21 Aralık 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

21 Aralık 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Kesilmek üzere mezbaha kapısında bekleyen koyunlar kahve nasıl tahrip edilecekti? Bü- rokratlar için bu zor ve mesuliyetli bir işti. Mesuliyet sevmez bürokrasi hâlen kahveleri ne şekilde imha ede- ceğini öğrenmek için, Ticaret Bakan- lığından cevap beklemekteydi. Unutulan yoğurt Bu hafta başında 85 kuruşluk yo- ğurt kâselerinin 100 kuruşa sa- tılmasına, zamlara kanıksamış İstan- bul halkı yine de akıl erdiremedi. Emirle ucuzlatma devresinde na- sıl oluyor da fiatı alenen yükselebiliyordu '7 Mesele basitti. U- fak bir dalgınlık neticesi, sütten ma- mul maddelerin azami satış fiatları- nı tesbit eden kararnamede yogurt unutulmuştu. Bir sürü yasağa rağ- men, yasaklardan sıyrılmasını — çok iyi bilen ticaret erbabı, fırsatı kaçır- mamış, yoğurt fiatlarını derhal yük- seltmişti Imalatçılar ıçın de sütten nir mak da- ha karlı bır ış halıne gelıyordu Yo- ğurt fiatı hizaya getirilmezse, İs- tanbullular sütçü dükkânlarında yo- ğurdun, peynirin yerini aldığını gö- receklerdi. maddeler Unlu için de — durum farklı değildi. Ekmeğin fiatı sabitti, fakat pasta, börek fiatları serbest bırakılmıştı. Un, tabiatiyle pasta bö- rek imâlatına kayacaktı. emirle ucuzlatmanın ko- mık fakat tabii neticeleriydi. Her malın fiatı teker teker tesbit edil- istihsal serbest — bölgelere Her malın fiatını tesbit, ibi i bir Önümüzdeki — günlerde emirle u- cuzlatmanın çok daha komik ve çok daha zararlı misallerini görecektik. 18 Karamanın koyunu, sonra çıkar - oyunu!. Ziyaretçiler Krupp Hazretleri . 957 yılında memleketimizde — en tantanalı şekilde ağırlanan adam kimdi diye sorulsa, kimsenin aklına Alman, İtalyan Devlet Başkanları ve meşhur Şark sultanları gelmiye- cekti. Herkes, hususi uçağıyla üç hafta Turkıyeyı karış karış dolaşan uzun boylu sarışın adama gösteri- len itibarı hatırlıyacaktı. — Avrupada başı eğik dolaşan, sabık harp suçlu- su Alfred Krupp'u ağırlamak için bütün resmi makamlar seferber ol- muştu. Tam üç hafta Çelik Kralı Krupp un resmi ve sözleri gazetele- rin ilk sayfasında yer almıştı. Sanki Hızır memleketimizi şereflendirmiş- ti. Türkiyeyi yeni baştan inşa edecek- ti. Asma köprüler, İran yolu, loko- motifler, yüksek fırınlar hemen ku- ruluveriyordu. Altın yumurtlıyan ta- vuğun bu kadarcık itibar elbette ki hakkıydı. Malüm gazeteler daha da ileri gidiyorlardı. Krupp'un Türkiye- ye yatırım yapmasını, muazzam kal- kınmanın delili olarak gösteriyorlar- dı. Sonra aradan aylar geçti.. Hızır Aleyhüsselâmdan hiçbir ses seda gelmiyordu. Krupp Hazretleri hak- kında kasideler tertiplemekte birin- ci gelen meşhur Zafer, üstadın ismi- ni sanki unutmuştu. Meraka düşen birkaç gazeteci, paylaşılamıyan mi- safirin Türkiyede yatırım yapmaktan vazgeçtiğini nıhayet öğrenmişlerdi. Anlaşması imzalana Karabükteki yüksek fırın bile, çaresiz başka bir firmaya ihale edilecekti. Demiryolla- rına açılacak krediler, Şark sultanla— rına hiç benzemiyen iş adamı Kr un ihracat mallarımızın karşılıgında garanti gosterılmesını istemesi Üüze- rine suya düşmüştü. 57 yılının en itibarlı misafiri- nin, Türkiyede para — yatırmaktan vazgeçmesinin, acaba lâfla yürütülen kalkınmanın bir delili olup olmadı- ğı hususunda malüm gazeteler tabii ki hiçbir şey söylemiyordu. eçen haftanın başında sessiz se- dasız Washingtona gelen İtalyan Dış İşleri Bakanı, beraberinde, sata- cak bir fikir getırmeyı de ihmal et- memişti. Zeki Pella, Orta Doğuda bugünlerde ne yapacagını bilmeyen Amerikaya, Orta Doğu için yeni bir yardım plânı sunuyordu Fikir hakikaten cazıptı Amerika- nın Marshall Plânı dolayısıyla, Av- rupa İktisadi Işbırlıgıne dahil ala- caklarından vazgeçmesi, plânın yü- rümesine kâfi gelecekti. Her yıl 100 milyonu bulan bu alacak, 9 kişilik bir milletlerarası heyet — tarafından idare edilecek ve Orta Doğu memle- ketlerine ucuz faizle uzun vadeli kre- diler açmak için kullanılacaktı. la, plânı siyasi bakımdan us- taca hazırlamıştı. Bütün — Avrupa memleketleri plânı destekleyecek- lerdi. Emperyalizm komplekslerinden henüz kurtulamayan Arap memle- ketleri plânı iktisadi — mahiyetteki milletlerarası bir teşekkülden — pek fazla 1şkıllenm1yecek1erd1 Bundan başka, plânın Eisenhower Doktri- ninin yerini almak gibi bir iddiası da yoktu. Gelgelelm Sam Amca, plânı pek beğenmemişti. Kendi adını taşımıyan bir plânın.bütün sermayesini temin etmeye razı görünmüyordu. AKİS, 21 ARALIK 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: