20 Mayıs 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6

20 Mayıs 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

OCA Yusuf, yahut Bü- Km Yusuf, Dellorman'ın 'Kareli köyündendir. Bu büyük Türk pehlivanına Büyük Yuzuf denmesinin sebebi; O sıra- karda daha iki «Yusuf> pehlivan den ayırmak için Tophaneli Yü gaf, Küçük Yusuf ve Büyük Yus muf derler. . Büyük Yusuf pehlivan Abdül. Bamit zamanında yetişmiş, Kolue nun kuvvetiyle - başpehlivanlığa kadar yükseldikten sonra Avru- pa ve Amerikaya da gitmiş, hiç mırtı yere gelmeden önüne çıkan pehlivanı yenmiş ve cihana «Türle gibi kuvvetli> darbı meselini ka- zandıran büyük dev pehlivanla- Kımızın alemdârı olmuştur. 'Yüz yirmi okkalık bir vücudu vardı: Boyu bir metre 90 santim eivarında Jdl. Kollarının uzunlu- Hu ve pençelerinin kuvveti dillere destandı. Bugün Avrupada ve bil. hassa Amerikada birçok &por klüplerinde Koca Yusufun resim- Jeri, Amerikada bir de heykeli var dır. Değirmi çehreli, güler yüz- , açık alınlı, sivri çeneli, —hoş- sohbet bir babayiğitti. Aşağıya doğru düşük uzun bıyıkları ken- Gisine çok yakışır ve - büsbütün heybet verirdi. Koca Yusuf, Osmanlı impara- torluğu başpehlivanlığını, Kel A« liço gibi bir devden almıştır. Kel “Aliço, Sultan Azizin meşhur ve yenilmemiş bir başpehlivanı olup, #am 26 sene imparatorluğun baş pehlivanlık tahtında oturmustu. Koca Yusuf meydana çıktığı za- man 56 yaşında İdi. Çok çetin geçen ve berabere biten iki gü- Teşten sonra Koca Yusufun kar- pısında rakip olarak sadece Adalı Halil kaldı. Koca Yusuf, diğer rakipleri Kurtdereli Mehmet peh- Hvanı, Hergeleci İbrahimi, K Tancıyı, Rüstemi meydandan çı- karmıştı. Adalı ile yaptığı güreş- ler çok çetin olmuş ve ekseriyet- le kavgalı, münazaalı sona ermiş- tir. Yusuf, bu büyük rakibini iki defa da bozuk düşürmüştür. O- 'nun için eskiler Koca Yusuf peh- livanı Adalı Halilden yarım göm- lek yukarı addederler ve bu, doğ- Tudur. Koca Yusuf, Türkiye başpehli- vanlığını Ihlamurda Hacı Hüse- 'yin bağında Katrancı ile yaptığı güreşte almıştır. O sıralarda Ab- dülhamit büyük pehlivanlar ara- #ında bir huzur güreşi tertip et- mek kararını vermiş ve memle- kette ne kadar tanınmış pehlivan varsa hepsini İstanbula davet etmişti. O sırada Aliço 56 yaşın- da olup hâlâ Türkiye başpehliva- ni bulunuyordu. Bu güreşte Ali- ço, Koca Yusuf ve Katrancıdan biri Türkiye başpehlivanı ilân e- dilecekti. Fakat Abdülhamit her nedense huzur güreşinden vaz- geçti. Kendisi esasen pehlivan- ları sevmezdi. Sebep de, amcası Bultan Azizin iki pehlivan tara- fından öldürülmüş olduğu riva- yetine inanması idi. Pehlivanlar İstanbulda toplandıktan sonra koz larını kendi aralarında paylaşma- Ba karar verdiler, Aliço, Koca Yusufa meydan okudu. Fakat Koca Yusuf kalkarak ihtiyar A- liçonun elini öpti — Sen hepimizin ustasısın!. Müsaade et de biz Katrancı ile gü Teşimizi ayıralım! dedi. Aliço buna razı oldu ve Koca Yusufla Katrancı, Hacı Hüseyin bağında meşhur iddialı güreşle- Tini yaptılar. Katrancı da Koca Yusuf aya- rında çok iri ve çok kuvvetli bir pehlivandı. Cesareti ve alaturka Büreşin inceliklerini bilişi dillere destandı. İki pehlivan arasında- ki boğuşma tam 45 dakika sür- dü ve Koca Yusuf çetin bir gü- Teşten sonra Katrancıyı künde ile aşırarak yendi. Kel Aliço bundan sonra güreşi bıraktığından Koca Yusuf bu sı Tetle Türkiye başpehlivanı oldu. Koca Yusuf bundan sonra Kurtdereli ile Geliboluda karşı- laştı. Bu güreş de çok çetin ol- du. Müthiş bir boğuşmadan son- Ta Koca Yusuf Kurtderelinin kis- betini yırttı ve kucağına alıp yü- Tümek suretiyle mağlüp etti. Artık kalın manda derisinden yapılmış kisbeti kâğıt gibi yırtan pençelerdeki kun nün! Koca Yusuf güreş hayatında Badece üç pehlivanı adamakıllı yenerek Meydandan çıkarama- mıştı. Adalı Halil, Hergeleci İbra- him ve Çolak Mümin... Maama- fih bunlarla yaptığı güreşlerde de ekseriyetle hâkim güreşmiş- tir. Koca Yusufu Avrupaya götür- mek ve dünyaya Türk kuvvetini tanıtmak şerefi aslen Tatavlalı olan Piyer adında bir Rum'a ait- tir. Gençliğinde güreş de yapmış ve Türk pehlivanlarının kuvveti- 'Ni yakından öğrenmiş — olan bu Rum, Koca Yusufu, Filibeli Kara Ahmedi ve Kara Osmanı alarak yirminci asır başlarında — Parise götürdü. Ancak o zaman Avrupa- daki güreşler hep Greko - Ru- Hen tarzda yapılırdı. Avrupada Berbest güreş yoktu. Mösyö Pl- yer, Türk pehlivanlarına evvelâ vveti siz. düşü- bu güreşi az buçuk öğretti. Ve Türk arslanları Avrupadaki gü- reşlerini bu usulle, yâni alafran- ga olarak yaptılar. Koca Yusuf, Pariste ilk güre- gini zamanının tanınmış bir peh- livanı olan Fransız Furniye ile yaptı ve bu kuvvetli — pehlivanı tam dokuzuncu dakikada sırtüs- tü yendi. Pransız halkı bu kuv- vet harikası karşısında — gaşırıp Kalmıştı. İkinci güreğini Fenelon adında Fransız şampiyonu ile yaptı, O- nu da on dakika içinde sırtüstü yendi. Alafranga güreş bilmiyen bir pehlivanın bu kuvvet Yö maha- Teti hakikaten gaşılacak bir gey- di. Fransız gazeteleri” kendisini Ü, Y SN Bgöke çıkarıyorlardı, Nihayet Yusuf nâmoğlüp bir pehlivan olan ve Fransız arslanı namiyle göhret kazanan Pol Pons İle karşılaştı. Koca Yusuf, herke- Bin hayreti karşısında bu namdar Ppehlivanı da Üstüste iki defa ko- laylıkla yendi. Bu suretle Av- Tupada kendisiyle boy ölçüşecek pehlivan bulunmadığı anlaşıldı. Koca Yusuf Pariste Hergeleci İbrahimle de güreşmiştir. Türk Pehlivanlarının akıl almaz — kuv- yetlerini gören Fransızlar, Türk- lerin milli güreşlerini de merak etmişler ve bunu da görmek he- vesine düşmüşlerdi. Organizatör- ler hemen İstanbula haber gön- dermişler ve yağlı güreş yapan iyi bir pehlivan istemişlerdi. y '/r?— H ,';ı/// z Bunun Üzerine Hergeleci rahim çırağı Kara Ahmedi yanı- 'na alarak Parise geldi. Koca Yu- Bufa kargı Kara Ahmedin güreş tutması isteniyordu. Fakat Ko- ca Yusuf haklı olarak bunu red- detti. Hiç ustası varken çırağı İle tutar miydi? Bu süretle Her- geleci İbrahimle do tutuşması ka- rarlaştırıldı. Güreş gecesi binlerce — seyirel içeri girememiş ve dışarıda Kal- mıştı. Görülmemiş bir seyirci küt lesi Türk güreşini görmek için koşmuş, fakat yer bulamamıştı. İki pehlivdh kisbetlerini giyerek yağlanmışlar ve peşreve başlamış lardı. Halk bu ahenkli ve yiğitçe çırpınışları hayran hayran seyre- diyordu. Başta Koca Yusufun | ZM '/ DN İZARM N *Ç* N " y) ş'[ll"yı;#;ç! *" V, Ü Nu M Mi l n 'e . İb-yendiği meşhur Fransız pehlivanı Pol Pons olduğu halde birçok Fransız güreşçileri de güreşi sey- Te gelmişler ve ön sırada yer al- mışlardı. Güreş çok sert — oluyordu. İki pehlivanın da birbirlerinden alı- nacak hesapları vardı. Memleket- to bir türlü birbirlerini hâkkiyle yenerek ortadan çıkaramamışlar- dı. Şimdi bu fırsatı.Pariste — ele geçirmeğe çalışıyorlardı. Güreş gittikço şiddetleniyordu. Kargılıklı"el enseler ve tırpanlar gırla gidiyordü, Bir ara Hargele- & paçalara daldı. Koça Yutut da hemen uruğu yurarak Hergeleçi nlîm.l öldüresiye Boğdu. Herğı eclnin gözleri yu- valarından fırlamıs, dudağı pat- V oe İN b lamış ve ağzından kan gelmişti. Bu vaziyet karşısında seyirci, ler ayaklandılar. Müthiş gürültü; ler koptu. Nihayet işe polla kar rıştı. Hava elektriklenmişti. Hergeleci - paçaları birakınca Yusuf da boyunduruğu çözdü. İki pehlivan tekrar güreşirlerken bu sefer Hergeleci ustaca bir oyunla Koca Yusufu bastırdı. Fakat gü- rültü hâlâ devam ediyordu. Türk pehliyanı da bunun gebebl: nİ bir türlü anlıyamıyorlardı. Öğ- lara ne Idi? Burada güreşen kön- dileriydi. Ne diye bu SE- TÜ çıkarıyorlardı? Gürçe — gü: Teşti? Bunda acımak, merhametli davranmak olamazdı. Hasım a- â'ıı' geldi mi, kargısındaki pes e- İer ve böylece güreş de biterdi, Hergeleci yerde Yusufa blr gey yapamadı ve Koca Yusuf bir fır- satını bularak tekrar ayağa kalk- Heı Güreş tekrar ayakta başlamış- ca Yusufun paçalarını tekrar eli- tı ki Hergeleci birden dalarak Ko- 'ne geçirdi. Koca Yusuf da pek tabif olarak boyunduruğu vurdu. Eğer bunu yapmasa idi sırtüstü yenilip gidecekti. Koca Yusuf boğuyor, fakat Hergeleci de bir türlü eline geçir- diği ve iyice doldurduğu paçaları bırakmıyordu. Boyunduruğun şid deti netlcesinde Hergelecinin çat- lıyan dudağından tekrar kan gel- meğe başladı. Bu vaziyet karşı- tunda seyireller yeniden ayaklan- dılar. Ve Fransız pehlivanı — Pol Pons elindeki bastonla sahneye fırlıyarak bunu Koca Yusufun be line indirdi. Onu takiben başka- ları da sahneye hücum ettiler. Va ziyet pek nazikleşmişti. Birçole kimseler Yusufun Üzerine çullan. mışlardı. Bu durum kargısında güreş dur du. Pehlivanlar ayrıldı. Orada has zar bulunan Türk - pehlivanların« dan Kara Ahmet, Filibeli Kara Ahmet ve Kara Osman pehlivan« lar da Bsahneye fırladılar. Beş Türk pehlivanı sahnede olan olez kırk kişiyi bir hamlede aşağıye püskürttüler. Polis de etti. İşin daha ziyade büyüme: ne imkân verilmedi. Güreş de neticesiz olarak tatil edildi. Hariçten yapılan bu müdahele- ye Hergeleci Torahim, Koca Yu- suftan fazla kızmıştı. Bu güreş hâtırasını anlatırken şöyle derdi: «— Bu Fransız kefereleri ne biçim insanlar! Boyunduruğu yi« yen bendim. Koca Yusuf haklı o- İarak boyunduruğu — vurmuştu. Paçalar elimde olduğundan bırak- Ba sırtüstü gidecekti. Onlara ne oluyordu? Zora düşen onlar mıve dı, yoksa ben miydim?> Fransız gazeteleri ertesi günü bu güreşten bahsederken Koca Yusufa bir hayli atmışlar, tat- muşlardı. Türk güreşinin cok sert olduğunu, bilhassa kadınla« rın bunu seyre tahammlil edemi- yeceklerini yazmışlardı. Meğer bu güreş esnasında birkaç yufka vü- rekli Fransız kadını bayılımış imiş. Bundan sonra bu bü; livanı Amerikaya götürı merika güreşi serbest güreş tar- zında olduğundan oradaki güriş- ler, Koca Yusufa daha kolay gel- di, Önüne çıkarılan bütün pehli- vanları birbiri ardından kolaylık- la mağlüp etti. Nihayet o zaman cihan serbest güreş — şampiyonu olan Goç ile karşılaştı. Bu Goç son derece iri, çok kuvs vetli bir pehlivandı. Serbest gü- reşte tam mânasiyle üstaddı. Her ne pahasına olursa olsun Yu- sufa yenilmemeğe azmetmiş bulu- nuyordu. İki pehlivan tam bir buçuk sa- at güreştiler. Güreşin minderje oluşu Goç'un İşine çok yarıyor- du. Sıkıştı mı minderden dışarı kaçıyordu. Müthiş el enselcri ve tırpanla- riyle hasmını ezen ve perişan e- den Koca Yusuf, nihayet Goç'u altına'aldı. Kurt kapanını vardü ve çevifefek sırtüstü yenmek su- retiyle cihan şampiyonluğunu ka- zanmış oldu. Goç, Türk şampiyonundan bir Antikam güreşi istiyordu. Koca Yusuf bunu hemen kabul etti. Ar tık onun güreşini ve oyunlarını öğrenmiş bulunuyordu. Bu sefer- ki güreş Koca Yusufa daha kolay geldi. Koca cihan şampiyonunu yirmi dakika içinde yine sırtüs- tü yendi. Şimdi Amerikahlar ona bir kuv vet ilâhı gibi tapıyorlardı. Ko- ca Yusuf sokağa çıktığı zaman binlerce kişi peşine takılıyordu. Bir gün Amerikada bir sokak- tan geçen Yusuf, iki öküzün bir iInşaat yerinde ağır bir taşı bir türlü bir çukurdan çıkaramadık- larını gördü. - Oraya yaklaştı, in- şaat sahibine öküzleri çözmesini işaret etti. Sonru çukura girdi ve omuziyle dayanmak suretiyle iki öküzün yerinden kıpırdatamadığı iri taşı yerinden söküp çıkardı. İnşaat sahibi bu taşın üstüne he- men Koca Yusufun ismini hâk et- tirdi ve taşı inşaat yerinde kul« landı. Bu sokak hâlâ büyük Türk pehlivanının adını teşir ve «Koca Yusuf> kelimel&fi hâlâ bu taşın üzerinde durur. Koca Yusuf Amerikada çok pa« ra kazanmıştı. Nihayet memle« ket hasretine daha fazla dayana- mıyarak dönmeğe karar verdi. Al dığı paraları altına tahvil ederek kemerine yerleştirdi. Burgonya Adında bir vapura binerek mem- leketinin yolunu tuttu. Vapur, doğru Marsilyaya — gi« decekti... İşte bu eşsiz Türk pehlivanı se« yahat ederken akla hayale gele mez bin talihsizliğe uğradı. Vapun Atlantik denizinin-orlesında müte hiş bir fırtınaya tutuldu. Batma« #a başladı... Gemide büyü': bir panik başı göstermişti. Herkes cankurtaran sandallarına atlıyordu. Onu da bir sandala bindirmek İstediler, Fakat Koca Yusuf sandala ayağı- nı atar atmaz sandal devrilip battı... Suya dalan Koca Yusuf biraz sonra tekrar suyun üstünde belire di. Yanında bir kayık duruyordu. Bunun kenarlarına tutundu... O zaman kayıkta ,bulunan blr tayfa, elindeki balta ile Koca Yu sufun parmaklarını doğradı ve onu denizin dibine gönderdi. Kimsenin yenemediği büyük ve eşsiz Türk pehlivanımı Atlantik denizinin azgın dalgaları yen- mişti. Büyük Yusuf şimdi bu denizin sonsuz derinliklerinde ebedi w kusunu uyuyor. Allah rahmet etsin!

Bu sayıdan diğer sayfalar: