iç: kisi, kumarı da yoktu. Kadınsa, ondokuzunda evlenmiş, © zaman: dan beri harama el uzatmamıştı. Tövbe.. Bir kere gençlik arka: daşlarına uyarak Beyoğlunun ma. hut evlerinden birine gittiyse de hefecandan, korkudan ne oldu- ğunu anlayamadan sokağa fırla- mıştı. Kararsız adımlarla — Gülhane parkına — sürüklenmişti. Acayip Bir yorgunluk içindeydi. İik sira Jlardan birisine çöktü. Karısı ha vadisi kimbilir nasıl karşılayacak, konu komşunun yüzüne nasıl ba: kacaktı. Bereket Allah, çocuk ih- san etmediği için, onlara karsı 'da mahcup düşmek tehlikesi yok- tu. Artık herkes işe yaramaz bir adam olarak karşılayacaktı onu. Halbuki gücü kuvveti — yerinde, melekâti akliyesi her zamandan parlaktı. Önündeki — günleri — düşününce tekrar yüreği kıskaçla sıkışır gi- bi oldu. Artık hiçbir gayesi yök- tu, Ne, vapurda günün münakaşa- #ını yapabilmek için acele acele Zazetesini okumaya, ne de mü- Meyyiz olacak tüysüzün — yüzünü görmemek için / dalrenin — ertesi günkü işleri hakkında zihnen tas- faklar yapmaya hacet yoktu. Köf- tecide yer bulmak için on ikiye beş kala sıvışmaya çalışmayacak, mahdut tavlalardan birini ele ge- çirmek üÜzere — kiraathanede sira Beklemiyecekti. En mühimi, — haf- tada bir gün olduğundan yudum yudüm zevkini çıkardığı pazar ta- Üllerinin de cazibesi kalmamıştı Bahçesini her gün gözden geçire: bilir, evin ufak tefek tamirlerini dilediği zaman yapabilirdi. Hayır.. Bu akşam eve gitmek istemiyordu. — Hayatında ilk defa olarak bir meyhanede içecek son. Ta yerini hayal meyal hatırladığı © evlerden birinde sabahlıyacaktı. Tekalt.. Bu bir nevi alll de- mekti onca.. Kendi kendisine hâ- İA genç ve dinç bir erkek olduğu. Nu İspat edecekti. Karısı merak edermiş.. Adam sen de.. Bütün ömrünce bir aat intizamiyle Kandilli yokuşunu tırmanmaktan bıkmıştı. Gittikçe eksilen alle er- kânı dolayısiyle günbegün büyü- yormuş İntibamı Veren — odalarda nihayet iki kişi kalmışlardı. Ka- radeniz fırtınalarının cirit oynadı &h evlerinde sığındıkları tek oda bi- le onlara çok geliyordu. Bereket alt Katı kiraya vermişlerdi. Karısı bu gece yalnız kalmakla bir şey ol- Mazdı. Hem alışmalıydı. T Aetedersiniz “etenaim. Yazan: Bir müddet anlamayan gözler. le baktı. Har, birisi saati soruyor: du. Babadan kalma kapaklı gi- mendifer santine bir göz attı. Ey- vahi. Beşi yirmi geçiyordu. Bir anda bütün tasavvurlarını unuta. Tak her günkü 1745 Vapuruna yetişmek için yerinden fırladı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: