May 12, 1940 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

May 12, 1940 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İîmanyanın HolHanda ve Belçikadaki emelleri Alman gizli dosyalarındaki notlar Profesör J.W ulhas Rudiger'in bir Transiz mecmuasında. gizli Alman esikalarına tetinaden yazdığı bir Makalesinde Almanların Belçika üze- indeki emellerini gösteren mütead- Git noktalarda hülâsaten şunlar gö- tülmektedir 1914 harbinin dört sene sürme inin âmillerinden biri de Belçikadın Bu memleketin sevkulceysi ehem » miyetine vakıf olan müttefikler her 've pahasına oluraz olsun Almanlara bu topraklarda yerleşmesine müsaa. de etmemişler, ve/ bu sonucular da burasını birakmak istememişlerdir. Bu bususta 25 mayış 1918 de Bürük - elde orduların yüksek idaresi hey- eti mümessilleriyle işgal altındaki Belçika hükümetinin mümcssilleri a. Fasında yapılan bir konferansta ya: pilan münakasalar şayanı dikkattir. İşte gizli zabıtlardan bir kaç cümle: General Lüdenderf - Aix la - Cha - pelle'i himaye, Bürükseli elde tut mak ve icabında Belçikada ilerleme e müktedir olmak için, işgal müd - Getinin bitamında da Liege'de kal - Malıyız, Berlindekilere karşı vaziyeti su gekilde gösterebiliri: Beçikayı, AL manyaya sağlam surette bağlamaz - sak, her ne pahasına / alursa olsun Tüege'i ilhak eylemek tehdidi. General Lüdendürf — Sahil, müs- S-'bel harbi tayin edeçektir. Zaman, Burada, bilâhara Alman donanması: at bir Pleman donanmasiyle değiş - türmek imkânı olup olmadığını güse terecektir. Sahil, Fransız hudadündan hare- ket eden bir ihata hareketine kargı kara küvvetleri vamtasiyle garanti altına alınmalıdır. | Hekçika ve Molandanın vaziyetini güsteren harita Ânl bir'tehdide uğramaması Tümm- | kat'i bir nüfuzu sayesinde olmalı « dür, Bu vaziyeti mutlak surette ön- | d İemelidir: Mezkür mıntaka. iktaadi | — Diğer taraftan, donanma başku- kuvyetimizin ve büyük bir kısmında | mandanı Amiral Von Sehrooler'in da askeri kuvvetimizin membamdır. | gizli bir muhürasının baslıca kısım- Eğer İngilterenin takâti kesilmiş | ları da dikkate şayandır. — 14 şubat ize Belçika üzerine kavi sürette el | 1918 de yazılan bu muhüra gu ha- koyar ve. Felâman sahilini muhata- | katleri ihtiva ediyor. za edebiliriz ki bu suretle, sağ ce- | — Flaman Sahilinin Askeri Kıymeti 'mah denize — dayanarak, Belçika Felaman sahiline malik — olar Fransa hududundaki temerküzümüz | mazsak bir taraflân Almanya, ve temin edilmiş olur. diğer taraftan da İngiltere ve Fran « Tüer bu bedele varilamamın, bali | © Srasındaki yeni bir barbde bür hasir Alman hududu Ldege ve aa | rasını derhal tekrair elde etmeğe mod güry Lileramont - Huy Köprü baş. | bur olacağız. Belçika sahilinin işgaeli Tarına maklik olabilecek bir. gekille | ile cenahımızı kapamadıkça Pransa - garbe doğru uzatılmal yi istilâ eylemek imkânsızdır. Fakat Her iki takdirde'de, Belçikayı, Al- | iftikbaltle bu iş, bu seferki gibi ko. | mnanyaya iktasadi sahada sıkı bir m | 1*) olmiyacaktır. | rette. bağlamak saruridir. Bu bağla | / Cok yakın — ölmüları” ütibariyle, | ma keyfiyeti ilk hamlede, Belçika | Flaman limanları bilhassa ngiltere: Hindenburg — Bazı noktalar mut- lak ve nihaf surette işgal altında kal- malıdır. Alman kuvetlerinin şefleri: min Belçikadaki hâkimiyetlerini bu üretle tevsi etmekteki / israrlarının dayandığı sebebler neydi? Buna cevab olarak bu askeri küve vetlerin yüksek/ idaresinden çıkan Mmuhtiralarının başlıca / kısımlarını zikretmek imkâmı vardır. 10 Eyiül 1817 de, Alman büyük erkânı — harbiyesinde demiryolları #ervisi şefi bilbassa “Belçika demir- yollarının ükbali — hakkında muh: fıra,, adlı ve 1187 No, hi bir gizli yar zada şuyları yazıyordu: Müstakbel bir harbde, garb mü- dafaa cephesi Ren ve Vestfalya ha #alisindeki endüstri havzamızın ci yarında olamaz. Bu mıntakanın bir düşnlan istilâsı” veya uzun” menzilli bir düşman bombardımanı altında | münakale — yollarına/ Almanyanın | Bin cenubu şarki sahilini tehdid al 'tanda bulunduruyorlar. (Ezcümle en | Tucün mühim noktayı, yani Tamise nehri | mansabi;. Dowvres - Calais- yolunu, | “Hoafden, leri ve Manş denizinin gark kasmını.) | İşte mevzubahis mesafeleri — İ Zecbrugge - Taimise mansabı: 70 | mül; Zeebrugge - Douvres yolu 70 nil; Cuxhaven - Tamise membar 340 mil Cuxhaven Douvers yolu 360 mil. Satıh Deniz Kavvetleri — | Bizzat bizim hafif deniz kuvvetle- rimizin hareketi bu mıntakada Fâr derden hareket edilerek - Cuxhavemm Alman körfezinden çok daha kolay - TAKSİM Sinemasında 2 büyük film birden Beyoğlunda ilk defa ı— Mahkümlar Kanunu Fransızca sözlü meraklı ve heyecanlı fim Hasle ÜMİD ŞARKISI " Sğe Baş rollerde: ÜMMÜ GÜLSÜM EKLER JURNALde Narvik deniz muharebesi, Bugün saat 11 de tenzilâtli matine, Hüveten INDNUKYNY Haa YNdEkaalr Uzun bir seyahaten avdet ettiği gündenberi Veyai, hemen bütün mon- 'den hayattaki rabitasını kesmis, . bulunmasına rağmen, üzerinden se- vimlilik akan bir küçük idi. Erkek ise sessiz - duruyordu. U- Türklerin Balxanlardaki rolü "e Jour,, gazetesi İ mayın tarık di aünbasında, Türkiyenin Balkanlar Ve Yakın şarktaki diplomasi hareke: tinden bahscden aşağıdaki malümatı Yenmdktedir “New Chrosidle, in İstanbuldaki mmuhabiri gazetesine Türkiye tarafın. düğ Hülkanlarda ve Yakın Şarkta Şf diplecesi fakliyeki haklinde dayanı dikkat malümat vermektedir İagil gasctecinine gire Türkiye iki devletler grupu tenisi için çalış maktadır. Yakın Şarkın Müslüman Gevletleri ve Balkan devletleri, askeri ittifaklara dayanan ve 60 mülyon ki- siden fazla bir kltle arseden iki grup bütün tecevliz teşebününe cidi bir müni teekil edecektir. Na Cürenile, ' verdiği ha terler tatrili ve imam. adilebilir. Türkiye için yeni gruplar vücude ge. tirmek meyuu hhi değildir. Balkan Aatantı mevdaller. Türkiyü, Yu çoslavya, Rumanya ve Yunanistan d, 9 çabat 1884 de Atinada ak. izdilen Bulkan paktını teyki ve ica banda akviye eleek mevuu bahso: tacaktır. Türkiyenin, Bulgar bükü "eti endinde müşterek faaliyete iç- tirak ettirmek için yeni bir teşeb. bümte bulunduğu tahanin edikcbiir. 'Ayai- müşahede, Yakın şarkın Müklüman devletlerine de taallük ©: den husüs hakkında dermeyan ediler bilir. 8 Temmus 1807 de imzalanan Südabad pakti, Türkiye, İran, Trak, “ve Biçanistanı birleştrmektedir. Ha Tihasarda; iki seneden fazla kir müd. dettenberi, İstanbul, Tahran, Bağdaci | ve Kâbi arasındaki münasebatı tan- Fim eden müahedenin sakeri hüküm. Terini takviye, mevmun babetir. Zu ufak hehat, harbin bilnyetim denberi Türk hükümetinin takib et HB Giplomasi faaliyetinin fevkalide ebemmiyetini işarek eder. Fransa ile İaçilterenin müttetiki (19 teşrilevvel 1880'üç taraflı. pakı &) olan Türkiye heçhangi bir tecevi. #i Vasi bir emhiyek ve mükavemet muahedeleri sisteminin bir mahalli hendesisi haline gelmektedir. Plhakika.Türk faaliyetinin yalnız Alman tehdidini değil, fakat ayni za Tmanda herkanii bir Sovyet müdaha le teşebbüsünü istihdaf eylediği be. dihidir. Bu gayret ayni zamanda şar- ki Akdenizde her türlü serküzeştin gayri mümkün bir hale getirilmesini istihdaf ediyor. Bugün SAR A Y Sinemasında Gençlik filmi. CoL1 BRUNOY - SUZETTE MAİ: Genç kizin bakiki rahi Pek mükemmel filmi gidip görünüz. dünva ve harb havadisleri. Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Buygün MELE, 2 BÜYÜK ve GÜZ! od TYRONE FOW deta hayat bakımından bir tesbih. | zaktan, yeni gelene dikkatle - bakı. böceği gibi büzülmüş idi. Lâkayd | yordu. Bu sebeptendir ki, kendi: S1 ve soğuk görünerek içinde çabala- | sini süzen nazarların altında gittik. | — — Hayır!, | amaz- dığı ruhi — fırtınayı belli etmemek | çe şaşıran çocukcağımı çağırmayı |— — Oh H çi N | çocukcağımı ça Oh Altay.. Bun lay- | am, Fakat ziyanı yok.. Ne de olsa maksadı ile bütün ince hielerini kay- | aklına. getirmiyordu. l Ve genç baba, deminki hareket- | babasım. betmiş gibi idi, Bu sırda, ihtiyar uşak, holün mi- Bu ilk karşılaşma garib bir suret- te başlıyordu. Nihayet / baba, kar. #izliği unutarak, hâlâ dimdik duran çocuğruna. doğru ilerledi ve ayni tar hayetindeki kapıyı açmış, Ve ufa- | gihkh vaziyetlerinin garabetini far- | vırla- ealendi: Cık birşeyin geçmeni için kenara çe- | ketti. Her ikisinin de biribirlerini | — — Haydi bana doğru gel Altay: kilmişti, #üzerek ilânihaye böyle karşı karşı- | — Bu da fayda etmedi, Usak kapıyı kapayrak — dişarıya Çıktıktan sonra o ufacık şey büyük Salonun ucunda yalmı. başına kal &. Bu süretle baba ile oğul zarları teati ettiler, Bununla beraber çocuk biraz şaşır. müş bir halde, duralamıştı. Bu, teş gibi yanan gözleri, toplu vücu. dü. ve ne de olsa dışarıda yapıldığı belli olan bol bir elisenin ya kalamıyacaklarını anladı. Aralar Tandaki sükütu bormağa karar ven. Küçük söylenen — lükırdiları mü- kemmelen anliyordu. Veysiye biç kı. pırdamadan bakıyordu;. fakat genç adam ilerliyerek yanı başına geldiği vakit Altay da iki adim göriye çe kadi, Tatli bir çocük sesi ile — Ben seni tanımıyorum ki de- a: Çağırdı: — Altay!, Çocuk hareket etmeden, |& W ni çağıran adama baktı K na- kendisi. Veyiti, mümkün — mertebe yumu- gak — göstermek — istediği bir sele tekrari — Altay, buraya gelir minia?. Tatl bir ses cevab verdi. Veğni, kendisinden — beklenmiyen | bir sabır ve tahamül ile cevab verdi: | içinde | Çocuk sessiz durdu ve cevab ver- — Baban benim? Anlıyorsun ya? Müszzez hanım babanı görmek için buraya gekliğinizi söylemedi mi? — | Altay, bir kelime söylemeden bar | gen salladı. Veyai israr eti Memnunmusun Altay? | Gene devamlı bir süküt. ı Genç adam bu garib konuşmaya 'nasıl devam. edebileceğini - düşüni yondu. Hem küçüğün korku içinde bulunduğunu görüyordu. Dudakla- vi titriyor, gözleri endişe ile dolü gör Tünüyordu. ETTE WİLLY'nin romanından iktibas edilen ve BLANCHETTE PİERRE BRASEUR ile güzel ve sevimli genç kızlar grupu tarafından yaratılan Genç Kızlar Pansiyonu (CLAUDINEAL' ÜYÜK ATEŞ (REMBRANDT) Baş Rolde: CHARLES LAUCHTON 2— Eğrodvay Gülü T eli ALAFANI YADA Yazan : SAİSE ÖRS -o- Almanyadaki sabun buhranına tahammül etmek güçtü AÂyakkabı olsun, mendil olsn, hat | ti bir makara tire için bile, polis- ten izin alınacaktı. Ve polis dairesin. de saatlarla kuyruk yapılırdı, yani #rka arkaya uzun bir kâfileye katı- Jarak, sıra beklenecekti. Ve böyle bir cehennemin içine, ben canı gönülden gelmiş kendimi at » | Eğet senelerle, rahmetli Almanyanın ve Almanların medhini dünlememiş olaydım, çocuklarımı Al- manyada okutmak aklıma gelmezdi. Biz haklısınız, dedi kadıncağız, Onu ben de çoktan - farketmiştim. Hattâ birkaç defa damadıma: “Su- adin sıhhatile başınıza iş gelecek,, dez | miştim. Fakat, kabul / ettiremedim, Çocuğun Bir şeysi yök diye, inad edik. yordu. Bundan anlaşılıyor ki, çocuğun zar yıllığı başkalarının da gözüne çarpı. | yordu, i — Eğer arnı ederseniz, dedi, bax 'yan H. sizin için profesör - Moritas telefon edeyim, bir randevu isteyim. Kadının teklifini hemen kabul et 'tim. Benim yarım yamalak alman « camla, telefonda meramımı anlat , mam güç oluyordu. Ben gittikten sonra bayan H. pros fesöre telefon etmiş, ve filanca güm 've filanca saatte, bizi kabul edecee ri çocukların birile haber gönder Ve Kolonyanın yolunu gene boyle kocumdan Kıtlık içinde olan Almanyada, © | vakit tuhaf bir şey denemiştim: İn- #anlarda yalnız mide değil, göz - de | doymak istiyormuş, “Gözü aç, veya | gözü tok,, tâbirimiz bir hakikat ol - | düğünü, © vakit anladım. Dükkânların camekânları bomboş dururdu, ve insana memleketten ha- yat çekilmiş tesirini verirdi. Bazan, bir dükkânın önünde, bir- k insanlar görürdüm. Ve orda ne | ÜD DA Eee e Te SE D | Tsşll el ei el ae KEZ | ada Si nti Teziler Jarına sokulurdum. Camekânın için. de bir tabağa konmuş ya bir tavuk veya bir kaz vardı. Ve bu kadar aç kisi ona gözlerini dikmiş, bakıyor fardı. Dükkâna girip o tavuğu veya kazı alan yoktu. Çoktan © ismarlanmış, parasi verilmiş ve satılmıştı. Pak; bu kadar kişi mahaza gözlerini do yurmak için ona bakıyortardı. Sokakta / rangelinen erkekler ya ihtiyarlar, veya topal, kambur, cüce gibi sakat olanlardı. Kadınlara ge Tince beşte dördü karalara bürün - müş, harpte vurulan yakınlarının bi rine yaslı idiler. 1916 senesinin nihayetinde idi bu | hal, ve harb iki sene daha sülrecek- kullanılıyordu: Bölmeler yandan a- Çılınca ve kapılar kapandıktan son- ra, insan kutuda gibi kapanmış kah hiyordu. Vagonların içi feci surette kokuyordu. Almanyada sabun - bule Tanı da vardı. Dolayısile Tüyıkı veçhile yıkanamazlardı. Vagonda sardalye gibi üst giste bastimıştık. Bir aralık yolculardan birt yellendi mi, veya daha beter bir. sey yaplı mi? Koku o dereceye var. di ki, bir yolcu camı açtı. Soğuk - firın altında on beş derece olduğu halde, kimse şikâyet etmedi. Karşımda iki genç dürüyordu. Biri erkek, biri kadındı. Erkek olan as- ker elbiseli idi ayGk sa de giyinmişti. Omuz ormudu vermiş. der, başbaşa dayanmaşlürdı.. Biri < birinin elini smükı tutuyorlurdı, gözleri kapalı, kendilerinden 'geçmi: şe benziyorlar!. Bin de, fakat içinde olduğunudan, Kadil ist Bayan rektörün annesi de, bir zün beni çaya çağırdı. Yaşlıca bir dul kadındı ve © iyi yürekliye benzi yordu. Tabil, Susdin sıkbatinden bahset- | Gtrafımdaki fetâketleri daha iyi Tark “e ediyordum. Parmaklarına geçmiş ölan yüzük- ten, ikisihin karı koca * didüktürına kükmettim İardı. yeni evlenmiş olacak - Kıta bir izinle adam Karısının tekrar .. Hayata ve Aşka açılan kalbler. yanına gelmişti. Ve şimdi ateşe gidiyordu. Son istasyona kadar karısı bera- ber gelecekti ve vagönün köşesin gekilmişler, gözler kapalı, yürekleri. ni paralıyan ağrılık acısından başka bir şey onlar için mevcud değildi. Bu. ayrılık belki son ayrılik olacaktı! Geri g 6 büyük gidişi ECOLE) Ve ilâveten: FOKS JURNAL son idik. Profesör Moritzini — eyine Dediği saatte bizi kabul etti, Profesöre lüzım' gelen izahatı ver düm: — Peki çocuk söyündün. dedi. Suadi beline kadar soydum. Dok- tor çocuğu çıplak Oğlunuz. küvvetliye IK Sinemasında L FİLM BİRDEN b benziyor, dedi. Aklıma rektörün iddiası geldi. “— Bizim yanımıza Suac li ve gürbüz bir öğlün olm; - ALICE ine, Suare 8 de FAYE Film birden (Devam var) Bunun için, şimdiye kadar yaptı. | ından daba çok yumtuşak bir sesler | — GtDç baba mçrüdli; — Ne dedin? Nereden çıkti bu ?, Haydi Altay yavrum, gel beni | © Aüranl GĞ Sen Vejsi beyi tanıyor mmusun? Veysi bu sözleri söylerkeni eğik | — Küçük Altay yeniden susuyordu « aniş kollarını - küçüğe doğru uzat, |— Üç yaşındaki Bir çocuğun ufacık mişt Gimağında neler goçtiğini kim bilebi * Gel beni kucakta Aktay, baban | Tirdi? " bekliyor. Şimdi genç adam oğlunun, kendi « > ayel #iyle bu kadar garib bir surette bah- f defa cevabi kat'i idit Bettiği Veysi bey arasında bir mü Buna rağmmen baba güldü. nasebet Vücuda - getirip getirmedi —'Oh Altay, — beni kucaklamak | ğini zihninden geiriyordu. demiyor musun dedi? ninden geçiriyordu. — Bret. Bu çocuğun . sükütu karşısında, Ne içiü? Veysi bir csrar içinde yüzüyor gibiy- Çünkü Altay Kimseyi Kücak- | di. itidalini neredeyae kaybedeceli - Yemaz, öpmez. & ÇDevami vaz) |

Bu sayıdan diğer sayfalar: