17 Ekim 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 5

17 Ekim 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

X7 Ekim 1980 Seyyahların cenneti Capri Harp esnasında balıkçılık yasak edildiğinden ada halkı aç kalmıştı Balayı seyahatine çıkan çiftler, Hollandalı öğretmen, sakallı bir Hintli öğrenci, Amerikalı kızlar, çilek kokan bahçeler, renk ve çeşni verirler Yazan : Martin Gelhorn Çeviren : Meliha B. ŞARLI Capri Adasında Bdward G. Rebinson, Perey Cumminge ve Richard Greca'in İştirakiyle cevrilmiş olan “Kızım Joy, isimill filimde bir tanışma sahnesini görüyorsunuz. ORGUN, skıntılı, rahataız mis MT Komünüzmden mi — yıldınız, vergi — vermekten, — patromunuzdan, Faşlılıktan ma şikâyetçisiniz? - Öyle Bir derdiniz varsa Akdenizin küçük Adasına Kaçınınz. — Derdiniz hallol- Masa bile neşe ile kedere veda etmek dertten kurtulmak kadar. iyidir. Kireç ve kum karışığı geniş bir kı YA olan ada Napoli — körfezindedir. Beş buçuk mil mesahası olan adanın gekli kaba bir sekiz rakamına ben- zer. Dünyanın en berrak suları ile gevrelenmiş olmasına rağmeâ içecek #uyu yoktur, tonu bir dolara olmak üzere dışardan getirtilir. Limanı ll man değildir. Adanın etrafında Hiv. Ti kayalar sıralanmış, sathi etrafın- 'dan daha fazla kaya ile kaplanmış. fır. Hiç bir birbiriyle ayar hizada değildir, inişli çıkışlı iki yo- M vardır. — Napoli körfezi kabarık Gu zaman ki, ekseriya- öyledir. laya gidip gelmek pek — Zorlaşır. Buna rağmen 100.000 lerce kişi de- İZ tutmasına karşı körfeze meydan Okuyarak cennetin ne olduğunu gör- Teye koşarlar. Napoliden kalkan büyk beyaz va- Pür Capri'nin kayalarının gölgesine irer girmez düdük öttürür. Nuhne- biden kalmış birkaç ada — otomobili hırıldıya, çatırdıya saç. firketesinin Kıvrımlarına benzeyen yoldan rıhti. Ma doğru inerler. Arabaları çeken, tüylerle, zillerle, süslü atlar nalları Mi tıkırdatarak onları takip — eder haval hatla işliyen dağ şimendifer. leri dir rıhtima doğru kayar *Gemi rıhtıma yanaşır, bir yolcu aki- üdır başlar. Balayı / seyahatine çöe Miş İsveçli bir çift, Holandalı iki od retmen, kocaman sakallı Bombaylı bir hukuk öğrencisi, Şilli bir. genç, güzel giyinmiş Amerikan — kızları, her yaştan her memleketten seyyah. Rahtımda başlarında, otellerinin gap- Kaları olduğu halde yerli garson. Jar sıra sira dizilidir, fakat diğer memleketlerde olduğu gibi müşt Finin üzerine üşüşmezler, — Caprinin Meşhür nezaketi evvelce olduğu. gi- bi simdi de devam etmektedir. Adanın kıyısını takip ederek yuka. rilara doğru çıkıldıkça havada yase. min, hanimeli, gardinya, — karantü Kokuları — düyülür, — havası su gibi mülâyim, güneğ ışiği gibi iliktir. Yük Karıda Ve aşafıda — çiçekleriyle cik renk boya- ada yayılmağa başlar. Berrak paniltılar saçan gök yakut rengi denizin kıyısında yükselen hey Betli kayalar. villalara gizli duvar lar yaparlar. İnsan gözlerine ina namıyacağı bir güzelliğin - içine da- dar. Piazza'ya vardığımız zaman, ken- dinizi küçük bir açık hava salanun: #aza ve gazinolar sıralanmıştır. Gi- rİş kapılarının birinde bir Eaat ku- desi vardır. Saatin ayarı oldukça, iyi- dir ama çanı ne zaman canı İsterse » 'zaman çalar. Hem de meselâ, snat iki ise o, dokuz yahut on çalar. Orü: da aat mefhumu elddiye alınmaz. Misafirler yik- elbiseler giyrek gu: zinolara dağılır, üzün gün içki içip #ohbet ederler. Bir köşede açık ma- vi gözlüğü, altın sarısı ile siyah ka rığığı püantiye eşarpı e Gracle F elde, onun yanında eskimiş, — Üatün. den kaçan bir elbise giyen Musoli. ninin kızı Edda... Öt fir.. Beride Üstü başı düzgün, moda- ya göre kiyinmiş centilmen, — Palın Bench'e gidip Amerikalıları şarkılı. riyle eğlendirerek servet yapmış bir Capri balıkçımı... Adalılar her şeyi ta- bi karşılarlar, Hayat insanın yüzüne güler, her Kes birbirine tebessm eder. Orarn üzerinde yaşadığımız seyyarede kay bolmuş bir gey bulursunuz: Sulh ve sükün! Adaya gelen seyyahlar bu derec hoşnutlukla ayakta tutulan bir hükü- metin öiyetini, adalıların ken. Gi kendilerini idare etmelerini bir mur dize sayıyorlar. Capri hakikaten yer- yüzünde bir mucizedir mevcot en mülâyım Gevlet gi idare olunur. Bunu anlatmak için fik önce ada nin Capri ve Anacapri olmak üzere iki küçük köyünün mümessillerinin #eçimini 6000 müntehibin — yaptığını #öylemekle başlayalım. Temsilciler - Ki belediye relsi seçerler. Politika ile uğYaşanların hepsinin kendı meslek- leri vardır, çünkü adalılar hükümete gerektiğinden fazla değer vermeme: nin daha hayırlı olduğunu kabul e- dürler, hükümete ait / vazifelerinden Para almazlar. Caprinin belediye rel- Si bir İtalyan deniz nakliye hattının gefidir. Anacaprinin belediye relsi hir doktordur. Temsilcilerin de ayrı ayrı zanaat ve meslekleri vardır. Birisi ip- 'ten ayakkabı yapan imalâtçı, birisi e. mekli albay, diğeri otel sahibi, — bir başkası çiftçi ve buna benzer işleri 'Olan daha yirmi kadar temsilci var dır. Adanın ablak yüzlü, şişman bir tek hâkimi vardır. Adada mahkeme cu: martesi günleri açıktır. Capride ce zayı müstelzim suçlar en ziyade çöp- lerin atılmasında dikkatsizlik, — tatil günlerinde mağazaları açık bulundur. Mak, türistlerden fazla para kopar mak Hevindendir. Caprililer — gayri meşrü para kazanmayı büyük bir suc Adanın hâkimi 1947 at çalındığını, 1948 de hanimefendinin bir bettiğini anlatıyor. 1920 ve müteakıp senelerde bir a- 'dam öldürme vakası olmuş, fakat kimse hâdise hakkında kati bir şey #öyleyemiyor. Barhoş bir kapıcı diger bir kapıcıya elindeki sişe e vurmuş- diyle iki altın sa- tanınmış bir kaç yüzük kay tü Anacapride karısını sarmıca ka- patan berber hikâyesi de olabilir, di yorlar. Her ne ise; geçen sene Capr de 20 geneden Beri düyulmamış bir katil hâdisesi olmuş, Sicilyalı bir genç kendisine ihanet eden Caprili nişanlı: F — Beyetendi. vİCA etmisti; Unutmuşum. de, karşı karsıya kanapelere iklerin üğr — Suraya gidelim, dığı bir köşeyi göst Parkın bü tenha yerin: lar Mathilde ile u. Fakat Madan Hemen orada, d iki kelime ile başladılar. Kadın, bi Açınıyor. Hepsini tecrübe ettiniz — Mahvolduk, eal. D orada sik sik bulaştı &e vakit olsun diye ortaya atmıst sını tabanca ile öldürmüş, sonra da kendisini vurmuştur. Her zaman ba- Sit katif hâdiseleri ile, — harplerle, zülümle İnsanların öldürüldüğü dün- yadan usak yaşadıkları için bu hâdise adalıların pek gartbine gitmiştir. Hapls cezası pek nadir verildiği 1- çin sık mik Cefmevine düşen olmaz. Hapishane 18 inci asırdan kalma gü- zel bir evdir; içinde büyük bir koğuş Ve ayrıca hücreler vardır. Bu hususl yerlerden istenirse küçük bir kina be- deli ödemek Jâzımdır; fakat cezaevin. de rahata eren kimse yok gibidir, çünkü hapishaneye bakan memurun an bir çocuğu vardır, bu hücreleri ço- Guklarına yatak ödam yapmıştır. Caprililer bir çok Istilâ geçirmi: bir çok inmanlar tarafından idare o Tunmüştür. Tarihte ilk defa İsadan önce 400 senesinde Yunan kolonlsi o- larak görünür, bunu takip eden 22 a. fr sıra e Romalların, — Lombard, Norman, Avusturyalı, İspanyol, FPran: "7 ve İngilizlerin elinden geçmlş, ni- hayet 1861 de İtalyanlara intikal et- İkinci Cihan Harbi Akdenize sira. yet ettiği zaman Caprililer bir kıyıda Kalmak, harbe iştirak etmemek İste- diler. Almanlar adalıların - balıkçılık etmesini yasak ettiler, bu yüzden o zamanı kadar başlarına gelmeyen şe. yi de gördüler, tamamiyle aç kaldılar. Ada #akinlerini en çok sarsan hâdise İtalyan ordusunun hava dafi toplarını adanın futbol sahasına yerleştirmele- ri oldu. Her gün Napoliyi bombardı. mana giden Amorikan uçakları üzer. lerinden geçiyor; her gün toplar faa- liyete geçiyor, bir sürü gürültüden ve Bir gün müthiş bir kaza bir Amerikan uçağı düşürüldü. Adallar dehşete düştüler. — Ertesi gün Amerikalılar, Caprililere Ameri. kan tayyarelerini düşürdükleri - tak: dirde akıbetlerinin fena olacağını bil- eseri olarak haneye bir anahtar yap- Bari şimdi birini yollayın yürümek tete- dığın her dakika asül usül konuşmaya Vazkyeti anlattı: binde, Adama — M Menrevel'e bu meki dinize ait oldukunu Mnarthe, uzaklaşırken, karsı konulmaz t söylerin. Meselâ: “Saklasın 4 e ve a. simdi — Durun, gilmeyin; dedi. uali, tehlikeyi iylce tartıp — e Keri almak İstiyorum,, deyin. Gecl » Hmdarl Gi Bi İle GANANİ önyün — Ürek — Bir şey anlamıyorum. Ni den ayirdede Halbuki o saniye anlamıştı;. hattâ Üzüntü ile, korku l Tsiatnilacre 4 K mücadele etti. diy sararan yanakları derhal kızarıve banladı. Velevki bir tek Iinsanın karşısında bile suclu görünmek, (Devamı var) öteki de bu “hor h — YENİ İSTANBUL diren bir yığın beyanname attılar. O Künden sonra dafi topları Amerikan Uçakları geçtikten sonra ateşe başlar oldular. 1943 de Amerikan hava kuvvetleri Capride istirahat kampı kurdukları zaman ada değişik tipte insanların ls- tilaşına uğradı, Capri asırlar boyunca böyle bir şeye şahit olmamıştı. Cimri, sessiz Insanlar olan adahların tersine Amerikalılar cip arabaları dolüp adanın İki yolunu — gürültüye Boğuyorlardı. Yaseminlerin, mor sal- Kımların arasından boogle - Woogle Avazeleri yükseliyordu. Pinzza'yı kö- ge bağı mezecisi haline sokmuşlardı. Balık gibi içki içiyor, parayı otların Üetünde bitiyormuş gibi harcıyorlar &. Caprinin yerlilerinin bu vaziyetten gözleri korktu; yanlarında yaşlı bir hanım bulunmadan sokağa çıkmayan Kenç kızlar ailelerine - tanıştırmamış oldukları askerlerle / randevulaşıyor dardı. Artık herkes çalışacak iş bulu yor, kürabiye kadar beyaz — ekmek, 'eskisinden daha bol makarna yiyor: du. Capri, Üniformalı Amerikan aa- kerlerine mahsus güzel bir tımarha- 'neye dönmüştü. Üniformalı büyük be. bekler dünyaya çok kısa bir müddet için gelmiş de doyamya eğlerliyormuş Bibi hiçbir fırsatı kaçırmıyorlardı. Genç havacılar vakitlerini Gulsisa- na ötelinin barında — geçiriyorlardı. Bütün duvarların Üzerine kendilerin- den bahseden bir kaç kelime, meneli bağlı oldukları birliğin, sevdikleri kızların adlarını yazıyorlardı. Bunlar ufak tefek hâtıradan başka bir şey değildi, fakat kendilerinin sağ kalmış olduklarım sanki tesbit ediyormuş gi bi hissetmelerinden İleri geliyordu Bir gün aakerlerin hepai gittiler bir adalı elinde bir kova kireç ile du- varları badanaladı. Herkes için bir trafedi olan harp geçmişti... - Gecip BitİŞİ için biz de unutmalıyız. , Capriliter — tekrar eskt döndüler; genç kızlar annelerinin, ba balarımın kabul ettiği nişanlıları ile gezmeye, eskiden olduğu gibi bir sürü gayretlerle cihazlarını — hazırlamağa genç erkekler de kuracakları evleri. 'ne eşya almak için çabalamağa ba: dadılar. Evleri hazırlandığı — zaman evlenirler, kurdukları yuva kaya gibi sağlam ve uzün ömürlü olur. — Do- Aum, ölüm hâdiseleri için büyük me- rasimler yaparlar. Adanın — bayram Günleri vardır, o günlerde bütün me- #aj durur, herkes haval fişekleri, bay- ram alaylarını seyreder. Misafirper. verlik adanın eski bir. - geleneğidir, yalnız, bir cennet yaratmak için elde bulunanı az görmek lâzımdır. günlerine Caprililer misafirlerin - “gördüğüm ülkelerin en bahtiyarı, keşke burada yaşayabilsem,, dediklerini işittikleri zaman cevap olarak adada herkesin memnüniyet ve #amimiyetle karsıla- nacağını söylerler; fakat bilitler ki, sulh içinde bahtiyar olarak yaşamak için insanın kendisini büyük bir. dt Sipline sokması lâzımdır. Ziyaretçiler gemilerine binip adadan ayrıldıkları zaman Caprililer, onların da memle- ketlerine gİdip, Yuvalarında kendile- rine ha aaadetlere ermeleri gerekti. Zini düşünürler. Onlara has olan © oyuncAk sema, onu elde etmek için çabalayan ve daha 20 aaır elinde tu tacak olan insanlara alttir. İst, FİLÂRMONİ DERNEĞİ 153031 mevsimi Abonman Senfonik Konser Sef: CEMAL REŞİT REY Solist: İSRAEL PİYANO VİRTÜOZU PNİNA SALZMAN PROGRAMDA: CAESAR FRANCK — ÇAYKOVSKİ — KON iYA Perşembe SARAY'da Biletler Giğede satılıyor. Henry Bordesux Olacak şey değil ki. © n e demek? Karsi hâlâ 6 H Çüreye başvurmak ancak sizin elinizde Ölümünün yüz birinci yıldönümü münasebetiyle FREDERİC CHOPIN Romantik plano edebiyatının dâht kompozitörü Frddörle-Françols Ch pin 22 şubat 1810 da Zelazowa-Wola daki küçük evde doğmuştur. Bu #oluk benizli, hassas, çe çocuk, daha küçük yaşta piyanoya bağlanıyor, toplantılarda küçlük kon- serler veriyor ve ondaki sanat aşkı genişlemeğe başlıyordu. 1824 de Cho. pin'e hocalık etmiş olan Prof. Bls 'ner, talebesinin şahsi temayülllerine katiyen engel olmamışıtır: “Birakın kendi haline, — derdi, eski- urülden, başkalarının İzlerinden biraz ayrılı: yor, çünkü — kendine mahstis başka bir. yolu var. — Eserlerinde bir. gün enliz. kimsede “görülmemiş. bir ori. Jinalite duyulacaktır... Fevkalâde bir yol takip ediyor, zira fevkalâde bir Müsiki anlayışı var! Chopin, onalti — yaşında sanatına Jâzım olan geyleri elde etmişti. Bü. tün hissiyatını İfade — edebiliyor. ve. böylece hakikate varıyordu. Piyanosu dışında herhangi bir şey onün için kuru bir edebiyattı. “—Bunu anlıyan babası Nicolas Chopin, onun mektebi önyedi yaşında terkedip kendini ta- mamiyle müziğe vermesine razı oldu. İlk komporlsyonunu okuyan. Sehii mann şöyle söyler; Geçenlerde bir. arkadaş önü- müze bir nota koydü ve dedi ki: Şapkanızı — çıkarın efendiler, bir dâhi doğdu!" Notanın serlevha. sını saklıyordu. Biraz sönra altında. K Jsmi okuyunca Ginleyiciler. haye rette kaldılar: Opus 2, Chopint Bu ismi hiç işitmedim. Genç müzisyen 1820 da 'Tek könserlere başlıyor. bir noktada tenkid ediliyordu: “Çok yavaş çalıyor, parlaklığı az, sadamı zayıf.” Chopin ise allesine şöyle ya. Buramın — dinleyieileri, — çalışımı çok yavaş veya fazla tatlı buluyor. lar. Lâkin ben tercih ederim, bana fazla hoyrat — demesinler de, fazla yavaş desinler. Ben bu tarzda çalı- yörüm, görüyorum Ki kadınlar ve artistler pek beğeniyorlar. İk defa, bir konservatuar talebe. Si olan / Constance - Gladowka'nın tesirinde kalıyor. - Bütün hayatının anahtarı olan “felâket” ve “mefkü- re" kelimelerinde, mevguu Babis olan bu kızdır.Constance'n muhabbeti onu teşvik ediyordu. — Blrçok Beste (mi minör) — conçertosu, — valke'ler, noc- Hanımlara Mahsus Çay Salonu, Öğle ve Akşam Yemek Salonları, Aperetif Salonları, Kabare ve “BİRDEN SONRA,, sı SALHĞA S0en de Ve L AE T ÖD LA B eat nn aA e SA A a ee SRR e BE N S S üsen Maske öaee u 8 BN e be af gea SDi DN NER MÖL SĞ v Ha CU e UN A Sa ÜR ŞT Sen e S M AR SA L DŞ SAD CA SLEN B ai ipe Si A z Üzüe K SÖNler n urmus, yürenlik eden gevere konuşmadan, yan yana, tekrar yürümeye başladılar Sonra d hürmetle ona bak: glatılarlm, küçück Bakünler <ibi rüneş sarhasu olmus bebek iyle dekli de, İnsiyaklariyle hareket ederek, 6 de- — t Kalktığı imsanlar, - Üstelik Madam Manrevel crin arasndan geçti;. huzli u yürüyerek, — Çok #ürme — LK tenha yere doğmi eittiler, Mle aralarında geçen aşk münasebeti; onu bu çeşit bir abelere yaklaştı. Elâlem onları rahat rahat kanüşüp koklaşmak. tolâşu Vffet tuğyanı, l karsılaşmaya hiç de ha ıti Emaray onu bekliyor, görlüyordu. Kadının gelisini, daha — Güşmün kalabalık düümünı sevdallare bansetiyor. onlarta' bir aldatmalarInı, « Solağan, — İşlerden ösa: uzaktan gördü, fena haberler getirdiklal, hemen anladı. Kor- — arada kalmak tahammlil ve ihtiyacını ancak müşterek derile ” — yar, Na da. yapmMmacık, / güsteriş “numa- Ka korka selâm verdi, Marthe'in bu selâma / mükabele ediv — finde buluyori sanki kurtulaş çaresini, biri ötekinden bekli- — rasını at şu dakika, Kençliği ve sevgisi, gb İKi pek seellmedi. Yoldan Kelip zeçen meraklılar: “Belli. — yormuş ibi bir ik içinde, birbirlerinden uzaklaşmaya — nin bu l dü. İsyanla irkilen “ablanın. kar: daha llk ran numarasını basan “kel kâhyalara; genc — Korkuyorlardı. yösında, ne KU biri İnsanın, bazı bakışları kadının müstağni v mazlarip halini de gökden kaçırmamın aai llli aendi Ö6 teera b ı bazı ürküşlerini; kendi kendi Madam Chenevray, Adeta uşakına söyler gibi bir eda ile: — KAPI harabesinln yanına geldii oreda durdü, Kirafta LĞM MNN Bti Gd B Ge n Me Kimseler yokt un Chenevray hâlâ bir şey bulup söyliye ü İ Mi tetelda. oot Gdi e Erkek bu emre boyün eğdi. Marthe'in gösterdiği — ve — MeTİRİ İçin adâma örkelenerek hakirekanrrki —— a yallşdlrt elyır Courcelles Bulvarına çıkan — kumlü yolda, bir Iki adım z elame, Gi Ve ida t c ÇO İ üzmüy vureeller a haval Mathildiör d, Emagnyi Jlk şaşkınlıkı, sünepeliği Üstünden atarak, ona. — ŞTi bellüm. Cerabını almca, ; birdeni çavırdı. İeceaşgereiz li emindi artık — çutubetli diye tanınmış olmanından ötürü — çoğu, Kimse İyi ya, söylesenine. ARRAY ikten sönra; onu dah Küzel, daha İyi sevmeye koyulı Madam Chenevray, büyle karşi karşıya dürmanın bir mü- dedi. Bize çok Kötülük et Üünüz, hâl Arkası ebepslz röz yaşları Ününtünü sözleri garip bir. vüzul — Hoş, Mathilde de çok kabahintil. Fakat erkek bu sözü işitmişti. mis. bütün. Wfet, hicap hislerini ! Bayfa & Yazan : Gönül M. ÇANGA türnefler bu aşkın mahsullüdür. Pariste Pleyel salonlarında kendi. #ini dinliyenleri hi Alemine garket- mişti. Artık her yerden davetler a- hyor —bilhassa — husüsl toplantıları tercih ederdi— hayranlarının takdir Alkışlarını topluyordu. Muasır Ber. Hoz, onu dinlerken — “İahi işveler' derdi( Kıymetli arkadaşı Liszt “Aşk Buhan, kiş günleri” diyor. 1833 de Mmuhtelif mazurka, noctürne, Gtade, fantalkle, — valse'ler kompoze - etti Bilhassa polonalse, mazurkalâr - ya- 4 (mi majör) üçünelü etüde'ünde 'AH vatanım” diye haykırışı, milliyet aşkının alev alev yandığını gösterir. Kalbi zaten boş kalmayan, , gözyaşı dö- 'nihayet hayatı. 'zün onüna kadar hakikaten sevdiği Marle Wodzinaka'ya rastlıyor. Mek- tuplarında sevgilisine, — kendi İsmi: nin Jehçe “Chopena” denildiğini ya- zayordu. 1836 yılı “Marle” ile arası a. çılıyor ve aşkının Abidesi olan “Sol Mineur” Ballade'ını kompoze" ediyor. Sonra ayrılış, inkisar Chopin'i derin bir yese — düşürüyor ve mektupları paket yaparak, üstüne lehçe: “Maia bidda.benim felâketim” - kelimelerini yazıp saklıyor.. | içinde Fakat Chopin, asıl George Sand'a olan aşkı esnasında müzik dünyası- 'na çok geyler vermiştir. Bu dostluk 'Onu, önce Nohant, oradan Majorka adasına sürüktüyor. G. Sandda onu dlk önceleri çok — seviyor, fakat bu sevgi sonra Adeta bir çocuk mühab- betine kalboluyor. Chopin, Majorka adasında en güzel parçalarını yazdı. Eserlerinin zirvesi olan prelude'lerde aşkının sesi, istirabinin #esi, yağmuz ve fırtınanın sesi, karşı — kilisenin çan sesi yer almış” ve rüya âlemi- 'nin hisli motifleri sahifelere geçmiş. tir. Fakat türlü mtırabın, vatan aş- kının içinde eriyen Chopin, aynı za- manda menhüs bir. hastalığın da pençesindedir. Yedi buçuk yıl süren bu yorucu hayattan uzaklaşıp tekrar Parisin sanat atmosferine / giriyor. 1848 gubat... Artık G. Sand'dan ay- rıdır. Büsbütün — hastalanıyor. Buna Tağmen durmadan kompoze ediyordu. Etrafında çok sevdiği talebelerinden iki kontes, dostları, hayranları var. Londra seyahatinden hasta ve bit. kin dönen Chopin'i dostları hiç yal. miz birakmıyorlar. Fakat o, Geör. ge Band'ı kafasında — silip atamı. 'yor. Ölüm döşeğinde, etrafındakilere: 'Beni hatırlamak için Mosart'ı ça- hn” diyordu. Son sözü “Artık hiç astırap çekmiyorum” — olan Chopin, 17 ekim 1840 da Pariste hayata ve Ga etti. Mezarının Üzerine, bir avuç Polonya toprağı serptiler. Jane Stirling “Bir göz yaşı kadar berraktı.” diyor. Liszt, Chopin'in e- erlerini La Fontaine'in şaheserleriy. Kısaca hayatını anlatmaya çalış- tığımız Chopin, birçok ve çeşitli gü- zel eser vermiştir. Onları dirlemek, onlarda yaşamak ve konser prog- ramlarında Sık sık görmek, sanat- kârın insan ruhuna hitabettiğini is- pat eden birer delildir. Atom enerjisi Büyük Britanya —Atom — Enerjisi Araştırmalar Müessesesinin Direktö- | Tü Sir John Cockcroft, geçenlerde | verdiği bir demeçte, atom enerjisinin mühtemel olarak ancak 10 yıl son- ra geniş ölçüde — endüstride tatbik edilip kullanılabileceğini belirtmiştir. Direktörün, geçenlerde - Londrada tertiplenen Dünya Enerji Konferan- sında müsakere edilen raporunda su kanaat belirtilmiştir: tecrübe mahi- yetinde kurulan fik reaktörlerin in- Şası, mühtemel olarak 3 ilâ 5 yıl sü- recektir. Bu müddet zarfında ilk tam teşekküllü enerji istasyonlarının da ulması beklenilebi. Bu yehi enerji Kaynağını beşeriyet için faydalı ve lüzümlü şekilde kul- danmanın — müşkülâtı, mühendislerin halledeceği bir meseledir. — Fisyonla parçalanan bir ton uranium Milyon ton kömüre muadil termal e- nerji neşvetmektedir Sir Jotin, atom enerjini sağlıyacak tesiklerin, umumt işletme masrafla: rının malüm Üpte ve Vüs'atteki e- lektrik santrallerinin — masraflarını eriL olacağımı - belirtmiştir. Yeni neşriyat RESİMLİ DÜNYA KLASİKLERİ Yayınevi, Cen konularını — dünya #aheserlerinden alarak her ayın 1 ve 15 inde neşredilmek üzere bir resimli roman serisi hazırlamış bulunmakta- dır. İlk sayı olarak “Marko Polonun Maceraları”, tamamı resimli 52 sayfa, 4 renkli bir kapak içerisinde ve bir forma ilâvesiyle satışa çıkarılmıştır. . DERGİSİ ış Memleketimizin Kültür mecmuası 108 inel sayısı 'en cski, olan. “İğ, çıktı. İş Partlerimiz ve programları”, (Dr. Tarık Tu: 'Sosyal Siyaset ve Grev (Dr. Koyulhisarhoğlu), Sırnı Bilge) yazılariyle di meseleleri, Prof. Gabrlel, Einstein ile I. Cürle'nin garabetleri, kitap isimle Tindeki tuhaflıklar adlı fıkralar vare kidemli 'Prens Sabahaddin' İshak

Bu sayıdan diğer sayfalar: