18 Temmuz 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

18 Temmuz 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—- YENLİBTANBUL — 18 Temmüz 1050 C MARSHALL PLÂNI DAVETLİSİ OLARAK YAPTIĞIM SEYAHATTEN NOTLAR : 1 ) İstanbul - Marsilya yolculuğu Marshall Yardımı tarafından, — on zekiz memleket arasında beynelmilel bir afiş müsabakası tertip edilmişti. Bunların arasında - birinciliği kaza nan sanatkârlar, Marahali Yardımı maidafiri olarak / Parise dâvet / edili- yordu. Ben de, Türkiye birincisi ©- Jarak kısa ve Ani bir seyahat yap- fim. Her memlekette — birinci gelen afislerle tkinci ve Üçüncü olan eser- der, Paristeki — “beynelmilel,, düriye arzedilmek ve oradaki “beynelmilel mükâfat,, için de birbirleriyle boy ölçebilmek fırsatını bulmuşlardı. Memleketimiz çok iyi derece aldı. Paris notlarım arasında resimleriyle bundan da bahsedeceğim. Şimdi m- rasiyle İstanbuldan başlıyarak, — Pi- v - Napoli - Marsilya ve Paristen yazacağım. Yalnız şunu önceden be Üirtmek isterim Ki bü seyahat not- Jarımda, ne üzün boylu sanat dâva- Jarından, me sosyal ve politik hâd gelerden dem vüracağım! Sade gün: Tük hâdiselerin, tesadüflerin akisleri. ni belirtmek, hepimizi — alâkadar e- den, bilmemiz, tekrar gözününe ge- tirmemiz faydalı olacak işlerden bahsedeceğim. — Bu yazılarımdan bir Avrupa — hayranlığı — çıkarılmasın! “Avrupada çok kaldım. Bilirim, hat $A hazmetmiş olarak bilirim. Benim için yeni hiç bir gey yoktur! Yalnız. gördüklerimin, yazdıklarımın muka- yene ve tahlili şayet / yapılıverirse memlekete faydalı - taraflarını ala- hm ve bunları müspet ve yapıcı bir zihniyetle kargılıyalım... * Marshall Yardımının Paristeki bü- yük ve esaa beynelmilel - müsabaka Türüri toplanacaktı. Bu Jüriye arze- Gilmek Üzere on sekiz memleketten gelen afişler arasına katılmak üze- 've bizim afiş de oraya götürülüyor- du. Bizim memleket adına da füriye Katılacak olan Akademi müdürü, &- firi aldı ve buradan giden Amerikalı Aza ile beraber bir sabah uçakla uç tular. Ben, bir türlü uçakla ünsiyet Peyda edemediğim için, vapurla ae yahati tercih ettim, Ankara vapı Tiyle yola çıktım. Her aefer memleketten ayrılirken bana bir hüzün gelir, ayrılık içime çöker... Dönüşte, kavuşma halecamı ile çarpan yüreğim rahat etmez. bazı mukayeseler yürütür içimi yer dururum... Böyle bir hüzünlü ayrılış günü sa- at 12 de vapurumuz rıhtımdan kal- kıyordu... Hiç bir llmanda, dolaştı. ım bütün Avrupa memleketlerinin hiç birisinde tesadüf edemiyecekiniz muazzam - bir uğurlayıcı kalabalığı. bağrışma, çağrışma arasında sanki Yolcu Salonunun önü bir. kıyamet günü olmuştu (Onu henllz bilmiyo Tum ya, öyle teşbih ederler) salonun 'tâ damlarına kadar bir curcuna! Her, Hsandan haykıran, ıslik çalan, men- Gil sallıyanlar! Çok heyecanlı insan- darız vesselâm... Ne oluyoruz, nereye gidiyoruz?1. Ankara vapuru, bu yüz ağartacı Türk gemisine her seferinde hayran Kalmamak kabil değil! Başta gemi- nİn süvarisi Şefik Kaptan olmak ü- zere, kaptan, kamarot ve bütün te- mas öttiğimiz mpürettobatı ele alır- gak, hepsi kendi. derecelerine, yerle- Tine göre kaliteleri olan Insanlar! Süvari; terbiye, nezaket ve disiplinli idaresiyle mükemmel bir adam! Hele, bu intizam ve ahengin dalma güler yüz ve somurtmıyan / bir çehre ile kurulmuş olması ne kadar iyi tesir birakıyor! Ne güzeli İnsan - böyle gahsiyetlerle iftihar duyüyor! İkinci kaptan, / siraşiyle . arkadaşları, hep- ai “centilmen,, delikanlıları Ne isa. betli seçilmiş bu insanlar diye, mda- min Denizyollarıdı tebrik edeceği geliyor ama, bir türlü kalemim var- miyor! Çünkü, belki nazara gelir de börülüverir! “Nazar,, fena geydir! Allah korusun! Bir çarptı mi man 'tak ve cevher para etmez... * Gemi tertemiz, — kamaralar temiz, apteshaneler temiz, garsonlar temiz; üstleri başları kolalı beyaz ceketle- riyle piril pirıl., Avrupada bile böy- de “atile, garson az bulunür... Ka- marotlar, mürettebat hepsi çalışkan Ansanlar, miskin değil! Eğer biln olsalar, bu gemi yabancılarla olar Evet bilmiş olsalar diyorum, çünkt maalesef, değil bizim geminin — bu mükemmeliyetinden, — mevcudiyetin. den bile haberdar olan yok! Onun için yine maalesef buradan giderken Koca yemek salonunun ancak üçte biri dolmuştu! Dönüşte birazıcık Na- poliden ve biraz da Pireden İstanbu- Ja fazlaca yolcu gelebildi. Ama ec- nebi değil.. Biz bize! Bu gemilerimi: 'ze ecnebinin rağbeti tabil yok, çün- Kü bilen yok! Bu aci hakikatin se- beplerini “Paris” motlarım arasında gelecek yazılarımda, sıralıyacağım. Geminin her şeysi muntazam, gü- zel, Gün görmüş, büyük adamlara ağız tadı İle yemekler — hazırlamış anatkâr bir aşçıbaşım da varl.. Bu- Za rağmen, manlesef bazı yemekler “iyi,, değili. Bu ciheti de yazmak Mecburiyetindeyim. Yalnız, bu aşı başının mahareti sayesinde giderken, tesadüfen birazıcık “iyi, geyler yi. yebildik... Yemek meselesi mutlaka bu gemilere ve bu gibi seferlere gö- ve tanzim edilmelidir. Bir kere, De- nizyolları bu gemilerde — yürütmek istediği “karavana,, uzülünden vaz- geçmelidir. Et ve tavuk — kaliteleri çok fenadır. Zaten bizde et yoktur. Gerçi et mevcuttur. Kalite et yok- tür! Kokulü karaman etleri maale- '#ef herkesin hoşuna gidecek, herke- sin yiyeceği şey değildir. Hele biz, ecnebi yolcu — İstiyorsak, onlar bu eti hiç yiyemezleri.. Bu — gemide, aşağı kalite etlerle kuzu dolmanı, fa. gülye bastım. “menü,, ye girmemeli: Girie, Yabancı memleketler arasın. da işliyen — böyle — seferlerin mün- Şazam servislerinde, bir. “beynelmi. del, yemek çei — ve kalitesi / var- dır. Bunu zannedersem Denizyolları da bilir... Bu et meselesi düzeltilmi ildir. Pek AlA biliyoruz ki, başka mede. ni memleketlerde yenecek, kesilecek n ayrı; çift, yük hayvanı ay- Hiç bir zaman çiftten sökü- len öküz, salhaneyi boylamaz! He le o “dana,, lar nasıl yetiştirilir! işte, bütün Akdenizde işleyen ve / bizim “rekabet, yapmak yolunu — tutmak istediğimiz . gemilerde böyle kalite 'et, vardır. Bence, eti, tavuğu Fran- sadan, balığı da memleketten ae biliriz... Bize tavuk babında bir misal ve- receğim... Bakın, âlem nasil tavuk eti yemeye alışmıştır. Öyle memli ketler vardır. Ki kesilecek tavuklar çeşitli gıdalarla beslenir ve tavukla- Tın türlü İsimleri vardır. Çorbalık tavuk ayrı, kızartılacak tavuk ayrı- dür.. Bu efer Pariste bir Jokanta- da bir “tavuk vakam,, ile karşı fim. Paris notlarım arasına birak- madan burada yazıyorum: Bir arkı daşla Kristal isminde, iyi yemek ye- 'nen bir lokantaya gittik. Tavukları meşhurmuşt.. Bir ufak tavuk ismar- Jadık, karşımızda da bir. camekân arkasında, şişte tavuklar dönüyor!. Garson, beyaz bir peçete Üstünde ta- Vuğu pişmemiş olarak getirdi ve gö- zümün önüne tuttu! Üzerine ufak bir kâğıt yapıştırılmıştı.. Tavuğun han- gi "gren,, lerle hangi tarihlerde bes- lendiği, adı, ganı, geceresi! — yazılı!. Koskoca da bir mühürl.. Ne buyu: rulür? Lezzetini artık tasavvur bu. yurun! Beynelmilel seterlerde mut- fak meselesi zannettiğimiz gibi ko- lay değildir. Bu güzel gemilerimizin her şeyini, algarasından — içkisine, — bisküvisin. sinden çayına! kadar, seyahat ede- cek yabancıların itiyatlarına — göre, tanzim etmek iktiza eder. — Yoksa, kimsenin bize benzemeye niyeti ol- madığını bilmemiz lazımdır. Bu işle- rin düzeltilmesi her halde ufak bir. himmet ve anlayışla pek / kolaydır. Bu gemimizin bu - seferki yo- dünda yalniz iki Amerikalı ka- din ve bir. Yunanlı ecnebi yolcusu vardı, Yunanlı eski bir fındık taci- , otuz. #eneden beri Pariste otu- Tüyormuş.. Eskiden, Karadenize gi- der gelirmiş! Adam hayretler için- de bana: “Türk gemisi deyince, es- kiden bilirim, benim Karadenize git- tiğim, pis, Tambaları karanlık, tah. takurulu gemiler hâtıra gelir. Bu ge- mi dünyada gördüğüm en temiz, en güzel yolcu gemilerinden biri! Şaşı- yorum., Neden Fransada — haberimiz yok?.. Eğer Selim Osman Bey bana israrla tavsiye etmeseydi binmiye- Yazan : Kenan Temizan cektim. Doğrusu pek hayran oldum,, diyerek memnuniyetini izhar ediyor. du.. Bu gözler tevali ederse ve yol: cular çoğalırsa, Denizyolları da, biz de seviniriz. Bu güzel geminin yemek aantle- Finde klâsik, salon — müziği ve ak. lariyle yolcuları ni gelendiren orkestrasından bahsetmi den geçemiyeceğim... Hakikaten sa- natkâr çocuklar... -Hele kemancı o kadar candan o kadar hissederek ça- yor ki.. Herkeni mestediyordu... Bu Küzel geminin gayretli, çalışkan in: Sanlarına; nezaket ve terbiye örne- Ri Türk çocuklarına gene — hayran kaldım. ben.... Var olun! — Gemimiz Pireye yaklaşıyor. Ye iyat SANAT ANSİKLOPEDİSİ (4 üncü fasikül) Celâl Esat Arseven'in - hazırladığı ve Mült Eğitim Bakanlığının yayım- lamakta bulunduğu “Sanat Ansiklo- pedisi” nin XIV Üncü fasiktülü de çıkmıştır. Güzel bir kâğıda, resimli olarak basılan bu ansiklopedinin bu sayısında (K), (L), (M) harfleriy- de ilgili başlıca maddeler incelenmiş: tir. Milit“ Eğitim Bakanlığı Yayın. evleriyle bütün kitapçılarda, 260 ku. Fuş fiyatla sailmaktadır. * OSMANLI TARİH DEYİMLERİ VE TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (X uncu fasikül) Osmanlı tarihini incelerken kargı- Jaşacağımız zorlukları önlemek mak- Mült Eğitim — Bakanlığınca çıkarılan ve Mehmet — Zeki Pakalın ından kaleme alınan bu. sözlü- Zün O uncu fasiktilü de yayımlanmış- fır. (Havan), (Havas), (Hayall), (Hayal perdesi), (Hayme), (Hayriye tüccarı), (Hayta), (Hazine-i Hassa), (Hekimbanı), — (Hidematı — gakka), (Hilafet), (Hülat), (Hlle-l geriye), (Hurufllik) gibi başlıca — maddeleri inceleyen ve bu fasikllle birinci ci- Gi tamamlanan “Osmanlı Tarih De- yimleri ve Terimleri Sözlüğü” nün © yncu fasikülü 140 kuruş flatle satıl maktadır. * Sanat Ansiklopedisi (13 üncü fasikülüy Celâl Esat Arseven'in / hazırladığı Milit Eğitim Bakanlığının yayım- Jamakta olduğu Sanat Ansiklopedisi- 'nin 18 Üncü fasikllü de çıkmıştır. Güzel bir kâğıda resimli olarak ba- aılan ansiklopedinin bu sayısında (K) harfi ile ilgili maddeler incelenmek- tedi Sanat Ansiklopedisinin bu fasikü- I 250 kuruş fiyatla bütün kitapçılar- da salmaktadır. GAS K ihtiyacında, olduğumuz herşey Sıvar b nni 1646 DY (Türk) Bahıkesir , den, — 1803 DHY (Türk) Ş mirden. — 1823 DERY. (Türü 1830 Dana m Sevimii Haydut | Kahire, Ankarndan. — 1435 D 1800 Programlar — Vel 3 Berimi Haydudun İntika- | HY, Ürürk Ankaradan zi 85 “ PAA (Amerikan) — Hong - KİSMET (36684) 1 — Br Mey-| Kong, Bangkok, Kadküta, Beli | y DA e rogramlar. <| s damı 2 — Kivircik Paşa, M Karaşı, Basra, Şamana: a Desa GÖS GUN K, MARMARA (3860) 1 — ahai vasart Armuları 3 — Tartanın İntika'| GİDECEK OLAN UÇAKLAR d, m 620 DELY. (Türk) Burı ” F MİLLE eet 1 — İntikam| — 830 BEEA. Üneiliz) Atir haberleri HLA Kurşunları 2 — Tarzanın Zafe-| Nis, Londraya, — 9.00 DHY | Radyo senfoni örketre 9| — HAŞ e Ösasasti © Dörsi| (Türk) Ankara, Kayaeri, MA | Şeri, < 2000 Serbest aat gn Hardı htyar Bit Errurüma < İ 2010 Sonat. — 2030 Opara TURAN GüZ) 1 — Yüzbaşı| 930 DY (Türk) Ankaraya— | Balelerden / eahneler (PL) İ Amerika. Ü2 Teylanın Aşla| 105 DAL, ÇTürk) İzmire —| 2100 Asırlar boyunca Türk mu| Gürkçer. 1030 DHY GTürk) MAnkara | Siklal. Zi 30 Fasıl heyeti kon:| —1 — Sihhati mükemmel (Ki HLALA 50 gn | ö TÇ eri- ZLİS Asrımızın müzlein | kellme 3 — Tersi cüice ah- onun İşereli 2 Vatan Halal | DELY. (CTürki Ankaraya —| en örnekler (PL) —— a | set (ükürekkep kel'me); Çoğal LK Haa a RT (rürü demle — müzli (Pi) < ada Haberler Si BEYOĞLU CİHETİ KADIKÖT OlHETİ 2158 PA A, (Amerikan) Brük T 00 Karışık hafif ge A Belaret katibi; Aa 4 — çece mü- | Sondaki harf okunmansa ter ARIN 1 — Kadın Kalbi. 2— | HALK (6Mi2) 1 — Korsanlar| sek Lonâra, Gander, — New. İ titi. (PL) — 2830 Programlar .xi olur; Kibar zevatın yarım Kai SD T L UD Çeta | Kiralı (renkil) 2 — Tarzan Or: | York'a: : ve kapanış. &— Bir edati Kurtuluş. 6 — ALKAZAN (ü plan | manlar Perisi. Yaymak. “T — Dolayisiyel an: Tara a lam 20 Oe'an | OPERA (G021) 1 — Kan Da-| GELECER OLAN VAPURLAR| — YABANCI RADYOLARDAN | iatmak;” Dalın doğurdukların Ha llasam!” Yası £ — Yalnız Dekilim. 1400 Ankara B. Aküenizden. SEÇME YAYINLAR —— | dan. $ — Parlatma aracı, Gür AR GON 1 — Beven Kabb — 1800 Necat, İneboludan, — Zel (Beki terim. # — Validesi der. 2 — Yümayan Aslan (reni 1800 Mersin, Çanakkaleden. —| LONDRA: KöLÜ Ciki kelime). ir ATLAS (066) 1 — Zoro'nun » şareti 2 — Büyük Vei © ANKARA Pyeyi a am aaf Barmn 3 — Tam Belları | ANKARA (UD 1 — Sarle| 1700 sur Mudanyaya: ELHAMRA (608) 1 — Sol Kim Kity. 2 — Sayılı Kahra- x| Diktatör. 2 — Hayı BÜYÜK; (dS0N) 1 — Ömre Bi del Kadın. 2 — Müthiş Takip Dumlüpimar, ai 2000 Marakaz, Mudanyadan. GİDECEK OLAN VAPURLAR Karabiçaya” caw.s. Ti — 980 Caz müzipi. Granü Hotel Müziği BEB.C. Öpera örketı 1320 Biy 'Ternent” ve arkel T SS RB.C. Skoç or. D T eki Mektebln terbiyecini. Yukarıdan asağır 1 — Yeni günyavarl 2 — Ta- vihte yeni bir devir açan On. manlı eultanı; Teral Tersi ağlayan; Dolaş Hai hayatta olma; — 10o <n Bir pey. kenran Z KIS Johann Se: GEDECİ: (NS0 1 — Bayıl| GELECEK OLAN TRENLER Hamber 5 — Sıkıp suyunu g. Karasanan D Z Hacarar e aa datm el |SRAR Dü — XRAR. Genne | Karan rranasda bir gekir, ©< k Hetel Müzipk — 2a4s Akor | Tşarat mlar Nasiki Di 'noik. İPEK (M28) 1 Atyon Kar| PARIR: Çir3i) 1 — Zehirli güp- | J00 Sus, Mudanyaya — 1800 | Geonle era müzlği — 2016 . İ gü Terel bir kadın romanc: Şakeları 2 2 Rannmız 8e | Ka a yalan Bumlaiar. İknderine — G, YNeriNan. çekselram. — mitin birinci demi b DA a SUS: GKTİ) Satılık Kasıın. BARUN ASA b fonekraft planosu, Holiyood'un “kakulu Darti DE GAS0 1 — Makiap B T aa aK K D Gilmeyenler. 2 — Ucan Devler, MELEK (44868) 1 — Teti Mi Tar ? — Sarı Menekgeler, Bllar (ağn 1 — İeabili| YAi dam a Dü DNT Fedatleri, 2 — İi Açıkgör| Sonra 2 — Bitmemiş Dans. — | CAY Mminönü) — İtimat Sadri (K0: SUATFARK (BN 1 — Cemair a DA O oanlnn ' sülanahmer z Dansözü, 2 — Sevimii Haydut- Er ANKARA RADYOSU aalar) — #aydap Tesi Gğee” KraEa Zeti Belilar. FLMAMRA 1 — Ölüüren B SÖMER (Ğ8Si) V Gimal Ka | Küveyg Fedalleri 2 — Denir | g Ayan Tabaar e neze | BEYOOLU: Dele Sünü 2 Sicanı Bun burlar abarlar. Te hava | Baa) O Nibet SARK GöM0) 1 — Fllpin Mee| LALE 1 — Zehir Kaçakçılanı | "APOrU ” SAN N Yazpaa. (Takalta lanı 2 — Korkusuz Rela (türk-| 2 .. Macera Adası, 3 — Gilâh- gn ati din Tav 1 — Ölüm islifi, 2 — İki| TAYYARE 1 — İhanet Fırtina- | L HSik Cingöz Hollywoca'da. 2 — Semalar Perisi. 3 — Va. | Beraber TAKSİM — GSİsi) 1 — Vurun | tan Mücadeleni, Kahpeye. 2 .— Lüküs Mayat | YAN 1 — Zebir Kaçakçıları TAN 1 — Yaratılan Vatan 2— Çöl Şarkamı. 3 — California Ve Gh 'PNAL (G6806) 1 — Vurun Kah- peye. 2 — Hürriyet Apartmanı lehvet Kurbanı: YENİ 1 — Kahraman Kılavuz. SÜMER: (4072) 1 — Yal Ş kiciları 2 — Üstün Irk ÜU Kalbler. 2 — Deniz yıldızlar İar Konutuyor. 2” Macera Adam, & — Silân. İar Konuşuyor. YENİ SİNEMA 1 — Kanlı Dö- gek 2 — 3 — Zoronun İşareti MELEK Lüküs Hayat. UÇAK - TREN - VAPUR (zmMı) — 1810 S20 Ankaraya T Birleşi Ani Haci Mürat Geliyor GİDECEK OLAN TRENLER 620 Bemplon Ek 1845 Dana müziği (PL) — 1400 Hava raporu, akşam programı 1T88 Açılış ve 00 M Ayarı — CAvrupa). a (EKe) — Tüka.). gi Oğlu (lasköy) — Yeni TKasımpasa) EczANeLE K İN birinci Jamtı Kantil. 10 — 'Düşünce, DÜNKÜ BULMACANIN MALLI — Sümeviyat Yükarıdan. aantı; 1 z Kefaleti 9 — Ameliye; Mi 3 — Mineli; Ara & 0 “Turan FATİN: Torahim / Balmumcu (Gehzadebanı) — Ziya Nüi Ükaaray) — imin Rudvan TÜyat et Gmem — S S MERTEY KAT (Sehremini) — Gün: ogram. —| ragümrük) — Hayim Berk (Fe. Rer). ezoem ge Kudkoy sam ÜP: Ayvar (star. anbul 4222 — Üsküdar eöas Tierlğ ea Ankara 00. lamir 22z0 BESİKTASI Nall Halit (Be Karşıyaka 18068 4 LorelHardi Kuru Gürültü. ta9) — Ortaköy — G. Divanlı. 4 — Hahlar Bevişiyor » GELECEK OLAN UÇAKLAR - YDIZ ÜaT VZ Korkusuz Radyodan inetlizce, 'oklu — Merken, Taaele, 2 — Kaptan Ki 48 DELT.. (Türk Burse: | cesaz | (Bayatl Fas KADIKÖY: Merken (Kadıköy) &S0 DALY. (Türk) İa | Temil, — 248 Berbel Üa in Ç öben — & İSTANBUL OİMETİ Birden © 225 DELY, ÇTümü) | 200 Konusma, "” SAls . Dane | Catat Çalalay (Bollandı aslanlep, Adana, Konya, Af | müzlet (Pi) — 274 A ALEMDAR (Gödü) 1 — Tarsa- | yondan — 1010 LAT Ültak| yanı ve baberler. — 2000 Prog | USKÜDAR: Me Bin Zaferi, 2 — İnlikam Kürgü. | ya) Toma Atinadan. — 1838| yam ve kapanın YAYARLARA, Z. KİK :. | Dur DALY. CTürk Tekenderin, A B h AZAK (2542) 1 — Emirin Kım| dena, Ankaradan. — 1580 B.| İSTANBUL RADYOSU: BÜYÜKADA: Ha Deylar 2 — Tulumbacılar, KA Ünelir “Lonâra, Nn |— 1267 Açılış ve programlar. —| İZMEN: A ÇEMBENLİTAS — GiSim) 1 —| Röma, Alinadan. — 1630 D.| 1800 Haberler, — 1518 Densi Al Hayreddin (Ba p Bödelar 3 Te 'gece Külüpleri| #EY. (Türk) Van, Diyarbakır, İ müziği (Pi) — 1348 Şarkı ve| İkiçeşmelik (Eşrefpaşa) — Kar| bul — Saplık. OMDCOKACDTAALANTKOKATTLK L TUKAKATRKTTKAUNLKUAKTTCNA AAA UN TTKAUIKADUNUTÜTUKUKAALCOKILACCADILIAĞINCAKAANıACCAYKAIULATATAAKAKAIAYINAKICRTAKAII INT |IKI MACAR GİZLİ POLİSİ İFŞA EDİYOR ALTKTAKINININU ANLATANI O VOKALAKANNNN! Laszla ve Hanna Sulner FEL SA Kardinal, Kolhoz Politikasının mu- yaffak olmamasını hakikaten istedifi için, misafirlerimizin getirdiği bu ve- sika, bu mânada okunabilirdi. Fakat benim, bu husustaki itirazım, siyast dekil, teknik bakımındandı. Tertipledi- len vesika, o derece basit olarak bir araya getirilmişti Ki (anlaşılan ken- dilerine gönderdiğim elyazısı cihazını Hümüne İttihaz ederek, imal ettik- leri cihazlardan biri — kullanılmıştı) mahkemeye ibraz yahut / gazetede neşredildiği takdirde, hiç bir kıymet ifade etmiyecekti. Vesika, sanki 4 mühtelif parçadan müteşekkilmiş gi- bi bir manzara arzediyordu. Memurlar, gayet ciddi olarak. — Fakat bu yazı hakikaten Kar- dinale aittir! diye wrar ettiler. Ben gülerek: — Olabilir, dedim. Fakat ben bu- 'na pek İnanamıyacağım. Bunun elye zısı cihaziyle imal edildiğine kaniim. Ben bunun çok daha iyisini yapabi- dirim. Kısa boylusu hemen atıldı: — Mükemmel, — öyleyset " Demek mütabikiz. Biz bize, gü menlde bir yenisini hazırlayın. NÜMUNE Bunün Üzerine, — kendisine uzattı- Aim bir kâğıt Üstüne, kendi kalemiyle, hte mühtirada yazılı olana benzer bir metin tertipledi. Vesikaları tek- Tar tetkik ederek Kardinalin el ya uu mühtevi iyi bir nümüne aradık ve meticede, Mindszenty'nin her geyi inkâr eden İlk mühtirasını (evvelce neşredilmiş olan vesika A) seçtik. El yazısı cihazı benim odamda idi. O- Taya giderek — hemen işe başladık. Memurlar her şeyin, akşama kadar tamam olması üzerinde rar ediyorlar 've saat beşte adliyenin basın bürosu- 'a memur Parti Komiseri Bela Csor- a İle, “mücrimin el yazım” mevzu- ynda bir toplantı yapacaklarını söy- Tüyorlardı. Ben çalışırken, Csorna telefon et- ti. Memurlar, komiseri savdılar, Sah- te vesikayı imal etmek için iki saat KAf geldi. Mikroskopla muayene 'tikten sonra, propeksiyonla büyülte- 'Tek düvara aksettirdim. Taklit vesi- Ka, beni tatmin etmişti. - Hannaya baktım. Omuzlarını silkerek: — İşe yarar, dedi. Hanna — bütün bunları tasvip etmiyordur. İç Savunma Bakanlığı memurları çok memnundü. Siyast polisin hazır- İndığı metne göre İmal / ettiğim bu vesika, mahkemeye ibraz edildiği gi- bi, Macar Sarı Kitabında, Kardınal tarafından kaleme alınmış bir muh- 'tıra şeklinde yer almıştır. İç Savun- ma Bakanlığının bize tevdi ettiği ilk taklit muhtira (Vesika E) dir. Be- 'nim taklit ettiğim muhtıra ise (Vesi- ka D) dir. Her İkisini de, memurlar akşam yemeğine — gittikleri sırada mikro-makine ile filme aldım. Mik- ro-film, bilâhare, biz kaçarken, Ma- caristan dışına çıkarılabildi. MİNDSZENTY'NİN KARAKTERİ (Bu kıtım Hanna Fischof — Sülner tarafından yazılmıştır). Komünist matbuatta bir zamanlar #aündszenty-Winkelmann — karakter müşabeheti” adı altında, — tamamen aahte bir el yazımı tahlili, geniş neş- riyata sebep oldu. Bu neşriyatın iç yüzü şundan ibarettir: Zannedersem, 1048 aralık ayının sonuna doğru, Kızılordunun. destek- liyerek bütün Rus bölgelerine dağıtı- dan “The World” mecmuasının Ma- caristandaki başmuharriri, Jaboratu- varımıza, Thomas Lazar adında bir mühabirle, Devlet Film acenteliğine mensup bir fotoğrafçı göndereceğini telefonla bildirdi. Ocak ayının İlk haftasında, bu iki gazeteci “Sahtekârlık Mütehassısla- T” adı altında resimli bir röportaj netrettiler. Röportajda, pek yakın. AVrUpa elyazısı mütehasmslarının mületlerarası bir kongre aktedecek- derinden, Macaristanın bu kongrede, mahkemelerde ve poliste resmi ehli- hibre olarak çalışan. tanınmış müte- hasma Hanna Fischof (resmi işlerim- de babamın adını kullanırdım) tara- fından temsil edileceğinden bahsedi- liyordu. Ayrıca, dünyaca meşhur tah- kikat ve cinaf dâvaların muvaffakl. yetle neticelenmesinde büyük hizmeti dokunan Jullus Fischof'un kızı oldü- Bum, babamın kabiliyetini — tevarls. 'ederek en modern fotoğraf, kimyevi vesalr cihazlarla mücehhez Jâboratu- varımızda on seneden beri muvaffa- kiyetle çalıştığım. ilâve — ediliyordu. Gazeteciler, keza el yazısı mütehas- ısı olan kocam. Laszlo Sülner'in be- nimle işbirliği yaptığını da zikretme- yi unutmamışlardı. Bütün — bu. neşriyatın — Kardinal Mindazenty'nin 26 aralıkta tevkifin- den sonra matbumtta intişara başla- yacak olan iftira kampanyası icap- Jarından olduğunu çok sonra anlaya- bildim. İç Savunma Bakanlığının iki me- müru 4 ocak 1949 da toprak reformu Not York Meralâ Tribune bu eserin Türkiyede nesir hakkını VENİ İSTANBUL'A. vermi, Hakkındaki muhtiramın. taklldinden, Kardinalin el yazısının tahliline geç- tkleri zaman, bunun imkânsız oldu. Kunu ve el yazısında ancak karakter gizgilerinin — tefrik — edilebileceğini kendilerine izah ettim. Bi yazısın. dan, bir kimsenin zalim olduğu ya- hüt zülüm yapabileceği ekseriya an: Jaşılabilir. El yazısına bakarak — Dikkat edin, bu adam yalan söyliyebilir, denilebilirse de, bir. ka- Kida yazılmış bir İki satırdan, bir kimsenin mücrim olup olmadığı an- Jaşılamaz. — Mantiki olmak ve her teknik usulün hudutları içinde kal: mak Jâzımdır. Kardinalin el yazımı hakkında her hangi bir mütalâa beyan etmemi 1s- rarla istediler. Müstakar, akıcı ve Kati ifadeli el yazısını zaten gör- Müştüm. Bazı karakter çizgileri, el yazısını tahlile yeni başlamış tale- beler tarafından bile — okunabilirdi. Azimkâr olmakla beraber — münasip yoldan gidildiği takdirde, yine te- #ir altında — kalabilecek bir iradeye Sahip bir. kimsenin — yazısı idi bu. Harlci şeklilere fazla ehemmiyet ve- 'Ten, fazla hayale kapılmayan, açık gözlü, temsil ettiği makam dolayı üzerine dikkat celbetmek ve kendi ç Alemine ehemmiyet veren, hulâsa gekii ve şekliyata düşküün bir gembolist olduğunu tahmin ediyor- düm. Kardinalin — hakikatte faal olma- dıkları halde, isim ve salâhiyetleriy- le, fanliyet adamı olanlara yardım edenlerden sayılması icap edeceğini mütalâama ilâve edebilirdim. Bu çe- #it İnsanların, komplolara karışma- makla beraber, arkadaşları kurtulur- ken, kaya Üzerinde düşmanı oyala yan ü efsanevi İsviçre kahramanı Bibi, tarihe geçecek cesaret nümüne- leri gösteren insanlardan — olduğunu da keza söyliyebilirdim. Fakat memurlar — #abirsizlanıyor ve herhangi bir neticeye varılama- dığından dolayı #ızlanıyorlardı. La- boratuvarın düvarlarında, 50 yıldan beri birikmiş bir kriminoloji müzesi amlı İâi. Polislerden birinin aktına şu çare geldi. — Şunların arasında Kardinalir kine benzeyen bir yazı arayalım. Bü- tün istediğimiz. Kardinal gibi y zan meşhür bir. mücrimin — yazısını bulabilmektir. Her birimiz, Kardinalin el yazı- sından bir parça alarak, duvarda Si düran nümüneleri tetkike ba; dik. Laszlo ile ben, hiç benzerini bulamadık. Ben, işe çok ehemmiyet veriyordum, çünkü el yazısı tetkiki benliğime tamamen hâkimdi. Polisler inat ediyorlardı: — Yazılarda bir şey. bulamadır. Acaba imzalardan bir benzerini bu- lamaz mıyız? Bir de onlara bakalım. Mühtelif imzalar arasında Alman Aşgali sırasında Macaristanda komu- tanlık etmiş olan SS Generali Win- kelmann'ınki de vardı. Batılı devlet- der, Winkelmann'ı mahküm etmedik- leri halde, Rus bölgesinde, en büyük harp mücrimlerinden biri sayılıyordu. İç Savunma Bakanlığı — memurları, onun adını düyünca, hemen ” he canlandılar. — Bakın, bakın! Winkelmanı, tıp- kı Kardinal gibi imza etmiyor mu? Yazılar, birbirlerinin aynı değil ml Arada hafif bir müşabehet oldu. Kunu İtiraf ettim. Fakat tam tefer. Tusta gireceğim mırada, daha enerjik olan ve işin idaresini ele almış bulu- ı-ılKAYEl Yazan : — James Thurber 'n küçüğümüzün de bildiği üzere bir Sürü —kurdun — yakınında bir kaç tavgan nilesi yaşamaktay- di Kurtlar tavşanların tarzını — beğenmedikleri: bildirdiler. tarzlarına Çünkü an- cak o gekilde yaşamak kabil ol- düğüna inanıyorlardı. - Bir gece bir kaç kurt deprem neticesinde öldü. “Kabahat tavşanlara yüklen- di. Çünkü hepimizin bildiği vec- hile 'tavşanlar arka ayakları ile “yeri sarsarlar ve depreme sebebi- yet verirler. Bir başka gece bir kurta yıldırım. çarptı. - Kabahati gene tavşanlarda buldular. Çün- Kü ot yiyenlerin yıldırım meyda- ma getirdikleri hepimizin malâmu- dür. — Nihayet kurtlar, tavşanlar Tahat durmazlarsa onları terbiye edeceklerini — söylüyerek — tehdit ettiler. TTavşanlar da kurtlardan kurtulmak için keşfedilmemiş bir daya kaçmağa karar / verdiler. Fakat dünyanın öbür ucunda yaşı- yan diğer hayvanlar — tavşanları ayıplıyarak, “Olduğunuz. yerde kalıp cesur olun. - Bu dünya teh- likeden kaçanlara / göre değildir. Kurtlar — size hücum ederse biz Sizin yardımınıza — koşarız,” de- Kızıl Sahtekârlık Makinesi KNN çevireni — UNILIMANNNNNE Behçet Cemal Kardinale "vatan haini,, diyenler, Macar istiklâlini Moskovaya satıyorlardı 'nan kısa boylu memur, Laszloya dö- — Mesele tamam, dedi. Mindezen- ty'nin yazımı ile dört satır yazar ve altına Winkelmann'ın imzasını mtare Sınız. İstediğimiz — bu kadar. Eğer kâfi derecede Almanca bilmiyorsanız, Jâzım gelen Almanca metni size te: lefonla. bildiririz. Kocam, bu işi kıvırabileceğini, fa- kat vaktin geçtiğini ve yemek zama- ninin geldiğini söyliyerek — simdilik Paydos edip saat 9 veya 10 da bütün vesikaları almalarını teklif etti. Me- murlar, kocamın teklifini kabul ede- rek, toprak reformuna ait muhtıra ile Kardinalin bütün ithamları red- deden ilk vesikasından maada bütün foto-kopileri ahıp gittiler. Zaten hiç birimiz, bu vesikaya fazla ehemmi- yet vermiyorduk. İnkâr, dalma bek- denen bir harekettir. Polis eline son- radafi bir itirafame geçirdi mi, ilk inkârın hiç kıymeti kalmaz. Laszlo bu vesikanın, Macaristan dışına kas Çırmak Üzere hazırladığımız. mikro. film için birer foto-kopisini çekti. Bunu müteakıp Laszlo, hemen a mealde Almanca bir ibare tertiplee di: “Son harpte, Macar milleti, telif edici bir sulha Almanyadan çok da- ha ziyade bağlı d, Bu kelimelerle, Kardinalin el yas zısından İstifade ederek yeni bir ibaa 'Te yapmak çok kolaydı. Kocam teo Tübelerini yaptı, kelime ve satırları ayarladı, çini mürekkebi İle tarama Kalemini alarak, Mindszenty'nin el yazımı e yazılmış ibarenin altına, Winkelmann'ın İmzasını oturttu. ve bana dönerek: — Hiç bir geyi değiştirmeğe kadir değiliz. Her gey, onların tertiplediği plân dalresinde olup bitecektir, de- . Saat dokuzda bazı dostlarımıza aöz- Iü dik. Halbuki saat dokuzü geçmiz- ti. Laszlo bütün vesikaları bir zare fa koydu, zarfı mühürledi ve polis memurlarına verilmek Üzere kapı cıya biraktı. 6 ocakta gazeteler, (Vesilen H) da Anlatılan hikâyeyi neşrettiler. İçiş- deri Bakanlığı Matbunt şübesi, vesi kanın İntişarına — müsaade — etmişti. “Pree World” gazetesi, — Laszlo'nun imal etmiş olduğu el yazısını “ekskli Zif” olarak neşretti. Bütün gazeteler, el yazısının tarafımdan tahlil edildi- #ini ilân ederken, komlinlet gazete- ler, belki de parti Azası olmadığım- dan, ismimi mesküt / geçiyorlar ve tahlilin “resmi polis te adliye müt hassisı" tarafından yapıldığını kay- detmekle iktifa ediyorlardı VATAN HAİNİ POLİTİKACI “Yapılan neşriyata göre, Kardinal Mindezenty ile SS Generali Winkel- manın'ın el yazıları tarafımdan mu- ayene ve birbirlerile olan müşabeheti tesbit edilmişti. Gazeteler, tahlili ya- pan Alimin, Kardınalin el yazısından “egolzmi, megalomaninin hâd devre- gine yükselmiş” bir şahsiyetle karşı- Taşıldığını — söylediğimi, bu. yazının “pervasız, haşin, haris ve vatan ha- ini bir politikacıya” alt bulunduğunu yazıyorlardı. Son İbare tamamen mantıksızdı. İdami O müstelzim harp suçları iş- lemiş olan bir SS Generali bile “va- tan haini bir politikacı” sayılamaz. Maamafih, komünist — propagandamı, Kardinale “vatan halini — politikacı” damgasının vurülmasında iarar etmiş ve İç Savunma Bakanlığı yahut hü- kümetin matbüat servisi, düşünme- den bu ibareyi ilâve etmişti. (Devamı var) Bütün kabahat tavşanlarda Çeviren : Güner İzer diler. — Bunun Üzerine tavşanlar oldukları yerde yani kurtların ya- kınında kaldılar.- Günün birinde Müthiş bir tufan oldu ve pek çok kurt — boğuldu. — Gene tavsanlar kabahatli çıklı. Çünkü havuç kemiren uzun kulaklıların tufana zebebiyet verdiğini siz de bizim kadar iyi bilirsiniz. Nihayet kurt- dar, sarf tavşanların iyiliğini dü- günerek, onlara hücum ettiler ve gene Sirf onları korumak — için, karanlık bir mağaraya kapattı. lar. Bir müddet tavşanlar hakkında birgey duyulmayınca diğer hay- yanlar kurtlara bir nota göndere. rek Vaziyeti öğrenmek istediler. Kurtlar, tavşanları yediklerini ve artık midelerine giden bir şe- 'yin de dahili bir mesele olduğunu bildirdiler. “Pakat diğer hayvan- Jar tavşanların imhası için mâ kul bir mazeret göstermedikleri takdirde, kurtlara karşı - birleşe- ceklerini bildirerek onları tehdit ettiler. Bunün üzerine - kurtlar da bir sebep uydurdular. — “Tav- şanlar kaçmak istiyorlardı. - Hal- buki sizin de söylediğiniz gibi bu dünyada tehlikeden kaçanlara yer yoktur., İN

Bu sayıdan diğer sayfalar: