9 Ekim 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

9 Ekim 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa 2 İTETKİKLER | Askeri mahkemeler, ordu, disiplin ve adalet İEMOKRAT PARTİ iktidara — gel- dikten / sonra aakeri mahkemeler meselesi günün mevzun halini almış- t sebebi, bügünkü — askeri mahkemelerin gerek teşkilâtı ve ge- zek personeli hakkında fatbik edilen kükümler itibariyle, hem Anayasaya aykırı ve hem de antidemokratik bir Mücksese vasfını haiz bulunmasıdır. Askeri mahkemeleri bugünkü hai le muhafaza etmek isteyenlerin baş- hıca mesnetleri, kendilerine göre, yal- Rızca adli ümir vasıtasiyle tahakku- ku mümkün bulunan askeri disipli dir. Bu itibarla, bugünkü makalemiz- e evvelemirde ordu, disiplin ve ada- Jet müesseseleri arasındaki münase- beti tebarüz ettirmeye — çalışacağız. Tetkikatımız neticesinde görülecektir. Ki, askeri disiplin: Hukuka rlayet ve bir kelime ile de adaletten başka bir gey değildi Bir devletin istiklline ve mukad- Geratınaçsahip olabilmesi ve görevini yerine — getirebilmesi için — müstakil kazat teşkilât ve teşrli organdan baş- ka Iki İdari teşkilâta da ihtiyacı var. dır, Bunlardan birisi dalmi ordu ve diğeri de Iyi bir gekilde tanzruv et- mnlş sivil idare mekanizmasıdı Ordu, eski devirlerde olduğu — gtbi, bugtlün de mühim bir devlet mücasese- Si yasfını taşır. Zira, devletin istiklal ve bekâsı, Yatandaşın buzür. ve sü- Künü ve sandeti ancak Iyi bir şekilde yetiştirilmiş orduların mevcudiyetine bağlıdır. Bununla beraber, ordu — ile devlet arasındaki münasebet yalnızca bundan ibaret değildir. Devletin hü- Kümet şekli, müdafna sistemi ve niha. yet ordü bütçesi de ordu teşkilâtı ile Sıki sıkıya alâkalıdır. Biz, mevzuu- muzla İlzisi bakımından bu âmiller- den yalnızca hükümet şekli üzerinde duracağız. Şöyle ki: Kırallıkla idare edilen bir devletin ordu teşkilâtı ile demokratik esaslara göre İdare olunan bir devletin ordu teşkilâtı arasında çok mühim farklar yardır. Nitekim: Mutlak monarşilerde hükümdar or- dunun başıdır; ordu hükümdarın mut- dak hüküm ve tasarrufu altındadır; hükümdarın herhangi bir emrine ka- yıtsız, şartsız itaat gerekir, Bu türi rejimlerde ordu kademeleri arasında da keyfiliğin yeri büyüktür. Meşrüti / kırallıklarda hükümdarın ordu üzerindeki hakları kanunu esa- silerle takyide uğramışsa da yine hü- kümdarla ordu ve ardu kademeleri arasında az çok bir keyfilik mevcut- tur. Demokrasi esaslarına tevfikan Ida- Te olunan devletlere gelince: Demokratik rejimlerde hukuk dev- Teti esası hâkim bulunduğundan dev- det başkanı ile ordu ve bizatihi ordu. kademeleri arasındaki / münasebetler sabit hukuk kaldelerine bağlanmış ve mutlak otorite fikri; yerini kanuni o- torite mefhumuna terketmiştir. Nite- kim; Anayasamızın 40. maddesi a 'nen şu hükmü ihtiva ediyor: “Başko- mutanlık Türkiye Büyük Millet Mec- Tisinin yüce varlığından ayrılmaz ve cumhurbaşkanı tarafından temsil o dunur, Harp / kuüvvetlerinin komutası barışta özel kahununa göre Genelkur- may Başkanlığına ve seferde Bakan- dar Kurulünün teklifi üzerine Cum- hurbaşkanı tarafından tüyin edilecek kimseye verilir., Yine, Ordu. Dahi Hizmet Kanunumuza göre, emir; ht mete nit bir talep veya yasağın söz- 16 yağı İle vesalr süretlerle ifadesldi Amir malyetine hizmetle münasebeti olmayan emir veremez; bundan baş- ka Askeri Ceza Kanunumuz asta hiz. metle münasebeti olmayan emir ver meyi suç saymış bulunmaktadır, (M. 108). Yukarıki kısa Izahattan da anlaşı- Jacağı Üzere, demokratik — rejimlerin tatbik edildiği yerlerde, ezcümle b gün bizde ordu, keyfi ushi ve emirler. le İdare edilen bir müessese değil, bi. Tükle hukuk devletinin sivil idare teş- Kilâtında olduğu gibi, bütün harekâtı kukuk kaldeleriyle tanzim edilmiş bir aşkerl müessesedir. Disipline gelincez Disiplin, bugün artık ne Üstün as- Yazan : M. Hilmi ÖZARPAT ta, âmlirin malyete mutlak surette ta- hakkümü mâünasına anlaşılmalı ve ne de âmirlere körü kürüne itant olarak telâkki edilmelidir. Böyle bir düşünce Anayasaya göre Türklerin tabli hak- Jarından olan hürriyet hakkına aykı- vi düşer, Körü körüne itaata ancak esaret müesseseninde yer vardır. Bu mülâhazalar sebebiyledir ki, Askori Ceza Kanunumuz yalnızca — hizmete müteallik olmak Üzere verilen emir: derin yapılmaması hallerini emre tta- afkizlik ve itaatsizlikte ısrar suçu ©- larak kabul etmiş bulunmaktadır, (M. 86, B1, 108). Alman Mareşali V. Moltke Alman Askeri Ceza Kanununun müzakeresi Sırasında Relchstar'da 761872 ta- rihli celsede disiplini şöyle tarif et mişti: “Autoritant von oben und Ge- torsam Von ünten; mit elnem Worte, Disziplin ist dle Ganze Seele der Ar- mee(1)” - Yukarıdan aşağıya otorite ve aşağıdan yukarıya İfaat; bir keli- me ile disiplinz: Ordunun bütün ru- hudur, Bugünkü Ordu Dahili Hizmet Ka- nunumuz disiplini ne eski Dahili Hiz- met Talimatnamesi gil olu mutlak itaat idematın tamamli lera- ” olarak ve ne de Moltke'nin an- dadığı mânada tahakküme yol aça- cak mahiyette telâkki etmiştir. - Bu kanuna göre “disiplin; kanunlara, ni- a ve âmirlere mutlak bir itaat ve astının ve üstünün hukukuna rla- yet demektir.(3), Görülüyor ki, disiplin askerlik ba- kımından en modern ve ideal tarifini Ordu Dahili Hizmet — Kanunumuzda bulmuştur. / Disiplinin tarifi içindeki (âmirlerin emirlerine mutlak surette itaat) kaydı âmirlerin maiyet üze- Tindeki kayıtsız. şartsız — hükimiyeti mânasına gelmez. Âmirlerin malyet- deri üzerindeki hizmet nüfuzlarını va- zifelerinin icabatına uygun ve makul bir tarzda kullanmaları gerekir. Bu- mun içindir ki, Askeri Ceza Kanunu- muz, yukarıda da temas edildiği Ü- 'zere, yalnızca hizmete müteallik ol- mak Üzere verilen emirlere riayetsiz- Jiğl suç saymış ve hizmet nüfüzunun herhangi bir şekilde kötüye kullanı anış olması halini cezalandırmış. bu- Tunmaktadır (4). Bugünkü demokratik zihniyete gö- ve, Prusya militarizminde olduğu gi- bi, orduda efendilik ve kölelik müna- sebeti de mevcut değildir. Hulâsa; Bugün, ordu; memleketin müdafna- ve istiklâlinin temin ve himayesi i- in bir araya toplanmış müşterek ve h- muayyen gayeleri bulunan, ayı kuka sahip şuurlu ve kademeli bir san topluluğudur. Komutanın, âmirin ve Üstün bu teşkilâttaki yezüne ro- dü mühtelif şekilde kademelenen bu insan toplyluğunun faaliyetini koo dine etmek ve onları sevk ve İdare etmekten ibarettir; bunu — yaparken de hukuka riayet şarttır. Disiplin: Ordü. Dahili Hizmet — Kanununun tarifine göre; kanunlara, nizamlara ye Amirlere itaat, astının ve üstünün. hukukuna riayet, yani kısaca hukuka Tiayet ve bir kelime ile de adalet de- mektir, Disiplinsiz bir ordu. cağı gibi adaletsiz bir disi rulamaz; zorbalık yalnızca anarşi yü ratır. arıkt kısa izahattan da anlı Jacağı Üzere, ordunun ruhü - disiplin- dir. Disiplin ise adalet demektir. Bu İtiharla, Askeri Kaza — Mücssesesini islâhi ve adaletin — tevrlinin bu işin mütehassısı — bulünan — hukükçülara hasredilmesi- ordü. disiplininin - İdame 've muhafazası bakımından zarur! bu- Tunmaktadı: (1) Sehiringe, Dr. Erleh, Militaers- trafgesetzbuch, 1936, Berlin, S.2; (2) 1928 basımlı Dahili Hizmet Ta- ilmatnamesi, M. 1, 2, (3) Ordu Dahili Hizmet K. M. 12, (4) Bk. ACK. M. 86, $7, 108, 109, 115 ve 116 gibi.. Nİ İSTANBUL (ŞEHİR HABERLERİ îe ir köşesi Dış cephe Şehrin Tdalettayin bir nokta. #anda bir an durümüz, binaların cephesine bakınız. Çok çirkin manzaralarla karsılaşacaksınız. Gözünüze çarpacak dik çirkin- lik gayri muntasam bir şekilde uzavıp giden teller olacaktır. Kimi sarkan, kimi, bir pence- reye varmak için çarpık çekil- miş, kimi iki sokak arasında bel vermiş bu teller sankimuz vakkaten konulmuştur, — sanki gehik işgal altındadır, harp ha- Tindeyiz, ve her şey sümmette- darik yapılıvermiştir. İkinci çirkinlik bazan mima- vi bir kaymet dahi (fade eden, ekserisi yeni yapılmış - binala- v su oluklarıdır. - Bunlardan ana oluklar kaldırıma kadar çin ko borularını inairir - ve sular, aktıkları yerde birer çukur va- par. Küçük oluklar, balkonlar- dan dülerini çıkarmış yıanlara benzer ve temizlik iddiasiyle o- rasını yıkayan bayan, - haberi- niz olmadığı bir anda, üzerini- ze sunl bir yağmur yağdırır. Üçüncü çirkinlik şehrin mütena- semtlerinde bile, pen- cere ve balkonlara mahrem ça- maşırların asılmasıdır. Halbuki etki İstanbulun, hâlâ da mev- Cut eski evlerinde oralarda yal- muz saksılar ve kuş kafesleri gö- rülürdü. Netice; Bu gehir bizimdir. E- vimiZin İçi “ne kadar bizimse dışı da öyledir. Resmi ve husu- t binalariyle Bizim. Amma biz, sokak başkasınınmış gibi dav- ranıyoruz. BİR İSTANBULLU Balık sanayilmiz üzerinde esaslı tetkikler yapılacak Avrupa - İktisadi - İşbirliği mütehassıs heyeti istihsali: arttırmak zere organizasyonuna dâhil bir memleketimize geldi. Avrupanın gıda balıkçı tetkik edilecek imiz Dün şehrimize gelen heyet Azaları çazetecilerle Avrupa İktisadi İşbirliği organi- dahil (F.A.O) Gıda ve Tarım Teşkilâtına mensup bir. müte- hassıs heyeti dün uçakla — şehrimize gelmiştir. Fransız Le Garrec, Alman Hoffman ve İzlandalı Torarihnsson- dan müteşekkil olan bu heyet / Azu- ları hava meydanında kendileri — ile konuşan gazetecilere aşağıdaki iza- hati vermişlerdir: İktislidi İşbirliği İdaresi tara- fından, ağustos ayında — Avrupanın Ucuz evlerin inşaatına gelecek ay başlanacak Yapılan muhtelif teklifleri tetkik etmek üzere fen adamlarından mürekkep bir komisyon faaliyete geçti Belediyenin Insa ettireceği ucuz ev. ler için açılan münakasaya gönderi- den teklifler, bir komisyon tarafından incelenmiye başlanmıştır. Heyet, Belediye muavinlerinden Su- 'at Kutat'ın başkanlığında şu zevattan teşekkl etmektedir: Teknik Üniver- site İnşaat Fakültesi Dekamı — Prof. Fuat Berkman, Teknik Üniversite ML. Mari Fakültesinden Prof. Kemal Ah- met Aru, Güzel Sanatlar Akademisi Mimari Şubesinden Prof, Arif Hikmet Holtay, Bayındırlık — Müdürü İsmail Devletkuşu, Belediye Fen Müşaviri Hüsnü Keseroğlu, İmar Müdürlüğün- den Ertuğrul Menteşe. Komisyon teklifleri tetkik ederken, eklif sahiplerinden ayrıca şifahi ma- Jümat almaktadır. Tetkikatın daha bir ay kadar süreceği tahmin — edil- mektedir. İhaleyi müteakıp kasım a- Tramvaya asılanlarla mücadele ed lecek Belediye Başkanlığı, bir müddet vvel tramvaylara amlanlarla, atlı- yarak inip binenleri giddetle takibe başlamış, fakat Zabıta küvvetlerin. den mühim bir kısmını daimi sürette bu işe tahsis etmek mecburiyeti ve asılanlarla, atlıyarak inip binenler hakkında kesilen nakdi cezaların tah. Silindeki güçlük yüzünden — takibatı durdurmak zorunda kalmıştı. Son günlerde çoğalan tramvay ka- zalarını gözönünde tutan Valı ve Be. lediye Başkanlığı, 15 ekimden itib: ren tekrar esaslı tedbirler — alarak takibata — başlıyacak, — tramvaylara asılanlarla, atlıyarak inip - binenleri cezalandıracaktır. yi ortasına kadar evlerin temeli atıl- mış olacaktır. Mezkür evlerin inşa edileceği arsa- lar tesbit edilmiştir. Bostancı tramvay- hattının parkelenmesine hız verildi Erenköy. ile Böstancı tramvay hattının geliş ke ile döşenmesi işinin kıştan evvel ikmaline çalışılmaktadır. Şehirde 0- tomobil sayısının günden güne art- ması ve Pendik asfaltının tamamlan- ması dolayısiyle çok dar olan bü cad- de seyrüsefere kâfi gelmemektedir. Önümüzdeki yıl tramvay hattının di- ker parçası'da parkelenecektir. arasındaki asmının par- Avrupa İktisadi İşbirli, İdaresi Genel Sekreter dün gelmedi Hükümetimizin — davetlisi — olarak dün şehrimize gelmesi beklenen Av. Tupa İktisadi İşbirliği - İdaresi Ge- 'nel Sekreteri Robert Marjolin ve ar. kadaşlarından müteşekkil bir heyet hareketlerini tehir - etmişlerdir. He- yetin hafta içerisinde gelmesi bek. lenmektedir. TEŞEKKÜR Bir otomobil — kazası — neticesinde beni ihtimamla tedavi ve — Arızasız olarak iyi etmiş olan ve — hayatımı kurtaran çok kıymetli ve” çalışkan Memleket — Hastahanesi — Operatörü Sayın Dr. Lemi Ergin'e sonsuz te- şekkür ve şükranlarımı bildirir, ken- disini her zaman saygı ve minnetle anmayı vazife telâkki ederim İzmir İstiklâl Okulu Öğretmeni ZELİHA KARPAT ikte gıda ve tarım İstihsalini arttırmak Üzere tetkikler yapmak Ve raporlar hazırlamak için çalışmalar yapılma- Sına karar verilmişti. Bu çalışmalara başlamış — bulünüyoruz. — Tetkikler yapmak: Üzere Fransız, Alman, İn. Biliz, Norveç ve İzlandalı ” mütehas. sıslardan bir heyet teşkil olundu. İn- giliz ve Norveç mütehassısları hâlen Almanyada tetkiklerine başlamışlar- dir. Çalışmalarımızın esas - gayesi Av- rupanın balık istihsalini arttırmak için alınması icap eden tedbirleri be- lirtecek bir rapor hazırlamaktır. Bu itibarla memleketinizde bilhassa ,ba- lik sanayli üzerinde tetkiklerde bu- lunacağız. Verilen karar mucibince hazırlayacağımız raporları en geç iki a kadar İktisadi İşbirliki idaresi- e tevdi etmemiz lâzımdır. Heyet, bugün Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı ile temaslarda — bulunmak Üzere Ankaraya — gidecek — bilâhare tekrar İstanbula dönecek ve memle- ketimizin başlıca balıkçılık merkez- lerinde tetkiklerde bulunacaktır. 'Pür. kiyeden sonra çalışmalarını — devam €tmek üzere Le Garrec ve Torarihns- son Yunanistana, Hoffman da İskan- dinavyaya gideceklerdir. Yakınşarktan Türkiyeye okumak üzere gelen talebeler artıyor Yakınşark komşularımızdan mem- leketimizdeki kültür müesseselerinde okumak üzere gelen talebe sayısı se- 'neden seneye artmaktadır. Bilhassa, Irak ve Suriyeli öğrencilerin sayısı bu yıl çok fazladır. Yalnız hselere değil, Üniversitenin muhtelif fakül. telerinde okumak üzere gelen bu öğ. renciler bilhassa Tıp, Eczacı ve Fen Fakültelerine rağbet etmektedirler. “Ayrıca tetkik gezisi yapmak üzere yurdumuza bu memleketlerden gelen talebe ve öğretmen sayısı da bu se- 'ne çok fazla olmüş, bütün bu turist kafileleri Türkiye hakkında iyi intı. balarla ayrılmışlardır. Önümüzdeki sömestr — tatillerinde Kamşu memleketlerden bir çok tale. be kafileleri tetkik seyahati için Türkiyeye gelecektir. Mevcut kültür. anlaşmalarının tatbikatı' iyi neticeler vermekte ve Yakınşark memleketle. riyle olan kültür bağlarımız gittikçe kuvvetlenmektedir. ir İtalyan gazetecisi şehrimize geldi İtalyan “Tempo,, mecmunsi muha- birlerinden M. Felice Belleti memle. ketimiz hakkında röportajlar — yap: mak Üzere dün uçakla şehrimize gel lice miştir. Şehir dahilinde yeni yollarfyapxlacak Bu arada bazı caddeler de 1slah edilerek istifadeye açılacak Miktarları her gün artan muhte- Jf nakil vasıtalarını gehrimiz sokak. larının İstiap edemediği ve bu se. beple de sık sık tıkanmalar olduğu malümdur. Caddelerin, meveut vası: talara nispetle kifayetsizliğini gözö. 'nünde tutan Belediye, yeniden yollar açmaya, mevcut yolları islah etme- ye karar vermiştir. Bu arada meşhur 'Defterdar yoku- gu ile Taksim ve Galatasaraya çı. kan müteaddit — yolların 1slahi için çalışmalara başlanmıştır. Ayrıca, yaya yolcusu az olan bazı caddelerin yaya kaldırımları kesi Tek vasita geçen kısımları genişle. tilmektedir. Havalar birdenbire soğudu İki günden beri — gehrimizde ha. va birdenbire soğumuş bulunmakta. dır. Bu vaziyet karşısında sayfiyede oturanlar derhal şehre göç etmeye başlamışlardır. Mekteplerin açılması da göç hareketini ayrıca teşvik et. miştir. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Mü. dürlüğü Göztepe Rasat İstasyonun. dan bildirildiğine göre, son 24 saat içinde yurdumuzda hava 'Trakya, Ka. radeniz kıyıları ile Doğu, Güney ve Orta Anadoluda çok bulutlu ve yer yer yağışlı, diğer bölgelerde az bu. lutlu ve açık geçmiştir. Yağışlar yağmur şeklinde olmuş. tur. Son 24 saat içinde yurdumuza dü. şen yağış miktarları — metrekarede Vartoda 49, Rizede 46, Zonguldak Ereğlisinde 40, Pazarköyde 38. Zon- guldakta 36, Silrtte 20 Düzce ve Karabükte 24, Erzincanda 22, Kara- kösede 19, Patnosta 18, Ahlat ve Si- nopta 17, Adapazarında 14, Kemah. ta 18, Trabzonda 11, Malatya, Elâ- ğ ve Erzürümda 10, - Bitliste 9, Mardinde 7, Urfada 6, diğer yağış alan yerlerde 1 Nlâ 5 kg. arasında- dır. Günün en yüksek aıcaklığı Mer- sinde 27, günün en düşük — sıcaklığı Erzurumda 1 derecedir. Güney ve Batı Akdeniz postaları Doğu-Güney Akdeniz postasını ya- pan Adana gemisi bugün saat 9 da, Batı Akdeniz postasını yapan An- kara vapuru da — yarın saat 14 te Umanımıza gelecektir. Ortaşark Sivil Havacılık Kongresinin hazırlıkları ilerliyor 17 ekimde Şâle Köşkünde açılacak olan Ortaşark Sivil Havacılık Kon- gresinin hazırlıkları — İlerlemektedir. Kongreye iştirak edecek olan devlet. lerin delegasyonları şehrimize gelmiş | bulunmaktadırlar. Bugünden itibaren ihzari — toplantılara — başlanacak ve köngrenin gündemi ve programı tes- bit edilecektir. Kadıköy ve Kurbağalıderer acıklı hali Kadıköy mıntakasında temizlik iş- dlerine bakan İşçilerin azlığından ba- Zi sokakların temizliği zaman zaman aksamakta ve çöp toplayan kamyon. Jara refakat eden işçiler zaman dar- lığından sokakların temizliği ile alâ- kadar olmamaktadır. 'Bu yüzden Moda caddesi cıvarın. daki kabuklu ceviz ve diğer bazı so: kaklar haftanın muayyen günlerinde çok kirli bir manzara arzetmektedir. Diğer taraftan Kurbağalıdere de bilhassa durgün ve lodos havalarda çok fena kokmakta yalnız civar ev. leri değil, tramvay caddelerinden ge- çenleri bile rahatsız etmektedir. Sıh. hat bakımından da tehlike arzeden bu durum karşısında Sıhhat Müdür. düğünün ve belediyenin gereken ted- birleri almaları beklenmektedir. 9 Ekim 1080 Kongre'ere iştirak eden iki profesörümüz döndü Prof. Ekrem Şerif Egeli 1 “Alman tıbbi süratle ilerlemektedir. Yakında Harpten evvelki mevküini alacaktır” diyor İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültari profesörlerinden Ekrem Şerif Egeli dün Almanyadan şehrimize dönmüş- tür. Profesör, hava meydanında ken disi ile konuşan gazetecilere demiş- e kl: “Pariste milletlerarası kalb, göğüs ve iç hastalıkları kongrelerine iştirak ettim. Bilâhare Münih Üniversitesinin davetiyle Münihe gittim. Orada profe- sör Tevfik Sağlam ve Profesör Ke- mal Saraçoğlu ile beraber konferans. lar verdik. Alman tibbi sürafle ilerlemektedir. Harpten evvelki mevkiini pek yakın- da alacaktır. Paristeki kalb hastalıkları kongre- sinde Amerikalıların ve Meksikalıla- rın kalb Üzerinde çok yeni bir takım İlerlemeler yapmış olduklarını - göre dük. , Ayrıca bir müddetten beri Avrupa- da bulunan İstanbul Üniversitesi Hu- kuk Fakültesi Ordinaryüs Profesörle. rinden Schwarz da dün uçakla şeh- rimize gelmiştir. Profesör, Londrada Milletlerarası Mukayeseli Hukuk kon- gresinde genel raportörlük etmiş ve Almanyada Türk hukukunun inkişatı hakkında konferanslar vermişlerdir. Arslan Humbaracının iade edilmesini istedik New-York Times gazetesinin Tür- kiye muhabiri iken — evvelki sene Fransaya giden ve o müddetten beri muhtelif peyk devletlerini dolaşarak Türkiye aleyhinde — memleketimizin itibarını düşürecek — yazılar yazan Arslan Humbaracı geçenlerde Prag- da toplanan Komlnist Gençlik Teş. kilâtı Kongresine de Türkiye Komt. nist Gençlik Teşkilâtının mümessili olarak iştirak etmişti. Memleketimizde böyle bir teşekktil mevcut olmadığı halde kendine mev- hum vazifeler vererek — aleyhimizde propagandalarına devam eden Ars. lan Humbaracı'nın hâlen Pariste bu. Tunduğu tesbit edilmiştir. Fransa ile Hükümetimiz arasında mevcut bulunan iadel mülcrimin anlaş. masına göre kendisinin - memleketi. mize dadesi için hariciyemiz vasıta- Siyle teşebbüste bulunulmuştur. Arslan Humbaracı yurdumuza ge. tirilerek yargılanacaktır. Üniversite bütçesi hakkında — temaslarda bulunmak üzere Rektör ve Dekanlar Ankaraya gittiler İstanbul Üniversitesinin yıllık bi çesi üzerinde Mili Eğitim Bakanlığı ile gereken temaslarda — bulunmak üzere Üniversite Rektörü Ord. Prof. Dr. Ömer Celâl Sarç, Edebiyat Faküil- tesi Dekanı Prof. Dr. Ali — Tevfik Tamoğlu, Tıp Fakültesi Dekan: Prof. Dr. Kâzım İsmail Gürkan, — İktisat Fakültesi Dekamı Prof. Dr. Ömer Lütfü Barkan ve Üniversite Muha- sebe Müdürü dün akşam Ankaraya hareket etmişlerdir. YENİ İSTANBUL SIYASİ IKTISADI MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahibi. VENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H SARLICA Yazı İşlerini fillen iâare eden Mesul müdür: Sacld ÖGET Neşredilmiyen yazılar dade edilmez. Bazıldığı ver : Nİ İSTANHUL MATBAACI- IK LİMİTED ŞİRKETİ MATBAASI, PEYAMİ SAFA —h Siz bir sesle sordu — Niçin yaptın bunu? mim biraz daha bekledi. Tekrarladı: — Hayır! alçaldı; — Beğeniyorum yı dere karşı, hükümete filâ Samim hiç değişmeden etti: — Anlı an işte YALNIZIZ Samlım önüne bakıyordu. Bekledi. min devam etmiyeceğini anlayınca, hâdise kaı gısındaki bütün renksiyonlarını gizliyen renk- Kız cevap vermedi. Gözleri bulanıktı. Dayı olmanın verdi- Çi bir hakla değil, iki münevver arkadaş ol- manın verdiği bir cesaretle bunları öğrenmek Cevap tereddütsüzdü. Fakat seste göz ya B bulütları vardı. GöğsÜ kalkıp iniyordu, “Ton daha kuvvetlivdi bu kefer. Fakat sen iz. En büyük kuvvet. kardı, Kavgam ver, Bir ideali var. Çok zeki ve cesur. sormaya devam — İdenlini de beğeniyor musun? kirlerin müdafa- Ben zaten hiç böyle geyler Yorum. Sizin münakaşalarınızı da anlamıyo- Selmin Sa- onunla? miydin? rek cevap verdi. Bvet, gizli bir Niçin? İki anlamı: zordu. 136 Tum. Bazan her fikir hoşuma gidiyor. Doğru gibi geliyor bana. Sonra düşünüyorum, bun- Yalnız birini verdim. yaklaşan Besim, her zamanki mü- samahalı sesiyle sordu: — Ne zaman bu kadar bol konuşabildin Selmin yüzünden sesli bir soluma halinde çıkan gizli bir gülüşle cevap verdi: — Ben onu buraya gelmeden evvel tanı- Selmin başını Annemin Kün sonra Haydarı tanıdım. 'ben de kavga etmiştim Ferhatla. Hep o mesele Böyle bir meselenin bir aile dramı hazırlaya- cak kadar ehemmiyet kazanmasına inanmak Selmin anladı. istediğini ona hissettiren bir dostluk toniyie dım. Sirkecide, garda, tren beklerken, Bura- sordu: ü da, mutfağın önünde bayılması falan hep iki- koli — Niçin Selmin? Onu seviyor mumun? Töka Hüttt » — Hayşır. Sustular. Odaya Ayse girip çıktı. Samim yalladı, dürdü, h. tişmezdi. anlamam onun kadar, Ekseriya sizden öğren- diklerimi ona aatardım. Maksadım onun bana bilgileriyle tahakküm et- mesine meydan vermemekti. Anlamasın. diye. raz ederdim ona ben. Meselâ çok mllliyetçidir ©. Ben hiç birşey değilim. Onun fikirlerini Ne olacak? Benim hiç Söylüyorum size, Anlamı- yorum. Fakat işte, hep önüne bakarak sordu. h — Onu tanıdığın zaman Ferhatia dargın Onu sevdiğim için velhası, ni Kaldırdi ve gözlerini yumdu. “Böyle der gibi bir hali vardı. haksız çıkarmak isterdim hep. Malümatım ye- Okusam da Okumağa da Üşenirdim. Kulaktan kapma 'ben akaini tddia ederdim. Fakat esas meselele ayca kabul ederim. ddiam yök a. #ırf onu kızdırmak lamak için, ondan aşağı kalmamak um. Biliyorsunuz. 6 Arnavut mes Besim dayım da, siz de yoktunuz o Ferhad bir aralık annemin yanında Arnavut- Sonra doğruldu ve O ne iddin eder- 'er zaman değil. hep aksini söylü- - annemi müdafan ettim tim: “Ben Arnı B — Hoppala! Haksızdım. ben; hak- Sızdım ama bu sefer de Ferhati ileri gitt. ldum işte, anlıyor müsün? Se- Adam akıllı Selmin. Bu kadar çocuk musun sen? Darılma. An: Jar birbirini tutmayan şeyler. İlerisine varm Palattı; zem için, benim için cok ağır seyler söyledi. Hayır. orum. Aklımın ermediğini anlayorum. Cesa- ei hoşuma gidiyordu. Biliyorum Ki seve BU kavgaclığı, bir ideel sahibi olman o — Ben de bilmiyorum, neden - oldu öyle, Kgidendir. hep bunlar Ama ben de ” kizdim, KA Tüldor ea ' Bnü Kustumanğlk, Halışt İnsan sevince kavga etmek istiyor. Ben böy Çok kızdım. Öfkelenince onun gibi - değilim Na Tei N ultei Hu Dükek aat Hastatetil en leyim. Ferhaddan aşağı kalmak İstemediğim ben. Çenem kilitlenir. Kızarırım. Sözle öfke- İztni Anladiğim için lll Jatmak için bana. Çok istiyordu beni kazan: için, hep münakaşa ederdim onunla. Haklı mi- mi alamayınca bir hareket yapmak isterim. k aa bayapa ni mak. Kazanamadı. İki şey istiyordu benden. yım, haksız miyim, düşünmeden. Yalnız onu Yüzüğü parmağımdan çıkarıp — suratına at- ninle anlaşamam"” dedim. &. — Hayır. ü Selmin biraz durdu, sonra birdenbire ha- Hacı Ali Paşa mi? Çivrili Ali Paşa çei tırlayarak devam etti; mi? — Hat.. Bir de şey dedim, “Bön una tara- “— Hayır. fımdan da, baba tarafımdan da Kavalalı Ali Hekimoflu Ali Paşa mi? Biyikli All ae lür Paşanın torunuyum" dedim. Paşa mi? Besim bir kahkaha attı ve bağı — Hayır. saçmalamışsın Ferhada hakaretinden Jarın aleyhinde bulundu. Fena birşey söyleme: Ve Dileslk ti tk cöim OKN KA lble Dübür üvrel di Unuttüm. Yani onları küçük görür gibi Gder *Z Şehit Âli Paşa mı? Haha Ali Paşa hirşey. Unuttum. Annemin — tablati — malüm. öyr: mı? Hüsam Bey Zade Ali Paşa mı? Nasuh Köpürdü. Çok ileri gitti. Ferhad sabretti. An. “Ben parmağımı kaldırdım. Al Paşanın BAA " bt AĞA K O 'nem daha ileri gitti. Biliyorsunuz canım. Fer torunlarından olduğumu söyledim. — Hayır! n Haai BARDARE. Yakblar. had da bir daha bu eve ayak basmayacağını “Hoca, sordu: “— Hangi Ali Paşa öyleyset göyledi, gitli. Ertesi gün buluştuk. Ben bir — Hangi Ali Paşa? Tep'dlönli AlI Paşa — Kavalalı, gün evvel annemi çok hakşız bulmuştum. F “Hoca güldü: F romnapora ge hada bunü söyleyip gönlünü alacağım yerde Hayır, (Devamı 137 138 180 — Çandarlhoğlu Ali Paşa mi? Ali Paşa mi? Semiz Ali Paşa mi? Arabacı Ali Paşa mı? Kemankeş Ka- ra Ali Paşa mi? Çelebi Ali Paşa mi? ürmeli Ali Paşa mı? Damat Ali Pa- Silâhtar Ali Paşa mı? Lâz Ali Pas mi? Şahin Ali Paşa mı? — Hayır. . Hadım malümat satmak istedi. li) demiyordum. ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: