24 Aralık 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

24 Aralık 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

imiz kimseler ya yanımızda ol yanlar, ya ölmüş olanlardır. Hayatta en büyük mezyet 'cesarettir. En büyük zaaf ta, zaaftır. Zeki bir adam ne elde etmeden evel şöhreti istihkar eder, ne de elde ettikten sonra ehemmiyet O verir t v Aşk, aşkın fevkinde bir şeydir Aşkta yalan söylememeli amma doğruda söyle- memelidir. Kadınların dostu yoktur, birbirleri ile ya ortak ya faili müşterek olurlar. Kadınlar dedim genç kızlar değil Evlenen bir dostun, dotsluğu kaybolur. Bir bakire kadar enayidi: Kadın erkek müsavatı nasıl iddia edilebilir? — Benim kız çok yaman maşallah!.. Bir buçuk yaşında amma sokakta tıpış tıpış yürüyor. — Bu bir şey mi birader, benim oğlan çok daha yaman, iki yaşında oldu, kucaktan inmiyor... ne kadar kıymetli ise, bir bakir o — Dün Hasanla randevum vardı, evden çıkar- ken güzel, genç bir erkeğe rasgeldim amma, ilti- fat etmedim. Örr a — Tabii. İşini bitiren bir posta müvezzüne, gelde biraz dolaşalım desen gelir mi? Bana da öğret... İkisi de evli değilim amma o bana kahrsa Başba; A N AD D Ben yıllarca yanmışım, A ykdaş e — Neden? Günahımı çekersin. — Yaha, kanınla dar — — Bi ö öyledim ) SOT Nn gin misin? © söze kızdı, o günden- Mi Dilden dile geziyor, Kucağında can vermek, Hicranınla kırıldı Günahımı çekersin, — Neden sordun? beri ağzını açıp tek ke- e söylemiyor. — Aman birader şu sözü banada ögretsene. — Hiç konuşmıyor- siniz da, — Ben ona dargın Bardan çıkıyorlardı Kadın gençti. Yanındaki adam ibtiyardi. Yanlarına on beş yaşında ka- dar bir kaz geldi, para istedi. Kadın sordu — Topladığın paraları ne ya- piyorsun? — Senin — yaptığını. dostuma yediriyorum. İhtiyardaki surat! İki küçük hanım konuşurlarken kulak misafiri oldum. — Ahmetle evlenmeğe katiyen karar verdim, —ona varacağım amma sen kimseye bir şey söyleme. — Neden? Duyulduğunu iste- miyor musun? — İstemiyorum, çünkü henüz Abmedin haberi yok.. Genç Kur: — Hanımefendi, sizi seviyorum. Ne olur, o etrafinizda dolaşan budalalara yol veriniz... — Benden uzaklaşmak mı isti- yorsunuz?. — Nafile, yetişemezsiniz. — Yetiştiğim yere razıyım! — Yalnızlık ne iyi şeydir... —İmsan- başını - dinler T P Sakın Hele iki kişi sen de büsbütün yakma sakın beni birakma! rsa bakma, beni bizakma! bir mecnun gibi adım. işte bütün maksadım! bugün kolum kanadım, sakın beni birakma. Kulaktan kapma Doğru söz Altmışı geçkindi ve ömründe evlenmemişti, kendine koca bula- mamıştı. Bir gün, bir salonda, dans eden çiftlere baktı da, içini çekti: — Eğer benim zamanımda da bu moda olsaydı, elbet hen de kocasız kalmazdım! dedi. Elinde de de Çok zengin bir gençt kasanın anahtarları, gö: tek gözlük vardı. İhtiyar zat, zengin gencin, kı- zının peşinde dolaştığını görünce sordu : — Servetiniz uzun ve yorucu bir sayin mahsulü müdür ? — Tabi efendim, babam bu parayı kazanmak için gece gün- düz çalışmış ! Trende — gidiyorlardı. Hanım bacak bacak üstüne atmış, kitap okuyordu. Sekiz rahat vermediğini görünce: — Uslu: otur, dedi, karşımız- daki bey sana bakıyor. — Bana değil anüe, senin ba- caklarına bakıyor. çıkınca arkadı çarpmışsın. tın değil kaplama idi. izzeti nefis Anlatayım. y aşmdaki oğlunun Fanteziler,şakalar Zamanını hatırlamıyorum. Sahnelerimizden birinde, yeni bir piyes prova ediliyordu. Kahbramanı da hatırımda değil. Piyesin nakili, ikinci perdede aktrise çıkıştı: — Ne biçim oyun oynuyorsunuz. Elinizden âşı- kınızı alıyorlar da, müteessir bile olmıyorsunuz. Aktris omuz sill — Neden olayım, elimi sallasam ellisi hazırl Terzisi ile uzun uzun pazarlık etti.. Dükkândan — Yahu, dedi, nasıl olsa parayı vermeyeceksin, ne deye bir saat pazarlık ediyorsun? — Adamcağız çok para kaybetmesin diye. İstanbul şehremaneti İkalemlerinden birinde, İki memur konuşurlar: — Ahmet bey burada uzun müddet çalıştı mı? — Yarım saat, üç çeyrek saat kadar. — Ne?.. Hepsi hepsi bu kadar mı? — Tabü... Emanette ancak altı ay kadar bulundu. — Karımın neden muztarip oldugunu soruyor- dün. — Evet. — Şu geçen adamı gördün mü?... İşte karımı bu adam muztarip ediyor. — Kimdir bu? — Dişçisi, Sigarasımüi külünü keçeye silkerek kosuşuyordu: — Ben öldükten sonra yakılmak isterim, yalnız külllerimi nereye koyacaklar? ; Evsahibi atıldı: — Şimdilik tablaya silkin! İzzeti nefis meselesi.. — Bir altın saat kiymetli - bir — Yala efendimab — ÇaN asıl. ömin kat, meselâ bu saat gibi — Peki, öneden her — kiymetsiz hir yakalanışta başka isim — ta yakalandım Teriyorsun? utancından — peğlime — yediremein , m ? sahte isim veririm. Yan- — Hayır reis bey, kesiciyiz — diye, izzeti meselesi A nefsimiz yok mu - sanı- yorsunuz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: