16 Ağustos 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

16 Ağustos 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- YENİ talebe Türkiyede yarım asra yaklaşan bir zamandan beri bir türlü hailedileme miş Bir ecnebi memleketlerdek! talı Delerimiz. düvası vardır. — Ürerinde dürülmüş, bir çok kararlar alınmış, fakat hiç bir vakit faydalı ve müspet Bit heticeye — varılamamıştır. Muaz- zam işler kargısında Bulunan Hükü- metin memleket istikbali -ile çok a. Takası olafı bu işi de artık elddiyetle ele almasi ve nihat Bir hal yolunu bulması önünden kaçınılmaz bir za- rüret halihi almıştır. Avrupaya talebe gönderilmesi Meş- rütiyete kadar korkulan. bir. MAdise telâkki olunurdu. Hükümet ya ordu. Jarda talim görmek için az miktarda zabil gönderir, » yahüt da pek İstiinal Ballerde Memlekette çök İyi yetiş. miş, bulunduğu mektepte en iyi tah. Si görmüş tek tük olgun gencin Av- rupada tahsiline karar verirdi. Bu- mun haricinde o sanmanın istibdnüm. dan kaçan Bazı gençler de bir. çok Taüşkülât atasında tahsillerini — ta- mamlamaya çalışırlardı. O vakitler, ya hüyük bir ihtimamla seçilen veya fedakârlıklar ihtiyar ederek hariçte Yaşayan Dü gençler, bu gün — bile Memnüniyetle şahiâi öluyorus, mem- dekete büyük faydalar temin etmi derdir. Meşrutiyetten #onra Avrupaya falebe göndermek en başta gelen İş. derden Birt oldu. Avrupa âlemine gir- mek isteyen Türk milleti feyiz ve ir. fanının yolunu artık bulmuştu. Çok Ayı bir emelin Mahsulti olan bu te gebbüs o zamandan beri hızını kaye betmemiiş, fakat elde ettiğimiz neti. Geler de © kadar iyi olmamıştır. Biz Avrupa — tahetlini herhalde — evvelâ €İde edilmiş bir tahsilin tamamlan. ması telâkki etmekteyiz. Halbuki da- ha lik zamanlardan beri bu iş böyle olmamış, orta tahstli bitiren bir çok gençlerimiz Çok defa basit bir im. tihandan sonra Avrupaya gönderli. mişlerdir. Bühassa bunların çok kuv. vetli lisan bilmeleri noktası lâyık ol. Guğu ehemmiyeti görmemiştir. Ken. dilerine verilen bir sene lisan öğren. mek samanı hiç bir suretle kifayet etmemiştir. Çünkü fimi bahisleri ta. Kip edebilmek için Haanın sonradan öğrenileni eksik getmemektedir. Bu. nun mühakkak çocuklukta öğrenii. miş olması icap eder. Bihasta ta. mümiyle başka bir âlemden Avrupa. ya geldikleri zaman — talebelerimiz çok defa, hep beraber ve Adeta kafi- Jeler halinde yaşamış oldükdarı için onların lisan bilgilerini gerektiği de Tedede elde edememişler ve bu # retle yaşadıkları muhiti daha iyi an- Jamak, dahs temelli kavramak im. Kânlarını bulamamışlardır. Memleketimizin talebelerine verdi. &i para her halde iyi bir hayat ya- gayabilmelerine Kifayet edecek bir miktardadır. Bilakis çok mahdut bir bütçe ile geçinen bir allenin çocuğu Bütün ailenin aldığı paradan fazla bir. Belire sahip olduktan donra - hüyati Artik — büşlk tarida görmeye ve kendine göre bir de sefahat yapma- a Başlamıştır. Paranın ne olduğu: hu iyi takdir edemiiyen bu . genç der oldukça Bol Mas$a rafmen bütçelerini tanzım dadmemişler ve gok — defa gikintiya — düşmüşlere Gir. Bilhassa maaşlarının hiç bir za. man muntazam gelmemiş olması one ların meli vaziyetlerini çok defk fe- me Bir hale sökmüş ve bu süretle tahsillerinin fyi olamamlasına da â. ll olmuştar. Üzerinde datma dürülmüş olan bu noktalar çok İyi bilindiği halde bit türü halledilememiş Ve nihayet bu işlerin tanzimi için talebelerin — bus kundukları memleketlere tik önceleri muvakkat Ve sönfa a dalmi talebe müfettişleri gönderilmiştir. Biz ya pılmiğ olan bu işin iyi Ve iyi Hiyet. 'ten doğmuş olduğunu kabul etmekle beraber hiç bir sretle kâfI otmadığı. 'i gördük. Memleketimizden gelen bu talebe müfettişleri en iyi birer ma arifçi olda dahi adetleri bir kaç yü ze yaklaşan talebeleri teftiş etmek imkânına maddeten malik ölamamış dardır. Bilhasaa gönderfler bu müs tettişlerin çok defa o memleketin 1i ! ! Ecnebi memleketlerdeki lerimiz Habib Edib - Törehan sanını az veya hiç bilmemeleri. de anlara bu vazifelerini hakkiyle ifa imkâninı verememiştir. Benebi mem- leketlere gönderdiğimiz talebeler için daha giyada / Büyük memleketlerin merkezlerini de seçmekliğimiz büyük bir hata olmuştur. Bunların oralarda ler yanında — oturmaları imkânı bulünamamış. ve büyük — şehirlerin pansiyon Veya otel köşelerinde kal- Maları kendilerini bulundukları mem- lekete yabancı birakmıştır. Avrupa- 'nin eski Berlinle, Paris veya Londra olmadığını ve bilhassa mütevazı K Çük şehirlerdeki ünivernitelerde tah. Silin daha husust bir mahiyeti haiz olduğunu akseriyetle — gözden uzak tutmuş olmaklığımız da büyük bir hata telikki edilmelidir. Kazan : Bilhasas sön ön seneden beri mem. leketimizde tahsll vaziyetinin değiş miş olmam da dikkatten kaçmıştır. Bugün geçkin. profesörleri zam bir Teknik Üniversitemiele “0- niversitelerimiz vardır. Demirperde olmasa bir çok Balkan memleketleri- 'nin gençleri buralara hücum edecek. lerdif. Büyük fedakârlıklayla bu gün. Kü geklini verebildiğimiz. Oniversite. lerin kiymetini, evvelk bizlm takdir etmekliğimiz icap eder. Şayet yük- gek tahsil için bu irfan ocakları ki. fayet etmiyorsa 6 vakit bunün da açıkça söylenmesi lazımdır. Aksi hal- de artık yüksek tahsil için değii, bel KA tahslli — bitirdiken sönra tetki. Kat için Avrupaya ve — Amerikaya gitmeldiğimiz daha doğru olacaktır. Biz hariçte tahsilde balunan genç lerimisin umumt bir hükümle komü. hizme tarartar oldukdarı düşüncertni kayılmt ve garisız kabul edemiyece. #iz. Hariçte yaşayan Türklerin mem- deketlerine ne kadar fazia bağlı ol düklarını uzun seneler bir çok canlı misallerle gördük. — Bilhassa şimdi Avrupanın bir çok şehirlerine sığın. mış olan Balkanlıları dinledikten ve Avrupa basınında demirperde arka- #mdaki faciaları — okudüktan sonra Kamünist olmak ve bunda bir kur. tulüş yoku aramak isteyen gençleri. mizin bügi ve muhakemelerinden de güphe edebiliriz. Büyük gehirler içine atilmış ve in. tihaplarında fazla bir itina görterii memiş 6lan bu / gençler arasında tahefli ihmal etmiş olanların sayıları güphesiz Ki oldukça fazladır. Bunla. Fin içinde de hayatın artık çıkar yö dunu başka geylerde arayanlar bulu. nabilir. Fakat bunların umumf tah be üzerinde büyük bir yekün teşkil etmediğini de zannediyoruz. Her hal. de Türk genet / kendini iik olarak kandi. cemiyetine faytdlalı ve bilgili bir hale getirmeye çalışır ve bilginin verdiği muvaffakıyetleri güsterirse 6 zaman öğrenmek yolundan ayrılar iatin da bunlari fmtisl edeceklerin. de güphe edilemez. Biz Türk genet. 'nin teftiş Ve Btire e değii keridini bilerk frfan ve Kültür yolunda mes 'tin adımlarla ilerlemesini diliyoru. üsere 70 subay Gen Mmürekkep eyet dün yöl 6 (ŞEHİR HABERLE R  | W.A.Y.In dünkü toplantısı Seyahat ve mübadele komisyonunun aldığı karar Dünya Gençlik Birliği Kongretinin 4 çalışma kamisyonu dün #nbah ve öğleden sonra çalışmalarına — devam ettiler. İngiliz delegesi Mias Welten'in ri- yaset ettiği Seyahat ve Mübadele Ko. Misyonu dünkü müzakereleri netice- sinde gu kararlara, Vardi: 1 — Her milit komite, diğer yı baneı kömilelerden — memleketlerine BTuplar göndermesini isteyecek, '? — Müllt komiteler, kendi memle- ketlerine seyahat etmek isteyenlere Mâzım gelen malümate hazırlayacak, — Gelecek yıl bir veya daha si- yade 19 kampları kurulacak. 4 — İşçilere söyahat imkânı ver- mek için onlara daha uzun müddetik fatliler temin #dümesine — çalışıl. dak. Haber AİmA Ve Vestkalar Komteyo 'nuna M. Annan (Altın Sahili) baş- kanlık etti. Başkan Yardımcısı Ve- dat Özdündı (Türkiye). Gelişme Ko: misyohuna M Deshormes (Belçika), Tanre Komlayonuna M. Dreze (Bel- çika) riyaset ettiler. Akşam açılan celsede iç tüzük mü- sakerelerine devam edildi. küler Milli oyun ve fi festivali İstanbuda aktedilmekte olan Dün 'ya Gençlik Birliği İxnet Konsey İçti- Mi dölayisiyle berşembe Ve cuma ge- eeleri İstanbul Açıkhava — Tiyatro. sunda verilmek Üzere, Türkiye Millt Talebe Federasyonu tarafından bit (itirk balk oyunları ve tütiileri fes- fivali) tertiplenmiştir. Bu festivale yardumuzun mühtelif / bölgelerinden Kalılmak üzere gehrimize gelecek e- Kipleri dün gehrimize gelmişler ve u. sa, Trabzon, Dicle, Kars, Konya e- küpleri dünşehrimize gelmişler ve u- mümf provalara başlamışlardır. Ay- fica Venedik ve Blarrita festivalle- rinde birincilik kazanan — Karayılar ve Brzürüm ekipleri de — gehrimize gelmiş — bulunmaktadırlar. — Ekipler Perşembe günü öğleden sonra Tünel- den Taksime kadar uzanan yol bör Yünca mahalif kıyafetleriyle bir resmi Keçit yapacaklar ve Taksim Abide- #ine bir çelenk koyacaklardır. Şehrimize ait yeni bir rehber İstambul Belediyesi mürettişlerin. den Hayri Lokmanoğlu, İktisat Mü: dür Vekli Krtin Erer ve Rakım ZL yapğl tarafından İstanbul - gehrine Zit büyük bir rehber - hazırtarmştır. Bedeker sistemine göre tabedilmek Üzere olan rehber İatanbula ait tur Tartik sahada büyük bir boşlğu dol. dürücek mühiyettedir. Türkce ve im. Ellzee Ve fransizca Glarkk yayınla. Hacek Glan ve Mühtelif — bakımdan gehri İzah öden tehber Yakında bası Tacaktır. MARAKAZ, DENİZCİLERİMİZİ PİREYE GÖTÜRDÜ | geminin güvertesinde kan Marakaz vapariyla Pireye, orm düh dü Amerikaya mütevscchen ha reket etmişlerdir. ANKETIİMİZ Sağlık Bakanının beyanatı hakkında açtığımız anket Dünkü nüshamızda, Sağlık Bakanı Prof. Nihat Reşat Belgerin Sağlık iş- lerimize dair gazetemize verdiği mü- him beyanatını neşretmiştik. - Şehri. Mi doktorları arasında büyük — bli alâka uyandıran bu beyanat, başlıca 3 nokta üÜzerinde toplanmış bulunu- yordu. 1 — İstanbulda bugün 4000 dak. 'tor vardır. Doktorlar memleketin u. zak yerlerine gitmek / istemiyorlar. Köylü hekim yüzü / görmemektedir. İstanbuldakt bu miktarı 2000 e in. ditmek mecburiyetindeyiz. Yeni kad. Toyu hazırlıyoruz. 7 — Memlekette hekim fazladır. Fakat bir taraflan da hekim çıkar. mağa devam ediyoruz. Tıp Faküilte: sine alınan talebenin adedini azalt. mak İâzımdır. 3 — Bize lâzım olan müktedir hü- kümet tabibidir. Hükümet tabiplerini Bigili olarak yetiştirmek Tazımdır. Bunun için Ankarada yeni bir mek. tep açacağız. Tıp Fakültesinden kanlar 6 ay burada staj görecekler ve bilâhare hükümet tabibi - olarak vüzifeye başlayacaklardır. 'Biz, Sağlık sahasında büyük bir reform teşkil edecek olan hü ted. Birler Hakkında — mühtelir sahalara menmip — doktorlarımızın ne düşün- düklerini tesbit tmek İstedik — ve bu Mevruda bir anket yap Prof. Dr. Sadı İrmak'ın fikirleri Sayin Bâkanın temas ettiği mese- denin Beride mihraki bütün entelek. tücl mesleklerden kemiyetten keyfi: yete dönmek lüzumüdür. — Yıllardır isabetli fakat tek taraflı bir tdentizm. le türlü entelektüei mesleklerde bür Yük miktarda yüksek tahsil mezu. Su yetiftirdik. Fakat memleketin e. korlümik v& sosyal kalkıfıma tempo. su bü yetiştifme he Muvazi yürüye: medi. Böylece bir nevi münevver iş. sizliği karşısında bulunuyoruz. — Bu işsizliğin Dilhâssa büyük gehirlerde Belirmesi Kaçıfılmaz bir neticedir. Bu sebeple iki mesele Karşısındayız. Entelektüel yetiştirmede — keytiyeti ön plâna almak ve yetişenleri mem- deket içinde iyi yaymak. Orduda ol. düğü gibi adaletli ve ümumt bir Mecburl hizmet bütün mahzurlarına rağmen umumi bir tedbir. - olabilir. Bizde Yüksek tahsili takip eden te- kâmül eğitimini kemiyetten keyfi. yete götürmelidir. Hükümet tabi. bi ve hattâ sıhhiye müdürlerinin du- rumunü sayın Bakanın ön plâna al. masını isabetli görürüm. Gerçekten, Çok pahahya yetişen fen adamlarını, Mevzuat ve formalite yüzünden bü. 10 adamları haline getirmek zararlı neticeler vermiştir. Ben sihhiye mü- dürünü bir hıfzıssınha Jaboratuarının Başında, hükümet tabibini tam Bir. fen adamı zihniyetiyle çalışır görmek ieterim. Mütehassıs hekim meselesi Bence bundan sonra gelir. Biz her #eyden evvel pratisyon hekimin se. viyesini yükseltmeğe mecburuz. H tahane hizmetlerinin imtihanla ve. #ilmesi Adil bir usul olabilirse de tat Bika müşküldür. Çünkü tababet sa. dece bilgiye değil, tecrübeye daya- far. Yalnız gü kadarını söyliyebili. Tim Ki büyük hastahanelere tıbbi ta- harriyat yapabilecek isimler getirli. Melidir. Memleketin tıibbi etüdü an- Gak böyle başarılabilir. Tp Fakliltesi Dekanı Prof. Dr. Kâzım İsmali Gürkan'ın fikdrleri Ankara Tip Faktiltesi hentiz do. Kup halindedir. ” Bincenaleyn hekim yetiştirme yükünün büyük miktarı daha yıllarca İstanbul Tıp Fakülte- #inin Üzerinde kalacaktır. -İstanbul Tıp Fakültesi dahi bugünkü vesatt ve teçhizatiyle bu Kadar fazla tale. Beyi zörlükla yetiştirmektedir. Bun. dün dolâyı Biz alıtan taltbe sayısının ha aşağıya İndirilmesini yıllar- danberi istemekteyiz. Bu noktada Sağlık Bakanı ile tamhamiyle hemfi. kirim, Mevcut — hekim sayısının / umum memlekete nispeti yapılırsa bu sayı zun az olduğu görülür. Meselt bin Rüfusa bir hekim kabul edilirse bi zim 20 bin hekime ihtiyacımız var demektir. Halbüki elimizdeki mecmu Sayı 7 bini geçmemektedir. / Hekim miktarını fazla gibi gösteren, çıkan hekimlerin büyük merkeslerde top- Janması ve memleketin her yerine dağılmamalarıdır. Sağlık Bakanlığı yetişen hekimlerin - çalışma imkân. Jarını hazırlar da kendilerini memle ketin her yerine yaymaya muvaffak olursa Bakanlığa ancak minnettar o Turum, Dekan olarak. söyliyebilece: Rim tek gey, İstanbul Tıp Faktiltesi ihtiyaçlarının yarısının Milli Eğttim lâkadar etmesine kaz n da Sağlık Bakanlığı: olduğunu / belirtmektir. Din elinde Sağlık Bakanlığı Fakülte ile bu Ih. tiyaçları doldürmak için bir. temas p ettiği zaman da bir dekan 0. 'ayrıca kendisine minnettar ol Faktilteyi bitiren gençlerin, hüküs| met tabibi olmak için bir. mektebe daha tAbİ tutulmaları meselenine ge- İince, mektep mezunu olan kimse. lerin diploma aldıktan sonra yeniden bir mektebe tâbi tutulmaları üzerin. de düşünmedim. Bu bence yeni bir Mektep değli andak bir kurs olabi- Tir. Tp Faküiltesi Orü. Profesörlerinden Dr. Sedat Tavat'ın fükirleri Sağlık Bakanının Tip — Paktitesi hakkındaki sörlerine İştirak ediyo. rum, Gerçekten Tp Fakültetindeki talebenin sayısı fazladır. Bol hekim Yerine kabiliyeti! hekim yetiştirilme. İldir. Zateri biz de tıp tahsilinin dana esasir kaldelere bağlanması için bazı tedbirler düşünmüş Ve bazı kararlar almış bulunüyoruz. İstanbulda İlzumundan fazla he- kim bulunduğu da bir. hakikattir. Fakat bunların miktarlarını nasıl azaltacaklar v& e yapacaldar, bunu bilemem. Tamarlen idarf bir. İştir. Mütehassta hekim yetiştirmek için Ankarada yeni bir mektep açılaca- #ana dair olan beyanatı ise, gahsan vâzı bulmadım. İdari kararlar ve tedbirler Benimi Bileceğim gefler oi madığı için hariç, Bakanın beyanatı ile tamamen mütabıkım. Tıp Faktiltesi profosörlerinden Dr, Reşat Garan diyar kdt “YENİ İSTANBUL — gazötesinde bugln Sağlık ve Sosyal Yardım Ba- kanının Beyanatınt okudum. — Yalnız yüksek Yaymeti taşıyah Bir ilim ada- mı olarak değil, fakat aynı zamanda bit organizatör olarak da takdirkârı bulunduğuna Profesör Nihat — Reşat Belgerin bu yeni faaliyet sahasında mühim şeyler Yyapacağına ben — de kendisini tanıyanlar gibi kani bulu: Suyorum, Çalışmalarının gerek mes. dekdaşlarımız, gerek yürü için ha> Yırlı Ve verimli olacağına eminim. Cerrahpaşa Hastahanesi Başhekimi Dr. Esat Dürüsoy'ün fikirleri Bakanın hakkı vardır. Hekimi A- nadoludaki halkın ayağına, yetişmiş olarak götürmek Jazımdır. Bu — se- beple hükümet tabibi olacak kimse. derin Ankarada açılacak bir mektep- te okutulmalarını da iyi karşıladım. Yalnız Anadoluya gönderilecek olan genç doktorlera iyi masş. verilmeli. dir. Burlara şehri aratmamak için €n Iptidaf ihtiyaçları, meselâ temiz Ve Baslt konforlu bir ev, daha iyi vazife görebilmeleri için vasıta, te- min edilmelidir. Aksi Halde Anadolu. gün mühtelif bölgelerine dağılmış o, Jan kimselerde şehir hasreti devam edöcek Ve matlüp olan netice ahına. Miyacaktır. Diğer taraftan Tıp Fakültesindeki talebe çokluğu da bir vâkındır. Bun- Jarın âtileri bence müemmen değil dir. Onun için tap tahsilinin de bir zaptürapta “alınması ve islani edi. Mmesi gerekmektedir. Tatanbuldakf doktor sayısının çok- Yuğuna ve 10 yataklı hastahanelerde 5 doktor bulunduğu, keyfiyetine ge- lince, böyle bir şey Vürsa fazla dok. törlarm tastiyest yerinde olur. Fakat bu işi yaparken Iyi doktor yetiştir. Mmek için, yetişmiş döktöra ihtiyaç Bulundağımu ve bunların iş başında kalmalarını temin etmenin şart ol duğunu gözönünden uzak tutmamak dazımdır. Şehrimiz doktorları arasında büyük bir alâka uyandıran beyanatın akisleri Genç hekimlerimizden Dr. Namık Sezer'in fildrleri 1 — Bakanlığa — ayrılmış olan 58.000.000 “TL.. dan - 30.000.000 unun personel ihtiyaçlarına ayrılmış olma- © görüğüme göre fazladır. Bunun hiç olmazsa “10.000.000 unun dah: hastahanelerin malzeme ihtiyaçlarına ve İlâÇ yardım . işlerine — ayrılması doğrü olur. / Tabildir ki bu ihtiyaç Bakanlık bütçesinin arttırlamadığı- ha göre düşünülmütgür. '2 — 7000 döktordan 4000 tnin 1a- tanbulda bulunuşu Anadolu için bü. Yük Bir haksızlıktır. Fakat bir çok Anadolu şehirlerimizin geçim ve yar şama çeraitini düşünerek doktorları. Tıza da hak vermek teap eder, A Tadaki muvazenesizliği telafi etmek için Anadolunun bilhassa Ücra köye. lerine gideceklere ayrı bir. tahsl. SAt kabul etmelidir. Yahut sakerlikte olduğu gibi Ganâne bir mra gözetil. melidir. 3 — Bu günkü doktor miktarı bü- tün Anadolu nazarı itibara alınırsa gök değildir. & — Bütçesinden ekanomi yapmak ieteyen bir Bakanlık için yeni bir yetiştirme kursu mahiyetinde, mek. tep açması lüzumsuzdur. Hekim Fa- kiliteden — çıkafken bu kurmanu da Yapmış olarak çıkmalıdır. Bir çok 'nAZAFİ derslerden aZ bir fedakârlikin Pralik dersler için pekâlâ Zaman te. min edilebilir. 5 — Hastahanelere hekim almak için Yeni imtihanlar kabulü esasına gidilmektense, hekimlerin mazilerine Ve evvelki çalışmalarına kıymet ve- rilefek bir nevi Çalışma esasına g- re tercih edilmeleri kanaatimce uy- gun olur, 6 — Vekâletin teftiş yapmı kında aldığı karar yerindedir. * — Haktahanelerimizde bilhassa foksan olan itinalı bakım ve iyi mu.- amele noktalarına temas edilmesi ve buriların alaha — yollarına gidilmesi Çök yerinde Glr. 8 — Memleketimizde, — mevzuu bahsolan hekimin | fazlalığı - değil Hastahane ve yataklarının az oluşu: dür. Binaenaleyh teşkilât bu bakam Gan genişletilecek olursa - hekim faz. dalığı hissedilmiyecektir. $ — Sayın Bakanın temas ettiği Kibi sadece hastalarla mücndele et- mek kâfi olmayıp, preventif tıbbi da inkişmf ettirmek zarüridir. Yalmız bu sadece Saklık Bakanlığımı ilgilendiren bir mevzu olmayıp bilhassa köylünün Ayi gerait altında Yaşaması ve kal- Kınmması için esashı bir programla H kümetin ele alması şarttır. 10 — İyi hekim yetiştirmek için Ünlversiteye de iyi bir tahsisat ayrı ması ve falebeyi bol pratik derslerle takviyeli olarak olgun — yetiştirmek lâzımdır. Bir çok doktorlarımız na- zari derslerin altında ezilerek fakat hak: pratik Bekimlik Bakımından — zayıf Olarak yetişmektedir. Anketimize #ldığımız — cevapların bir kısmını da yarınki nüshamızda neşredeceğiz. Şevket EVLİYAGİL Arlantin Konsolosluğunda tören İstanbul Arjantin Genel Konsolos. duğu, — vatandaş ve — arkadaşlarının Arjantin milil kahramamı, Arjantin, Şili ve Perunun kurtarıcıı. General Dori Jöse de San Martin'in yüzüncü ölüm yılı münaseetiyle, 17 ağüstes 1950 günü asat 11 de Beyoğlu Bant. antonlo Katolik Kilisesinde yapılacak Gini âyine gelmelerini ve aynı gün #aat 21 de Konsolosluğun Tokalinde, Mülli marşın çalınması, Cumhurbaş. kanı Genersi Peron'un nutkunun tek- rarlanması merasimine iştirak etme. lerini tetemektedir. Ankara vapuru döndü Devlet Denizyolları Ankara vapu- Tu Batı Akdeniz seferinden dün saat 14 te 441 yolcu, 2627 parça 167 ton Yük ve 10 otomobil e dönmüştür. Ankara vapuru bu — seferinde 228 Milli Piyango dün çekildi Büyük Ikramiye 277689 numaraya İsabet etti - Müli Piyangonun 15 ağıstos 1080 çekilişi dün Ankarada saat 18 te yar 100.000 lirm karanan numarat T1689 20.000 lira kazanan nümaraı 124509 10.000 lira kazanan numaraları 138967 106763 420021 471860 480866 6.000 Hra kazanan numaraları 000 56 O73TOA 202087 z19 0 406308 4A96S0 003278 01T100 OZATIZ 038041 043808 O40B68 00490 061916 082278 062650 28 083186 084813 171804 220825 252060 2 288258 Sısısa 328461 stamı 425064 482971 600 Hira kazanan numaraları 000914 002886 008870 010582 o121 014024 020101 022506 026526 088570 030800 OBA10L OSAS9L 060132 063052 070023 074600 078360 087197 083861 096404 104624 110720 126128 127024 196486 138096 151582 181864 160000 160426 160880 170808 172800 112520 176018 186576 148700 191748 102080 105470 208265 710940 211616 212886 715845 227028 241008 260820 254016 270088 2T4TOX 210543 280011 266030 200061 200063 302068 05874 SOTSAB 224006 320110 380015 33442 344741 860100 361171 BTOTOL 480870 388961 300674 80668T 404150 414914 415408 418020 443643 4445409 440858 481386 460524 462373 466010 484155 487606 401008 178802 239911 260800 312200 322267 as6s02 dasıan 204646 320808 241008 98251 426736 321749 340012 424451 4TTab0 276115 204610 223017 330042 376215 420001 100 Hlra Ikramiye kazanan raları Son Üç rakamı (308, 823) e ae Bayet bulan 1000 numara yüszer dix v 40 lira Mkramiyo kazanan nümak ralart Sön üç rakamtı (186, 1TT, 201, S1f fle nihayet bulan 2.000 numara Kırkar lira, 20 Jira İkramiye Kazanan numeak raları Sön fki rakamı (58) fle nihayet Büs Jan 5.00 nümara yirmişer lira; 10 Ura ikramiye kazanan namara- Son fld rakamı (66, 83) Te nihayet bulan 10.000 numara onar llra, 5 Jlra ikramiye kazanan numara- darı Son rakamı (3 ve 9) ile nihayet bu- 'dan 100.000 numara beyer İlra ikrak miye alırlar. İkramiyelerin satldıi yerleri 100.000 Jira ikramiye kazanan bi- let İstanbula, 20.000 Jira ikramiye ka- zanan biletlerin iki parçası ö yine İstanbula, 10.000 lira kazanan bilete der İzmir, İstanbul, Erzurum, Same sun, Çorlu ve Devreğe, 5.000 Jira ike ramiye kazanan biletlerden üçer tas nesf Ankara ve İstanbula, diğerleri Adana, Eskişehir, Diyarbakır, Tire bolu ve Gönene sevkedilmiştir. YENİ İSTANBUL SİYAST İKTİSADİ İMÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahibl ı YENİ İSTANBUL NESRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal EL SARLICA Bu tayıda yazı işlerini hen idare eden x Balih Zeki Akdamaz Neşrodilmiyon yanılar tade edilmen. Bamidığı yer 1 Nİ İSTANBUL/ MATBAAOL IK LİMİTED ŞİRKETİ MATBAASI 'bin SÖT lira hamlat yapılmıştır. min Hulüsi İle ayrıldığımız samandaki bana ve ona benzeyen bir gehi adamdı. Altında, göz ve Gudaklarının Kenerlarinda şimdiden hafif kırı- gıklar belirmiş inde ve fakat keskin gehresine, GÜ ve sert hareketlerim Karyısında ara mra ürküp titreyen fakat terbiye ve sükünetlerini de hiç kaybetmeyen bakışlarına asİâ çirkin dene- mezdi. Âni taşkınlığımı takip eden bu gevgeme hali içinde onun sesi Ve ua kısa Bözleri bana bunlardan da daha İyi görünmekte idi. Her ne hâl ise mesele kapanmıştı. Bu ço- Cuk ben çağırmadan gelmeyecekti. O halde hiç gelmiyeceği Mühakkaktı. Masaya/ biraktığı. ad- f KâğIt Bepetine atmak için elimi atmıştım. İsminin sitında *... Hastahanesi Dahiliye Klini- Hinde asistan” Kelimelerini okuyunca hayretten donakaldım. REŞAD NURİ GÜNTEKİN Kavak Yelleri —-i n Bırnaşacağını sanarak “Vakit geldi” — diye onü önüme Katmak ve sokağa Kadar beraber inmek zahmetini göze almıştım. Fakat 6 ken- Gilliğinden Çıkıp gitmiş ve daha iyisi bir daveti- mf almadan tekrar gelmiyeceğini de anlatmış- ta. Benf epeyös üzlüp sinirlendirmesinden ve bel- Ki de bu ötelden başka bir yere Kaçmafa mec- bur etmesinden korktuğum bu belâyı bu kadar çabuk savdığımı görmek gerginliğimi birdenbire gidermişti. 'Ben yirmi beş yi Hacı Ömerle ve Hacı Ömterlerle Beraber yaşamış insanım. Onlardan huy kapmamış olmama imkân var midır? Hacı Ömer gibi benim için de fena bellenen insanın yalmız kendi değil selüm verdiği insan da fe- nadır. Hiç bir yargıtay bu hükmü bozamaz. Andelip Hanımın oğlunun arkadan beni ne makestla aryabilirdir. “Ya beni vurmak yahut buna birdenbire hükmetmek hakaızlık olursa her hangi bir müretle rahatanz etmek. Könüşürken — nefretimden yüzüne bakma- mıştım. Fakat yine de yüzüne ve buzı hal ve ta> yırlarına gözümün ilişmemesi mümkün olmamıştı. Hele ben n arkadaşı gibi derbeder bir ser v göziyle bakarken onun, gayet basit bir vey- Gen bahseder gibi tıp stajiyeri olduğunu söyle- meri üzerine hattâ bir parça da fazla bakmış- xı KITAPLAR ve KOÇONUN ZİYAFETT Vaktiyle mektepte erberlettilderi mansume- derden bir beyit, kasabadaki — gençlere nasihat ederken datma tazelediğim için ezberimde kal- mıştir. “Hayrür'enis bence kitaba nefistii “Oİ yara mihribana âman ihtimam edin” Franst kütüphanesindeki — kuru matmazelin himmetiyle gitgide Çoğalan Yarı mühriban Jat odamdaki ufak etaferi doldürdüktan sonra pencere kenarlarına da yayılmağa başladıkları için bir müddet arkalarını kesmek Mtemiştim. Fakat 6 yeni gelen eserlerden basılarını benim için Ayırarak ötele yolluyor ve bana verilen bu ehemmiyet gürürümü okşadığa İçni geri çevir. Tek içimiden gelmiyordu. Yalnız bu sevgililer kolay yanına yaklaştı. rır cinsten sevgililer değildi. Türkçe konuşanlı Tının bile anlaşılmaları güçtü; güç olmadığı za- 'man Yörücü İdi. Geceleri entarimi giyerek Kol tuğuma yerleştiğim ve Koçonun getirdiği mavi Gbajürlü elekteik lambası altında bir tanesini o kumağa başladığım zaman Çabücak — tikaniyor. dum, Birakmak bana can sıkıcı fakat yüksek ve afir geyler söyleyen bir misafiri İstiskal gibi yakışıksız geliyordu; çaresiz dinlemeğe devam etmek Jâzımdı. Fakat bunü yaparken istemeden im büşka geylere gidiyordu. Tıllarda “Aman çocuklar oküyun. Kültürü. hüzü arttırın. Kitap gibi hayırlı dost yoktur. Bi- #i ancak © kurtaracaktır” diye başkalarına na- sihatler vermek; yıllarca evine çekilerek kitaj Jarınâ dalmağa vakti olanlara haset etmek, son- F& dâ onlardan çabucak usandığını kendine iti- faf etmek güçtü. Fakat ne çare ki inkâr edil mez bir gerçekti. Kitap okumanın çalgı çalmak gibi bir gey olduğunu anlıyordum. Yani öğrene Mek Jâzımdı. Paran olduktan sonra Beyoğlundan bit piyano satıri mi; odadaki kitap etajerinin ye rine yerleştirip başla çalmağa! Ancak ümlt kesmemek Jazımdı. Benim için 'Biraz geç de olsa zaman ile gelebilirdi. Zihni. min dağıldığını, anahtarlar, kurşun kalemleri ve- #âfre ile Oynamağa Başladığımı farkedince tm. tihan geçirecek bir mektep çöcuğu gayretiyle kendimi zorlüyordam. Kura madmaselin gönderdiği kitaplar ara- mında fransızcalarınım. kargşıtına türkçesi de ya- Ai Kolay bir kitap çıkıvermesi ne kadar iyi o. kurdu. Nihayet kütüphaneye uğrayarak tahsilde bulunan oğlum için madmazelden böyle birşey istediğimi söyledim. Hazırda bulamadı. — Fakat aratacafını vaadetti. Buna mükabil otele gelen kitaplar arasını NANİSa, Üzerinde ucundan kan damlayan biça- #iyle maskeli bir katil renmi Bulunan türkçe bir tm Çocuk dediğim bu çocuk, aşağı yukanı E- a 318 Cinaşet romanı karışmıştı. Bunlar hakkında kasabanın gençlerine verilmiş — konferanslarım vardı: “Aman çocuklar! Sakın haf Bu gibi ah. lâk bozucu saçmaları #inekler gibi nerede bu- Jursanız mahvedin.” Fakat koltuğumda imtiha- mamı hazirlerken üsülca bu romanı Çıkarıyor ve Biraktığım yerden ökumağa başlıyordum. * Bir akğam Östü holdeki köşemde yine bunu yaparken Koço yanıma geldi ve benil evinde ak- gam yemeğine davet etti. Daha evvel de birkaç kere böyle bir şeyden bahsetmişti. Fakat olduk. ça sert bir çehre ile reddetmiştim. Koço dose tumdu. Ben küçük insanların dostluğiyle göhret almış bir demokrattım. Fakât garsonun evinde yemeğe gitmek ne de olsa pek aşırı bir demok. ratlıktı. Koço © akşam bir kurnazlık yaparak kan- mnı feri sürdü: — Ben bilirim Ki bizlm gibi fukaranın evin- de gelmezsiniz, dedi, ama kari JAf anlayor? Ka- v kismisi bilmezsiniz nedir? 'Sonra benim için madamın PişİPİİN yemek. deri sayıp dökmeğe başladı. Koçonün gözleri beni mütesesir etmişti. An- lan biçereler ilk ziyaretime bir mukabelede bulunmak istiyorlardı. Sonra komşulara da ufak bir numara yapacaklardı. Kendime yeni bir pal- t0 #ipariş ettikten sönra iyi bir halde olan es. kistinf Koçoya vermeğe zaten karar vermiş de bulunduğumdan: — Olur Koço, Gideriz, dedim. Dediğim gibi, bu kaçınılmaz bir mecburiyet. ti Fakat / gecelerimde bir değişiklik olacağına d sevindiğimi hissediyordum. Gerçekten de Koçonun evinde beni hiç ya- dırgamadığım bir hava karşıladı. İik gittiğim 374 'odaya güzel bir sofra hazırlamışlardı. O gün Ço pür Hüriyeye benzettiğim çamaşırcı kıyafetin- Geki kız bu akşam üdeta gik bir mavi elbise giye miş, saçlarını kabartmış Ve yüzünü Boyamıştı. Kızın kocası kitapçt Sokrat öndan da resmt tdi. Pantaloniyle kunduralarının çok eski olmaları- 'na mukabil arkasında bir #mokin vardı. Sokra- 'tan cüce denecek kadar kısa fakat o nispette de enli vücuduna mukabil smokinin fazla dar ve v- gun olması bende ilk bakışta Koçoya ait bir gervis #mokini olması güphesini — uyandırmıştı. Netekim yemek onuna doğru — Sokratın sarhoş olarak üstüne Şarap dökmesi üzerine kayinpede- rin bayılacak gibi olması bunü kuvvetle teyld ediyordu. Koço benint şerefime — bir de kellesi kulağı Kıhk kıyafeti yerinde bir papaz davet ötmiş t Arkasında siyah şayaktan bir sivil elbise var. dı. Fakat bir kubbeye çarpıp dönüyor gibi dü- vudf bir makam ve âhenkle ağır ağır Konuşür. ken kendisine hayalen cübbesini ve siyah tüit uzun kara şapkasını giydirmek aslâ güç değiidi. Papaz derya gibi bir adamdı ve doğrusu arı mırsa amı Sokrat o idi. Hayret verici bir olgun. dükla politikadan, ahlâktan, tarihten bahsediyor. bana “Oglum Beyefendi” diye hitap ediyor- du. Öteki Sokrat biraz Yunanistan ile — Misir arasında yapılan çok ustalıklı bir afyon kaçak. çılığından söz açınca Papasın Adeta kaçakçılığın tarih ve tekniğini izah eden bir kitap gb ko- nuştuğunu görerek şaşırdım. Madam sofraya oturmayarak hizmet ediyor ve durmadan mutfağa gidip geliyordu. Yalnız 'bir âra papasın eliyle verdiği bir kadeh şarabi yere çömelir gibi bir hareketle içti ve istayroz çıkardı. (Devamı var) 376 Ka —

Bu sayıdan diğer sayfalar: