20 Temmuz 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

20 Temmuz 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 Tetrika numarası: 64 ABDÜLHAMİT VE AFRODİT Yazan: İskender Fahreddin Bu esnada Padişal yaver Kâzım beyi saraydan uzaklaştırmak için memuren Selânige göndermişti Melâhat gündüzden beri devam eden muammaları bir türlü halledemiyordu. Abdüli Huri oda kapısından uzaklaş- mıştı. Artık sesi ve gürültüsü işidilmez olmuştu. İşin garip ciheti, bu gürültüye, etraftaki — odalardan ” bir alâka gösterilmemesi idi. Melâhatın kapısı önünde bu kadar yüksek sesle konuşulur da ağalardan biç biri bu muhavereye müdahale etmez miydi? Melâhat bu hadiseye hiç bir mana vermemişti. Odanın içinde asabi ve müteheyyiç, dolaşıyordu. © gün akşama kadar odasından çıkmadı Yemeğini erkenden getirmiş- lerdi. Hiç bir şey yemeğe iştahı yoktu. Sahanları birer birer açıp kapadı.. ve ağzına bir lokma ekmek bile koymadı. Kendi vaziyetinde bir fevkalâ- delik olduğuna hükmetmişti. Öyle ya.. Kapısının önünde bu kadar tü oluyor da hiç kimse ken- disini yoklamağa bile gelmiyordu. Böyle bir iş sarayda görülmüş ve işidilmiş miydi? Cafer ağaya da ne olmuştu? O da meydanda yoktu ! * Sabahki vazifesinin neticesini Hünkâra arzetmiş miydi? Padişah, tafsilât almak için kendisini neden ğ ? Melâhat kendi kendine bu su- allerin cevabını araştırmakla meş- gülken, birden, oda - kapısının altında hafif bir hışırtı işidildi. Kapıya koştu. Dışardan, gittikçe uzaklaşan bir ayak sesi hissetti. Kim oldu- ğunu bilmiyordu, meçhul bir el Melâhatin odasına, kapısının al- tından ufak bir pusla atmıştı! Melâhat bu ufak kağıt parça- sını aldı ve derhal göz gezdirerek: — Küzımdan... Diye mırıldandı. Kâzım B. şu satırları karala- maştı: — “.. Sevgili Melâhat! Bu sabah zatı şahane tarafın- dan muvakkat ve müstacel bir vazife ile Selâniğe gönderiliyo- rum. Bir aya kadar her halde gele ceğim. Sakın beni unutma Melâ- hatciğim ! Görüyorsun ki - seni gelip görmeğe bile vaktim yok. Hemen şimdi öğleden evel hare- ket ediyorum. Yalnız şarasını da - kaydede- yim ki, Efendimizin, benim seni sevdiğimden şüphelenmiş olması da muhtemeldir. Bir az evel ku- lağıma böyle bir laf çalındı. Ben gelinceye kadar, sakın hiç kimseye benden bahsetme! Ola- bilir ki ağzını ararlar... Gafil avlanmamağa çalış ! Ben gelir LA olmak için ne mümkünse yapa- cağım. Sana gönderdiğim ufak hatıra defterimi imha edersen fena ol. maz.. Belki odanı ararlar.. Ara- mızda-bir rabıtanın mevcudiye- tini kimseye hissettirmemeniz lâ- zımdir. Gözlerinden ve yanaklarından öperim !. Közum Melâhat bu kısa - mektubu okur okumaz, vaziyette bir baş- kalık olduğunu derhal anlamıştı. Nazikterin vücudu çoktan so- | ğuduğu halde, onunla şimdi kim uğraşıyordu. mitten de henüz bir haber yoktu.. Bu rüzgür herhalde akşamdan beri, yeni esmiş olacaktı. Kâzım beyin fevkalâde bir memuriyetle, müstacelen Selâniğe gönderilmesinin sebebi aşikârdır: Padişah, Melâhatle onu ayrı bu- Tundurmak için, böyle bir vesile ile saraydan — ve — İstanbuldan uzaklaştırıyordu. Melâhat bunu keşletmişti. — Demek, beni Efendimiz bu | kadar çok seviyor hal Diye böbürlendi. Kadınlık gurürünü okşayan bu hadiseden pek de memnun olma- mış değildi. Melâhat, Kâzim beye karşı git- tikçe artan bir temayül hissedi- yordu. Fakat, Kâzım B. çok ince ruhlu ve çok hassas bir erkekti . Melâhat, güneş karşısında bir kar yığınnı gibi eriyiveren — erkekler- den hoşlanmıyordur. Melâhat, çok maddi bir erkek- le mesut - olabileceğine — kaildi. İcabında kalbindeki bu temayülü söndürebileceğinden emindi. Hem, ayni zamanda da, Melâ- hatle, saraya geldikten sonra yeni bir arzu daha uyanmıştı, O, ken- disini alacak erkeğin cesur ve kavvetti“olmasnı da iştiyordüt Halbuki, Kâzım B. çok cesa- retsizdi, daha üç gün mukaddem Delimabahçe sarayı kapısında top- lanan bir kaç softa bozuntusunun arzusunu anlamak için gönderil- mişken, bu beş on yobazın hak- kından gelmemiş, onlara meram anlatmamıştı. Açlığından - bahseden bir kaç yobazın ellerine birer sarı altın sıkıştırıp çenelerini kapatmak o kadar büyük bir işmiyidi? Melâhat, o zaman aşıkıni bu gibi işlerde imtihan etmiş ve onu bir kadın için tehlikeli denecek kadar zaif kalpli bulmuştu. Hesapça Kâzım B. şimdi deniz de gidiyordu. Saraydan öğleden evel gittiğine göre, acaba bu kâ- ğadı kiminle göndermişti? (Mabadı var) Hava gedikli kü Halk sütunu iş arıyorum Orta Gühsili haiz va yeni” harflerle azar kitaböt ve mü im, Her hangi afıyorüm. Kefil vere mükemmel ökur hasiplik yaş bir bilirim 28 yaşımdayım. Birkeci Selâmet otelinde Mustafa Kİ vaslasiler NoN iş arıyorum Şömendafer » fabrikasında malâtı harbiyo fabrikaların: dan yelişme T inci sımıf tosviyeci üktar siyun, Mer hapgi bir fabrikada çalışmak isliyorum. Kefi gosterebilirim. Birkeci Selâmet, otelinde Mustafa Et. vasıtasiyle : R. H iş arıyorum Üzan müddet bağçıyanlık ve kapucu: Tük yaptım - bir kaç lisana - vakır Sırp: ça Arayutça Bulgazca bilirim. İş anyo- Tam. iköyünde Rum kilises sokağında No, 76 Süleya iş arıyorum 310 tevelütlüyüm. Evelce tramvay iştketinde çalışıyordum. Grove- iştirak ettiğim için işten çıkardılar. O vakitten beri boştayım. Yeni harflere aşınayım. Mükomimal hesap. bilirim. Monasip bir iş arıyorum Adres: Harbiyede No 85 &et Minas f yasıtasıyla Rafet İstanbul dördüncu icra memur- luğunda: Hacı İsmail efendinin İbrahim efendideki alaceğının temini isti- fası zımmında mahcuz ve füruhtu mukarrer bulunan Fatihte Atpa- zarında Manisalı Mehmet paşa mahallesinin atik desdigâhcılar cedit Ömer efendi sokağında $9/7 numaralı bir bap dükkân otuz gün müddetle ihalci evve- liye —müzayesine — vazolunmuştur. Hudu: Sağ tarafı medyun İbrahim efendinin sol tarafı Süleyman efendi hanesi önü tariki âm - ile hduttur. Derununda mahiye beş kira ile Mihran efendi sakin- dir. Mezkür dükkân kârgir olup derununda asma bir şirvan vardır. Miktarı mesahası 28 arşın terbi- inde olup kimeti muhammenesi temamı beşyüz liradır. Talip olan- lar 928 /3551 dosya numarasıyle ve yüde on pey akçelerini alarak 22/8129 tarihinde İstanbnl dör- düncü icra memurluğuna bilzat ve ya bilvekâle saat on dörtten 16 ya kadar müracaat eylemeleri ilân olunur. çük zabit Makinist Mektebi müdüriyetinden: İSTANBNL - YEŞİLKÖYDE, Hava gedikli küçük zabit makinist mektebinin kaydıkabul şarait 'dedir. Mezkur evsaf ve şeraiti haiz bulunanların istida ve vesaiki lâzıme ile 929 senesi ağustosunun birinci gününden itibaren yeşilköyde mektep müdüriyetine müracaat eylemeleri lâzımdır. İstanbul haricinde bulunupta vaziyetleri şaraiti duhule — tevafuk eden taliplı dahi birinci madde zikredilen vesaikı mektep müdüri- tine irsal ile acakları cevaba göre hareket eylemeleri icap eder. 1 — ŞARAİT. A — Türk olmak. B — Töliplerin orta mektep (lise skzinci sınıf) tahsilini — ikr etmiş ve asgari on alti yaşını ları lâzımdir. (orta mektep tal ve azami yirmi yaşında olma- kmâl edenlerle orta mektep tahsilinden yüksek tahsil görenler imtihansız olarak kabul edilirler. Şehit, Malül, askeriye san'atkâr evlâtlâriyle ecnebi ir. Mektep kadrosu orla mektep tahsili dolmadığ takdirde orta mektep tah: tercih cx müsabaka ile alınır. iline vakıf olanlar iden dün tahsil görenlerden C — Tamüssıhha bulunmak. (hastahane hey'eti sıhye raporu lâzımdır). D — Ahlâkı mazbut olmak ve hiç bir kum olmamak. rümle maznun veya mah- E — Mektebe kabul edilecek talebeler gedikli küçük zabitler hak- kındaki 1001 numerolu kanu mucibince muamele görürler. (mektebi muvaffakıyetle ikmal edenler hava kıtaat ve müessesatında altı sene müddetle ifa; meşrutla teahüt edeceklerdir. 2 — Müddeti tahsil iki senedir. vazife edeceklerini kât adilden müsaddak — senedi 3 — Kaydı kabu 10 Eylül 929 tarihine kadar devam edeceğinden ondan sonraki müracaatlar makbul olmaz. 4 — Derslere Eylül onbeşinde başlanır. van ağa | | Her akşam | bir bikâye —| — Of of da offff ofl — Ne oldu? — Of af da offff ofl — Ne oldu, söylesen e, canım. — Ne olacak, mangiz nanayl — “ Mangiz nanay ,, ne demek? — Sen çingenece bilmiyor mu- sun? * Mangiz nanay ,, " para yok ,, demek! K — Haaa, anladım! Paran yok da onun için of ediyorsun. — Ha şunu bileydin. — Peki, şimdi ne yapacal — Vallahi -bilmem ki, ne yapı yım? Artık - satılacak savılacak birşey kalmadı. Evin içi tam- takir — kürü — bal Halbuki, pazarlesi günü için, bana mutlaka 25 papel lâzım! Düşünüyorum, taşınıyorum: Neredece? 25 papel bulmak neredece? Bunu bulmanın imkânı yokl İhtimali yok. Yukarıki — muhavereyi — eden iki arkadaştan biri, -Tahsin,> pa- raya ihtiayacı olan beğil, öteki, birdenbire: — Bauldum! - diye haykırdı, - Buldum, buldum, buldum. — Ne buldun? Para mı? — Hayır, para bulmanın yolunu buldum. — Aman, nasıl yol bu? Şunu bana öyretl Tahsin, sağ elinin şahadetpar- ğını kulağının deliğine götürdü. y dinliyormuş gibi yaptı; ve arkadaşı Nuri'yi de o şeyi dinle- miye sevketti: Bahçede tavuskuş- ları ötüyordu. — Bunları — burada hâlâ he tutuyorsun ?... Madem paraye tiyacın var; götür, kuşçuya okut. — İlâhi... Büyük büyük, buldu” ğun bu mu?.. Bunu ben önceden keşfetmedim mi sanıyorsun ? ... Keşfettim; fakat, maalesef m netice isbet elde edemedim! — Kuşçu isminde birine gittim: sları satın alamam. dükkünımda bırak. işteri çıkacak olursa satarım!,, diyor. Tahsin, “şahadetparmağını — bu sefer de şakağına — koyarak — remstir O 20 Temmuz 1538 — —Hmmmm... Hammm. Hmmmm... Nuril Cebinde liran var mı? — Var! — Eh, öyle ise, lirayı bana ver; tavusu al, kuşçu Rıza Efendiye götür. Yaptığı teklife razı oldu: ğunu söyle... " Ne zaman müşteri çıkarsa, kuşu © zaman satarsın, Rıza Efendi!,, de., Fakat, 25 liradan aşağıya bırakamıyacağını haber ver. — Peki, Nu tavusları Rıza Efendiye götürürdüğünün ferdası, Tahsin ek lerini “arkasıa bağlıyaraktan, aheste ve sakin dükkânına gitti — Selâmünaleyküm, Hacı Efen- ir revişle kuşçu kadınlara, bu denizlilere, bu fizan- lara — diyecek — yokl!. — İnşallah bir gün geleyim de şunlardan birer gift alayım!... Fakat durl. Dur, bakayım: mükemmel tavuslar bunlar ! Birinci cins! Birinci cins! Aman şunları bana sat. Kaça verirsin ? Rıza Efenc — Elli kâğıda bırakırım! -dedi. Nuri, derhal cüzdana davrandı: — Hay hay! Maalmemnuniye! Yarın gelir alırım... Fakat kimseye satmıyasın diye işte sana bir lira kaparo bırakıyorum. Riza Efendi, — kaparoyu aldı. Tahsin, dükkândan uzaklaştı. Akşam üstüne doğru, Nuri: — Merhaba, Riza Efendi! ben, tavuslara müşteri buldum. Sataca- ğım.. Ver hayvanları! Kuşçu, yeleğinin iç cebinden 25 lira çıkararak Nuri'ye uzattı. —AL evlâdım! - dedi - Bu kuşlar pek hoşuma gitti. onları ben alıyorum. . 'Bıı hadise, lıîv !;n:- cı;rJ 4cere' yan etmiştir. Tavuslarr, hâlâ kuş- çu dükkânında! (Hikâyeci, Tlalât günrüğü nütirlüğinden: Marka 18 — Sandık NB Cam tuzluk ve Hardallık 60 — SE — Kismen paslı demir eğe a—. AS » paslı demir kaşık 130— , — JE JC Dikiş makinesi 0— , bilâ — Demir L » — Pamuk şerit BER ea * Çakı ve makas 5 — Çuval —— 2 Parafin 30 — Kap — , — Kendir ip Bilvezin zuhur edecek mikdar üzerinden hurda demir. 3 — Sandık VD iar e AR 16 1150 — Adet 200 — . 150 — Demet Kartpostal Gramofon plağı Mukavva keski makinesi Demir kazma Ağaç saplı kürek Demir tırmık Balâda muharrer 10 kalem eşya 20/7/929 tarihinden itibaren cumar- furuht ve ihalei katiyesi icra edilecı Devlet Demiryolları İlaresinden: | tesi pazartesi çarşamba günleri saat ondan on ikiye ve on dörttden | en yediye kadar Istanbul ithalât gü rüğü satış anbarında bilmüzayede ilân olunur. Ve İlmanarı Ümuni Ferbetona tahvil edilecek köprülere muktaı demir malzeme kapalı zarf usulile münakasaya konmuştur. Münakasası 4 Eylül Çarşamba günü saat 16 da Ankarada Devlet Demir yolları malzeme - dairesinde yapılacaktır. ik edeceklerin Münakasaya teklif " mektuplarını ve muvakkat teminatlarını aynı günde saat 15,30 a kadar Umumi müdürlük kale- mine vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa malzeme - dairesinde, edebilirler. şartnamelerini $ lira mukabilinde Ankarada İstanbulda Haydarpaşa mağazasından tedarik _—_ı_ıc_

Bu sayıdan diğer sayfalar: