12 Mayıs 1940 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6

12 Mayıs 1940 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kıyamet kopacak ?. Yazan : Abdullah İhsan ŞENSOY ü gn Yaştı filozof benliğine aid tu hu- #unları daha fazla düşünmedi... Tek- Far masasının başına geçti, gözlü Hünü barnuna taktı, siyahı kaplı, ka- Hin yazma kitabinı açtı.. Yavaş ya vaş yaprakları çeviriyor, yeni bir sir- nn anahtarını bulmak için dikkatle bakıyordu. Bir sayfada durdu.. yeni bir ipacu bulmuş kâşiflerin tehalik dolu te - cessüsile tekrar dakdı. Lümba, isli işiğile odada titrek, fakat ruhani bir his yaratıyordu. Dışarıda rüzgür €l'an şiddetini kay betmemişti. Glniş l aei beya güü « 'ek d ğin nni lüelin © ecür vemş yekle dağıyar ait MK AF lrin bda ye Yüyedü. Bazle, szbalann güeü Hüi biri ol Tavada He'lir İtik, vardı: gecinin Daça v HMA B Ge5 kenahanın bir gel Ş iç Gaygıların üNüyecleri Yağk nf ulübesinin önün öü Şeniymn gölerikle uykamnı göle v lakta, bir'ak biakan l İ aa hmar gae | Bhna sir Saşyır. aa ahai Si bir müml bf hati b | ha Haf ir koprük kokusu gönlünüe n lüarü zakizlerim tadar çei üNM aişle doranyanlarn -Ğ iğr gçe e e giteden Gle yamişek Haai ve Tirer. ödeklarıde tatl bir ü Halinde çak eai bir şarkaa bertesi dolarıyordu — İştet diye mırıldandı. Gecesiz uyor, bu birlnci arzum: | Biraz sonra yakın dağ ” köyünden | bir kadın, korka korka, yaşlı fioso- fa yaklaşlı. Bir elinde bir tas vardı Diğer linde bir çıkın tutuyordu. hiç Sesini çıkarmadan Bu. tasla, çıkmı Yaşlı filozafa uzattı. verdi. sanki bir ünah işlemekter korkuyormuş gibi Gerbel uzaklaştı. Allah kusmetini ayağına kadar gön #eriyordu. Mütevekki bir hareketle, ahışık olduğu bir hisle çıkımı çözdü, ekmeğini çıkardı, Tardı, tastaki çor basına doğrağı, belindeki kuşağının arasından tahta kaşığını alarak ka Sik kaşık karnımı doyurdu. Bir yandan a için için gülüyor: — İnsanlar ne acayib, gibi bana ermis diyor. kimisi, derviş diyod, ki: misi aktımı oynatmış, kimisi kirbilir. Biçin Çileye varmış zamanı darmış, diye Biribirine anlatarak taaccüb © #iyor. Hafbaki, ben de onlar gibiyim. Farkım belki de onlardan uzak olu #şum. diye söyleniyordu. Çörhasile karmını deyardktan zonra, kendi mezhebinin, kendi. kadma uyarak, - döğrulla, - Eilerini Onlari Bana — veriniz, — yahud | görümün — önünde —imha — ediniz. Buna mükabil her istediğinizi yap: mmğa bazınm. Size istediğiniz pa. Tayı vereceğfim. Eğer bu da sizi tat min etmezse kendimi İngiliz hükü - metine teslim ederim. Size camıs ol duğuma dsir kendi ci yazımla bir vesika veririm. Bu sayede beni har bin sonunu kadar esir tutarlar. Mem. deketinize hiç bir fenahik yapamam, yeter Ki o vesikalarm imha edilmiş. olduklarını görlerimle güreyim Çok müşkül bir mevkide kalmış tam. Ne yapabilirdim, ne yapmalı idim. Bu / dirlerime kapanmış, göz — y büyük aşık! Gözerim « bakmaktan âcizdir.. diye haykın ve devam etti, hareketleri ciddile T Tüemeti kapımında balan kul dardanım, mesodum.. bana gi Buttürdün.. Akşamı gösterme büyük ateş' Sana yalvarırım.. Ak gamı gösterme.. Eğer yine akşar lecekse ateşinden gönlüme ver.. Ben | © akşamları senin vereceğin ate yakacağım.. Ey büyük hayatf BER TA Tn Alinin, bu küçük sığırtmacın yanız yaklaştığımı bile göremedi Küçük sığırtmaç Ali, başı aç yalın ayak, sırtında eski etbiseleri, YENİ Sanai e Balahanlı köylülerine darımla baştanbaşa birak.. beni | — Çorlu, (Hususi) — Sert ve uzun (aa iazivamdan ayama. beni buçünden | bir kıştan kartulan sıntalama köy. İFlatayda pamuk ve pirinç uzaklaştırma.. İüsü hararetli bir faaliyet devresine |— istihsali arttırılıyor | — Yaşlı filoraf kendinden “geçmiş, | Birmiştir. Son günlerde yağan meb- | — Hatay, (Humusl) — Hatay dahi- vende gelmişti. Oza gehirden haber | sul Yağmurlarn sevinçie karşılan - | linde bu sene kaşlık mahsul Tevkalâ getiren, her günkü küçük arkadaşı | dığini görülüyor. Zirat Bankasının | de bereketlidir. Mahsulün bereketi a | yaptığı geniş yardımlar #ayesinde | ile beraber fiyatların da yüksek ol sürülmemiş boş bir yer hemen Yok | ması, bu sene Hatay çiftçisinin yü- 3K, | Bibidir. Fotoğraf, keten, mısır, bos- | zünü güldürecek ve Hatayda iktısa. © | tan masrafları için bankadan mutad | di kalkınma hareketi önümüzdeki Hinde kocaman sopası, gözetrini yum. | #vanalarımı almağa gelen Balbanlı | mevsimde mesud neticeler verecek Geeş bir helâe Kezllakidem geçemiş o. | Tüyü çiiçüerinden bir gruptur. — | tir fan yaşlı filozofa şaşkın gaşkin ba. | — Yeni göçmen köyleri de dahil oldu- | — Diğer taraftan ekim vaziyeti de kayor, onun söylediği sözlerden bir | öt halde mıntaknmızda istihsal kre- | büyük bir. gayretle İlerlemektedir. MAi disi açılmamış tek köy kalmamıştır. | Çir kükümetin - direktitle Havalar, müssid gittiği takdirde bu | rini yerine ” getirmek için toprağa Gitgide sabırsızlanan küçük sığırt- | g prağı aç Sll gu arayib duamın WeeiEr. | *enehi maheulün Çok bereketli ola- | zmümkln olduğu ikadar fazla tabum Görünce, yaşlı filsofa biraz daka | “8ğt kuwvetle tahmin edilmektedir. | zespmeğe çalışmaktadırlar. m görünce, yaşlı filozofa biraz daha | zaymeğe çalışı sokildı. | Çorlu hayvan sergisi Ziraat müdürlüğünden aldığım ra- Ben geldim! Çorlu, (Hususi) — Bu sene de | kanilara göre Vekületçe buraya gön: bu “Dede, ben gel- | açtlan Çorlu İikbahar hayvan sergi- | derilen ve çifiçilere parasız olarak düm, sözü üzerine kendigi bulabi | sine birçok hayvanlar iştirak ettirik. | dağitilmn pamuk tohumu iki yüz to di miştir. Bunlardan 35 tay ve üç kas. | a baliğ olmaktadır. Yapılan hesab: ” aüi rağa 1080 lira, 12 ineğe 260 lira, 6 | İra göre bu sene ekilen 200 ton pa- — Çok dalmıştın dede bağaya da 160 lira ikramiye veril - | Mük tohumu en az bir milyon kilo — Üyanikken / uyumazın tadına | miştir. pamuk mahailü verecektir. Bu mik loyum olmaz Ali Çotlu kazası örnek yetiştirme böl- | darın Hatay için olan ehemmiyeti Kücük sığırtmaç ba cevabdan BF | BSi olarak seçildiğinden İnanhı ay- | Sek büyüktür. gey anlıyamadı. Yalnız yaşlı fun işareti üzerine geniş kayanın e. | Bi depocundun kazaya 26 gn de | — Ba eenali pirinç ökimi öe Zirent ' | muzlk aygır verilmiş ayrıca kaza | ve Sihhat dairelerinin müşterek ve zerine beraberce oturdular. Yaşlı | veterineri halk elindeki mevend da - | Özimi kontrolü altında hayli inkişaf #ilozaf her günkü gibi ona şehir ba- | Mzlığa elverişli olmıyan - aygırları lının yettiği, işitip de erberliyebi Âi kadar malüimat verdi. di | İamıştır. nciz ve 3.000 hektarlık geniş bir Geçen #ene yapılan tecrübelerden Halat çekme müsabakâsı | €ie edilen müsbet neticelere göre bu Za baş. | arariş sir. berleri sarda, kiçik örümeç © | Geme uelyesine tahi tutmağa Bas- | #TETİYE SK Sklirit “Yaşlı filasof arada sırada sözü ke- | — Çorlu (Hususi) — Bu hafta (ka- #iyor, kendi kendine: — Ya! Yat diyordu. Demek im- | sanlar biribirine giriyor, demek in - sanlar hak, adalet, müsavat nedir anlamıyor, demek insanlar kuvvete küvvetle mükabele edilebileceğine nanmıyor, demek insanlar elden üs- | "çer Çiki glyordu. Dede de. büpün tün el olebileceğini unuttular, vah | Çok tuhaf bir hali vardı, Yaşlı fr zavalllar, vah zavallılar... E, daha | iozof: T ne yok oğlum. — Benim bildiklerim, işittiklerim | vi diye bağırdı. bu kadar dede.. ekilen 3000 haktar çekikten en 4< Bamtiyom direlik pirisç mahelü a küyleri spar yavalarının balak ae alalelala Seğam Hü İ almebilsceği krvetle zhtemeldir. yünde ve bir hakemin nezaretinde İzmirin bir haftalık ihracatı yapılmıştır. Bu müsabakayı Seğ | — İzmirden yazılıyor: | menliler kazanmışlardır. Mayısın ilk haftasında limanımız- | dami SELAT | dan ö memleketere yaşılan 'mah | L İ a drneni halimnda aet oli istatistik servisi tarafından bir ista- tistik hazırlanmıştır. Buna nazaran u ayın haftası içinde dış memleket- Benim dediklerimi yapacık -| dere 1063727 lira — kaymetinde | 5619246 kilo mühtelir mahetil ih Arka yamaçtaki “ sığırtmaç — aile | raç edilmiştir. Yaşlı filozof uzun uzun düşünce- | #ürü dağılıyor, koyunlar, keçiler, i- | — Memleket iübarile ihracat mikdar lerine daldı.. Sonra tekrar, fevkalâdle | mekler, öküzler birer grup olmuşlar ve kiymetleri şöyledir: işlerin arifesinde “ bulunanlara hus | kendi buşlarma istedikleri yerde ot- | — İngiltereye 380:136 llra kıymetin- tehalükle küçük sığırtmacı elinden | Tuyarlardı. tutarak kaklırdı, beraberce taşlar 'de 278845 kilo, İtalyaya 397340 a- | — Aği, istemediği halde her emre ita- | lira kaymetinde 1922462 kilo, Çe rasında, kendiliğinden başı bağ akıp | at edecek bir hal almıştı.. Benzi sa. | koslovakyaya 9204 liralık 68750 ki. Biden, şehrin başlangıcına kadar v | rarmış, kül gibi olmuştu. “Vücudü | ll — Rumanyaya 224479 liralik zanan bir suyun başına - yürüyerek | buz gibiydi.. Yaşlı filosaf tekrar ba- | 207.510 kilo, Estonyaya 5879 liralık geldiler. Bardr: 35.001 kilo, Yugoslavyaya 2155 lira: Yaşlı filozof, anlaşılmıyan bir his | — — Benim dediklerimi yapacaksın. | hık 40105 kilo, Belçikaya ” 6026 altında bunalıyordu.. Aliye emretti: | — AN karka korka mrildandı. dira kiymetinde 160403 kilo, Bulga- — Bana bak. — Peki dede. ristana MGAT lira — kaymetinde Küçük sığırtmaç, ürkek ürkek | — — Suya yanaş, bif yudum iç. ve | 142.775 kilo, İsviçreye 2249 lira kıy yaşlı filorafa baktı, zanra bağını bana çevirmeden öyle | metinde 30028 kilo, diğer memleket- — Gözlerini bana dik. dür ve suya bak. lere 62871 liralık 1.640.085 kilo mah: beri/ değişmi vaziyetim, onları da şüpteye — dü Gözleri birleşti.. Ali kendinden ge- n, Önima inkâr eden | CDovamı var) İ sul ihraç olunmuştur. Şörmüstü. Birbirlerne taktnlar. Ba. | A Tn hafif bir sesle Pritsche- — Daha yarım sazt vaktiniz. var. diye mırıldandı. Iyi dürününüz Madamdan başka herhangi bir kim. | senin yanımıza yaklaşmış olup olma- | dığma hatırlamağa; çalışınız” — O halde vesikalar madamın eli- | Takmıştı. Bütün vücudum buz kesil- | garib bir heyecana düşürüyordu. Bi de başka bir tarafa gönderilmiş ola - | d cak. Gözleri yeniden gözlerime” dikil Pritach cebinden tabancayı çıkara- | ruyorum. Vesikuları iade edecek mi- uma yaklaştırdı. | #in? İyi düşün! Menfi cevab verir — Ben ölüyorum. Fukat benden | sen, seni ölümden geytan bile kur yaşları döken kocaman adamın bali | sonra senide hayatta burakmmıyaca - Tak yavaş yavaş içimi altüst etmişti. Ağımdaki tı- | ğim kaci çıkardılar. İkisi de/ son bir ü- midle görlerimin. içine ba'ıyorlardı. atırıldandım — Bana ftarmmmdınız.. Emin olun Ki ben cavus falan değiliim. Ne vesika Fördüm, ne de banları sizden çaldım. Soğukkanlılığım. ve işin başından | © kadar kat'i bir eda e konuşu - | ne kadar güzel olduğunu, dünyada | | yordu ki bu söylediklerini yapacağı- | kolları me kadar kuvvetli, — yüzleri ı kadar genç, bu kadar güzel, hayata 'a kat'i suretle kanaat getirmişti Bu anda, 6, her gey yapacak kabili- | iyi bilir erkekler var? Bütün bun yette idi. Çünkü kaybettiği vesika- | Jardan ebediyen mahrum kalmak, bir Jar yüzünden hayatını da kaybetmi ©- Ölümle bu kadar yakın yüzy Telrika No : 86 Belmek Üzerimde tuhaf bir his bi - | — Bu muztariberkeğin #özleri beni hassa ölüme bu kadar yaklaşmamn , Pritach sordu: içimde garib bir melânkoli hasıl et — Şimdi sana son defa olarak so- | mişti. Gözlerimin önünden bültün haya- tam, bütün gençliğim, bütün sev - diklerim bir sinatna şeridinin geçişi Bibi geçiyordu. En sonunda Tomynin sevimli” yü ü bütün varlığımı kaplıyordu. Bu taramaz. Genç ve güzelbirkadınsın. Paran da var. görünüyor. Hayatın im. | ne kadar esmer, sevmesini ne kadar | bu kadar doymamış bir çağda ölmek 'ne kadar feci, ne kadar acıklı bir geydi. Fakat ne yapabilirdim? Etimde hiç bir şey yoktu. Çaresiz, mütevek: ğ | daha dünyayı biç görmemek, biç ya yüze | şamamak var! CASUS ROMANI, | | Hattâ, Deli Hasan ile, Dramalı Ali | nin de yaylı araba ile ezanaı doğru | eldiklerini görmüştü. | Mümin, kimseciklere - gözükmek | len meydana bile halkın | kalabalığına karışarak- gitti. Yine, halkın kalabalığına sıkışarak ve gir- lenerek bir yere oturdu. Mümini arıyan tek bir kişi vardı. | O da ihtiyar cazgır.. ihtiyar cazgırın İamail pehlivandı. Kürtepeli eskiden baş altına gü Teş yapmış bir pehlivandı. Usta bir. adamdı. Epeyce çırak yetiştirmişti. Fakat ihtiyar olmakla beraber hı İhtiyar cazgır.. deste güresi baş Jayıncaya kadar Mümin hocayı bek dedi. Gelmediğini görünce üzüldü ve #u düşünceye vardı: — Mutlaka, söylediklerim hocaya tesir etti. O da güreşten vaz gerip götti. Olabilirdi. Fakat, Mümin kaçacak | takımdan değildi. Tanınmıyalım di- ye binlerce seyircilerin arasına gir mişti. | Cazgır, deste güreşini tutturduk tan sonr, ne olur, he olmaz diy. lerile Mümini aramağa başlar İhtiyar egzgır, kurt gibi bir adı &. Nihayet, elile koymuş gibi yaka d ve buldu. Mümin gizleneyim diye uğraşmıştı. Lükin, muvaffak olama - n bulundüğü yere doğruldu. Yanına giderek: leye kazan dibine getmedin?. — | — Burası iyi.. sonra gelirim. — Şimdi gidelim.. 'hem de bir iki Yüf atarız. — Sen git gelirim. — Zaten soyunmağa vakit yok ki. Bundan sonra, küçük orta buşlar | yacak. | Deyince, seyirciler dönerek Mü mnin hocaya balaştılar.. Küçük orta pehlivanlarından biri olduğunu aa - | ladılar. Cazgır, israr ediyordu.. Mümin u- taniyor, kıvranıyor, Cazğını başın dan savmağa çalışıyordu. Nihayet, biraz sertleşebildi. Kaş darını çatarak — Baba, git delik ya, geltceğiz dedik ya, " Diyebildi.. İhtiyar, kendini topar- dadı.. TTersyüzü edip gitti. Giderken | de gene söyleniyordu. | Geç kalma.. Sonra soyunmağa | &eç kalıram? Cazgır, gekilip gittikten sonra, Müminin yanındaki seyı iğızlarımı açtılar. İçlerinden birisi — O saftam, sen de mi pehtivan Mümin, sıkılıyordu.. İçinden Cuz- Bıra okumağa başlamıştı. Bu, he Tif de nereden tanıdık çıkmıştı. Sual soran, adama Mümin cevab vermedi. Pakat, harif durur mu *, Hil ölümü beklemeğe karar verenek.. | Gözlerimi yumdum. Her saniye ga. kağımı delecek olan öldürücü kurgu 'nun kafa tasıma saplanmasını bekli- yor, nefes alamiyordum. Her şeyden ümidimi kaybettiğim | bu saniyede birdenbire kapıya yak - | Jaşan bir ayak sesi ve kapının hiz: hüzli çalınması içimde yeni bir ü - mid güneşi doğurdu. Onlar da yerlerinden sıçradılar Kapı hazlı Tuzl çalınmakta derin ediyordu. Baron yanıma yaklaştı. Kulağıma | eğildi — Cevab veriniz! öedi. T im 0? diye sordum. Dışardan tanımadığım bir se> ce vab verdi — Dün sabah bu saatte kahvaltı emretmiştiniz. Getidim Baronla Pritsch birbirlerine bakış. tılar. Ne yapacaklarını kestiremiyor. Jardı. Nihayet baron gene yanımı yaklaştı. Kulağıma, eğildi. / 12 MAYIS Yö1E YAZAN KARAYEL Nihayet cevab vermeğe'mecbur ak Küçük ortaya mi güreşeceksin? —iyiama & Herif alay edi teye güreşebilirsi le ize neye güreşeceksin —Nerelisin? ” Serezli — kimlerdensin' Tamil beylereden. İsmil. Mümin, mecburi ve zaruri yalam söylüyordu.. Pakat, babasının ismini Goğru söylemişti. Vilüyetini de söyle mişti. Yalnız ismini saklamıştı Fakat, herifin çenesi durmuyor - — Küçük ortaya soyuna dur. Vakit geliyor.. Bak deste bit - mek üzen Mümin ya sabur çekiliyordu. Niha yet baktı ki, olacak şey değil, olduğu yerden kalktı.. Kazan dibine gidiyor Tuş gibi uzaklaştı.. Ve, izini kaybet Deste güreşi olurken, Adah Halil meydan yerinde bir gün evvelki kalh softayı arıyordu. (Molla). Yanında bulunan Filibeli Kara Ab- mede A be, hai bir softa vardı. dür 've de bet £ — Hami be. Soyunmamış o, deste ye bet Belki küçük orta pehlivanıdır |be — Tehey, o softacnızdan küçük or. ta pelilivanı olur mu be? Z Kimbilir — A be, birde ensecazını ölçtü meğe kalkmıştı be, diye gene alaya bastamıştı. Hoş Adalının bu alayı bilerek de Şildi. LAf olsun, eğlence olsun diye idi Cazgor Mümin hocanın kazan dibi 'ne gelmediğini, deste / güreşinin de bitmek üzere olduğunu görünce, sa- bursızlandı. olduğu yerden firladı. Hocunın olduğu yere geldi. Fakat, hocayı yerinde bulamadı .. Oruda bulunan seyircilere sardu. — A be, *burada bir molla- vardı | nerede be' Birisi cevub verdi: Kazan dibine gitti. — Nevateit. — Epeyee oluyor. — Bpeyce oluyar mu?. Evet, on beş dakika var, Deyince, Cazgır şaşırdı.. Kazan di- bine gelmiştir diye döndü. Bakındı. Tükin, Mümini göremedi. Tekrar x- Fakat, Mümin, bu sefer öyle bir yere girmişti ki, onu bulmak kabil değildi. Cazgır, elinden gelse, davul surna- ları dürdüracak, meydan yerine çi karak bağıracaktı (Devam — Şimdi istemez, bir saat sonra getir! deyiniz.. —Niçin? Bu suzli o kadar yerinde sormuş- 'tum ki baron afallayıp kaldı. Pritsch budalaca bir jestle tabancayı sura- tınla çeviriyor, beni korkutmağn ça- dışıyordu. Ben artik nefsime tama. miyle hükim olmuştum. Kamarot ' - yüfetindeki bu adam her halde beni Muhafazaya memür arkadaşlardan biri olacaktı. Demek oluyor Ki bur dunduğum müşkül vaziyetten haber- dar idiler. Her halde beüi siyanet e- deceklerdi Sahte baronla, zahte kâtibi hâlâ bir geye karar veremiyorlardı. 'Ben hizlı seele kapının arkasında bulu 'man kamarota cevab verdim: —— , — Bir saniye bekleyiniz. Sakır gitmeyiniz Sonra barona httab ettim. (Devam var) l

Bu sayıdan diğer sayfalar: