10 Ağustos 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

10 Ağustos 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA İstanbul Suya kaside Geçen haftanın başında Üsküdar- da İstanbullulara hitap — eden Hür. P. li hatip Feridun Ergin, bın türlü mesele arasında su derdine de yer ayırmaktan kendini alamamıştı. Bir taraftan sıcaklar hütün şiddetiy- le bulda su bulunamıyordu. bastırmıştı, öbür taraftan İstan- cıklığıyla ortadaydı ve siyaset adamı elbette bu derdi teşhir edecekti. şimdiye kadar Zira güneşin balçıkla sı- vandığı görülmüş değildi denbire güneşi İktidar bir- sıvamajsa Ama gelin görün ki balçıkla kalkışacak kadar hiddetlenivermişti. İktidar bataryalarındaki bütün top- ların namlıları hemen genç Hür. P. milletvekili Erginin Üzerine di. Hattâ yola mim” ile çıkılmıştı ki ayni habe vadisin manşetinde üÜst Üste iki gün aynı R o kadar “şiddetli tas- r Ha- en yer aldı. a mlar umu- mi bir seferberliğe tabi tutulmuşlar- dı. kâ metre mi- mikâb su Şimdi İstanbula 80 bin b değil, 180 bin metre veriliyordu. Ankarada ise 37 hinden p8 doğrusu bir ler, dile getiriliyordu! Ama ne malı ki halk RÜn şahit gerceklere itibar edivordu. Zira rak- bine çıkılmıştı. Rakkamlar, daha takım nazari kapasite- yap- rakkamlardan çok her olduğu, içinde — yaşadığı ABKİS,10 AĞUSTOS 1957 Çeşmede su bekliyenler Musluklardan rakkam akıyor Unuttuğumuz Adetler G eçenlerde İsviçrede bir Tuı-k al- lesi bir kahveci dükkânına gir- Tedavi maksadiyle gelmlşlerdl. )urda dönüyorlardı. Ellerinde bir kaç kuruş kalmıştı. paralarını en faydalı şekilde sarfetmek istiyor- lardı. Kahve alacaklardı. Dükkân- daki kibar tavırlı tezgâhtara: “—.. Bir kilo kahve lıtlyoruı. de- diler. Türk knlnel Karı koca birbirlerine baktılar. “aknatlarmı iyi anlatamamışlardı galiba. “——O. Türk usulü kahve yapmak 1- çin İstiyoruz, dediler. Türk kahve- si.. Yani, toz halinde ..Çekilmiş..” Tezgâhtar nezaketi elden bırak - maksızın gü ııedl: “— Onu anladım gİ Türk kalnml istvdltinlıi ınrmııç- tum. Brezilya var, Yemen var..” nra, arkasındaki rafı İşaret- etti ve daha bir sürü isim saydı. Rafta kavanorzlar sıralanmıştı. Her birinin üstünde fiat yazılıydı. Türk aile en iyisini almak maksadıyla en pahalısını İşaret etti. Zaten fi- atlar arasında fazla bir fark da yok- tu. Tezgâhtar paket yaptı ve kah- veyi verdi, Türk hanım hayatından pek memnundu. Paketin ipini par- mağına taktı ve gülüp oynaya ote- line avdet etti. Türkiyeye döndüklerinde — he- pişirdiler. Ama deta yağlı bir gün böyle devam etti. günlerin sonunda ağızları )enlds—n hakiki kahvenin tadına alışabildi. Sinmdi karıkocanın ödleri kopuyor, kıymetli kahveleri bitecek — diye. Her zaman İsviçreye gitmek kolay * ı" örülmemiş Kalkınma pek çok # Adetimizi — ortadan — kaldırdı. Bunların başında bir dükkâna gi- rip insanın İstediği malı alması ge- İlyor. Mal ne olursa olsun mutlaka aramıak, yorulmak, üzülmek lAzım. artık a- mecburiyetinde kalmaksızın.. Bu, Türkiyede de bbvlo değiı miydi ? Şimdi, iste cebin fazla para buluncun. Eğer (ıorulmemış Kalkınma zenginlerinden — değilse- niz, yani bir hbuz. dolabına 15 bin. bir otomobile 100 bin İlira verecek sınıfa girememişseniz, ihtiyaç mad- delerinizden hiç birini bulmanıza imkân yoktur. Halbuki bir Avrupa gehrinde vitrinler dopdoludür. Buz dolabı mı İstiyorsunuz? Herkes gi- bi siz de taksitle böyle bir dolaba sahip olabilirsiniz. Otomobil mi lâ- zmnı? O da taksitle emrinize amâş dedir. Evleri dolduran — radyolar. buz dolapları, telefonlar. çamaşır makineleri, sokakları doldu memiş Kalkınma İtalyadadır. Gö- rülmemlş Kalkınma İngilterededir. Sokak adam ilk raımadığı dilkkAna ırlrlv or ve canının çek- tiğini en müsalit şartlarla a.lnor. kullanıyor. Medeniyet dükkânın ra- fındadır bu seviyeye erişmek i- çin, on sene içinde harbin yıkıntıla- rından kurtulup milreffeh hale gel- insan sıfatıyla sahip bu- dığı tmkânları zorlllmemls şekilde, israfa kaçmaksızın. hesaplı olarak kullanmasından ibharettir. Şehirler- de kurulmuş fabrikalar da yüksel- miş. caddelerde de açılmış. onların yanında istihlâk maddeleri de bel- Jaşmıştır. Zira Görülmemiş Kalkın- ma ünyasında “bir gayri mu- ayyen istikbalin nurlu ufukları çit milyonlarca insanı sıkıntı içinde kıv- randırmak” değildir. Bu tarif. tota- liter idarelerde makbul olan tarif- tir. Evet, pek çok âdeti unuttuk. Hem de tdarecilerin hesapsızlıkları en güzel imkânları en az iyi şekilde kullanmaları yüzünden., Bu âdetle- rin başında bi du.kkumı girip iB- tenilen malın satın alınması geli- yor. Biz 1950'den evvel böyle miy- dik? Kahveciye giriyor., kahvemizi alıyor; çaycıya girivor, çayımızı alıyor; kasap etimizi hazırlıvor, yuümurtacı yuümürtamızı sarıyor ve peynirciler arzu edilen cins yniri — veriyorlardı. O — günleri haare'! aramamak abil di- dir? Dışarıya çıkmak fırsatını bü- lanların bizden başka yerlerde dev- ranın aynı devran olduğunu gör- düklerinde içlerini. ah bilmerzainiz nasıl çekmeleri işte bu yüzdendir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: