24 Ağustos 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

24 Ağustos 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER sılan bayraklar, dövizler de eklenirse bir karşılama töreninin en bir kaç yüz bin liraya çıktığı uıla.- şılırdı. Gazetecinin merakı azıcık da olsa zail olmuştu. Binbir gece masalı eraklı gazetecinin böyle maliyet hesapları peşinde koştuğu gün- Jerde hazırlıklar da bütün hızı ile iler- liyordu. Doğrusu Dışişleri Bakanlığı Protokol Umum Müdürlü, de kırş'ıama için elinden gelen gayre- ti göstermişti. Öyle ki 26 Ağustosta memleketimizi Şşereflendirecek olan Majeste Kralın hoşlandığı renkler bile öğrenilmiş ve Esenboğadaki Şeref bir otomobille ikametlerine tahsis e dilen Hariciye Köşküne müteveccihen bu günlerde hazırlanmakta olan yol- lardan geçecekti. Misafir Kral Ankarada 3 gün | kalacak sonra sırasiyle Konya, Kara- bük, Zonguldak'ı gördükten sonra bir müddet İstanbulda dinlenecekti. Bu arada Bursa ve İzmir de misafir hükümdar tarafından şereflendirile- gayret ve fedakhrlıktnn kaçımlmıya- caktı. Politikacılar Gözü yollardaki adam ( ; eçen hafta içinde, hiç şüphe yok ki, Ankarada bulunanlar içinde İstanbul gazetelerinin gelmesini en guşu önündeki dar bahçede “kısa vol- C.M. Başkanı ve ta” atan P. Genel Kırşehir millctveklh Osman Bölükbha- şıydı. Osma 1 bir haftadan beri büyük bır merak ıcınde kıvranı- yordu. Onu böylesine meraklandıran, İstanbul gazetelerini böylesine me- rakla bekleten şey, ıiyabında cere- yan eden işbirliği toplantılarıydı. Bö- lükbaşı bir türlü bu toplantılar hak- kında sarih hir malümat alamıyordu. İşbirliği günün en milhim hâdisesiydi ve yalnız muhalif partili değil, he- men bütün vatandaşları alâkalandırı- yordu. Hal böyleyken işbırlığinin ta- hakkuku için calışan ilç muhalif par- tiden bırının lideri olan Osman Bolük- başı bu toplantılar hakkında ancak gazete malümatı ile yetinmek zorun- da kalıyordu. Muhakkak ki İstanbul- da yapılan bu toplantıların güuzetele- re aksetmiyen ama hir parti lideri için pek çok elemmiyet arzeden ba- zı cepheleri de vardı. Ama, Bölükba- şı bunları öğrenmek imkânından mahrum bulunuyordu. Zira dışarı ile teması son derece daraltılmış ve bu yüzden Bölükbaşı yalnızca gazeteler- den aldığı malümatla iktifa etmek zorunda kalmıştı. Gerçi Bölükbaşı Çarşamba ve Pazar günleri 1 kınları ve partililer tarafından Ziya- ret ediliyordu. Bu ziyaretlerden bel- ki birşeyler lurdu ama, bu herhangi bir partı haberini konuşma- ğa imkan yoktu. Zira hemen bütün görüşmelerde hilcrelerin kapısında daima bir gardiyan hazır bulunuyor ve bütün konuşmalara açıkça kulak misafiri oluyordu. Elbette, parti işle- d ir yabancının yanında alenen konuşulamazdı. n hafta içinde Böliükbaşının hemen bmun günleri hep bu merak i- çinde geçti. Saat öğleyi gösterdiği a1- ralarda Rölükbaşının 10 numaralı hüc redeki voltaları iyiden iyiye sıklaşı- yordu. Bölükbaşının sabırsızlandığı bu saatlar, İstanbul gnzctelenmn gelme saatlarıydı. Ne vaki zete bayii İstanbul gazetelerinden bı takımını adamı ile hapishaneye yol- Mediha Bölükbaşı ve çocukları cezaevinin önünde Allah sabır versin AKİS,£4 AĞUST(_)_B 1957 luyor ve bu gazeteler Bölükbaşının e- lino geciyordu. işte o andan itibaren Bölükbaşı sonsuz bir merak saz.etelerin başına oturuyor şeyden evvel işbırliğine dair haberleri büyük bir dikkatla okumağa başlı- yordu. Hemen bütün gazeteler Bölük- & yatan mânayı çıkarmak için ayrı ayrı duruyordu. Gene geçen hafta içinde Bdmkba- şını endişeye düşüren gazete Jerinden birisi de memleketımızde sa.l- gın halınde"yayılmağa başlayan As- ya Gribi hastalığı olmuştu. Asya Gri- bi bilhassa kalabalık yerlerdeki te- maslar neticesinde süratle sirayet e- diyordu. Bu hastalığın neye giriş ve çıkışlardaki izdihamın haatalığın sirayetini kolaylaştıraca- ğını biliyordu. Bu imdan telâşa sula vererek eve götürmesini söyledi. Bu pusulada karısı Mediha Bölükba- şıya hitap eden Bölükbaşı, bundan böyle hiç olmazsa bir müddet icin ka- rısının ve oğlu Deniz'le kızı Gül'ün kendisini Ziyarete gelmemelerini rica ediyordu.'Gerçi Bölükbaşı için çocuk- larını ve ailesini hiç olmazsa haftada iki defa, Üçer beşer dakikacık da ol- sa görmemek çok zor gelecekti ama her şeyden evvel onların sıhhatini dü- şünmek lâazımdı. Kızı Gül zaten gü- neşte uzun müddet kalmağa taham- mül edemiyordu, buna bir de hapisha- meliydi. Sonra Mediha üçüneü çocuğumın dogğumuna sunun şey kalmanııştı. Hanıma ısrarla tam bir istirahat tavsiye ediyorlardı. G 3 Svladimi göre başının Üçüncü çocuğunun doğumuna bir ay bile kalmamıştı. Hemen bu ay başından sonra bir doğum bekleniyor- du. Osman Bolükbaşı bu ha.fta ziyaret saatlerinde — karısın ocuklarını göremedi. Doğrusu, zıyaret günle n- de, insanın en yakınlarının, görmeyi en çok arzuladıklarının gelmeyişi dört duvar arasındaki bir insan için Bölükbaşının dayısı ziyaret ettiler Ona, çoc , karısından ha- berler getirdiler. Bir hafta kadar ön- ne zaman başlıyacağı bir türlü belli olmayan mahkemesini sabırla bekli- yen Bölükbaşının son haftasının hi- kâyesi budur. ı — |

Bu sayıdan diğer sayfalar: