3 Ekim 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 5

3 Ekim 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

$ Ekim 1050 YENİ TANBUL Bayfa YUNANİSTAN MEKTUBU Tito yakında Batı ile Doğudan birini seçmek zorunda mı kalacak? Yugoslavyanın iktisadi vaziyeti günden güne daha ağırlaşıyor Atina, (Hususi) — muhabirimiz. den) — Tito yine gtinün meselesi oldu. Balı gazetelerine akın halinde gelen ve ekseriyeti de endişe verici bulunan haberler, Paris ve Londra borsalarına kadar tesir Jcra etmiş gibidir. Tito Yugoslavyasındaki/ va- Ziyetin ciddi olduğu inkâr edilemez- se de iyice hesaplanmış ve ustalık- a kullanılmakta olan bir. unsurun mevcudiyeti de kabul olunabilir: O Unmur da hâdiseleri büyütmek, mü- balâğalı bir gekilde — göstermekten ibaret. Bu ah ve vahların makaa- d anlaşılıyor ki, Batı devletlerinin dikkatini Tito Üzerine — çekmektir. İşin mânalı bir ciheti de, bütün bu havadis ve makale yığınının ekseri- yetinin, Tito'ya karşı alâka besledik- deri inkâr edilemiyecek olan ve Bel- gradda bulunan İngiliz — muhabirle- Tinden gelmesidir. Daha açık konuş- mak Jâzımsa İngiliz İşçi Partisi Ti- t0 Güvasını — benimsemiştirler. — Bu Atibarla himaye ettikleri zat etra- fında flgi toplamaya çalışmaları ta- bİL görülmeli. Her halde, hakikati de inkâr et- mek güç olacaktır. Tito'nun vaziyeti Aittikçe nazikleşmektedir. çünkü ik- tisadi gartlar ağırlaştığı gibi Yuzı davya halkı, Tito'nun kendisine va- dettiği geylerden, yani işten ve ek- mekten mahrumdur. Hayat şartları gefalet derecesini bulmuş, — fiyatlar başdöndürücü bir gekilde — yüksel miş, — Tito'nun müjdelediği — cennet bir hayalden ibaret kalmıştır. Ko- minform'un adamları, Tito idaresi- nin düştüğü çıkmaza işaret etmek fırsatını kaçırmıyorlar. Moskovanın propagandası son aylarda çok gid- Getlenmiş olup hükümetin en / yük- gek tabakalarına kadar sızıntılar ol- yandırmaktan uzak sanilan Üç Hir- vat Bakanını uzaklaştırmak zorunda kalmıştır. Bütün bu — alâmetler, — Tito'nun dostları tarafından İleri sürülen ve Tito'nun içeriden kemirilmekte oldu- &u, esaslı ve acele bir yardım gör mediği takdIrde devrileceği yolunda- Ki iddiaları teyid etmektedir. Fakat hakikatte Tito, bir çoklarının kork- tuğu kadar sendelemiyor. O itibarla hakkında şimdiye kadar söylenenle- re nispetle yeni bir vaziyet yoktur. Tito'nun ve Kominform'un- adam- darı arasında hudütta bazı temas: Jar vuku bulduğuna dalr dolaşan şa- yinlara gelince, bunlar — ekseriyetle Hayal mahsülüdür. Moskovadan ay- Tılmasına rağmen Tito, Kremlin için- Ge bile andik dostlara sahiptir. Unut- mamalı ki, Moskova mektebinin par- Jak bir tilmizi olan Tito orada ken- Gine sağlam ve tesirli dostluklar e dinmiştir. - Diğer taraftan / 'Tito'nun #amimf bir komünist olup, komünist bir idare tarafından — desteklendiğini de hesaba katmak lâzım, Bütün bun- lar, Batıya doğrü kati bir çevrilme ihtimalini bertaraf edecek unsurlar- dır. Aym zamanda da Tito'nun Mos- kovaya dehalet edeceği de şüpheli- dir. Mesele: böyle iken Batı Ale- minin, Tito tarafında ne - aradığı sorulabilir. Tito, ya Örtodoks — Marksizmden sıyrılmağa ve Yugoslavya Komünist Partisinden başka istinat — noktaları aramaya kalkışacak, — yahut da bu partinin tepkilerinden çekinmeye de- vam ederek Batının haklı olarak te- tediği teminatı veremiyecektir. Or- todoks bir komünist reğimi nasıl tu- tulabilir. Ki, Tito ortadan — kalktığı gün'refimi idare edenler Moskovaya Bir Fransıe karikatüristinin güzel bir eseri. Yugoslavya için komünizm, bir sakal meseleskdir. (Karl Marx'tan başlıyarak sira altında bulunuyor diye gösterildiğine göre mantık, onun, kati gürette bir tarafı seçmesini icap ettirir. Fakat bünün şiddetli bir vaziyet alma şek- Tinde değil de Batı âlemine itimat telkin edecek olan mahir bir istiha- Je şeklinde olması Jâzımdır. Bir ta- ftan avuç açıp öte taraftan da ba. z müsandelerde bulunmak - istemek zor olsa gerek. 'Titonun o kadar srar n istediği iktisadi yardımın husust teşebbilse ve eski serbestilere avdet gibi bir tavize / değdiğini takdir et- mesi iktiza eyler. 'Tito bu süretle ha- reket ettiği takdirde Komünist Par- tistinin belki bir kısmını — kaybeder Aama Yugoslavya halkının daha mü- him bir kısmını kazanmış olmaz mı? Hulâsa eğer Tito yalnız Yugoslav Komünist Partisine dayanmak niye- tinde ise bu tahtanın pek çürük ol- duğu yakında meydana çıkacak ve 'mdat,, diye haykıranların haklı ol- dukları görülecektir. İyi ama, bütün bu patırtıda Batı Aleminin işi ne? Hulâsa, bazı gazetelerce - Tito'nun uğradığı müşkülâtı dünya ümümt ef- kârına yaymak hususundaki gayret hiç güphesiz pek mubalâğalıdır. Ger- çekten, bu bakımdan yeni hiç bir şey yoktur. İktisadi vaziyet — fevkalâde vahim! Kominform tehdit ediyor! Bu nakaratlar da yeni değil. Tito, ma- demki 1p cambazlığında israr ediyor, Guğu görülmüstür. Tito, sadık ve| derhal avdet eyliyecektir. Tito. İ mahrurlarına da katlanması zarure: herhangi bir şüphe ve tereddüt u- İ Bizsat — kendi partisinin — tehdidi | ti var. Mare Marcenu vKIZIL ALMANYA, NIN İÇ YÜZÜ Doğu Almanya Cumhuriyetinde olti hafta Yazan: Erle Waldmann Çeviren: Behçet Cemal Uranium madenlerinde işçilere bol gıda ve eğlence da, hürriyetleri elerinden alınıyor temin ediliyorsa Afişin üst kurmında, gesinin hemen her tarafında görü den bir “Slogan” vardı: 'Cevherden çelik, çelikten de, ek- mek çıkart Afisin iki yanında, uranlum ma- denlerinin mevklini ve çalışma sart- Jarını gösteren ufak tablolar konul mustu. “Bölgenin en yüksek Ücretleri Bövyet böl- kalarına ilâveten günde bir övün be dava yemek verilmekte, bedava, 1o man. 19 yerine bedava' gidip gelme ve ati ayda bir, bir hafta izin hak- ki tanınmakta İdi. — “Fazin tafailât için. Devlet İş Bulma Bürosuna mü: Tacaat, edilmesi” Tafsilât toplamak çok tehlikelidir Fazla tafailât almağa hiç yanaş- madım, çünkü akat takdirde bir da Ha Amerikaya “ dönmemek tehlikesi vardı. Harpten önce kitap ticaretiy. e mesgul bir kuzenim, tekrar eski isine dönmek için, Devlet İş Bulma Bürosundan müsaade istemisti. Bü l€ bir cevap aldı: 'Demek hasta dekiisiniz? Gu halde kitap satacağınıza sizi v- Tanlüm Tmadenlerine könderelim! 'Belâ bir hasta raporu slabilmiş. © < 'Devlet İş Bulma Bürosundan daha emin bir haber kaynağı bulmak ci fazla beklemee hacet kalmadı. İşçi lerden birkacı 'le biztat görüşebndie 'Tahkimat ve kara mayınlariyle çok Giki mühafaza — altına alınmış, olan ler — hususi müsnade ile <— izne Çikarken Bölgeyi Terkedebi Kargılıklı güphelenme İlk aradıkım satı, yerinde bulama- dım. İkincisi ise beni güphe e kar 'Tavsiye mektubu tarımak be Bim için çok tehlikeli olabilirdi. Kar- Gimüakine emniyet telkin edebilmek k in. ona itimat ettiğimi Köstermekten Başka çarem yoktu. Bu gibi vaziyet lerde yapılması icap eden tek geyi Yaptım; Amerikadan geldiğimi kendi. Sine söyledim. Bu mırrımı ele vermek Te kaderimi karşımdakine teslim et Mi oldum. İsterse beni Halk. Polisi. Ba inbar ederek tevkif ettirebilirdi. Fakat karşımdakini bununla da ik- 'na edemedim; hattâ korkumu ve şüp: Besi büsbütün arttı. Belki de Ameri. Kalılara malümat - verip vermediğrini tecrübe eden bir komünlat hafiyeni o Size hiçbir sey Höyliyemem. Zar Beni evinde tutmaka cesaret edeme dikinden, bir oter — aüresi verdi. Be Zatla aynı gehirde kalmaka Eiderek dik trenle yola çıktım. Bar. Tindeki dostumun da aldanması ve bu adamın hafiye — olmam ihümali de Mevcuttu. Her halde Görlütz hem bur ilda, hem de madenlere Cok yakındr Bir, Hebalep Ruslar ve halk polisi ol arkadaslığı Tren kadınIn Heraber seyahat ettiğimi aa Tatlım. Görlüte'de hafta tatilini bera, ekte İdiler. Konuşmaların. n anladıkıma Göre, kadın, erkeki. ke çalısıyordu. Her ikiel de kırk Kadın benimle konuşmaka başlıya Gi Krupunda çalıştıkız Faki KAf miktarda kürek mevcut olmadı Bından, her sabah İş başı yapılırken, İsciler en iyi küreki kapmak için bir. birine “girerlermiz. İlk gelen, en iyi Aletleri Slip gidiyormuz. “halbukt kar Gın, yi göremediği giDİ. aceleye de Zelemiyormuz, - Bu yüzden ya en kör Gd küreke düzüyor. “yahut da kürek di kalıyormuş. — Fakat — cumartesi Künleri, dostu ile izne çıkabilmek | Çin, her gün daha fazla Çalışarak cu Martesinin iş santlerini, haftanın L Ker “günlerine Yedirmek Icap' ediyor. Dostuna, madenlerde rastlamıs, hat tA Belki de bu sebeple madenlerde İ almıştır. Madenlerde — 'erkekler, ka: Gınlara 'nazaran çok daha Tazia âl bazan bu fazlalık; üçe yedi nispetine varıyordu. Bölgenin diğer taraflarında İne, “kadınlar, erkeklerden " kalabalık t Bazılarına göre, 10 kadına 6 er kek isabet ediyormus. — Erkekler ya Barpte ölmüş esir olarak geri gelme: Tmis, yahut da kadınlarını terkederek Batıya kaçmışlar. , ÇHET memlekette yi ve bol gıda, köyde bulunur veya bulunması lâzım. dar, Beki Almanyada, çiftçilik makul ve kâzlı bir işt ve ikinci harp Börsa satışlariyle zengin oldu. Doğu Almanyada şimdi tesis edilen Sovyet Tejimi altında, köylü, gıda alamıya- Cak kadar fakiri Berlin Üniversitesi Ziraat Fakülte- kaydolmak için bir çiftlikte staj n arkadaşlarımdan biriyle ben 'dim. Dostumun niyeti, üniversiteye dolduktan sonra batıya kaçmaktı 'Dostum, çiftlik sahibinin kâgir ve oldukca muntazam evinde kalıyordu Nazller zamanında Geceyi arkadaşımın odasında - ve iki kişilik. “Büyük yatağında — geçirdim. Yemeği, ciftçi, karısı, kim ve diğer müstahdemlerle birlikte yedik. Gümüş sofra takımları, Rus içgalinin ilkgün: lerinde toprafa gömüldüğünden, “yer 'T kararmıştı. Sofra örtüleri, coktan Zat Akşam yemeği,; içinde et suyu bu- lunmiyan, yüfka ve undan yapılmış bir Çorba, 'gehirlerdeki çamur ” Kibi simsiyah vesika ekmeğinden biraz da- ha Jezzetli ekmek, çok tuzlu domuz yağından yapılmış sandviç ve “eraniz. kahveli ve gekerli sütten ibaretti. (Devamı var) kallağlnı karparmışlar. Bünli'de yalı 'biyk Ka gelen komünlet İlderleri yavaş yavaş sa- Titoya gelince tamamen İstanbul Üniversitesi adına yayınlanan eser Hâmidi Divanı hakkında İZİZ döstüm M Nermi, — bir. bağ- 'makalesini İstanbul Fethinin Beş- yüzüncü Yıldönümü — münasebetiyi Üniversite namına yayınlanan Kül- Uyata Divancı Mevlânâ Hâmidi un. vanlı esere hasretmişti. 'Türlü türlü aksaklıklarından dolayı bu yayıma 1. tiraz eden Nermi, haklı olarak: “Üniversite muhtariyeti, hiçbir. za- man, bilgisizlik muhtariyeti geklin- de düşünülemez” diyor ve makale- #ini göyle bağlıyor: “Türk İstanbu. Jun 500 tüncü dönüm yılına basarken, Üniversitemizi, bilgide IAdbalilik göz terenlerden — kurtarmak, en — büyük llit vazifemiz olmalıdır.” Hâmidi Divanı Üstünde uğraşmış bir adam olduğumu bileh dostlarım, Yeni İstanbul'un aydın okuyucuları. 'a kısaca Malümat vermemi tavsi- ye ettiler. İşte asağıdaki satırları bu gebeple kaleme aldım: Hâmidi, azeri bir. gairdir. — Fatih Sultan Mehmedin, garklı-garplı ilim ve edebiyat — adamlarına iltifat -et- mekte olduğunu düymüş, emanli mi illi o da Mmemleketimize gelmiştir. Nüşirin haberdar olmadığı bazı eski eserlerde, onun hayatına datr hayli malümat vardır. Erbabınca - bilinen divanının da — elimizde iki nüshamı bulunuyor: Biri İstanbulda Arkeolo- Hi Müzesi kütüphanesinde, öteki Mül- &a Tarih Encümeninden devren An- Parlâmentolar Birliği Kongresinden notlar Avrupa Federasyonu ve İngiltere İVRUPA Federasyonu fikri karşı sında, İngilterenin pek husust bir durumu var, Çünkü İngiltere Devle- ti, tarihi itibariyle imparatorluk ca- müasına, dili itibariyle — Amerikaya nihayet — coğrafi - bakımdan da, Avrupaya bağlı bulunuyor. İngiliz politikasının üç temeli 1ş- te bu Üç bağdır ve İngiltere bağlı bulunduğu bu Üç camladan hiç birini diğerine tercih etmek — istemiyor. Hem İngiliz kalmak, hem — Anglo: Sakson #leminden ayrılmamak, hem de Avrupa ile mevcut münasebetle- rini devam ettirmek üçüzlü gayesini teşkil etmektedir. Bu politikayı takip ederken, mu- yazeneyi bozmak / ve herhangi bir, tarafia samimiyeti fazlaca — ilerlet- mek İngiliz menfaatlerine tamamiyle aykırıdır. Bir Avrupa Parlâmentosu, teşekktil ederse, İngiltere, 40 milyon- duk nüfusiyle Bu / parlâmentoda el- betde ekalliyete düşer. —Aynı gey, imparatorluk camlasının — müşterek parlâmentosunun teşekktilü veya bir İngiliz - Amerikan birleşmesinin ta- hakkuku halinde de caridir. İşte bu yüzden İngiltere gerek Avrupa, ge- 'rek Amerika ve gerek imparatörluk camlasiyle samimi — münasebetlerini devam ettirmekle beraber, bunlarla federal bir devlet halinde birleşmeyi asla arzu etmez. İngilterenin Avrupa Federasyonu- 'na taraftar olmamasının açık sebe- bi bundan fbarettir. Bu-politika ar- tık İngiliz milletine mal olmuştur. Ve Tngiliz dış politikası, dalma par- ti mücadelelerinin fevkındadır. Avrupada federal bir devlet — kur- mak isteyenler İngilterenin bu hu- Susİ dürümünü anlamaya / çalışmak mecburiyetindedirler. - Çünkü — bunu anlayamazlarsa, peşine — düşmüş düklari büyük idenlin tahakkukuna imkân yoktur. Yukarıda kısaca hülâsa etmi duğumlüz fikirler, Avrupa Parlâmen- toları Birliği Dördüncü — Kongresine iştirak edenlerin müşterek fikri ha- linde kendini göstermiş ve kongre- nin daha İlk gününde birlik umumt kâtibi Kont Kalergi tarafından açık- ortaya vurulmuştur. Bunlardan ve Strasboure'taki son Avrupa Konseyine iştirak eden İn- giliz delegerlerinin resmi ifadelerin- den anlaşılıyor. ki, İngiltere, federal bir Avrupa devletinin - kurulmasına milit menfaatleri ve politikası bakır mından muarızdır. O halde ne ola- cak? İngilterenin iştirak — etmediği Yazan 1 Bahadır Dülger Parlâmentolar Birliğinde Türk delegesi bir federasyon mu kurulacak ? İngil-| teresiz bir Avrupa mı düşünülecek? Bunların ikist de mümkün görünmü- yor. © halde tek çare federasyon fikrinin terkedilmesidir. Bu ise büs- bütün muhaldir. Çünkü, —Avrupanın müstakbel hayatı, ancak bütün Av- rupa devletlerinin bir fedarasyon ha- linde toplanmasına — bağlıdır. Ve bu federasyon Marshali Plânının tatbi- kattan — kaldırılacağı 192 senesin. den evvel muhakkak kurulmuş bu- Tunmalıdır Halledilmesi bu kadar müşkül bir mesele karşısında kalmış olan Avrü- ya Parlâmentoları Birliği Dördüneü Kongresi, bir. tariz federasyonu kurmak, öbür yandan İngiltere men- faatlerinin haleldar - olmamasını te- min etmek gibi ortalama bir tedbir. düşünmeye mecbur kalmış ve nihi “yet, kara Avrupası devletlerinin der- hal bir federasyon halinde — toplan- Malarnın karar vermiştir. Bu karara göre, kara Avrupası devletleri vak- tiyle İmparator Charlemagne'in ta- hakkuk ettirmiş olduğu birlik halin. de toplanacaklardır. Ve İngilterenin bu federasyona İştirakt temenni olu- nacaktır Demek, Avrupa — Federasyonunun çekirdeğini teşkil edecek olan ilk Üstün Avrupa devleti, böylece İngil- teresiz kuruluyor. Avrupa Birliği toplantılarından birinde, Sohaman, Lüksemburg deleresi ile Federasyon fikrini münakaşa ederken Bevin, lâkayt onları dinliyor. Kanada federasyona iştirak — etme- Miş olmasına rağmen, Birleşik Ame riya dünya politikasının siklet mer. kezi haline gelmiştir. Eğer, o zama- 'zun Amerikalıları, Kanadanın rızası. n beklemlş olgalardı, bugün mevcut| olan varlığı bir türlü tahakkuk etti- remezlerdi. Bunun içindir. ki, onlar, tamamiyle teşkilâtsız küçük devlet- ler halinde kalmaktansa, nakıs bir federasyon kurmak yolunu — tutmuş 've bunda tamamiyle — muvaffak ol- muşlardır. Avrupa Federasyonu fikrt böylece bir çıkmazdan kurtulmuş oluyor. Bu- nunla beraber, büyük kuvveti, tesi- Ti nüfuzu, Alemşümul — politikasiyle fagiltere yeni birliğin — dışında kab- miş olüyor. Ne olacak? Ne yapa- cak? İngilizler için bir anane haline &elmiş olan Üçüzlü muvazene poli- tikası borulacak mi? Yoksa İngilte- re, coğrafi bağlılığına rağmen kıtada| kurulmuş olan birlikten ebediyen ay- ı kalmaya mi karar verecek? Bunu) kestirmek hakikaten güç ve müşkt görünüyor. — Konstana'da — aüğümle- 'nen bu tarihi durum, Avrupa Federal| Devletinin kurulmasiyle belki de ken-) Giliğinden çözlülecek veya büyük bir| ihtimal Hle İngiltereyi Avrupa içinde| y Yazan : Graham Greene ÜÇÜNCÜ ADAM Çeviren: —. Reşat Nuri DARAGO A L — Fakat pek erken yatı tekrar başlamasına sebep Siz Sacher oteline ancak dokuzu Avusturya polisl Hüviyetim onca meçhuldü. Siz Cooler'den ayrılır ayrılmaz Bu da onün suçsüz. oldukunu Bi Koch'dan demek İstiyorum. — Cooler, Koch'un ölümünü ökrer ahlatacak kadar maka e bir fikre düşmüş olabilir. — Evet ama pek esanlı bi 25000 dolurdır. bir Kenara koyabildiği. tandas deği mesal olsu Martins, düşünceli bir tavı — Yay! ukraştı — Hayır. Onun u . çok DA — Öyle ise ben hesapta yoğum. Sacher otelinde tdim. u8. — Ziyaretiniz, Nış. Saat 9 dan az sönra kalkmış. sordü. Beni buraya onun için getirdiniz öyle mi? İsaydı alze benden bahsetmek ihtiyacını duymasdı. — Demek e da bir kaçakçı çetesine monsupt Kirişmemiz. Haydi haydi erikalılar kendi vatandasinriyle b Ki Koch'un ölümü meseleni beni çok aare- başağrısının dakika geçe döndünüz. günkü sahiden bir darbe yemiş gib MANP ü ©.. Harry belki de pesten kerani bir işe karışmıştı. — İçinden sayrılmaya kalktı. Cevap verdim: T mere Ia belki onun için öldürdüler. Gerçekten öyle olacaktı. Müharebe, ve mü yaziyet bir çok kirli kin 'en Hrenci, Bi yapan adamların Kİbİ bir meziyeti vardı. Ama penisili, fün başka bir şey tahanelere verilir; sivil tabipler, sivil hastat bana telefon etti. gösterir. Meselode bir var ir öğrenmez gelip bana hareket edebilecekinli Ban de örnek daha yararlı b mayan sebeplere tâbidir. sabına çalı lar. Onlar bir zümre; eti safha, teşkilat rebeden sonra barış dedikii hiç olmazsa gıda maddeleri t ki, kendilerine daha büyük bir hisse ayırmak vesine İmkân verdi; lâr en utandırıcısı şudur. Yiyecek karaborsacılı karaborsacılıkı büsbü. — Şurada burada dolaştım. Şu muammayı çözmeye uk- e. nekleri Martins'e gösterdim. Sözlerim ona pek hoş gelmiyor- | Te Kat GDE <e M 5 TeTELm Di a A A Yt T AM çıldırdı Masamın öte t örtmüş, somurtuyordu © garip nin etmek eli Koch'un ölümünü nasıl — vu vasıtalarla penisilin tedarik edemenler. Pr ancak faraziye ve tahmine dayanan — deliller — sıralanmışt. düydünüz h llk şeklinde o kadar zararlı değildi. Fo AÂnzi hallerden, tesadüflerden bahsediliyor gibi (di, — Zabita Nasil duydukunu Ho tereidüt etmeksizin anlattı. ben de — turyalı doktorlara müthiş bir para mukabilinde satıyordular — Memurlarının raporları Lime'in flla Jnandum, İşte e dakikadan berisir Wi 'bana Tek bir ampulün fıyatı 70 İngülz llrasına ka Bu da — rüldükünü, elinde bir ç Nisiz ve gartsız İnanmaya başladım. « bir nevi tevzi Si sayılırdı. Gerçi bur z zengin a kimselerle temas ettiğini bildiriyordu Martins: — Gooler'in bu işe karıştı Kastalar © fa için haksır — öiyebilecekimiz. bir — Fakat aynı haller şu dakikada benim aleyhimde de taf- yeremiyorum, dedi. Namuslu oldukuna dair istediğiniz kadar — tevai gekli ldi ama öteki şekilde de mdalet namma Bir gey — Sir edilebilir. Bahse girerim. O, vazife hissi taşıyan Amerikalılardandır. yoktu. — Biraz bekleyin, dedim. — Bvet, dedim. Bana te söylediki de budur. Bu Henret bir vakit Arızasız devam etti. —Arasıra birini her ne sebeptnse, — İhtiyatlı / davranmaz — olmuüş: Hattâ teleton ettiğinden d0 di? Vatandaslık — tutup cezalandırırlar, fakat tehlike olsa olsa penlsilin fiyatını — tu. Belki bizim kendisinden şüpbhe ettiğimizi - anlıyarak Saş- | İcaplarına kürmet etmeye İmanın neticesi budur. — arttırırdı. Ondan sonra İşe hile ve fesat karıştı. Para avcıları — kinlik geçirmekte idi. İtibarl ot dedi ve helki böyle hareket etmek ukalâlık sayılır öiye ilâve u gördüler ve gi e atilan de etti D aha ar kazanmaya — baz Na kar: kanüyor, Otor aniyete kavustular, Bunları bir sıkın. beri yok. lekiler kurtarmaya savaşırlardı. Başer tab'ı da pek garip, pek dolambaçlı ve her halde vledanla alâkası ol İtimadını kazanmak için uzün bir- | Hürszların bir çoku, bir patron b nu Bükmümüz altına al- ikları için vledanlarını teskin ettiler, kendilerini inla bu gşekli gi ha bir memur kadar itibarlı ve şerefli kimseler saymaya basla İki tarafa hismet ede mensuptu; ortada bir suç varsa suç — cek bir di r Ve göz atulur. İşter Harbin, bize zümrenin Başındakllerdi. Bu çeşit dolap — lâzım olan adamdı. Fakat o dahi bizi yalnız Kurta'a kadar âkim olan esaslara göre Işl starabildi. daha İleri götüremedi. a İkinel safha adını verdim. Ü artina haşkırd asıları kazancın KâfI gelmediğine karar (Devam yerdikleri saman açıldı. » etme imkânsızlığı ilânihaye u açıp okum u vastalarla penlellin tedarik irecek değildi. Firsat varken dar mak İstediler. İlk yaptıkları, pe- 've toz gelince ona kum ! fakat pek çoğu da lebilirsinie. . Yüzünü elleriyle Tik sayfalard Yazan ; Ali Canip YÖNTEM karada 'Türk Tarih Kurumu kitapla- T arasındadır. İstanbul fethini beş. yüzüncü — yıldönümü —münasebetiyle yayınlanan faksimile, Ankara nüs- hasına alttir. Halbuki bu nüshanın başı, sonu hayli eksik olmakla bera- ber içinde farsça, türkçe yüze ya- kın manzüme noksandır. Bir eser faksimile edilmek için lli başlı İki gart aranır: 1 — Bae- Fin büyük bir sanat veya ilim kıy. Metini taşıması, 2 — “Unigue” yant “Yegâne” olmam. Bazan - unigue olmayan da faksimile — edilebilir, © zaman bu nüshanın — fevkalâde bir hususiyeti haiz bulunması icap eder. Hâmidi Divanı bu iki şartı taşımak- tadır: 1 — Hâmldi; Fatih devri e- debiyatımı temsil eden bir galr de- #ildir. O devrin / birinci — derecede gahsiyeti Veliyeddinoğlu Ahmet Pa- #adır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Faktiltesi beşyüzüncü yıl münasebe- tiyle onun divanını —hem de me- tin tenkidi usülüne — riayet etmek gartiyle— yayınlamak vazifesindedir. Hâmidi'nin farsça — gürleri —muaz- Zam İran edebiyatı şaheserleri kar. gaında— bir değer taşımadığı gibi, türkçe gürleri de bizim edebiyatı. uZ Üzerine bir tesir yapmış, ede- biyat adamlarının dikkatini çekmiş dekildir. Hâmidi Aivanına, biz. ede- biyat noktasından değil, bazı hâdime- lerin tarihini / tesbit / için başvuru- Tuz. Çünkü Hâmidi birçok vukuntı manzüm tarihlerle — tesbit etmiştir. Eğer mutlaka neşri istenirse, o za- man yükarıda bahsettiğimiz Ti nüs- hanın kargılaştırılmamı — tcap eder. İki aya yakın bir uğraşma neticesin. de, biz bunu şahsen yapmış bulunü- yoruz. Vesile düşmüşken işaret ede- yim ki, müze nüshası minyatürlü- dür. İçinde gairin biri eski kıyafe- tiyle, öteki İstanbula geldikten son- yaki haliyle iki resmi vardır. Millet kesesinden — önbinlerce lira sarfiyle meydana konan bu ve em- Sali eserlerin nâşiri, bir ili yıl önce Ge hiç yoktan bir Beşir Çelebiye te- nat ederek “Tevarih-i Ai Osman” fakalmlleri çıkarmıştır ki, bu da 28 yıl evvel Prof. Glese tarafından neş- redilen anorlm Tevarih.i ALI Osma: zan noksan bir nüshasından başka bir gey değildir. Hâmidi Divanının Ankaradaki yas- ması ile ondan çıkarılan faksimilesi karşılaştırlınca bir haylı çinkografi sının Üstüne“Mukayeseli Türk Edeni biyatı Tarihi Profesörü” gibi kendili-. ginde gaşanlı bir unvan koyan nâ. Hir, öyle akl-ü iz'anın kabul edem yeceği hâtalara düşmüştür ki, bunu Mmütevazi bir ortaokul Türkçe öğret- meni irtikâp etse, Maarif Vekilliği bel. ki meslekten atar. Günlük bir gazete> de bunları sayıp dökmek imkânı olma dığı için, merak eden okuyucularıma Türk Tarih Kurumu — Belleten'inin 58 Üncü sayısında — değerli Doçent Ahmet Ateşin tenkidini tavsiya ede- Tim., Tarihi çok yanlış bir cepheden gören nâşir, bazan kendi karihasına dalarak fuhaf denecek yanlışlar da yapmıştır. Ahmet Ateşin buldukları. Na ilâve olarak bir tanesini guraya kaydedivereyim: — Patihin, her geyi Anlamak isteyen — bir zekâsı vardı. Sırf bu sülkle, meselâ Müslüman ve Hiristiyan din adamlariyle görüşmüz, mütalealarını — almış, din ulularını münakaşa ettirmiş, bir taraftan da pozitif ilimlere datr etüdler yapmış- tır. İşte bu arada birkaç fakir huru- fi dervişinden, kendi. — mezheplerine dalr malümat — edinmeğe başlamış- ftar. Bunu -gören Sadrazam Mahmut Paşa, devrin meşhur din âlimlerinden Fahreddin-i Acemi'ye, bu zavallı dervişleri imtihana çektirmiş, neti- cede öldürtmüştür. Hâmidi bu mü- nasebetle Sadrazam Mahmut Paşaya takdim ettiği bir kasidede, bu biça- re dervişlerden “EhLi isyan” diye bahseder. Erbabınca malüm olduğu üzere “Ehl-i isyan” burada “dine is. yan etmiş” yâni “dinsiz” mânasına gelir. Bunu takdir edemiyen nâşir, bu. tabirden “Erbabar ihtilal " — mânası Çıkarmış, “Dehşetli bazı vekayı-i toe timatyenin zuhuru” ndan dem vüre müştur. Halbuki nâşir, meselâ Şaka- yık tercümesinin birinci cildinin 82 'net sayfasına bakabilseydi, bu baslt hâdiseyi umumt bir ihtilâi şeklinde mübalâğalaştırmaktan kalemini ko- rürdü. Münasebet gelmişken buraya Şunu da İlâve edeyim: Hâmidi'nin İa. tanbuldaki saraylara, çarşılara, ha mamlara, bahçelere dair bir kasldesi yardır ki.şehrin o devrindeki simasını belirtir. İşte bu manzume yalnız Müze Kütüphanesindeki minyatürlü nüsha- da mevcuttür. “İstanbül / fethinin beşyüzüncü yıl münasebetiyle” ya yınlandığı ta — başında ilân — edilen faksimiylede bu. enteresan kaside yoktur. Hâmidi'nin babası — Münisl adında bir gairdir. Oğtunun doğduğu farihi tesbit etmiştir. Nüşir bundan da gafil olduğu İçin münasını anlı: yamadığı farsça — beyitlerden tuhaf- hiklar Icat etmiş, asbü esastan Ari, #on derece temelsiz ahkâm çıkarmış tır. Hulâsa: Biz de gü makalemizle muhtar Ü- niversitenin dikkatini çekmek istiyo ruz. Bu nâşirin, gimdiye kadar öre taya koyduğu bütün yayınlar sayısın hatalarla doludur. Bu kadar indi has reketler ve hükümler — Avrupa üni- versitelerinin değli, komşu — Balkan memleketlerinin de neşriyatında gö- rülmez. — Böyle bir şev görülürse, derhal tasfiyeye tâbi tutulurlar. Mil Jete kargı Ünlversite, haysiy termek mecburiyetindedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: