13 Temmuz 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

13 Temmuz 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

& AKİS'in Yazı Müsabakası —Demokratik Rejim içinde Yaşamağa Azimli — Milletler Ne Şekilde Hareket Etmelidirler ? Bu soruya verilecek cevap her mil- letin halen yapılacak iş. kurulmuş demokratik müesseselerin daha iyi bir verimli surette ça- glıyacak çareleri el bir- ği ile bulup ilerletmek, geliştir- mekten ibaret k Bundan ötürü biz, demokras; ve r parmak ıleri tamamlan- mamış milletlerle totaliter bir rejim- den sıyrılıp demokrasiye bütün şart- £ ; maları gere ni araştırmınlıy iz. Demokru.uhl daha iyi anlıyabil- menlz için, önee, onun zıddını. yanı totuliter blr N—;lıııl düşünmekliğimiz gerekir. Biliyoruz ki; totaliter rejim- de Şef, herkes adına “duyup düşünen baş”tır. Kendisinden sonru gelenler- se, topluma istikametler veren “baş"ın direktiflerini, Hhamılarını tartışmasız kabullenip harekete ge- çen birer “Robot”dur ve bu robhotla- rın toplamı bize aradığımız “top- him”u değil, “sürü”yü verir. Gerçek leketln bütün meselelerind hibi, karar ve hak sahibi ulabllıııek için de, insanı bütün davranışlarıy- la ele almak, onu öylece dirmekten gayr kinci bir çare zöremeıııek!p_vlı Şef sistemlerindeki o sert ve katı hiyerarşiye, mokrasi; kabiliyeti görülen sıradan bir vatandaşı en aşağı kademelerden hızla yukarıya alan, ondan varar- lanan, gayet yumuüşuk, akıcı zamuanda hussas, ıı—delonıııexl çok kolay bir idari mekanizmayua dayu- nır. Böylece, demokratik rejim için- de yaşamağa azimli milletlerin, en başta, aralıksız olarak manevi ba- kımdan techizatlandırılması; hürri- yeti l1Afla değil. bilfiil vermek sure- tiyle en protik yoldan olgunlaştırıl- ması gerekir. “Memleketin bugün içinde bulunduğu fikir kapasitesi tam bir demeokrasinin tahakkukuna heniiz müsalt değildir. Bu. zamanla olacak şeydir..” yollu teraneler, in- sanın, bilhassa tarih içinde her dev- rime önderlik eden, ışık tutan ay- dın zümrenin toplumdaki aktif ro- lünü hiçe sayan çarpık bir görüşe — |- delalet etmekle kalmaz; bunu söy- liyenleri belli bir şuur nıerluı. ileten aynı sosyal şartlar ealite- yli-inkâr etinek glhl bir çelh,ıııeve de götürür. İçinde yaşadığı toplumdan neler aldığını, ona — neler — borçlandığını kestiremlyen, ancak kendi — kusur- larına karşı müsamahalı cahlil bir kafa ile, bütün bir milleti aynı ca- hillik ve anlayışsızlık içinde zörme- ğe teşne allâmeler arasında kıl k dar fark yoktur kanısındayız. Demokratik rejim içinde yaşa- mağa aılııılı milletler, kendi bünye- lerinden bu çeşit parazlit fikirleri at- tıkça sağlamlaşacak, İnsanoğlunun üuyumak, beslenmek, çiftleşmek gibi en tabil hakları yunında bir de “fi- kir haynt”ları olduğunu savunduk- ça ilerilyeceklerdir. Çünkü ilnsunda yalnız mide, bağırsak, tenasill orga- 1 değil bir de “beyin” vardır. O da kendi fonksiyonunu yapmak, içgü- dülerin baskısından kurtuldukça da. ha yüksek — problemleri — kendince çözmek, yorunmlamak — ihtiyacında- dır. Yorumlayınca da — bunları ya sözle, ya da yazıyla çevresine du- yurmağa uğraşacak, toplumda de- gerlendirecek, buşkalarıyla bir duy- gu ve fikir mübadelesine katılmak istlyecektir.. Düşünce ve — dilekler realiteye aksettirilmedikçe, hu İm- kândan yoksun bırakıldıkça hiçbir “değer” taşımazlar. Bu hal, çok gü- zel bir naunat eserinin sandıkta ki- Ntli kalmasına, bir köprü, bir baraj. bir fabrikanın proje veya plân olu- rak arşiv dalrelerinde uyutulınası- na benzetilebilir. bııkınıdan totaliter — rejim düşünen kafay yazan ele, konuşun ağıııı ılııılr takımağa ıel- tenen, herse karunlıkta ve halk- tan gizlice kıırıırla.ştırun bir rejlm- se, demokrasi tanı tersine; bizzat kendisinin yaşamanı için serbest fi- kir ve his mübadelesini yaşatmak, herşeyi aydınlıkta ve halk önünde kararlaştırmak zorunda olan rejim- dir. Ne var ki; demokrasi rejimi için- de yaşamağa azimli milletlerin klâ- sik bir killttir ve eğitime tâbhi tu- tulmaları da yetimez. Bugün gerek teknik alanda, gerekse sportif hü- reketlerde tolaliter rejimlerin batı dilinyasıyla — yarıştıklarını hep bili- yoruz. Kültüre insanca hürlüğünü, şerefini kazandırınak, onu belli bir ideolojinin hizimetinden kurtarmı başlıca amaçlardan biri olmalıdır. B x Ömer SAKIP Adam mühendistir. mimardır, şudur budur ya., bir bakarsınız. size itaat- hın -ama kör bir itaattan-. büyüklere gıdan-ama kör bir saygıdan-, ik- llııılıı zamanla yaratılacağından-asına demokrasri ikliminin-söz açıp öğüt- ler verir. Ortaya bir sürü örnek sermekten de geri kalmaz. -Çünkü dünyamızda iyinin olduğu gibi kötü- ün de örnekleri boldur-. Oysa, de- mokrasilerde vatandaşlar erdemli kişiler olmak zorundadırlar ve er- dem, kendimiz için hak bellediğimiz cağını kahullenmekle lece. demokrasinin kendi vatandaş- larından bir. sürü ödev beklediği kendiliğinden anlaşılır ve aslında da, demokrasi kadar kişilerden top- lum şuuru ve sorumluluk — bekliyen hiç bir rejlin yoktur. Birisinin kö- tülüğü toplunda geniş yankılar u- yandırıp herkesi bire çağırmı- 6 yerde demokrasinin sadece kese kuadar uluşınıyorsa, durum ge- Ne aynıdır. Vaktiyle geri toplumlarda silâh herkesin baş ucunda asılıydı. Malı- n mülkünü, hayatını koru- mak o kişinin biraz da kendi fizik gücüne kalmıştı. ı beslemek. içerideki tehlikelere kar- şı da polis. jandarma teşkilâtı kur- rakla başarmışlardır. Halk silâh- sızdır. Aslında silâhsız olması gere- kir, Medeni bir toplumda hak kabha bir fizik güçle değil, karşı tarafı inandırma gücüyle kazanılır. Bu hakların pekçoğu yazsaların temina- te altına alınmakla beraber; sawyal şartlar değiştikça yasaların da de- gişmesi normal olduğundan, kişi ge- rekti mi haklarına aykırı d z âdil, daha eşit. daha İleri hale geti- rilmesine savaşır, Savaş âletleriyse bi b abanca değil; aklının buyruğundaki kalemle ağzındaki dildir. Öyleyse deıııokraı-ılvl yaşatmağa azimli ml letler rşeyden — önce “Medeni Ces * uıplum vo kişi olarak korkusuz dav- anacaklardır. Yoksa; biri bir yana sinmiş, kendini kurtarmakla gemiyi kurtardığını sanan kişiler meydana gelmiş bir millet gü- eki bir DA AKİS, 18 TEMMUZ 1957 —e ——

Bu sayıdan diğer sayfalar: