16 Ocak 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

16 Ocak 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Kânunusani 1932 Akşam . emi —ZKŞAMDAN AKŞAMA Yalancılık fenni Heyhat... edemiyor... Hayatımız o kadar dolambaçlı, o kadar girift, o kadar çetrefil ki, doğruyu, düpedüz, banğır banğır bâğıraraktan bir türlü söyliyemi- yoruz. Ne haddimize 1... Esasen: “Doğru söyliyeni dokuz köyden kovarlar... , darbımeseli de malüm... Onun için, iş haya- timızda olsun, ev hayatımızda olsun, cidden sakim olan bu ça- reye baş vurmak mecburiyetinde kalıyoruz.. Sat hezar efsus: yalan söyliyoruz.. Yalan, monden hayatın tuzu biberi gibidir... Onsuz edile- miyor... Fakat, yine de boyuna yalan söylemek, muvafık değildir... Pek zaruri mevkilerde bu nesneyi istimal eylemelidir: Hani, bazı zehirleri ilâç makamında kullanır- lar; bu tertip yalanların söylenme- sine şârkın en büyük hakimleri bile cevaz vermişlerdir. Şeyh Sadii Şirazi: maslahatâmiz yalanı, nadan nadan, dobra dobra, zarar verici hakikate tercih etmektedir: “Gülistan,, isimli meşhur kitabı- nın ilk fıkrası, buna aittir. Demek ki, yalan, bazı ahvalde zaruridir; faydalıdır. Onsuz edile- miyor... Öyleyse, onu, en muvafık tarzda kullanmasını öğrenelim... Benim “kanaatimce, bilhassa hafızası zaif olanlar, yalanı kul- lanmaktan kaçınmalıdırlar. Zira, ne söylediklerini: unuturlar. Başka zaman, başka türlüsünü söylerler. Binaenaleyh, söylenilmesi zaruri olan, ender yalan, onu söyliyecek adam tarafından o derece benim- senmelidir ki, âdeta o yalan şekil, yalancının dimağı içinde, hakiki şekilmiş gibi yer etsin. Vakanın hakiki şekli dimağdan silinsin, yalan şekli dimağda onun yerini tutsun. Yalancı, söylediği yalana bizzat kendi de inansın. Bu, birinci usuldür. Avakibin- den pek korkulan, pek vahim vaziyetlerde, meselâ hayat imti- dadınca üç dört kere istimal olunabilir. Yeniusu! de, şakaya boğmak usulüdür. Meselâ, bir şey yaptınız, saklamak istiyorsunuz. Düpedüz yalan söyleseniz, belki, doğru şekil günün birinde anlaşılacak. Mahcup düşeceksiniz. Doğru şekli söyleyiverseniz, ihtimal, lüzumsuz bir boşboğazlık yapmış olacaksı- nız. Binaenaleyh, işi şakaya bo- garsınız. O da: — Dün gece neredeydin? Dedikleri zaman: — Aman karıcığım | -cevabırı verirsiniz? - gayet güzel hanımların omeclisindeydim. Seni biran bile aklıma getirmedim... (Sesinizin tonunu ansızın değişti- rirsiniz:) Deli misin, yahu? Nerede olacağım? İşimden geç çıktım... Bir çalıştım ki, sorma... Vapuru kaçırdım... (Sesinizin tonunu gene Insanlar, yalansız sorma, — Şu dünyanın hali ne olacak Amca Bey... Et meselesi Bazı tacirler şürayi devlete müracaat ettiler Ete narh veya azemi fiat kon- mak meselesini belediye hâlâ hal- ledemedi. Bu işle meşgul olan komisyon azası el'an tereddüt içindedir. Salâhiyetdar bir zat diyor ki: — Azami fiat konması sırası da geçmek üzeredir. Çünkü gün- den güne et fiatleri fırlıyor. Azami fiat, piyasa temevvüçlerine göre konacağına nazaran, bizzarure belediye bunu nazarı dikkate alacaktır. O zaman gürültüler başlıyacak ve denilecek ki: “Bele- diye fiatlere müdahale ettiği için et pahalandır.,, Diğer taraftan bazı koyun tacirleri (o mezbaha (rüsumunun kanunsuz olarak (alındığından bahsederek şürayi devlete müra- caat etmişlerdir. Belediye umuru hukukiye müdürü Muhlis bey geçenlerde (o Ankaraya (gittiği zaman bu mesele ilede meşgul olmuştur. Belediyenin onoktai nazarına göre kanun mezbaha resimlerinin belediye meclisince yapılacak ta- rifeye göre alınacğını tasrih etmiş ve meclis te bu tarifeyi yapmıştır. Kanun azami veya asgari bir mikdar tayin etmediği için alınan resmin kanunsuz olmadığı iddia ediliyor. Şürayi devlet, belediyenin aldığı kesim ve saire rüsumu ağır bu- lursa belediyenin yeni bir tarife yapması icap edecektir. Bu tak- dirde et fiatleri de © tabiatile düşecektir. Darülâceze balosu Bir müddetten beri hazırlanan Darülâceze balosunun 4 Şubat akşamı Maksimbarda yapılmasına karar vermişlerdir. Balonun komite heyeti şehrimi- zin birçok mali müesseselerinden ve kibar sınıfından mühim mik- darda teberrüler ve muavenetlere dair vaitler almıştır. Arkadaşlara rast- ladım. Beni meyhane meyhane sürüklediler. Bir içtim, bir içtim ki, körkütük sarhoş oldum... Bir değiştirirsiniz: yerde sızıp kalmışım... | Gene sesinizin perdesini değiştirin: | Halama misafir gittim... Sen, onunla dargınsan ben ne yapayım, karıcığım... Ben onu görmeyecek değilim ki... Hah hah hah... Bu kadar zıt şakaların (— ya- lanların ) içinde hangisi doğrudur, karınız anlıyamaz. Birisi doğrudur amma, hangisi? Bilemez. Siz de hem yalan, hem doğru söylemiş olursunuz. Yalanın en güzeli, acem kılıcı gibi, en zararsız usulü bu sonuncusudur. (Vâ-Na) ŞEHİR HABERLERİ 3 karmanyolacı Zabıta üçünü de ele geçirdi Küçükpazar polis merkezi Hasan, Kâmil ve Hamza isimlerinde üç karmanyolacı yakalamıştır. Yapı- lan tahkikatta bunların uzun za- mandanberi muhtelif semtlerde karmanyolaçılık yapmakta olduk- ları anlaşılmış ve müteaddit cü- rümleri tespit edilmiştir. Polis; haklarındaki tahkikatını bitirerek üçünü de adliyeye tes- lim etmiştir. Sabıkalı bir yankesici yakalandı Zabıta bir müddettenberi Arakli isminde bir yankesiciyi aramakta idi. Maruf sabıkalı yankesicilerden olan Arakli yankesiciliği kendi- sine meslek edinmiş, müteaddit defalar yakalanmıştır. Son defa da gene mühim bir yankesicilik (yaparak (ortadan kaybolmuştu. Beyazıt polis mer- kezi OAraklinin izini meydana çıkarmış ve kendisini yakalamıştır. Arakli evrakile beraber adliyeye teslim edilmiş, 2 inci istintak da- iresi (tarafından (tevkifhaneye gönderilmiştir. Kandiller Bazı camilerde erken söndürülüyor Bu sene camilerde kandillerin yatsıya kadar yanacağı hakkın- daki şayiayı Evkaf müdürlüğü tekzip etmişti. Filhakika hemen bütün büyük camilerde kandille- rin sabaha kadar yandığını görü- yoruz. Fakat küçük bazı camilerde saat ona doğru kandillerin sön- dürüldüğünden bahsediliyor. Dün Kasımpaşadan : bu bususta şu mektbu aldık; 12/1/932 tarihli nüshanzın üçün- cü sayfasının ikinci sütununda “Kandiller sabaha kadar yanıyor, serlâvhalı Istanbul evkaf müdür- lüğünün izahını okuduk. Bizler, Kasımpaşada oturuyoruz. Civarımız minarelerinin elektrikleri akşam saat 21 1/2 da söndürülmektedir. Rica ederiz Evkaf müdürlüğünün nazarı dikkatini celbedin. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye Ecnebi 1400 kuruş (o 2700 kuruş 750 » 1450 > 40 >» 30 > 150 » — — SENELİK GAYLIK 3 AYLIK 1 AYLIK map” Abono ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. ———— Ramazan8 — Kasım; 70 5. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 1234 218 7,18 946 12 o 1,37 Va. 5,39 7,23 12,24 14,51 175 1841 Şehir bütçesi Bütçe hazırlandı muhasebeye verildi Belediye ve idareci o hususiye yeni sene bütçeleri her şubece hazırlanmış ve muhasebeye tevdi edilmiştir. o Muhasebe (müdürü bütçeyi tasnif ve tetkik etmeğe başlamıştır. Bütçenin şubat birde şehir meclisine takdim edilmesine çalışılacaktır. Bu sene varidat sekiz yüz bin lira noksan olduğuna göre bütçe ancak zaruri ihtiyaçlara göre tanzim edilmiştir. İdarei hususiye bütçesi, muz- veneti içtimaiye ve beş senelik programın - ilk tatbik senesine taallük edeceği için diğer sene- lerden farklı olacaktır. Tiftik fiatleri Bir gazete tiftik fiatlerinin 32 kuruşa kadar indiğini yazmıştı. Ticaret odası ve ibracat ofisi bu haberi tekzip etmektedir. Eşkıya Mehmet Polis müfettişleri şikâyeti tetkik ediyorlar Bundan üc gün evvel Fatibte Yeşiltulumbada (o eşkıya Mehmet isminde birinin dükkânında araş- tırma yapılmış, Mehmet ile diğer bir arkadaşında esrar ve bir çok kaçak iskambil kâğıtları bulun- muştur. Fatih polis merkezi Mehmet hakkında lâzım gelen tahkikatı yaparak evrakını tanzim etmiştir. Diğer taraftan Mehmet polis müfettişliğine müracaatle polis aleyhinde bir şikâyette bulun- muştur. Mehmet bu şikâyetinde, bundan bir buçuk ay kadar evvel komiser muavini Ibrahim efendi tarafından kahvesinde gene bir araştırma yapıldığını ve Ibrahim efendinin bu araştırmayı gayri kanuni şekilde yaptığını iddia eta ;ştir. (o Müfettişlik tahkikata başlamıştır. Bu hususta tanzim olunan tahkikat evrakı Müddei- umumiliğe verilecektir. Otomobillere konacak regülâtör Muayyen miktardan fazla sür- atle gitmemesi için otomobillere konulacak bir regülâtör aletinin tecrübelerine başlandığını yazmış- tık. Bu tecrübelerin kat'i neticeşi bu hafta içinde alınacaktır. Şayet, tecrübe iyi bir şekilde nihayetle- nirse otomobillerin bu aleti kullan- maları mecburi olacak ve aletin tedariki için bir müblet verile- cektir. | sir sarman Edebiyat rağbette.. Bu iktisadi buhran esnasında Paris ressamları işin kolayını bulmuşlar... Tablolarile öteberi mübadele ediyorlarmış.. Meselâ bir tablo verip bir küfe elma, bir manzara resmi verip bir şişe Şarap, bir koyun resmi verip kasaptan bir but et, bir kış manzarası verip bir çuval kömür alıyorlarmış.. Vallahi enfes bir buluş... Ben ayni usulün edebiyata da tat- bikini ve bizim memlekette de yapıl- masını canü gönülden isterim. Hiç fena bir şey değil... Düşünün şiire, hikâyeye, romana mukabil öteberi veriyorlar.. Cenap Şahabeddin bey meşhur “Elhanı şita,, manzume- sini kömürcüye götürüp bir çuval kömür alıyor.. Abdülhak Hâmit bey “Makber,, manzumesinin “Her yer karanlık,, mısraını hizmetçi ile bakkala gönderip bir kutu kibrit aldırtıyor.. Halit Ziya bey“Mavi ve siyah,,daki “Baranı elmas,, faslın manava verip bir okka yer elması alıyor. Nâzım Hikmet bey “ Makineleş- mek istiyorum ,, şiirini zorla tü- tüncü aceme verip bir traş makinesi elde edebiliyor.. Yakup Kadri bey “ Erenlerin bağından,, eserini verip bir salkım üzüm alıyor. Yine en kârlı Reşat Nuri bey çıkıyor. Bir tavukçu “Çalı kuşu,,na mukabil kendisine yağlı (o bir baba hindi veriyor.. Halit Fabri bey kuşa meraklı olduğu için meşhur kuşbaz Ismail efendiye “Baykuş, u götürüp bir kanarya alıyor.. “Göller,, şairi Ahmet Ha- şim bey meşhur eserini verip bir bardak su içiyor.. “Hayatı haki- kiye sahneleri, müellifi “Ezik palamut, hikâyesi mukabilinde yarım okka hamsi alıyor, Hüseyin Rahmi bey üstadımız “Ben deli miyim?.,, eserini Mazhar Osman heye verip gözünün seğirmesini tedavi ettiriyor. Görüyorsunuz ya edebiyat sa- yesinde epice iş yapmak kabil... Bu mübadele sayesinde (hiç değilse şiir, roman, hikâye ve saire ile bir şeyler elde etmek mümkün yandı olacak.. Aksi takdirde üdaba ve şüera... icaret müsteşarı yarın gidiyor Şehrimizde (bulunan ticaret müsteşarı Hüsnü bey pazar günü Ankaraya gidecektir. Iki kumarbaz yakalandı Fatih polis merkezi Cavit ve Rahmi isimlerinde iki kişiyi yakalamıştır. Bunlar ötede beride kumar oynamakla maznundurlar, Bu defada gene o civarda bir yerde kumar oynarlarken cürmü- meşhut halinde yakalanmışlardır. Polis merkezi ikisini de sulh ceza mahkemesine vermiştir. işleri arap saçına Amca Beye göre... . Ufuklarda şimşekler çakı- yor... .. Avrupa'da bi kavga çıkacak diyor- lar amma sebep nedir, bir türlü anlıya- madım /... A.B. — Sebep mi?, Gayet basit: Biri yiyip biri bakıyor dal..

Bu sayıdan diğer sayfalar: