27 Ağustos 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

27 Ağustos 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Sahife 6 Tafrika numarası: 102 YÜŞK PERELRREÇE TT RELSĞĞRARED ASDÜLHAMİT VE AFRODİT TRARKÜRALRADLTAĞ N ASLE T ĞKD Yazan: İskender Fahreddin Mrelâhati düşündüren yeni bir haber: Pa- dişah NAZAN ı görmek istemişti..! Başın- abeyinci paşa bu haberi getirince genç kızın rengi sapsarı oldu vo... imi Nazanın içinde yeni bir koku vardı. Melâhatle konuşurken sam- issiyatını anlattı, Genç kı: sarayın parlak ve yaldızlı divarları karşısında şaşırıp kalmıştı..! Melâhat, Rühsardan gelen bu ikinci mektuplan şu manayı çı- karmıştı: Fehim paşa çok hünhar bir adamdı.. Cebir ve şiddetle “Rühsara bu sazktubu. yazdırmış olabilirdi. Jarını düzeltirken, beş on dakika içinde bütün bu ihtimalleri düşü- nerek sinirlenmeğe başlamışlı. Nazane ne söyliyebilirdi? Zavallı kızın bir şeyden haberi yoktu. Mektep arkadaşının ken- Nazana fikrini söyledikten sonra: | disine karşı göster digi bu sami- — Sen buna üi Dedi. Genç kız yarı inanır gibi cevap verdi: — Çoktan beri pencereden de görünmez oldu... — Hiç şüphe yok ki, Rühsarı daha sıkı bir inzibat ve tarassut altına almışlardır. Öyle iyi kalpli bir aile kızının sizi unutmak ihti- mali olabilir mi? Nazan dudağım büktü. — Şaşırdık kaldık, kardeşcigim! Biz de ne yapacağımızı, ne hüküm verecegimizi bilmiyoruz. Aradan — yarım saat bile geç- memişti. Başmabeyinci paşa huzuru hümayundan avdet ederek: — Yavrum, dedi, efendimize meseleyi etrafile anlattım. Pek ziyade mütcessir oldular. Şimdi Fehim paşaya haber gönderdik.. Gelince sizi"de onu da dinleye- cek. Müsterih olunuz. Başmabeyinci, Melâhatin yanma sokularak şu sözleri de ilâve — Nazan hanım bu. günlük sizin misafirinizdir. Akşam üstü huzura beraber gireceksiniz! — Peki efendim. Nazan Başmabeyincinin etekle- rine kapandı, amıyor musun? kadar unutmıyacağız. Başmabeyinci — gülümsedi “Yavaşça kapıyı örterek gitti. Melâhat / birdenbire başkalaş- miş, aynanın önünde kaşlarını Çatarak düşünmeğe başlamışt Padişah NAZANI neden gör- mek istemişti? Bu suali kendi kendine bir kaç defa - tekrarladı. Nazan uzunca — boylu , sarışın ve penbe yanaklı güzel bir kızdı gerçe Melâhatin - yanında Na- zan, “Ayın - yanında işıldayan bir — yıldız. kadar sönük — ve gösterişsiz kalıyordu. Melâhat bu- 'nun farkındaydı. Fakat o, Abdül- bamidin ne tinette bir hükümdar olduğunu - biliyordu. Nazan da kendisi kadar tahsil görmüş, zeki kabiliyetli bir kızdı. Annesile kı- yafetini tepdil ederek Fehim paşa- mın evi etrafında günlerce Rühsarı larassut etmek ve pencereden - bafiyelere yakalanmadan- göri meğe muüvaflak olmak herkesin göreceği bir işmiydi? Abdülhamit geytan bir adamdı, bunları nazarı dikkafa alarak Nazanı takdir. ve taltife kalkışacak olursa Melâhatin vaziyeti ne olacaktı? Zaten, Fehim paşa Çemiyeti Aufiye meselesi dolayısıyle Padi- gabı iyice doldurmuştu. Bunların biç birisinin aslı astarı olmasa bile, böyle dedikodular Abdülha- vit gibi müvesvis bir adamın şarçabuk — kandatlarını” değiştir- meğe kâfi gelmez miydi? Melâhat ayaanın önünde saç ve l e Z | | | mi hüsnü kabulden çok memnun 've mütehassis olmuştu. Melâhatin yanına giderek : — Sen, dedi, Padişahımızın tabiatını çok iyi bilirsin, degil mi? Melâhat sadece başını salladı : — Evet... — Ah, Melâhat, şimdiden bir korku var.. Efendimiz beni neden görmek istedi acaba..? Melâhat - saçlarını — kıvırmakta devam eti Hiç.. Her halde vakayı bit defa da senden dinlemiş ola- Nazan, Melâhatin böynuna sa- rıldi. — Melâhatciğim ! Nasıl, “sen saray hayatından memnun musun? Melâhat arkadaşının gözlerinin indeki manayı sezmeğe çalışır gibi, hasudane bir nazarla : — Nazan, dedi, lüşmanımı — bile Burada bir nevi esaret hayatı yaşıyorum ... Memnun olur miyim hiç..? — Ben de şaşıyorum amma.. Mektepten çıktığın günden beri saraydan da çıktığın yok... Babam burada iken göztepedeki köşkü- müze sık sık gelirdi. Beyazıda taşındıktan sonra, gidip gelmesi daha, kolay ve yakın olduğu halde, bir defa bile evimize gelmedin.. Annem her zaman seni sorar. “Artık Melâhat hanım saraylı oldu.. bize gelmeğe tenezzül etmiyor,.,, Der dürür! Fakat ben sende hiç te öyle bir saraylı gruru görmedim, Melâhat! Eskiden ne isen gene osun.. Yalnız, bakışların” biraz daha manalı ve — mütecessis.. — Bütün fark bu kadar mı, Nazan? — Biraz da, istediğin zaman değişmesini öğrenmişsini Bu da besbelli, saray terbiyesi olacak... Melâhat, Nazana dikkatle baktı: — Sen de hiç degişmemişsin..! Hep o eski kıskanç Nazn... (Mabadi var) ğünden: istanbul gümruüeri Halk sütunu Daktilo arayanlara Sürat ve akumakta birincilikle daktito letnama aldımı. Her do çalışmak istiyorum. edenlerin adresime müracaatları, arda bıçakçı Alâottin mahallesinde No 87 Latfi Dal arıyorum yi tahsil görmüş Taektep ve daktilo kursundan şehadetnameli on parmakla yazmağa anüktedir. bir. dektilo hanım veya Boyo ihtiyaç vardır. Lisana aşina olması şayanı tercihtir. Taip olanların rgün saat önbire kadar. Beyoğlunda iklâl Cnddesinde 64 numaralı (Par: makkapl transay ü inde) Piyano meşherine bizzat müracaat eyler meleri, Sinema artisti olmak içi: Bendeniz İzmir Ameriken mektebi talebesindenim; — Gözeteniz ü alâkadar eden bir ilâm ihtiva ediyordi Sinema - kumpenyalarından biri ileride kendi kumpanyalarında çalışmak şartile Şimdiden heveskâr'anı artistliğe yetiş tzeceğini ilin ediyordu. Bu heyesimin falırini için moakür sinoma kumpanyası adrostal htfi ile Hörmetlerimin kabur Juzü istirkaın ederim efendim. Adres; İzmir Karşıyaka Kemal paşa Fadllesinde No A6 kanaat bakkaliyesinde Hşrof Kf biradeni Şükrü Akşam — Bu havadis Avnipa sinema kumpanyalarına sittir, Böyle Dir şirkete girobilmek için evvolâ Filim fabrikalar Tayla tamasta bulunmak Hamdır. Tür. kiyed boyle Üir şirket olmadiğı İçin memlekete nafi bir sahada. çalışmamızı tavsiyo ederiz. Bir karlimize cevap.. - Monitada Necgleddin ef. ye Mektubüsüzü . şimendüfer — makinist ehi müdiriyelime gönde: Nadire hanımın Sait beyden istikraz eylediği (yüz yetmiş) Kraya mukabil vafan forağ eylodiği Üsküdarda Hince hasna mahallesinde ersilik caddesinde Bultan tepasi cedid 48 mumaralı muhte- Jf vakıflardan mükaddema iki elyeym bir bap maklüp hunenin ancak bir kıl'a senbtla Ahdallah Bf vaktifidan olan mu- lüssesi kırk beş âyyen mahallin misif N gön müddetle bilmüzayede ikiyüz Jira bedelle müşterisi vhdesinde isede bedeli müzayede haddi Tayıkında olmad müddetle temdidi müzayede- sine kazar v Hududu : Tarik, Halil Bt ve Nuri Bi yöreselerinin ve Şahsı aharın arsalarla mahdut 69 metro küsür santim terbi- inde eraziden 54 metro küsur santim bina mütebakisi arka cihetinden bahçe- dir. Sökak- cihatinden bir, bulça - cihe- tinden iki buçük katlı şahmişli ve yangın Givarlı mezareti fevkalâdeli binada bizi kâçük üç oda, bir solu, bir çatı arası, iki halâ, zemini toprak iki ev altı, bah çeye methal ve bahçede bir erik, bir asma, bir kaç gül fidanı vardır. (CiB0) Jira - kiymeli — ahammeneli muhtacı tamir alışap hanenin mezkâr hissesizin iştirasına fazla vedelle- talip olanların ve daha ziyado maltmat almak isteyenlerin hisseye müsip kıyımcli müs hamımenesinin of0 10 u nisbetinda pey akçesini ve 920 / 1439 dosya numarasını alarak İstanbul İcra dalrasi müzayode Şubesine müracaat etmeleri ve 19/9/930 tarihinde saat 16 ya kadar son müza- yedesi yabılacağı ilân olunur, | Başmüdürlü- iışıubı.ı gümrükleri Başmüdürlüğündeki Kalorifer için münakasai aleniye suretile 150 Ton Lavamarin kömürü mübayaa olunacaktır. Taliplerin Başmüdürlükte mevcut şartnameyi görmekle beraber 10 Eylül 929 Salı günü saat 16 da icrası mukarrer münakasaya ış!irjk edebilmeleri için mezkür Başmüdürlükteki komisyona müra- caatları, İstanbul gümrükl. mangal kömürü mübayaa olunacaktır. Taliplerin İstanbul gümrükleri Baş müdürlüğünde mevcut şartnameyi görmekle beraber 10 Eylül 929 Salı günü saat 15 te icrası mukarrer münakasaya iştirak edebilmeleri için mezkür Baş teki komisyona müracaatları. İstanbul gümrükleri için münakasai aleniye suretile 806 çeki odun mübayaa olunacaktır. Taliplerin İstanbul gümrükleri Başmüdürlüğünde mevcut şartnameyi görmekle beraber 10 eylül 929 salı günü saat T4 te icrası mukarrer münakasaya iştirak edebilmeleri için mezkür Başmüdürlükte ki komisyona müracaatları. münakasai aleniye suretile - 28,400 kilo | Macar hikayesi Uzak maziye ait hatıraları can- | landırmak iyi | en mantıkt dimağlarda bile garip | | düşünceler uyandırır. Günün birinde, aile evimizden başka bir tarafa taşınmamız lâzım geldi. Tavan — arasında, bir sandık keşfettim ki, içi, lebalep eski kâgıtlarla ve oyuncak kırık- larila dolu idi. Bunları karıştırıp dürürken, elime, deriden yapılmış küçük Bir sevari geçti. Bu oyun- cak, gözlerimin önünde, çocuk- loğumun en heyecanlı hatırasını uyandırdı; ve senelerce evelki ha- yatımın intibaları, bin bir renkli pervaneler halinde etrafımda dön- meğe başladı Suvariyi elime aldım; tozlarını ve örümceklerini sil , temizle- dim. Zaman onu nasıl da mahv- etmişti! Yüzü, çirkin denecek hal- de, delinmiş deşilmişti. Burunu kopmuştu. Vücudunun - ötesinden berisinden, iskeletinin telleri ve kıtıkları görünüyordu. Buna rağmen, bir karış büyük- lüğündeki bu muharip, — cenk meydanını terkettikten yirmi beş sene sonra kumandanila karşılaş- mış bir harp malülü — şahameti, takınarak yüzüme, dik dik bakıyordu. Birlikte yaptığımız bütün muha- Örzebeler aklıma geldi: Onunla | beraber, kümese hücum ederdik. | Hindileri, tavukları ve ördekleri bozguna ugratırdık. Ab, o zaman, bu zamandan ne kadar başka türlü idi. Nazarımd: dünyanın hududu, komşunun yük- sek duvarları idi. Evimizi saray sanırdım; bahçemizi bir vilâyet (de görürdüm. Güvercin , muazzam bir. kule idi sanki, Sobanın küllüğü, mahzendi. Follukta bulunan bir yumurta, havuzdan çıkarılan bir. kurbağa, günün en müthiş vakaları idi. Bir bir fişek kovanı Odamızdaki bütün eşyayı canlı zannederdik. Şayıt kızarsak, onl: tekmeler, - yumruklardık. — Lâkin bir müddet sonra, tekrar barış- mak için, demin döğdüldeimizi okşardıl Kayaların dibinden, meraldı ve pürhayret çocuk yüzleri yüzümüze bakardı. Kilerde, annemizin reçel kavanozlarına bir dudağı yerde, lik ederdi. Biz, böyle bir zenci mevcudiyetine inanmamakla be- raber, ondan korkardık. simlerle birlikie tabıa verilecektir. Talip olan matbı gibi riyaziye kitaplarını terti, rumüz. ve işarete malik olme | isteyenleri makasa eylülün 14 ü | Mektep kitapları tah'ı münakasası Devlet matbaası müdüriyetinden: Yeni ders senesi iptidasına yetiştirlmek üzre baz* riyaziye kitap- larının tertip ve tab'i için aleni münakasa yapı Kitapların müsveddeleri yeni harflere çevrilmiş olarak şekil ve re- Muharriri : Fraçois Hercze& Evin önündeki serin gölgelikte, sümüklüböcekleri toplardık. Ak- şam üstü, kilisenin çanı, hafif hafif çalmıya — başlayınca, artık, gözkapaklarımızda — bir — ağızlık hissederdik; ve annemizin kuca- ğina tırmanmaya / bayıldık. - Bu kucakta, küçük kızkardı benim de, ayrı ayrı vardı. Suvariye baktım,” baktım da, zavallı kız. kardeşim - Vitza'nın uzun zamandır unutulmuş simasını hatırladım. Benden iki yaş küçük- tü. Ölümün merhametsiz eli, yirmi sene evel, bu insan tomurcuğunu aile şeceremizden koparıp almıştı. yerlerimiz Mateminin bizde açtığı yara , yavaş yavaş kapanmış; yalnız iz birakmıştı. - Hemşiremin — hututu hafızamdan silinmiş bulunuyordu. On seneden beri onu düşünmi- yordum. Fakat, tam bu esnada Yitza'yı bütün vuzuhu ile gördüm. Hari- külâde bir çocuktu. Yaşının icabı azıcık peltek konuşur; ve, konuşur ken de, başını yana iğerdi. Asıl ismi Victorine idi; amma, büyük ânnem bu züppe ismi beceremediği için, ona Vitza adını takmıştı. Vitza'nın kanı kaynardı.Durdu- ğu yerde duramazdı. Fıkır kaynardı. Öteberi aşırmak. için mutfağa girerdi. Annem onu görecek olursa, dansederek avluya kaçardı. Beni çok sever di. Bütün iyi kalpli çocuklar gibi saftı. Kız doğduğundan hiç memnun değildi. Erkek doğmayı tercih ederdi. Benim parmaklık- lara tırmandığımı gürünce ağzının suyu akar; o da beni taklit ederdi. Kapı önünden geçen çingene çocuklarını / patakladığım zaman gözlerinin içi, sevinçten pırıl pırıl yanardı. Vitza, benim deri suvarim için, yanıyor, tutuşuyordu. Düşündüğü tahayyül ettiği hep suvari idi. Birşeyi methetmiye kalkıştığı za- man: "Suvari kadar gözell,derdi. Büyüklerimiz, Vitza'nın suvariye karşı beslediği — ihtirasa dikkat etmiyordu.Bense, şuna kanidim: Be- 'nim suvarimden gaşrı hangi suvari olursa olsun kardeşimin gözünde sıfırdı. Ona, benim suvarim lâ- zımdı. Mamafih, bir kere, suvarim mu- vakkaten onun malı oldu: (Sonu yarına) Mütercimi aktır. iplerinin Cebir, Müsellesat, Kimya, Fizik edebilecek kâfi mıkdarda hurufat ve garttn hergün matbaaya müracaatla şartnameyi görebilirler. Mü- cü cumartesi günü saat on altıda yapılacaktır. Münakasaya iştirak etmek Münakasaya girmak isteyenler teminat akçalarını ve hurulat katalog- larını beraber getirmek üzre © gün matbaada idare komisyonuna müracaat etmelidirler. Devlet matbaası müdürlüğünden: 500 tura siyah yerli meşin 1000 ayak vişne rengi koyun maruken YOW e x » yarma » 500 ,, nefti , koyun — ,, S00 , siyah , * ç 1000 , nefti , yarma — , Mıktar ve ecnası balâda muharrer meşin ve marüken nümuneleri veçhüzere mübayaa olunacaktır. Taliplerin 12 eylül 929 tarihine müsadif perşembe günü saat 16 da matbaada müteşekkil mübayaat komisyonuna ve şartnameyi görmek isteyenlerin her gün muhasebeye müracaatları.

Bu sayıdan diğer sayfalar: