3 Mayıs 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

3 Mayıs 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Perodiguet'ler bir karı- kocaya dünyanın tarafında rastgelmenin imkân ve ihtimali yoktur. Onların - tamahkârlığını tası için cilt cilt romanlar yazabilirim. Fakat, neylersiniz ki, hacim - mi sait değil. Binaenaleyh, şimdilik, #ü hadiseyi yazayım, elverir: Prodiguet'ler evlendikleri vakit, adeti belde mucibince, bal ayına çıkmak zaruretinde idiler. akat, bu taktirde, dükkânlarını kapatıp ticaretlerine ket vurmak- ÖĞEEREE İ DPTRENT münavebe ile çıktılar: İlk önce, karısı, Viyanaya kadar gitti. Bu esnada, dükkân işlerine kocası baktı. Sonra, karısı geri dönüp ticareti döndürürken, erkek bal aymna çıktı. Bittabi, seyahat namına gi görecekleri de bundan , ibaretti: artık, tramvaya bile binmez oldu- lar, İktisada son derece riayel ediyorlardı... Her hususta, bu böyleydi: Yemek hususunda, içmek hususunda, giyinmek bususunda... yeyani Prodiguet- bir pantalonla santraşlı aptırmıştı. Başka elbisesi olma- ığı için, Allahm günü, bunları giyer dururdu. Karısının - yani Hortense Pro- digvel'nin - ise, gayet asri zevk- leri olduğu için, etekliği yeşil, bluzu kırmızı, şapkası maviydi. Aynı tarz ömrü yıllarca sürük- leyip durdular. Nihayet, zaman, hükmünü verdi: Karı-kocayı çökertti; ve'erkele; günün birinde hasta düştü; döşek- lere serildi. : Hortense Prodiguet, ilk önce, bu meseleye, sevindi. Zira kocasına sıkı pehriz lâzim olduğu için, mutvak masrafı azalmıştı. Lâkim, sonradan, — kadıncağızın — kayfi kaçtı: Parayla doktor getirmek lâzım geliyordu.! Ucuzca bir doktor buldu amma, bu doktorun ücreti, gene, yemek parasından fazla idi. Üstelik, ilâç parası, ayrıca belâyı azimdi. Hastanın hali, günden güne fe- nalaşıyordu. Bütün bu felâketlerin üstüne, yeni bir felâket daha ilâve olun- muşta: Kadının elbiseleri, hem arka tarafından, hem dirseklerin- den bırtlayıp yırtılıvermişti. Yeni bir esvap yaptırmak icap ediyor- du. Hazır bir esvap almak üzre sokağa çıkıyordu ki, birdenbire sarardı. Zira, aklına, şu fikir ge- Tivermi « — Eğer zevcim ölürse, onun ölümünden sonra, matem tutmam dâzım. Binaenaleyh, açık renk Tefrika numerosu:78 / kırmızı, yeşil, Hemen, doktora koştu. Onu, sıkısıkı istintak etti. Doktor da, kocasının mahvolmuş bulunduğu- nu, kurtulması imkânı olmadığını itiraf etti. Kadın, samimiyetindem — dolayr doktora teşekkür etti. Kararını wermişti. Trziye gidip kendine bir matem elbisesi ısmarladı. Lâkin yüzbinlerce hayret ki, kısa bir zaman sonra; - dokforun tahmini bilâfma - Gaston iyileşti. Fakat, hastalığı sari bir hastalık- bu sefer de, kadınyatağa B M G Erkek, elbiselerine baktı. Fena halde eskimiş; Time lime olmuştu. Hem, hastalıktan sonra, “pötikare,, panlalonla santraşlı ceket bollaş- mış bulunuyordu, Kurşuni bir kostüm ısmarlamağı düşündü. Fakat, gözü, yatakta balmumu gibi sapsarı yatan ka- rısına iliştir. Cidden ümitsiz bir manzara irae ediyordu. Doktorun ağzını arayınca, aldığı cevap şu oldu: — Maalesef, zevcenizden hayır yokl.., Artık, ondan ümidi kesin! Bir ay ya yaşar, ya yaşamaz. M. Prodiguet, doktora teşekkür etti. Kurşuni elbiseden sarfı nazarla, kendine bir siyah kostüm ısmarladı. | Türkiyede, F efendinin hava hakkında söyledikleri nasıl hep tersine çıkarsa, bütün dünya yüzünde, — doktorların — hastalar hakkında söyledikleri de, öylece, ayolle aksine çıkar.. Burada dâ, bu kaide- bozulmadı: kadın, bir 'azr sonra ölecek yerde iyileşti. Artık, kari - koca pürsikhat, | pürneşe idiler. Yaz gelmiş; temmuz, — bütün cehennemiliği ile, ortalığı kasıp kavuruyordu; Prodiguet'ler, şöyle bir az gezip hava almak için dışarı çıkmaya karar verdiler. Yeni elbiselerini giydiler; kol- kola girerek, tutarak ilerdiler. Anonim şirketler hakkında rapor Ticaret müdüriyeti anonim şir- ketlerin bir senelik vaziyeti hak- kında tetkikata başlanmıştır. Bu tetkikat şirketler komiseri Remzi B. tarafından yapılmaktadır. Remzi B. hazırlayacağı raporun- da geçen seneye nazaran hangi şirketin daha çok kazandığımı izah edecektir. .CASUS MEKTEBi * — Mis NORA DAVİ Fransız zabiti bu arkadaşına başından geçenleri bütün tafsilâ- tile anlattı ve ondan muzaharet talep etti. ! Gazeteci ona: | — Bön seni bir kaç güne ka- dar bu sıkıntıdan kurtarırım! Diye vadetmişti... | Bir Akaç “gün sonra- tekrar buluştular. Bu müddet zarfında bütün Paris gazeteleri Alman ca- susu Madam Bertanın idam edi- Iııkm söylediği çok meraklı şey- iyordu. Gmıuı Mülâzım Korbeye de- di ki: — Madamki senin yegâne sev- İS in Sergüzeştleri diğin kadın bugün Berlinde bulu- 'nuyor; onu bir başkasile evlenmek mecburiyetinden kurtarmak için yalnız bir çare var... — Nedir o çare? — sevğilinin, kendisile evlenmek ihtimali olan erkeğin ismini bana söylersini Ben, gazetemizin yarınki nushasında ondan bahsederim. mesele bir kaç gün zarfında hal- | ledilir. — Nasil halledili ? — Senin nene lâzım... Sen ba- | na © erkeği bü kadar kâfi. — Ben sevgilimi cebren almak istiyen Almanın ismini biliyorum : ismini - öğren, p DA a A 76 saat piyano Bir Viyanalı rekoru kırdı Amerikalı kemp; isminde bir pi- ) yanist Şıkagoda | 73 saat mütemas dofski bu rekoru kırmak içim Ho —— Ledotski tel salomlarında konsere başlanış T6saat mutemadiyen çalarak kempin yerine şampıyon ilân edilmiştir. Ledofski yetmiş üçüncü saatı ikmal edip yetmiş dördüncüye başladığı esnade Viyanalilarca |pek makbul olan ( Letrausun) | *Güzl mavi Zuna, valsım çalmı ve samin tarafından fevkalâde Alkışlanmıştır. Ladofskinin beyanatına naza- ren insanı yoran piyano çalmak değil uykusuz kalma imiş. Bu rekoru kırmazdan evel Ledofski yüz saat uykusuz — kalabilmek için idman yapmıştır. izmirde bir intihar İzmirde Beştepelerde- Mesçili sokağında Bayram namında 16 yaşında bir genç beynin kurşun sıkarak intihar etmiştir. Bu gencin intiharına sebep yanında — çalışmakta — bulunduğu Hasan namında bir şahsın - ken- disine sui muamelede bulunması | iş arıyanıın Ktit Şakı müğinem Yar. Fransızcayi Yenti Tarkçeyi / işi yazâr! olcurüm Ayokafi komisyonen v tüecar yazmlla höser b a uluk masgla kabır Tümdör Aötesimi; Cağaloğlunıda Sihhiye madaru Şefrü vasıtasışlez Kenal iş arıyorum Mesleğlin Nafia işleri restamlığı lup ber hatigi bir şirket ve ya büroda mur yakat ve va dalmi/ çahışmak Astiyorum, Fransizen Jisanına — Vakıfim, — vazifönin İstanbulda ve ya da olmasının ehemmiyeti yokt a edenlerin şera- ti mohi Tstanbul yüksek mühendis mektehi KON Nolt Bir daktilo hanım iş arıyor mektapla atideki adreso Bir eczatı aranıyor ezahanesi için alip ırv.ukh 43 Doklar Tüdeb â beye müracaz Binbaşı Veller. * Mülâzim Korbey ertesi sabah arkadaşının gazetesinde — gözüne çarpan şu havadisi heyecanla okudu. > BİR CASUS! Y “Husust bir menbadan al- malümata göre, memle- le düşman hesabına çalı- şan yeni bir casus, izini belli etmeksizin Jaaliyete geçmiştir. Hattâ bu casusan Berlinde Bin- başı VELLER il& gizliden gizliye muhabere etmekte olduğu tahak- kuk etmiştir. Geçen gün idam edilen BER- | TAzan evrakı arasında, bu ha- beri teyit edecek olan bir kısa mektup bulunmuştar. Bu mektup Veller imzasile yazılmıştır. Veller bu mektubunda diyor ki: “BERTA senin kalbinde yaşamak ve seni ı;ıîmâ'ç'ııç Bir Pagadanın — aksettiğidir . Nereden oldugunu ben de- tayin edemiyorum. — Benarastan mi ? Colkadırda danmı? Maduradanmı? bilmem: Fakat her halda Hollan- dadan değil. Bizzat dansözle bu mukâlemeyi yapanm doktor Bralez de diyor ki * bu kadınır nerede doğduğu hakikaten bir sir olmalıdır, çönkü ne tipinde, ne derisinin renginde, ne düşünüşünde, hulâsa: biç bir şeyinde — Avrupalıyr andıran bir hususiyet yoktu.,, Sonra gene kitaplar Mıeluıne SMALD Ia diniz; bari sizin-istediğinizi söyle- yiniz de onları getireyim. — Doktor beni aşk ve sanat yollarına sevkeden kitapları oku- Mak için içimde müthiş 'bir arzu var. Benim bu kitaplarım Navilly- deki evimdedir, oradan getirmek mümkün değil, bulvarlaki kitapçı- arda da bulunmaz. Acaba “Asar diniye, müzesinde bulamaz mı- sınız. — Madam daha isimlerini söylemc bulunacağını bileyim, — Muaazzam Hint kitapları Doktor. “Prem Sagar,, in tercü- ini biç okudunozmu? Ben bahislerini ezberden bilirim. fanilerin bütün — hislerini eder. Bugün sizin meşhur diye yadettiğiğiniz avrupalı — şairler antak-onun bazı parçalarını tekrar etmekle meşguldur. Keza “Kalidasas , ın Tiyatro kitabı da baoa çak neş'eli günler- geçirtmiştir. — Sahne — sanatının Pariste cn yüksek mertebesine çıktığını iddia edenleri işittiğim zaman gülmekten kendimi alama- yorum. Bunu söyleyenler her şey- den galil zavallılardır, hakiki san- atm uzak şarkta, hintte olduğunu Bilmiyorlar. Mata Hari bu hususta daha bir çok izahat verdi. Bir çok isimler saydı döktü ben, karşımda bu | felsefi mütalaalarda bulunan ka- dımın idama mahküm bir insan olduğunu düşündükçe hayretlere garkoluyordum. Nihayet arzu ettik- lerini bulmağa çalışacağımı vade- derek ve bir kaç kitap ismi ya - | zarak ayrıldım. Bunları - kitapçılardan bulmak mümkün olmadı, Sen Lui hasta- hanesinde çalşan arkadaşlarım- dan birinin şark edebiyatına meraklı - olduğunu bilirdim, ona müracaat ettim. Bana budalığın kitabı mukaddeslerinden bin çilt | ilelebet mesut edebilmek için her şeyi göze aldım -. Hattâ vatana hiyaneti bile. Gönderdi- | #im haritaları fransızlara büyük para mukabilinde satartık zengin olmağa çalış f..n Bu mektuba -nazaran, — geçen gün idam edilen BERTA nın iki Bir “ seğaset - kullandığı anlaşılıyor ., | Mülâzım korbey bu ” satırları zaman arkadaşının ze- hayret etmişti. İşin iç yü- zünü bilmemiş olsaydı, bu mühim havadise kendi de inanacakti. Hakikaten Bertanın evrakı ara- sında aşağı yukarı bu maalde bir | mektüp - çıkmışsada imzası oku- namamış ve” bilahare evrak | tetkik — edilirken bu — mektup nasılsa Zayi olmuştu. Gazete mu- /| harriri bunu polis müdüriyetinden | Süreti husüsiyede istihbar etmişti. | yüzlü Hayatının ve ölümünün esrarı Nakleden: M: Şevki gösterdi. Bunu dansöze vermen evvel şöyle bir gözden geçi, dedim. fakat mütalâa ileriledil bende de merak artlı ve 'ondan sonra dansözün Ssaran hint efsanelerinin mahiye anlayabildim. ,4 “Gözleri cellât tarafından lan genç mahküm ona bağ T — Ben dünyadaki bütün zex leri'tattıktan ve senin sayeı bunların hepsinin fani, geçici ler olduğunu anladıktan bana ne yapabilirsin? — Diger bir tarafta da — şöyle bir. hikâye anlatıyor: “Mukaddes temizliğin bir sali olan genç erkek, memleketit namı dillere destan olmnş haya dere rast geldi. Genç erki aşıkı derhal - kayaderin - kall yaktı, fakal ötekisi başım gçevirmedi. Bir kaç sene. sonra/ bu k: idama mahküm oldu, kollarını, bacaklarını wucudundan ayırdı ve sonra galara yem olark tarlanın sında biraktı, Genç efkek bi duyduğu vakıt kadının ko, quın 'onun geldiğini — Ben Te ealad Ça sıkhatlı iken, herkes benim çildirirken yüzüme — şimdi azaplarım ve ölümü: etmak için mi: ? 01 Te eaj ae eee ğ — Hayır hemşire, geldir hayatın ne kadar ehemmi; güzelliğin ne kadar mahasız o unu görmek istiyorum. Bu sözler üzerine Kadın artık ölüm korkusu hissetmedi, duymadı, duymadı gördü; W meserretlere mukabil çektiği bü- | yük kederleri düşündü ve g rini kapadı.. Kitabın her sahifesi, hatta her- İ satırı tatlı bir sesle hâyatın hiç- ligini insanın kulagına fısıldayor, ölüme karşı cesaret veriyor hatta teşei ediyordu. Bu gibi” şeylere ise Matanın her zemandan ziyade ihtiyacı vardı. Çünkü Netr klü- nenin bütün teşebbüslerine rag- | men hakkında verilen sağır ceza- | 'nın değişmeyecegine, — hafifleme- | yeceğine kani-idi. İ (Mabadi var) | Gazetede neşredilen bu uydurm havadisten” Korbey — fevkalâde | memnun olmuştu. Bir kaç gün | sonra, bu. havadisi “ neşredem gazeteler İsviçre casus şebekeleri vasıtasıle - Berline — gönderilince | Binbaşının — başına — gelecekleri | Fransız zabiti - kolaylıkla - tahmin eşlebiliyordu . ve düşman mem- len digerine aşırtma — 'atan gazetecinin onbeş gün sonra imuvaffakıyeti görülmüştü. Mülâzım Korbey bir gün so- kakta giderken Kapiten Skota tesadüf etmişt Amerikalı zabit, Korbeyi gö- rünce, ilk sözü şu oldu: — NORA DAVİSe attın, tut- tün . nihâayet zavallı kadına na- zarın değdi! (Mabadı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: