7 Eylül 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

7 Eylül 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— — A —— — .D SİNEMA film tenkidine yol açma!anydı Harb &ona erer ermez bütün dünyayı hay- rette bırakan bır hı.mleyle ortaya çı- kan İtalyan ne ıâi inin bütün tohumlarını, dahu 1935 yılından baş- l inema — mecmu: ndı makalelerde, film tenkidlerinde bul- mak kabildi. Üstelik bu tenkidciler arasından ileride Michelangelo Ant tenkidciliği sinemayla a xıtmış. birbirlerinin varlık sebebi ol- Geleneksiz meslek "T ürkiye'de gazete — sütunlarında mesleklerini yürütmeye lar ise henüz işin başındaydılar. Zi- yurdumu: tenkidcılığinin hca Amillerdendi. Bilhassa “Va- tan” ile “DüÜnya” gazetelerinin ilâ- veleri b akımdan dikkate — değer bir hizmet görmüşlerdi. “Dünya”da Semih Tu, l ve Metin Erksan'ın, “Vatan” urhan Arpad ile Atil- lA İlhan'ın slnemnmn umumi mevzu- yazıları, film tenkid- lerine doğru ımmış ilk adımdı. Ni- tekim 1953-54 yılından itibaren Se- mih Tuğrul “Dünya” da, Burhan Arpad ile Atillâ İlhan “Vatan” da film ten çekten başarılı bir mevsim olmuştu. Mevsimin kahramanları eçen sinema mevsimi bilhassa beş tenkidci, seyirciler arasında devaml dikkate değer bir köprü hizmeti gör- dı)ler yun filmlerle mih Tuğrul: 1953 yılında “Dür- ya" gazetesinde film tenkidlerini oku- yup daha sonra izini kaybeden oku- yucular geçen mevsim Semih Tuğ- ruVu yazı işleri müdürlüğünu yaptığı “Tercüman” gazetesinde tekrar bul- dular. Arada geçen zaman, yazı işleri müdürlüğü vazifesinin ağırlığı, mes- lekten bir gnzetecı acelecihğının ya- zılarına ârız o 1 “Teri n” da- ki ilk te nkıdlerlm gören eskı oku- yucularını biraz hayal kırıklığına uğ- rattıysa da yavaş yavaş “Dünya"daki eski tenkidlerinin sağlamhlma yeni- den erı tı a İstanbul'da doğqn Semih Tııirul İıtan bul Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisinden mezundur. Bir mpddet asistanlık yaptığı versite- den ayrılıp gnntecmge geçmeden çok önce “Yeditepe” mecmuasının ilk sa- se “Dünya” nın sanat iı.Avesındekı yazılan sinemanın umumi vzula- rına el atıyor, ona, sinemıyı bizde ciddi bir mevzu olarak ele alan ilk yazarlardan olmak şerefini kazandı- rıyordu. Kendisini sinemanın nazari- yesi bakımından oldukça iyi hazırlı- yan Semih Tuğrul 1953-54 sinema mevsimi “Düny: gazete sBinde film tenkıdlerl yaparken bu ha- zırlanışın boşa medığlm ortaya koydu. Bir yanda; dı Bur! Arpad'- ın 1952 yılında kurd uğu "TUrk Film Dostları Derneği” nin ça.lışmalarına yardım ediyordu. Bu derneğin Tür l'ılmcıhğı hakkında yayınladığı ra- ırlanmasmda büyük eme- ğı gectığı gibi, “Devir” mecmuasın- da yine Türk filmciliğine geniş yer ayıran iki sayının neşredilmesini sağladı. Geçen mevsim Galatasaray Lisesi öirencılerinın kurdukln.rı “Si- nema Derneği” de mih Tuğ sinema mevzuundskı yorul- mak bilm: tı. îınemayı Bü mel kültür. olnrak kabul eden Si '1' film tenkidlerinde rasla başlıca kusur gazeteci lığımn ıenkıdcıhğımn nümüzün en mükem- Nijat Özön: yazılarını “Adna fuk” imzasiyle — neşreden Nijat Özön 1927 de İstanbul'da doğ- kındaki ilk yazılnrım 1950 yılı larına doğru neşret! Daha sonra “Yeditepe” mecmua.sındı devamlı o- —- 7a 6 »———ı—ı —i ç ae larak yazıları ve tercilmeleri cıktı. 1956 yılının başlarında Üç arkadaşiy- le birlikte sinema meselelerini, maga- zin dedikodularından olarak ele almıya çalışan “Sinema” mecmuası- ni çıkarmıya başladı. “Sinema” Tür- kiyı'dekı cıddl sinema derg'nerının il- okuyucunun lyamam ık maktan da kurtulam. ay dayanabildikten sonra İlk film tenkidleri bu mecmuada cık- mıştı; 1956-57 aınema mevsiminin ba- şından itibaren de “Ulus” gazetesin- de yazmıya başladı. İki ciltlik bir “*O- kul Ansiklopedisi” ve bir * Dilbılgisi" kitabından sonra “Sinema” mecmua- sının ilk ve yayını olarak cıknrdı “Sinema 5anatı" dilim tekniği, ekonomisi ile küçük bir söz- lüğü de ihtiva ediyordu ama, hiçbır yayınevinin sinema Üzerine hacimli bir eserji basmıya yanaşmaması, ya- zarın şimdilik en lüzumlu sandığı bir IUmu kendi imkânlan içinde orta- yol açmıştı Nijat Özön' Un tenkıdlen.nde, sine- tehlikeli bir hal almadığı d bilir. Umumly etle filmin işlenişınden çok. u Üzerinde durur. Sınem kultuı'ü onun en kuvvetli tara!ı oldu- ğu kadar, zaman zaman o:; yazar arasında aşılması 1 ve başarısız l.a afla takıbed doğru yıldız saytsile değerlendirilmesini ve basit hükümler bekliyen tembelleştirilmiş — okuyucular içın hazmı oldukça güçtür. Hüküm ver- ede mümkün u k rta rafsız kalmıya gayret edişi yüzünden bazan yazılarına sinen “akademik” havadan kurtulnbıldıgi vakıt başa- rısı daha tam olacaktı Tarık Kakınç: 19.&1 de İzmir'di doğan Tarık Kakınç orta öğrenimim bitirir bitirmeş hayata atılmış, çeşitli işlere girip çıkmış, bir ara memur!ye— te girdikten sonra şim; iden ser- best mesleği seçmiştir. Yaz rhk ha- olarak ceşıtlilık tucumelerıne el atmış, sonunda hi- anda karar kılmıştır. “Haııangıılr. “Vezir Düşü”, “Rıza Yye zarları arasında Tarık Kakınç'a kati çekecek hir yer sağlamıştır Bü- Bi tün bu çalışmılar ıras *. Bey Aile Bvi” gibi hikâye, uzun hlkg_ eni a eeR

Bu sayıdan diğer sayfalar: