15 Mayıs 1940 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

15 Mayıs 1940 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YENİ SABAN “Alman taarruzu İsviçreye teveccüh edecek olursa Ordular karşılarında k çok azimkâr bir millet bulacaklardır ..:.:: Emil Ludscig tarafından. Tehdide maruz bütün küçük dev letler arasında İsviçre üç unsur sa- yesinde müsaid bir vaziyette bulu Büyor; Mükemmel bir — dem mükemmel bir tabiat ve mükemm bir orda. Bu üç unsur ona inşirah ve itimad veriyor. Demokrasiler, ne kadar eski olur darsa, o kadar sirayet tehlikesine karsı masundurlar. Arzın en ihti- yar demokrasisi, bugün de Fran Sanın olan prensiplere tevfika: G senedenberi müttehid bulunan ve Asla prenslere tahammül / etmiyen yegâne Avrupa meemleketi olan I. dört cebheden gelen bütün zibelere mukavemet etmiş ve bil bir Avrupanın tam ortasında masına rağmen bir demokrasi ola- Tak kalmıştır. İste bu süretledir ki kiz senedenberi cenubdaki komsula- » ve yedi Benedenberi de şimal- deki komsularının otokrasisine mu. kayemet edebilmiştir. - Hler ikisinin irada ağanları bulunuyor ve pro idhal için ebri otur. üğüm — Tessin'de tehlike — daha hafif ve ancak birkaç senedenberi mevcuddu. Faşist gazeteleri memnu idi, fakat ayni zamanda Tessin'li o- | Jan Hariciye Nazırı B. Motta — dai ma Mussolininin, dostluğunu aradı ve buna gayet ihtiyatlı bir siyaset ile muvaflak oldu. Bu. mintakayı V “Cermenleştirmek,, ile kendisini it- ham etmelerini bertaraf eylemek i. çi İsviçrenin bu küçük küşesinde döima İtalyan hisanını ve kültürünü hutta; zaten bu, 150:000 kişilik bir Kütlenin ana dil olarak italyancaya #ahib olan kısmı azamının arzusuna Hlabalediyordu. Bunun sayesinde, Museolini, İeviçre hududlarına ria: 'yet edeceğini belki beş altı kere vüdetti. İevisrenin cenub bududlarına ria- yet edilmesi lüzımgelmesinin sebeb- leri zaten üçtür. Tessin çok fakir dir ve Lugno ile Locarno'nan iki Köçük sahili müstesna, ahalisini büyük bir kısmının bir asirdanberi hicret etmesine &aik olacak derece « de gayri mümbit on iki kadar va- diden müteşekiciidir. Tessin kantanu, bundan başka, İtalyan efkârmmumiyesi tarafından taleb edilmiyor. Zira - İtalya gayet yakın olan Majein gölünde ve Come | ölünde daba zer BU AKŞAM Sizi Sinemasında MADAM ve ŞOFöRü Framsizca sözlü. Baş rollerde: CONSTANCE BENETT ve MARLENE METRİCM'in h sevdiğf partönet MN — U HAKİKİ BİR KANKAHA TUFANIDIR. in sahillere malik | mıştır. İsviçreliler or kahkahalarla güldürecek MELEK — Zewkli, neş'eli ve sevimli Hü imiçre arldarı baskamandanı | tir. Fakat dostluğunun en büyük mili şudur ki Müssolini Almanya ve Pransa ile müşterek bir hududdan ietinab eylemeyi / tercih ediyor ve iki komşusuna karşı İsviçreyi bira- | üç senedenberi ”- Moskovada- elçisiz kayor. Bütün bu. sebeblere binsen, İsviçrenin cenubunda - endişe kü çüktür | Şimalde tehlike daha büyük idi, | “Belfort Parkının, mütcarrızı cezb ettiği müddeteçe Almanyanın İsviç reyi istilâ ederek Maginot hattını çevirmesi hususundaki menfaati bü- Yüktü. Şimdi herkes biliyor ki Pran sanın “Büyük Çin seddi,, © suretle tahdid edijmiştir ki İsviçrenin isti. tüsı, hiç bir sevkülceysi fayda arset. miyecektir. Hattâ Avusturya tara - fından, yani Vorariberg'den. 1814 de, hislerinde çok-ayrılmı olan dört milyon İsviçreli bugün Pransa için müttefiktir. Hükümetin mutlak bitaraflığı, Roosevelt'in bu- günkü bitaraflığa verdiği mânaya Kevfikan, hükümetin mutlak bir bi- taraflıı her vatandaşın şahsl his- #iyatından tamamile ayrıdır. İlk se- nelerinde, Hitler, şeytani propa - gandası ile, bazı sempatileri kazan komünizme bir filim BRYAN AHERNE | * üçük, fakat <27 © kükümet erkânı arasında karşı büyük bâmi olarak “birço Pransızlar gibi ayni hatayı işliye « rek,, bakıyorlardı. Bu- sebebden, Sovyetleri asla tanımıyan ve yirmi Şehzadebası | yaşıyan İsviçre, Alman iflâsı dola- yasile yirmi beş milyar Pransız fran gını kaybettiği Büyük Harb Alman: yasına ve Weimor eümhuriyetine kargı kizginliğini bile, unutmuştu. Halbuki bu meblâğ, nüfusun adedi. 'ne göre mühim idi. Almany 1989 ağustos ayımda Sov. yet Rusya ile muahedesini akteyle diği zaman vaziyet tamamile değiş. ti: O zamandanberi İsviçrede tek bir. W 2 — BRİTİCU. Paramunt Türkçe 3—KANLI PUSE Hitler reğimi dostu yoktu. İsviçre için kalb huzuru - verecek ikinci bir unsur, müstevliye ancak bir kaç kabili mürür ova bırakan ve | S fakat bu Küçük memileketin ortasın- | ŞEKİmkEYİYNZ da Saint - Gothard'i ” Çeviren tabil | NER YERDE ARArMDIS (Sonu T ncide) — | TöSENE TEMİNATLI . — Yarın Malinelerden itisaren * milessir ve Harb vekaylini musavyer Büyük ve emsalsiz filmi takdim edecektir İngiliz askerlerini nakleden büyük bir vapurda cereyan ve - meç 'THAMTON'a.. Bir dramda bin vakayli tasv umumi üzerine ilveten; CONSTANCE BE tarafından GÖRÜNMEYEN ADAM ARAMIZ Pransızca sözlü büyük film gösterilecektir. Ayrıca - POKS etmektedir. v Şimdi hangisini düşünmek lâzım- #eeldiğini kestiremiyordu. Herkisi de tek bir aşk hayalinin içinde karışı- yordu. Karısı ile oğlu, nazarında bü. tün kayatını, dünyayı şahıslarında amerküz etüren iki sevgili vücud Ne yaptağının farkında bile olm- yarak Altayı kollarının arasına Jarak kalbinin - üzerinde / sikm; kaşlamıştı. — Benim küçük Altayım.. Yav - Fakat, ayni zamanda — annesini. adam gözlerini ka- arak ateş içinde yanan alaını, giden küçücük omüzlara da - Ve tibki Perihanın omuzuna venarak büzülüyormuş gibi hare- kek Gderek, yavağ yavar, Sanki ken. YNLK NİN NNARNAAYKAAAMNNKAIK KA NMN AMAYA Yüi teselli için uğraşıyormuş gibi, Loynuna sarılmağa başlıyan minimi ni kolların arasında — hıçkırıklarla başladı, —e Böyle bir heyecana düşmek ve bu- u izhar eylemek Veysinin tabiati haricinde bir geydi. Son aylar zarfında, bühassa uzun eyahatinden avdet cttikten sonru, tütün endişe ve inkisarı — hayalini saklamağa muvaffak olmuş, ” hiç kimse o zahiri soğuk ve mağrur tas vi altında kalbinin nasıl derin bir acı içinde eridiğinin - farkına varma Altay ile son görüşmesi Veysiye z0r gelmişti. Birkaç gün müd - detle oğlu ile karşı karşıya gelmek, kaybolan karısının nazarlarına ben: ziyen ve kendisini yeniden muztarib ve belki de., itham edecek nazar al tında bulunmak islemiyordu. Pakat bu endişeye. rağmen kendisinde mü- temadiyen Perihanı / hatırlatan ba | ve masif akajodan yapılmış FERAH xe0ea 1-Aşkın Göz Yaşlarıl Türkçe sözlü, Arabea garkılı KALENDOGRAF 15/5/1810 ÇARŞAMRA İ ğti intan Küncer Perke siham » Malmlt, Karbira gram a Bu akşam saat 21 de Ttubay'ın Talebesi Büyük ve 4 Jurnal 32nci AVCI ALAYI çhüle doğru hareket eden 6000 kişi yolda ve CEBELÜTTARIK'tan - SOU- talebi. ETT ve GARY GRANT DA JURNAL En sön dünya havadisleri, — aa | RADYOALA ?»*w_a/pa/nu,. | olduğunuz zaman sabaha kad | gelmemişti. Şimdiye kadar ben on: | det görmiyerek, kendisine bir alâka- | yapacağına dikkat ediyordu. Birden- | can duymamak ve ayni zamanda A | ra Altay mazanın üstünde ve yanı. 'tayı kendisine alıştırmak için, ona | başında sıralanan fevkalâde güzel | meşgül olacak — Altayı, bu sefer, | doğru bir adım attı; makineli at, Yazan : SAİBE ÖRS Oğlumu korka FANYADA | DKDT Ddt p korka isticvab etmeğe başlamıştım haber verdi?. Acaba sokaktan biri mi geçiyordu © aralık. Amma, v ka kimse anlıyamazdı ki. gözüm birdenbire açıldı, ve haykıra. Tak kanapeye kapandım. Eyvahlar olsun!.. Çocuklarım. Düşüncemin bu. çocuklarım yaptı bunu!.. Onlar gitti öre haber verdi, rektör konso losa yazdı, konsolos da, başkuman: danlığa bildirdi. Şimdi hen ne ola Divamharbe mi verecekler.. öldü Allahima sen imdadıma yetiş.. Halim 'ne olacak Yarabbi!.. Senden başka ığınacak kimsem yok. Ah çocuklarım, çocuklarım... Ben *ğumu her geyimi size feda- etmiş. Kendimi hiç düşünmedim! Ne olacağım demedim. Her şeyin iyisi her şeyin filâsı sizin olsun istedim 'Ah çocuklarım, hiç bir işinizden yüüksünmedim 'gtüznöm yazımdaki: ler kızlar, kızlar bebek oynarken süt neneliğinizi, dadılığınız - cdiyordum ben, Akşamları sizi soyan, sabah &i- i giydiren ben değil miydim? Hasta ucunuzda uykusuz bekliyen ben de Bil miydim? Oturağınızı mı dökme | dim?., İcap edeydi. size yüreğimi koparıp vermeğe hazırdım!. Babanız öldüğü vakit hiçbir şeyinizi eksilt meden.. baba yokluğunu size bil dirmedim!.. Sebebi hayatım sizdi niz!.. İstediğim adama — varmadım, küçük rütbeli birine size baba de - dirtmemek için!.. Kendimi hiç dü günmedim.. Size kurban oldum.. bu Mükâfat için miydi? Kanapenin üzerine kapanmış, hç Aara, hiçkıra ağlıyordum. Şüphesiz ve lekesiz yüreğimde ta- diğim kiymetli bir. cevheri kay betmiştim. Çocuklarıma- olan. itika. dim. Bu âna kadar ben onları “be nim.. benden.. zannederdim. Vücu. dümüz bir, ruhumuz bir.., Ve bir denbire, bana yabancı - olduklarını görüyordum!.. Nasıl evlâd anaya düşman olabilirmiş? Aklıma — biç Jara ne yaptıysam, - onlar için ne çektiysem meğer boşuna 4miş... Ha- yatım boşuna geçmiş! Bir arahık, vaş açtım ve kendimi dim. Amma, ne kadar olsa insanın içinde ölüm korkusu var. Yapama- dimt “Tren Opladende dürdü. İndim, am- ma ne halde indim!. Öbür teeni beklerken, aklıma lise- nin dürektörü geldi. Birkaç gün er vel, profesör Moritaden — dönüşde, bir lâhza kendisine uğramıştım, ve | uadi İsviçreye götürmek mecburi- yetinde bulunduğumu - söylemiştim Adam, çok esef etmişti, ve beni pek mahzun gördüğü için, karısını Çağırdı ve ikisi beraber beni teselli etmeğe uğraşmışlardı. idi, ve se L lar karşısında küçücük Altay mü tereddid bir halde, hiç birisine do kunmağa cesaret edemiyerek sanki yerinde mıihlanıp kalmış gibi durü İste tam bu sırada, Veysi vazi- yete müdahale etti. Birer birer oğ. Tuna bütün oyuncakları gösterdi ve nasil işliyeceklerini anlattı. Ayrıca mendileri, demiryollarını, garları çıkardı ve masıl kurulacaklarını isa- Altay, dört göz kesilmiş Vey-'nin dani anlamağa kat küçük çocuğu, her şeyden aiya; de sevindiren, küçük bir oyuncak tüfek oldu. Bunu evvelâ görmemiş: . Fakat genç adam tüfeği birç oyuncak yığınları arasından çıkar. dıği zaman Altay derhal buna el v- zattı. Ve silâhtan anlar kimse imiş gibi her tarafımı münyene etti ve elinden. bırakmadı. çalışıyordu. Pa: * kuzu geçtiği halde, gittim kapılarını çaldım. -| “Direktörün karısı kapıyı açtı. ve | Tevki geçen olsa bile, ben bunu türk | yüzümü gi çe söylemiştim. Çocuklarımdan baş- | rece bozulmu - güm ki.. kadın korktu. Başıma ge- Hen yeni felâketi anlattım; sasırıp | kaldnlar. Bunü rektör yaptı, başkası değil!.. Onun başı altından çıktı ba. Cocuklarımar alacağım diye düşmas | Z Bayan, öcel, direktör, süphe et | bütün ernin olmadan, rektörü itham Ve ben değilsiniz, amma, herhalde m ak lâzım, ve bunun için Dü Allah gö in'. Ben bir Bayan, dedi direktör, konsolo- su tekrar, görmeniz elzetdir. Fakat, bu sefer, yalnız gitmeyeceksiniz; kar ramla ben, sizinle beral Şimdilik, çocuklarınızı — yanınıza alın ve Bi O gece otele on ikiden sonra var- | dim. Küçük oğlum soyunmadan yat- miş uyuyor. Çocuğu soydum, fakat kendim yatmadım. Sönmüş sobanın karşısına geçtim, ve nafile yere mah vetmiş olduğum hayatıma cayır ca- yır yandım. Şafak sökerken ben, | daha ağlıyordum. Ertesi gün, Su ggeldi. ir sebebden dolayı, bayan v | tör Perideyi alakoymustu. Çocuğu yavaşça istintak ettim- — Oğğlum - dedim, korka korka, çünkü şimdi çocuklarımdan korku yordum - Hiç sen, burada konuştuk- Jarımızı rektöre tekrar eder misin? — Hayır anneciğim. Zaten ben diseye gideli, rektörü pek az görü yorum. — Amma belki, Peride ile kon gürken o sizi dinledi?. — Hayır anne, Feride aşağı hiç gelmez, hep yukardadır. Ben de yak niz bir şey İstemek için yukarı ç | karım. — Bak çocuğum, dedim, sana » çık acığa söyliyeceğim: Burada ko- nuştuğumuz bazı şeyler / rektörün kulağına gitmiş. Bunu sen mi söyle. Üim, yoksa Feride mi “Anneciğim süphesiz Feride söye lemiştir. Ne işitse o - rektöre taşır. Bu sebebden Ahmed onu biraz döve müştü. Niçin rektör Ferideyi bu k dar seviyor, İstanbula çağırttığı za- man salivermek istemedi? Hep fit- neliği için. Bayan rektör Perideye gatolar, tereyağlı ekmekler, güzel Şeyler yediriyor.. Hep fitneliği için. Ahimed burada iken ona "Mikrofon, ismi takmıştı. — Amma zanneder misin ki bu o- dada süylediklerimizi de gidip rek- töre tekrar etsin?.. Böy! netlik bana yapar mı rektör ona şimdiye kadar benim pa-' ti (Devam var) KMNY NNNAKIMNAMAANMANMAMN AÇA b * Önünde serili duran bütün oyun. | caklar arasında — Veysinin çocuğu çifdikte, Bekçi Hasanın elinde gör düğü ve el sürülmesi yasak olan o müdhiş silüha doğru gayrüihtiyari bir çekici his duymustu. Şimdi, o ana kadar oldukça kork tuğu babasının mevcudiyetini he - men hemen unutarak, çiftliğin bekçi. si olmuş gibi hareket ediyordu. ve #anki dağlarda, ormanlarda silân o. muzda yürüyen bir adam gibi sert adımlarla odada bir aşağı bir yu - karı gidip geliyordu. Bir aralık AL tay durarak nişan alır gibi bir va — Bom! Bam!. öldü, diye bağırdı. Veysi tebessüim ederek —'Kim üldü? diye sordu. Çocuğunun ba şekildeki oyunuz 'da kendi çocukluk intibalarına yen 'den hissediyor. gibi idi. — Kim olucak?.. Karabaş., Bomt Bom! Öldü Devami ver)

Bu sayıdan diğer sayfalar: