21 Nisan 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

21 Nisan 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 21 Nisan 1932 Tütünlerimiz Tütün konferansı hazırlığı Konferansta hangi mese- leler müzakere edilecek? Balkan tütün konferansı için hazırlıklara devam ediliyor. Ticaret odası ve ihracat ofisi, konferansa dair bir rapor hazırlamışlardır. Konferansa, iktisat vekâleti namı- na ihracat ofisi müdürü Cemal, Habip Edip ihracat ofisi tütün raportörü Haluk beyler iştirak edeceklerdir. Iktisat vekâleti, ticaret odasına gönderdiği bir tezkerede, kendi murahhaslarını intihap etmesini bildirmiştir. Oda meclisi bir iki güne kadar murahhaslarını intihap edecektir. Oda tarafından intihap edile- cek murahhaslar arasında, oda reisi Ali zade Mithat, tütün taciri Gani beylerin bulunması muhte- meldir. Oda heyetine, tetkikat şubesi müdürü Hakkı Nezihi, Galip Bahtiyar beylerin de iştirak edeceğinden bahsediliyor. Diğer taraftan, İzmir, Samsun, Tırabzon ticaret odalarından birer murah- has da konferansa iştirak ede- cektir. Konferansta, tütün inhisarı namına Ziraat şubesi müdürü Nesip bey bulunacaktır. Konfe- ransın ruznamesi henüz resmen alâkadar dairelere bildirilmemiştir. Konfransta görüşülecek mese- leler, ticari ve zirai diye baş- lıca iki kısma ayrılacaktır. Görü- şülecek tütün ticaretini alâkadar ettiren meseleler arasında, Balkan tütün ofisi teşkili vardır. Esasen bu fikir, Balkan konfransında da ileriye sürülmüştü. o Konfransta ofis teşkili fikirlerinin kuvveden file çıkarılmasına çalışılacaktır. Konfransta tütün ziraatine ait meselelerin başında, tütün zerri- yatının tahdidi fikri üeliyor. Çekirge mücadelesi Cenup hududunda faaliyet devam ediyor Antep — Her tarafta inficar eden çekirge ile mücadeleye de- vam olunmaktadır. Yapılan mü- cadele sayesinde vilâyet dahilinde gömülmüş olan çekirge sürfelerin- den ancak yüzde dördü inficar edebilmiş diğerleri mahvolmuştur. Urfa vilâyetinde irficar nisbeti çok yüksektir. Suriyede evelce hiç mücadele yapılmadığı gibi şimdi de yapılan mücadele çok basit ve bir kaç köye münhasırdır. Suriye çekirgelerinin (vilâyetimize girmesini men için ziraat müdü- riyetince hudut boyunda tertibat alınmağa başlanmıştır. Vilâyet Ohududu (dahilindeki çekirgelerin kâmilen itlâf edile- bileceği ve fakat Urfa ve Suriye- den gelecek çekirgelerden endişe edildiği anlaşılmaktadır. Hindistanda Bombay hapishaneleri adam almıyor Poana, 20 (A.A.) — Bombay eyaleti dahilindeki hapishaneler son zamanlardaki siyasi mahpus- ların fazlalığı yüzünden o kadar dolmuştur ki, cinai bir takım işlerden dolayı mahpus bulunan yüzlerce kişi, cezalarını ikmal etmeden evvel kayıt ve şartsız salıverilmişlerdir. Bu tedbirin ittihazına sebep siyasi mahpuslar miktarının art- ması ihtimalinin derpiş edilmesidir. GÜNÜN HABERLERİ Sigortalar Tarifelerde tenzilât yapılabilecek mi? Sigorta tarifelerinin ağır oldu- ğundan (o bahsetmiştik. o Iktisat vekâleti, şimdiye kadar, bu mesele etrafında (o yapılan o şikâyetleri nazarı itibare almıştır. Şehrimizde Obulunan sigorta tarifeleri komisyonu, tarifeler et- rafındaki şikâyetleri tetkike baş- lıyacaktır . o Tarife (o komisyonu azasından bir zat, bu mesele hakkında bir muharririmize şu malümatı vermiştir. — Şimdiye kadar (muhtelif ticaret o kongrelerinde, sigorta tarifelerinin ağır olduğuna dair şikâyetler yapılmıştır. Fakat hiçbir ticaret odası, veya ticaret kongresi sigorta tarifelerinin ticaret işleri üzerine olan tesiri (hakkında esaslı tetkikat yapmamıştır. Bu kongrelerde, tarifelerin (| yalnız ağır olduğundan O bahsetmekle iktifa ediliyor. Bu nevi şikâyetler hiç bir mana ifade etmez.JTiçaret odaları, ve ticcari teşekküller, tarifelerin (o hangi (omaddesinden ne suretle şikâyet ediyorlar. Bunu sarih olarak bidirmelidirler. Sigorta şirketlerinin kanaatine göre, tarifelerde, daha ziyade tenzilâta (imkân yoktur, bundan bir sene evvel, tarifelerde bazı tadilât vapılmış, yangın tarifesi de tenzil edilmiştir. Ingiliz bütçesi Gazeteler vergilerin indi- rilmesinden memnun değil Londra 20 (A.A.) — Gazete- ler, bütce dolayısile meyusiyet- lerini o gizlemektedirler. | Çünkü vergiler tahfif edilmiş değildir. Maamafih, bütçenin İngilterenin bütün dünyaya mali vaziyetini ersin etmeğe azmetmiş olduğunu göstermekte bulunduğu mütalea- sını serdetmekte ve mükellefler- den daha uzun müddet sabır etmelerini istemektedirler. Times gazetesi, bütçenin alâs- tikiyeti olmadığını, fakat sağlam olduğunu yazmaktadır. e Daily Herald ise bütçenin mükelleflere hiçbir şeyi temin etmemekte ol- duğunu yazıyor. Ucuz pırlanta “Amerikada suni pırlanta yapılıyor Londra 19 Amerikanın Colombia darülfünunu kimya mü- hendisliği dairesinin reisi Profe- sör Mac Kee bir karat pırlantayı beş dolar yanion Türk lirası masrafla imal etmek mümkün olduğunu söylemiştir. Ucuz pırlanta imalinin patentesi alınmıştır. Patente sahibi Mr. Boruett profesör Mac Kce'nin lâboratuarında karbon silicou ve fosforu muhtevi demirden 1 - 12 karat pirlantayı gayet ucuz mas- rafla imal etmeğe muvaffak olmuştur. Filipin hükümeti kanunlarını gönderdi Ankara, 20 (Hususi) — Dahiliye vekâleti bundan evvel vaki bir müracaat üzerine Filipin hükü- metine kanunlarımızı göndermişti, Ahiren Filipin hükümeti de ka- nunlarından mürekkep) külliyatı bilmukabele hükümetimize gön- dermiştir. Çin - Japon ihtilâfı Japonya askerini çekecek mi? Cemiyeti Akvamın kararı heyecan uyandırmış Tokyo, 20 — Cemiyeti akvamın Japon kıtaatının Şanghaydan çe- kilmesine karar vermesi ve Japon askerinin çekileceği tarihin tayi- nini bir komisyona havale etmesi burada heyecan © uyandırmıştır. Japonyanın bunu kabul etmiye- ceği muhakkak addediliyor. Cenevre, 20 — Amerika hari- ciye nazırı, Çin - Japon meselesini ve bu hususta Cenevrede cereyan eden müzakereleri yakından takip ediyor. Japon harbiye nazırının beyanatı Tokio, 20 (A.A. ) — Reuter ajansı bildiriyor: Harbiye nazırı, gazetecilere beyanatta bulunarak vaziyet vahamet gösterdiği takdir- de Mançuriye yeniden takviye kıtaatı sevkinin bir zaruret halini alması o muhtemel bulunduğunu söylemiştir. Mumaileyhin Mançurideki Rus- Japon münasebatına değil orada şekavet icra etmekte olan hay- dutlara telmih etmiş olduğu zan- nolunuyor. Sırbistanda zelzele Belgrat, 20 (A.A.) — Dün saat üçü ceyrek geçe Kaçenik, Kosva, Mitreviçe mıntakasında şiddetli bir zelzele hissedilmiştir. Hasar vuku bulmuş olduğuna dair hiç bir haber yoktur. Gostes Ispanyada Seville, 20 (A.A.) — Tayyareci Costes dün, Oran'dan gelerek öğleden sonra Tablada tayyare meydanında yere inmiştir. Fransız konsolosu ile bir çok tayyareciler bu sabah Madride hareket edecek olan mumaileyhi tebrik etmeği vazife bilmişlerdir. İzmirin imarı Mimar M. Yansen tetkikatına devam ediyor Izmir, 20 — Belediye tarafın- dan vaki olan davet üzerine Ankaradan buraya gelen mimar Yansen belediye risi Behçet Salih beyle beraber, şehrin bütün ma- hallelerini baştan başa gezmiş, icap eden izahatı aldıktan sonra şehir haritası üzerinde tetkikatta bulunmuştur. Mumaileyh bayramdan sonra Izmiri terkedecektir. Bu müddet zarfında tetkikatını tamik edecek ve şehrin imarında nasıl bir hattı hareket takibi muvafık — olacağı hakkında ( hazırlıyacağı raporla birlikte belediyece sorulan sual- lerin cevaplarını verecektir. Mensucat sergisi 1 temmuzda Konyada küşat edilecek Konyada yerli masnuat ve men- sucat sergisinin | temmuzda küşadı ve on beşine kadar devam etmesi muvafık görülmüştür. Sergiye Gazi ilk mektebi bina- sının tahsisi tasavvur edilmektedir. Mektebin bahçesine paviyonlar da inşa edilecektir. Serginin sırf Konya vilâyeti ve mülhakatına inhisarı fikrinden vaz geçilmiş bütün memlekete teşmili tensip edilmiştir. AKŞAM'ın tefrikası: No: 87 Sahife 5 21 Nisan 1932 ZINDAN HATIRALARI Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri : 1" annâe. —N“30 Adrese, ezel INTIKAM 1OLUNAL MERGOM ADA Case Mont. * Ve > — fiy Cenevrede çıkan intikam gazetesinin bağlığı Fransızca, İngilizce gazeteleri, kitapları okumağa başlıyacaklar, türk sansürünün elinden geçme- yen bu muzır Avrupa neşriyatı gençlerimizi ne hâle koyar?.. Kat'iyen türk gençlerinin lisan öğrenmemeleri matlüptur! (Eğer vesaiti lâzımeye malik olsam bir seyahat yapardım.) işte aforoz edilecek bir cümle daha. Hemen silinmiş. Seyahat kadar fena şey mi var? Seyahat başka memleketlerin halini görüp kendimizle mukayese etmemize yarar, binaenaleyh zararlıdır. Se- yahat bizden gayrı insanların hür ve mes'ut olduklarını görmeğe yarar, muzırdır. Görmüyor musunuz, Emirülmü- minin hazretleri sarayından bile bir tarafa çıkmıyor, ondan ibret alınız, ve kaplumbağa gibi kabu- ğunuzun içinde yaşayın ve ölünl.. * ”» Gümrüklere gelince oraları da ayrı bir âlemdi. Haricten Türki- yeye girebilecek muzır evrak ka- dar, ticaret malları arasına karı- şabilecek muzır mevat, meselâ mevaddı infilâkiye veya beyanna- meler, kitapların ve daha bir çok başka şeylerin dikkatle takip edilmesi gümrüklere havale edil mişti. Gümrüklerin epi salâhiyet ve nüfuzu da vardı. Bu yüzden güm- rük memurlarının içinde çok zen- gin olanlarda az değildi. Rüşvet, bahşiş, anafor gırla giderdi. Bazı meraklı memurlar, ( muzır- dır ) diye müsadere ettikleri kıy- metli kitaplarla evlerinde çok zengin kütüphaneler kurmuşlardı. Gümrüklere garip, gülünç vak- alar, hadiseler de olurdu, bir iki- sini şuracıkta yazalım: Bir gün gümrüğe binlerle şişe fransız şarabı gelir. Şaraplar Beyoğlunun zengin şarap tacirle- rinden birinin malıdır. Tüccar ma- lını çekmek için gümrüğe gidince, gümrük resmini verdiği halde bile malına sahip olamıyacağını anlar sorar: — Neden? — Veremeyiz. — Canım mal benim değil mi, gümrük resmini de veriyorum, başka ne istiyorsunuz, ne hakla malımı alakoyuyorsunuz? Tacir yavaşça bir kenara çeki- lir ve işlediği cinayet kendisine gösterilir: Meğer şarap şişelerinin üzerin- deki zarif etiketlerde alâmeti farika olarak kırmızı yıldız varmış! Bundan büyük cinayet mi olur? Birkere şarap şişesi üzerinde yıldız... ( Yıldız ) ki halifei müsli- min efendimizin oturdukları sa- raydır. Nasıl olurda şarap şişesi üzerinde bulunur? Bu bir.. Sonra da kırmızı yıldız? Bundan çıkan mânada ( Kızıl sultan ) demek değil midir? bir Cinayet, büyük cinayet vesse- lâml... Şarap taciri bu izahat karşısında şaşırdı. kaldı ve gitti, bir alay işçi buldu, gümrüğe getirdi, sandıkları açtı, bütün şişelerin üzerindeki etiketlerden birer birer yıldızları kazıttı. Sonra... Sonra da bu iş kimsenin kulağına gitmesin diye, gümrük memurla- rına da birer miktar şöyle birşey- ler taktim etmeği elbette unutmadı. Yalnız yıldız değil, hilâl ve arma da memnu idi. Meselâ bazan kahve fıncanları veya vazolar üzerine bilâl gibi, arma gibi bir şeyler üzerine resmederek gönde- rirlerdi. Gümrük bunları katiyen bırakmazdı. Bir başka seferde, (Orozdibak) ticarethanesine oOgelen feslerin içinde bir (yıldız) resmi vardır. Gümrük ticarethaneye bu (yık dız)ın silinmesini tebliğ etti. Tica- rethanede arkasını sefarethanesine dayadığı için fesleri olduğu gibi gümrükten almak istedi, Muhabere münakaşa, mücadele., Herşeyde peki amma, böyle mü- him ve çok nazik bir meselede gümrükler bile sefarethane tanr- mayorlar!.. Öyle ya, devletin hayat ve namusuna taallük eden bir mesele!.. Amma ne yapmalı, se- faret te inat ediyor, gümrükler de. Nihayet Abdülhamit bu işe bir çare buldu: Gümrükteki yıldızlı feslerin hepsini ( Hazinei hassa ) hesabına satın aldı. Ve böylece bu feslerden bir adedi bile çarşı/ve pazara çıkma- dı. Bir de Abdülhamidi beğen- mezsinizl... Sansür. hikâyeleri anlatılmakla bitmez. O kadar uzun ve bilhassa gülünçtür. Sansür Abdülhamidin en büyük, en kuvvetli silâhı ol- makla beraber, aynı zamanda memlekete en çok zararı dokunan bir belâ idi. Sansür yüzündendir ki Türkiye senelerle Avrupaya karşı kör ve sağır kaldı. Istibdadın affedilmez günahlarından biri de budur. * .. Abdülhamit böyle âdeta çocuk oyuncağı işlerle oynamakla meş- gul. Dahilde şiddetli bir idare, tazyik, mahpes, menfa korkuları... Bütün bu tedbirlerle vaziyetinden emin. Yalnız hariçten korkusu eksik miyor. Hariçtekiler ise, artık ne ola- caksa olsun diyorlar. Bir şeyler yapmak lâzım. (o Abdülhamidin ölümünü beklemek... Bu, görülü- yor ki pek uzun bir iş. Hariçtekilerin faaliyetini izah etmeden evvel, onların hayatı hak- kında bazı notlar kaydediyorum. Bu notlar, onların hayatı ve tarzı faaliyetleri hakkında daha güzel bir fikir verebilir: (Arkası var) Nakie. “ di oi sh sö,

Bu sayıdan diğer sayfalar: