1 Mart 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

1 Mart 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 MART 1949 — Marshall plânına karşı M s:59 plânina, Avrupa- da emniyet ve sulh â- H olması yüzünden, Moskova 'a ne kadar hasım olduğu gim- di filliyat ile belli oluyor. Fran- sız, İtalyan. Belçika, hattâ İn- gütere komünistleri hep birden ayaklanmışlar ve bir harb ha- linde Rus ordularına kollarını açacaklarını ifade etmişlerdir. Şimdi fazla olarak İtalyada siyasi bir buhranın başladığı an daşıtıyor. Başbakan muavini is- tifa etmiştir. Sosyalist partisi mensubu ve binaenaleyh komü- nizme düşman olan bu zatın, şa dakikada bir buhran ve sarsıntı- ya sebep olması mantığın ve sağ- duyunun kabul edebileceği bir iş değildir. Maamafih Başbakon de Gasperi bu cekilmeyi henüz kebul etmiş değildir. Diğer tanaftan Doğu ile Batı arasında sulhun kurulabilmes çin Amerikanın şartlarının ne ol- duğunu en salâhiyetli bir Ameri- kalı gazeteci Mister Reston Nev York Times gazetesinde — şöylü hulâra ediyor. 1— Marşal plânına karşı muka vemetten vazgeçilmeli. ?— Doğuda, Moskova peykle- riyle (23) adet karşılıklı müda- fan şebekesi kurduğu gibi Batıda da Garb devletleri Birleşmiş dev- letler formülüne uygun olarak müdafaa paktları imza edebili- ler, &— Berlin ablukası kaldırılma- lıdır. 4— Avusturyanın tam istiklâ'i sağlanmalıdı Bu isteklerin hiç de müfrit ol- madığı ilk bakışta anlaşılmakta- dır. Sovyet Rusyadan, baskı altı- na aldığı memleketlerde, tazyiki azallması bile istenilmemektedi * Akdeniz paktı ile üç pakt Dün akşam Londra radyosu- 'nun verdiği haberlere göre İngi- liz gazeteleri Atlantik paktına muvazi olarak Akdeniz paktın.a da yapılması lüzumu Üzerinde duruyorlar.Türkiye sinir harbine, Yunanistan fiili harbe maruzdı İtalya ve Fransa akdenizde saht olmak itibarile hem Atlântik, hem Akaeniz paktına girmelidirler. Ayrıca İsrail ve Arab devletle- Tİ de'ayrı ve müstakil bir Doğu Akdeniz paktı yapmak mevkiin- dedirler, İsterlerse bu müstak: grupman daha geniş olan Akdeniz paktına girebilirler. Şu halde bir | Liri içine girmiş üç pakt ve s>- beke karşısında kalınacak de- mektir: Atlântik paktı, Akdeniz paktı, Doğuakdeniz paktı. İngiliz Tavharriri (Şeritator) İspanyan'n bu geniş pakt teşkilâtına girip haemesi noktasına pek temas etmek istemiyor. e Danimarkada asabiyet Danimarkadaki Polonya sefiri gazetelere bir tebliğ yaparak Da- m'markanın Atlântik paktına gir- mesinin fena olacağını söylemiş- tir. Bu hareket Danimarka gaze- telerinde teessür uyandırmış ve| iç politikaya bir müdahale sayıt- mıştır. Bahusus ki Sefir bu teb- liği Hariciye Bakanlığına yap- mamış birdenbire umumi efkâra arzetmiştir. Varşovada geçenler- de Üç Polonya sefiri toplanmıştı. Bunlar, İsveç, Norveç, Danimar- ka sefirleri idi, Bu beyanat ve tebliğ işte bu toplantı dönüşü yayı!lmıştır ve yalnız Kopenhag- da neşrolunmuştur. Diğer Skan- dizavya merkezlerinde böyle bir k ekete gahit olunmamıştır. Norveç Rus teklifini reddedecek Londra, 28 (a.a.) — <Afp> | Güvenilir bir kaynaktan öğre- nildiğine göre Norveç hükümeti Çarşamba günü bir saldırmazlık paktı hakkındaki Sovyet teklifi- ne nazikâne red cevabı verecek- tir. Ankaradaki doğumevi 3 martta açılıyor Ankara, 28 (Hususi) — Bura- da açılmış olan yeni doğum evi, Martın üçünde törenle açılacak- tır. (Baş tarafı 1 incide) nununun gelir kısmına dair olan ikinci maddesini okutmuştur. Mütcakiben D. P. adına lan Adran Menderes, Maliye Bi- kanı tarafından büdcede samimi- yet, m'lif gelir ve devlet borçları Mevzularında verilen izahati bi- rer bber tahlil ederek demiştir €Her şeyden evvel Bakan a>- kadaşınızın büdce tenkitleri Kâx kındak! bir mülâhazasını cevap- landırayım: Kendisi büdce etri- fında yapılan tenkitleri 25 sene- lik bir zamanın muhasebesi ma- hiyetinde olduğunu söyliyerek 1- leri sürülen mütaleaları bir dar- bede yersiz göstermek İstiyor ve diyor ki: «Benim temas etmek is- tediğim 1949 yılı büdcesi ile or- taya süriüen bazı fikirlerdir.> Evvelki büdeelerin tanziminde teknik mânâsile, samimiyetsizlik olduğunu ileri sürmüstük. Maliye Bakanı bir takım izahlardan son ra, samimiyetsizlik olmadığı ve büdee tahminlerile tatbik neti- celeri arasındaki farkın ancak yüzde 8 nisbetinde olduğunu söy- lüyor. Bu tarz hesap ve izahın, büdcelerin samimiyetsizliği hak- kındaki görüşlerimizin — tadilin> sebep teşkil edemiyeceği âşikâr- dır.x Ağnan Menderes, bundan son- ra devlet borcları hesaplarına te- mas ederek demiştir ki: «Belli ki Meclis, geçen yıl borç lar yekünu hakkında Sıhhatli malömat edinememiştir. Hatırlı- yoruz ki Maliye Bakanının geçen yılki büdce nutkun bereların azaltıldığı bebrtiliyordu, gu hale göre Ta- porda dalgalı borçlar yekünunun 170 milyon lira noksan gösteril- miş olmasını maksatlı bir hare- ket olarak mı kabul edelim?» Hatip, bu mevzuda Bakanın izahattan, büdce muvaze- nesini temin için masraflarda kı- sıntı yapmak değil, vergileri art- tırınak yoluna gidileceğinin an- laşıldığını söylemiştir. Hatip, devamla, şöyle demek- te — Beynelmilel Kredi Bankası (Baş tarafı 1 incide) memleketimize yüzde 4,5 - faizle kredi verilecektir . Ticaret ve Sanayi Odası dün Parkotelde Beynelmilel kredi ban kası heyeti gerefine 100 kişilik bir ziyafet vermiştir. IMAR ve KALKINMA BANKASI| LENİZYOLLARINDA TETKİK - LERE BAŞLADI Denizyolları Umum Müdür mu - avini Behçet " Osmanağaoğlu dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. — | Umum Müdür Ankarada, Bey -| nümilel İmar ve Kalkınma Banka &1 temsllcileriyle, — Denizyollarının | ibtiyaçları hakkında görüşmüş ve| kendilerine bu hususta mufassal - zahat vermiştir. Atlântik paktı anlaşılan Mosko- vayı pek sinirlendiriyor. İ DİPLOMAT Diğer taraftan bankanın — ikinci Meeclis 14 Marta kadar tatil SON —HABERLER Uludağdaki kayak müsabakaları bitti Yapılan nmumi tasnif neticesinde Avusturyalı ekip birinciliği, Türk ekip Bursa: 28 (Telefonla) — Ulu - duğdaki kayak müsabakaları bu - Bün sona erdi. Program gereğin - Ce bugün bayrak yarışmaları yı İulacaktı, Fakat mukavemette ol: duğu gibi Avusturyalılarla Yunan hların bu yarışmalara da iştirâk et memeleri sebebiyle, yarın yapıla - cak olan büyük Filalom — bugüne aunarak müsabakalar kapanmış « tr. Ayın 24 ünde başlıyan bu. mü- sabakalara her nekadar Milletle - Taram kupa müsabakaları adı ve - «Devlet masrafları ve devlet büdeeleri milli gelire ve iktisadi takatimize göre ağır mıdır, değil midir? Arkadaşlar, yükün ağır- lığı onu taşıyan bünyeye göre değişir.» Fundan sonra hatip, Bakanın sözleninden iç istikraz imkânla- rının çok azalmış olduğunu kn- bu! etmek lâzımgeldiğini belirt- miş, «Kaldı ki hükümet bu yıl alnız 40 milyon lira değil, 120 milyon liralık üç istikraz temin etmek — mecburiyetindedir» — de- miştir. Menderes, sözlerini şöyle bl- tirmeştir: «Biz, Maliyenin tahsisat veya aylıkları veremiyecek hale — gel- ini iddia etmedik, sadece gi- in kötüye doğru olduğunu ifa- de etmek istedik.» Adnan Menderesten sonra söz alan Vedat Dicleli, bu seneki büdce müzakerelerine dair görüş lerini toplu bir halde ifade et- miştir. Daha sonra büdce oya kon- muştur. Büdce 38 muhalife karşı 347 reyle kabul edilmiştir. Daha sonra söz alan Başbakan, ezcümle demiştir ki — Arkadaşlar, Demokraside iktidar idare et- mekle, muhalefet de mürakabe yapmakla mükelleftir. Bu bakım- den — kamutaydaki — muhalefet gruplarını iktidarın - kusurlarını ar.yan göz, noksanlarını söyliyen afız olarak kabul etmek-icap e- der. Bu icaba inanmış bir Başba- kar olarak karşı partiler temsil- cürrinin mütalea ve tenkitlerini büyük bir dikkatle takip ettim. Faydalı fikirleri, haklı tenkitleri kacırmamağa itina gösterdim. Fakat itiraf ederim ki, bütün dik katime rağmen, istediğim kadar faydalanmak imkânını — bulama- dım. Çünkü, tenkitlerden fayda- mabilmek için memleket işleri n., tebil rüyet mekanizması için fıtratın bahşettiği ziya 2'tında ve rormal adese ile murakabe edil- meti icabeder. Ten nin, itleri vatanscver her insa - tanımıyan ve imkânlar yet olmiyan — arzularının heyecanlı. ifaleleri Ç olarak — karşıla- Beşerl tepkilere mağlüp olmıya zak hepsini geniş bir anlayışla din b ckten başka muvafık, — muhalif Lütün arkadaşlarımın memleket işerinde bu kadar titizlik göster- melerini sevinçle karşıladım. Hepimiz bu duygu ile hareket cöcrsek memlekete hizmet borcu - imuzu ödemek yolunda birbirimiz- ie daha iyi anlaşabiliriz. Büyük milletimizin sayın vekille ri, Büteçyi kabul buyurmak sure - tile hükümete gösterdiğiniz güvene Kkalgı sonsuz minnet ve gükranla- 1M sunarken büdçenin tatbikin - Ge de daima muhtacı olacağım kıy metli yardım ve yüksek Irşadın e - #irgenmemesini ayrıca rica ede » rim, (giddetli alkışlar) Ankara, 28 (Hususi) — Mec- İrelsi Mr. Garer dün eşhrimize gel müştir. Bugün İşlelme — servislerin de tetkiklerde bulunacaktır. lis. 14 Marta kadar sürecek kısa YENİ SABAR inciliği kazanmış oldu rilmişse de gerçekte üç — milletin temasından ileri geçememiştir. Ma emafih böyle de olsa — Avusturya Yayakçılarının meharet ve mari - fetlerinden istifade etmek de bir Kazanç olmuştur., Müsabakalar sırasında bir ta « kım tertib aksaklıkları göze çarp Traştır. Cuma günkü kadınlar arasın - Gaki iniş — müsabakasında iniş ve varış hakemleri tabiri - âmiyane ile dalga geçerek ellerindeki kro - 'nametrelere tamanında basamadık Inandan yarışmaların düzeni bo - zulmuştur. — Uludağa — dâvet — edi - Kczlere bakılırsa bu . müsabaka - ların federasyona her halde — pek pahalıya malolduğu kolaylıkla anla- " Hakem olarak davet edilenle - zin çoğu uzak mesefalerden mas- roflar ihtiyariyle Uludağa celbe - dilmişlerdir. Halbuki ayni işi dağın dibinde oluranlar arasında ifa — edebilecek tirçok elemanlar vardı, Bu — düşü- nülse idi mazraflar muhakkak ya-, A yarıya indirilmiş olurdu. Bu müsabakalarda Avusturya - Mar eldden mahir kayakçı olduk- larını isbat ettiler. Fakat TTürk ço rakları da kabiliyetlerini isbattan geri kalmadılar, Ve çocuklarımız Üzerinde, lâyık olduğu — ehemmi - yetle dürülürsa — Avüstürya — kafile başkanının da söylediği gibi istik- balleri parlaktır. Bundan — dolayı Federasyonun Avusturyadan cel - bettiği antrenör August — Mayer'in kış sonuna kadar Türkiyede alı - konması çok isabetli olur. Bugünkü — yarışmalarda — alınan dereceler gunlardır: Bans75.1 (Avusturya) — birinci, Egon 76,1 (Avusturya) ikinci, A- lolz 82 (Avusturya) Üçüncü, Se - lemi Sakarya 82,6 (Türk) dördün cü, Dursun Bozkurt 86,5 — (Türk) beşinci gelmişlerdir. “Yapılan umumi tasnif neticesin Go birinciliği Avusturyalılar ikinci BBL Türkler kazanmıştır. Dağdaki bir kısım kayakçılar bu Bün şehre inmeğe başlamışlardır. Yarın da diğer kafileler gele - cektir. — Sabri A, TÜRKOZAN Meclisten notlar (Baş tarafı 1 incide) ba dinç bir eda ile müzakereleri takip ettikleri görülmüştür. Ma- amafih, öğle yemeklerinden tons! ra da inisiyatif gençlerde idi. Son toplantı bir çok hoş sah- nelere vesile vermiştir: Saat 19 celsesi bittiği zaman kuliste (A-) man rica ederim, şu benim reyi- mi seninki ile beraber atıver, has- tam var) gibi birçok ricalar du- yulmuştur. Hattâ, (Gider, bir müddet son- ra da münasip tarzda bir yolunu bulurum) diyenler de oldu. Fakat muvaffak olamadılar. Çünkü, ek seriyeti bozmamak için, bir kı- sım muzip zevat Meclis kapıları- 'nı tutmuş ve dışarı çıkmak imkâ- nı kalmamıştır. Bittabi bunlar işin lâtifesi. Gelelim asıl hakikate: Büdce müzakerelerine ayrılan zaman az dır. Müzakerelerin — son günleri büdceler üzerinde denetleme im- kânları kalmıyor. Denetlemeden ziyade tememniler ileri sürülüyor ve tenkitler de biraz aynı oluyor. İhtiyar edilen bu çalışma şeki insan tahammülünü aşan bir şe- kildir. Bölümlerde milyonları i- fade eden rakamlar sürat yarışını andırıyor: Yüz binin, beş yüz bi- nin lâfı mı olur? Bütün hüsnü niyete rağmen bu gekil sakattır. Millet işlerinin se lâmeti için düzelmesi lâzımdır. Ö- nümüzdeki sene tekerrür etme- mesini candan tememni ederiz. Son safhada müzakereler o ka- dar hızlı ve başdöndürücü bir hal almıştır ki matbuat mümessille- ri bile bunu — efkârı umumiyeye bir tatil kararı vermiştir. « HAZRETİ ÖMLER: Yazan: KADIRCAN KAFLI ÇIKAN kıisı, Milâddan sonsa 600 yılında Mi Müddet sonra bu mıkdar 39 a çık: Kuvvetlenecek ve pulperestlerle m tir. Pulperestler bu halden endişe ederek O, Üldürmesi tçin vazifelendiriyorlar; Tman olduğunu öğreniyor ve kendisi do v orada kuvvet topluy, 'de bozguna uğratıyor, fakat bu bozgun onları Üler (putperestler) kuvvet toplayarak Muhammed'in kuvvctle med Medine'yo hicret ediyor, vum ediyorlar. Uhud dağı etekleri Düşman tarafından göğsüne indiri #a bir. hendeğa yuvarlanmasına 80 *ned öldü». zannederek — ümitsizliğe *ehabda “di. Habuki Peygombere birşey & Gineyo döndü, AMüslümanlık durmadan yayıl * Peygamberin bir kolu Ebu Be kirse, diğer kolu da Ömerdi ve her işte onun fikrini a: Or; O- MLARIN HULASASI manların iLer, B ücode sayısı 37 'der 40 olursa dir. — Bir Müslümanlar Alecek duruma geçecek- eri, Hazretı Muhammedi Ümer, kardeşi Fatma'nın da Müs. üslüman oluyor. Muhams or, butperestleri Bo Yıldırmıyor. Kureya rine hü- dade tekrar savaşa — tutuşuyorlar. len bir kıliç darbest Muhammed. bep oldu, Müslümantar, düştüler. — Ebu «Muhama Büfyan da ayni vımamıştı. O gün akşam üzeri Me iyordu, (Devamı aşağıdadır,) nun yardımına, bağlılığına, fe- dakârlığına şahit oluyordu. Her hangi birinin İslâmlık veya o- Tefrika No. 9 söz söylediği duyulursa Ömer: — Ey Allahın Resulü, izin ver de gidip o kötü kişinin boy- nunu vurayım! 'Diyor; lâkin Muhammed çok zaman müsaade etmiyordy. Peygamber, Uhud savaşı sıra sında ve ondan sonra Müslüman lara ihanet eden Beni Nazir ve Beni Kaynuka Yahudilerini Me- dine ülkesinden sürüp attı; bun lardan mühim bir kısmı Haybe- re sığındılar, Yahudi reisleri Mekkeye gide- rek Mühammede kargı Kureyg- lilerle ittifak ettiler; Arabistan yarım adasının ortasında Necid kabilelerini de kendi taraflarına gektiler. Böylece on bin kişiden gok olan bir kuvvet Medine Üze- rine yürüdü; komutanlığı Ebu Büfyana vermişlerdi; bayraktar lığını Ebu Talhanın oğlu Osman yapıyordu. aksettirmekten aciz kalmıştır. He man Müslümanların ileri gelen- lerini topladı ve danıştı. İranlı olup Muhammed tarafından sa- tın alınıp azad edilen Selman Fârist dedi ki: — Ey Allahın resulü, bizim memleketimizde bir. şehir Üze- rine düşman saldıracak olursa etrafına hendek kazmak ve böy lece savunmak Âdettir. Medinenin sahraya karşı olan kısmında evler seyrekti; büyük tehlike o taraftan gelebilirdi. Peygamber o zamana kadar A- rapların hiç bilmedikleri bu harb usulünü pek beyendi; der- hal gehrin etrafına hendek ka- Zılmasını emretti. Kazma, kü- rek aldılar. Bütün Medineliler hemen işe koyuldular. Peygam- ber de halkı tegvik için hendek kazıyor, toprak taşıyor, külünk le kayaları parçalıyordu. Altı gün geceli gündüzlü çalıştılar ve Muhammed - onların başların- dan asla ayrılmadı Kâfirler gelip Uhud dağı cl- het durdular; Medineliler sullerini kaldırmış oldukla- rından zarar vermediler. Müslümanların sayısı üç bin- di ve otuz altı atlıları vardı l asnzamnene BAYFA: © Ço Sapan Taşı İŞüphe bir nura doğru| koşmaktır! Fahri Kurtuluş, <Vatan Ve Aşk» adlı'filmin aleyhin- de bulundu;. «Cumhuriyet> gazetesi, bu filmin kat'iyen komünist propagandası yap madığını iddia etti. Fahri Kurtuluş, «Cumhu- riyet> gazetesi aleyhinde at- tı, tuttu; «Cumhuriyet» ga- zetesi Fahri Kurtuluşa ver yansın etti, arkasından da «Vatan ve Aşk» filminin ro- manını tefrikaya başladı. Biz, «Cumhuriyet> in yay- Tum ateşine Fahri Kurtuluş- tan mukabele beklerken o, ortalıktan kayboluverdi. Allah, Allah! Yoksa bu karşılıklı veriştirmeler cid- di değildi de, «Cumhuriyet» gazetesi tefrika edeceği ro- mana reklâm mı yaptırıyor- du?! S BiTTi, FAKAT — Başmakaleden devam — den öğreniyoruz ki vergilerin da- çılma tarzı âdil ve düzgün değil- dir. Binaenaleyh bir kısım mü- kellefler kazançlarına nazaran az vergi öderken diğer kısım mükel- lefler kazançlarının devede kulak bir kısmını bile ödememektedir- ler. Ve işin en acı tarafı çok ka- zanan tacirler ve sanayi erbabı az ödemekte hele bazıları hiç bir gey vermemekte, zavallı hizmet erbabı, memur, müstahdem, İşçi vergi ağırlığının bütün zahmeti- ni taşımaktadır. Tasavvur buyu- rulsun ki memurlar muayyen ka- demelerde aldıklarının yüzde o- tuz beşini vergi olarak tesviye et- mektedirler. Hele şirketlerde bu tesviye edilen miktar bazan yüz- de kırkı aşar. - Binaenaleyh ver- ginin ancak kazancın dörtte biri olduğu kuru bir nazariye ve vâhi bir iddindır. Demokrasi hevesine kapılalıbı ri dört büdcedir ki böyle geç Her hükümet gelecek yıl büdeesi üzerinde ciddi tenzilât yapacağını söyledi. Şemseddin Günaltay hü- kümeti de ayni iddiadadır. Acaba bu kabine 1950 yılı büdcesini ha- Hırlamak için lâzım gelen ömre malik olabilecek midir? O İadar yaşarsa bugünkü sözünü tutacak mdet ü Bunlar bir takım suallerdir ki, bütün Türk mükelleflerini lendirir. Seçim yılı önümüzdedir. Ağır büdce ve ağır külfetlerle 0- muzlarımıza — binenler - bizlerden yine güven reyi istiyebilecekler mi? Bu memleket onlara reyini verecek mi? YENİ SABAH Ertuğrul Şevket Kravçenko dâvasi — Baştarafı 1 incide — «Rusyayı ziyaretim — sırasında Stalinle bir saat müddetle gö- Tüşmüştüm. Vekarı ve yüzünün muntazam hatları üzerimde de- rin bir tesir bırakmıştır. Halbu- ki Kravçenkonun kitabı kendisi- ni aynı şekilde tarif etmemekte olup, kitaptaki tasviri gülünç bir karikatür telâkki etmekteyim.» 20 dakika süren şahadeti sıra- sında, Johnson, Kravçenkonun kitabına pek az temas etmiş, fa- kat kendisinin yazdığı 3 kitaptan uzun uzadıya bahsetmiştir. Bu- nunla beraber eKızıl Papaz» Kra' çenkonun kitabında anlattıkları- nn Rusyayı ziyareti — sırasında kendi gördüklerine — uymadığını söylemiştir. le üstad Feridun Fikri riyaset ma kamını işgal ettiği zaman müza- kereler daha enteresan oluyor- du... Bu gekilde bir büdce müzake- resinin bir daha tekerrür etme- mesini —Arvas diliyle söylemek lâzım gelirse— Cenabı Haktan niyaz eyi Adil AKBA manlığı ortadan kaldırmak üze- re büyük bir hücuma geçtiler; fakat karşılarına gayet geniş ve derin olan hendek çıkınca durdular; öteyi beriyi dolaştı- lar; geçecek yer - bulamadıla Müslümanların attıkları oklar- la ve sapan taşlarile bir çok k yıplar verdiler; kendileri de a; ni gekilde savaşmak kaldılar, Bu sırada Yahudi kabilesi B ni Kureyzenin Kureygşlilere al- dandıkları, Medineye gece bas kını yapacakları duyuldu. Pey gamber onların kalelerine adam lar gönderip nasihatte bulundu, fakat faydası olmadı. Medinelilerde açlık vaziyeti başladı; Kureyşlilerle müttefik- lerinin erzakları vardı; - fakat bir hendek önünde günlerce du- rup Ok veya sapan taşı atmak- tan usanıyorlardı Bu arada kâ- firlerden altı atlı hendeğin iyice kazılmamış olan bir noktasından atlıyarak girdiler; diğerleri gir mediler, Ba) da zoru Bu atlılardan Amr ibni Ab- duvved meydan okuyarak İçinizde bana karşı çıka- cak yok mu? /Devamı var) “Büdce Müz. (Baş tarafı 1 incide) yyan bu konuşmanın bilhassa mu- halefeti anlayış ve karşılayış ba- kımından ayrı bir kiymet - ifade ettiği belirtilmektedir. Bir hafta geceli gündüzlü devam etmiş 0- lan müzakerelerin sonunda bu bir haftanın intıbaları hükümet görü gü olarak Başbakan tarafından ifade edildiği bugün, muhtelif si- yasi grupların da büdce müzake- releri karşısındaki düşüncelerini öğrenmeğe çalıştım. Hilmi Uran ne diyor? CH, Genel Başkanvekili Hil- mi Uran, büdce müzakereleri hak kındaki intıbalarını bana verdiği gu beyanat içinde toplamıştır: — Bu sene büdcesi daha müte- kâmil ve daha tatmin edici İ vazifelerinin sahibi ve ehli olan bakan arkadaşlar da büdcelerini çok vazıh müdafaa ettiler. Fakat biz büdce için muhalefetten zaten tenkit bekleriz ve bunu onlar i- çin bir vazife tamırız. Nitekim, Meclis umumi heyetindeki büdce müzakereleri her sene olduğu gi- bi bu sene de muhalefetin geniş bir tenkidi altında geçti. Yalnız bu seneki müzakereleri geçen se- nelerden ayıran göze çarpan va- sıf bu tenkitlere bu defa muhale- fetin çoğunluğunca incitici, kırıcı sözlerin katılmamış ve muhalefet saflarındaki birçok arkadaşlarca bu sene yumuşak konuşmağa ih- timam edilmiş olmasıdır. Belki bizi böyle bir zan ve telâkkiye götürmekte senelerin verdiği a- lışkanlık da âmil olmaktadır. Ma- amafih ne de olsa her halde bir konuşma ve münakaşa etme tekâ- mülünün mevcudiyeti muhakkak- tır ve bu da rejimin elbette hay- rınadır. Büdcenin tatbiki deva- mınca şahidi olacağımız muhalfet tenkit ve mürakabelerine de ya- pıcı bir zihniyetin hâkim olmasını yurdun hayrına olarak temenni ederim.» Osman Köni'nin sözleri Millet Partisi Meclis Grupu Başkanı Osman Nuri Köni de ba- aa aşağıdaki beyanatı vermiştir: — 949 yılı büdcesi iki aylık bir gecikme ile nihayet Büyük Millet Meclisinde müzakere ve kabul e- dildi. Bu sırada esaslı münakaşa- lar oldu. Tenkitler daha ziyade ölçüler ve prensipler üzerinde te- merküz ettirilmişti. Bir haftalık müddetin verdiği imkân ve mü- saade dairesinde faydalı hususlar görüşüldü. Hükümetin âtideki ic- raatına temel olabilecek fikirler ortaya atıldı. Çünkü Büdcenin müzakeresi esnasında bahis mev- zuu olan ekseri noktalar istikbal- de hazırlanacak büdcelere ve âm- me hizmetlerine taallük eden mü- essir hüküm ve vasıfları ihtiva ediyordu. Hükümet isterse yapıcı mütalâalardan istifade edebilir, Millet Partisinin bu yoldaki ten- kitleri bütün mânasiyle prensiplel re ve sisteme teveccüh ettirilmiş tir. Parti memlekette ferahlık ve huzur yaratacak faaliyetlerin yer bulması için gidilecek yol hak- kındaki düşüncelerini öne sürmüş tür. Biz, bu yerinde olan tenkit- ler'n hüsnü telâkki edilerek icap- larının yerine getirilmesini ve fi le çıkarılmasını görmekle inşirah duymak isteriz. Aksi takdirde büdce müzakereleri bir gösteriş olmaktan ileri geçemez ve «Vara- kı mihri vefayı kim okur kim Müessif ölüm Hâkim Bezat Aulş ve Mustafa İvrizin babaları Kayserinin tanın - Ta:ş allesinden İnşoat Müteahhitli- gile meşgul 1 Bay Hasan İvriz bu kerre müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak Hakkın Rahmeti- ne kavuşmuştur. Cenazesi — bugün Usküdar İnadiye Gündoğumu cad- desi 102 No. Ju hanesinden — saat 10—11,00 raddelerinde — kaldırıla -| rak Üsküdar Yeni Camisinde öğle tamazını mütcakip Karaca Ahmet- tuki âile mezarlığına. defnedilecek ür. Allah rahmet eylesin NOT: Cenazesine çelenk gön- derilmemesi rica olunur. omameimmm e Ali bu meşhur pehlivanla dövüş mek istedi; ancak üçüncü defa rica ettiği zaman Peygamber kabul buyurdu; Aliye kendi zır hını giydirdi; kendi kılıcı olan Zülfükar» 1 da kuşattı, sonra dua etti: Ey Allahım, amcam Ubey- de, Bedirde ve diğer amcam Hamza Uhudda şehit — oldular. Yanımda bir amcam oğlu Ali kaldı; sen onu koru, beni yalnız bırakma! Ali henüz gençti; yaya ola- rak meydana çıktı. İki ordu sey- re durdu. Ali önce Amr'ı hak dine dâvet etti. Amr bir kahka- ha attı ve dedi ki Bu ağızla bir kimsenin kar şıma çıkacağı hatırıma gelmez- di. Sen kimsin? — Ali ibni Ebu Talib'im!... Senin amcaların içinde meydana çıkacak yaşlı başlı bi- ri yok mu idi? A kardeşimin oj lu; senin ağzın henüz süt ka kar! Ben senin babanla çok v: uyandırdığı akerelerinin intibalar ler» meşhur sözü fermanı fer)| ma olur gider.» A, Tahtakılıç da diyor kl Müstakil Demokratlar adına Ahmet Tahtakılıc da büdce mü- zakerelerinin sonunda grup adı- na şu beyanatı vermiştir: — CH.P, ekseriyeti yeni hükü- meti teşkil edenlerin geleceğe ait vaidlerini alkışladı. — Muhalefet grupları, birbirini takiben gelen hükümetlerin siyasi ve iktisadi sahada elle tutulacak işler yapı madığını ortaya koyarak bu al- kışların boşa olduğunu tenkitle- riyle isbata çalıştı. Bu arada 5 dakikalık konuşma tahdidi şüp- hesiz Meclis hayatımız için acı bir hatıra olarak kalacaktır. Ye- ni hükümetin 180 milyon liralık büdce açığı karşısında 8 milyon liralık bir tasarruf - gayretinden sonra 22 milyon lirayı aşan ta- sarruf tekliflerini kabul ettiremi- yen grupumuza ise bu memleke- tin kaderini; Şşahıslar üzerinde prensiplere bağlı ve politika faa- liyetlerinde doğruluktan ayrılmı- yan Demokrat ruhlu vatandaşlar tarafından iyiye götürülebileceği hakkındaki inanışına daha çok kuvvetle bağlanmış bulunuyor.» Bu mevzuda D.P. nin görüşünü öğrenmek istedimse de gerek Ce- lâl Bayar, gerek Adnan Mende- res bu mevzuda beyanatta bu- tunmak istememişlerdir. Aşk yüzünden cinayet — Baştarafı 1 incide — sarında iki rençber, aynı kızı sev-| dikleri için — geçinememektediler.. Zamun zaman kavga eden bu genç ler bu sabah — köyün kahvesin - de sevdikleri kız yüzünden kavga- ya tutuşmuşlardır. Bir aralık kav| ga Korkunç bir hal almış ve her| ikisi de silâhlarım - çekmişlerdir. Bu esnada kahvede panik başla -| miştır. Karşı karşıya kalan iki ra kip birbirine ateş ederek muhte - hC yerlerinden — yaralanmışlardır.| Yarası ağır olan Nüri Bozkürt — az sanra ölmüş, yaralı haliyle kaçma ya teşebbüs eden Muharrem — jan-i Gamalar tarafından — yakalanmış- tır. Sarı Yalçın köyünde işlenen ci-| nayetin sebebi de aşk olup — öteden beri bu köyde oturan — Muhittin Bezkurt köyün en güzel kızı olan| Fatmaya gönlünü kaptımıştır. Fat) ma Muhittinden hoşlanmadığı için| her zaman aşkını reddetmiştir. —Bu tün sabah Fatma çeşme — başında| sa doldürürken Muhittin - yanına| gelmiş evvelâ beraberce kaçma - ları için teklifte bulunmuş, kızın| reddetmesi Üzerine atına aldığı gi Di kaçırmava teşebbüs — etmiştir, Çevik bir kız olan Fatma kendi £i attan aşağıya atmış, buna nirlenen Müuhittin: (Ben de seni başkasına mal et mem) diyerek — tabancasını çek -| ILiş, Fatmaya ateş etmiş ve ölüm Mu - Fatmanın derecesinde klftin — yakalanmıştır. Puyatı. tehlikededir. yaralamıştır. Avam kamarasında — Baştarafı 1 incide — tü. O zaman Türk çevreleri, böy- le bir ittifak kurulması yolunda, teşebbüsler olmadığını ve ancak Kuzey Atlantik savunma — paktı meriyete girdikten sonra, bir Ak deniz savunma paktı ile ilgili te- şebbüslerin yer alabileceğini be- lirtmişlerdi. ” Avukat İbrahim Ali Pariste vefat etti (Baş tarafı 1 incide) bir muharri rdeğil, hayır işleme- yi sever, yüzlerce fakire kendini belli etmiyerek yardım etmekten zevk duyar kâmil bir insandı. Uzun zamandanberi gazetemize «İdareci> imzasile iktisadi, idari, ilmi fıkralar yazmış olan İbrahim Âli, bir buçuk ay önce Avrupaya gitmiş, hottâ Paristen gazetemi- ze, bir kaç Paris mektubu yaz- muş, çok ince bir tetkik ve derin bir görüş mahsulü olan bu yazı- lar yine İdareci imzasile son haf- talara kadar gazetemizde çıkmış- ti. İbrahim Âlt Erberk, Mülkiye ve Hukuk mezunu olduğu gibi İlimler mektebinden de diplomalı idi. Dahiliye Vekâle- V Vilâyetler Umum Müdürlüğün- de, Siyasal Bilgi'er İdare Huku- ku Profesörlüğünde bulunmuş, het vazife ve hizmette temayüz etmiş, ileri görüşlü bir devlet v ilim adamı idi. Pariste 25/2/949 günü vefat e- den İbrahim Âlt Ezberkin cena- zer'nin Martın 4 Üncü günü ha- reket edecek vapura - yetiştirile- rek İstanbula nakline çalışıldığı- n haber aldık. Ölümüyle bizi derin teessüre üren merhumun kederli nile- üne sabırlar dileriz. YARIN AKŞAM MELEK Sinemasında kit kardeş gibi görüştüm; şim- di senin kanını dökmek — bana Büç gelir! | “ “Vasfi Basid Seviı ve sinema dünyasının iki büyük yıldızı: CORNELL WİLDE — MAUREEN O'HARA şahâne bir surette yaratılan 17 milyon borcu oîı; bir Belediye — Baştarafı 1 incide — Geçen toplantıya ait zabit hus lasası okunduktan sonra gündera gereğince imar plânlarının mü- zakeresine başlanmıştır. Kabataş - Dolmabahçe — sahil kısmı imar plânı müzakeresi &ı- rasında Üyeler tarafından — maç günlerinde staddan çıkanların kolaylıkla ve çabuk olarak nakle- dilmesi için Dolmabahçe rıhtımın da bir iskele yapılmasını derpiş eden teklif ile plân kabul edil- miştir, İmar plânlarının müzakeresi sırasında söz alan Hamdi Rasim Bütün, Belediye imar — müdürli ğü çalışmalarından halkın — gid- detle şikâyet eti kanunsuz isteklerin yüksek —makamlarca desteklendiğini ve bu yüzden de işlerin çıkmaza girdiğini; yeşil saha yapılacak diye istimlâk olun ması düşünülen yerlerin, istimlâ- kinde güçlükler doğduğu takdir- de istimlâkinden vazgeçilmesinin vatandaşlara büyük faydalar sağ lıyacağını söylemiş; Vali, bu tek- lifin yerine getirileceğini bildir- miştir. Kadıköyünde, Acıbademde ilk okul öğretmenleri yapı sandığı nn evler yaptıracağı sahanın; A- yaspaşa - Meclisi Mebusan cad- desinin ve Fatih camii, Edirne- kapı cihetinin imar plânları ka- bul olunduktan sonra Dolmabah- çe gazhanesinin nakli ve tarife formülü hakkında geçici komis- yon tutanağnın müzakeresine ge- çilmiştir. Geçici komisyonun —mazbata- sında gaz tarifesinin formülünde fiatın ayarlanması için doların e- Sa8 alınması şiddetli münakaşa- lara sebebiyet vermiş, Türk lira- sının esas alınmaması izzeti nefis meselesi telâkki edilmiş; fakat neticede formül aynen kabul 0- lunmuştur. Bu konuda söz alan Vali; for- mülün Bayındırlık Bakanlığınca tanzim edildiğini; müstakar para olarak piyasada dolar ile İsviçre frangının bulunduğunu, formü- lün de bu sebepten dolar esası üzerinden hazırlanmış olduğunu ümit ettiğini söylemiştir. Uzun süren münakaşalardan sonra gazhanenin Hasköye nakli hakkındaki mazbata da kabul e- dilmiş; bundan sonra Hal tarife- Sinin müzakeresine geçilmiştir. Bu konuda söz alan İlhami madığını; ucuz meyva ve sebze satışının yalnız Hal vasıtasile hal ledilemiyeceğini; bu sebeple şeh- rin her kazasında Sabit. pazar yerlerinin kurulmasının daha mü nasip olacağını söylemiş; Bur- han Felek de, gündemin pek yük- olduğu cihetle, sabahlamamak için üyelere 5 dakikadan fazla ko- nuşma müsaadesi verilmemesini teklif etmiş, bu teklif kabul o- lunduktan sonra müzakerelere devam edilmiştir. 10 kadar üye konuştuktan sonra mazbata bazı tâdillerle ka- bul olunmuştur. Sporculara yardım derneğine 35 bin lira verilmesi hakkında büdce komisyonu tutanağı görü- şüldüğü sırada söz alan Burhan Felek yabancı memleketlerde bay rağımızı şeref direklerinde dal- galandıran amatör bir sporcumu zun, bunun mukabilinde maddi bir yardım bekleyebileceğine ih- timal vermediğini; bu paranın sporculardan ziyade sporculuğu- muza yardım için ayrıldığını zan- hettiğini söylemiş; İsmail Vefa ise, Londra dönüşü sporcularımı- za bir çok vaidlerde bulunulduğu halde hiç birisinin yerine getiril- mediğini beyanla, şimdi Avrupa turnesine çıkmak üzere bulunan güreş ekipine, Londra Olimpiyat- larında büyük zaferler kazanan- lardan ekserisinin iştirük etme- diklerini bildirmiştir. Mazbatanın kabulünden sonra Taksimde inşasına başlanan tiyat ronun bir an evvel ikmali içii 6 milyonluk istikraz akdini der- piş eden tutanak hakkında Vali izahat vermiştil Vali bu izahati sırasında İstan- bul Belediyesinin eskiden kalma 20 milyon 200 bin lira borcu ol- duğunu; fakat bunun ödenerek 8 milyona düştüğünü, yeniden 9 milyon borçlanılmak suretile bu- gün ceman yekün Belediyenin 17 milyon borcu olduğunu söyle- miştir. 50 otobüs alınması; E.T.T, oto- büslerinde tenzilâtlı tarife ve pa« soların devamı, hakkındaki maz- batalar da kabul edilerek toplan- tıya son verilmiştir. İranda sıkı yönetim Tahran, 28 (a.p.) — Dün gede ordu resmi kaynaklarından veri- len haberlere göre ordu garnizon- larının bulunduğu bütün yerlerde sıkı yönetim ve sokağa çıkma yas sağı ilân edilmiştir. Büyük mevzu... Zengin ve ihtişamlı sahneler... RENKLİ filmlerin en güzeli

Bu sayıdan diğer sayfalar: