20 Şubat 1941 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

20 Şubat 1941 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayfa : 3 Hekın:a Si Mollanın Abı Enak Hatıraları Abdülhak Mollanın geçirdiği bı'r at kazası- Burgazköyü civarında bir sürgün avı - lzzettın çiftliği - Çatalca - Büyük Çekmece - Gölde Ördek avı - Köylü Padişaha ıkı kâse yoğurt niçin gondcn. ?- Pa'iışı- hın Abdülhak Moliaya iltifatı. İstinsah eden REŞAT EKREM KOÇU ü — mahsus olan eve indiler. Be -| mimle imam efendi de bir evde misafir olduk. Pazazrtesi günü | hava ziyade dumanlı idi. Göz| 5 - 9 şubat 1829 Perşembe - pazaretsi Havalar lâtif gidyor. Sultan Mahmud perşenbe günü hazi - medar ustamın sarayına teşrif ettiler, Cuma günü, cuma na- mazına Eyüpte Zal Mahmud paşa camiine geldiler. Cumar- tesi günü de ava çıktılar, Evvel- ce teşrif buyurdukları Burgaz köyüne gittiler. Ben ve küçük âmam efendi de beraberdik. Em- durun ağalarından ancak bir ne fer atlı almışlardı. Yolda seras- ker paşa Hazretleri de geldiler. Benim yanımda — giderlerken, bir dere gibi yerden geçiyor - duk. Serasker paşa — geçtiler., ettim. “İster kışlaya, ister ha- ) ppesine gitsin, isterse bizimle Bilsin, isterse burada kalsın” Kgüye ferman buyurmuşlar. Sa- baha dar çıktım. Sultan Mah- “ mud o gün bir hayli kuş, bir de karaca vurmuş. —Sayelerinde / jgayet nefis yemekler hazırla - mp yedik. Ertesi günü gidiyoruz denil- ,i Ziyade mustarip isem de, hayvana bindik. İmamı efendi ile görmediğimiz bir ormana 'duk. Sultan Mahmud bir yük - ' gek dağ üzerinde oturmuşlar, ,orman etrafı tamamiyle sarıl - ,Mış, sürgün avı oluyormuş. Bem imam efendi ile bir kenara otur dum. Ayağımın ıstırabiyle avla- “rı seyrediyordum. Padişah beni gördü: “Aferin Abdülhak efendi burada imiş!.. “Sen ata bin!” buyurdular. Binemediğimi göürünce de: “Bindirin! - Arkalarından avlanmış. On beş tane hıristi- yan, gücile huzuruna getirdi - ler, bu kadar büyüğü görülme - miş. Keferelere ihsan - olundu. *Oradan baruthane tarafma git- » tiler. Ziyade sarp yokuştan ini- 'lip Demirköyü nihayetinde bir ' dereden geçtik. Gene ormanlı sarp bir yere geldik, bir beygir güçlükle geçebilir. Ziyade yo - kuş bir yoldan çıkıp bir düz ye- ,re Ayıyüreği adındaki kariyeye akşam üzeri varıldı. — Sultan Mahmud orada kendilerine Türkiye — Kenebi 1400 Krg. 2700 Krp YLIK 750 1450 BAYLIK — 400 » 200 » T AYLIK 1 300 » 20 Şubat 1941 RŞEMBE 22 Muharrem 1360 7 Şubat 1356 Gün 51, Ay 2, Yık 941 - Kazım 106 Güneş — Öğle — ikindi 02 'TA0 938 — Ezani 650 1228 15.26 — Vasatf Akgşam — Vet — imaak 1200 1sı 1L — Ezani Yı48 19.19 5.10 — Vasatf DİKKAT GENELİK «€Yeni Sabah> a gönderilen yazılar evrak neşredilcin edilmesin lade diye emir ettiler.| atla gittim. O| aralıkta bir büyük siyah hınzır | gözü görmezdi. Öğle yemeğin - den sonra hareket edip güzelce | yollardan Hadım kariyesi nam bir harap kariyede biraz din - lendiler. Ben de geriden gelir - dim. Bir han bulup bir saat ka- dar oturdum. Yine duman faz- la idi. Padişah hareket etmiş. Atların izlerinden bir — buçuk saatta İzzettin çifiliğinde ken- dilerine ulaştım. İzzettin çiftliği, bir kaç sene evvel birıdud'md.ımndamar: di Sadık efendi merbumun idi. Sonra Necip efendiye vermiş -| ti Padişah ve bostancıbaşı ağa çiftlikte olup sair ağalar yarım saat ötede Çatalca nam mahal- le gitmişler. Ben, —Padişaha mahsus kulede mabeyimci ağa- ların oturduğu yere çağırıldım. O gece padişahın iltifatına nail oldum. Bu kule, dört odalı bir yer olup, birinde padişah, bi - rinde silehtar ağa, birinde biz, | ımndedımdemeaumum sahip Abdi bey ile Said efmd.ıw de birlikte olduklarından © gece | efendimiz bazretlerini bir eğlen dirdiler ki naziri mümkün de - 10 - 11 gubat 1829 Sahı -Çarşanba Ertesi gün hava sümbüli idi. Seher vakti kalktık. Dümdüz Çayırlı bir yerden geçerek Bü- yük Çekmece gölüne varildı. Efendimiz kendilerine hazırla -| nan kayıklara bindiler. Silâhtar dan, çekmecenin Siüwvri tarafı- ma doğru gittik. Çekmecede itaam efendi ile Naib Salih efen diye misafir alduk. Sultan Mah mud gölde ördek avlıyarak köp! rünün yanma kadar teşrif et - ler. Karaya çıkıp hazırlanan Çekmecede bir nekre adam olup bir tamus peyda eylemiş. Gayet âlâ yoğurt yapmış, iki kâsesini tarafı şahaneye gön - dermiş. Bu adamın bugünlerde masrafı olup kızını evlendire - cek imiş. Sıkıntı — içinde imi: Sultan Mağmud bunu söylen - meden keşfetti ve köylüye bin kuruş ihsan etti. Yolda beş altı'kadat 'yaralı, ordudan gelir askere rastgelindi. Padişah her birine ayrı ayrı ihsanlarda bulunduktan gayri| istirahat etmeleri için araba ve | sair levazım tedarik edilmesini Necip efendiye emrettiler, o ge- ce büyük Çekmecede kaldık. Ertesi gün köprüden geçip ördek ve kaz misillü şeyler av - lamaları avcılara — emmedildi. Cümlemiz varıp köprü başında selâma durduk. En başta ben vardım. Padişah önümüzden ge çerken bana hitap etti: “Söze gelince can ve baş feda ederiz. deriz. Şimdi ayağım incinmekle efendimizi bırakıp gitmek reva değildir. demişsin!. — Aferin... Hazzettim!.” diye iltifat etti. Sultan Mahmud için döşemiş - ler. Orada oturdular. Hepimiz köprü üzerinde idik. Avı seyire hazırlandık. Ördekler - kayıkla- la ürkütülüp köprünün üzerin - den geçerken avcılar avcılar tü- fenk endaz olmalariyle keçi iner gibi suya düşüp — zevkli bir av seyredildi. Bir kaç saat bu min- val üzere vakit geçirdik. Yemek 'ten sonra hareket olundu. Yol- larda tavşan avlandı. O geceyi de Küçük Çekmece kariyesinde geçirdik. 12 - 18 şubat 1829 Pergenbe - Çarşanba Pergenbe günü hava çok gü-| miz yekrenk olduk. Rabbim her' | OA TEZ BAA l VUCART H?ır çok esnaf ve sine-| ,'_uzıu!aı cezalandırıldı | POLİSDE | hattında çalışan Şaför Turan, | &ı. Ben yalmızca Eyübe, aradan ( > l"ı_,. K 4' ) Emu %.f'-.j gîw IB YA NUĞN Beleaıyenm umumi — | teftişleri L İstanbul belediyesi müfettişle- | rinin dün gehrin multelif mıntap| kalarında ve bu arada Galata,| ju, Kasımpaşa, Taksim, | Şişli, Hasköy nahiyeleriade yap- koatroller — neticesinde muhtelif fırınlardan 605 — ek- mek, 251 firacelâ müsadere e- dilmiştir. İ Bu ummtmi teftişler esnasında | sinemalar da sıkı bir kontrole tâbi tutulmuş ve neticede 6 &-| nemanın seanslarda sinemaları havalandırmadıkları — görülmüş| ve haklarında ceza zabıtları ı-u] tulmuştur. İ Ayrıca 8 otobüs biletçisi Y.I-: dırım cezasına çarptırılmış 143 yiyecek asnafı da ihtara maruz| tutulmuştur. Müfettişler —muh- telif gıda maddelerinden 56 nü-| mune almışlardır. | tğ ——— İthal edilen manita- tura sşyası Gümrüklerdeki Japon — mem- geli manifatıra eşyasının itha-| line başlanmıştır. Bu mallar,| malüm olduğu üzere uzua müd- dettenberi gümrük antrepolarnı da bulunmakta - ve kaymeti biz. milyon lirayı tutmakta idi, Mal sahipleri, mallarısı sat-| tıldarımı iddia ettiklerimden — ve| bu iddianın tevsiki de hayli za-| miana” mütevakkıf oldu'miın manifaturacılar birliği, bizz ithalâtta bulunmaktan zar etmiştir. Mallar, yi a hipleri tarafından ithal edile- cektir. Birliğe düşen vazife, it- halât işini kontroldür. Diğer taraftan manifaturğcı- lar; Türk Hava Kurumuna, şim- diye kadar $0 bim lira teberrü etmiş'erdir. Tane tonturmasına devâm” editmektedir. Yzıkvıdai 100 bin lirzlık , bir parti daha| tesiim edilecektir. Görünmez kaza Keresteciler - Eyüp otobüs dün Eyüpte otobüsünün teker-| leklerini şişirtirken, jant bir- denbire fırlamış, başına isabet ederek kendisini yaralamıştır. Yaralı şoför Balat Musetvi hastahanesine kaldırılmıştır. zeldi. Evvelki günlerde alan ça- mür ve yağmura nazaran İstan buldan ihtiyaten kayıklar gel - mişti. Denizden gidilecek zanm ile bazıları atlarını göndermiş - lerdi. Halbuki bugünkü günde olan küşayiş gayri günlerde ol- madığından hemen karadan teş| rife karar verilmiş. Ben vel bostzacıbaşı ağa beygirlerimizi | göndermiştik. Acele ile kayığa | bindik , — Yedikuleye — geldik. Bostancıbaşı — Yedikmleye çık- da çiftliğe vardım. Sultan Mah- mud bizden çok evvel gelmiş bulunuyordu. Bugün sadrıâzam İzzet paşa- man azil ve Resid paşanın sadrr âzam olduklarını öğrendik. Ma- zül sadrıâzam Tekfurdağında ikamete memur olmuş. Cuma günü setâmlık resmi topçular camünde yapıldı. Cu - martesi günü pek çok yağmur yağdı. Akşamları tevhidi şeri- fe devam ediliyordu. — Recebin son günü ziyade kar yağıp çok soğuk oldu. Akşama, padişah tevhidi şerife geldiler. Yatsıya kadar envat zikrüllah ile cüm - lenin feyzine sebep oldular. 19 - 21 şubat 1829 Perşenbe - Cumartesi Cuma namazı kışla camiinde kılındı. Padişah fes giyip sırtı- na harmani almışlardı. İmam e- fendinin de fes ve harmani ile olmasım — emretmişler. Cümle- | riyaset etmesi muhtemeldir. YENİ SABAH iktisat Vbı(ıll Sümerbankta İktısat Vekili Hüsnü Çakır, dün de tetkiklerine devam — et- miştir. Vekil, dün öğleden evvel Sümerbanka gelerek iplik tev-| ı işile mesgul olmuştur. Hususi ipük fabrikalarına | Sümerbank tarafından gönderi- lecek mallar peyderpey gönde- rilmektedir. Bugün ancu grup gönderilecektir. Mümessil- lere dün, icap eden talimat ve-| rilmiştir. Diger taraftan İktısat Vekâ-| ti ayi tetkik heyeti r t Süreyya ile müfettişler- mürekkep bir komüisyon, muntaka iktısat müdürlü- günde toplanmıştır. Toplamtı- dan somra müfettiş Sadi, Yedi- kuledeki pamuk ipliği müesse- selerini teftişe gitmiştir. Bu ve diğer teftişlerin devam edeceği haber alınmıştır. Bundan başka, yakında şeh- rimizde, yurttaki bütün pamuk ipliği fabrikasyon mümessille-| rınin iştiraki ile büyük bir top-| lantı yapılacaktır. Adana fab- rikaları mümessilinin yola çık- tığı bildirilmektedir. Bu içtimaa İkusat Vekili Hüsnü- Çakırın | düna Hava kurumuna yardım edenler Ankara, 19 (aa.) — Türk Hava Kurumuna yapılan yar - damlara dair bugün — aldığımız haberler, Söğüd köyleri halkı- Bi kuruma 1361 lira, Eskiş hirde Halkevinde —yapılan — bir| toplantıda 491 teberride bulunulmuş - olduğunu - bildir- Gazi Antepte İsmetpaşa mek tebi talebeleri 65, İznifin İnikli köyü halkı 55; Editnede deri tüccarı Ahmet Çoğ 100, Kara- burnan kazası merkezi ile Mur- doğan ve Küçükbahçe nahiyel ri halkı 182 lira vermişlerdir. Adanada fabrikatör Salih Bos| ma ile &şi Müşerref ve kazı Mes- rüre Türk Havg kurumuna bi fabrikatör Hasaf Atıl da 250 Hra, Gediğ halkı da kurban derisi ve kurban bedeli olarak 1500 lra teberrü eylemisler - dir. Veali Liman roistiğinde Vali ve belediye teisi doktor Lütfi Kırdar dün yanında Prost olduğu halde Liman Reisliğine giderek bir müddet meşgul BK müşttur. tormobil çarplı dinda bir go Raraköy-| santaşında otu ran Hüseyin oğlu Mustafa adım- da birisine çarpmış, ağır saret- te yaralamıstır. Yaralı hastahaneyo kaldırı- meş, goför yakalarımıştır. ea zareeri eee z zemmEr —e bususta cümle muvahhidini yek | dil ve yekceht eyliye. Amin. Akşamı pek ruhaniyetli zikri şe rif oldu. Cumartesi hava sünbüli idi. Padişah seber vaktinde buhar gemisi ile ava gideceklerdi. Er kenden hareket edip tersane ö - nünde bekliyen vapura bindiler. | Bana da maiyellerinde bulun - mak üzere ferman buyurulmuş, | Herkesten evvel varıp atımı da | karadan göndermiştim. Padi - gah geldiğinde, — serasker paşa ile kaptan Ahmed paşa vapur- da idiler, Silehtar ağa, mabeyiu ci ağalar, bostancıbaşı, Müsa - hip Abdi bey ve Said efendi ve beş on kadar avcı ağalar da vapura bindiler. Dört bu. atta Büyük Çekmeceye Padişak yolda, geminin ve etrafı saireye asla iltifat bu- yurmadılar. Kendisine sunulan evrakm cevaplarını — yazmaki vakit geçirdiler. Serasker paşa ile kaptan paşa, beşer çifte pi - yadelerine binip İstanbula dön- düler. Padişah için Çekmece köp - rüsünün Silivri tarafındaki K: likratiye köyünde konak tan - zim olunmuş ise de gayet sakil yer olduğundan, karadan Çek - meceye döndüler, evvelce kal - dıkları eve teşrif ettiler. Ben de mahkemede misafir kaldım. Av vakti geçtiğinden yarınki güne kaldı (Arkası var) | | | içine ZL DS LA DADREERET. | pıldiği iddia edilmektedir. .1;5 B :ı r'T*h n Ütor ıvohıl lâsti tavzisti 37 bin adet otomobil İâstiği tevziatına başlandığımı, yazmış- tık. Vilâyet, dün gördüğü lüzum | derhal dur- (D üzerine bu tevziatı durmüuştur. Buna - sebep ol: otomobil tevziatı için hazırla listelerde bazı yolsuzluk!. Vi- lâyet makamına, bu yolda şikâ- | yetler yapılmıştır. Şikâyetlerin | taşra için ayrılan payların | nisbetsiz — olduğudur. — Mesele,| tetkik edilmektedir. Dünkü esası ihracat Dünkü ihracatın yekünu 517 bin liradır. balık, Dün, Rumanyaya nohut, Almanyaya zey- ğı, Ttalyaya balık, Filiştine | erik pı İsveçe deri, bar - Bak, ıvu.u.nı;u.mı balık ve İn- | giltereye 350 bin liralık tütün satılmıştır. | Yakalanan muhtekirler 1 Fiyat mürakabe bürosu, Ha-| sırcılarda 24 numarada kahve- ci Lefter Kozmooğlu ismindeki birisini kahve ihtikârı yaptı-| ğından, Sultankamamında 1, 2| numarada manifaturacı Vahran| ismindeki birisini faturasız su-| yaptığından, Üsküdarda HBA kirni c Mustafa, Dimitri, İstavri, Zeynel adındaki şahsları tere-| fağının - kilosunu 220 kuruşa saftıklarından, — Unkapanında | Tekirdağ iskelesinde Hamza | Yılmaz adımnda bir kömürcüvül de 45 kuruşa satması lâzım gelen kömürü daha-pahalı sat-| tağından dolayı, ilttikâr — suçu ile adliyeye vermiştir. İhtiyar bir kadıs yandı Hacı Hesnahatun mahallesin | de Kireççi sokağında 10 numa- rada oturan Ahmet kızı 80 ya- şında Nezire adında “bir kadın, | dün odasında mangal başında ısınırken bir kıvılcım” sıçramız, | elbisesini” tutuşturmuştur. - Bv- | dekiler öhtiyar kadının çığlıkla- | rına yetişinceye - kadar kadın| muhtetiz “yerlerinden bir hayli yanmış, baygın bir halde-has- lmıştar. | w0 Un BĞ a | tısat müdürlüğü tahkikat yap - | bin lira sarfetmiştir. Vilâyet büt yeniden canlandı Kasaplarda et bulunamiyor mu? Et fiyatlarma narh komulduk- tan sonra bazı ecins etlerin ka-| ap dükkânlarında bulunmadı- Zı ve bunların piyasada spekü - lâsyon yapmak niyetiyle saklan dığı iddiası üzerine belediye ik- mağa başlamıştır. Tahkikat neticesi bugün belli olacak ve vaziyet tahakkuk etti- | ği takdirde zarüri bulunan ted- birler alınacaktır. Diğer taraftan belediye tara- fından yapılan tetkikata — göre geçen ay şehrimizde 2400 - 3300 arasında koyun ve 210 - 330 a- rasanda sığır kesilmiştir. Bu ra- kamlar geçen sene bu ay yapı- lan kesime nazaran yüzde 5 nis- petinde bir azlık ifade etmekte- dir Diğer taraftan belediyeye ya- pilan ihbarlara mazaran: şehri - mizdeki canlı hayvan piyasasını elinde tutan bazı tüccalar fiyat üzerinde de müessir olmak mak sadiyle hayvan istihsal merkez- lerime telgraf çekerek İstanbu- la hayvan göndermemelerini is- temişlerdir. İstanbul belediyesi 'bu kususta da talıkikat yapma- ğa başlamıştır. Sığımak meseleleri İstanbul vilâyeti seferberlik müdürlüğü korunma yerleri ve | sığnak inşasına geçen sene 400 çesine bu sene de bu hususta lüzumlu tahşisat, ” konulacaktır. | Vilâyet şehrin muhtelif yerlerin de bahardan itibaren — zıkzaklı| toprak siperler kazmağa başla-| yacaktır. kan Boşaninak iç Koca kavgası — in. müracaat etliler fakat barıştılar Boşanma işlerine baktâh as- liye altıncı rukuk mahkı dün-öğleden'sonraki celselerin- den birinde mutadından fazla bir kalabalıkla pencere diple- rine kadar dolmuştu. birlerinden boşanmak tiyen karı koca, kim bilir bel- ki de bir kaç aylık ayrı otur- malarmdaki hasrete dayana- k tekrar barışacakları sundan olacak, davacılar imm birer ucuna çökmüş- lerdi. Kadımın kucağında ancak 1 yaşında bir çocuk, her iki yâ- ninda da 4 ve 8 yaşında bir kız ve bir erkek Ççocuğu bu - lunmalrta idi. Çocuklarm babalarından ta- rafa oturamadıklarına için için yandıkları yüzlerinden anlaşı- lıyordu. Arada bir, babaları - nin bulunduğu tarafa korkak birer nazar fırlatıyor ve hemen aşlarını ceviriyarlardı. Velhasıl, öyle bir sahne idi biribirlerine alışmış, uyuş- > senelerce beraber yaşa- olan bu karı kocanın ne- den dolayı ayrılmak — istedik- leri merak uyandırıyordu. Bu işe hâkim de şaşmıştı. istiyorsun: Sualine muhatap olan birdenbire ayağa kalktı taraftan çocuğu ağla: diye elierini sallıyor, dü raftan da anlatıyord Neden mi? Çünkü biribirimizle yaşamamıza kân kalmadı 'da ondan. Ner fire ç atılır “Hanmm nene lm ğ bir hangi misa- kocam 'e gitsek, GJx, hemen adama — bak- — Hanım neye öyle gülü yorsun. — Hanım neye öyle oturu- un ? Nu aa aerramarenıne nni e ni naammeaame! “ — Hanım neye öyle kırıtı- vomm" diyor. Şimdi efendim, siz söyleyin, bu hayata bir kadın tasıl ta- || hammül edebilir? | — Demek kararınız kat'1? — Bwet. | Sıra kocaya gelmişti, iri ya- || rı, sert bıyıklı olan adam ya- vaş yavaş doğruldu. Titreme- sinden bir inat için buraya ka dâr gekliği belli olan bir a- henkle şunları söyledi: “— Hanım biraz sinirlidir. Bu sözlerin aslı yoktur. Bilâ- kis o beni böyle kalabalik yer- lerde tahkir eder.,, Hâkim, bu iddiaları pek yer- siz bulmuştu. Bu gibi ufak te- fek şeyler yüzünden yuvalarını bozmamalarını uzun boylu ma- sihat etti. Fakat her ikisi de inatlarından vaz geçmediler. Neticede muhakeme şahitle- rin celbi için başka bir güne bırakıldı. Fakat, bu sırada, küçük kız, birdenbire annesinin efinden kurtuldu, babasının kucağına atıldı. ( “— Ben babamı isterim. Anne haydi, onu eve götüre- lim, diye ağlamağa başladı. Baba, y: aldı, o da Anne bir hayli halde gçocuğunu kocasından 2- uğraştığı yıramadı, bu sırada adam, di- ğer kolunu karısının koluna attı “— Haydi hanım, yürü baka-| lmm, boşanmak bizim için de ğilmiş, anladın m? Bir daha kocanı darıltma,, diyerek kol kola girdiler ve koridorun u- cunda kayboldular. şesine payan olmayan kız, bir zamandır. ayrı bulunduğu babasına heyecan- la bir şeyler anlatıyor, anlatı- yor, anlatıyordu. 20 ŞUBAT 19m |Keşifler, ihtiralar ——i Katı ve sulu yağlar İnsanlar daha kullanışlı gön düklerinden dolayı katı yağları sulu yağlara tercih ederler. Et yağları veya tereyağ mâyi ha- linde bulunsa idi yenmesi pet hoş olmuyacağı gibi aşçılar da zorluk çekerlerdi. Yağlı madde lerden yapılan sabun sulb halim de bulunmasa idi bir takım zor huklar karşısında — bulunurduk. Tabii katı yağlar başlıca inele lerden elde edilir; sütlerindee tereyağ yapıldığı gibi don yağ- ları da kullanılır. Evlerde besle- nilebilen hayvanları sırf yağ için beslemek akıllıca bir iş de Bildir, çinkü çok yer işgal et- tikleri gibi bakami da Zzordur. Fakat nebatlar gibi süfli arga- nizmler bu bakımdan daha ran- dıraanlıdır; çünkü bunlar dik- tikleri yerlerde durdukları gibi hayvanlar için lâzım gelen kar 1 şık muhitlere de ihtiyaç kalmaz. Nebatların ilk ihtiyaçları tat- min edildikten sonra kendi ken dilerine bakarlar. Nebatlar ara- sında bol miktarda sulu yağ ve- renler çoktur. Bunlar arasında pek az katı yağ hasıl ederler. Zeytin, Hindistan cevizi, pamult tohumu, keten tohumu, soya fasulyesi, mısır sulu yağ hasıl MA Acaba bu sulu yağlar kimyevi ameliyelerle katı (veya koyu) yağlara kalbedilemez mi? Kim- yevi analizlere göre, Hassaları biribirine benziyen, katı ve su- lu yağlar arasındaki başlıca fark ihtiva ettikleri hidrojen mâktarında farktır. Katı yağlar da sulu yağlara mazaran daha fazla hidrojen bardır.Bu hakle sulu yağa fazla hidrojene ekliye bilmek imkân dahiline girerse sulu yağlar katılaştırılamaz mı? Yapılarına fazla hidrojen alabi- len sulu yağlar hidrojen itibaril meşbu değildirler. Bu bakımdan sulu ve katı yağlar arasındaki fark hidrojen işba derecesinde- ki farktır; katı yağlar hemen bemen meşbu oldukları - haide sulu yağlar meşbu de.ph'lıder İşba derecesi: ise sulu absborbe (mas) edebileceği ıyoc miktarile mütenasiptir. Sulu ve- ya katı yağın 100 gramınım Massedebileceği iyot miktarına yağın (iyot adedi) denir. T sulu yağlarm iyot adedi 100 ilâ 150 olabildiği halde bunlardan biricik farkı hidrojen miktarin- daki farktan ibaret olan katı yağların iyot adedi 40 kadardır. Tamamile meşbu olan bir katı yağın iyot adedinin sıfır olacağı tabiidir. Sulu bıd.rv)enle yağları edilebilmesi keyfiy bakımından pek faideli ğından dolayı bir çok kimseler bu vadide çalışmışlardır. Muhte Tif suhunet ve tazyiklerde sulu yağdan hidrojen gazı seçiril- Mişse de sulu yağı katılaştır- mak bir türlü kabil olamamıştı. Fakat insanlar durur mu? Birke re ip ucunu yakaladı mı, onun peşinden yürürler ve nihayet muvaffak olurlar. Bunların na- sıl muvaffak olduklarını yarına bırakıyoruz. HALKEVLERİ Halkevlerinin yıl dönümt Şehremini Halkevinden: Halkevlerinin açılışının 9 un cu yıl dönümü münasebetile hz zırlanan program aşağıya çıka» rılmıştır. Davetiyeler ev kütip Hiğinden alınır. PROGRAM : 1 — İstiklâl Marşı. 2 — Ankara Halkevinden nab len muhterem Başvekilimiz Dr olaca- Refik Saydamın nutuklarının dinlenmesi. 3 — Saat 2030 da İstiklğ? Marşı. 4 — Söz. 5 — Konser. Güzel san'atlar şubesi azaları tarafından. 6 — Temsil. Temsil şabesi a« zaları tarafından. BAVEJ Fatih Balkevinden: alkevlerinin açılış yıl dönik mü münasebetile evimizde 23/2/ 1941 pazar günü saat 1450 de başlamak üzere bir toplantı ha- arlanmıştır. Bu toplantı ve kon sere bütün azalarımızı ve böler balkını çağırırız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: