12 Mayıs 1935 Tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 5

12 Mayıs 1935 tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FİLMCİLİĞİN İÇYÜZÜ Yazan: VEDAD ÜRFİ DÜNKÜ SİSTEM... BUGÜNKÜ Müfrit rejisörler makyajı ortadan kaldırmağa çal. TEK'NIK. şıyorlar? hakiki biçimlerile görünmek te yıldızların işine gelmiyor Dünkü film Tekviği bugü- ayrı bir “Dün,, n mübalı kabil bugünün tekniginde bü- yük bir. "Realizm,, vardı. Her yin “olduğu gibi,, tesbitine Talşilmektedir.Küçük bir misal alalım : Bundan sekiz, on yıl önce bir senaryonun “gece geçen, sahneleri mutlaka maviye Bo: yabır, güneş altında veya açık Havada' çekilen “sahneler,, € kırmızı, salon içlerini gösteren manzaralara — portakal / gibi renkler verilirdi. Rejisörlerin falimatı dairesinde operetler ve İaburatuvar şefleri, bü renk. derin — resim üzerinde güzel abenklerini bulmak için uzun boylu uğraşırlardı. Çok güzel neticelerde elde edilirdi. Bu işe umumi tabirle “Vi- Yeni teknik her şeyden ön- ce elektrike gövendi kt- Tik oyunlarından de etmek yollarını bulduğu için ıdüzü, geceyi boya ile ifade etmeği nefsine yediremedi, bu- mu ayıp saydı, elktrik zaferi 1 idama Bugün gece Vakti geçen sahneler, belkide çok defalar oynayanların gölgeleri bile güç. dükle farkedilebilecek kadar karanlıktır. Bunu bilhassa “tek- nik bir. muvaffakiyet,, misali olduğunu bilmiyen bir çok se- yircilerir — Bu filim ne kadar da koyu çekilmişl. rastlanılmak- tadır. Bunlar / unutmaktadır. lar ki bu “Koyu,, luk bir hata n alkış Bugünün Tekniğinin düşünüşü doğrudur. “Huyatı hakikiye,, yi göz önüne alalım. Meselâ ka- Tanlık bir sokağın başında yolumuzu kesen bir haydudun ice seçebilir miyiz?. iyırl. Şu halde bu- Realist,, rejisörü de bu gece manzarasını bize ber- rak bir şekilde gösteremez. bir fen,nin tesirinde bulunan İtalyanlar bile bu ha- kikatıen son tasdik etmişlerdir. Sinema fenmi şek mühim de- girler geçirmiştir. İk günler Filmcilik işık işinde de, temsil. de de “İtalyan kdasik oyun tar. Samın esiriydi. Henüz sinemac alün vek aBa G fadk etmediği ve göceş allın. da dekor kurduğu bu devirde meselâ kadına “ilamaşk, et Bek mollaka GT her Oi külbine götürür, kafasın — Sen bana merhamet eti. Demek- istiyormuş â Şörm sallafdi. Buderm domimanın / sinemacılığa — illk girişi devri, denilebilir. Filmin Sekilişlerinde büyük bir sanat, yoktu, hasit bir fotografeılıktı. Gel zaman, git zaman, “Elek- beikli stüdyor'lar filmcilik ale> öide yeni * Çığır çlar açi Resimler tatblaştı ” sahneler zenginleşti, film'de manaların geniş geniş el hareketleriyle , für buruşturmalariyle de; akışlarla ifade edilebileci anlaşıldı. İşte bu, “Pandor Maclık n ölümü ve kakiki Bir "Sincmacılik,ın doğuşu di ların ve Almanların ehemmiyet vermeleri “teknik terakli,, leri, Ameri- İaldacın dalar yığınları arasa: da kül gıramaları shtiçam ve zengin liği hediyelediler. Film- Cüllk bir. Telektrik oyunu, film Artistliği bir. “gözoyunu, ve Tşabil temsil, ha Bi kaç yıl sonra steknik muvaffakiyet> lericin €tse bir ahize makinesi en yüksek zaferlerine ulaştı. Sessiz sinemada rejisörlerin en fazla gözettiği şeylerden birisi de meselâ / “sahnelerin mümkün mertebe kısa,, olması “beyaz,, ile “siyah,, renklerin bir “kontrast,, teşkil etmeye- cek surette e kaynaştır rılabilmesiydi. Sesli film çıkmca “sinama tarihi,, bambaşka bir “Teknik,, icrt etmek zaruretinde kaldı. söz söylemek. söylenilmesi rek sözleri söyletebilmek için alışma tarzı,, bu. Tunmalıydı. Bulundu da. “Rea- Tizm, işik oyunlarını, söz söy. lemek “sahne taksimatı - de- kupaj, ve “Çehre oyunları, €n mühim noktaları de- Biştirdi. Düngü sessiz mümkün mertebe az yazı ile çok mana ifade etmek isteyes artist suratını fazla buruştur- maktan, mevzuların yürüyüşü dolambaclı yollardan kurtuldu. “Film,, büsbötün “Tabüleşti, . — Şuraya/ gidelim !.. Demek isteyen artiste me- selâ elle işaret yapmak artık lâzım değildi. buou iki keli- me ile anlatabilmeğe başladı, ilmde ğöz kaşla anlattığı tık lafla söyliyebildi. Sessiz filim de em sur addedilen geyleri ar- büyük ku: ayan sab- meler,, sesli filmin “Teknik,, in- de bilakis çok defa öyliyen bir- kız, bir sanatkâr yer bir zaru- haline girdi. Meselâ şarkı algı çalan teknikte karşımızda dakikalarca görü- nebilmektedir. Sözün kısası: Buş mi her noktada “Re: dostudur. Manzaraları da igünlün fik yatı hakikiye,, gibi, olduğu gibi göstermek, yakarıda de> diğim üzere kapalıyı kapahlı. ğiyle, açıklı var: Müfr ler “Makyaj ,1 bile kaldırmak- için çar açıklı'ıği, İrit rejisöre le ortadan rpişıyorlar. Artisitin yüzünü bile maskesiz, olduğu gibi, kusurlariyle, ha- kiki/ biçmiyle filme çekmek programını tatbike çalışıyorlar. Tatbik edenler oldu bilel. rejisörlerim Kimbilir, belki birgün.... Hayır, hayır... Bu bahsi faz- la — kurcalamıyalım. şimdilik varsın boya bizlere her vakitki “melek,, — zazibesile Yıldızlar ansınlar ve gibi birer görün: lerl. O'up biteceklerin “vebal,şi rejisörlerin boynuna .. Vedat Ürri “Yarın 22 inci yazı Bir filmin sü: isleri Odalar camiinde yapı- lan tetkikler ve keşifler Edirnekapı civarındaki “Odalar camii,, içinde meydana çıkarılan eski resimler Eski Bizanasın şimal / köşesin- de, Edirnekapısı ile eski *Pomma- keristoo, kilisesi arasında, çok degerli Vengaz ile“ dolu bir saha verdir. İstanbulun <n fakir halkı, burada yaşarlar, Bu havalide bil: cami göze çarpışor eamildir.Son darda profesör Paul Sehazman bu- rada hafriyat yapmıştır. Bu cami- in vaktile bir kilise olduğu ve Kasım ağa camlinin ona ait bir ina olmak üzere yapıl Cami içinde araştırmalar doğuya değru Taşa Tumların. haçı yek laçın dört kolu dört diş düvarın. teşkil ettii bir mu- iyor. Bitişme nok- üna dayanan. bir kubbe bulunmaktadır. Kubbe müs zayiklerle vi Camiin " kiliseye tahvili üzeri- ne dürarlar kalın bir tabalın ile sivanımış ve bu güretle anl bina. Sum vaziyeti saklı kalnıştı. Profe: ir Sehnzmana sıva tabakkamını kalı dirmeğe çalışmış ve bu söretle binanın ni gekli “meydena çıke 'Bundan başka bu mesai saye- Bu inşaat üç devreye taksim olu. mabilir. Bunların Cen mühimi Bizanı m'at tarihinde İkinci bir. altın ; sayılan Commen henedanına 'Bu sırada azizlerin defal için burada 19 maksure- yapıldığı salaşılıyor. Killse, on yedinel a de 'da Kemankeş Müstafa Paşa tara fından camiye tahvil olunmuş - ve bu süretle eami Cümlia tarmalar. kilise divarlı canis — olmadığını inde yapılan larının mütek Bunler bir takım tamirler geçire mİş ve ta var sayılacak hale get Mabiyeti/ kolaylıkl miş ve profesör Sehazm; meydana çıkarmıştır Ceçen sonbaharda şarılmış bulunuyor. Mimarlığa bir ft di tirilmiştir. Ja anlaşılı bu işler bas yardım Hakikatte Hizana killselerinden tahvili, onlar bazılarının camilere te zen mimarlık bakımı zasına / ferkalâde İnz bu yüzden ilinmiştir. rava uğramış ve müzayike Camideki resimler Odal amünde bir imler arasında irçok kat Hazrş mmn iki melek orasında resmi ve Hazreti Yahyanın resmi / görünü: yor. Camiin / diğe Hezceti / Mergemin çı gençliğini gözt bedde kabulünü, biride dreskolar. va dır. Bunların biri Meryemla Oma kasımlarında çocuğunu l6 onun Yur #ufla olşanlanmasım gösteriyor. Mabedin sol t do gamdanlar tutan ölgeleri görülmekte a elbiseler giydikle Ja ellerin. baki ve bunların leri anlaşı bir boya ile sıvanmıştı. Profesör Sehazman bu sıvaları kaldırmış Soğ hin ve Merye görülmektedi ıral Bulunuyor. larda çike erimlerden biri, Cibrilin Meryeme görünme ma gn tasvir. ediyor. ifade, diğeri n oğlu ile birlikte M Bublardı Kurultay münasebetiyle: C. Halk partisinin ana vasıfları C. Halk partisi prensiplerinin bi n tebarüz noktalarını birbirine bağlıyarak, proğramını ana vasıflarla çerçevelenmiş bir levha haline Genel yazganı | edem dlekurinin unı, partinln 4 Üncü kurultayı münasabetiyle, —dün — yazı Konferansın devamımı bugün de aşağıya kaydediyoruz. Teşkilâtı Esasiye kanunun- da bu hükümler vardır. Milliyetçilik Cumhuriyet Halk Fırkası Tür- kiyenin yaşaması, ilerlemesi ve iç t yasfında enbüyük kuvveti görmektedir. Fırka proğramımız millet ve ve milliyet tabirlerini bazen çekip uzatan, bazen sıkıp dare laştıran; fakat her iki hale de memleket için zararlar getiren ölçüsüz mabiyetten kurtarı tar. Program metnine göre(Türk Başlı başına müstakil hüviyetini uz tutmak esastır.) Fakat milel temasve münasebetlerde bü tüo muasirmilletlere müvazi ve onlarla bir ahenkte yürüme, hassaten kaydediyor. Fırkaca Türk milleti büyük beşeriyet ailesinin bir uzvudürr. Azcak milletimizin bustsi seciyeleri. nib ve müstakil hüviyetinin mahfuz kalması için her nerer ö el oedtt f bir mehiyette oluran. esen beye Belmilelekik cereyanlarına ka: ilmama mülli felâketler do. Faracağına keoüz, Her ferdi Siterbondan. dikketle kaçm. zansını Jüzumlu ğörürüz. Proğ: Yamın' ikıtat kısınında amcle ve işçilerimiz için milliyetçilik artım zikre asbep olun. csse Mn do L e ni ariferalt kaminde üll tarih H ADİE çERDESİN gi Ai d> bunoktanın tenvirine yarar: Mit tarih Türkün milli varlık için zarar verecek her cereyan onünde SA biri, çok işi dur. Ve birer portre gibi gerefli azizlerin yüze İerini canlandırmaktadır. Cebrailin Meryeme inmesi tas yem, Yurulla birlikte . heyaz bir katırın üzerine oturmakta/ ve sa- . Geride Realist sanatkârlarmış Kilisenin ittihaf olunduğu Âzi de refterez bir haldedi Bana benzer, tam. tabil hacimde beş tavir keşfedilmiş bulunuyor. Bazıları tam ve mükemmel bir halde çıdakları gibi bezlarımın aokı inim eli veya / başka dür. Azizlerim elle rinde kitap ve makne parçaları or. Bunları yapan tam Realist sanat' duldarı derhal gö: Bununla beraber, zesimden farla üşlerdir. Yüzler ifadeli oldu. ktır. Fakat elbi.. yakler içindedir. Anlaşılan klise, herşeyden faz- l renge ehemmiyet vermekte Idi. Müze müdürünün yardımı Profesör Sehazman bu halri ta kendi. teyebbüsü ile başlamış, bununla beraber İstanbul Müzeler müdürü Bay Aziz Ahmetten her- türlü yardımı görmüştür. Bay Aziz Ahmet, gerek ” balriyata miyande ederek, gere lerle yare Tem G e vlma e mukavemetini besl des bir cevherdir.) Fırka ese ket, a göre (Mil- ) kültür ve mefküre biz- ile birbirine bağlı vatan. daşların teşkil ettiği bir siyas ve içtimai heyettir. ) Millet mefhumu milliyet fikrinin an: sı olduğuna göre Fırkamızı kabul ettiği milliyı için bu tariften gel istifide edeceğiz. Fırka esaslarında millet, an> ik vatandaşların teşkil eti ği si at beyet ol- masına ve programımızda ve tan (bugünkü siyasi sınırlar mız içindeki yurt) olarak: tarif edilmesine göre fırkamızın ar dadığı milliyetçiliğin siyast mu- kadderatları bizden ayrı olan kütlelerle münasebeti yoktur. Ayrı ayrı dinlere sahib olan ve vatanımızın hudutlar hari» cinde yeryer ya müstakil dev- letler kurmuş veyahut başka devletlerin tebaası vaziyyelin- de bulunmuş olan Türkler akkında — sicak gi le meşbu alâkamızı muhafaza ederiz. Ancak gittikçe inkişaf eden tarihi hakikatlere göre miktarları büyük yekünlar dol. duran bu kütlelerle aramızda- ki kan karabetini ve tarih karacetini bugünkü siy: tigalimizin dışında - bir mevzau telâkki ederiz. Tekrar tarifimize -dönelim. Program maddesinde millet, (Dil. kültür ve mefköre bir. yazılıdır. Dil birliğinin milliyet Fikrindeki ebemmiyeti meydan- dadır. Kültür birliğini, maziye beraber bağlı olmak, zengin ve müşterek bir hatırat mira- sına sahip olmak, geçmiş za- manların acı ve tatlı hayatını beraber yaşamış, ümitleri bera- ber beslenmiş, büyük eserleri beraber yapmış, büyük — müş- külleri beraber yenmiş olmak diye tavzih edebiliriz. Bundan başka, doğru manada mület Fikrini tamamlamak için; bera- ber yaşamak yolanda müşte- rek arzü ve muvalakatta/ sa- mimi olmayi ve sahip olunan mirasın muhafazasına müşterek fedakârlıkla — birlikte —devam ten çıkarmak ve tariflerimizi bugünkü Türk milletini teşkil eden vatandaşlar kütlesine tat- bik etmek Tâzımdır. Bugünkü Türk milleti siyast içinde ken dilerine kürtlük, çerkeslik ve hatta lâzlık ve #pomaklık gibi fikirler telkin edilmiş olan va- Te kendimizden sa- Mazinin karanlık İstip- dat devirlerinden kalma bir miras olan ve uzun tarihi te- kallübatın O mahsulü - bulunan bu yanlış - telakkileri”hulusla imiyetle düzeltmek va- zifedir. Bugünkü ilmi hakikat- ler beş on bin, birkaç yüz 've battâ meselü bir milyonluk kütleleler de müstakil bir mil. liyet tasavvur etmeğe imkân bırakmaz. Bizim bu milletdaş- Jarımız hakkında duyduğumuz bağlılığın munkariz Osmanlı hükümenin güttüğü (ümmet si- yazeti ile hiçbir alâkam yok- dür. Biz bu mevzuu saf bir mi liyet fikriyld ahıyoruz. Hiristiyan ve musevi vatan. daşlar içinde ayni / açıklıkla fikirlerimizi söylemek lâzımdır. koyan — konferans. Fırkamız bu - vatandaşları da biraz evvel izah ettiğimiz dil ve emel birliğinde iştirâk kay- di altında tamamen Türk ola- rak kabul eder. Bu talâkkile- rimizde de istibdat devirlerin- deki raayâ zihniyetinnen eser olmadığını söylemek bile zaittir. Bundan başka bu samimi sözle- rimizde imperatorluğun son sene lerindemeşrütiyet gürültüleriara sındaki suni ve câli vatandaşlık tezahüratına benzemiyen ve prensiplerimize uyan hakiki bir mana görmek lâzımdır. Milliyet ruhu Fırka progra- maının her faslında yef almış- . Sermayede, talim ve ter- iyede, amelelik ve - işçilikte milli düşünceden esas olarak bahsolunuyor. Bilhassa Maarif esaslarında Biribirlerini takip 'eden maddelerde bu fikir tek- rar olunuyor. Programa göre (Cümhuriyetçi, — Milliyetçi — ve Lâyik / vatandaş tahsilin her dereçesi için mec- buri ibtimam noktasıdır.) Son mebus intihabatında müstakil mebusların evsafı ” hakkında Fırka Riyaset Kivanının veş rettiği - beyannamede de bu şartın mühim bir yeri vardı. Bazı yeni mefkürecilerin unu- illiyetçilik vasfı / mevcudiyetimize temel olan mefbumların başındadır. Yeni/ rejimin — doğuşundu ilerleyişinde ve muvaffak olu- şunda enbüyük tesirleri yapan Milliyet ruhu Halk fırkasının maddi ve mefkürevi hayatında sonuna kadar hükmüran ola- caktır. Halkçılık afın Fırkanmızın ismin- de yeri olduğuca göre halkçı- ehemmiyetin büyük olduğu —meydandadı Filhakika biz memleketin 5e adetini, vatandaşların birinim menfaati ötekinl se!beden sınıf zihniyetinin hâkimiyeti altında yaşamamasında görüyoruz. Mil. let ve milliyet mefhumları anlamış — vatandaşların küle- deşmesi ancak bu mefhumların halkçılık ziha; ve saflaşması sayesinde müme kün olur. Bugünün bir içtimat heyetinin yalnız kendisini bir millet olarak zamamın iftirak dıran zararlı cereyanlarına mu- kavemet için kâfi gelmiyor. Bir vatan içinde menfaatler, mutlaka bazı vasıfların benze- yişi ve müşterekleşmesi iddir sından gidilerek sınıflaşmak yolu ile temin edilemez. Cüm- huriyet Halk Fırkası, tek va- tandaşın olduğu kadar çalış- ma zümrelerinin bususi men> faatlerinin de devletin ve mem. dekstin umumi menfaalı çere çevesi içinde temin olunabile- ceğine kanidi Bütün dünyada görülen mi- gallere bakarsak sınıflaşmak fikri insafsız, ihtiraslı ve taase saplu bir sınıf mücadelesini ve buda vatandaşların mütemadi çalışmasını doğuruyor. Bu çalışma bir devletin ya şamasında — ve lerden korunmasında en büyük kuv- vet olan millt birliği ve milli- yet fikirlerini yavaş yavaş tah- Tp ediyor. “Bu - delkütemas ait kuvvetlerin beyhude yere israfına sebep oluyor. Bu se- beple bir sınıflaşmayı reddedi.. 'yor ve bunun yerine milletçe kütleleşmek - fikrlei — müdafaa ediyoruz. Sonu yarın

Bu sayıdan diğer sayfalar: