13 Şubat 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

13 Şubat 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AMDAN AKŞAMA Rüyeti hilâl (Bektaşi fıkrası ) Rüy fennen sabit olmuş imiş de Ramazan başlamış i de mişmiş?!.. Fakat a İstanbul — halkı, Felsefi “vizüalist, leşti; — yani, gözüyle görmediği şeye inanmıyor | galiba ki, hapır hupür — oruç yiyorl. Bektaşi, Ramazanın yaklaştığını ce, meyhanenin perdelerini irmiş; gelsin rakı, gitsin meze; gelsin meze, gitsin rakı; - ha ba- bam çakıştırırmış. O esnada devre çıkan su başı, meyhaneye baskın verip de, bek- taşiyi o vaziyette görünce: — Bu ne bre nadan?... Ramazan gediğinden haberin yok mu? Diye sormuş; bektaşi de, kapalı perdeleri göstererek: — Rüyeti hilâl kabil olamadı! Cevabını vermiş. Anlaşılan, bektaşi de - “ vizüa- list , lerdenmiş; — ve zaar, İstan- bul halkı, göklere çekilen kalın bulut perdesine bakıp: ğ — Rüyeti hilâl kabil olamadı! Diyor?! - kim bilir?! (Vâ-Nü) aNDN LA aNAANNNNAamamanmammammmmm Kimya asrı Bütün kimyakerler kadınlar için çalışıyormuş Fransız mecmualarından birinde — meşrolunmuş bir makaleye nazaren | bu asrın ismi kimya asrı imiş. Her şeyi kimya - hallediyormuş. Şimdi kimyakerlerin ekserisi bil- hassa kadınlar için çalışıyorlarmış. Bir zamanlar ipekli kumaşlar pahal: olduğundan yalınız zengin- ler bunları giyebilirlerdi. Halbuki bu asırda icat edilen suni ipek sayesinde en fakir bir kadın bile , ipekli çorap ve çamaşır miş. Bütün dünyanın halis ipek istihsafâtı senede 45,000 ton iken, ipek sarfiyatı geçen sene 100000 tonı geçmiştir. Bir çok kimyakerler laboratuar- larda yeni bir lavanta, krem, pudra, | dudak ve yanakıkırmızı, saç boyası, | bulmak için gece gündüz çalışıyor- lar ., Diğer. tarafdan suni ve diğer taşlar san'atı büyük bir tarakkiye — mazhar olmuştur. Mecmua - kadınların ” tuvaletleri için sarf ettikleri paranın boşa »Bilmediğini, bilakis binlerce insa- 'nm bu sayede geçindiğini ilâve — Sen böyle her kur yaptığın erkekle darılırsan kimseyle dost olamazsın! fiatlar da yükseliyor Odon ve kömür Hatları gittikçe | farlıyor. Odunun bir çekisi 8 İi çıkmıştır. Kömür şehrimizin muh- telif yerlerinde 10-12 - kuruşa kadar satılıyor. Bakkallar - konserve - Fiatlarını artırmışlardır. Evelce 25 kuruşa satılan kutu- lar bu günlerde 40 kuruşa çık- mıştır. Yağ fiatları da yükseliyor Trabzon yağları 210 kuruştan 250 kuruşa çıkmıştır. | Et fiatları Asma altında 120 | diger semtlerde 140 küruşa kadar | Esasen şon günlerin iş görmektedir. Kadı ' “y yolları hâlâ açılamadı İstanbul ve Beyoğlu cihetindeki caddeler tramvay şi netin gayreti mertebe açıldığı ve münakalât z çok temin eç halde Kadı köyü ve civarında hiç bir tathirat Bahariye, Cevizlik gibi kalaba- lık bir halk kütlesinin oturduğu yerlerden geçmek çok müşküldür. | Emanet hiç olmazsa Bahariye cadde-) sini açtırarak Kadiköylülerin çok haklı olan şikâyetlerine nihayet vermelidi KÜ almık Şark şimendüferlerine bir ihtar Şark şimendüferlerinin yeşilköy | hattına işletmekte — olduğu tiren> | lerin teshin edilmemesi bir çok sikâyetleri celbetmiştir. Şehremaneti, Şark - şimendüfer | idaresine müracaat ederek tren- astılmasını, aksi / takdirde balkın sihhati itibarile kanuni takibata mec etmiştir. Susuzluktan kalöriferler yakılamadı Dün dördüncü vakıf banının kaloriferleri susuzluktan yanma- mış, Ticaret odası Borsa, Kibrit, Şeker inhisar idarelerinde, ban- lerin ur olacağını ihtar kalarda çalışmak pek — müşkül olmuştur. Kalorifer — yanmadığı için bu daireler. Evkaf idaresine şikâyet etmişlerdir. Bundan başka Birinci vakıf hanındada kaloriferler yanma- mış, orada bulunan daireler de | | | | | heye, başlar | bekâr ( olanların da ayrılması olduğunu | rılanlar da Bu sene yaş sebze- leri çok geç yetişecek Son soğuklar, mezruata büyük zarar ika etmişir. Yaz sebze fideleri kış mevsiminde camekân içinde yetiştirilir, bilâhare dikilir. Havanın şiddeti fide camekân- larını ta mamile kirdığı için sebze fideleri mahvolmuşlardır. Bu itibarla bu sene turfanda | sabze yetiştirilmesi imkâni kal- mamıştır. Havalar — düzeldikten — sonra sebze fideleri yeniden camekânlar içinde yetişdirilecektir. kışın şidde- ti yüzünden yaz sebzesi bu sene geç vakit yetişecektir. Gayri mübadillere tevzi edilecek para Mübadele konusıyonu Türk hey- eti mürahhasası reisi Gmal Hüsnü Bey müterakim Yunan emlâkinin | icar bedellerine ait birinci liste | muhteviyatını tastik etmiştir. Evel- cede yazdığımız gibi tevzi edilecek para yekünu 29 bin küsur liradır. Birin: stede 105 aile mukayyettir. Şimdiye kadar tevziattan istifade etmek üzere 400 küsur kişi müra- caat etmiştir. Fakat bunların ev- zakı noksan olduğu için vesaiki muntazam olanlar, birinci listeye ithal edilmiştir. Tevziat mü marifetile adele - komisyonu yapılacaktır . Heyeti | mürahlasamız fövziata başlanmak üzere Hariciye ve Maliye vekâlet- lerinden müsade istemi Akşam sanat mektepleri Maarif vekâleti orta - sanatlar mektebi bulunan mahallerde “ şam sanat mektepleri, namile birer mektep açmağa karar ver- miştir. Bu mektepler ameli ve Teknoloji, resim, Türkçe, hes: 've defter tutma usulü şubelerini ihtiva edecek ve sanata mutaallik her ders gösterilecektir. Bu mektepler şimdilik İstanbul Bursa, Ankara, Konya ve İzmirde sanat Mekteplerinde açılacak ve hususi bir kadroya tabi olacaktır. Açılacak şubeler en az 15 Ta- lebe müracaat ettikten şat edilccektir. Aşıklar ne zaman fazla yemek yerler? İsviçreli bir doktkor - hastalık- larım iştiha üzerine olan tesirlerini tetkik etmiş ve en şayanı dikkat hastalık olarak aşkı bulmuştur. Doktora göre aşık olan kadın ve erkeğin iştihası her gün te- havvül edermiş. Sevişen bir çiftin iştihası mü- kemmel iken, biri diğerinden şüp- zaman — iştihası kesilir yemek yiyemezmiş. Birbirini beğenen iki genç, ne Yediklerinin - farkına — varmadan yerler, ve midelerini bozarlarmış. Doktor, bu hallerin yegâne ilâct olanların evlenmesi, evli beyan etmiştir. Fakat bunun da pek müessir bir ilâç olmadığını ilâve etmiştir. Çünkü, evlenen | bekârlar bir müddet sonra boşan- mayı zihinlerinden - geçirirler, ay- tekrar evlenmeyi düşünürlermiş!... Aşk ve iştiha : Taksim arsası bu sene bina inşa edilmesi temin | olunacak Taksim meydam, şehrimizin en | şerefli yeri olduğu halde seneler- denberi harap bir halde kalmıştır. Bunun başlıca sebebi Taksim arsasının metruk brakılmasıdır. Emanet bu ciheti nazarı dikkate alârak Taksim emlâk şirketine | müracaat etmiş ve bir an evel arsaların satılığa çıkarılmasını, bu Süretle bina inşasınm teminini talep etmiştir. Dün şirket memur ve mühendis- leri Emanet fen işleri müdürü Ziya beyin nezdinde toplanmışlar ve satılacak arsaları tefrik etmek- le meşgul olmuşlardır. Emanet, Taksim — meydanına gelecek inşaat mevsiminde bina yapılmasını muvafık gömektedir. Kar fırtınası ve ticari muamelât Son kar fırtınası yüzünden ithalât ve ihracat işleri azalmıştır. Ankara, ve Konya trelerinin bir kaç gün işliyememesi ticari hayatta tesirini göstermiştir. Bu işte şehrimizden 'n celbeden yerler müteessir ol- muş bazı vilâyetlerde ekmek fiat- ları yükselmiştir. Son bir iki gün içinde yollar açıldığı için bu havaliye un sevk edilmeğe başlanmıştır. Dün Haydar paşa tarikile Ana- doluya 1955 çuval un, 100 çuval arpa 10 çuval fasulye sevk edil- miştir. Ramazan ve kar Dün gece ramazanın ilk akşamı idi. Bu münasebetle her sene Şehzade başında muhtelif eğlem- celer başlar kahveler dolar, tiyat- rolar en zengin programlarını ilân ederlerdi. Bu sene bütün Şehzade başının ramazan âlemi fırtına ve kar tipisi içinde kaybolmuştur. izmirde grip İzmir gazeteleri yazıyor: Grip hastalığı tahaffuz çarele- rindan en birincisi rüzgârdan ve hava cereyanından sakınmaktır. Onun için Vilâyet Sıhbiye Mec-, lisi tramvayların ön taraflarındaki kapıların hareket esnasında daimi surette kapalı tutulmasını karar- laştırmıştı. Fakat Göztepe Tramvay Şirke- Vi bu kararı tatbik atmedi. Hâlâ da etmiyor. Sıhhiye Müdürü; Şirkete bu hu-| Sasta - yaptığı tebliğatın —nazarı dikkate alınmadığını gördüğümden Sari hastalıklar kanunu mucibince Şirket aleyhine takibatı kgnumiye- ye tevessül etmiştir. Şirket mah- kemeye verilecekt Japon sergisi Şehrimizde bir Japon sergisi | ve istihbarat kalemi açı ği yazmıştık. — Ticarat — mi serginin açılması için İktisat ve- | kâlstinden müsade istemiş Yeşilköy zabitai belediye muavini | Yolda kalan tren amelesile W Yeşilköy halkına çok büyük mu- avenetlerde bulunan zabitai bele- diye mu: Hüsnü efendi ile amelinin ikramiye ile taltiflerine emanetçe karar verilm'ş'ir ARADA SIRADA IMasa başıada sohpet Sokağın karamı, havanın soğuğu- nu, kışı, rüzgân, dünyayı unut- uştuk... Oda luzumundan - fazla sıcak gelmğe haşladı; pencereleri içimize doldurmak ihtiyacını duyuyorduk. Gözlerimiz gök yüzü kadar-bulutlu, gönlümüz ufuklar kadar tipili idi. Masa başındaydık. Kütüklerin çıtırdayarak yandığı ocaklara, kaloriferle, salamandra- | nn bışmıma uğrayan çini sobalara, lTâmbaların alçak gönüllü işikların- da / aşıldayan manğallara hasret kaldıktan sonra, kış gecelerinin Tâlezafı masa başı oldu. Gözlerimiz gök kadar bulutlu züîîîx ufuklar kadar tipili de- dim, artık masanın ne masası o duğumu sormazsınız. Het halde iftar sofrasında de- gildik... Nelerden bahsettiğimizi de sor- mayınız. Kış gecelerinin İâlezarı olan bu masa başlarında konuşu- lanlar ne kaleme gelir ne de imlâye Gelelim sohpete. Üç çeyrekten beri, parlak gözlü bir hanım efendi, parlak gözlü bir beyfendiyi yan odanın sedirinde dı, değil miydi bilmem... Bilmeğe de vakıt ” kalmadan nasılsa e — sıcakta kardan söz açıldı... Tuhaftır ama böyledir: kadınla- rın buludukları mecliste nedem söz açılsa iş mutlaka severimle sevmeme biner, Kar denir dem mez de severimle sevmem mev- zuu bahsoldu. Parlak gözlü hanımın kocası hemen atıldı. — Bizim hanım kar içinde yu- varlanmasına bayılır, dedi. Hanım efendinin derhal sesi duyuldu: — Affetmişsin böpek değili Ev sahibi hanım efendinin yar nına sokuldu ve usulcacık: * — Tabü, dedi, siz sadık der gilsi sen onu bem Bu pek yerinde nükteyi ben derhal not ahnca bu sefer er sahibi bana dündü: — Yaz bakalım, dedi, yarım “ Akşam , a değil — Evet. Bir müddettir köşelerden birinde sırmakla meşgül olan yaşlı bir bey yarın akşam sözünü duyar düymaz başını kaldırdı: — Ben de gelirim! s.l sana! dün gece , ünde arap dadıyı öpmüşsün .. — Vallahi karıcığırı tipiden göz gözü görmüyordu, arap dadıyı süt beyaz gördüm!

Bu sayıdan diğer sayfalar: