20 Aralık 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

20 Aralık 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Kânunuevvel 1931 GÜNÜN HABERLERİ Içki sarfiyatı Senede nüfus başına 600 gram üşüyor En çok içki sarfeden “ yer İzmirmiş Izmir 18 — Müskirat inhisarının salahiyyettar memurlarından biri gurları söylemiştir: — Türkiye diğer mümasil mil- leflerin en az içki içenidir. Tür- kiyede sene de nüfus başına 600 gram içki düşmektedir. Memleketimiz içinde en fazla içki sarfeden de hiç şüphesiz Iz- mizdir. Bunun sebebide İzmir halkının zevkü safaya daha düş- kün olmasıdır. Hattâ iktisadi buhran bile İzmiri içkisinden menedememiştir. Sar- fedilen içki miktarının yekünları bunu gösteriyor. Müskirat inhisar idaresi şehri- mizden İstanbula külliyetli lüks içkiler göndermeğe başlamıştır. Bağcılığa rağget Manisa 19 — Bu sene manisa ve İzmirde bağ yetiştirmek için büyük bir arzü ve heves vardır. Pek çok yerlerde halk tütün- cülükten vaz geçerek bağ yetiş- tirmekle meşgul olmağa başla- mıştır. İdam mahkümu Bergamada asılan adam ne söyledi? Bergama 19 Manifaturacı Mehmet efendi ile bir arkadaşını öldüren Refik salben idam edil- miştir. İdam mahkümü asılmazdan evel, bir diyeceği olup olmadığı süaline karşı: — Ben bir öfke üzerine bu ci- nayeti işlemiştim. Kanunun verdiği | 3 ceza doğrudur. Cezamı çekeceğim. Demiş ve ipi kendi elile boy- nuna geçirmiştir. Bergamada altmış senedenberi adam asılmamıştı. Dört casusun mahkâmıyeti Berlin 18 (A.A.) — Budwigsh- ven mahkemesi Alman sanayii hakkında Sovyetler lehine olarak casusluk yapmakla maznun dört kişiyi dört ay ile on ay arasında tahalüf eden hapis cezalarına mah- küm etmistir. Deniz nakliyatı Seyrisefain, Şirketihayriye ve Haliç birleşecek mi? Iktisat vekâleti, İstanbuldaki Seyrisefainin sevabili mütecavire kısmı ile Şirketi hayriye, Haliç ve Liman şirketlerini (o birleştirmek hususunda (o belediyenin fikrini sormuştur. Esasen belediye, Haliç şirketinin müşkül vaziyeti itibarile İstan- buldâki deniz nakliyatının bir elden idare edilmesindeki faide- leri evvelce vekâlete arzetmişti. Belediye vekâletin son işarına cevap vermiştir. Bu teşekküle mavna, salapurya ve motörcülerin de dahil olması mütalâasr ileri sürülmektedir. Bu teşebbüs neticelenirse mühim bir tasarruf elde edilecek ve vesaiti nakliye (Oücretleri de halkın lehinde mühim surette tenzil edilebilecektir. Yeni teşekküle “Istanbul deniz nakil vasıtaları şirkeli,, ismi verilecektir. Balık konserve fabrikası Yerli sermayelerden biri bir fabrikası tesis balık konserve etmiştir. Ucuz et Izmir belediyesi et meselesini hallediyor Izmir 19 — Istanbulda et fiat larının ucuzlatılması için meşgul olunduğunu gazetelerde okuyoruz. Istanbul bu mesele ile uğraşa dursun, İzmir et işini halletmek üzeredir. Et komisyonu yaptığı tetki- kat neticesinde et fiatlerinin bir miktar tenzili kabil olduğu neticesine (o varmıştır. e Mezbaha resminin tenzili suretile et fiatle- lerinin indirilmesi için de tetkikat yapılmaktadır. Et komisyonu bu meseleyi (o ehemmiyetle (nazarı itibara almıştır. izmirde sinemalar hakkında bir karar Izmir 19 — Belediye halkın sinamalarda azami derecede ra- hat etmesi için tedbirler almakta- dır. Sinamalar Cuma günleri gi- rilemiyecek derecede kalabalık olmaktadır. Dün hemen bütün sinemalar hıncahinç dolu idi. Belediyece sinemalara yeniden tebliğat yapılmıştır. Bu tebliğe göre sinemalar bugünden itibaren sinema dahilinde oturmağa mah- sus kaç koltuk varsa o kadar bilet satabilecektir. e Müşterilerin ayakta kalmaları memnudur. Aksi hareket eden sinemacılar şiddetle tecziye edilecektir. Sinemacılar bem kalabalığa mani olmak hem de müşterilerini kaçırmamak için yeni matineler yapacaklardır. Dans meselesi Muhtelif memleketlerde variyete sahnelerinde birlikte dans eden ve Görls denilen kızların ekserisi lngilizdir. İngilterede bunları yetiş- tiren müteaddit mektepler vardır. Son zamanlarda bu mektepler ihtiyaca (kifayet (etmediğinden yeniden büyük bir mektep açıl mıştır. Resmimizde bu mektepte raks taliminden bir sahne görülüyor. Uyuşturucu maddeler kaçakçıları Iskenderiye, 18 (A.A) — Uyuş- turucu madde kaçakçılığından dolayı teşrinievvelde tevkif edilen 26 kişi bir seneden 10 seneye kadar hapse ve 200 isterlinden 1000 isterline kadar nakti cezaya mahküm edilmiştir. 3 kişi beraet etmiştir. Korsika şakileri Paristen Korsikaya bir polis mütehassısi gönderildi Ajaccio 16 — Henüz yakalan- mıyan haydutları ele geçirmek için teşkil olunan çenber gitgide daraltılmaktadır. Takip ve tenkil hareketlerini idare için Paristen buraya bir polis (o mütehassısı gelmiştir. Adanın sarp ve yalçın dağla- rının insan yüksekliğinde sık fun- dalıkları arasında gizlenen son eşkiyanın elde edilmesi bir kaç günlük bir meseledir. Tasarruf haftası Her tarafta yerli malına rağbet var Denizlide çok güzel bir sergi açıldı Denizli 18 — Haftalârdan beri devam eden mesai vej hazırlanma neticesi, iktisat ve tasarruf cemi- yetinin tertip ettiği yerli malı sergisi vali, vilâyet memurini, alay kumandan ve zabitanı hazır bulundukları halde açıldı. Muktelif memleketlerden geti- rilen yerli malları ve bilhassa Bolan ve Kadıköy mensucatı ve yerli mamulât ve masnuatı ile süslenen sergi çok güzeldir. Iktisat ve tasarrufa ait muhtelif afişler her tarafta tevzi ve talik edilmiştir. Tasaarruf haftası derin bir alâka ile takip edilmektedir. izmir karanlıkta mı kalacak? Izmir 19 — Şehrimiz hava gazı şirketi dün mektupta belediyeye müracaat ederek Avrupadan ge- tirttikleri ampullerinin kontenjan listesinde gösterilmediğinden güm- rükten çıkarılmadığı ve şehrin havagazı ile tenvir edilen ma- halleleri bilahere karanlıkta kal- ması ihtimali mevcut bulunduğunu bildirmiştir. Fedakâr kadın Kocasını kurtarmak isterken öldürüldü Izmir 18 — Torbalıda evvelki akşam feci bir cinayet olmuş ve zavallı bir kadın sekiz yerinden ” bıçakla yaralanarak öldürülmüştür. Evvelki akşam gece yarısına doğru Fındık Süleyman namında hirisinin evine iki şahıs girerek ellerirdeki silâhları Fındık Süley- manın üzerine tevcih ile para istemişlerdir. Kocasının üzerine silâkla hücum edildiğini ve zorlandığını gören Süleymanın zevcesi Fatma hanım haydutların üzerine hücum etmiş- tir. Haydutlar da bunun üzerine tabanca ile Fatma hanımı 8 ye- rinden yaralamışlardı. Fatma ha- nım aldığı yaraların tesirile vefat etmiştir . Tamirat meselesi Pariste cereyan eden müzakereler Paris, 18 (Hususi) — Ingiliz maliye nezareti erkânmdan biri bir kaç gündenberi Pariste Fransız maliye nazırile müzakerede bulu- nuyor. Bu müzakeratın tamirat için yeni bir konferans aktine dair zemini hazırlamak için olduğu söyleniyor. Borçların tehiri Vaşington 18 (Hususi) — Reisi- cumhur M. Hoover demokrat ve cumhuriyetçi fırkalarının ileri ge- lenlerile yaptığı bir mülâkatta borçların tediyesinin bir sene müddetle tehiri teklifinin süratle kabulü için aralarında anlaşma- larını rica etmiştir. Fransanın yeni balıri programı Paris 18 (hususi) — Fransanın yeni bahri programi bugün meclisi mebusanda tetkik edilecektir. 1932 Nisanından 1933 Martına kadar inşa edilecek gemiler ara- sında 4 kruvazör, bir filotilla rehberi, bir torpido mubribi ve bir çok hafif gemiler vardır. AKŞAM'ın tefrikası: No 70 Sabi c 35 ———— 20 Kânunuevvel 1931 KIVIRCIK PAŞA Büyük Milli Roman Artık inadı bırakarak pembe odadâ (o başina bir çatkı çalmış, boğazına bir tül- bent sarmış, basta yatağından kalkmış Oo gibi, Aman başım! Aman boğazım! diye diye paşanın odasına gitmiş, İçeri girer girmez: — Eyvahlar olsun yine fırıl fırıl başım dönü- yor, o kolonyayı koşturun! ferya- dile kızını, da- madını, maiyet hanımlarını, ha- layıklarını etra- fına ( toplamış, bir müddet şa- kaklarını, bilek- lerini oğdurduk- tan sonra batta- niyeyi üstüne çekip (mindere uzanıvermişti, İşte şeytanın böylece barışmış ise de bu sefer- ki paşa o eski paşa değildi. Has- talığından mı yoksa bir maksada binaen mi bir acayip duruyor, hiç laf etmiyor, içinden bir şeyler Pazarlık ediyormuş gibi düşünü- yordu. Evdeki kodaman hanımlar da bu halin farkına Ovarmışlardı. Mamafi hanım efendiyi kışkırtmak istemedikleri için: — Kadıncağızım, bak koca göğdey ne hale girmiş? adam hasta? hastanın kusuruna bakı maz! diyorlar, o da karşılık: — Ben malımı bilmez miyim? Herifin biti kanlandı; kurumunu görmiyormusun? diyip diş bile- yordu. Bu vaziyette iken senedi götü- rüp altına bir imza daha atması teklifinin imkânı yoktu. Şehrinin tavsiyesi vechile bir kolayını bulup mübrü elde etmekten gayrı çare kalmıyordu. Mühür de boynum daki torbada asılı idi. Gece uyurken hırsız gibi da çalınmazdı ya: Vakıa uykusu ağır, top atsan duymayor, fakat aksi şeytan, ya gözünü açacağı tutarsa?.. Işin ters gidişine bakın ki aynalı bakıcıya nefes ettirilen pamuk bezi gömlek, ten fanılası, pazen don, çamaşır değiştirmek behanesile giydirilmiş fakat be- lindeki o yün kuşağı bir türlü çıkarmamıştı. O kuşak dururken ötekilerin ne faidesi olacaktı? Hanım efendi, bunları düşün- dükçe, paşanın değişik halini de gördükçe öfkesinden çatlıyacağı geliyor, kendini zor tutuyordu. Kendini tutmak onun için ne müşkül şeydi? Bu bizim konaklarda kapaklı iş olur mu? Odalık meselesi, nereden ise Veysel'in de kulağına gitmişti. Onun duyduğu, bu işte Şehrinin elebaşılık ettiği, paşaya huri gibi bir kız bulduğu, sonra ne yapıp edip kızı gaiplere karıştıştırdığı merkezinde idi. Evvelâ meseleyi, gizlice Sürpiğe açtı. Sürpik zaten içini dökmeğe teşne; derhal atıp tutmağa baş- lamıştı: — O yer köstebeği suratlı Şehriyi göroorsun; bütün uğursuz- gizli, Müellifi: Sermet Muhfar Ne karıdır görsen; koyun iliği değil de dana iliği ayağını kırarak | luk, gammazlık, leşlik oOondan çıkoor. Bizim hanım, papaz efendi kadar doğru adam deorsa da kaç para eder? Hanımın yüzüne deme- mişim amma ne kandır görsen. Koyun iliği değilde dana iliği. Boy bos; yan kamara, güverte; ay dede gibi surat; kılaptan gibi saç... Veyselin ağzı sulanıyor: — Yeter be duducuğum; bana düşmanlığın mı var? Yutkuna yutkuna boğazımı indiriyorsunl diyor, Sürpik dududa ağzını kapatıyordu: — O kâdar için çekti ise ne duruorşun? Git, yerini bacaksız- dan örgen. Dasnihink eylem ko- nuşmayı bilmez değilsin. * .. Veysel, o akşam kafayı adam akıllı çekmiş, ağzı, burnu bir ta- rafta, sallana sallana konağa geldi. Şehriyi bir kenara çekecek kendi tabirile, şöyle bir iskandil edecekti. Kapıdan girer girmez, İsmail ağaya: —Ölüsü kandilli herif bürada mı? Diye sordu. Ismail anlamıyarak yüzüne ba- karken izah etti: — Cüce Vasilâkinin babasını sordum; anlamadın galiba. Sakallı Pavrıyayı yahu! Şehri, çiftliğin ihsanından sonra müjdeyi gütürmek vazifesile Çeşmi- cellata gitmiş, eve girer girmez paşa aleyhinde atıp tutmuş, Ce- male dair plânlar uydurmuş, ha- nım efendinin kocasile barıştığını de söyliyerek Çeşmi cellâdı daha ziyade çileden çıkamıştı. O Jgündenberi, her nedense bir daha Beşiktaşa gönderilmemişti. Paşa, “bir yere ayrılma, bek- lel,, Diyor, oda bekleyordu. Bir bahane bulup oraya kapağı atmak onun için işten değilsede Çeşmi cellâdın istediği ufak tefekler vardı; bunlar alınmak lâzımdı. Paşa para vermemişti. Kesesi- nin ise kudreti yoktu. Bu sebeple bunalıp duruyordu. Veysel, Şehrinin odasına gider- ken, damat beyin, etrafına bakına bakıma, kapmın önünde durduğunu gördü amma meselenir farkına varmadı. z Damat beyin de içi daha ziyade oynamış, zemin ve zamanı müsait bulmuş, mahut boyun bağı iğne- sini, yanma almış, herçebadabat, açıkcasını söylemeğe, Çeşmicellât nerede ise yerini öğrenmeğe gidiyordu. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: