5 Ekim 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

5 Ekim 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 Te; ; grinlevel 1929 AKğAMDA’V AK, EAMA Nasratttin Hoca ve başka milletlerin fıkraları Aynı fıkranın Firavun'a, Nem- rud'a, sonra efendim, Halife Yezid'e, nihayet, “ Moskof'ların Padişahına,, atfedildiğini pek çok kereler işitmiştim amma, - doğrusu ya - son zamanlara kadar, N: rattin Hoca fıkralarını tamamile merhum'a ait, yahut, hiç değilse tamamile bizim halk tarafından uydurulma sanırdım. Mısırlıların Goha'ya atfen anlattıkları fıkra- ları, tornistan ve sahte bir Foca addetmiştim. Rus fırkaları arasın- rastladığım bizimkilere müşa- bih fırkalar ” hakkında, “mutlaka Kırımlı Tatarlar bunları Ruslara anlatmışlardır! , diye düşünmüş- tüm, Akşam a “Japon — tuhaflıkları, mile Japonların milli fıkralarını tercüme ' ettiğim — sırada, onlar içinde, ez cümle, meselâ, Hoca' mın kadılığına aynen rastgeldim: Hani, akçeleri avucunda: şinkir- datmış da, sahte alacaklıya: “Pa- ranın sesini duydün ya, kâfil, — Gerçi benzeyiş kat'i amma: “Eh, aynı tahaflık iki milletin aklına birden gelmiş ! ,, dedim. Son lerde de, Boccace'ın hikâyelerini okurken, bir de bak- m, gene Nasrettin Hoca : Bir adamın ahçısı, efendisinin iğı yaban kazının' sağ bü- dunu, sevgilisine ikram ediyor. Efeni — Hani bunun bir budu? Diyince : — Yaban kazları bir. butlu olur!- diyor. Misafirlerle bahse - giriyorlar Yemekten sonra, dere kenarma, avlan kıyorlar, Kazlar, tek ayakları üzerinde istirahatte. Ah — Gördünüz mü? Diyerekten bahsi kazanmak isti- yorsa da, efendi: — Kış! Kış! iye haykırınca, kazlar, ayaklarını da yere basıyorlar. Mamafih, ahçı, lâfin altında kalmıyor sahandal Ç Deseydiniz, o da ayağını meydana çıkarırı Tıpkı, Hoca,nın Timurlenk hikâ- yesit “ O sopayı sen yeseydin, sen de topal olduğun haldı ayakla koşardın , demi; Boccace, daha eski, olduğu Nasreitin Hoca, ondan adapte ün bunlardan sonra, diğer illetlerin hikâyelerini okumaktan kork. iyorüum. Amman diğer - fıkralarımızda ötedenberiden zuhur etmesin diye! WM-N) Darülfünun N Ankaraya nakil haberi hakkında şayialar Darülfünunun Ankaraya nakline dair bir haber yazılmıştı. Bu nakil haberi hakkında Darülfünun da malümat yoktur. Yalnız bu hususta ötedenberi mevcut olan tasavvurlar — tekre mevzuubahsolmaktadır. Bu tasav- vurlar meydadana şimdilik ede- biyat ve ilâhiyat şubelerinin Anka- raya nakli düşünülmektedir. Diğer fakültelerden Tıp' hukük, fen İstanbulda kalacaktır. Bu haberler hakkında dar fünun emanetinde bir malümat yoktur. Edebiyat fakültesi Darülfünun fakülte reisleri dü darülfünun — emanetinde — Neşet Ömer beyin riyasetinde toplan- mışlardır. timada edebi; bahs ölmuştur. ——— Mühendis mektebi Mekteplerin rektörü istifa etti Möhendis mektebi rektörü is- | tifa etmiş ve İstilası da nahıa ve kâleti tarafından kabul edilmişti mektebin — muallimler — mecli yeni rektör intihap edeceklerdi imtihabay için Nafia vekâletinden talimat beklenmektedir. Tramvay hatları Taksim - Şisli hattı betona tahvil edilecek Taksim meydanının tevsi faaliyetle devam ediliyor. Tramvay şirketi burada/ beton temele (: 'nat eden büyük bir kavis vücuda getirmiş ve bütün rayları değiş- tirmiştir. Şirket bundan başka Taksim- den Şişliye kadar olan hatları da değiştirerek beton temel yapma- ğa kurar vermiştir. Bu mahsatla piyade kaldırımına yakın yeni bir hat yapılmaktadır. Tramvaylar bir müddet bu hat üzerinden sefer edecekler, bu esnada esas hat beton olarak yeniden yapılacaktır. Yağmurların zeriyata tesiri Son günlerde Anadoluya yağan yağmurlar çok iyi tesirler yap- mııştır. Şehrimize gelen malümata göre yağmurlar yüzünden toprak zira- 'ata pek müsait bir hale gelmiştir. Zürra, Anadolunun bir çok yer- lerinde gelecek seneye ait zeri- yata şimdid ŞEHİR HABERLERİ Aşı kanunu Yabani ağaçlar nasıl aşılanacak? Devlet ormanlarında bulunan yabani ağaçların aşılanması hak- kındaki kanun - dahiliye - vekâle- tinden vilâyetlere gönderilmiştir. Bu kanuna nazaran bir ormanda yüzde (50) nisbetinde aşıya mü- Sait yabani ağaç bulunursa aşı için müracaat eden şahsa müsande edilir. Yabani zeytin, harnup, badem, elma, ahlat, övez, kızılcık, ahe, güven, kestane, menengiç, idris, incir, filarya v. s. gibi ağaçlara aşı yapanlar bu ağaçların meyva- larını kendileri toplayacaklardır. Yalrız ormanm. tarla yapılma- sından ve bu süretle heyelân seylâp, menba suyunun çekilmesi gibi mahzurlardan tevekki edile- cektir. 1930 masraf bütçesi Hükümetimizin 1930 senesine ait masraf bütçesi hazırlıklarına müteaddit Vekillikler muhasebe- sinde başlanmıştır. Maliye vekilliği | de maliyeye ait bu kısmı hazır- lamakla meşğuldür. Birinci teşri- 'nin on beşine kadar bu mesainin hitam bulacağı muhtemeldir. On- dan sonra Maliye vekilliği varidat bütçesini hazırlıyacak ve her iki bütçe de tevhit edilerek önümi inci teşrinde Büyük Millet meclisine takdim olunacaktır. zahire borsasından bir şikâyet Zahire — borsasından — şikâyet Konya buğday tacirleri İstanbul zahire borsasından iktisat vekâle- tine şikâyette — bulunmuşlardır . Konya tacirleri buğday muamele- lerine bazı kimselerin hile karış- | tırdığından bahsediyorlar. Hayduflar kücük bir kızı öldürdüler Tirenin Sazlar köyünün Çığırlı mevkünde bir haydutluk vakası olmuş ve bir kız çocuğu, feci bir şekilde kesilmiştir. Mahalli zabı- tası, haydutları vtekil / etmiştir. Bunlar, Çamköyden Mehmet oğlu oğlu Raşit namında 3 şahıstır. Haydutlar-paraya tamaan gece indeki Mustafa oğlu Alinin çadırını basmışlardır. Çükklakelar ( yeenda Dü kızcağız, haydutların içeri girdi- ğini duymuş ve uyanmıştır. Bunun İhüzerinde haydutlar, çocuğu ya- kalıyarak kesmişlerdir. Bunu mü- teakip te bir tulum peynir, bir teneke sade yağımı ve çadırın önünde bulunan bir koyunu ça- larak kaçmışlardır. Haydutlar, adliyeye tevdi edilmişlerdir. Ali, Ali oğlu Osman ve Çınar Âli | Malül gaziler Senelik kongre ya- kında Ankarada toplanıyor Malül gaziler cemiyetinin sene- lik kongresi bu ay içinde Anka- rada toplanacaktır. Malül gaziler cemiyetinin Ana- doluda 18 şubesi bulunmaktadır. Kongreye 18 şubeden birer mu- rahhas iştirak edecekt Malül grede hükümetten bazı temen- niyatta bulunacaklar - Bunlardan biri İstanbulla malülgazilere mah- sus bir yurt tesis edilmesidir. Malülgaziler — kanununda — yurt tesisine dair bir madde olduğu halde bu yurt şimdiye Kadar te- sis edilmemiştir. Bundan başka ziraat bankasın- daki 500 bin liranın da bir an evel tevzi edilmesi " mevzubahs olacaktır. FındıK üzerine muamele yok Bir kaç günden beri Ticaret borsasında fındık üzerine mua- mele yapılmıyor. Borsa da en son fındık muamelesi 170 kuruş üze- rinde olmuştur. Borsanın resmi fındık fiatına dair tur. Bunun sebebi olmamasıdır. cedvellerinde kayt yok- malın mevcut Neden ğelîniyor G Buğday tacirleri fiati Son günler zarfında Anadolu- dan şehrimiye az buğday gelmek- Bunun sebebi. buğday ta- düşmemesini temin için az mal getirtmeleridir. Haki- katta Anadoluda bol mal vardır, Bilhassa Konya şimendüfer islas- yonu buğday vagonlarile doludur. Bundan başka Eskişehir istas- yonunda da mal yığılmıştı mühim bir tenezzül vuku bulurdu. Asfalt yollar Ankara ve civarı yollarının ge- rek alelâde ve gerekse asfalt ola- rak yapılması kararlaştırılmış olan aksam için hazırlıklar ikmal edil- mişti Ankara şehir dahili v. yollarının gerek inşaat ve şafat ve gerekse etütleri nafıa vekilliğince verilecek olan direktif ve eşkâl — dahilinde — Ankara vilâyetince — takip — olunacaktır. Bu yolların mühim bir kısmının inşa faaliyeti önümüzdeki şubatta başlıyacaktır. düşürmemeğe - çalışıyorlar Anadoludaki mal İstanbula sev- | edilebilse ekmek fiatlerinde pek | Son pireler, son tahta kuruları... Dün gece yatağıma girdim. Yiateri eiğincik deteonlü Oğül Sardı.. Yorgiümn ' geadz Halıl çektim.. Dehşetli rahatım.. Lakin böylece yarım saat geçti, üç çeşrek “sant - geçti bir | türlü uyuyamıyorum, imkânı yok göz- lerime uyku girmiyor. Uyuyamamam sebepsiz değildi, bu gece bir eksiklik vardı, vardı ama ne?. idüm — taşındım ve buldum.. Eksik olan tahta kurusu, pire, sivri sinek... Havalar soğur soğumaz bu zavalıların her | biri bir deliğe girmiş ve ortadan kaybolmuşlar © kadar alışmışım ki onların yok- luğunu — hissedince — evvela bir garipsedim sonra da uykum kaçtı. Baktım ki uyuyamayacağım , kalktım Jambayı yaktım, yastık- ların arasında" yatak çarşaflarının kıvrımlarında , yorganın di lerinde tahta kurusu, pire ara- mağa başladım... Epi uzun süren bir taharridem sonra şiltemin kenarında bir taha kurusu - bulabildim.. -Ama tahta kurüsu — diyince aklınıza - kandan şişip, yakut bir yüzük taşı gibi tostoparlak olmuş, kırmızı ve yarı veffal bir mahlak gelmesin. Benim dün gece yatağımda bul duğum tahta kurusu bir deri bir kemik, zaif, sıska, cılız bir hay- vandı.. Yavaş yavş, çelimsiz adım- larla ilerliyor, arasıra durup din- | Teniyordu. Ben bu zavallıyı seyrederken bir de bektim, biraz ötede bir pire... Ama ne biçare, ne süngü- sü düşük, ne hasta Dbir pire .. Zıplayamıyordu. bile . Nerde o ağustos pirelerindeki — güzellik, kuvvet, çeviklik, atiklik nerede bundaki sünepelik, zayıflık, felek- ten tokat yemişlik. Bir az sonra hafif , zayıf bir vizilti ile bir sivri sinek geldi , nin yanma kondu.. Bu da inek karikatörüydü , ayaldar çarpık, uçucak mecali yok.. Yaz haşeratının bu son bakiy- yetüssüyulu hakikaten acınacak Hem okadar ki göynümden , koptu , bu hay | vanları incitmeden tutup enseme- koyarak in'am ve ilisan bile et- mek istedim... Ve tahta kurusu ile pireyi kolumun üstüne koydum, lokantaya girmiş aç insanlar gibi bir anda faaliyete geçtiler, kolu- mun üstünde bir kaşıntı ki sor- mayın... | bir halde soğudukça yaza ait | olan her şeyin kıymeti artıyor. Baksanıza tahtakurusu, pirc, si risinek bile insana muavenet edi Si düşkün dostlar tesirini yapıyor.. l Hikmet Feridun K atür tefrikası No: 17 (2 inci kısım | hilr kaç dakika içinde mey dik va çuvalının altına vardı. / Kemal Daki haberi olm ar tünelin dlük gibi dışarı akıyordu, Meğer çavalın çinde ne güze Bu nefis kayısılar, erikler, zerdaliler k: nda - Palabiyıkla - Közteboz | Sulamıyor; uynuzamanda Tursiza — verdik- leri dörsten pek mamnün - oluyorlarıı | Fakat bir aksilik işi altüst ottü: bir ara | zz dayandığı çuvalın birden hire bo: ö zaldığinin farkına vardı | köstebek 5 | L — —K L L

Bu sayıdan diğer sayfalar: