4 Kasım 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 6

4 Kasım 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayta 6 Dünyanın dört bucağından Fok balıkları arasında kıran kırana bir döğüş Fok hareminin paşası, mütecavizin haddini bildirmek üzere azametle davrandı- Fakat öteki daha talihli çıktı. Ezeli netice : Kıral öldü, yaşasın kıral. Daha Magellan Boğazına vardığı- miz o zaman, yaz mevsimi olmasına rağmen soğukluk mefhumunun, dün. yanın hakiki bucağında bulunan bu Yerlerde me demek olduğunu anlama- Za başlamıştık. — Bir kerre, Pasifik Ve Atlantik Okyanuslarının. birleşti. Hi bu boğazda dalgaların müthiş ha- Teketi, — Vapurumuzu ufacık bir. ce- viz kabuğuna benzettikten sonra güç belâ Punta Arenas'a vardık. Vapura bindirilecek uçakları burada bekliye- ceğiz ve yapılan hesaba göre de bu İş iki günümüzü alacaktır. Havaliyi gezelim diye O yanımıza yarı İndio, Şarı İsveçli bir balıkçıyı taktılar ve yola çıktık. Nörveç fiyordlarını a dıran Cenup Pasifik kıyısının yeşil Hkleri yerine burada — umumi renk siyah. Deniz kıyısındaki kumdan. tü fun, İçerdeki ağaçlara — kadar her gev kapkaraya boyanmış. Hatta de- Bizin Tengi bile matem rengi. Dün. yanın en oturulmaz. yerlerine var. dığımiz küvvetle hissediyoruz. Bu Şefer, artık, edebiyat ve mecaz de: #i Patagonyadayız. — Kürel arzın €n' cenubi meskün yeri, Amerikan Mecmualarının, dünyanın sonu ded- dikleri yer. Zaten bunlara ne hacet trafa bir bakmak KAf Deniz. ki: yım hiç de misafirperver değilse, 1- Çerleri daha da harçın; iklim. sertse, Senenin 11 ayında geceli gündüzlü Yağan yağmurlara rağmen bu. hüz- hÜ şenlendirecek / tek bir şey yok. Sanki Allah “Buralarda” oturulmaz' diye bir Jevha asmış. Ümüml at mosferi bozmamak — için neredeyse Alçak sesle - konuşacağımız. geliyor. Fakat Punta Arenas'tan uzaklaştıkça birbirimizi işitmek — için bağırmağa Başladık, zira deniz kıyısından müt- Biş bir uğultu gelmeğe başladı. Öy de bir uğultu ki ne fırtınalı rüzgüra benziyor, ne de dalgaların kayalara giddetle dayanmasına, İnsan çığlığını andıran bir uğultu. Kederini göklere Anlatan binlerce ahali, — Kulakları: miz dimdik, hayretle ilerlerken, ya- Zımızda pek — mütevekkilâne giden Balıkçının yüzünde zerre kadar me- Tak emaresi yok. Dayanamadım. sor- düm: “Nedir bu ahret günü gürül tüsü?” “Fok balıklardır. dedi. Sa- hilde eğleniyorlar, şimdi görecekiz. Tuhaf bir eğlenme #ekil. Onlara doğru yaklaştıkça feryatlar göklere yükseliyor ve susmaya mecbur olu: yoruz. Nihayet / çıktığımız. tepecik- fen manzara bütün heybetiyle görü- züyor. Binlerce fok balığı kıyı ve kayalıklarda — karınca yuvası gibi. birbirleri üzerinden kayarak kavga ede ede vakit geçiriyorlar. Bu be Lıkların cemiyet halinde yaşamasını sevdiklerini vakıa — biliyorduk, fakat bu kadar muazzam bir kütleyi böyle- Ce ansızın görmek de tuhaf bir şey, öyle bir kütle ki 2 şerden veya 3 er: den birbirleriyle kavga - ediyor. Son derece parlak olan derileri her hare- ketlerinde ayna gibi her tarafa şus Jar dağıtıyor ve datmi harekette bi Yazan: M. Dinar Junan bu binlerce vücuttan nasıl göz kamaştırıcı bir ziya oyunu hasıl ol- düğünü tasavvur. etmek - kolaydır. ÂABIF ağır başiariyle ve ağizlariyle Oynuyorlar ve bilhassa boğuk tuhaf bir ses Çıkarıyorlar. Kavga esnasın- da fena vaziyete düşen, hemen deni- ze firliyor ve bu dalma ile suyün 1 çindeki sürat, — yıldırımı andıriyor. Deniz zaten binlerce başla örtülü ve © kadar vücut arasından yeni dalan Simşek hiziyle başka kayaya gidip Orada yeni bir kavgaya tutuşuyor. Ve mütemadiyen — bağırıyor. Orası zindan gibiMFakat, bakıyoruz. biraz ötede bey gibi yaslanmış, hareketsiz düran bir fok var. Etrafa 1âübalilik- le bakıyor ve yanında bulunan 5-6 fane fok da mütemadiyen onun alâ- kasını celbetmeğe çalışıyor. Balıkçı: ya sorduk: “Bu, dedi, buranın paşa- Aıdır. Her fok balığı kolonisinin bir paşam vardır. Onün etrafında gör düğünüz foklar da hep dişi foklardır 've onun haremini teşkil eder. Bun- dar münhasıran ona aittir ve kimse bunlara yanaşamaz. Kodaman onu param parça eder. Onun aaltanatı, daha küvvetli bir fok zuhur edince- ye kadar devam eder. Şansınız varsa belki böyle ciddi bir kavgayı seyre- dersiniz. Ötede duran bu büyük fok- Jardan birisi mutlaka bir şeyler ya pacaktır.” dedi. Pek vaktimiz yok Ama, böyle bir temaşayı da feda e- demeyiz. Oturduk, sigaraları yaktık. Dişi foklar mütemadiyen hem pa: saya sokuluyorlar, hem de etraftaki kodu kışlartıyorlar. Bu oyun böylece 'on dakika sürdüktar sonra nihayet kodamanlardan bir tanesi yavaş yavaş ve sanki hanımları ki dedilmiyormuş gibi grupa doğru so. kulmaya başladı. Paşa, evvelâ onun istiakal edermiş gibi gözkapakları ya. Ta kapalı olarak — baktıktan sonra kalkar gibi oldu. Kodaman hemen uzaklaştı, hanımlar da beyefendileri- nin bu yent kuvvet tezahüirü üzeri- ne derhal ona sokuldular. Sokuldu. lar amma yan gözle de yeni talibin müteakıp hücumunu bekliyorlar. Bu üzün sürmedi. Homurdana homurda- SIKRUAT B AHİSLERİ Karaciğerimizi nasıl koruyabiliriz ? İRMİNCİ asrın tıp ” sahasındaki keğiflerinden bahis açıldı mı, herke- #in aklına Hemen sulfamit ile peniselin çelir. Fakat insan dehasının kazan- diğı bü ikl kurtarıcının yanında da- ha birçok kıymetli keşiflerin mevcut olduğunu ve hergün, bunlara yenile- Tin katıldığını hatırlatmak doğru 6- dur, Meselâ — karaciğer ve hastalıkları #ahasında birkaç yıldan beri yapılan çalışmalar, asırlardan beri kimsenin #üphe etmediği bazı eski dogmaların yıkılmasına sebep olmuştur. İyi hir temadüf eseri olarak, bu dogmaların ikılmasiyle insanlık, sarilık Ve siroz gibi İki mühim hastalığa karşı daha Âi korunmak imkânını bulmuştur. 1864 te Wirchow, sarılığın sebebi o- Jdarak büyük safra yollarında teşek- kül eden bir muhat! tıkaçtan bahset- miş ve o zaman bu hastalığa kataral aarılık denmişti. Hastalığa sebep o- Işrak da rejim hataları, bozuk gida- bilyük ziyafetler ve içki gösteril- Mişti. Bu düşünce tarzı aleyhinde Bi- rinci Cihan Harbi ve daha da evvel: den yeni fikirler serdedilmiş ise de, bunlar, okümüş halk arasında bile eaki nazariyeyi — kiymetten düşüre- memişti. Bundan dolayıdır. ki, sarı: lik geçirmekte olan bir hastaya ça Tılan hekim, hastalığın bir. mikroba (virüs) bağlı olduğunu söylediği za- man, etrafındakilerin yüzünde şüphe- 've kadar Varan mânalar tesbit et Mekte güçlük çekmez. Aynı şekilde çok eskiden beri si- rozun alkole müptelâ olanlarda görül. düğü ve alkolün siroz teşekkillü icin başlıca Amll olduğu zannedilirdi. Bu- Bün ise alkol ile siroz teşekkülü ara- #ında hiçbir şekilde direkt bir koza- lite terbit edilemiyeceği ve bu hasta- Jığın yerleşmesine gu veya bu sebep- ten gida e alınması İhmal edilen bazı proteinlerin noksanının âmil olduğu anlaşılmıştır. Bununla bera- ber gıdada bulunan bu proteinlerin Alınmamasına sebep olan içkinin de #iroz teşekkülünü kolaylaştırmak ba- Yazan : Dr. Fâzıl ERHAT kımından indirekt bir rolü olduğu da malümdur, Bu yeni — bilgilere İstinat etmeğe başlıyan tıp, hirçok sahalarda önemli zaferler. kaydetmiştir. İğnelerin az kaynatılması yüzünden, — salvarsana atfeğilen ve hakikati halde virüsten Ti gelen sarılıkların önü alındığı Bibi, serum naklinden ve bazı aşıla- Ti tatbikından sonra görülen büyük arılık epidemilerini bertaraf etmeic mümkün olmuştur. Fakat öletetik, yâni besleme faktörünün karaciğer hastalıklarının teşekkülünde oynadıfı rol anlaşılmağa başlanıp, bunları ön- lemeğe matuf ilâçlar keşfedilince, 1 Jerlemeler evvelk tecrübe sahasında, sonra da hastalıkları önlemek bakı: mından hayırlı neticeler verdi, Bugün karaciğerimizi yağlan tan ve dolayisiyle siröza uğru llkesinden korunmak için, — elimizde bellibaşlı iki ilâç vardır: — Bunların biri Cholindir, Best ve Huntaman 1932 de Cholinin karaciğer yağlanmasına mâni olduğunu — göstermişlerdi. Bu evsafı haiz maddelere sonradan llpot ropik Jami verilmiştir. Karaciğer ni Yozu evvelâ bir yağlanma ile başla- dığından, cholinin bu hastalığı önle- mek bakımından ne kadar kiymetli bir unsur. olduğü. kolayca anlağılır. Lipotropik etkisi daha zayıf, fakat harap olmuş karaciğerin tekrar can- Janmasına yardım eden diğer yeni bir İlâcımız da, methionindir. Bir. vita: Jen, yani hayat için elzem bir unsur olan methioniin, 'uzviyet — tarafından terkip edilemez. Bu ilâç sayesinde klaroform, arsenik ve karbon tetra: klorürle zehirlenmiş olup, karaciğer. Jeri Adeta erimiş olan hastaların kur. tarılması bile mümkün olmuştur. k tehz Ağızdan alınması kolay olan bu lâçlar sayesinde bugün ve yarın için muzdarip birçok İnsana yardım edile- hileceğini ve ehemmiyeti daha aZ gi- bi görünen bu nevi ilâçları da, herke- #in az çok bilmesi doğru olacağını zannediyoruz. , 'na tekrar ve daha cüretkürane hü- cuma geçti ve bu sefer doğrudan doğruya hanımlardan bir tanesini se Ççerek ona yaklaşmağa basladı. Paşa, aynı übalilikle vaziyeti seyrediyor ve hareketsiz bekliyor. Belli ki ko- damanı tartıyor ve nangi taraftan hücuma / kalkacağını hesaplıyor. Pa- şanın bu hareketsizliği önünde cüreti Artan / kodaman . fok, hanimin ya. Tna sokumasına — yarım. metre kala birdenbire müthiş bir. çığlıkla Paşa fok Saldırdı. ve kodnmanın Boğazına dişlerini - soktu. İkinci bir çığlık ve hemen akabinde bir çığlık daha. Kodaman, — paşanın kanadını bir çırpıda param — parça etmiştir. Artık kavga, ölüm dirim kavgası: dir. Hanımlar sert ve garip sesler Çıkararak yandaki kayaya üşüştü- ler ve seyre — başladılar. Etraftaki foklar müdahele etmek göyle dur- sun, bilâkis etrafta yer alarak kav- ganın cereyanını takip etmeğe baş- Tadılar. Rakipler kuyruklariyle, ka: Aatlariyle, boyun ve başlariyle aman sız bir şekilde — birbirlerini yırtıyor ve kana boyanmış kayanın Üzerinde yuvarlanıp kalkıyorlar. Kodaman fazla kan ” kaybediyor, fakat paşa bir kanadından mahrüm — bulunduğu icin onu istinatgâh — yaparak kalk- makta glçlük çekiyor, yavaş yavaş Aavantaj kodamana geçmeğe başladı. Mütemadiyen başiyle öbürünü itiyor ve kalkmasına vakit bırakmadan u- zun dişlerini vücudunun her tarafı DA geçiriyor. Bu şekilde vücudu de- dik deşik olan paşanın kuvveti git tikçe sönmeğe başladı ve çok geçme- den müdafaadan Aciz kaldı. Koda- Man ise mütemadiyen çullanıyor. ve dişlerini bir daha batırıyor. Maglöp Pasa kaderini anlamıstı artık. Diğe- Ti mütemadiyen onu yırtıp dürürken /#e dahi çıkarmıyor. Pek sessiz du- Tan hanımlarına uzün bir bakıştan sonra son bir hücum için kuyruğu- 'a dayanmak istiyor, — beceremiyor. Malâl kanadını harekete getirmek istiyor, beceremiyor. İşte saltanatı- nin sonü gelmiştir. Başını yavaşça Kattâ nezaketle kayaya dayıyor. ve son nefesini veriyor. Kavga bitmiş- fir. Seyirci foklar hemen maglâp fo: e doğru / İtmege başladılar lara bıraktılar. Bir şey yok- muş gibi hanım foklar tekrar tuhaf bağırışlariyle yeni paşanın yanına so- kulup yaralarını Yalamağa başladı lar. Uğultu tektar başladı. Oyunlar berdevam, denize dalıp çıkmalar es- Kisi gibi. Kıral ölmüştü. Yaşasın kı: ral. MUSİKİ MECMUASI İleri Türk Müsiki Konservatuvarı- n neşriyatı olün (Musiki Mecmua- #) nin 33 Üncü kasım nüshası çıktı. İçinde, müsiki Iügati, Türk müsiki nozariyatı, dera notları, radyoda ve- rilen asırlar boyunca Türk müsikisi notları, musiki hikâyeleri, başka hiç bir yerde bulunmayan eserlerin no. faları vardır. Tavsiye ederiz. Kurtuluş Bozkurt Caddesi 99. * Yeni ve Mükemme Hac Kılavuzu Yazan: Hacı Mansur Hacea gidecek olanlar gibi, gitmiş olanlara ve gidemiyecek bulunanlara da (Hac)cı olanca gü- zelliği, canlılığı, heyecanı ve bütün teferruntiyle — gözlerde — canlandıra- dürümda cak gekilde anlatan eşi bulunmaz bir eserdir. Fiyatı 100 kuruştur. BASU KASIM Sayısı ÇIKTI * Cinst münasebet, sıhlat için Zarurt midir ? * Vücut hararetini kontrol ile kadının - gebe / kalmıyacağı Zünleri anlamak kabildir *& Kızları korkutan ilk gece. *& Cinsi iktidarı arttır ve azaltan sebeple: * Kardeş sevgisinin kadınlarda vep olduğu cinsi soğukluk. * Tenaslli uzuvları veremi, Ön yası daha, 68 sayfa 50 kuruş Erkekler kadınlardan üstün mü ? İlim, bu svale hem “evet", hem de “hayır" cevabı veriyor New-York. Times güzetesi gimdi. ( kadar Üzerinde 'a durulan ve hepaj İlmt müşahedelere — dayanan Bu tstatistiklere göre erkekler da- ha iyi otomobil. kullanırlar, ayakla rından daha az zahmet — çekerler Dişleri de daha sağlamdır. Peşin hü- küm vermekte erkekler Kadınlardan daha mütedil — davranırlar Ve daha dikkatli oldukları için daha iyi bri oynarlar, yaptıkları hataları da, hak: Mişigan Üniversitesinde — yapılan istatistiklerde, aynı akıl seviyesinde bulunan. kadınlara nazaran erkekle- İN mantık ve sarih düşünmekte © 50 bir Üstünlük gösterdikleri tenbit Buna karşılık kadınlar çok dahn iyi ahışveriş Yapmasını bilirler, aa nata daha müstaittirler - ve dostluk tesisinde daha beceriklidirler. Kadın: lar daha yi konuşmasını. biliçler, talAffuzları erkeklerinkine " nazaran Üstündür, mideleri 'de daha sağlam- Ümümiyet iübariyle kadınlar er- keklere nazaran maktadırlar ve abır olmaz. Kadınlar aha az sağır ol sağırlıkları 6 kadar yolda daha dikkatli vü- rürler. Kazaya uğriyanlar. arasında ancak beşte bifinin kadın olması da Bunü ispat etmektedir. ihayet İlmi — fstatlstiklere göre, kadınların yüzde on nipetinde erkek- derden daha uzün ömürlü oldukları tesbit edilmiştir Fransız operatörleri, 53 ünci Kongrelerinde kemik tümörleri ile mide kanserinden bahsettiler Bu yil Paristç - yapılan 53 üÜneti Cerrahi / Kongresi, geçen yıllarda da olduğu gibi Fransiz cerrahi âle- minde büyük alâka uyandırmıştır. öngrede, bir taraftan Prof. De- Jannoy de Lihle ve Parisli meşhur Dr. Podovani gibi. kimseler tarafından geliştirilen; uzun kemiklerin primitir Kabis tümörlerinin - tedavisi, bir. ta- Faftan da mide kanserindeki ameli- Yat neticeleri tetkik edilmiştir Bordesun şehrinde MM. Lefewre ile Pariste Lartat-Jacob'a emanet e- dilen 58 üncü Kongrenin raporunu bildirdiğine göre, 1830 yılından evvel bir canbazlık addedilen mide alınma- *ı. artık emin Ve tesirli bir nmeliyat haline gelmiştir. Şüphesiz, bu-ameli: yatın neticesinde kan. kompozlsyo: nunda ve hazma taalluk eden kısım- larda bedeni bir takım bozukluklar belirir; fakat bu zâhiri — rahatsızlık- ları iyi etmek İçin de ayrıca derin klinik çalışmalarına girişilmiştir. Prof. Lerlck de “phlebite" tedavi- #i ve mekanizması hakkında bir kon. ferans vermiştir. İlâveten dünyanın her köşesinden gelmiş mektup ve haberler okunmuş, teknik cerrahi üsüllerine ait filmler gösterilmiştir. — Kongrenin yapıldığı ©p fakültesi - salonlarında — mebaul miktarda tıbbi, cerrahi ve radyolojik cihazları teşkli eden mühim bir sergi de meycuttur. Hicri| 1950 | Rum KASIM| Tüm 23 22 1870 4 136R Cumartesi VAKIT VASATI EZANI Güne — &u Öğle — anss Töna ü £ Kasım 1950 ELECEK OLAN UÇAKLAR Yörk, Gander, ” Sanon, / Londra, Grüksel, Franişfurttan, — 580 P.A: İan, —- 1058 PLAA. - (Amerikan) Beyruttar. — 1140 DALY. (Tün0 İzmirden. — 1180 D. HL Y. (Türkü Ankaradan — M0 DALY. (Türk) GİDECEK OLAN UÇAKLAR 610 PAA. ÇAmerikan) Beyri- Ta, Âdanaya, — 030 DLY. ÇTürki İzmire, — 1620 P.A A, (Amerikan) Rama, Madrit, Lizbon, 8. Marin, GELECEK OLAN VAPURLAR Ayvalıktan, — 1900 dan —" 2000 Sum, Antalya, İmro GİDECEK OLAN VAPURLAR rebun, İzmire, — 2000 Aksu, Ban: va (Eka) — D1S Ankara, — 1661 BEYoĞLU ALKAZAR G2S62) 1 — Dişi Kar- iaL 2” Yumrük/ Küsırgam. XK 4000 “ilemnu alıntaka. BLHAMRA — GZAö) 1 — Benden İNGE (80005) Vatan Kurtaran Ka- (4905) Memnu Mintaka, FK 40868) / Denizlerin Bev- İt Çİkinci Maftar. K (40380) Vatan Kurtaran Ka- SiK 4020 1 — Asli Ruhlar. 2 — HİKÂYE TUTUMLULUK yi geydir, hos zan astarından pahalıya mal ola. bilir. Nitekim Belediye Kitap Sa rayında hafizı kütüp — Heinrlen Pleper de bunu bilmez değildi. Bi. lirdi de işte yine birkaç kuruş ( tisat etmek “ düşüncesiyle bodrı Boyatacak yerde bizzat kendi bo yamağa kalkışmıştı. Heinrich Pieper ufacık tefecik, buruşük yüzlü, kendi halinde bir adamcağızdı. Bereketsiz bir top- rakta güç hal İle yeşerebilmiş cı. hZ bir bitki misali, o da ancak uzun mücadelelerden aonra çiçek ve meyva açabilmişti.. Ömrünün yegâne meyvasını da İşte gu tek Bu ev şehrin — küzeyinde kâin olup dik katında bizzat Helinrich Pieper otürüyor, zemin katını l se Klambündel kardeşlere İcarn mişken — Klambündel — kardeşler hakkında kısaca bilgi verelim. Alois ve Franz Klambündel bir mobilya mağazasında hamaldılar Kızkardeşleri Agatha ise 47 ba: har görmüş bir. bakire olup bir Çamaşır — Ücarethanesinin kenar baskılarını dikmekte ve kardeşli rinin ev işlerini görmekte tdi, Alols, o akşam İş dönüşü bekâr ev Sahiplerini Agathanın kapısı önünde görünce kardeşi Franza: Bu herif mütlak ablamıza Aşık, diye mırıldandı. Halbuki Helnrich Pleper'in zi min katında / efkârlı efkârlı do- laşmasının aşkla filan hiç alâkası yoktu. O, ait katı arasıra İstilâ eden ve bodrumun çimento zemi: ninde yer yer ıslak lekeler bıra- kan suyu önlemenin çarelerini dü. #ünmekte İdi. Nitekim biraz son. Fa bir fırça bularak çimentonun Üzerine su geçişmez bir cilâ sür- Yukarıda da dediğimiz gibi, bu- nu, işin bir ehline bıraksa şüphe- Siz ki çok daha iyi ederdi. Zira katranlı zift boyası hakkında he- men hemen hiç bilgisi yoktu. Ve bundan dolayı da İlk tecrübeleri Pek iç açıcı olmadı. Heinrleh Pieper, kollarını sıva- yıp fırçayı sapına kadar kovaya Sakdrti, Ve yeri buyumağa bal dadı. İki üç dakika sonra #ade yer değil, elleri ve dirseğine ka- dar kolları da siyaha boyanmış bulunuyordu. O buna pek aldırış etmedi. Fakat biraz sonra sigara Paketini çıkarmak İsteyince mü; külât başgösterdi. Her ne kadar parmaklarının ucu ile paketi ve kibriti bulup çıkardı ise de bu ara eline bir de alcim par- Çası takıldı. Helnrich Pleper gü- Tümsedi. Zira sicim sağ elinin parmaklarına yapışmıştı ve sol e- üyle tutup çıkarmağa çalıştıkça bu sefer de #ol elinin parmakları: 'na yapışıyordu. Bu acaip oyun birkaç defa tekerrür etti. Bu şe- kilde çıkar yol olmadığını görün. ce elini yere koyup sicime ayağı ile basmağı düşündü. Ondan an- Cak bu süretle kurtulabilirdi. Ni tekim oldu da.. Şimdi sigara, algarasını paketini açmı, düdaklarının arasına Haydutlar. Kıraliçeni. TARSIM Gğl9D) Anah Kerim TAN (0TÜ) I- TAKIP 2— Gange- terler Çemberi. ÜNAL 10206) (Kulık 1 — Sehza- de Azmi. 2 — Unutulmayan. Mazi, YESİ n 1 — Nesimaçi Sülü “Kahraman, 2 — Şeytanın Kudreti. YILDIZ. GasaT Üikinci hafta) Kahraman Yahudl. Brayavı ALEMDAR (258) 1 — Kılıçların İntikamı: 2 — İKi Kalb. Münon, — Vatan AYSU (219i7) 1 — Firavunun Ha- Sinesi, 2.— Vahai Kuvvet BNK 1— Kimi — Şeytanlar, 2— HALK (21806) 1— Kan Davam, 2— Yet MARMARA (2860) Vatan Kurta- Hti Ölmeyen Adam, — ) — Her Şafakta Ölürüm. 2 — Manon, YENİ (Rakırköy 16-126) 1 — Ve Karenina: KANIKÖY BİZİM SİNEMA (Üsküdar) 1— Nehirler Kıraliçesi. 2 — Ateş Bek - Kumarbaz Kız. DEĞİRMENİ 1 — Kara Gi ge 2 — Balık; BÖYÜK (S0ö) Madame Bowerr. GEBECİ (3846) 1 Madame Bo Sary (Türkçe, 2 — Suçsuz Canl, PARK (NBİ) Frankeştaynın Do- yerleştirmişti. nasip olmadı. Fakat yakıp içmek Zira kibriti çakmak Helnrleh — Pleper, şimdi ziftin içine e- turmuş mahzün mah- zun düşünüyordu. Zihni, vukun gelen aksiliklerin bir Bilân. çosunu yapmakla meş Kuldü. Her tarafı ler ke içinde kalmış, bü: ftün vücudü. şurup fi Çısı gibi yapış yapış Simuştu, Sağ gözü mamen kapanmış bir. vaziyette idi. Solunu ise ancak şöyle böyle kırpıştırabiliy o r d u. Dirsekleri kibrit, tü: tün sigara kâğıtların. dan mürekkep Tüzü. Ceti bir madde ile miz valı İdi. Ve parmak. Jarının arasında — bir kara yılan gibi yine © mahut sicim parça: Kalkmak istedi fakat akabinde tekrar yere oturdu. Zira pan: talonunun arkası ile zemin, ayrıl. maz bir madde teşkli etmişlerdi. için elini sigaradan çekince, par- — Boyalı yer onu, sanki yüzleree kö. maklarına yapışan KAĞIt yırtıl. — rünmez elle kavramış biralmeyan. verdi ve tütünler kolundaki zift — G lerin üstüne dökülüp acaip bir ha İlta vücuda ge d, Türlü aksiliklerle dolu bir ömür boyunca Heinrich Pleper, sinirleri. âkim olmayı ve hâdiseleri « kukkanlılıkla, karşılamayı öğren. Mişti. Bu itibarla tatlı bir melo: di mırıldanarak Ağzına başka bir algara koydu. Bu sefer artık mü: hakkak içecekti. Fakat kibrit amafih bir ikisi kullanılabilir ha de idiler. Helnrich Pleper eğil onları aldı. Akal gibi şimdi de deminki sicim yeniden eline yapış- masın mı? Heinrich Pleper, sicimi hiddetle yere fırlattı. Gelin de şimdi par Bi. ziftin #üphesiz ki fena itekim intikamını terilgine yapışmak Süretiyle gö teriyordu. terliğinden çekip ayağından fırladı. için Heinrich Pieper, tek ayak U zerinde zıplamağa, başladı. buzdan sonra en kaygan zemin ol düğünü - bilenler, dan sonraki inki; tahmin. edebilirler. rich Pleper kaydı. verdi. Düşerken de elindeki fı Çanın sapı zift kovasının kenarı manivela hare- ketiyle havaya fırlayan. fırçanın Heinrich Pleper'in 'na çarptığından, aslak tarafı fam sağ gözüne — yapıştı. kepazeliğin daniskasıydı. bu. Artı AA L L SÖMER (4072) Gizli Teşkilat. SUS (M0TD) Çakırcalı Mehmet Ete ÜLUS (ZZ Altın Hazineleri YENİ (4010) Suçlü Benim. BÜYÜK Hamlet KEÇÜK Şakacı GAR GAZİXOSU ANKARA PALAS PAVYONU Ge- Za Seydi İaaresinde Viyana At Takayon Orkestrası. 1zstm TAYYARI Söyleyin Anama Ağ- T Bryanun Re- MELEK 1 — Harrov Kümarbanı. KAÂLE Ateşlen Gömlek. TAN Ateşten Gömlek. YENİ Aliah Kerim: KI İSTANBU Si ANBUL O — szıaenaresı İ — senir viyatroları İ) Dram kunm 5030 'da GELİR VERGİSİ MEKTERİ YENE SEs TIYATROSU 045 de 75 tncl Çesiler yamlışının Yildönümü Siyle NIZ İKİ HAFTA İÇİN EBİCE HORHORAĞA 'Opera Komik 3 perde Böer: D. ÇURACIYAN Tei imen MTAMYER KARACA TIYATROSU BELAMI Çfüzikli komedi) kararı kati İdi. Kutusunu tek. elle hızlıca açmış olacak ki bu sefer de bütün kibritler yere düştü. Ma- cansız sanılan #uur sahibi olmadıkları: Sı, onların da #evgi ve kin gibi hislerden hissedar bulunmadıkla- Meselâ gu #lcim 9hi alalım. Bu sicim parça- içine atılmış olmaktan halde müğber işte Şimdi iki defa Helnrleh Pleper'in Heinrlch Pleper, ipi almak istedi. Bu arada iplikle beraber terlik de Çorabı ile &- nündeki zift batağına batmamak Ziftin yaziyetin bun. fını pek kolay itekim Heln- Evet kaydı ve kaba etinin Üzerine yere oturu Sonra kararını verdi. Usulca pantalonunun içinden sıyrıldı. Ve Boyadan etrafı göremiyen gözle- riyle kapı olması melhuz aydınlı: Ra doğrü İlerlemeğe başladı. Ve işle o zaman geçkin bakire Aga- tha Klambündel ile kucak — k; cağa geliverdi. " Kadıncağız esa. sen birkaç dakikadan beri kapı. da dürmüş, onun acalp hareket- lerini merakla seyrediyordu. Hein: rlch Pileper'in başını — göğsünde hissedince, ilkin bir utanacak ol du, fakat akabinde — kazazedeye simsıkı sarılıp; Sarıl bana — Helnrleh, daha kuvvetli sarıl diye mırıldandı. Bir saat sonra Heinrich Pieper, müstakbel enişteleriyle kadeh to: kuşturmak — arzusunu İzhar edi Klambündel biraderleri karşımında buldu. Adamcağız lkin bağırdı çağırdı. “Defolun gidin” diye haye kırdı. Hattâ bu ara hâlâ parmak. larına dolanan #sicimi hiddetle çe kiP elini dahi kanattı. Fakat hiç bir şey para etmiyordu. Klambün. del kardeşler namus diyor da, bir aha demiyorlardı. Üstelik ikisi de İzbandut gibi heriflerdi. Hem Agathanın önlüğünü de #uç deli- J olmak Üzere beraberlerinde ge- tirmişlerdi. - Önlüğün üzerindeki Ziftli parmak izleri Helnrleh Pieper'in ablaları hakkındaki his- #iyatı, Aşıkanesini inkâr kabul miyecek bir belâgatle ortaya ko- yuyordu. e Helnrlch / Pleper İle Agatha Kiambündel, bugün —artık evlili. #in kopmaz bağlariyle ebediyen bağlanmış bulunuyorlar, Helnrich Pleper, kaderine - büyük bir ruh kahramanlığı ile katlanmaktadır. Ancak ne var ki, Aradan iki yıl Keçmiş olmasına ' rağmen bugün dahi kimse onün huzuründe zift boyasından bahsedemiyor. Çeviran: H.T. raayaka 15005 BLCUCLI İstanbül. Beyoğlu Anadolu yakası | irkara İzmir İECZANELERİ EMİNÖNÜ; Mehmet / Künm (E- minönü) — Hikmet Güney (Küçül Şazar) — Sırm Rasim (Alemdar) — Kantur (Gedikpaşa) BEYOĞLU: Beyoğlu (Mlerker) — Tstıklâl (Merkes) — Taksim (Takz sim) — Merker (Galata) — Halk İslşiy — Hahcıoğlu (Hasköy) — Merkez Okanımpaşı FATİN: — Üniversite (Şehzadeba- g) — Salâhaddin ” Gürgen CAkas Tayi — Yediküle (Samatya) — H seki çgehremini) — Bülenekanı (Karagümrük) — Orhan Avcıoğlu (Fener) EYÜP: Eyüp Sultan BESİKTAŞ:. Vidin (Beşiktas) Örtaköy — G. Divanlıoğlu CArnı Yutköy) — Merkez (Bebek) KADIKÖY: Himik (Kadıköy) Feneryolu — Erenköy — A Cafar Çağatay (Bostancı) — İtühat (Üse HEYBELİADA: Heybelinda BÜYUKADA: ANKARA: Gülhar Finik — Çankaş İZMİR: Eçe (Buzmahane) — Hilal T Aaancak Talsan. (Eşrefpaşa) — Karan. Buşu: Yazan: Refik Kordag Tlan. Oahlar) ANKARA ler. — 1600 Cax müziği (pl). — 1630 Saz ezerleri. — YAK Acılış ve Brogram, — TAN M S Ayanı &S Haftanın programı! — 1T00 Ka Ti Vale, polka ve paso gübleler (pL): — TAS Tinber zk GÜL Z ITIS Filmlerden mi der. — &00 Türküler (pl.) (pL). — 825 Günün progran Hafif Orkestralar. çai 1430 Bink Grut 1500 Kayıp mektupları, hava, rapı oloları (pl.). 15 Radyo 130 Bing Crost M bur #öylüyor (Di <— Tü5 Kor (80 dakikay GS M — İB18. Dinleylei İstekii Ti — 1800 Kayıp mektupları, hava raporu, akşam — | — Hafif müzik (8 dakika) GS m — 1618 BB C Programı Ve kapanış, Skoç Örkenteami (i saa) 6S ). — 2030 Müzik İSTANMUL. müzigi (pr), — 150 Mar lar (pi Dennna Dürbin ve Doreti Lam Deanna Dürbin v £ (pi — 15465 Türkür Ü Lamour — | tekleri, — 2745 Şarkılar, — 2730 Şehir e habe 1 — z45 Haberler. — 2800 Eğlence Yerlerinden akanm progma. — | — naklen vayın, — 2400 Programlar ve Kapanız ük anati, 6.45 Plâklarin uvertürler (1 dakika) (3158 m-). aları Geçlal DA YOrKUYİR Darçalar “ IS dakika) Ka GKSi m Hatir Parı 1956 a. X1S Gencer ve Arkar 20.00 Dana müzlği (pi — 2415 Radyo ga Program bakkında konuşı » GıM GS dakika) LA m), üzik (8 dakika) 3188 m., Türkiyeye mahsus neşriyatlara bağlanıcaklır. . — KI0 İefRiye anati. arından — dana müziği, — e S TR0D. Hinber 1218 Kısa — 302 Şarkalar: Necmi Riza Ahis: zahlı Folki 230 DinlevicE İstekleri.Kil iZ30 Cenup Serenatları Orkes Bi m) S 135 aa müziği (18 dakl. Z OKS sid Phihipa ve Örkestr M Z 2215 Çesltli Xe0 müzik Dinleyici İstekleri 15 n 20 ye kadar

Bu sayıdan diğer sayfalar: