9 Eylül 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

9 Eylül 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9 Eylül 1929 Sahifö Tz —> Tetrika numarası: 29 TARİHT Mülercimi: Kontes Mari pek bedbaht bir kadındı. Artık kalbinde Napoleon için hiç bir his kalmamıştı. Yedi sene süren muaşakaları esnasında ruhan © kadar çok ihtiyarlamıştı ki artık sevişmek, öpüşmek için biç bir baves ve arzu duymıyordu. Napoleon, — pek şişmanlamış ağırlaşmıştı. Hattâ lâtife ederken © eski zarafetinden eser görün- miyordu. | Lehistanım — istiklâline gelin: Marinin bu ümidi de sönmüştü. Şimdi harbin elemlerile ağlayan milyonlarca halkın ahü eninlerin- den başka hiç bir feryat kulağına, gelmiyordu. O kadar bedbaht ve mütcessir- di ki düşünmek bile istemiyor. Bütün Avrupayla Napolcon “ara- sında merhametsiz, insafsız bir imha mücadelesi başlamı © günlerde Mari Ruslarla ©im- harebede pek ağır surette yarı İanan ve ölümle uzun müddet Pençeleştikten sanra iyileşen kont Dornanoyu — sarayda — gördü. Napoleon bu fedakâr zabiti, yararlığına mükâfat olarak hassa süvari kumandanlığına tayin etti Dornano otuz. yaşında genç, yakışıklı ve en müşkilpesent bir kadının bile sevebileceği derece- de güzeldi. Cesaret ve kahraman- lığına payan yoktu. Ölümden hiç bir zaman. yılmamışlı. Kontes © zamana kadar ehemi- yet vermediği bu genç ve yal Şıklı zabitin pek yakışıklı ve gü- B3 süküceme v Kalknin şimdiye kadar duymadığı yeni ve tatlı bir hisle çarptığının farkına vardı. Mari imperatoriça Mari tesir ve telkinile uğradiğı retin intikamını da almak için bi gee ve yakınkbı hazsa süvari ımandanını sevmeğe başladı. Mamafih kalbinde Darnanoya karşı beslediği hissin büyüdüğünü görünce şimdiye kadar lekesiz kalan iffet ve ismeti namına bu hissini daha reşim halinde iken boğmak istedi ve bunun için Varşovada Napoleonun koynunda geçirdiği tatlı demleri ve o aşkını hatırlamağa kalbinde sön- müş aşk alevlerini tekrar canlan dırmağa kalkıştı. Fimabat Napoleona karşı aşkı atil olacak...Maglübiyet,hezimet ve inbitat zamanlarında Napoleonu terketmeği izzeli nefsine yedire- miyor. Marinin ruhunda bu hissi mücadele cereyan ederken prens Ponyatofski — harp — meydanında l(ıılzlrımııırı terki hayat etti. lapolcon prens Ponyatofskiye kuvvetlerile T ö ordunun — rücati Ponyotofski gün —evvel ordusunun — dörtte üçünün telef , #olmasından meftur ve mütessir ku emri telakki ederken; —Haşmetmaap! Maiyetimdepek cüzi bir. kuvvet var! cevabını verdi. yetrina numar; Nakili: (Va - Nü) Çocuklardan birini, annelerinin ölümünden haberdar etmek iste- di. Bunu yapamadı. Ceset, elle- Fini, mıknatıs gibi cezbediyordu. Ertesi sabah, alil adamı, par- kenin üzerinde, ayakparmakları takallüs etmiş bir halde, ve, ölü- nün yüzüne tekmil dikkatini te- merküz ettirmiş olarak buldular. Ne olduğunu, ne istediğini öy- tenmek içia, — üzerine tebeşi B Eylii 1929 Büyük adamların mehreslerı A. Hilâli Binün ebemmiyeti “yok » Sizin — kumandanızda — bulunan 7,000 lehli bir fırkaya bedeldir. — Haşmetmaap! - Hepimiz de ölmeğe hazırız. Prens Ponyatofski lerken yalan söylemiyordu. yipçig köprüsü bavaya atıldıktan Sonra prens bir aralık düşmanın elinc esir düşmekten korktu. Son bahar yağmurlarından şiddetli bir surette kabaran nehrin donuk ve korkunç sularına uzun uzün . bak- tı. Yüzme bilmiyordu . Düşmanın kurşunlarile -yaralandıktan sonra sağ elini havaya kaldırarak: — Cenabı Hak! Lehlilerin şe- refü namusunu bana tevdi. elli. Ben de Allahın yedi sıyanetine iade ediyorum diye haykırdı ve ken- dini kaldırarak nehre atti, bir kaç saniye çırpındıktan sonra cesedi daha çıkmamak üzere suları dibine gömüldü. Bu Mari gerek Mari gerek prens Jehistan istiklâli için Napoleona bel hağla- dıkları zaman belki aldanmışlardı. Fakat son demi hayatına kadar gösterdiği sadakat ta emsalsizdi. (Mabadi var) bunu y Lâ- 'ne acı bir dersti. | İ eylül Çarşamba akşamı ALHAMRA SiNEMASININ tekrar küşadı KLARA BOV « temsili muazzamı KIZIL SAÇLAR Maestro LEMİŞ idaresindeki fevkalâde orkestra bermutat ruhnevaz - parçalar / terennüm edecekti betile 11 Eylül Çarşamba akşamı MELEK sineması yeniden açılıyor . İlk program: BEBE DANiİELS tarafındar ATLATMA YARIŞI | nam fevkalâde filim. * Muhtelit mahkemeler — Muhtelit hakem mahkemelerinin yaz tatilleri bitmiş ve mahkeme- ler dünden itibaren faaliyete geç- miştir. Yalnız Türk - Romen ve Türk - yunan mahkemeleri, reisleri henüz gelmediş in, açılmamıştır. İaresinden: Polatlıda vukubulan tren kazası hakkında bu günkü akşam gazete- lerinde görülen neşriyat üzerine keyfiyet berveçhi ati tavzih olunur: Ankaraya giden posta katarı Polatlıya muvasalat ettikten sonra bu İstasyonda Ankaradan gelmekte olan marşandiz katarına intizar etmekte idi. Marşandiz katarı Folatlı istasiyonuna girmek üzere işaret başında tevakkuf ettikten sonra istasiyona dahil olurken dikkat işareti vermiş ve posta katarının arkasında bulunan takviye makinisti bu işareti kendisine ait hareket işareti zannederek treni arkadan tahrik etmiş ve her iki tren makinesi makas dahilinde hafit etmişlerdi Ankaraya gitmek üzere Polatlıda saat on dörtte yollarına devam etı ve ekspres katarlar surette müsademe demede marşandiz. vagonlarından bir kaçı yoldan çıkmış hafif surelte yaralanmış ve vaka' hakkında tahkikata HACI YAKUP ZADE VE ŞERİKİ VAPUR ACENTALIĞINDAN KARA DENİZ ÜŞye * POSTASI GERZE Bi * Salı nıışı...ı Sirkeci rıhtımından hare- ketle doğru ( Zonguldak, İnebo- lu, Gerze, Samsun, Ordu, Gürele Trabzon, Rize Mapavri Atina is- kelelerine azimet Vakfıkebire uğrayacaktır. Tafsilât için Sirkecide Küçük kır zade Hanındaki acentasına müracaat Teti İs, 318 ve “avdette hadise üzerine bekliyen yolcu iştin Mühim haber sehrimiz — sinemalarının | gecikmiş olduğundan « NESTLE etiketlei büyük müsabakası » şidesinin ayın 11 inde deği inde yapılacağı haber alınmıştır. Nestle şirketi keşidenin icra edi- leceği sinemayı ayrıca ilân ede- gektir Fatih askerlik şubesinden almış olduğum askeri - vesikamı zayi , yeniden çıkaracağımdan in kükmü olmadığı ilân olunur.Fatih mimar Sinar Kumrulu mescit No, 12: - Remzi İdare - Sanayi- Ticarethaneler Tevin FAALİYETİN EN NAFİZ AMiLiDİR — x- vektesyon. temirt tesisetmn mayene etürniz ve en iyi randman temin eden yeni usullerden istifade ediniz. EYi TENVİRAT -- Elektrik Şirketi, idarehane, sanayi ve ı.ramı—mjmn emırler e tenvirat muheııdıdeın amade itutmaktadir. kuvvetleşdirir, müşteri celbeder, işler için iyi“bir muhit açar. Bir telefon ziyaretlen mevcut olan elektri Tesisatı elektrikiye Türk Anonim Şirketi letler ân de - muayenesi, in edebi Her şeyi veresiye satar ve tesisat yapar Metro han, Tünel meydanı, Beyoğlu — Elektrik evi Beyazit istanbul yazsın diye — arduazı ona uzat- tılar. Lâkin hasta, tek kelime yazamadı. Noktalar, noktalar, ve bir il manasız çizgi resmetti. geçti. “Aradan ayl Karısı, — düşüncelerinin — kısmı azamını — teşkil ediyordu. —Ali, onun öldüğü geceyi hiç unuta- mıyordu. Ve, bu hatıra, hastadaki yaşamak hırsını arttırıyordu. Ebediyen — kaybetmiş — olduğu görme, işitme, konuşma — kabi- liyetlerine — yeniden — kavuşabil- mek ümidi, — bu vahi artmıştır. Arduazın üzerine, hüsnü hatla, yazıp sordu. Betine benzine kani gelmiş mi idi? Nasıldı? Sıh- hatte görünüyor mu idi?,.. — Sağ elini sıkarak “Eveti, cevabı ver- diler. Sol elini sıkmak “hayır!,, manasına gelirdi, Bu iki kelime- hik muhavere lügatini bizzat ken- di icat etmişti. Birini çağırı elini, yanındaki deyneğe uzatır; * pat pat , yere vürür; ve, yanına yaklaşarak, elini tutmalarını bek- lerdi. Elini tutanın kim, olduğunu keşfedince, sevincine payan yoktu. Yavaş yavaş, ötesini berisini yoklıyaraktan, kendini, yalının alt rını da keşfetmişti. Oda, cenuba müteveccihti; ve güneş, bol bol, pencereden giriyordu. İhtiyar ha ta, ot ve çiçek kokularını ne bü- yük bir hazla koklardı. Bulutları, mavi gökyüzünü, mavi gök yü nü yeşil ağaç dalları arasından manzârasını, yuvalarından şakıyan kuşları Tahayyül ederdi. Bütün unlarla çok alâkadardı. Halbuki hhatte bulunduğu zamanlar, hiç de, bu gibi güzelliklerden doya doya - istifadeyi aklından geçi ettim de, apartımanı satarak, vaktü zamanile, bu dere kenarındaki yalıyı almış bulün- duml,, diye seviniyordu. ah! İşte, derenin serinliğini , açık pence- reden düyüyor; ve- fışırtısini da duyar gibi oluyordu. Hemen bütün gün , tekerlekle koltuğunda oturdu. Bahçeye çık- tığı zaman , vücudunun neresine güneş geliyor ; neresine yaprak- ların gölgesi vurüyor; mükemme- len farkederdi. Yağmur yağdığı zamanlar evde bulunsa bi rak kokusundan meseleyi Son günlerde, sürekli yağmurlar yağdığını bildiriyordu. Evet, son günlerde, sürekli yağ- murlar yağmış; ve, ev halkı, onu evde âdeta yalmız bırakmışlardı. Yaylada düğün vardı. Alil adam, herkesle beraber düğüne giderek meşum manzarasile âleme hüzün vermek istemişti. Hizmetçinin yalı- da kalmasını kâfi görmüştü. Sonra, elini öpmelerinden, çocuklarının ve torunlarının herbirini tahmin etmişti. En küçük torunu, elini en sonra öplü. Onu da, anasının ku- cağında, yorlardı. Bu torun, — alilin dimağında, kendi çocukluğunu — canlandırdı. Ah! bu aydınlık ve gürültülü ha- yatın — bir gününü bir kere daha yaşasaydı. Annesi, — babası, — arkadaşları, gözlerinin önünde, birer birer ge- çit resmi yaptılar. Derken, ka- dınlarla münasebetlerini hatırladı. Bir ğece süren maceralarını.. şanlanmasını, evlenmesini hayatımı... Bizzat ölmüş vaziyelle iken, karısının — cesedini / keşfet- mesini .. karısından daha fazla (Mabadi var) -> Devlet demir yolları. ve İlmanları nnt

Bu sayıdan diğer sayfalar: