24 Ağustos 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

24 Ağustos 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

U & bi f Bestekârlar Fransa'nın genç musikisi Debuısy'nin menileketinde — musiki sanatı bugün ne durumdadır? Yirminci Asra kadar musiki tarı- hindeki yeri -diğer milletlerin bü- yük bestekârlarıyla kıyas bakımın- dan. ancak, başta Berlioz'un bu- lunduğu irili ufaklı bir kaç isim yesinde sağlanan Fransa henuüz, Debussy veya Ravel çapında bir yaratıcı yetiştirmiş değildir. Bu- gün, Fransa'nın bir savaş sahasını andıran musiki hayatına bilyük te- siri olan Üç dört şahıs vardır. Sa- vaş. bu şahısların görüşleri, temayül- leri ve çevreleri arasındadır. Modetrn Fransız musiki aındeki is- ukametlerden birini tem—ıı eden tesir. O r Messiaen'- moda haline getiren genç Fransız bestekâArları, çağımızın en manalı ce- reyanı olan oniki ton'dan, İkinçi Dün- ya Savı e Nazi işzali yüzünden. habersiz kaımışlardı. Sehönberg. We- g. Bartok gibi beqtekârıımn. totalitor rejim tarufından yasak edi- len eserleri Fransa'ya giremiyordu. Cehaletten doğan durgıınlıığa karsı ilk hareketi gösteren, Messiaen oldu. Bu musikişinas, Debugsy ve Stravinsg- ki'nin attığı temellere dayanarak ye- ni bir musiki dili keşfetmiye kendini mecbur hisasetti. Sehönberg musikisi- nin biçimci cephesini kabul etmiyor- du. Bu yüzden Webern'in buy musiki- den cıkardığı neticeleri de zamanın- da idrâk edemedi. Hint makam ve ritmlerine başvurdu. Fakat bu kayna- &n sınırlı oluşu, Messiaen'i Webern'- in başarısıyla kıyaslanabilecek bir merhaleve nlaştıramadı. Messiaen'ın gencler Üzerine vaptığı tesir sadece öğretmenliğine münhasır kaldı. Ger- ci buglün Fransa'da en önemli beste- kârlar. 1945 ile SA vılları arasında on- dan ders alanlardır. Fakat Messiaen'- ın bestekârlığı hiçbir zaman pedagogr- hluğu kadar tesirli olamadı. Eserleri, uyuşmıyan unsurların ve renklerin bir karışımıydı; çok kere, Hollywo- od'un basit bestekârlarının musiki- sini andıran bir alelâdelik taşıyordu. FAKİR İşİ Tahir Kutsi Makal'ın , Şiirleri Petek Yayını olarak çıktı. Fiatı 100 kuruştur İsteme adresi: Galata P.K. 505 . İstanbul Mesasiaen'ın genç nesil bestekârla- rı Üstündeki büyük tesirine rağiınen bir başka öğreticinin çalışmaları daha kesin neticeler verdi. Bu öğretici Re- n& Leibowitz'di O da beatekârdı: fa- kat bu sahada Messiaen kadar bile ö- nem taşımıyordu. Fakat Leibowitz, Schönherg dünyasını yakından tanı- yordu. Bu mevzuda iki kitap da yaz- mıştı. Harp müddetince, işgale ve ya- sağa rağmen, Üç çağdaş Viyanalı Üs- tadın eserlerini ele geçirmeye mu- vaffak olmuştu. Bu eserleri tahlil et- ti ve Fransız musikişinaslarına öğ- retti. Genç neslin ilk büyük heste- kârı sayılan Pterre Boulez bile dizisel musikiyi Ren& Leibowitz'den öğren- mişti. Bomlez'in yolu D oulez. öğrendikleriyle — yetinecek l'yaradılıqtıı bir sanatkâr değildi. Dizisel musiki dünvasının kurallarını ve inanclarımı birer doğma olarak kat- bul etmedi. Meselâ Schönberg'in tem- anlayışının, bu bestekârın bizzat icat ettiği oniki ton dizisiyle uyuşamadığı- nı ileri sitrdü. Üç Viyanalı Üstadın bü- yüklük sırasını değiştirdi ve herkesin Üçüncülüğe lâyık gördüğü Webern'in, üÜç büyüklerin en büyüğü olduğunu i- kinci Dünya Savaşı arasındaki süre- nin tek önemli bestekârı olduğunu çevresine kabul ettirdi. bern'in başlattığı ve Boulez'in devam ettirdiği “dizisel atematism” birçok tenkıtci tarafındun 1910 yılı civarında Schö rR'in tonal sistemi mamıya bilhassa dikkat etmektedir. Eski bestekârların musikilerinde, ge- leceği hazırlayan temayül ve buluşla- rı ortaya çıkarmak suretiyle Boulez, nazariyeci ve tarihçi olarak da vazi- fesini başarıyla yapmıştır. “Büylikle- rimizin geliştirdiği ve — istifademize bıraktığı şeyleri hbir aAraya getirmek- ten baska ne yapabiliriz ki?” diyen genç bestekâr . 1925 yılında doğmuş- tur-. gerçekten bunu yapmıştır. Bou- lez, insicamlı ve yumuşak bir musiki diliyle, geçmiş günlerin buluşlarını, Schönberg'in oniki ton dizisini, Stra- vinski'nin ritmik asimetrisini, We- bern'in tınlama ve geometri anlayışı- m_ Debu-uy nin kurduğu “musiki si- telAkkısı içinde bir araya getir- . 1947-48 yıllarında bestelediği “İkinci Piyano Sonatı” ndan başla- yarak, 1952-56 tarihlerini .- sapıı bir yazı ter7iyle, bu dnvrsnıomı Kgerçekleştirmiştir. Bugün Boulez'in musikisi henliz dünyaya yayılmış değildir. 1958-56 tarihlerini taşıyan “le marteau sana maitre” adlı eseri, nisbeten daha çok r partisyonudur. Solo ka- dın sesi ve çeşitli çalgılar için yazıl- mış olan bu eser. çalgıların secilişi ve kullanılışı bakımından, uzak doğu musikisini hatırlatmaktadır. Bu ba- kıumdan, bestekârın i cÜünü sınırladığı için, mıştır. Maamafih, batı ile doğunun iz- divacı olarak görülen bu eser, her ça- lındığı yerde dinleyicilerin çok hoşuna gitmiştir. Halk henüz Boulez'i gerek- tiği gibi tanımıyorsa bile, gerek Fran. sa'da, gerekse diğer Avrupa memle- ketlerinde Boulez tesiri, Almanya'da Karlheinz Stockhausen, İtalya'da Bruno Maderna ve Luigi Nono. Bel- cika'da Henr; Pousseur gibi beste- kârlarda kendini göstermiye başla- mıştır. Yent duyuları bir istm Boulez in faydalı bir çalışması da, “Domaine Musical'ismi — altın bir konser serisi tertiplemek veböyle- ce Paris konserlerinin Togram bakı- mından monotonluğunu bir dereceye kadar olsun gidermek olmuştur. Bu konserlerden birinde calınan bir e- ger, yeni musiki çevrelerinin çok dikkıtlm çekmiştir. Solo çalgılar ve insan sesi için yazılmış olan bu ese- rin adı “Söguence” idi ve bestekârı da Jean Barragu& adında, henüz otuz yaşına varmamış bir gençti. Barragu& de Boulez gibi coc uk denecek yaşta kendini başlamış bir musikişinastı. Ama lsmi daha yeni duyuluyordu. da metin olarak Nietzsche'nin sözle- rini seçmişti. Bu sözleri serbest şekilde Fransızcaya aktarmıştı. Genc bestekârın Prozodi anlayışı bilnassa dikkat çeken tarafıydı. Barragııd, cülmleleri parçalamakla kalmıyor, â- deta eziyor. hattâ atomlaştırıyordu. cekinmiyor Böylece bazı sessiz harflerin vurmalı (bercussif) karakterini ortaya cıka- rıyordu. Bu tekniğini Barradud. tama- men musikiyle ilgili maksatlar irin kullanıyordu. Tenkitciler Fransız musikinlnin bütün Ümidini buzlin Boulez ile Ba ragus'ye bağlamışlardır. Mvısıkide bir Fransız ekolünün artık mevcutt bıılunmndıımm iddim edildiği bir sırı- ansız bestekârlarının h olduğu bir milletlerarası ekolün vü- cut bulmıya başlaması dikkat ceken durumdur. Bahceellevler DÖRT MEVSİM ANA OKULU İYİ BAKIM - MODERN TESİSAT - TEMİZ VE BOL GIDA « Bahçelievler, 19 cu Sokak No: 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: