18 Kasım 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

18 Kasım 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İNEMA Filmler Ya.mızlar Rıhtımı a.lnızlar Rıhtımı"nı görmeden ce,insan daha filmin afişlerine baktığı zaman bir kırkuya kapılıyor ve Amerikan filmlerinin kötü bir kopyasıyla karşılaşacağını sanıyor. Mavi bir fon üstüne basılan afişler- de filmden bir aşk sahnesinin ve kö- tü karakterlerden birinin resimleri çizilmiştir. Bu iki resimde bır ;uısur aramak yersizlik olur. Fakat şteki Üçüncü resime bakınca 'ış deg şıfor Üçüncü resim bir kaptana aittir. Üs- tünde üniforması, başında resmi kas- keti bulunan bu şahıs elındcki eLbixe bavulu ile tamamen Carol ed'in “The Key - Anahtar” adlı fılmı deki kaptanı, yani William Holden'i andır- maktadır. Andırmaktadır demek ha- tadır. Daha doğrusu William Holden'- in ta kendisidir demek icabeder. Ara- daki fark afişteki kaptanın Sadri Alı- şıka biraz benzemesinden ileri gel- mektedir. Filmi gördükten qonra seyirci ra- hat bir nefes alıyor. nkü "Yalmz- ar Rıhtımı” Carol Reed in filmine benzemediği gibi, bazı tarafları ha- riç Amerikan filmlerinin kötü bir kopyası da sayılmaz. Bununla bera- ber “Yalnızlar “Rıhtımı"”na iyi bir fi- lim diyenler de haksızlık etmiş olur- lar. Film İstanbul 1limanında, uzun plândan çekilmiş bir rıhtım sahnesiy- le başlıyor. Sonra Çolpan İ ryoyu yazan, fakat yaz- dıkları değiştirildiği —için Tilmin je- nereğinde ismi bulunmayan Atillâ İlhan'ın bir şiirini dinleriz. Filmin te- mi - eğer filmde tem diye bir unsur bulunduğunu kabul etmek icabederse -yalnızlık Üzerine kurulmuştur. Kar- ten çekinen Musevi mi? Belki de karakteri hakkında birşeyler öğrTenemediğimiz, öğrenemediğimiz için de hiç üzülmediğimiz dördüncil şahıstır. Ya bir iki defa görülen ve filmin sonunda unutulan zengin pat- ynı sualleri soru- & suru diye bir şey ele alınmıştır, Hi- kâye devam ediyor. Amerikan film- lerinden kaçıp “Yalnızlar Rıhtımı”na ığınmış olan cete reisinin bir bar işlettiğini ve barda da çirkeften çe- kip kurtardığı bir kızın bulunduğunu öğrenivoruz. bu. ywood “vampir”- ri gibi dar elhiscler giyen ve kıskanç bir akordiyoncunun delici bakışları altında şarkılar söyliyen bir kızdır. Hafif batı mnziız'lmn veya yerli tan- goların en kötü örneklerinden olan bu şarkılar bazan korkunç, bazan de ko- ANTİS. 12 RA"TA 1929 mik bir takım seslerin birbirine ka- rışınasından meydana gelmiştir. Cir- keften kurtarılıp çete reisinin barı getirilen kızın karşısına bir gün y kışıklı bir kaptan çıkar. İkisi de ha— yatta yalnız kalmış irsanlardır Yal- nızlık duymalarının sebebi gayet ba- sittir. İkisi de “Yalnızlar Rıhtımı" ad- h filmde oynamaktadır. Seyircinin başka bir sebep bulmasına elbirliğiyle imkân verilmemiştir Yalnızlık duygusunu hayatların- duki boşluğu birbirlerine açıkca söy- lentelerinden anlarız. Filmde karakter ml &i diye bir unsur aramak hata . Karakterlerin geçmişini incele- o! mok veya olaylar karşısında seçtik- leri hareket tarzım araştırmak için senarist seyirciye ne rejisör, ne de M korkunç bir şekilde dövmüş olan çete Teisi sevgilisinden vaz gecçemez, onu amaya çıkar. Kız sevdiği kaptanla bir hayata atılmak üzeredir. Yollarını kesan çete relsi ile kaptan arasında müthiş bir döğüş başlar. Neticede kah ramanımız kaptan mücadeleyi kaza- nır ve sevgilisini koluna taktığı gibi yoluna devam eder ve film de burada biter. Filmin değeri «6 V alnızlar Rıhtımı”nin — başarısız yerli filmlerimizin arasında yer almayacağı muhakkaktır. Buna xag- men filmde aifedilmesi güç bazı ku- surların bulunduğunu kabul etmek 1- cabeder, man veya denizcilik hayatının yarat- tığı bir hava aramak boşunadır. Bu- nu bilhassa Sadri Alışıkın yarattıfı “Yalnızlar Rıhtımı”ndan bir sahne İyiye atılan adım... fırsat vermemiştir. İki yalnız tnsan arasında aşk ilerlerken çete ve çete Teisi de boş durmamaktadır. Bir tür- lü esasını öğrenemediğ'miz bir kara- borsacılık vurgunu hazırlanır. Bu a- rada bir iki rinde galiba merak yaratmaya çalı- şılmaktadır. Yasadığı hayattan şikâyetçi olan kızın etrafında ona tamamiyle sahip çıkmak isteyen çete re:si ve yakışıklı kaptandan başka bir de barda akor- dion çalan bir genc vardır. Tabift o- nun da yalnızlar sımıfına dahil oldu- Bğunu söylemeye lüzum yok. Fakat bu adamın filmdeki mevcudiyetinin beC' bini kimse bilmez. Sonunda da yi anlaşılmayan bir sebepten bturu öl— dürürler. Bu sırada çetenin mensup- ları paraları aldıktan sonra bir depo- da toplanmışlardır. kızı bir gün önce başka bi kaptan rolünde görlüyoruz. Senaryo yazarı da, rejisör de esere bu kapta- nın bir denizci olduğunu seyirciye İi- nandıracak hiçbir unsur katmamıştır. İğreti üniforması, iğreti kasketi ve iğreti tavırlarıyla kaptanın dış görü- nüşü bile kifayetsızdır. Sıvll elbise ve kravat kullandığı zaman karşım daha inandırıcı bir Sadri Alısık cıkı- yor ki bu da filmin ismine uymayan bir durumun yaratılmasına sebep yor. Filmde isminden ötürü bir ıkl li- man sahnesinin de bulunması lâzım- dı. “Yalnızlar Rıhtimı”niı — çevirenler bu noktayı ihmal etmemişler. Fakat parke kaplı bir rıhtım köşesi veya bir gemiden filme alınan hikâyenin — tesirini muşan oyuncuların — <

Bu sayıdan diğer sayfalar: